DUYURULAR

SERBEST KÜRSÜ

Şairül İslam Yunus Kokan - Vecizeler 7

353) İster öldür beni, ister güldür beni. Aşkın ile döndür, ne olur Sen beni. Bildim bileli ben beni, söylerim deli deli: Sevgini ver Sevgili!

354) Sabret, gör! Bu sonuç sana özel, Allah yapar her şeyi en güzel.

355) Göz ver, yanarak bir başka! Öz er, anarak tek aşka!

356) Allah’tan başka yoktur hiçbir ilah, Resûl Kur’an’ı ne güzel eder izah, Melek-ül Mevt’i görünce gafil der: “Eyvah!”

357) Her nerede isen, Rabbi’nin yoluna dön, gel! İman eden yüreğe yoktur engel.

358) Ne bir dua, ne beddua, bir kelam-ı fukara: Rabbim! Her kim ne murad ediyorsa hakkımda, dergâh-ı ilahiden, ona iki katı ulaşa.

359) Yoksa eğer yüreğinde, hak adına hiçbir dava. Şeytan ve yardımcıları, alkış tutar böyle ava.

360) Hakk’a dönüktür özüm, O’nsuz sönüktür sözüm, dünyalıkta yoktur gözüm.

361) Dersin akl-ı beşerden ırak, insan olur önce çırak. Derim Hak Teâlâ dilerse, usta olur bir anda çırak.

362) Dillerden düşmeyen, aşk kokulu güldür. Günbegün ağlayan, vefalı bülbüldür. Ey Maşuk! Ne olur artık Gül, yüzümü güldür!

363) Dil getirir kelime-i şehadet, amel eder her dem ona muhalefet. Bu hâl eder delalet, yerleşmemiş o kalbe hidayet.

364) Aldığımız nefes emanet, verdiğimiz nefes inayet. Şu hayatta sahip olduğumuz an ne? Geçmiş olsun anne!

365) Bilsen ki karşındaki insan cahil, edersen onunla münakaşa, olursun sonunda gafil. Bir iken iki olur cahil.

366) Cahille münakaşa eder insanı gafil.

367) Sorsan herkes her şeyi biliyor! O hâlde bu gafilane söylemler ve cahilane eylemler, Allah aşkına nereden geliyor?

368) Mesleğimi yakamam, meşrebimi atamam. Dağları, taşları kırarım, yıkarım; bir kalbi kıramam, asla gönül yıkamam.

369) Yoktur Sen’den başka hiçbir ilah, ey Yaradan! Ne olur kurtar beni, şu ayrılık denen yaradan!

370) Fatiha ki taleb-i hidayet, Kur’an’dır bu duaya icabet.

371) Anne duası alan yolda kalmaz, baba bedduası alan iflah olmaz.

372) İmandan maksad önce hayâ. Hayâ eden yüzler benzer aya.

373) Ne o yan, ne bu yan, ne de şu han. Hedef cihan, nesl-i Kur’an.

374) Ey nefsim! Bilenden korkma! Bilmediğini bilenden korkma! Bildiğini bilmeyenden de korkma! Lakin bilmediğini bilmeyenden kork! Zira insanların en şerirleri onlardır.

375) Şiirleri aşka nazır, dizeleri sadra kazır. Yûnus vuslata muntazır.

376) Ağız yaydır, kelimeler ok. Yayından çıktı mı ok, artık geri dönüşü yok!

377) Atıldım bir meydan-ı imtihana, iki kapı açıldı bu hana. Tevazu kapısından girdi itaat ve taat, kibir kapısından çıktı isyan ve şenaat.

378) Ey nefsim! Sözlerime ey nefsim diye başlamam, tevazudan değildir bilesin. Zira sen emmaresin, daim tenkit edilmelisin, hakkın övgü değil, yergidir bilesin.

379) Yoktur hiçbir şeyde Sana secdedeki lezzet, ne olur Rabbim Sen rü’yet-i cemalini lütfet!

380) Ellerimi açtım, gafletten Hakk’a kaçtım. Ben Sana muhtacım, esman benim ilacım.

381) Ey nefsim! Nasihat edebileceğin kimselere, nasihat etmemek büyük bir kayıptır. Nasihat alabileceğin kimselere, nasihate kalkışmak büyük bir ayıptır.

382) Topluluk içinde nefislerini medh ü sena ile ananlar, yalnız kaldıklarında bila mecbur nefislerine taparlar.

383) Ey hikmet! Sen İslâm’a giden yolsun. Gönlün imanla dolsun, dilin ne olursa olsun, yeter ki söylediğin hak olsun.

384) Bak, mahlukat onu okuyor duy! Teslim ol, Kur’an’a uy! Tevekkül ne güzel bir huy.

385) Münafığın nifak oku, neşrediyor nahoş koku. Kibirlinin arşta burnu, göremiyor açla toku.

386) Kur’an’dan alacağız ders-i hakikati, efalimizle anlatacağız hak din İslâm’ı.

387) Cismi büyük, fikri küçük, çıktı bir adam karşıma. Dedi: “Ey şâir bana baksana! Ben kadere inanmıyorum, ne anlatsan boşuna.” Dedim: “O da senin kaderin anlasana.”

388) Rıza-i ilahi olunca yalnız emel, ibadet olur her bir amel.

389) Şiir vardır evliya eder, şiir vardır eşkıya eder. Şâir vardır evliya dahi gıpta eder, şâir vardır eşkıyalar da lanet eder.

390) Adın ana ana kendimden geçtim. Meşrepler içinde ben aşkı seçtim.

391) Şol sözlerim ki sanma ham, hepsi Hakk’tan gelen ilham.

392) Kalmamış insanda hayâ, ar sanki cansız, ruhsuz bir duvar. Hasenat sanki ona bâr, gafilden daha müflis kim var?

393) Ne güzel ayrıntı, göz üstüne nakşedilen kaş. Söyle! Kimdir, şu simayı nakşeden nakkaş?

394) Değildir kesreti terk, gerçek marifet. Kesret içinde de vahdet ile olabilmek, asıl marifet.

395) İman çıplaktır, elbisesi takva. Ne güzel zinet, bu elbisede hayâ.

396) Araçları amaç hâline getirmek, ancak hedeften sapmak demek.

397) Bir insan düşün ki samimi, olsa da hakiki bir ami, tek başına fetheder âlemi.

398) Etti her nebi ümmetine rehberlik, peygamber mesleğidir öğretmenlik.

399) Davam gönlü tamirdir, uyku yeri kabirdir.

400) Korku olur cehalet, ilim en büyük cesaret.

401) Yoktur bu dünyaya, ikinci bir geliş. Bak, gör her şey O’nu anlatır insana. Düşün ve aklet! Hikmet ise dilindeki naklet! Bize düşen, sabır ile şükrediş, Melek-ül Mevt’e: “Hoş geldin!” diyebiliş.

402) Menfi millet zillet, müsbet millet izzet. Gün gelir bizi de bir anlayan çıkar elbet.



Şair'ül İslam Yunus Kokan / 15.07.2019

Bu yazı 59 kez okundu.


YORUM YAP



YORUMLAR

Siirdemeti.Net - 2005 Yılından Günümüze Karşılıksız Sevgi ©