DUYURULAR

Tunahan Sarı Yeni Bir Yazgıya Girizgah Şiiri



Facebook'ta Paylaş! Twitter'da Paylaş! Sık Kullanılanlara Ekle!
Harf Boyutu Küçült Harf Boyutu Normal Harf Boyutu Büyüt
Puanınız kaydedildi.
Teşekkür ederiz.
4,5
2
Şiire puan verin!

Tunahan Sarı

Yeni Bir Yazgıya Girizgah


/Ve seni sevmek gibi… Ve sana varmak gibi
Böyle perme perişan ayrılmak da hep kader
Yatağından vazgeçen şaşkın bir ırmak gibi
İnsan da anılara döner sırtını, gider /

Bu gece gözyaşların hüznümü ıslatıyor
Kalbin belki son defa kalbimle bir atıyor
Sözlerim küf tutarken, sükûtun mahzeninde
Kaybolan ümidimi arıyorum teninde
Duvarların ardında bekliyor beni korkum
Dizlerinde uyumak, uyumak istiyorum
Uyusam, bir düş görsem düşümü gerçek sansam
Bu yakıcı gerçeğe bilmem nasıl dayansam
Sen mahcup lügatlerde arayıp bulduğum sır
Hicranın sonsuzluğa varacak asır asır
Ben ürkek bir yolcuyum şairler böyle yazsın
Gidişin de bir vuslat
desem de anlamazsın

Hatırla… Avucunda kanayan güllerimi
Ruhumun depremiyle titreyen ellerimi
Bir an için - usulca - tutuşun, bırakışın
Beni sakın bırakma dercesine bakışın
Gözlerin batan güne yakılmış bir ağıttı
Rüzgârlar esti ılık, saçlarını dağıttı
Mesneviler okundu Galib’in türbesinde
Yeniden doğuyordum o efsunkâr sesinde
Dudağının kıvrımı sanki sultanîyegâh
Saatleri öylece durdurabilseydim ah
Hangi yöne gideyim sırtımdaki bu yükle
Gölgen gibi beni de
ardın sıra sürükle

Uzakta, çok uzakta martılar suya indi
Kız Kulesi küllenmiş aşklar kadar sakindi
Gece bizi koynuna çekerken adım adım
Hatırla, yıldızlara adını fısıldadım
Adın ki her harfinde bin yıllık elem saklı
Adın ki her dem dilde ama her dem yasaklı
Kılıçlar gibi keskin ve kıldan daha ince
Kabirde şehzadeler inliyor söyleyince
Adın gurbette sıla sılada gurbet adın
Tam kavuştum dediğin zamanda hicret adın
Ürperen seherlerde gökleri tutan niyaz
“Rabbim, ya sil adımı
ya da O’nu bana yaz”


Yalnızlık korkusunu yalnız kalan anlarmış
İnsan da nergis gibi yansımasıyla varmış
Kırılacak gidersen aynadaki hayalim
Boynuna kolye diye asılacak vebalim
Ahşap bir çerçevede, bir camın buğusunda
Karanlık şiirlerin tekinsiz kuytusunda
Sen de benim gördüğüm boşluğu göreceksin
Yokluğun yarasına pişmanlık süreceksin
Çoğaltacak şarkılar sahipsiz matemini
Limanlar almayacak ‘eyvah’ yüklü gemini
Ne yüzünde tebessüm, ne teselli yürekte
Maziye döneceksin
çektiğin her kürekte

Oysa güldüğün zaman utanırdı melekler
Etrafında pervane olurdu kelebekler
Kokuna İstanbul da ben kadar aşinaydı
İçimin göklerinde çehren bir dolunaydı
Endamını iklimler ötesinden tanırdım
Yürürdün, ufuklar da yürüyecek sanırdım
Şimdi sen kollarımda perişan, gözü yaşlı
Kararlı ve tedirgin, mahzun ve de telaşlı
Siliyorsun alnıma yazdığın yazıları
Bazıları gider, can çekişir bazıları
Geriye anıların yorgun feryadı kalır
Tarih olur sevdalar
dudakta tadı kalır

Hüdayi yollarında dalgalar durulsa da
İnsan kısa ömründe bir defa vurulsa da
Sana gitme diyemem, buna takatim mi var
Vedası da vefası kadar güzel olan yar
Sarıl bana –sımsıkı- sarmaşıklar misali
Daha yeni kavuşmuş toy âşıklar misali
Hasretle bakışalım, ümitle gülüşelim
Tarifsiz acımızı sessizce bölüşelim
Birimiz aşkımıza mersiyeler okusun
Birimiz bu sevdanın kefenini dokusun
Gözlerimde silinmiş bir yazgının günahı
Gözlerin silinmez bir yazgının girizgâhı
Karışmasın geceye ne bir ses ne bir seda
Elveda düş çiçeğim
tek gerçeğim elveda

Tunahan Sarı


Gönderen:
cenk başar

Bu şiir toplam 741 kez okundu.
28.07.2010

Bu şiire henüz yorum yapılmamış.

Siirdemeti.Net - 2005 Yılından Günümüze Karşılıksız Sevgi ©