| ŞİİR YARIŞMASINA KATIL |
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
ŞİİR
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 23:10 |
ŞİİR
Şiir ;
Hİssiyatın kalbe,
Yansımasıdır..
Şair İse ;
Hissiyatın,
Kalbe yansımasını ;
Kağıda,
Nakşetmesini bilendir…
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
erhan tabak
Şiir ismi:
Bana Bırak
Şehir:
Edirne
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 23:00 |
bu sokakları
bu şehri bana bırak
daha açamadığın kapılar varken bide
ardına bakmak
sana yakışmaz
şehri baştan yaratsan da
bazı şiirler olmuyor baştan
ne etsen işte
o yüzden bana bırak bu sokakları
ben terkederim kendimi bir bir
ışıkları solumaksızın
bir nefes ışık kalmaksızın..
bana bırak her şeyi
şehirleri yazmak sorunmuş gibi
kimse düşünmez ki
yalnızken kim örter üzerimi
bana bırak ben hallederim
dermişim gibi
bırak işte
ben ölürüm
başımın çaresine
her neyse...
|
|
|
Gönderen:
yahya aksoy
Şiir ismi:
ÖPÜLECEK ELLER !
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 22:53 |
ÖPÜLECEK ELLER !
Varlığımızın temel taşı
Adem ile Havva'dan
Yusuf ile Züleyha'ya
Fatmalardan zeliha'ya
Beşik sallayan eller ,ninni söyleyen diller onda
Yavrusu için göz yaşları sel olan gözler onda
Önde olması gereken yerlerde en sonda
Kadınlarımız, gönül yarimiz analarımız,
Tarlada, bahçede ,bağda
Ekmeğimiz ,aşımız uğruna
Eli elcekli, kolu kolcaklı
Bir gün değil her gün öpülecek
Ellerinde, ayaklarında bitmeyen nasırlar
Ayakları altında ipek halılar yerine , el dokuması hasırlar,
Kaderleri değişmiyor geçse de asırlar
Vatan ve evlat sevgisi uğrunda acıyı bal eyleyen
Gözü, gönlü tok, dünyada üzerlerine yok
varlığımız, varımız, yarınlarımız analarımız,
Tarihler böyle yazmış
"Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar bulunmazmış"
Ne yazık ki İkiside kan ağlıyor !
Bütün dünya yeni yıkımlara kurdelâ bağlıyor !
YAHYA AKSOY (11 Mayıs 2013-Ankara )
|
|
|
Gönderen:
AHMET FENAR
Şiir ismi:
YALNIZ ZAMAN YOLCULARI
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 22:25 |
YALNIZ ZAMAN YOLCULARI
Tutsaklığım ateş oluyor ellerimde
Yakıyor bütün ormanlarını içimin
Yer ile yeksan bir gökyüzü bırakıyor dilsiz çocuklara
Tepetaklak düşüveriyor; çünkü umut denilen ulaşılmazlık
Günde bin kere ölümü düşünüyor beynimin bir yarısı
Bir yarısı bin kere boğuşurken yaşamakla
Tuz kokusu duruyor dudaklarımın çatlaklarında hala, hangi deniz artığı bilmediğim
Ve yağmur silemiyor hiçbir kiri hiçbir yürekten
Gözyaşı bütün vicdanların ortak gardiyanı
Yerçekiminin kardeşi oluyor, canciğer hem de;
Çünkü uçurtmalar da kurşungeçirmez değil henüz
Mahkûm kafaları gibi insanlığın
Mavice bir düşü armağan bırakamadık
Kuyuların karanlığında duran Yusuf yüzlülere
Taze bir kar tanesi doğururken hayat, ay zamanında
Yakıyor ormanlarını içimin
Tutsaklığımın ellerimde duran ateşi
Tepetaklak düşüveriyor; çünkü umut denilen ulaşılmazlık
Yer ile yeksan bir gökyüzü bırakıyor dilsiz çocuklara
Seninse şehirlerin uzak hala.
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
YÜCE TÜRK MİLLETİ
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 22:23 |
Yüce Türk Milleti
Yüce
Türk Milleti
Bütün İnsanlığı
Yaratan’dan ötürü sever
İnanır.
Temiz kalplidir
Hürmetkardır
Misafirperverdir
Affedicidir Affeder.
Lakin
Asla ve Asla
Affetmeyeceği
Münafıklık
ve
Vatan Hainliği’dir.
Bunu yapanların
Bir daha
Türk’ün bağrında
Barınabilmesi için;
Yüzü olmayacaktır.
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET FENAR
Şiir ismi:
YARGI
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 22:17 |
YARGI
Bütün pişmanlıklarımı yargılıyorum bir bir
Oysa ikimize de yeterdi bu koca şehir
Ve gözlerin gecenin en tehlikeli zamanında değiyor aklımın çaresizliğine… hiçbir şiir unutturmuyor içimde yaktığın nehirleri… sanki fırtınalarda doğrulan biz değildik .
Can atıyor kalbim yitirmemek için gülüşlerini… tenim korkunç bir hırsla saklıyor hala kokunu üstümde (ki dudaklarındaki elma kokusunu duyuyorum hala )
Keşke asabilsem dar ağacında ,bütün günahlarımı … sonsuzluğa yollasam adının geçmediği sözcükleri
Bütün pişmanlıklarımı yargılıyorum bir bir
Oysa ikimize de yeterdi bu koca şehir
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
SENİ Anmaktan
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 22:08 |
SENİ Anmaktan
Her zaman,
Her an;
Yüreğimde vardır,
Tatlı bir sızı;
Allah,
Allah
Der;
Gizlice ağlar,
Bazı bazı..
Şükründen
Ve
Seni anmaktan
Bizleri mahrum etme
Yarabbi..
Işığını;
Üzerimizden eksik etme,
Söndürme
Yarabbi...
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Rauf Denktaş
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 21:58 |
Rauf DENKTAŞ
Anayurdum
Anavatanım
Türk
Türk’üm
Türk Milleti
“ NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE ”
Derken;
Senin hissiyatını
Gözlerindeki ışıltıyı
Duygularını
Bir Türk olarak
Anlamamak mümkünmüydü?
Anlamayanın kafasına da;
Zaten
Düşmesi lazım bir taş...
SEN BİR BOZKURT’TUN
SAYIN RAUF DENKTAŞ
Adını
YÜCE TÜRK MİLLETİ
Tarihine
Altın harflerle yazmıştır..
TÜM TÜRK MİLLETİNİN BAŞI SAĞOLSUN!
RUHUN ŞAD OLSUN!
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
HER TÜRK bir BOZKURT'TUR
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 21:51 |
HER TÜRK bir BOZKURT'TUR
Gerçekleri gör;
Anla,
TANI,
Ve
Asla unutma..
Hatalarından
Ders çıkar,
Oyuna gelme,
Düşmanları sevindirme,
Birbirine düşme,
Anladığın an;
Asla ve kat’a,
Haini aranda barındırma,
Sakın ha;
Sakın..
Uyan!
Savaşta gösterdiğin birlikteliği,
Dünyanın her yerinde,
Her alanda,
Kardeşce
Sonsuza dek göster ki;
Ay yıldızlı bayrağın göklerde
Ve
Birlikteliğin daim olsun..
Titre ve kendine dön!
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 21:43 |
Dışarda YAĞMUR VAR
Dışarda yağmur var
Binlerce damla gözyaşı
Düşüyor üstüme..
Kulağıma fısıldıyorlar Allah’ım
Hepsi hepsi Sessizce..
' Biz Şehit olduk
Gözümüz Kulağımız SESİMİZ
Elimiz Ayağımız siz 'diye..
Kulağıma fısıldıyorlar Allah’ım
Hepsi hepsi birden
Sessizce ...
Sessizce ...
Sessizce !!
BİR DAĞ OL SAMSUN SES VER SESİME !
BİR DAĞ OL SAMSUN !!
SES VER SESİME !!!!!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !!
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Adı MEHMET
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 21:18 |
Adı MEHMET
Türk'üz ortak adımız MEHMET!
Bir şeyler diyorsak
Dediklerimize dikkat et
Susuyorsak
Suskunluğumuza da dikkat et
Hele hele sabrımızı hiç deneme
Türk'ün sabrını denemek
Vallahi de Billahi de
Abesle iştigal etmek demek
Türk'üz biz Seliz
Sınırlarımız bendimiz
Uğraşmasın hiç kimse bizle
Bendimizi çiğner geçeriz
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
HATİCE YALÇIN
Şiir ismi:
Şehir:
İzmir
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 20:02 |
Sessizliği yırtarcasına susuyorsun yüzyıldır…
Gözlerin,ne kadar yorgun.
Gözlerin kahverengi uçarı alıngan…
Ve hayat neler alıp gitmiş
Şehrin ışıklarından
Yakamozlardan, kemancı çocuklardan,
Sağanak yağmurlar yağarken körfeze
Islanan çocukluklardan…
Ayağının altından kayıyor hayat
Kayıyor bir bilinmezliğe
Bir boş vermişliğe,
Kayıyor yıldızlar,
Ve ısıtmıyor hilalin rengi bu şehri artık
Çok sustuk, çok yuttuk bir roman yazılası kelimeleri
Ardımızda yeni asfalt ayak izleri
Artık hayatlardan bir düş kur kendine
Ağrıyan ilk gençlik masallarından
Hiç gitmediğin sinemalardan ve parmağına batan
Diken kalıntılarından
Ve ağlama ve sus ve konuşma artık
Geçmiş zaman tozlu anılardan…
|
|
|
Gönderen:
Gülser Bal
Şiir ismi:
ELLERE GÖNDERME
Şehir:
İstanbul
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 18:29 |
BİRLİKTE KARŞILAYAMADIĞIMIZ,
BU KAÇINCI SABAH.
BENSİZ GEÇİRDİĞİN,
YENİ BİR GECENİN ARDINDA.
BİRLİKTE SAYAMADIĞIMIZ,
YILDIZLAR DA ÇOĞALMAKTA.
GÜNEŞİMİZ,
BİLMEM KAÇINCI KEZ BATMAKTA.
BİLİYORSUN,
BİZ NE KADAR ÇOCUK KALSAK DA,
ZAMAN SU GİBİ AKMAKTA.
YILLARIN ÖTESİNDE AŞİNA YÜZLER,
BİR-BİR YAŞLANMAKTA.
KİMBİLİR KAÇ ARKADAŞIMIZ,
ARTIK GÖKLERDE BULUŞMAKTA.
OKUL ANILARIMIZA,
BİZ NE ANILAR EKLEDİK OYSA.
BU GÜN YILDÖNÜMÜMÜZ,
OLMASAM DA YANINDA,
SOLUDUĞUN ŞEHRİN HATIRALARI,
YİNE HATIRIMDA.
ÜSTÜNDE OTURDUĞUMUZ DUVAR,
TAÇ ÖRDÜĞÜN PAPATYALAR,
NASIL HATIRIMDAYSA.
ARNAVUT KALDIRIMLARI,
MOR TEPELER,
EKTİĞİN ERİK AĞACI...
SAÇLARIM KADAR KIZIL,
BİZİ BEKLİYORSA,
OKUL BAHÇESİNDE,
YAŞIYORSAM BEN HALA,
SENDEN KİLOMETRELERCE UZAK,
BİR ADIMLIK ÖTENDE,
ARAMA SEBEBİNİ BENDE.
NİCE HAYALLER DE KURDUK,
GÖNLÜMÜZCE.
KÜÇÜCÜK EVİMİZ,
RENGARENK BİR BAHÇE,
MANOLYA KOKULARI-GÜLLER...
MUTLU OLMAYI,
GÖZE ALABİLSEYDİN EĞER,
YAŞARDIK GÖNLÜMÜZCE.
ŞİMDİ,
YAĞMUR BULUTLARININ ARDINDAN,
GÖKKUŞAĞI BEKLİYOR GÖZLERİM.
VE BİR ŞARKI SÖYLÜYOR YÜREĞİM,
DUYUYORMUSUN?
YAR,
BENİ ELİNLE ELLERE GÖNDERME.
|
|
|
Gönderen:
Gülser Bal
Şiir ismi:
MECBUR ETME
Şehir:
İstanbul
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 17:29 |
DİYORSUN İLK SEVDİĞİM,İLK GÖZ AĞRIMSIN BENİM
BU AŞKTAN VAZGEÇMEYE, GEL BENİ MECBUR ETME
KÜÇÜK ÇALIKUŞU'NU, İNCİTİP-KÜSTÜREREK
BİLİNMEZ DİYARLARA, GÖÇMEYE MECBUR ETME
NİCE YILIN ADI VAR, SARARMIŞ MEKTUPLARDA
ÖZLEMLİ ŞİİRLERDE, KURU FIREZYALARDA
YAŞANACAK NE VARSA, İÇİMİZDE KANAR DA
KEDERİMİZE GÜLÜP-GEÇMEYE MECBUR ETME
O YAKICI HASRETİ, GÖNLÜME YAR EDERİM
HAYALLERİMDEN-SENDEN, HER ŞEYDEN VAZGEÇERİM
BÜTÜN HATIRALARI, BİR KALEMDE SİLERİM
DİYEREK SENSİZLİĞİ, SEÇMEYE MECBUR ETME
İYİ VE KÖTÜ GÜNDE, DİZİNİN DİBİNDEYİM
SEN ÇOKTAN UNUTTUN DA, BEN YİNE SÖZÜMDEYİM
ARDIMA DÖNÜP BAKMAM, BİR GÜN ÇEKİP GİDERİM
SABRIMI TÜKETİP DE, GİTMEYE MECBUR ETME
|
|
|
Gönderen:
Gülser Bal
Şiir ismi:
SUDAN BİR SEBEPTİ
Şehir:
İstanbul
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 17:07 |
SUDAN BİR SEBEPTİ DARGINLIĞIMIZ
ARAYA YILLARI KOYMA NO'LURSUN
O GÜZEL GÜNLERE GERİ DÖNELİM
BİL Kİ UNUTMADIM SENİ DİYORSUN
İSTERSEN YOLUMA, YOLUNU DÜŞÜR
İSTERSEN ARAYIP, SESİNİ DUYUR
İSTERSEN GÖNLÜNLE, GÖNLÜMÜ ÇAĞIR
İNAN ÇOK ÖZLEDİM SENİ DİYORSUN
UÇARIM SEVİNÇTEN, ÇOCUKLAR GİBİ
SARIP MUTLULUĞU, KUCAKLAR GİBİ
ÖMÜR BOYU SÜREN, İLK AŞKLAR GİBİ
HALA SEVİYORUM SENİ DİYORSUN
|
|
|
Gönderen:
Gülser Bal
Şiir ismi:
SEVMENİN ZAMANI GEÇTİ
Şehir:
İstanbul
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 16:55 |
GÖNDERME, SELAMIN GELMESİN BANA
ÖZLEMEM YÜZÜNÜ, BAKMAM YOLUNA
SEVİYOR MU? DİYE YILDIZ FALINA
BAKTIRMAM, SEVMENİN ZAMANI GEÇTİ
KARŞIMA ÇIKMA HİÇ, TESADÜF DİYE
YER YOK HAYATIMDA, BÖYLE SEVGİYE
BAYRAMDA-SEYRANDA, ALIP HEDİYE
GETİRME, SEVMENİN ZAMANI GEÇTİ
BEKLEME KARŞILIK, MEKTUP YOLLAYIP
UÇAN KUŞTAN BİLE, HABER KOLLAYIP
ADIMA ŞİİRLER-ŞARKILAR YAZIP
SÖYLEME, SEVMENİN ZAMANI GEÇTİ
AYRILIK SUÇUNU, ATIP KADERE
PİŞMANLIKLA YANMA ARTIK, BOŞ YERE
GÖZYAŞI DÖKEREK, KAVUŞTUR DİYE
YALVARMA, SEVMENİN ZAMANI GEÇTİ
|
|
|
Gönderen:
Gülser Bal
Şiir ismi:
ESKİ SEVDA
Şehir:
İstanbul
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 16:30 |
ARDINDAN DİNMEDİ GÖZÜMÜN YAŞI
ASIRLARA BEDEL, ONSUZ BİR GÜNÜM
TEBESSÜM ETSEM DE KIRK YILIN BAŞI
O ESKİ SEVDAYLA YARALI GÖNLÜM
NE BAHARI BİLDİ, NE YAZI-KIŞI
SONBAHARDA KALDI, ÖMRÜMÜN YAŞI
TATMADIM BİR DAHA, BÖYLESİ AŞKI
O ESKİ SEVDAYLA YARALI GÖNLÜM
BİTECEK SANMAYIN, KALBİMİN YASI
YAŞADIM SAYILMAZ, ONDAN SONRASI
KANIYOR İÇİMDE, HER HATIRASI
O ESKİ SEVDAYLA YARALI GÖNLÜM
|
|
|
Gönderen:
Gülser Bal
Şiir ismi:
ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ
Şehir:
İstanbul
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 16:16 |
ÖZLEDİM DİYEREK, BUNCA YIL SONRA
DÖNSEN DE FAYDASIZ, İŞ-İŞTEN GEÇTİ
BIRAKTIĞIN YERDE DEĞİLİM ARTIK
SEN GİTTİN GİDELİ ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ
YAŞLI GÖZLERİMİ KURUTTUM ŞİMDİ
ÇARESİZ GÖNLÜMÜ AVUTTUM ŞİMDİ
O ESKİ SEVDAYI, UNUTTUM ŞİMDİ
SEN GİTTİN GİDELİ ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ
MAZİDEN SÖZ AÇMA, ANMA ADIMI
KOPARDIM SENİNLE, BÜTÜN BAĞIMI
YENİ BİR SEVDAYA, AÇTIM KAPIMI
SEN GİTTİN GİDELİ ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ
|
|
|
Gönderen:
Gülser Bal
Şiir ismi:
SENİNLE AŞKIMIZ
Şehir:
İstanbul
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 15:39 |
SENİNLE AŞKIMIZ YARIDA KALDI
GEL DEVAM EDELİM BİTMEMİŞ GİBİ
ANLAMSIZ GURURU BİR YANA BIRAK
YİNE YANIMDA OL GİTMEMİŞ GİBİ
SARILIP, SEVDAMIN SICAKLIĞINA
MUTLULUK BUSESİ, KOY DUDAĞIMA
GELMEDEN ÖMRÜMÜZ, SONBAHARINA
YİNE YANIMDA OL GİTMEMİŞ GİBİ
DERLER YA BİR AŞKA, BİR ÖMÜR DEĞER
İNSAN HAYATINDA, KAÇ KERE SEVER
SEN DE BENİM GİBİ, PİŞMANSAN EĞER
YİNE YANIMDA OL GİTMEMİŞ GİBİ
|
|
|
Gönderen:
Gülser Bal
Şiir ismi:
ANILARI SİLMEK
Şehir:
İstanbul
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 15:09 |
ANILARI SİLMEK MÜMKÜN OLSAYDI
SİLERDİM, YAŞANMIŞ NE VARSA SENLE
NE ADIN KALIRDI, NE DE HAYALİN
ARDIMA DÖNÜP DE BAKMAZDIM BİLE
SEVDİĞİN ŞEYLERİ HATIRLAMADAN
SESİN KULAĞIMDA YANKILANMADAN
SEVİYOR, SEVECEK DİYE KANMADAN
YAŞAMAK NE GÜZEL OLURDU YİNE
VERDİĞİN HER DERDİ, MUTLULUK SAYIP
YALAN SÖZLERİNİ, GERÇEK ANLAYIP
SEN GÖNÜL EĞLERKEN, HASRETLE YANIP
BOŞUNA GEÇİRDİM YILLARI NİYE
|
|
|
Gönderen:
Erhan Öçalan
Şiir ismi:
Benimle Yeniden Tanış
Şehir:
Çanakkale
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 11:49 |
Birgün Karşılaşırsak Başka Bir Şehirde,
Eski Günlerde Olduğu Gibi,
Soğuk Bir Eylül Akşamında,
Bir Deniz Kenarında,
Yalnız Başınayken,
Elleri Cebinde Görünce Beni Yürürken,
Birden Karşıma Geçip,
Haykır Aşkını,
Ve O Gün Benimle Yeniden Tanış Sevgili,
Dinlerken En Güzel Aşk Şarkılarını,
Resimlerimizi Eline Al,
Bak Doyasıya Maziye,
Sonra Çık Pencereye,
El Ele Gezdiğimiz Yollara Bakın,
Bakın da Resmi Çıksın Yalnızlığının,
Arasın Gözlerin Gözlerimi,
Tutmak İstesin Ellerin Ellerimi,
Bir İhtimal Belki Sadece,
Eğer Karşılaşırsak Başka Bir Şehirde,
Birden Çık Karşıma, Haykır Aşkını,
Ve O Gün Benimle Yeniden Tanış Sevgili.
