Siirdemeti.Net 2007 Şiir Yarışması Şiirleri

GECE ŞİİRLERİ


Öznur’a


– saydam gözlerine-

Thames nehri avuçlarının içinde,
Ve gözlerinin içinde ‘St. Peter Katedrali’ yaslanmış duruyordu
Beş dakika otuz beş saniye gözlerine
Kaşlarına
Saçlarına
Baktım.
Ve iki sarmalık Venedik tütünü tutturdum ağzıma
Seni görmeseydim;
Kadmiyum kırmızı suratım olmazdı.

London; köprüler uçtan uca
Bir bardak ‘Grands’ damarlarımı yakıyordu
Thames nehri; gökyüzü gibi derin ve açık mavi
Gölgelerimiz birleşti
Sonra
Ellerimiz
Dudaklarımız
Tenimiz…
Titan beyazı yaladı kulaklarımı

On bir defa gözümü kırptım
Beş dakika otuz beş saniye gözlerine
Dudaklarına
Baktım.
Bizi en güzel ‘Camille Pissarro’ çizebilirdi.
‘Louveciennes Sokağı’ gibi…
İki yaşlı insan gibi…

‘Thames nehri’ gökyüzü gibiydi
Titan beyazı gözlerimden geçti
İki tane ağaç sallandı
Yosunlu taşları gördükçe;
Çırılçıplak bir aşkın doğuşunu gördüm,
Kendi kendime…
Saydam gözlerin olmasaydı
İnan ki,
Yeni bir dünya olmazdı.
(iki kadeh Fransız votkası içmeden gözlerine bakamam, biliyorsun)





- kırılgan parmaklarına-


(Bütün şifrelerim sende gizli
Ellerinde
Avuçlarında gizli,
Seni görmeseydim
Yeni bir dünya olmazdı,
Kadmiyum sarı olmazdı.)

Otuz sekiz tane karabatak
Ve alabildiğince martı
Sevişiyorlardı.
Altı tane
Beyaz kırmızı gemi
Bakire kadınlar gibi tedirgindi,
‘London Tower’ utanmasa ağlayacaktı
Yüreğim tunçtan, simsiyah kesildi
Sense miladi bir tanrıçasın, gözlerinden okudum,
Hani bilirsin Zeus’ un karısı vardı ya, asi…

‘London Bridge’ korkutuyordu beni
Ve bin bir türlü ışıklar, gözümü alıyordu
Ben senin koynundan kaçmanın planlarını yapıyordum
Günlerce içmek
Ağlamak
Yıldızlara asılı kalmak istiyordum,
Parçalı, şarap kokulu bir ay gibi…
Toprağın kokusu bile yabancı
Her şeyden öte sıkışıp kaldım;
‘St. Pauls katedrali’ önünde yüreğim sıkışıp kaldı
Ölmekten korkmuyordum…

London Eye’ nin gülüşünü görseydin
Saçlarını şöyle bir sallar
Kırılgan parmakların yerinden çıkardı
Aynı gözlerin gibi…
Sana aşık olduğumu anlardın şiirimi okusaydın,
Şarkılarımı dinleseydin
Kendini dinleseydin,
Anlardın bir aşkın gizemli telaşını
Heyecanını
Geç kalmışlığını
Aynı ben gibi…
(sana yazdığım altı tane şiiri Thames nehrinin kollarına bıraktım)




-çıldırtan güzelliğine-


Gözlerinde kaldı bütün pastel renkler,
Eminim ki
Van Gogh seni görseydi,
Eceliyle ölebilirdi,
Çıldırtan güzelliğini çizebilmek için…
Bense şarkımızı yazıyordum,
Ve her sokakta
Şarkımızı söylüyordum,
Senden habersiz…
-sekiz tane üveyik havada asılı kaldı, anlayamadım, içlendim-

(Altı gece uyumadım.)
Beni bilirsin ki, ağlamaktan korkardım,
Altı gece ağladım, gök kırmızı dudaklarını düşündüm
Aykırı yaşamak bana göre değil anladım sonunda
Büsbütün bedeninden
Ruhundan
Sesinden
Ayrı kalmak bana göre değil…

Senin acıların vardı,
-gözbebeklerine bakınca anladım-
Ne desem, yersiz ve anlamsız
Seninle olmak bir mucize,
Ve zor.
Bir ömür boyu yüreğimi ellerinde taşıyamazsın ki
Kaybedişlerimi
Kırıklarımı
Aykırılığımı, taşıyamazsın
-Allah’ım gibi biliyorum-

London sokakları bensiz olsun ne olacak,
Yeni bir dünya bensiz yaratılıyor…
Benden uzaklarda…
-Kadmiyum sarı, gözlerimde kaldı; anlayamadım-

On dokuz defa evinin önünden geçtim,
On dokuz defa pencerene baktım,
Ağzımda Venedik tütünü…
Seni hiç göremedim…
Ağlamaktan, burnum yanmaya başlamıştı.
Koşarak eve gittim
Ve ölümümü yazdım…
Sense Zeus’un aşağılık karısı Hera gibi
İçimde durmadan büyüyordun…

selim cayvarlı
Şehir: samsun

Doğum Tarihi:: 1986


Şiirlere Geri Dön   | Arkadaşına Gönder