Paylaşırken Soğuk Bir Geceyle Dertlerini,
Çık Balkona, Bak Yıldızlara,
Dilek Tut Sonra Her Kayan Yıldızda,
Eski Günlerin Gelmesi İçin,
Dua Et Rabbine, Seni Duyması İçin,
Evet Bir İhtimal Belki Sadece Ama,
Olurda Birgün Karşılaşırsak Başka Bir Şehirde,
O Gün Benimle Yeniden Tanış Sevgili.
O Gün Benimle Yeniden Tanış,
Her Şey Bitmiş Olsa da,
Yanında Bir Başkası, Kucağında Bir Çocuk Olsa da,
Eski Bir Dost Gibi, Sırdaş Gibi Mesela,
Söz Çaktırmak Yanındakine Sana Olan Aşkımı,
Eğer Gelirse O Gün,
Karşılaşırsak Başka Bir Şehirde,
Sen Benimle Yeniden Tanış Sevgili,
Yeniden Tanış.
Çanakkaleli ERHAN
www.canakkalelierhansiirleri.tr.gg
|
|
|
Gönderen:
HÜSEYİN GÜZEL
Şiir ismi:
ADIN ŞİMDİ FESANE !
Şehir:
Malatya
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 11:25 |
Sevgi artık teketti barınağı,
Islandı sahifemin kızıllaşan yanağı.
Maziye gömüldün,adın şimdi fesane,
Çiğ düşen mehtabına yine aldandı sine.
Beni sürüklüyorsun aşıklar kervanına,
Kervan ki kan akıtır her anına.
Develerin ayakları kül olur,
Her sevenin alnında ateşten kakül olur.
Güneş ağıt yakıyor bulutlara derinden,
Yağmur can gönderiyor kokulu gül terinden.
Sevdalımsın diyordun,neden canıma kıydın ?
Neden karaladın yaldızlı misakını ?
Sen ki zakkum kokan bahçelerin hakkıydın.
Görmedin mi tacını eğilerek takanı ?
Körlerin diline düşüyorsun fesane,
Ey aşkın mihracesi,ey gözleri kestane.
Toprağın çehresinde vuslatındır tütüyor,
Ömrüm ki an-be-an aşkımı çürütüyor.
Sana vurgun denizler kuruyor penceremde.
Kördüğümsün ruhumda,sesimde,hançeremde.
Böyle kalsın diyerek gülüyorsun fesane,
Yakut rengi şarabımsın,böyle kalsın efsane…
|
|
|
Gönderen:
ZEYNEP AY ASLANYUREK
Şiir ismi:
YALNIZLIK
Şehir:
İstanbul
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 10:54 |
Yaşadıklarım mı beni güçlü kılar,
Yoksa yaşayamadıklarım mı güçsüz yapar,
Gitmek mi daha zor,
Yoksa mutsuz olduğunu bile bile kalmak mı,
Yaşamak mı huzur verir insana,
Uçsuz bucaksız bir denizde kaybolmak mı,
Ağlamak mı her şeyi çözer,
Yoksa kahkalar atmak mı,
Anlaşılmak mı daha kolay,
Anlaşılamayıp zor olmak mı?
Haykırmak mı daha zor?
Susup kabullenmek mi?
Kararsızlık mıdır her şeyi unutturan?
Kararlılık mıdır insanın canını acıtan?
Hangisi kolay hangisi zor,
Hangisi yalnızlığıma çare,
Hangisi koşulsuz mutluluğu bana yaşatan.
|
|
|
Gönderen:
BİRSEN SARICA
Şiir ismi:
ÖMRÜM
Şehir:
Adana
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 01:59 |
ÖMRÜMM,
Öfkelerim, satırlara vuramadığım,
Boğazımda düğümlenen kelimelerimdi...
Yazamazdım seni incitecek sözleri,
Şiirlere sığdıramazdım,
Üzülmeni hiç istemediğim için.
İçinde tebessüm eden kelimelerim vardı,
Okuduğun her şiirde.
Ne çok da yakışıyordu sana,
Yanağındaki çukurlar...
Yani mümkün olsaydı eğer,
Gömülmeyi çok isterdim gamzelerine.
Gücenme ama,Seninle aşkın,
O görkemli yolunda yürüdüğümüzde,
Ayrılık ihtimalini düşündüm.
Belkide bu yüzden hala ayaktayım.
Benliğimi tamamen verebilseydim sana,
Ayrılıktan ölebilirdim.
Üzülme...
Seni sevdim,çok sevdim ruhum.
Kırılma sakın,
Seni severken,hiçbir aşka özenmedim.
Şimdi yoksun...
Aşk kırıntılarını geride bırakıp gittim.
Hoş gitmeyi dahi beceremedim...
Kızmıyorum,sitem etmiyorum geceye.
Zamansız sevmiştik birbirimizi,
Ama ayrılmanın henüz vakti değildi...
Severken hangi ten vazgeçerki,
Sevdiği tenden.
Birimiz eksiktik,diğerimiz fazla sevmişti.
Bir türlü eşitliği sağlayamadık.
Mesela aynı anda adımızı anmadık.
Aynı anda ellerimiz ve dudaklarımız değmedi.
Oysa değmeliydi ruhumuz.
Çünkü;aşk buydu
Çünkü;aşk hiç beklemediği anda,
şaşırtmaktı sevdiğini.
Tebessüm ederek ağlamaktı...
Zorda olsa boş şeyler uğruna kaybedilmekti.
Asla sahip olamayacağın birini bir ömür sevmekti...
ÖMRÜMMMMM...
BİRSEN SARICA
|
|
|
Gönderen:
Abdullah ÖZ
Şiir ismi:
Üzünce Gömülme Sevince Bürün
Şehir:
Konya
Tarih:
11 Mayıs 2013, Cumartesi 01:11 |
Hüzünlü bir gelin kadar taze hayallerim.
Hepsini sımsıkı tutmak geliyor içimden,
Ve sarılmak en derûni yerinden...
Ama yüreğimi bırakmıyor soğuğa kuşanmış ellerim.
Uzaklarda ölmek yakınlarda yaşamaktan iyi,
Dağda kurt olmak kırda kuzu olmaktan iyi.
Hayal ipine sarılıp diyar diyar dolaşmak
Hüzün elbisesine bürünüp kaybolmaktan iyi...
Umutlarla yaşamak, ümitlerle yeşermek...
Ya da gömülmek melankoliye, üzünce.
Daha güzel değil midir ki sarılmak
hayal rüzgarının önündeki yaprak yaprak sevince?
Bazen üzülmeli kuşlar gibi uçamadığına,
Dervişler gibi tozlu yollar alamadığına.
Görülmeyeni göremediğine...
Bilinmeyeni bilemediğine...
Ama sen hayal et yüreğim, hayal et!
Dert etme, hep merak et!
Üzünce gömülme, sevince bürün!
Düşün! Nasıldı dünün, peki ya bugünün?
Kalk ve tut yüreğinin eteğini,
Dirilt ölü bedenini.
Ve üzülme, hüzünlenme!
Sadece de ki: "İnnellâhe meâne!"
|
|
|
Gönderen:
ALEV VURAL
Şiir ismi:
MUTLULUK
Şehir:
Kayseri
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 23:32 |
mutluluk kimi zaman bir adım ötemizde
kimi zaman dilimizin ucundaki o sihirli iki kelimede
mutluluk kimi zaman gözlerimizde
kimi zaman yüreğimizi saran o sımsıcak duygularda
mutluluk kimi zaman yeni doğan bir bebeğin
annesi ile ilk göz temasında, ona ilk dokunuşunda
kimi zaman sevdiğinin sana her zaman yer
olacağını bildiğin omuzunda
işte mutluluk kavramı böyle süregelirken
hayatın böyle sen farkına varmadan
yavaş yavaş avuçlarından kayıp giderken
sen elin kolun bağlı bir şekilde ardından bakıyorsun
yapacak fazla birşey yok
işte onun için fazla geç olmadan
sarıl etrafındaki sevdiklerine
onlara, onları ne kadar cok sevdiğini söyle
onlarıda bunu söylemeye mecbur et
et ki onlarda gelcek bir zamanda keşke demesinler
iyi zamanında soylemişiz desinler.
|
|
|
Gönderen:
alev vural
Şiir ismi:
ZAMANI MIDIR ŞİMDİ
Şehir:
Kayseri
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 23:19 |
Yenidan sevmek zamanı mıdır şimdi
Geç kalınmışlıkların, pişmanlıkların
Ayları, günleri, yılları
Geriye getirme zamanı mıdır şimdi
Eski ama eskimeyen
Aşkları ortaya çıkarmanın zamanı mıdır şimdi
Belki de artık ecelin geldiğini hissetme
Daha fazla pişmanlık duymadan,keşkeler çoğalmadan
Belkilerden
Beynini kemiren o ucu bucağı olmayan düşüncelerden
Onu dünya gözüyle bir kerecik dahi olsun
Görmeyi istemek zamanımıdır şimdi
Yıktığın, yaktığın, hiçe saydığın
Bunca yıldır kahrını çekenlere
Reva mıdır bu
Zamansızlıkların zamanı mıdır şimdi
Herşey zamanında güzel, herşey tadında
Bırak herşey yerinde kalsın
Eski dostlar eski aşklar
Yaşanmışlıklar, yaşanamışlıklar
İnan değmez
Bırak geçmiş geçmişte kalsın...
Son demlerini hayat arkadaşınla
Yaşamanın zamanıdır şimdi
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Kurt
Şiir ismi:
Bülbül
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 22:10 |
Yürekmi dayanır ahu zarına
Aşkın göz yaşını silelim bülbül
Sen bu güne ağla bende yarına
Gelecek baharda gülelim bülbül
Sen baharda başlıyorsun figana
Az sus da derdin ne sorsana bana
Gel senle cıkalım yüce divana
Kim haklı kim haksız bulalım bülbül
Sen gülle oyalan ben ise sazla
Ben kışla kalayım sen uç git yazla
Belki senin çilen bendende fazla
Dertleri seninle bölelim bülbül
Kabahat sendemi yoksa güldemi
Yardan ayrı ah çekmemek eldemi
Senin gönlün boşta aşkın dildemi
Söyle doğrusunu bilelim bülbül
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Kurt
Şiir ismi:
El ağlar bana
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 21:59 |
Sordum seni öksüz bağda bülbüle
Divane yim diye gül ağlar bana
Gelenden gidenden haber sorarım
Geçti dost kervanı yol ağlar bana
Şu karşı yaylada bir kuzu meler
Feryadı figanı bağrımı deler
Sensiz rüzgar şarkı söyler un eler
Eser ılgıt, ılgıt yel ağlar bana
Ayrılık elvandır baharlar buram
İçimde bir sızı kanıyor yaram
Kucağımda feryat eder tamburam
Dokundukça mızrap tel ağlar bana
Islandı yağmurda sensiz bu şehir
Sevdalar rıhtımda gemiler seyir
Çilem yatağından taşan bir nehir
Akar denizlere sel ağlar bana
Katip yaz derdimi yare sen gönder
Aşkımız liderdir sevdamız önder
Ayrılık bilmeyen dost düşman ne der
Ne annem ne babam el ağlar bana
|
|
|
Gönderen:
Mert Doğukan Perk
Şiir ismi:
Gitmelisin Kardeşim!
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 21:36 |
Gitmelisin kardeşim!
Kuşların yüksekten uçtuğu
İnsanların kalpten konuştuğu
Gönüllerin sevgiden oluştuğu yere
Gitmelisin kardeşim.
Gitmelisin Kardeşim,
Şimdi orada kızılcık çamları
Yeni yeşermiş papatyalar
Mis gibi Kozalak kokuları...
Gitmelisin,doğayla kucaklaştığın yere
Gitmelisin kardeşim,
İnsanların paraya değil
Allah 'a secde ettiği yere
Gitmelisin,insanların
Kıyafetleri değil,kişilikleri
selamladığı yere.
Gitmelisin kardeşim
Sevmelisin kardeşim
Birgün aniden gördüğün
kıvırcık,yahut düz yahut dalgalı
Saçları rüzgarda salınan
Sadık bir yar bulup,sevmelisin
Kaçmalısın kardeşim
sevişmenin aşk
aşkın aptallık diye
anıldığı bu yerden
kaçıp gitmelisin
Yükselmeli ruhun kardeşim
Erdemin sonsuz düzlüğünde
Bilginin sonsuz eşiğinde
Sonsuzluğun dibinde
Var etmeli ruhun kendini kardeşim.
Gitmelisin kardeşim
Aşkların gecelik değil,
ömürlük olduğu yere,
Gitmelisin,insanların
birbirini ezmediği,
kapital olmadığı yere.
Gitmelisin kardeşim,
makineleşmiş,uyuşmuş
ruhlarını derinlere gömmüş
bu şehrin insanlarından uzaklaşıp,
insanlığın tohum yeşerttiği yere
O diyarı bulup,gitmelisin.
Gitmelisin
Keremlerin Aslıları
Ferhatların Şirinleri
bulduğu yere,sonra,
Kendi aşk masalını
oluşturmalısın
tıpkı martılar gibi,özgürce..
Çağırmalısın kardeşim
Olur da o diyarı bulup,
Oralara göç eylersen,
bu kardeşini haberdar edip
öyle gitmelisin.
Olur da dönersen,kardeşim
Bilmelisin,unutmamalısın;
burada seni bekleyen bir dost
herzaman bulunacaktır.
aklından çıkarmamalısın.
|
|
|
Gönderen:
Asiye Alev Akboğa
Şiir ismi:
UYAMADIM
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 21:32 |
Odamda dönen plak ayrılık şarkımızı
Bilmem kaç defa çaldı parmakla sayamadım.
Kader döndürüverdi tersine çarkımızı
Mimlenmiş gecelerden sabaha ayamadım.
Olanlar bir düş gelir yaralanmış ruhuma
Kimi zaman batsam da bencileyin o hama’
Ben senden geçemedim sen benden geçtin ama
Bir türlü bu sevdâdan caymadım, cayamadım.
Benden kopup gidişin bilmem hangi nedenle
Ne işim olur artık bana vedâ edenle
Dünya ibâret değil desem de yalnız senle
Kalbimdeki yerine kimseyi koyamadım.
Düşünceler içine beni çekip alınca
Gözlerim bir noktaya öylesine dalınca
Telefonum üst üste iki kere çalınca
’Papatyam’ dediğini bir türlü duyamadım.
Kadere isyan edip ağlayıp darıldım da
Gözyaşları içinde silaha sarıldım da
Çoğu kez bir kurşunu sıkmaya kuruldum da
Yine de kör şeytana kahretsin uyamadım...
ASİYE ALEV AKBOĞA
|
|
|
Gönderen:
Asiye Alev Akboğa
Şiir ismi:
Anne
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 21:27 |
Başı önüne düşmüş soğuk sesli odalar
Ninniler göçüklerin beşiğinde usumu
Zaman ki yetimliği şu anlıma vidalar
Zaman ki nasihatle emzirir nefesimi
Yüzümdeki şekiller gülmek için emekler
Sütten kesik takvimler mahşer yerinde bekler…
Bir cami avlusunda sabıkamın salâsı
Verilince bozulmuş kundağımın kolası
Sevk pusulam yazılmış kimsesizler yurduna
Kutsal emanetini defnedince ardına
Her gün bir yüz çizdirir parmaklarıma zaman
Buğulu penceremle arkadaş olur siman
Üç harfli sıfatların gösteri yeri duvar
Yasak doğum günümde sanırsın taziyem var
Uğramaz sopasıyla peri öykülerime
Kâbusu katık ettim gece uykularıma
Yaşıyorsan nerdesin hangi kayıp şehirde?
Duyguların yüzüyor hangi kanlı nehirde?
Hüzün umutlarıma çalar saat kuruyor
Martılar sapan ile düşlerimi vuruyor
Her bayram bir işkence ruhuma eziyettir
Söylesene be anne! Bu nasıl bir diyettir?
Kaldırımda yürürken senle yüzyüze gelsek
Kokumuz uyuşupta his nakli yaşarmıydık?
Pomadı sevgi olan yarayı öpüp ilsek
Yıllanmış sancıların gögünü aşarmıydık?
Yokluğunu içimde türbe yapıp karıldım
Bu gün ‘anneler günü’ hayaline sarıldım…
ASİYE ALEV AKBOĞA
|
|
|
Gönderen:
ekrem emre ünlü
Şiir ismi:
Sarhoş İstanbul/um Ben/im
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 21:02 |
lacivert şarap kokulu esrik denizle
sefih sahilin aymaz ayyaşlarıyız bu gece
şerefe
damarları şarapla cilalanmış tütün kokan istanbulum
bekaretini sonbaharda kaybeden yaz gibi şaşkın ve masum
kırmızı tangasıyla müheyya bekleyen fahişe gibi mazlum
cesaretini yazın kaybeden sonbahar gibi mazlum ve masum
bedeni kirli ruhu tertemiz mukaddes istanbulum
şerefine
/daha çok şiir yazardı belki octavio paz
ya da şiiri erken terketmezdi rimbaud istanbulu görse/
bizlerse;yani ben ve ben
ellerimizde şarap şişeleriyle
deliliğe yelken açma vakitlerinde
istanbulun bütün sahillerinde
göze batma eylemlerimizi isteyerek yapmayız
çemkirmeyiz de kimseye zararımız sadece ciğerlerimize
/yollarda büyür sokaklara düşer sarhoş aforizmaları
meyin vecdiyle duvarlara kazılır delinin aşk naraları/
(-heyhat
şiir yolundan saptı
irşat et şiir tanrısı
yoksa bu sarhoşluktan mıdır?(
-yolundan sapan şiir değil sensin dedi
şiir tanrısı
ve delirmeye devam ettim)
kalbimde kırmızı bir leke hissettim kara değil
yoksa bu şaraptan mıdır?
şaraptan değil dedi şiir tanrısı aşktan
istanbul aşkından belki
ama aşktan olduğu belli
şerefe sevgilim istanbul güzelliğine
dedim ve delirmeye devam ettim....
ekrem emre ünlü/2010
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Kurt
Şiir ismi:
Zeynep e Benzer
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 19:50 |
Bu gün ben bir güzel gördüm pazarda
Giyimi kuşamı Zeynep e benzer
Yüce mevlam çift yaratmış insanı
Bakışı dürüşü Zeynep e benzer
Bakınca şaşırdım hemen anladı
Ben değilim diye kafa salladı
Duramadı bir gülücük yolladı
Salınıp gidişi Zeynep e benzer
Sanki derdi yokmuş gibi gülüyor
Yüreğimi yaktığını biliyor
Tatlı dille sözçükleri bölüyor
Sohbete girişi Zeynep e benzer
Dünya çok ufacık buna inandım
Bir an durakladım sen geldin sandım
Kısmetsizin biriyim ben anladım
Beni terk edişi Zeynep e benzer
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Kurt
Şiir ismi:
Dön Hele
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 19:47 |
Sen gideli güne güneş doğmuyor
Sarılmadan vedalaştık dön hele
Yer yüzü çatlamış yağmur yağmıyor
Sarılmadan vedalaştık dön hele
Ayrılık gül koymaz bülbül bağında
Gün akşam olmuyor efkar dağında
Niçin o gecenin kör sabahında
Sarılmadan vedalaştık dön hele
Sen gidenden beri kervan kuşuyla
Beni oyalayan gözüm yaşıyla
Dertleşir dururum sabır taşıyla
Sarılmadan vedalaştık dön hele
Hemen koyup gitme beni dur gayrı
Gideceksen çek anlımdan vur gayrı
Bu ayrılık yüreğimde ur gayrı
Sarılmadan vedalaştık dön hele
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Kurt
Şiir ismi:
Doğa ihaneti asla aft etmez.
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 19:29 |
Eyyy.. asi insan toprağın oğlu
Doğa ihaneti asla af etmez
Ne denizi koydun ne mavi gölü
Yağmurun nimeti güneşin dölü
Kainatı seven kuru laf etmez
Doğa ihaneti asla af etmez
Elleme pınarı göz yaşı aksın
Vadiler yamaçlar gonca gül açsın
Yağraklar yeşersin güneşe baksın
Çiçekleri seven kuru laf etmez
Doğa ihaneti asla af etmez
Dünya malı bohcalayan bey idi
Yeşile maviye kastın ne idi
Sen türkünü söyle Turna Toy idi
Sunaları seven kuru laf etmez
Doğa ihaneti asla af etmez
Altına serilmiş hasıra takma
Üstüne örtülmüş yorganı yakma
Kışına yazına güze hor bakma
Mevsimleri seven kuru laf etmez
Doğa ihaneti asla af etmez
Sen doğanın ürünüsün çok yaşa
Saygı göster güle selam dur taşa
Düşününki yarın sabah gün haşa
Aydınlığı seven kuru laf etmez
Doğa ihaneti asla af etmez
Türkülerle şarkılarla tohum ek
Topla nimetini paylaştır tek tek
Sen sevgini sun o sana ekmek
Toprağını seven kuru laf etmez
Doğa ihaneti asla af etmez
Kurtoğlu ormanın ürünü nerde
Bakın şu doğanın düştüğü derde
Namerdin zulmünden ot bitmez yerde
İnsaları seven kuru laf etmez
Doğa ihaneti asla afe etmez
|
|
|
Gönderen:
emre oktay
Şiir ismi:
hoşgeldin kardelenim
Şehir:
Şanlıurfa
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 18:08 |
HOŞGELDİN KARDELENİM
bu çileli gördüğüm dağ taş yurdu
nasıl da tahammülü hoş çekilir oldu
deselerdi hani ,gün gelir hoş olur,misal
o günlerde bu bana kifayetsiz bir hayal
sen çıkageldin, o günlerde ömrüm kördüğüm,
kifayetsiz hayallerim manaya geldi.
gözlerinde iplik iplik çözüldüm...
Hoş geldin kardelenim,
Bahar gibi çorak toprağıma,
tomurcuk oldun kuru dalıma
Hicret etti gönlüm durduğu yerde,
yurdu zulümden umudun doğduğu yere.
|
|
|
Gönderen:
Suna Kılıç
Şiir ismi:
Büyüklerin Oyunu
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 17:32 |
Birden silah sesleri yükseldi
O çocuk annesinin bacağına tutundu
Yüreği korktu gözleri kocaman oldu
Pencereden dışarıya baktı çocuk,annesine seslendi
Anne!birşey yağıyor üstümüze
Bunlar kalbe giren mermilerdi
İnsanlar kaçıyordu,ağlıyordu
Çok korktu ölmek istemiyordu
Ellerinle gözlerini kapadı sonra
Parmaklarının arasından gizlice baktı
Büyüklerin oyunu hâlâ devam ediyordu
Daha bisiklet kullanmasını öğrenecekti
Okula gidecekti,çocuk olmayı yaşayacaktı
Büyük bir sesle evin kapısı kırıldı
İçeri dev gibi adamlar girdi
Ellerinde silahlarıyla bir de evin içine yağdırdı
Mermilerden biri annesine
Biri de minicik kalbine saplandı
Yere yığıldı gözleri annesini aradı
Hiç birşey görmüyordu her yer karanlıktı
Masasından yere dökülen misket seslerini bile duymadı
|
|
|
Gönderen:
CANSU SARIKAYA
Şiir ismi:
BEN
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 16:38 |
BİR ŞAFAĞIN ARALADIĞI PERDEYİM BEN,
BİLMİYORUM YERİM YURDUM YOK NEREDEYİM BEN,
TÖKEZLEYİP DÜŞMEK İSTEMEDİĞİM,
UÇURUMUN DİBİNDEYİM BEN.
BİR KIYAMETİN SENSİZ KOPUŞUYUM BEN,
RÜZGARIN ESİP SAVURDUĞU TOZUYUM BEN,
PUSUYA YATMIŞ BEKLİYOR ACILARIM,
KÖTÜLERİN SON KOZUYUM BEN.
BİR KARŞITIN İÇİNDEYİM BEN,
DERBEDER BİÇİMDEYİM BEN,
ATTIĞIM HER ADINM YARALI,
ÖLÜMLER GEÇİTİNDEYİM BEN.
BİR YANLIZLIK NOKTASIYIM BEN
CÜMLELERİN TAM ORTASIYIM BEN
ÖLDÜM ÖLÜMDEN BİR ŞEY UMARAK,
HAYATIN İKİNCİ ŞANSIYIM BEN
|
|
|
Gönderen:
GÜLFİDAN GÜNAYDIN
Şiir ismi:
BİR SABAH UYANSAK
Şehir:
Giresun
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 15:35 |
Bir sabah uyanalım her yer bembeyaz olsun.
Karlar yağsın hasretin üstüne.
Dudaklarımızda erisin yalnızlık.
Bir sabah uyanalım daha sabah ezanları yankılanmamış olsun.
Gün doğmadan son bahar ağaçları gibi çıplak kalsın yalanlarımız.
Her aynaya bakışımızda berrak sular aksa aynalardan.
Her aynaya bakışımızda değişmesek en son en masum halimizle bakmış olsak.
Yaşlanmayı tada bilsek sevgiliyi beklediğimiz her yıl için bir çizgi olsa yüzümüzde.
Yüreğimiz genç kalsa aşk hep taze koksa.
Güller dolansa diline dikenleri benim ellerimde sıksam avuçlarımı tenimin derinlerine saplansa ellerimi tuttuğunda batmasa ellerine.
Kanlar yüreğime aksa hiçbir acı bulaşmasa gözlerimden gözlerine.
Ben artık senim derken biz diyebilsek.
Ben artık sen oldum dediğin günden sonra hiç ağlamasam ağlatmasam seni.
Yasak aşkları kaldırsak çiğnesek yine kuralları.
Kırmızıya inat denizin mavisine boyasak aşkın duvarlarını.
Günahlarımızı üstümüzden çıkarıp atlasak maviliklere.
Rota aramadan uçan kuşları takip etsek birbirimizde kaybolsak.
Bir sabah uyansak uyanıkken rüyaymışçasına koşşak kaçıp gitsek .
Bir sabah uyansak biz hasretin üstüne yağsak.
Dikenlerine rağmen sevsem seni.
Bu sabah beraber uyansak sevdiğim…..
|
|
|
Gönderen:
serkan baydin
Şiir ismi:
o da yeter
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 13:47 |
Seni görmezsem de olur, günese baksam yeter. Seni duymazsam da olur, rüzgarin sesi yeter. Sana dokunmazsam da olur, suya elim deyse yeter. Bu dünyada benim olmazsan da olur, ahirette buluscaz, o da yeter...
|
|
|
Gönderen:
serkan baydin
Şiir ismi:
Yasiyormusun?
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 13:44 |
Eger günesin hasretini hissetmiyorsan, rüzgarin sesini duymuyorsan, bulutun aglamasini anlamiyorsan, o zaman sen yasamiyorsun.
|
|
|
Gönderen:
Ayşe ÖZTÜRK
Şiir ismi:
İMTİHAN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 13:31 |
Yazmak zor derler baziı alimler
Yürek yangın olunca nasıl yazmaz kalemler
Bakmalı insan ne yaptım diye
Mevlam izin vermezse nasıl yazar bir kalem
Deki ben kötü lafta ederim kelam
Allah izin vermesede yazar kalem
Ey cahil izinsiz olurmu ki bir selam
SEnin özgür iraden sanma, bu bir imtihan..
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
HENÜZ SÖYLEYEMEDİĞİM SÖZLER VAR SANA
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 13:01 |
Ne vakit yalnız kalsam karanlıklarda
Yokluyor gönlümü hınzır bir ses
Henüz söyleyemediğim sözler var sana
Ensemde duyduğum kızgın bir nefes
Sessiz bir ölümü anlatır bana
Öfkeli dünyamda durgun bir deniz
Güzel bir kadın uzanıyor kumsallarına
Bir çocuk ağlıyor gönlümde kimsesiz
Henüz söyleyemediğim sözler var sana
Gökyüzünde karardıkça bulutlar
Aksim görünmez oluyor aynalarda
Dolduruyor gönlümü senli anılar
Henüz söyleyemediğim sözler var sana
Sana git desem de kal yanımda
Şeffaf aynalarda arıyorum kendimi
Bir büyük boşluk ki durur karşımda
Sana saklıyorum son cümleleri
Henüz söyleyemediğim sözler var sana
BURAK NEFESOĞLU
25.05.2011
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
HENÜZ SÖYLEYEMEDİĞİM SÖZLER VAR SANA
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 12:59 |
Ne vakit yalnız kalsam karanlıklarda
Yokluyor gönlümü hınzır bir ses
Henüz söyleyemediğim sözler var sana
Ensemde duyduğum kızgın bir nefes
Sessiz bir ölümü anlatır bana
Öfkeli dünyamda durgun bir deniz
Güzel bir kadın uzanıyor kumsallarına
Bir çocuk ağlıyor gönlümde kimsesiz
Henüz söyleyemediğim sözler var sana
Gökyüzünde karardıkça bulutlar
Aksim görünmez oluyor aynalarda
Dolduruyor gönlümü senli anılar
Henüz söyleyemediğim sözler var sana
Sana git desem de kal yanımda
Şeffaf aynalarda arıyorum kendimi
Bir büyük boşluk ki durur karşımda
Sana saklıyorum son cümleleri
Henüz söyleyemediğim sözler var sana
BURAK NEFESOĞLU
25.05.2011
|
|
|
Gönderen:
mehmet akif ipek
Şiir ismi:
duygusal motifler
Şehir:
Kayseri
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 12:52 |
Sen gözlerimde bir ışık
Bedenimi Bataklıktan o ne güzel bir alış
O gözlerindi beni sana eden aşık
Duygusal motifler zihnimde karma karışık
Seviyor muyum Aşık mıyım, vuruldum mu
yada sırılsıklam ıslandım m
ı Herşey üzerime geldiği bir anda
SEn yanı başımda belki kelimeler anlatamasamda
duygularım gözlerimde okusana
Neler mırıldayacak kulaklarına
meltemler getirir sen yorulma
Yorulmasın o ellerin kalbin gözlerin ve bedenin
Kıyamaz kahrolur mahvolur erir biterim
SEnsiz bir hayat bir dünya düşünemez
Seni ebediyen hayatıma davet ederim.
SEn evet de ben seni dünya ahiret severim
|
|
|
Gönderen:
mehmet akif ipek
Şiir ismi:
aşkı fısıldarsa
Şehir:
Kayseri
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 12:51 |
Sustu dilim konuşuyor kalbim
Anlamı derin anlarsa gözlerin
Aski fısıldar sa rüzgâr kulağıma
Titrer benim ellerim
Gözlerim de bir çöküntü rüyalarım hep hüzünlü
Senden ayrı ruyalar bile
Çekilmez ediyor hayatımı birden bire
Ben demiştim sevdim mi soylemem
Aramızda bi ulaşılmzlı gi hiç kaldirmam
Belki saçma gelir bu sözler
Aşkın çilesini çekti bir kere bu gözler
Gözler çekse de cile yi
Aşık olmaktan alamadım kendimi
Vurulmuşum o benin gönlümün gülü .
Ben onu çok seviyorum benim tek yaşam kaynağım onun gülüşü
Sustum ben artık konussun gülümün gözleri
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Yeşil Gözlüm
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 12:49 |
Yeşil bir akşamüstü
Etraf yeşil , ağaçlar , toprak da yeşil.
Şirin bir çocuğun gülümseyişi de yeşil,
İlham aldığım düşlerim de.
Laleler de yeşil bugün.
Gözlerin kadar olmasa da bulutlar da yeşil.
Özlemekte seni , yeşil gözlerini özlemekte kalbim.
Zira benim de gözlerim yeşil.
Lalelerde yeşil bugün.
Üzüm bağları da yeşermekte git gide.
Madem seni özledim , herşey yeşil bu gece...
06.04.2011 Düzce
BURAK NEFESOĞLU
|
|
|
Gönderen:
mehmet akif ipek
Şiir ismi:
kıyıya vurdu hayaller
Şehir:
Kayseri
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 12:49 |
Hadi yaz dediler bana ne hissediyormuş
Bir deli rüzgâr nereye esecegini bilirmi hiç
Bilmez ışte benim de duygularim kıyıya vurdu
Yıllarça bekledi bu gece vurdu sahile sundu herseyini
Işte deli rüzgâr benim duygularimin adı.
Heryerde olsada aşkımin şanı
Hiç ummadığım kişi Benim kalbimi çaldı
Adı lazım değil o benim hayatımın kadını
Sordular neden ona aşık oldun diye
sebebini bilsem aşk olur mu ddim herkese
nasıl sevdiğimi bir bilebilse
çok daha çok bağlanır di bana gün geçtikçe
Dedim ben herkese.
.
Bağlan dedi korkma
Beni bıraktı neler oldu askina
Ölümsüz dediğin aşkın bitti mi aşkın
Böyle yalan aşkları duydukça oluyorum şaşkın
|
|
|
Gönderen:
mehmet akif ipek
Şiir ismi:
sigaramın dumanı
Şehir:
Kayseri
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 12:46 |
artık ben bahsedemiyorum kelebekten
aşka kör kurşun sıktılar
ne istediler ki körpe güvercinden
çırpınarak kanat çırpması yüreğimi sapmalar
sıktıkça kan akar yürekten
bazen hüzün bazen tebessum akar yüzümden
beni ben anlamazken çırpınma ne istersin sözlerden
benim var bir istegim uzak olsam gözlerden
hem hür yaşarım güvercin gibi
hem ulaşılmaz olurum tıpkı aşk misali
misallere sigmasada aşkın tarifi
tekbir kişi çıkmaz mi anlayan akifi
ya bana anlamaz gelir hiç kimse
ya da kimse bakmaz benim gözlerime
yada benim ılacım sadece sevgilide
seven sevgili olsa gider bulurum elbette
sigaramin dumanı o yari çizebilse
belki o zaman anlam bulurum aşkın tarifine
|
|
|
Gönderen:
mehmet akif ipek
Şiir ismi:
seviyorum seni [akrostij]
Şehir:
Kayseri
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 12:45 |
Seviyorum işte gündüzün geceye bağımllılığı gibi
Ellerin ısıtırdı yüreğimi Kutupta kalmış buzullar misali
Vurulmuşum ben kutup sen ekvator
ismini anmak kolaymı ismini anmak bile bicesaret ister
Yorgun bedenmle ismini anmak kolaymı
Olmuyor işte Aklıma geldinmi ?
Ritmi değişiyr kalbimin sakaklarıma şimşek çakıyor
Unutmak ne mümkünŞAh Damarım gibi Yakınsın Bedenime
Misal versem anlar mısın
Seni Ne kadr sevdiğimi Sana hangi örneği versem az gelirsevgimi anlatmaya
Eskilerden kalan iki aşk Kerem ile aslı Leyla ile mecnun
Ne kadar zaman geçsede Tazaledim Gerçek aşkı
İsmim KEREM oldu varmısın LeyLAm Olmaya
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Sensiz Yapamıyorum
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 12:39 |
Bu sabah pek sıkıcı doğdu güneş,
Şehrimize ve yine sensizliğe.
Olmadı akşam ederim bu küçük sahilde
Ve hala sensizsem,
Aklımı,
Duygularımın önüne geçiremezsem,
Diyorum ki,
Güneşin sonsuz bir vedaya batışını keyifle izler,
Son sigaramda söndürüp hatıraları,
Tekrar günyüzüne çıkarım alaca karanlığımdan.
Ama hep bir set gibi üzerime yükseliyor duvarlar.
Bahar geldi , çiçekler açtı sen soldun.
En koyu gecelere hapsettik yeşillikleri.
Belki de hiçbir zaman bende yoktun.
Gözlerin vardı , ellerin vardı , saçların , dudakların...
Ama sen yoktun , olmadın hiçbir zaman.
Her dokunuşumda kaybolup gidiyor da hayalin,
Hatıralar hep canımı sıkıyor.
Keşke diyorum,
Hatıralarda yok olabilse dokundukça.
Ama daha da köpükleniyorlar küstahça...
Bizim mahallede küçük bir bakkal dükkanı var,
Sahibinin adı Seher.
Sanki bile bile üzerime yükseliyor denizler.
Her sokak başı bir parça 'sen',
Her doğan güneşte aynı yokluk...
Sanki bana haram bu şehrin kaldırımları,
Sanki sen olmadan dönmüyordu dünya.
Alışayım diye sensizliğe,
Son günlerde daha fazla uyuyorum.
Ama yok,
Her uykuda ayrı hayalin.
Ben böyle bir işe nasıl bulaştım , kurtulamıyorum.
Bir sabah yahut bir akşamüstü çık da gel,
Sensiz yapamıyorum...
05.05.2013 İskenderun/HATAY
BURAK NEFESOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Abdullah ÖZ
Şiir ismi:
Hüzün ve Ümit
Şehir:
Konya
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 12:33 |
Karanlık gecelerin sabahı da varmış.
Hangi sabah ki güneşi doğmamış?
Kaç kış geçmiş
Kaç ocak kara kara tütmüş...
Ki ardından nevbahar geldiği duyulmamış.
Bir genç varmış; kara gözlü kara tenli.
Sevmiş, hep sevmiş...
Beklemekten hiç usanmamış,
Bekletilmekten;
Bekletilmeye terkedilmekten...
Yüreği yansa da elleri üşüyormuş.
Ayalarını ayazın karanlığında ısıtmış,
Nefesini semanın soğukluğunda...
Buhar buhar tüttürmüş hayallerini,
Sonra yüreğini kocaman açmış,
Bırakmış ümitlerini...
Nefesi yüklendiği âhları, acıları taşımış,
Tâ uzaklara, ırak bucaklara...
Ulaşmış dertleri yere göğe,
Tutunmuş her bir köşeciğe.
Kim bilir belki duyar birisi,
Kim bilir belki bu hüznü tutar birisi.
Sızıyı yüreğinde duyan birisi...
|
|
|
Gönderen:
FUAT İSTANBUL
Şiir ismi:
SENDEN ÖNCE
Şehir:
Samsun
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:55 |
ve tanrı seni
benim için yarattı
bir tutam sevgi çiçeğiyle
bir avuç sevda volkanından
sonra sev dedi yüreğime
o sabah yalnız güneş değildi
ben yeniden doğuyordum gözlerine...
artık bir sen varsın
bir de senden sonrası
ömrümün miladı ilk bakışın
ilk öpücüğün
gündönümü aşkımın...
her mevsimim bahar şimdi
sen yanımdayken
seninle başladı
maviye özlemim
yeşile tutkum
senden önce inan
ben yoktum
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Sana Geldim
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:52 |
Sana geldim,
Arkamda ne gözü yaşlı bir anı,
Ne de ince parmaklı bir el bıraktım.
Sana geldim.
Küçük pencerenden girdim odana.
Elimde ne varsa gökyüzüne bıraktım.
Ve,
İşte aşkımızın miladıdır,
Bu mavi kanatlı gece.
Ve yok artık geride kalan.
Mavi deniz,
Sarı güneş,
siyah toprak,
Bizimledir sonuna kadar.
Ve insanlar,
Her mavi gecenin sonunda,
Gülerek,
Ağlayarak,
Kızarak,
Hatırlayacaklar...
Ve bak ben,
Korkulu düşlerimle sana geldim,
Kaçarak gecemin cehenneminden.
Sana geldim ellerimle.
Arkamda ne gözü yaşlı bir anı,
Ne de ince parmaklı bir el bıraktım...
(21.05.2011 Düzce)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Tarkan HAN
Şiir ismi:
UTANIRIM
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:52 |
Alabildiğine yalnız
Çırılçıplak ayaklarıyla
Çocuklar gelir aklıma
Yitik
Eksik kalır bir yanım
Üşürüm o anlarda
İrkilir gövdem
Utanırım utanırım
Büyümüşlüğümden
|
|
|
Gönderen:
Tarkan HAN
Şiir ismi:
AŞKA DAİR
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:45 |
Susmaktı belki
Bir kadeh şarabın gölgesinde ağlamaktı
Yanmaktı yalnızlıkta yada kaos
Bilmemekti aramaktı özlemekti
Hiçliğe savrulmaktı anlamı yitirmekti
Yüreğin kafesinde tutsak kalmaktı belki
Özgürlüğü sınamaktı
Çıldırmaktı ölesiye
Belkide sadece sevmekti
Sevmekti öylesine.
|
|
|
Gönderen:
Tarkan HAN
Şiir ismi:
ÇÖZ BENİ
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:28 |
Anlatmak kanarcasına
Sığ sularda boğulurcasına
Yanım tutmaz
Suskunluğa düşercesine
Anlatmak sana
Duy beni
En kıyısında kalsamda yaşamın
Duy beni
Anla beni sözcüklerde kaybolsamda
Anla beni
Hisset yargılama
Uçurumlara sığınır gibi
Hiçliğe sürüklenir gibi
Ama sen bul beni
Çıkar yüreğimdeki olmazlığı
Umutsuzluğu
En çok korktuğum
Korkularımdan al beni
Adı yok sorma bilemem
Hadi beni anlat sana
Dilim ol çöz beni
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Umut
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:28 |
Gelmeyecekmiş gibi duran her gecenin sonunda,
Seni düşünüyorum.
Buruk bir sensizliğin gölgesinde aksediyor zaman...
Hayır,
Kederli bir sessizliği anlatmak için yazılamaz bu şiir
Bu şiir,
Umut taşıyan bir ezgi olarak,
Yıllar sonra körpe çocukların dilinde dolanmalı.
Gönlümüz yoğruldukça zamanın kırbacında,
Bize bütün şarkılar sevgiyi anlatmalı...
Biz,
En kötü günlerimizin zifiri karanlıklarında,
Umudu kalplerimizde aramalıyız.
Ufkumuzu aydınlattıkça en yeşil düşlerimiz,
Deniz mavisi uykulardan uyanmalıyız..
Sevgilim,
Korkutmasın bu düş seni,
Biz şimdi zamanın en uçsuz ufkundayız...
(23.05.2012 Düzce)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Tekil
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:27 |
İçimde bir mızrak boyu yalnızlığım,
Ve sokuldukça parçalıyor yüreğimi,
Bırakmıyor peşimi kiralık sancılarım,
Gönlüme yabancıdır dilimin söylediği.
Bu hüzün yağmuru da nereden çıktı?
Yabancıyım çoktandır en içten gülüşlere.
Hatıralar bir gece penceremi yokladı,
Beyaz bir ışık düştü hayallerime.
Ve işte birden bire çoğaldı çehrem,
Bir gariplik içinde uykulardayım.
Saçlarımı dağıtıyor ılık bir meltem,
Tekilliğin en buruk safhasındayım.
(19.06.2012 İskenderun/HATAY)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Somali'de 29 Bin Çocuk Öldü Açlıktan
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:26 |
Somali'de 29 bin çocuk öldü açlıktan,
29 bin.
Hepsi beş yaşın altında,
Hepsinin rengi siyah.
Somali'de 29 bin çocuk öldü açlıktan,
29 bin.
Sanki suçtu doğmaları,
Yaşamaları suçtu.
Ölümle ödediler cezalarını.
Kefensiz gömüldüler beyaz topraklarına.
Başlarında dualar okunamadı.
Somali'de 29 bin çocuk öldü açlıktan,
29 bin.
Suçtu onlara güneş,
Suçtu onlara gökyüzü.
Ölümle ödediler cezalarını.
Somali'de 29 bin çocuk öldü açlıktan,
29 bin.
Analar bu vedaya ağlayamadı...
(05.08.2011 Düzce)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Sidney'den Alaska'ya
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:24 |
Yıldızların altında kanatlı gece,
Bulutlara uzanıyor sigaramın dumanı.
Şifrelerle dolu bir garip bilmece,
Sidney'den Alaska'ya hürlük rüzgarı.
Renkler farklı olsada bir düşünceler,
Adalet,eşitlik safsata hepsi.
Adalet,adalet olsaydı eğer;
Bükülmezdi kimsesizin tepsisi.
Kızıl elma insanlığı rafa kaldırmış,
Düğüm düğüm denizler, yollar kapalı.
Kim görmüş yetimi, öksüze kim ağlamış?
Bugün hayatta kalan göremiyor yarınını.
E bir yokmuş bir varmış,
Sidney'den Alaska'ya hürlük rüzgarı...
(09.09.2011 Düzce)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Sevmek İstedi Bir Adam
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:23 |
Sevmek istedi bir adam,
Sevmek istedi.
Ayışıgının gölgesinde,
Uzanmak istedi yıldızlara.
Gönül gözüyle görmek istedi,
Dokunmak istedi yıldırımlara.
Sevmek istedi bir adam,
Sevmek istedi.
Yeşilin en koyusunu tatmak istedi,
Asırlık çınar agaçlarında.
Kuşlara özenip uçmak istedi.
Sevmek istedi bir adam,
Sevmek istedi.
İnanmak istedi bütün yalanlara,
Güneşten bir yudum tatmak istedi.
Okyanusları koyup matarasına,
Uzun bir yolculuga cıkmak istedi.
Sevmek istedi bir adam,
Sevmek istedi.
Ateşler içinde,
Yanmak istedi...
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Ok
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:21 |
Uyandım düşlerimden, korkulu sahnelerdeyim,
Gökkubbede bölücü bir kızıllık.
Düştükçe bir kez daha değişiyor benliğim,
Soyuldukça kirleniyor takındığım ince kılık.
Bildiğim doğrular yalanmış meğer,
Hakikat yolunda bir saydam ayna.
Birgün beni bilmek istersen eğer,
Kalıplarda tutunma, açıl boşluğa.
Parçalar birleşmiyor, şekiller bozuk
Sessizlik bir çığ gibi çöktü omzuma.
Ufuklar kırmızı, gölgeler soğuk,
Sakındığım gerçekler birer ok olup,
Sessizce saplandılar gönül aynama...
(02.04.2012 Düzce)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
İntihar Saldırısı
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:20 |
Kapattım gözlerimi,
Bir bir söndü ışıklar ufuklarımda.
Duydum en içlerimde yaşamsal ezgileri,
Kurşun kadar ağırdı hava
Ve sonbahar çiçekleri kadar yorgun...
Öylece yürüdüm söğütlerin arasında.
Bir öykü vardı hatırladığım,
Karmakarışık bir sonbahar akşamıydı,
Her yağmur damlasında bir 'sen' aradım.
Penceremin önünde ağustos böcekleri,
Bu, eski bir oyundu küçükken oynadığım.
Bakire düşlerimin en keskin dönemeci,
Artık bir 'aşk' kalmalı bizden geriye..
Var ile yok, siyah ile beyaz
Hangisi senin gölgen?
Söyle bileyim.
Gönlümün sokakları kurşuni ayaz.
Bir matem doluyor gözlerime sonbaharından.
Duyduğum, düşündüğüm, dokunduğum hiçbir şey,
Yetiştir gözlerini
Son kapı da kapanmadan...
Bu bir intihar saldırısı duygularıma,
Ne söylesem, ne yazsam nafile hepsi...
(27.01.2011 Düzce)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Hastane Penceresi
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:18 |
Saat 12:00, hastane penceresi,
Dışarıda insanlar,
Hastalarını bekliyorlar,
Bir ölüyü bekler gibi...
Saat 12:00, hastane penceresi,
Bir sigara sönmeden,
Bir diğeri hayat buluyor dudaklarda,
Bir kadını öper gibi...
Saat 12:00, hastane penceresi,
Sıradan bir Eylül gecesi,
Aynı sahne, aynı mekan,
Bir filmi yeniden izliyor gibi...
Saat 12:00, hastane penceresi,
Bir çocuk ağlıyor koridorun sonunda,
Bir hayat biterken, bir diğeri başlıyor...
Saat 12:00, hastane penceresi,
Ve burada bütün şarkılar,
Ölümü hatırlatıyor...
(09.08.2011 Düzce)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Estikçe
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:17 |
Hasretlerim taşıyor penceremden sokağa,
Hatırımda şimdi o eski günler.
Kapattım gözlerimi bütün varlığa,
Önümden bir mavi kurşun geçiyor.
Bir meltem gibi uzak dağlara,
Masmavi denizlerin uçsuz ufkuna,
İnce bir yayın sivri okunda,
Estikçe sevgilim, esesim geliyor...
(10.04.2012 Düzce)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Böylece Bir Kez Daha
Şehir:
Hatay
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:16 |
Otogardayım, soğuk bir kış akşamı...
Güneş, ağır bir hüzünle
Bir kez daha geceye devretti saltanatını.
Peronlarda insanlar yorgun, hüzünlü...
İnsan burada anlıyor,
Her ayrılığın,
Yeni bir başlangıca uzandığını.
Böylece bir kez daha dönüyor dünya,
Böylece bir kez daha hissettim ayrılığı...
Nihayet otobüsüm ağır ağır ayrılıyor perondan.
Pencere kenarı koltuğum pek rahat,
Fakat,
İçimi acıtıyor geride bıraktığım dünya...
Sessiz ve sancılı bir vedaydı bu,
En nihayetinde sonu yeni başlangıçlara uzanan
Fakat yinede kırıcı bir vedaydı...
Son busesini kondururken yanaklarıma,
'Gözün arkada kalmasın.' demişti annem,
Oysa ateşten bir yürek bırakmıştım avuçlarına.
'Elveda! ' kelimesi bir söz olmaktan çıkıp,
Çoktandır ateşten bir lokma gibi takılıyor boğazıma.
Hayallerim vardı, herkesten sakındığım,
Şimdi bütün umutlarım en derin çıkmazında...
Böylece bir kez daha dönüyor dünya...
Böylece,
Bir kez daha...
(04.02.2012 İzmit/Otogar)
Burak Nefesoğlu
|
|
|
Gönderen:
Burak NEFESOĞLU
Şiir ismi:
Bizim Kadar
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:13 |
Hiçbir harf yakışmazdı yanyana başharflerimiz kadar.
Hiçbir mavi,bizim mavimiz kadar mavi olamazdı.
Hiçbir deniz coşamazdı bizim kadar,
Hiçbir akarsu,bizim kadar uzağa akamazdı.
Karşı koyamazdı aşkımıza kara dağlar.
Hiçbir aşk,bizim aşkımız kadar aşk olamazdı,
Hiçbir aşık yanamazdı bizim kadar.
Hiçbir harf yakışmazdı yanyana başharflrimiz kadar.
Şimdi zırıl zırıl ağlayan bir çocuktur arkamda hatıralar.
Ve bu serzenişlerin nihayet ölümdür arkası.
Bulandıkça bulanır yüz sürdüğün mavi sular,
Gökyüzünden bize ağlar çoban yıldızı.
Şimdi zırıl zırıl ağlayan bir çocuktur arkamda hatıralar...
|
|
|
Gönderen:
Mustafa Suat GELERİ
Şiir ismi:
Hey Allah'ın şaşkını
Şehir:
Bursa
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 11:07 |
Herkes kendi dünyasının penceresinde;
Oysa baktıklarını cümle alem görmez mi?
Bende olsun, bana getir, dur! Ben anlarım sadece.
Hey Allah’ın şaşkını, ben de varım, ben de!
Paylaşım nerde?
Nerede olacak, lacivertli sözlerinde gizli…
Yanlışın, belki de ağzının çıkış kapısında;
Yenik düşmüş yüreğine, sözde doğruyla kavgalı.
Ha gayret; istersen oldu, olacak!
Olmadı bu seferde, yanlışa vize verdi; bak ağzın!
Hey Allah’ın şaşkını, makam mı, insan mı?
İnsan olmadan makam bomboş, dolduran insan
Gel gör ki;
“Bilirim ama yapamam; fiyakalı fistanım hep değişsin!”
Değişsin de, fistan ne kattı ki sana?
“Bana baksınlar, hoşlarına giden sözler cebimde”
Hep yerler mi, kandırabilir misin?
Eskir fistanın zamanla yeni de olsa,
bir yıla kalmaz modeli düşer arabanın,
Ya sen!
Bırak fistanı, ben giyerim; bir olur hep olur
Bırak arabayı, o biner; Hep biz mi binelim?
Bırak lacivert sözleri; süssüz, sade, doğru olsun.
Hey Allah’ın şaşkını;
cümle alemiz, nedir farkımız?
|
|
|
Gönderen:
Emin KUZUCULAR
Şiir ismi:
AKAN YILLAR
Şehir:
Kayseri
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 09:38 |
Baykuştan başka yok ötüşen kuşlar.
Yaşlandık, yolunda gitmiyor işler.
Sakıza yapışır, protez dişler.
Bastonu, ellerim tutmuyor artık.
Ayaklar, adımı atmıyor artık…
Yıllarım akarken saymazdım ayı.
Gelmezdi aklıma, adım da sayı.
Bir öyünde tükettiğim o payı,
Haftaya yayıyom bitmiyor artık.
Boğazımdan lokma gitmiyor artık.
Eğlenirdim- şarkı türkü- coşardım.
Umursamaz, ora bura koşardım.
Ha dedim mi, kırk tepeyi aşardım.
Yutkunmaya yürek yetmiyor artık.
Hastalık, bin türlü bitmiyor artık.
Baharın güneşi, yeli dokunur.
Giydiğim urbanın kılı dokunur.
Yar sevmeye kalksa dili dokunur.
Kolayına hayat gitmiyor artık.
Gözlerimi uykuyu tutmuyor artık.
Bahtımı halime dinmez gözyaşım.
Döküldü saçlarım üşüyor başım.
Duymuyor kulaklar ileri yaşım.
Burnumdan akıntı bitmiyor artık.
Dudaklar selimi tutmuyor artık.
Beden dinlemiyor gayri sözümü.
Gözlükte açmıyor artık gözümü.
Ölüm olsa gerek bir tek çözümü.
Hafızam maziyi tutmuyor artık.
Emin im, tarifler yetmiyor artık.
|
|
|
Gönderen:
YAHYA AKSOY
Şiir ismi:
YOLCU!
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 08:20 |
Dünya yönünü şaşırmış, yıldızlar kayıp
Kıtalararası toz duman kaplamış dör yanı
Dünya han, insanlar yolcu
Kimi pegasus atlı Elif- aslı , kimi yaya Kerem- Karacaoğlan ,
Sırtında liğme liğme uğru işlemeli çuhadan abası
Elinde budaklı erik dalından sazı , sopası,
Tozlu -opraklı Tokat yollarında
Sap-saman taşıyan kağnılar arasında
Başı dumanlı sarp kayalarla kaplı Köse dağı'na
Yüreği yağmurlu sevda bulutları yüklü
Bir yolcu ulaştı,
Günlerce alın teri döküp nağmeler fısıldayarak
Eliyle, sopasıyla aşkla, umutla
Günlerce kan - ter içinde tünel kazdı
Ulaşamadı, rüyalarında gördüğü melek yüzlü Şirin'e,
Aylar -yıllar geçti aradan
Ferhat ile Şirin'i buluşturmadı yaradan,
Akşamlar akşamları kovaladı
Keskin havaya bürünmüş güneş batıyordu,
Umudu kalbinde, yorgun düşen Ferhat
Işık dolu gözlerle uyuyakaldı
Mars'a dönüşsüz iki bilet aldı,
Uğruna tüneller kazarak
Dağlar ötesinde aradığı sevgi abidesi Şirin
Yüreğinde boylu boyunca yatıyordu.
YAHYA AKSOY
|
|
|
Gönderen:
YAHYA AKSOY
Şiir ismi:
GERİ VER !
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 08:19 |
Doğduğumda , her çocuk gibi topraklı bezlere sarılmış
Yerli yersiz ağlamış ,toprakla haşır neşir olmuşum
Aç tok, iyi kötü tam bir çocuk gibi yaşamışım ,
Bir daha yaşanamayacak
O günler ne güzel ve de özel
Şikâyetçi değilim,
Tanrım,
Bilmeden yaşadığım
Çocukluk günlerimi geri ver,
Geldi gençlik çağlarım hayata katıldım
Alıç dalında, çıra dibinde, değirmen başında
Okulda ,tarlada, bahçede
Heyecanla, umutla okumaya atıldım,
Okuma çaresi olmayan binlerce kişinin katıldığı
Parasız yatılı sınavlarda başarı gösterip
Orta ve yüksek öğrenimlerde diplomalar alarak,
Çetrefillerle dolu hayat yolunda,gök kuşağı altında
Ülkemin ve dünyanın dört bir yanında
Renklerle dolu kültürleri, sanatsal evreleri
Yılmadan usanmadan araştırıp , çözümleyerek
Maraton koşusuna katıldım,
Dost ve post kavgaları, vefa vefasızlık
sevgi ve umut tavan yapıp , tabana vurdu
Gönül, bir semerkant vazosu gibi kırıldı
Yüce ırmakların suları gibi duruldu
'Zaman devr-i daim,geçen insan ömrü' oldu,
Kadir bilir, vefalı şairler anlattı beni :
"O bir kültür adamı, o bir gönül adamı..."
Ve
"Tanısaydı Karacaoğlan
Yahya Aksoy'u
Yedi obada saz çaldırırdı adına..." dediler,
Tanrım,
Unutkan yüzyıllar içinde akan zamanı durdur,
Çocukluğumu, gençliğimi
Yaşanmamış anlarımı ,yıllarımı geri ver.
YAHYA AKSOY
|
|
|
Gönderen:
YAHYA AKSOY
Şiir ismi:
ERİK AĞACI
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 08:18 |
Ozan Yunus'un dalına çıkıp üzüm yediği
Öyküler anlatarak benim uğurum dediği,
Her sabah selam götürüp getiren
Uzakta kalan sevginin simgesi
Beyaz, pembe katmer çiçekli
Ceylan boylu , ter ve ten kokulu
Hasret dolu anılar defteri erik arağacı,
Baharın sembolü meyve dolu dalların
Ürün vermeye hazırlanan kolların
Umutla ,sevgiyle göklere, gönüllere açılıyor ,
Mis kokulu cennet çiçeklerinden
Misk-i amber saçılıyor,
Seni her sabah yudumlayan gözlerim
Gönlüme bir çağlayan gibi akınca
Gözümde gönlümde ışıklar saçılıyor,
Başımın tacı , gönlümün ilacı erik ağacı,
Ege' nin selam sevgi dolu ılık rüzgârını
Doğanın güzelliğini gönüllere taşıyan,
Ozanın sazına sözüne hayat veren
Kafdağı'ndan atılan taşların ulaşamadığı
Gururlu nazlı başı arşı selamlayan
Kumruların ocağı gönül bağının sembolü
Günce tutan , göz ve gönül dolduran
Gönüller salıncağı , nazlı erik ağacı.
YAHYA AKSOY
|
|
|
Gönderen:
YAHYA AKSOY
Şiir ismi:
ÇİÇEKLER ve GERÇEKLER
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 08:17 |
Tüm insanlığın en özel gözdesi
Özel günlerin zarif hediyesi
duygulu yüreklerin içten sesi
kırmızı, beyaz ,pembe karanfiller,
İstanbul'dan bir demet çiçek aldı
Mss. Lady Mary Avrupa'ya saldı
Çiçekler sevgi elçisi oldular
Pembe gül verenler kitap aldılar,
Yaylalarda "Vargit " çiçeği açtı
Yaylacı yörükler yayladan geçti
Babil'de Semiramis çiçek açtı
Dünyaya sevgi aşk yelleri saçtı,
Aşkın öyküsü çiçeklerde gizli
sevenin kalbi gelinçikte saklı
renklere bürünmüş hep farklı farklı
Beyaz güller sararıp solmuş haklı,
Dilde, falda ara sevgiyi aşkı
lalede, sümbülde bulun gerçeği
çiçekler bir insan, insan bir çiçek
Gerisi yalan, İşte tam bu gerçek.
YAHYA AKSOY
|
|
|
Gönderen:
YAHYA AKSOY
Şiir ismi:
SOYUT ŞEYLER !?.
Şehir:
Ankara
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 08:17 |
Yağmurlu güneş batarken şemsiye altında
Heyecan ve heves dolu bir garip adam
Okyanus kenarında olmaz düşüncelere daldı,
Kumsala çizdi düşlerine dair eskizleri
Coşkulu bir dalga çıktı hepsini içine aldı
Umut yüklü çizimleri okyanusa saldı,
Gözleri okyanus sonsuzluğunda, eli şakağında
Soyut düşünceli, gözü yaşlı, bağrı taşlı garip adam
Kıyıda tek başına , vurgun yemiş gibi dalgın kalakaldı!
Gök kuşağı altında tuvali başında bir ressam
Renklere, boyalara ahenkle fırçasını daldı
Gizemi içinde yüklü anlaşılmaz düşlerini tuvale saldı,
Yüklü duyguları, algıları, gözlemleri , özlemleri vardı
Hepsi yetmişiki rengin ve ışıkların altında kaldı,
Soyut resme bakıp bir şey göremeyen somut insanlar
'Burada hiç bir şey görünmüyor' dediler
Gizemi sırla kaplı değerlerin
Soyut şeyler olduklarını bilemediler!
Kızgın yanardağ eteklerinde soyut taşa oturdu şair
Onunla konuşmaya, yazmaya başladı !
Gizemli taş yalnız , soyut şair yalnızdı
Duyguları, düşünceleri, sevgileri birbirine sızdı
Neden böyleyiz diye ikisi de birbirine kızdı ,
Elele ,gönül gönüle verdiler, kardelen derdiler
Demet yapıp yanardağdan fışkıran volkanlara verdiler
Etrafa serpilmiş soyut yazar, ressam ve şairleri gördüler
El ele vermişler, kader birliğinde hepsi birdiler!
YAHYA AKSOY (27.02.2013-ANKARA)
(DÜNYA RESSAMLAR GÜNÜ'NE ARMAĞAN)
|
|
|
Gönderen:
salih musa taşdemir
Şiir ismi:
her şeye rağmen
Şehir:
İzmir
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 04:02 |
mahvedecekse düşünceler beni
kendi doğrularımla
uykularım tecavüze uğrayıp
darmadağın olacaksa
her gün sıfırdan başlayacaksam
katlanmaya
hayatta veya değil
ne durumdasın bilmeden
sana kurduğum hayallerimin
kırıklığında boğalacaksam
kalbimin yalnızlığı
bir dünya insan kadar olacaksa
en ufak damlayla bile hüzünle dolacaksa
hiç rahat yüzü görmeyeceksem sevmekten
araya yüz yıllar girip de
hala bekleyeceksem
hala gelmeyeceksen
çaresi bulunamayan hastalıklarla boğuşup
ölemeyeceksem bile
değişmeyecek hislerim
ne ifade eder yoksa
seni herşeye rağmen sevmeyeceksem
|
|
|
Gönderen:
Cihan AKI
Şiir ismi:
Bugün güzeldi...
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 03:20 |
Bugün güzeldi...
' Bugün yanında olmak güzeldi... Fark ettirmeden sana kendimi, kokunu içime çekmek, hiç farkında değilmişim gibi bana dokunmana izin vermek, sonrada korkak bir çocuk gibi yavaşça irkilmek güzeldi...
Ellerine dokunabilme umuduyla uzanmak elindekilere, sadece korkmadığımı göstermek için bakmak derin, derin gözlerine, yanında yürürken huzur bulmak güzeldi... Ne yapacağını bilememek, kendi kendine hayır olmaz deyip sonra derin bir nefeste acabayı hissetmek güzeldi...
Çok eskiden tek başıma geçtiğim yollardan seninle geçmek, hep yalnız beklediğim o yerde seninle beklemek, gitme dur diyebilme olasılığını düşünmek güzeldi... Acı bir kahvenin bıraktığı hatır kadar sende hatırlanabilmeyi istemek, teninin sıcaklığını korkmadan hissetmek, bir Evetine bir servet bir öpüşüne ömrü vermek, senden seni istemeyi düşünmek güzeldi…
Gözlerinde kaybolup gitmek, şamatacı kalabalığın gürültüsünde bile sadece senin sesini işitebilmek, sevindiğine sevinip üzüldüğüne iç çekmek, ardın sıra sürüklenip gitmeyi düşünmek, Gözlerinde yaş olup dudaklarına süzülmeyi düşlemek güzeldi…
Kollarında uyumayı istemek, parmak dokunuşlarında sevgiyi hissetmek, bir ömür yanımda olman için dualar etmek, ellerinden portup kefene yüz sürmeyi zikretmek, seninle uykulardan uyanmayı düşlemek güzeldi…
Sen yeter ki elini uzat korkma, inan ki o andan itibaren seninle yaşlanmak farz bana...
|
|
|
Gönderen:
Cihan AKI
Şiir ismi:
İsyanlardayım
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 03:07 |
İsyanlardayım...
Sensizliğe yattığım her gecenin sonunda yine uykusuzum… Yüreğim yorgun, aşkının son kırıntıları takıldı genzime, öksürüyorum… Dişlerimi sıkıyorum bir duyan olmasın diye, bir elim ağzımda, bir, bir burnumdan geliyor senden kalan anılarım, sana beslediğim tüm duygularım, gözümden yaş geliyor… Gece, gece isyanlardayım...
Sensizliğe kalktığım her sabahın başında yine huysuzum… Benzim solgun, gidişinin son anları takıldı aklıma, sövüyorum… Yıllar sonra adını zikreder oldum kimse üstüne alınmasın diye, bir elim saçlarımın arasında, tek, tek dile geliyor senden duyduğum sözler, bana ettiğin yeminler, dilimde tüy bitiyor… Sabah, sabah isyanlardayım…
Bugün son dediğim her günün ortasında yine içiyorum… Gözlerim dalgın, son öpüşünün ıslaklığı var dudaklarımda, kusuyorum… Kendimi gizliyorum bir gören olmasın diye, bir elim boğazımda, oluk, oluk üstüme akıyor senden yediğim laflar, sana içtiğim akşamlar, dudaklarından yediğim lokmalar, derdim bitmiyor… Güpe gündüz isyanlardayım...
|
|
|
Gönderen:
Cihan AKI
Şiir ismi:
Utanıyorum
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 03:05 |
Utanıyorum…
Bana seni soran herkese gülümsüyorum yalnızlık! Sonra dalıp gidiyor gözlerim… Sigaram dudaklarıma hasret tütüyor parmaklarımın arasında, küçük bir çocuk gibi ağlamak istiyorum, gözlerim doluyor, sesim titriyor ama olmuyor… Utanıyorum…
Kapısını üstüme kilitlediğim tek kişilik odamsın yalnızlık! Yüreğimi askıya astığım, keşmekeş duygularımdan kaçtığım, penceresinden aşka nameler yazdığım dünyamsın… Tekrar sevmek senden kurtuluşum biliyorum, kalbim hızla çarpıyor, avuçlarım yanıyor ama olmuyor… Utanıyorum…
İçimde büyüttüğüm kimsesiz çocuğumsun yalnızlık! Uykusuzlukla şımarttığım, açlıkla doyurduğum, gözyaşlarımla yıkadığım çocuğumsun… Yarı yolda elini bırakmak istiyorum,
Karanlıkta kayboluşunu izlemek, arkamdan ağladığını duymak istiyorum, sensiz birkaç adım yürüyorum ama olmuyor… Utanıyorum…
Şefkate muhtaç, sevgiye aç tek yanımsın yalnızlık! Haline acıdığım, herkeslerden sakındığım, yatağımın altında sakladığım tek yanımsın… Seni bir anne şefkatiyle sevmek istiyorum, her zaman yanında olmak, derdini paylaşmak, sırrına ortak olmak istiyorum, sana içimi dökesim geliyor, içim içime sığmıyor ama olmuyor… Utanıyorum…
|
|
|
Gönderen:
Cihan AKI
Şiir ismi:
Yalnızlığın Sırrı
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 03:00 |
Yalnızlığın Sırrı
Yine kendimle baş başayım,
Yalnızlıktan başka konuşacak kimse yok
İnsanlardan kaçtığımı anlatıyorum
Kendi kendimi yalnızlığa hapsettiğimi
Bir beni bir de yalnızlığımı anlatıyorum yalnızlığa,
Soğuk gecelerde kaldırımda uyuduğumu anlatıyorum
Kadeh kadeh dert içiyoruz hiç derdimiz yokmuş gibi,
Her kadehte bir kez daha soruyor bana beni
Oysa o, yalnızlıklar ülkesinin prensi
Bense tek tabanca gezenlerin reisi
Anlamıyorum nasıl olurda anlamıyoruz birbirimizi,
Kendimce bir soruda ben soruyorum yalnızlığa
Tanır mısın diyorum yalnızlığımı,
Uzun süren bir bekleyişin,
Hasret kokan özlemlerin,
Bitmiş Sevdaların, körelmiş duyguların yalnızlığıdır,
Tanır mısın diyorum
Belki de ona kendini anlatıyorum
Uzun süre sessizliğe boğulduktan sonra anlıyoruz,
Aslında kendimizi kandırıyoruz, bunu ikimizde biliyoruz
Ne olduğunu anlamadan bir soru daha soruyorum
Kadehleri devirdikçe kendimden geçiyorum,
oysa, hâlâ susuyor yalnızlık
Bu son sorum gidiyorum artık,
Yavaşça ayağa kalkıyorum bana kendini anlat diyorum
Titreyen sesiyle başlıyor anlatmaya,
Buz tutmuş ellerinden kadehi yere atarak,
Ben yalnızlığım, yalnızlıklar yaratırım
Uzun süren bekleyişlerin
Hasret kokan özlemlerin,
Bitmiş sevdaların ,körelmiş duyguların
Yalnızların Tanrısıyım diyor, Ben yalnızlığım diyor
Bilmeden de olsa ısıtıyor içimi, üşümüyorum artık
Korkmuyorum buz kesmiş kaldırımlardan
Korkmuyorum yalnızlığın sırrını bilmekten, kendimden
Kusuyorum içtiğim dertleri, kederleri
Aşkı davet ediyorum masama,YALNIZLIĞA ELVEDA!
|
|
|
Gönderen:
Cihan AKI
Şiir ismi:
Seni Sevmek
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 02:47 |
Seni Sevmek
Seni sevmek her gece başka bir düşüncede sabahlamaktı! En zor olanı yapmaktı seni sevmek,
bahara inat âşık olmaktı bir sonbahar günü, uğrunda yaşayıp, uğrunda ölmekti,
kendi kendini sensizlikten korkutmak, bile bile sana alışmaktı, en olmadık işti seni sevmek...
Seni yaşamak yâr her sabah başka bir savaşa uyanmaktı! Çektiğim en güzel cezaydı seni yaşamak, sonuna kadar gidip tekrar başa dönmekti bir kış günü, yaşadığım en uzun gece, gördüğüm en son sabahtı, tadı tuzu olmayan bir kavgaya tutuşmaktı seni yaşamak...
Ve seni unutmak her gün bir önceki güne ağlamaktı! Sakladığım en büyük sırrımdı seni unutmak, çölün ortasında su içmeyi unutmaktı bir yaz günü, aklıma vurduğum koca bir kilitti, hatırladığım en son anım,dilimin ucuna gelip aklıma gelmeyen bir cümleydi seni unutmak...
Yazan: Cihan AKI
|
|
|
Gönderen:
Onur KARACATAŞ
Şiir ismi:
Ağlama Bebek
Şehir:
Şırnak
Tarih:
10 Mayıs 2013, Cuma 00:55 |
Merhaba bebek hoşgeldin dünyaya
Bakınma etrafa merakla tanımaya çalışma
Hiçbir kimseyi hiçbir şeyi tanıyamayacaksın
Boşa uğraşma bebek hoşgeldin dünyaya
Ağlama bebek ağladığını sanma acırım sana
Annenden candan daha şimdi ayrılmışken ağlama
Halbuki ne ayrılıklar taşıyacak yüreğin
Yüreğin bile kalmayacak zamanla şimdi ağlama
Ya da sen bana bakma ağla bebek
Ağla ki akacak yaş kalmasın ardından
Kimse anlamasın özlediğini,beklediğini sanmasın bebek
Herkes inansın unuttuğuna ama önce kendini inandırmayı unutma
Kalemin içi yalnızlık dolu bir şiir olup akacak
Onur yazacak şiirin son mısrasında
Bir bir terkedecek harfler de bir 'O' kalacak
Ve gene O çıkacak karşına her şiir yazışında
Bir ıslak peçete bulup kurutacaksın
Yazacaksın adını bir de sol üst köşeye
Yanına da ...boş kalacak yanı yalnızsın
Gene de yapıştıraksın bir hiç kimseyi
Aslında sen adının yanına hiçkimseyi yakıştıracaksın
Unutmaya çalışacaksın bugünü ama ısrarla hatırlatacaklar
Her sene anlamsızca bugünü mutlulukla anacaklar
Oysa sen yutkunamadığın yer yudumu kursağında tutarak
Zehirleyerek kendini çıkaracaksın içinin isini,kutlanacaksın ardılında
Doğum günün kutlu olsun bebek,Doğum günümüz kutlu olsun
|
|
|
Gönderen:
Cevdet Doğan Işık
Şiir ismi:
Ürperten Yolculuk
Şehir:
Kütahya
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 23:39 |
ÜRPERTEN YOLCULUK
-Han Duvarlarına nazire-
Ocakbaşı mevsimi, şubatın on altısı,
Görünen güneş değil, adeta karaltısı,
Devasa bir değirmen unları savuruyor,
Dondurucu bir ayaz her yeri kavuruyor,
Karanlık bir beyazlık sararken tepeleri,
Saçaklardan sarkıyor devlerin küpeleri,
Sokağa çıkılacak bir mevsim değil amma
Gurbete yol düşürdü, çözümsüz bir muamma.
Bir öğle sonrasında araba yola çıktı,
Bir metre kara rağmen bereket yol açıktı.
Arabayı sarsarken yolun bozuk taşları,
Ürkütmüştü sesimiz yem arayan kuşları.
Kristal bir yol olmuş, yorgun derenin suyu
Akşamın yaklaşması arttırıyor kuşkuyu.
Yolumuzun solunda kovasız bir kör kuyu,
Kartal belini aştık, unuttuk biz korkuyu.
Endişeler bitince başlar omuza düştü,
Çok kişinin gördüğü bahara ait düş’tü.
Çiftleşirken havada bembeyaz kelebekler,
Kimi giden yolcuyu, kimi geleni bekler.
Araba kıvrılarak geçerken bir boğazdan
Unutulmuş bir bahçe sanki kalmıştı yazdan.
Ansızın çıkıverdi, sıcak bir hande ile
Yokuştan iniyorken yeşil sath-ı maile.
Koyu yeşil çamlıkta bir kahve, pembe beyaz,
Ancak kavuşulurdu aylarca etsek niyaz.
Sohbeti koyultmuştuk, çayımızı içerken,
Tepsi geldi masaya, şöför, gidelim derken.
Ayran, bulgur pilavı, bir de acılı turşu,
Hepimiz bağdaş kurduk, yanan ateşe karşı.
Yemeğimizi yedik, bitti bu güzel mola,
Sonucunu bilmeden yeniden düştük yola.
Yollar yola eklendi, tırmandık bir yamacı,
Yüzümüzde şakladı Azrail’in kırbacı.
Yolları kapamıştı, lapa lapa yağan kar,
Her tarafta sessizlik, sonsuz bir beyazlık var.
Ne bir köy görünüyor, ne de belli sağ ve sol,
Belki de tuttuğumuz ecele giden bir yol.
Kararsızlık içinde yolumuzu seçerken
Güneş terk etti ufku, mutadından da erken.
Karanlık bir taraftan, yolsuzluk öte yandan,
Umutlar kesilmişti, hem candan, hem canandan.
Herkesten bir öneri, her kafadan ayrı ses,
Bazısı makul gibi, ekserisi de abes.
Çözüm bulunamadı, dövüldü havanda su,
En nikbinini bile sardı ölüm korkusu.
Herkesin kurtulmaktan umut kestiği anda,
Güçlü bir far ışığı belirmişti sağ yanda.
Birkaç dakika sonra kar ekibi ulaştı,
Sararan yüzümüzde sevinç nuru dolaştı.
Kurtulduk bu kabustan, şükür olsun diyorduk,
Ekibin peşi sıra, güvenle gidiyorduk.
Bir aksilik olmazsa menzile varacağız,
Makus talihimizi bir daha kıracağız…
|
|
|
Gönderen:
Emine AK BAYINDIR
Şiir ismi:
YAMAN SEVDA
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 22:39 |
gözlerin ruhuma kök salmış beyaz gelincik
masumane bir dizede efsunlu yaprağın
her lahza, manayı yutar billur bir gerçeklik
nazarını görmesem, üstümdedir toprağın
gözlerin ruhuma kök salmış beyaz gelincik
içimde mısralar sana doğar ve büyür
gökte yıldız ağlar ruhundaki aydınlığa
güneşimin ışığı sade sana dökülür
umar olsun dünyandaki bütün karanlığa
içimde mısralar sana doğar ve büyür
gönlünden akanlar, her kitapta aşktır bana
yazayım derim ben de, kaleme sığmaz narım
beyaz güvercinlerle sevda göndersem sana
bir nebze suya vâsıl olur belki canım
gönlünden akanlar, her kitapta aşktır bana
nedendir bilemem, kuşların farklı ötüşü?
sen varsan, dalımda çiçek bir başka açar
bambaşkadır ağaçların toprağı öpüşü
şarkılar durmaz, gönlüme tohumlar saçar
nedendir bilemem, kuşların farklı ötüşü?
ilk yağmurda, taze toprak kokarsın yârim
böceklerin ezberindedir, sesinin tınısı
bozkır yeşerir gülüşünde, dağılır efkârım
ezer belki de hoyrat ayaklar bu tılsımı
ilk yağmurda, taze toprak kokarsın yârim
üzgün görsem seni, yüreğimi alev alır
gözyaşımda viran olur, mücella güllerim
beyhude ömrüme, ezadan bilmem ne kalır?
kor sinemde katlolur şeyda bülbüllerim
üzgün görsem seni, yüreğimi alev alır
âleme dair ne var ise gönül sazımda
sana dokunur, ince tellerinde nağmesi
bir nadide gül dillenir ezgiyle nazımda
kana boyanır tel yaprağında dürdânesi
âleme dair ne var ise gönül sazımda
feryadıma bigânesin belki, belki yanar için
görmesen de ben gözlerinde mısra olurum
efgânıma ses ver yârim, hepsi senin için!
bir katre aşk uğruna rezil ü rüsva olurum
feryadıma bigânesin belki, belki yanar için
bilmesen de içimdeki yaman bir sevdadır
naçardır yüreğim, el süremem dermanıma
gönlüm aşiyanı masal içre bir daldadır
boynum eğiktir hükmü veren fermanıma
bilmesen de içimdeki yaman bir sevdadır
Emine AK BAYINDIR
İSTANBUL
|
|
|
Gönderen:
yahya aksoy
Şiir ismi:
BEN SENİ SEÇTİM
Şehir:
Ankara
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 22:33 |
BEN SENİ SEÇTİM
Gözümde yedi renkli gözlük,elimde "Diyojen feneri"
Önümde çağlayanlarla kaplı çok gözlü antik su kemeri
Tarihin zaman tünelinde yolculuğa çıktım,
Mısır'dan Akdeniz'e uzanan, dokuz dil bilen kalpleri delen Kleopatra,
Babil'de saçlarında çiçeklerle uyanan , efsane güzel Semiramis,
Karya'da mücevherleri ve takıları ile eşsiz kraliçe Ada/Aida,
Ve daha niceleri karşıma çıktı
Hepsini görmeden geçtim
Ben seni seçtim,
Gökyüzü,yeryüzü, yağmur ve güneş
Hepsi bana can yoldaşı eş
Bunlarda bulamadım aradığımı,
Lale , papatya binbir renkli çiçekler
Su ve rüzgâr ahenkli
"İrem Bahçesi'nde " toplanmış beni bekler,
Ağladı yağmursuz bulut yüklü gökler
Hepsini bir yana bırakıp geçtim
ben seni seçtim,
Kıyamet kopacak dediler
Binbir karmaşa kapladı her yanı
Nar suyu içtim,kendimden geçtim,
Rüya idi sanki hiç unutamadım o an'ı
"Nuh'un Gemisi'ne " iki bilet aldım !
İçimde kasvet geçmişe -geleceğe daldım,
Baktım olacak gibi değil
Hepsini kendi halinde bırakıp geçtim
Ben seni seçtim,
Aylar, yıllar, çağlar geçti aradan
Yepyeni bir kısmet sundu Yaradan,
Öz ağladı, göz ağladı, söz ağladı
Ayrı kalmış yürekler umut bağladı,
Ceylan gözlerin yorgun gözlerimi seçti
yudumlayarak su gibi içti,
Kendimden geçtim
Ben seni seçtim...
yahya AKSOY
|
|
|
Gönderen:
Emine AK BAYINDIR
Şiir ismi:
Name-i Aşk
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 22:32 |
Guruba karşı gözlerime akan buğusun
Dibe indirdiğim o dağların doruğusun
Zapt edilmez kalbimin inatçı kabuğusun
Destursuz gelen aşkın hayâsı ol da gel!
Tozlu yollarda boz bulanık bir siluetim
Ruhundan yoksunsam eğer, sade bir etim
Mahzun dizelerim uzağında; öksüz, yetim
Berceste beyitlerin saf mayası ol da gel!
Mistik diyarlarda doğup hep duru akan
Aşk odunu bin bir hal ile şu kalpte yakan
Mana denizimin solgun hadikasından
Çiçeklerin bitmeyen rayihası ol da gel!
Fuzuli’nin aşka tiryaki mısralarından
O eski zamanların mağlup kıssalarından
El yazması sevdaların ilk nüshalarından
Zamane aşklarının manası ol da gel!
Derviş ölüm, ömür ipini kestiği vakit
İbretlik kabirle sarsılır, asude muhit
Ey can! Aşk ehli gönüllerde biter mi akit?
Şu mevta ruhumun Fatiha’sı ol da gel!
11.11.2012
Emine AK BAYINDIR
İSTANBUL
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Bir DAĞ ol Samsun
Şehir:
Ankara
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 21:25 |
Bir DAĞ OL Samsun
Nabız
Samsun’da atar
Bunu Bilirim
Bir dağ ol Samsun ;
Ses ver sesime !
Dolansın gitsin
Samsun’dan Türk’ün türküsü
Türk illerine !
Çağır Samsun çağır !
Yankı bulsun nefesinle
Tekrar etsin sözlerin
Anadolu’da ve tüm yeryüzünde !
On dokuz milyon elli bir bin
Dokuz yüz on dokuz kere !
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Aklımda Sen
Şehir:
Ankara
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 21:08 |
Aklımda Sen
Biliyormusun.....
Hayatın acımasız temposu..
Yıllarca;
Yıprattı bu bedeni.......
Gönlüm ne istiyor;
Şöyle karlarla kaplı,
Bembeyaz bir dağ başı.........
Karlara bezenmiş;
Çam ağaçları......
Mmm.... ohhh.....
Tertemiz bir soğuk hava......
Şöyle küçücük de bir dağ evi;
Ocağında odunlar yanan...........
Hava gündüz ama kapalı....
Lapa, lapa kar yağıyor.........
Hafifte bir rüzgar uğultusu.....
Ocakta odunlar çıtırdıyor;
Ve pencereden bakıyorum....
Beyazlar içinde;
Gözlerim dalıyor.......
Ruhum,kalbim düşüncelerim;
Apak,beyaz,bembeyaz....
Pencereyi açıyorum;
Tertemiz bir hava,
Soluklarımda..,
Ve;
Aklımda sen,sennnnnnnnn! ! ! ! ! ! ! !
Akşam oluyor........
(Ankara 13/09/1999)
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Aklıma Gelince
Şehir:
Ankara
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 21:06 |
Aklıma Gelince
Aklıma gelince;
Titrer yüreğim........
Sanki;
Çöl sıcağında,
Serap görür gözlerim......
Kopamam senden;
Ayrı olsamda....,
Gözlerimde Hayalin,
Canım sevdiğim........
(istanbul-Yeşilköy-05/06/1983)
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Ağlayacaksın
Şehir:
Ankara
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 21:03 |
Ağlayacaksın
Bir gün anacaksın beni! ! !
Benle geçen günlerini....
Bir hüzün kaplayacak içini,
Ama geçmiş zaman, geçmiş ömür...
Yollar ayrılmış herkes başka bir tarafta...
Sen yalnızlığınla ağlayacak,kahrolacaksın! ! !
Beni gizli gizli anarak...
Ömür boyunca ağlayacak,ağlayacaksın.......
(Ankara-02/02/1999)
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
Buket Adıgüzel
Şiir ismi:
acıtıyor kuytularda
Şehir:
Adana
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 20:26 |
Anlatamadıklarım var hala yüreğimim kıyılarında ,
Yüzüne söylemeye cesaret edemediklerim şimdi sayfalarda ;
Dön bir gece yaralarımın merhemi seninle ;
Anla yar ! ardında bıraktıkların acıtıyor kuytularda !
Değme ! Dokunma sakın !
Baktığında beni hatırlamadıklarına ;
Ben hala avuçlarımı açıp titreye titreye ,
Seni dinliyorum kendi kabuğumda ...
|
|
|
Gönderen:
Buket Adıgüzel
Şiir ismi:
ÖZLEDİM SENİ
Şehir:
Adana
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 20:22 |
Hiç beklemıyordum bizi bırakıp gideceğinı ;
Büyüdükçe hasretinin de büyüyebileceğinı;
Zamanla herşey unutulur deseler de ,
Özledim seni ...
Dizimde kapattın gözlerini yalan dünyaya ;
Beni de bıraktın tek başima işte o anda ;
Oysa ne çok seviyordum seni bazen kızsamda,
Kızmayacağım artık söz gel artık
Özledim seni ...
Kösende oturup bizim gelmemizi beklemeni,
Gec kalsam bile 5 dakıka bana hesap sormanı ,
Gece yatınca yorgan altında bişeler yemeni,
Valla istemıyecem dön gel
Özledim seni...
'KIZIM ' deyişini özledim o ela gözlerinle ,
Elini öpmeyi özledim içimdeki sevgiyle,
Bana karışmanı bile özledim o söyleyiş şeklinle
Dön gel artık ne olur
ÖZLEDIM SENI...
|
|
|
Gönderen:
Buket Adıgüzel
Şiir ismi:
KİMBİLİR
Şehir:
Adana
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 20:17 |
Kimbilir gözyaşın olurum belki ;
Sıcak şarabın içine damlarım
Sen yavaş yavaş yudumlarken .
Kimbilir yanağında gamze olurum
Senin mutluluğunu yaşarım seninle .
Kimbilir belki gözlerın olurum
Tüm güzellikleri görürüm sen hissetmeden önce ..
Kimbilir belki yüzün olurum ;
Hissettiklerini hissettırırım etrafındakilere,
Kimbilir belki de sevdan olurum ,
Damarlarında dolaşırım kavurgan kan gibi ;
Duracak yeri bilir ve yaşatırım şimdi olduğu gibi ..
|
|
|
Gönderen:
Buket Adıgüzel
Şiir ismi:
Saklanan geri çıkmıyor
Şehir:
Adana
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 20:13 |
Hayatın anlamsız bakıslarında,
Yok olan sevginin birer kurbanlarıyız .
Zamanla yalnızlığa mahkum olduk
Özlem , hasret kalmadı yüreğimizde ;
Oysa çocukken özlem kutsaldı bizde .
Saklanbaçta bile oyun arkadasımızı özler yerini söylerdik ,
Şimdi ise kimsenin olmadıgı duvarlarla arkadşları olmuşuz.
Büyüdük ve saklanbaçın da kuralı değişti artık ;
SAKLANAN GERİ ÇIKMIYOR...
|
|
|
Gönderen:
Buket Adıgüzel
Şiir ismi:
YIllar gectıde sen gelmedin
Şehir:
Adana
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 20:10 |
5 senede olsa sen aramızdan gideli ;
Seni özlüyorum hala ne farkeder ki ;
'Kader' deyip, bakın hayatınızda deseler bile bize;
Sen olmadan olmuyor anlatamıyorum bunu kimselere .
Nerden gelirsem gelim sen sorardın bana 'nerde kaldın sen ' diye ;
Şimdi ben acıp kapıyı giriyorum senin olmadıgın bu eve ;
Her yerde senin hayalinle yaşıyorum kac sene gecse bile;
Zaman herşeyin ilacıdır deseler de ; olmuyor sensizliğin ilacı işte .
Kelimeler bile yetmiyor bazen özlemımı kendıme bıle anlatmaya ;
Oysa cocukken bırakmazsın sanırdım o zamnalarda ;
Neyın ne olduğunu öğrendğim o yasta ;
Sensizliği yasattı hayat bana .
Hayat işte ne olacaği bellı olmuyormus her anımızda ;
Sen gitmeseydın de her zorluğa göğüs gerseydık her zamanda ;
Gözyaslarım durmuyor sen aklıma geldiğin o anda ;
Sensizliğn bu kadar zor oldugunu tahmın etmemıstım senı kaybettıgım o anda ...
|
|
|
Gönderen:
MEHMET BOZTEPE
Şiir ismi:
ZULÜM GELİR
Şehir:
Konya
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 20:03 |
ZULUM GELİR
Çözülmeye başlamışsa ipliklerin
Sökülmesi bile insana ağır gelir
Gözüne yaş değdiyse kirpiklerin
Kapanması bile adama acı verir.
Sapan yemiş bir kuşun ağlama sesi
Kimsesizler yurdunun öksüz annesi
Bir fırtana sonrası akan ilk nefesin
Dokunuşu bile adama zor gelir.
Sabırlar saltanatının son emaresi
Göçük altından çıkarılan son depremzedenin ilk neşesi
Kapatılmaya başlanan muslukların son çeşmesi
Akarken bile cana zulum gelir.
|
|
|
Gönderen:
Buket Adıgüzel
Şiir ismi:
Canımdan Can Alıyorlar
Şehir:
Adana
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 20:01 |
Dur!Tek kelime etme ;
Yavaş yavaş alışıyorum yokluğuna .
Dur! Konuşma boğazımda düğüm olan adın ;
Yeni yeni çözülüyor daha .
Yapma dur ! Dedikçe yaktın canımı
Seni unutmaya yüz tutmuşken yüreğim
Nedir bu çektirdiğin cefa ?
Söylesene gül yüzlü yar reva mı bu bana ?
Nereye baksam orada gözlerin;
O canımı yakan o güzel gözlerin ;
Nereye kaçarsam kaçım karşımdalar;
Başımı yastığa koysam yine onlar ;
Hoşuma gidecek kadar güzel ;
Bir o kadar da can alıcılar ;
Çek ! Artık gözlerini üzerimden çek ;
Canımdan can alıyorlar ...
|
|
|
Gönderen:
Cem Güngör
Şiir ismi:
Denizin Türküsü
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 18:04 |
Deniz yüzün benden ese
Rüzgarın ömrüme kısa
Adımı kuşlar söylese
Martılardan sorar mısın
Deniz ömrüm zaten kısa
Kelebekler bende yasa
Mavilik içinden ise
Adım umut koyar mısın
Deniz yüzün yağmur ince
İster gündüz, ister gece
Fırtınalar özleyince
Türkümü fısıldar mısın
|
|
|
Gönderen:
büşra gezer
Şiir ismi:
adım adım sevda yolunda
Şehir:
Mersin
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 18:00 |
Şu ıssız gecenin sere serpe koynunda
Karanlığın bana saçtığı ıtriyatla
Ne var ki ızbandut misali karanlıkla
Koyun koyuna yatıyorum şimdi ben
Öyle bir gece ki karanlıkta aydınlık
Öyle bir gündüz ki aydınlıkta karanlık
Öyle bir gün ki varoş tarzı sokaklarda
Ispazmoz içindeyim korkuyla karışık
Böylesine tenha bir zaman diliminde
Kimseye güven yokken bu zifir yürekte
Her bir hücremden gelen güvenoyu ile
Yeniden hayat buldu bu yürek seninle
Tam da taşlar yerine oturuyor derken
Nereden çıktı bu kurnaz ayrılık birden
Bense taparcasına bu denli severken
Terk etme gitme eyy yar bu cansız bedenden
Bülbül güle gül bülbüle yanar aşk ile
Nam salmış bülbül güle teraneleriyle
Ne acı ki karşılık gelmemiş bülbüle
Can vermiş gülün dikenlerinin üstünde
Beyaz renginde olmuş kanla kırmızı gül
Bu esnada atiye uçmuş bahtsız bülbül
Kederle kızarmış bozarmış gül, olmuş kül
Bu denli gururlanmak nedendir ki eyy yarr..
|
|
|
Gönderen:
HATİCE KUYUMCU
Şiir ismi:
HASRET İZİ
Şehir:
K.Maraş
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 17:40 |
Bekler bizi göğsü güzel dağlar,
Şahin bakışlımın tek gözünü siper edip namlumun ucuna
Galip ve mağlup birde ben düşerim
Güz elması yanaklı dilber dağının peşine...
Koca dağ koca göğsün yırtıp,
El edince bize gürgen meşe tohumları,
Dağılıp tekrar tekrar toplanan sisler yücelerinde...
Oynaşınca ferden nasipsiz gözlerimizle,
Ne tütün söndüren kar tanecikleri,
Nede bastıkça çeken çektikçe batıran çamur deryaları,
Alıkoymaz yolundan yalın yüreğimizi...
Bir yürek ki yangın yeri...
Bu yürek cehennem ateşi...
Bir yürek ki bendeki...
Hasret izi her zerresine çivilenmiş dövme...
Babam daha döndürecekti hayatı, durmasaydı tekeri değirmeninin.
Anam gülecekti bu hayata gül ezmesi yanaklarıyla,
Eskitmeseydik gülüşlerini.
Kısalta kısalta tüketiğimiz, tüketip bitirdiğimiz seslerin,
Sessiz ağlayan kirli cümleleriyle kurduğumuz hayaller,
Eksiltmeseydi gülüşlerimizi...
Yanıbaşımızda yitirdiklerimizin bir görünüp bir görünmeyen silüetlerini,
Sisli dağ başlarında bulma ümidine düşmezdik.
Eskitmeseydik gül reçeli bakışların ağza tat öpüşlerini...
Kim galip,
Kim mağlup,
Ya ben ben kimim?
Yitirdik biz bizi,birbirimizi...
Bilge Dağ,Baba dağ,Bacı Kardeş Dağ...
Bıraktık silahlarımızı ateşkes eyledik susturup elimize aldık
Çuval çuval tuz yükü yüreğimizi,
Bir yürek ki yalın,
Bir yürek ki korkak,titrek...
Güz elması yanaklı göğsü güzel dağ,
Şimdi bir masum tohumum ben.
Sesi yüreğime çağrı anam dağ.
Yeniden doğur beni...
|
|
|
Gönderen:
ayşenur habipoğlu
Şiir ismi:
okul
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 17:28 |
okulumu çok severim
yeni bilgiler edinirim.
bu öğrendiklerimi;
her akşam tekrar ederim...
|
|
|
Gönderen:
NURCAN ZİYARETLİ
Şiir ismi:
CENNETİN DENGİ
Şehir:
Yalova
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 16:40 |
Cennetin Dengi
Söyle, kim var sevgiden cennet kuran?
Hangi insan kalbidir şefkat taşan?
Söyle,yardan tatlı kim? Kimdir canın?
Bak, o tenden döktüğün terden yakın.
Sahte aşklar,tövbesiz âhlar yaman.
Dilde kalmış gölgesiz sözden aman!
Kimse ummaz,gün gelir destan olur.
Tülde kalmış tertemiz aşklar durur.
Sevgi yağmur,sevdiğin toprak olur.
Rengi gökten savrulup pir kaybolur!
İşte arsız sevgiler hep böyledir.
Anne,sonsuz cennetin tek dengidir.
Nurcan Ziyaretli
|
|
|
Gönderen:
NURCAN ZİYARETLİ
Şiir ismi:
BİR ÖMÜR ŞARKISI
Şehir:
Yalova
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 16:39 |
Bir Ömür Şarkısı
Bir avuç kadar kaldım işte ben.
Sen hâlâ sevecek misin beni?
Yıllardır sana yorgunum desem?
Söyle, taşıyacak mısın beni?
Bir ömür şarkısı dilimde,
söyle, duyacak mısın beni?
Sana tutunmayı düşlemiştim.
Düşerken tutacak mısın beni?
Seni yarı yolda bırakırsam
söyle,affedecek misin beni?
Bir ömür şarkısı dilimde,
söyle, duyacak mısın beni?
Yüzümde oluşurken çizgiler.
Hâlâ beğenecek misin beni?
Gün gelir, başkasını seversen
Elde arayacak mısın beni?
Bir ömür şarkısı dilimde,
söyle, duyacak mısın beni?
Nurcan ZİYARETLİ
|
|
|
Gönderen:
Ahmet ARSLAN
Şiir ismi:
Yeni Anladım
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 15:57 |
Bu sefer sıkı giyinmiştim aşkına
Gölgelerim kara ziftlerden mabetli
Mart endamlı gözlerinin pırıltısı
İçimde garipten bir esinti
Bütün tüylerim şahlandı birden
Bedenimden bir ruh çekildi.
Sabahının ayazı,yalnızlığının kırbacı
Bin bir parça etti gönlümü
Yaşanmış ve bir anlık
Defnedilmiş ömrümü
Karanlık pençelerinde hapsettin beni
Gerçi karanlığı seçen de bendim değil mi?
Avuçlarımla yine ellerinin ıslaklığını andım
Sürdüm rahmetini yüzüme
Gözümdeki yaşla elimdeki terin
Aynı şeyler olduğunu yeni anladım...
|
|
|
Gönderen:
Ahmet ARSLAN
Şiir ismi:
Olmadan
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 15:55 |
Parçalarcasına yüreğini ona sarılmak olmadan
Dikeni içine biten güldür yaşamak
Halka halka gözlerinde meşke dalmak olmadan
Kar değmeyen yerlere kardelen açmak
Çağlayan nur pınarına dilteşne kaldım
Şu ömrü dirazı seninle anımdan saydım
Bir dirhem gülüşün dudakta şakrak olmadan
Yaşamak yağmura küskün çorak bir toprak
Her söze senle başlayıp seninle susmak olmadan
Seninle her rüyadan her an uyanmak
|
|
|
Gönderen:
Ahmet ARSLAN
Şiir ismi:
Ne Oldu İstanbul?
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 15:53 |
Ne oldu İstanbul?Bugün buğulusun...
Boğazın kuruduysa,ıslanmaya mahkumsun.
Hüzün vakti bir sefer
Her an gözlerimde sen
Ben yarim sende bildim
Sen yarimden bihaber
Ne oldu İstanbul?Yorgun düşmüş halin var
Akıp giden zamana da dursaydın ya dört duvar
Çığlık olup İstanbul
Neden yağarsın gönlüme?
Ben zaten dolup taşmışım
Sen de gelme üstüme
Ne oldu İstanbul?Karalara büründün
Biz hep beyaz istedik,sen de öyle göründün
Eller titrek gönlümde
Bir yangın ki hiç sorma
Vuslata giden yolun
Bir düğümüm sonunda...
|
|
|
Gönderen:
Mehmet Erdal Karakaş
Şiir ismi:
Siyah Beyaz
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 15:02 |
Siyah beyazdı hayatımız eskiden.
Siyah beyaz bakardık renkli gözlerden
Yaşama dair ne varsa...
Siyah, devlet...
Beyaz, hizmet demekti o zamanlar...
Siyah, çatık kaşlılar,
Beyaz, mutlu halkıma...
Siyah takım elbiseleriyle,
Beyaz vaatler verirlerdi
Hiç gerçekleşmeyen.
Siyah beyaz televizyonlarda,
Şerefli yenilgiler seyrederdik.
Gururlu, mağrur,
Ama biraz da ezik...
Siyah forma, beyaz yaka
önlüklerimiz vardı okullarda.
Bir harf öğreten öğretmene
köle olma saygısıyla,
Kara tahta önünde
beyaz tenli mahcup çocuklardık.
Siyah beyaz aşklarımız vardı.
Siyah damatlık,
Ve beyaz gelinliğiyle...
Nikah memurunu da içine alan
mutlu birer resimdik duvarlara asılan.
Siyah beyaz fotoğraflarda,
Siyah saçlı,beyaz gülen düşler kurardık.
Siyah,beyaz solgun fotoğraflarda,
Aslında canlı ruhlar taşırdık.
Siyah beyazdı her şey.
Beyaz güler, siyah ağlardık.
Ağıtlar yakar, karalar bağlardık.
Beyazlar giyer, çalar oynardık.
Ya siyah düşünürdük,ya beyaz.
Ortası yoktu fikirlerin.
Ya kara şahin olurduk
Ya da beyaz güvercin...
08-07-2004
|
|
|
Gönderen:
YAHYA AKSOY
Şiir ismi:
BİR SES BİR NEFES
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:28 |
BİR SES BİR NEFES
İLÂHİ BUYRUKLA DOĞDU İNSAN
BİR SES, BİR NEFES,
BAŞARILI, MUTLU VAR OLMAK İÇİN
ÖMRÜNÜ VERİP, NEFESİNİ TÜKETTİ,
NE YAPTI NE ETTİ İSE
SONSUZLUĞA BAKARAK, ELİ,ŞAKAĞINDA
VARLIKLA YOKLUK ARASINDA
UMUTSUZ DİLEKLERE SESLER, NEFESLER KATTI,
YOK YERE TÖRPÜLENDİ ÖMRÜ
BAKTI OLACAK GİBİ DEĞİL
AYAK AYAK ÜSTÜNE ATTI
ANILARIM KALSIN DİYE GÜNCE TUTUP
YAN GELİP YATTI,
ÖLÜ SEHER YELİ ESMEZ OLDU
CAN SUYU GÖZLEYEN GÜZ GÜLLERİ
BİR ÖMÜR GİBİ SARARIP SOLDU,
YAZ YOGUNU, GÜZ VURGUNU İNSAN
ÇIKAMADI YEDİ KATLI KABUĞUNDAN
YENİLDİ AZGIN ZAMANA,
MARTILAR, KANARYALAR KANATLARINDA
PAPATYALARLA SÜSLÜ CENAZEYİ TAŞIDILAR
GIRANİTTEN MUSALLA TAŞINA
KIRMIZI-BEYAZ KARANFİLLERDEN
ÇELENK KOYDULAR BAŞINA,
KUŞLAR, ÇİÇEKLER, İNSANLAR
CENAZE DUASINA DURDULAR;
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
NURULLAH HOCA EFENDİ BULVARI
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:21 |
Dün beni "NURULLAH HOCA EFENDİ" bulvarında kıstırdılar
Hala laik yaşıyorum diye
Sopalarıyla düşüncelerime saldırdılar
Sanki kovacaklar diye....
Gafiller nerden bilecekler ölümsüzlüğümü
Zincire yatırılmış fikirlerimi nerden bilecekler
Sopamı dayanır bana, Taşa bağlı ip mi
Karanlıkta kahpe bir kurşun mu sıkarlar,artık
Yoksa darağacındaki zavallı ilmik mi....
Sökemediler beni benden, hiddetlendiler
Kanım bir anda pranga gibi yapıştı yüzüme
En öndeki sakallı kafir diye bağırıyordu
Vurun derken salyaları üstüme akıyordu.......
Dün beni "NURULLAH HOCA EFENDİ" bulvarında kıstırdılar
Zannettiler ki çırılçıplağım,
Zannettiler ki çığlık çığlıyayım,
Oysa hiç korkasım gelmedi
Hiç kaçasım gelmedi
Üstümde debelendiler, debelendiler
Hatta gülüyordum bile, gördüler
Bunu zannetmediler.............
Yıl 2026,10 Ekim Perşembe
Bugünden şair gözüyle hazırlanmış
Gelecekten bir enstantane..........
Vedat DÜNDAR
Meraklısına dip not: Bahse konu bulvar, şimdilik Atatürk adıyla kullanılan bulvardır....
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
E-1248.3/5
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:18 |
Onu bulduklarında nüfusu yoktu
Belki bir ismi dahi olmamıştı
Onaltı,onyedi yaşlarında kara bir oğlandı
Ne yağızdı,ne yiğitti,sırf sakalsızdı
Ve bir daha hiç sakalları da çıkmayacaktı
Onu ilk gören çoçuklar haber vermişler çevreye
Çevrede galeyanla uzanmıştı polise
Bir sonbaharın sabahında bulmuşlar onu
Dere kenarında iple boğulmuş vaziyette
Toprağa mayalanır gibi uzanmış
Dilini yalıyormuş gibi dudaklarının üstüne koymuş
Hani biraz da yüzünde gizli bir tebessüm var.....
Omuzunun üstünden çevirdiler naaşını
Kekremsi bir tatla kapanmıştı gözleri
Çamurları sıyırdılar parmaklarından
Alnındaki kiri temizlediler,
Ceplerini yokladılar,
Sararmış bir kağıt mendil çıktı,yırtık
Bir de sekizde durmuş ucuz bir saat...
İki saat savcının gelmesi beklendi
Sonra daktilonun tuş sesleri ırmağın incecik deresine
karıştı
Birden sessizlik koyulaştı ,
Sonra meselenin bir parçasıymış gibi bekledi kalabalık
Kısaca sorulara bildik hiçbir cevap yoktu
Kol ve bacaklarından tutarak soktular çuvala
Alışık bir vaziyette çektiler fermuarı
Artık ortada ölü falan yoktu
Şimdi yeni gelinin çeyiz bohçası gibi olmuştu..
Götürdüler şehrin morguna
Burada ölüler buz tutuyordu
Ayak baş parmağına tabela taktılar
E/1248.3-5 yazdılar
BU onun hiç olmuyan nüfus kimliği oldu
Artık tuhaf bir adı vardı
Belki soyadı bile içinde yazılıydı...
Soruşturma bir ay sürdü
İki yeni yetme polis bir ay gezindi
Bu sürede hiçbir telefon çalmadı
O bir ayda tek bir ihbar gelmedi
E/1248.3-5 morgda iyice dondu
Kimsesizliğinde Otopsisi dahi yapılmadı...
Biray birgün sonra gömdüler onu
Boğularak faili meçhul yazdılar
Dosyası arşivde tozlu raflara kalktı
Kimsesizler mezarlığında kimsesizdi
Hoca o gün izinli olduğu için
Onu sadece toprağı kazanlar gömdü
Karısıyla telefonda kavga eden
Bir de polis vardı kayıt yapan....
Adı gibi toprağında,taşı da olmadı
Duasız bir yolculuktu bu onun için
Belki gittiği yerde bile tanımıyacaklardı
E/1248.3-5 neydi ki
Belki bir ayda orada sürerdi soruşturması
BU sürede yanar mıydı,donar mıydı bilinmez
Belki oradada kalabalık meraklı bir grup toplanırdı
Artık zebanisimi gelirdi cebrailimi yoksa özel yetkili
savcısımı
Tutarlardı tutanak
Dirilemiyor diye
Belki sabırları taşardı iyice
Kimdir bu E/1248.3-5 diye
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
KENDİ SEVDALARI
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:16 |
Hepsini saysan dörtten bir fazlaydılar
Sessizlik sanki beşikte sallanır gibi,uyumuştu
İki tarafı meyilli vadide gölgesizce yürüdüler
Soğuk nasırlaşırcasına vurdu yüzlerine
Köpeğin hırıltısı,cephanesi bitmiş silah gibi susmuştu
Katırın bacakları,diğer bacaklarını tokatlıyordu
Şimdi kenarsız bir ufuk geçeceklerdi,kıvrılarak
Artık o azgın öfkeleri yoktu
Sarıya tutsak ovanın ötesindeydi toprak
Birbirlerine geçercesine sokuldular
Nefesleri koyulaşarak tüttü,
Hepsi bir anda aynı tarafa baktı,sözgelimi
Toprağa doğru kasılarak,gözleri…..
Şimdi tonlarca kabaracaktı toprak
Kırbaç gibi kazmalarla,çatlatılarak
Nasırlarında elleri kanlı,
Terleri bedenlerinde özgürleşerek
Onlarınki artık durmaksızın ,günboyu
Toprakla sevişerek !!..
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
BİR ŞAİRİN SON NEFES TASAVVURU
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:13 |
Sıcağı,sıcağına koşarsınız
O anı bilirsiniz ,orada
Uzanmışımdır yada
Kıvrılmışımdır boyunca.....
Bir bankanın bekleme sırasında olabilirim
Bir lokantanın açık büfesinde
Şehir kütüphanesinde mesela
Hani Atatürk bulvarının tam ortasında
Ne bileyim belki bir göl kenarında
Yada belki bir mitingte pankart taşırken..
Gözlerim hâlâ yarı açıktır,görürsünüz
Dilim kıvrılsın istemem
Zincirlenmiş gibi hareketsiz yatarım
Düşerken gömleğimin bir düğmesi kopmuştur
Muhtemel ayakkabımın biri fırlamıştır
Hani burnum kanamıştır filan
Ne gam !..
Acil, hemen cevap vermez telefonlara
Birisi nefesime kadar eğilir
Birisi anlarmış gibi göğsüme dokunur
Bir kadının yarı çığlığını duyarsınız
Beş metrekareye on insan sığışır
Çevrende hep beraberdir panik
En az bende panik !.......
Artık yarı açık gözlerimle fersiz bakarken
Sıkışacağı kadar sıkışır şerit
Hayalini son bir kez tadarım gözlerimde
Altmış yıl bir kadın sevdim,ben
Altmış yıl bir kadın beni sevdi
İşte ben bu yüzden kendime acımıyorum şimdi
Bu dolu hayatım hiç boş kalmadı onunla
Sevgisiz bir saniyem bile olmadı
Başımı yasladığım zaman,dünya benimdi,koynunda
Şimdi biliyorum ambulans Mithatpaşa caddesini çığlıkla döner
İlerde üç katlı market vardır
Dibinde meşhur o seyyar köfteci
Yan tarafta boyası eskimiş kreş
Bahçesinde birkaç velet
Ambulans durmaz geçer..
Sonra viyadükten sağa sapar
Karşıda koca vali konağı
Önünde iki polis laflıyor
Solda ticari taksinin tehlikeli manevrası
Sarı ışık,
Kırmızı ışık,
Direk
Geçersiniz….
Şimdi hastaneye varmadan,köşede
O meşhur dolunay pastanesine gelmektesiniz
Üçyüz metre kalmıştır
İkiyüz metre,
Elli metre,
Derken ,
Tam önüne
Gelirsiniz,
Geçmeden!.....
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
BATAKLIK ÇİÇEKLERİ
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:11 |
Hiçbir suçtan hüküm giymemiş
Kara damlı mahpuslardır onlar
Pencerelerinde parmaklık yoktur, ama
Taşı bağırlarında kırarlar...
Gayri meşru bir kaderin, kederi gibi
Başını kopardığımız çiçeklerin, dallarıdır onlar
Ölmeden kendi tabutlarına sokulmuşlar.
Kimisi sanki ailesinin pisliğidir
Kimisi kocasının sillesi
Kimisi ihanetin öfkesi
Kimi tuzakların cilvesi
Kimisi paranın sıcak nefesi
Yaşamaya hevesli midir, onlar.
Sanırsın gülerek bakarlar sana
İçki ve uyuşturucuyla harmanlanıp
Beş kat makyaj altında saklanırlar.
Muhtemelen birisi benim bacım olabilirdi
Birisi ise sizlerden birinin
Oysa çok iyi biliyorum ki, çok
Hepsi benim bacımdır, onların
Ve hepsi sizlerin…
İşte şimdi utanarak kapanırım sessizliğime
Utanırım kendi günahımdan
Ben olmasaydım derim, ben olmasaydım
Cinsimin bu vicdansız talebi olmasaydı
Olmazdı bütün bunlar...
BAŞINI KOPARDIĞIMIZ ÇİÇEKLERİN, DALLARIDIR ONLAR
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
KORUNAKSIZ RUHLAR
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:09 |
Ses önce karşıdan geldi
Süzülüverdi odaya
Sonra kasılıp, keskinleşerek
Karışırken havaya
Tavana kadar yırtıldı gerçek...
Odadaki adam için sağıldı tutkular
Artık bütün sırlar, manasızlaştı
Bedenini, divandaki mor kadifenin üzerine taşıdı
Dişini dudaklarına bastırarak, uzandı
Bir an beyaz şarap gibi aklandı teni
Mafsallarının üstüne bükülürken dizleri
Sanki birden yaşlandı...
Sonra aniden sızlandı hayalleri
Işık sanki yumuşuyarak ılıklaştı
Göz yaşları kirpiklerine tutuştu
Kendini kavrıyarak örtünmeye çalıştı
Ama o sağır ses kıyametlenmişti bir kez
Korkusu gözlerine kefenlenmişti artık...
Şimdi tekrar koyulaşarak,hareketlendi ses
Gökkuşağı gibi sahteleşerek kuşaklandı
Sonra bir anda salınarak, soyunup
Geldiği yere tıkanarak kısırlaştı...
Kurulu çalar saatin zili melodi gibi yankılandı
Çırpınarak uyandı genç adam
Saatini susturdu
Bu kadarına aklı yetmişti
Oda gömülmüş bir sessizlik içindeydi
Düşündeki o ses, beyninde tükenmişti...
Doğrularak oturdu yerinde
Şimdi karşıdan gelen hiç bir ses yoktu
Kafirliği kırılmıştı gecenin
Çenesinden akan salyasını sildi
Birikmiş bir koku kapladı genzini
Çırılçıplak ayağa kalkıp dolaşırken
Teri, bir günah gibi, yapışmıştı üstüne....
Pencereye doğru yürüdü
Demir parmaklıkta soludu gökyüzünü
Acısını yumruklarında sakladı
Yüreğindeki alev harlandı
Bir an boş gözlerle aşağıya baktı
Avluda arkadaşları koşuşarak elele gülüşüyorlardı
Burada gelmişi geçmişine karışmış
Marazi ruhlarda barınan
Bilmeden kahkahalar atan
Kendi böğürlerine kusan
BİR ÇIĞLIK GİBİYDİ YAŞAMLAR!!!
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
YARINDAN SONRAKİ DÜNDÜ
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:06 |
Yarından sonraki dündü
Sana çıktığım gün
Suçlu bir keyfim vardı
şimşeklerden gökgürültüsü yapmıştım
Korkum kağıttan kayıktı
Sanki yasaklarımla sevişecektim
Oysa yasağın kendisi bendim
İlk basamakta geri dönmek istedim
Hatıralarım hayallerimin önünde
Beni sana doğru çekti
Gece yazdan kalmaydı ama
Bu benim baharım değildi
Birden yabancılaştı sakinliğim
Serseri bir şüphe ile doldu yüreğim
Yağmur tembihlenmiş gibi durdu
Kapını kaygıyla çaldım iki kez
Tam iki kez çığlık çığlığa
Bekledim gölgeme saklanarak
Bekledim
Anahtarda bir kilit sesi kırıldı
Sonra guatırı büyümüş yaşlı kadının
Biri açtı kapıyı
Seni sorduğumda gölgelendi
Öldü dedi yavaşça
Ölmeyi haketmişçesine,
Garabeti hızma gibi burnunda
Utangaç bir köpeğin tasmasını tutuyordu
Gözleri yoktu öfkesinde
Sözleri yoktu, anlayamadım
Bir anda bıyığı büküldü gecenin
Darası buharlaşarak saflaştı
Bekaretine sarılmış Meryem anaya benziyordu kadın
O anda feryadımın içine aktım
Yarından sonraki dündü
Sana çıktığım gün
Suçlu bir keyfim vardı
Şimşeklerden gökgürültüsü yapmıştım
Korkum kağıttan kayıktı
Sanki yasaklarımla sevişecektim
Oysa yasağın kendisi bendim !
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
YAHYA AKSOY
Şiir ismi:
GÜNCE TUTTUM
Şehir:
Ankara
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:05 |
GÜNCE TUTTUM
UZUN BİR ZAMAN ÖNCE
BÜTÜN RENKLERİ BÖLÜŞMÜŞ GÖK YÜZÜ
KALDIRMIŞ KOLLARINI GÖĞE YER YÜZÜ,
İÇİM İÇİME SIĞMADI SANKİ
MOR GÜLLER AÇTI YÜREĞİMDE,
GÖK KUŞAĞI DOĞDU ÜZERİME
KALEM OLDU ELİM
BİR GÜNCE TUTTUM
UMUTTU ADI,
UMUT GEMİSİ OKYANUSLARI AŞTI
HEYECANLA CENNET KOYLARI DOLAŞTI,
DENİZLERE SIĞMAYAN YÜCE SEVGİİYİ
URGANLARLA, AĞAN BULUTLARA ASTI,
BAMBAŞKAYDI SEVGİNİN TADI
UMUTTU ADI,
BİR YIL GEÇTİ ARADAN
URGANLAR,SANKİ PAMUK İPLİĞİ OLDU,
GÖK KUŞAĞI ALTINDA
UMUT DOLU SEVGİLER
SARARIP SOLDU,
DÜN BİR GÜNCE TUTTUM
İÇİNDE YOKTU UMUT ADI,
YAZIP BOZDUM, BOZUP YAZDIM
HİÇ YOKTU TUZU TADI
ADINI KOYDUM CADI,
KALEMİ ALDIM ELİME
SIR'DI GÜNCENİN ADI
YAZDIM GÜNCEYİ GÖNLÜME.
YAHYA AKSOY-ANKARA
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
SIFIR NOKTASINDAYIM
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:04 |
Karanlık bir sessizlikte bilirsiniz
Yanlızlık ampul gibi patlar
Bir tür gizlenme arzusunun
Kemiğe döner acısı
Merhametine sarılır ,şefkatin
Cömertçe...
Oysa sevgilerine inanırdık eskiden göklerin
Omuzlarına kadar sarılırdık sıcaklığına
Gözlerin karanlığımı gizlerdi
Yıldızları birlikte koklardık
Denize dokunmadan şiirler yazardık,biz
Seviştikçe...
Bilmiyorum ne oldu da
Neden yıldızlar bıçaklarını çekti
Bir işaret verdi serçe parmağının ucu
Neden kabuklandı ki şefkatin
Korkularıma mermerlendi tükettiklerin
Yüreğime günahların evcillendi
Beni terkettiğin gün
Sessizce...
Şimdi sana gösterdiğim yerde bir şey yok
Sokakta yanan lambanın yaşlısıyım
Gömülü yastığımda uykularımdan geçiyorum
Gecenin bacasındayım
Kendimi sayıyorum geriye doğru
Artık sıfır noktasındayım,ben !
Özgürce...
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
BEN BU ŞEHİRİM
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:02 |
Burası benim şehrimdir
Ben bu şehirim
Burada gecenin öfkesi benimdir
Gündüzü benim.
Camdan bir tramvay gibi
Işığına böcek toplayan şafağının gölgesi;
Hemşerimdir...
Burada çamaşır ipinden yapılmıştır balkonlar
Kadınların ellerinde dolu dolu mandallar
Sanki kanatlanarak koştururlar
Hepsinde düzensiz bir telaş.
"Yavrum" diyor kadının biri çccuğuna,"düşeceksin"
Bir başka kadının saçları gözlerine dolaşıyor;
Eteği beline doğru uçarken, çorapsız bacakları
Koca şehrin içine karışıyor...
Burada gökyüzü daha fazla büyümez
Bulutlar binaların çatılarına sarılır;
Akşamları pasaklı bir yağmur başlar
Yağmur değil sanki çamur yağar.
Bu yüzden şehrin arabaları hep kirlidir
İşlerinden koşarak dönen adamların giysileri
Balkonlara çamaşır olarak serilir...
Burası benim şehrimdir
Buradaki her şey benim...
Kah balkondaki kadınımdır ben
Kah park yerinde kavga eden adam
Kah uykusuz kalmış seyyar satıcısı
Kah dükkan kepengini gürültüyle kaldıran
Belki bir şiire sızmış şair kazıntısı
Ya da izmaritini kaldırıma fırlatan ...
Belki köşelenmişimdir İnönü bulvarında
Dilencisini ben sanır insanlar
Karşımda onar katlı binalar
Açık bırakılmış bir pencereden girerim
Karanlıkta fosfor gibi parlayan
Tel örgülerim sallanır boşlukta...
Şimdi bunları yazarken biliyorum
Şiiri seviyorum elbette
Şiirin moruna ben de inanıyorum
Ölüme inandığım kadar
Bu şehre borcum var...
"Burada çamaşır ipinden yapılmıştır balkonlar"
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
seda saygın
Şiir ismi:
İMKANSIZ OLMAZSA
Şehir:
Adana
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:00 |
İMKANSIZ OLMAZSA
Hayatımızda hiç keşkeler
Pimanlıklar olmazsa
Seven gönül kin tutmazsa
Ayrılık hep sürgünde olsa
Ahlar vahlar yerine
Gönüllerde hep şenlik olsa
Kötülüğün garezine
Her yere iyilik saçılsa
Saflık, temizlik
Hep sembol olsa
Bencillik zincire vurulsa
Yaşamak güzellikle dolsa
Hüzünler, acılar
Kederler, çileler
Zindanlarda kala kalsa
İnsanı hep bir huzur kaplasa
Hiç birşey imkansız olmasa
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
SENKRONUM TUTMUYOR
Şehir:
İzmir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 11:00 |
Bazen durup dururken
Sen aklıma geldiğin zaman
Zembereğim kurulur,
Sanki dinamitim patlar tenhamda
Yüreğimin yırtmacı açılır
Yağmurla yıkanmış bir rüzgarda
Düşüncelerim boğulur savrularak
Kendi çevremi dolanırım ,ben
Astarıma sarılarak...
Kendimle buluşmakta direnirim
Hasretime çalkalanırım bazen
İçimdeki senkronum tutmaz.
Boyumdan daha uzundur gölgem.
Bedenimden düşürdüğüm zaman,
Ben kalkarım da yerden
O kalkmaz...
Oysa hiçbir zaman bilemezsin,
Ben senin sokaklarını sevdim hep
Ayağını değdirdiğin parke taşlarını
Tenini ıslatan yağmurlarını
Sende kalan nafile gecelerimi;
Umursamazlığını sevdim
Sırf sen sevdin diye,
Kendi içime çivilenip, gizlice
Senin sevgililerini sevdim...Ben !
Şimdi korkuyorum eve giderken,
Bu körkütük gecenin sessizliğinde,
Yağmur okyanus gibi gözlerimde
Felaketin yörümgeme girmiş,
Veresiye bir aydınlık içinde
Kapıyı açıyorum...
Telefonum çalıyor aniden...
Sanki kendi kendimi arıyorum...Ben!
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
YAHYA AKSOY
Şiir ismi:
UYKUSUZ GECELER
Şehir:
Ankara
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 10:50 |
UYKUSUZ GECELER
BUĞULU PENCEREMDEN BAKARKEN UMUTSUZCA
BULANIK DÜŞLERİME SARILIP KALMIŞIM,
BALKON DEMİRLERİNE TAKLIMIŞ PARMAKLARIM
KARANLIKLAR İÇİNDE SELVİLER ARASINDA,
BUĞULU GÖZLERİMLE HAYALLERE DALMIŞIM
UYKUSUZ GECEDE UYUYA KALMIŞIM,
sAYDAM BULUTLARIN UÇUŞTUĞU SOLGUN GÖK YÜZÜNDE
EŞİNDEN AYRI DÜŞEN YUVASIZ GARİP KUŞLAR,
BULUTLAR ÜZERİNDE BAĞDAŞ KURUP
BİR DAHA AYRILMAMAK KAVLİYLE YURT TUTMUŞLAR,
SEMAYA KANAT AÇIP İBADETE DURARAK
GAMI- KEDERİ UNUTMUŞLAR,
NEVRÛZ GÜNÜ ÇİÇEĞE YÜZ TUTMUŞ TOMURCUKLAR
BİR KARLI GECEDE VURGUN YİYEREK,
YEL VURGUNU BUĞDAY TANELERİ
SÖZ YORGUNU GÖNÜLLER GİBİ,
ÖRSELENİP TANINMAZ OLMUŞLAR
UYKUSUZ BİR GECEDE KAYBOLMUŞLAR,
UÇAK HOMURTULARI ARASINDA SOYUT DÜŞLER
GÖZÜMDE GÖZ, KALBİMDE SÖZ İZİ,
ACILARLA DOLU ANLIK UYKUDA
UFKU GÖRÜNMEZ UZAKLARA SELAM SALDIM,
UYKUSUZ GECELERDE UMUTSUZ YÜREĞİM BURUK
ELLERİM ŞAKAKLARIMDA ÇARESİZ KALAKALDIM,
UYKUSUZ BUĞULU GÖZLERİM SELVİLERİ GÖRMEZ
UĞULTULU KULAKLARIM,KUŞLARIN ŞARKISINI DUYMAZ OLMUŞ,
MAVİMSİ SİSİNE BÜRÜNMÜŞ BU KENTTE
UÇURUMLAR ARASINDA KİMSESİZ,
RÜZĞÂR UĞULTULARI ARASINDA USUMU ARIYORUM
HER YANI KAR KAPLAMIŞ, BULAMIYORUM.
YAHYA AKSOY- ANKARA
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Can Güldüm
Şiir ismi:
BEN ONUN OĞLUYUM
Şehir:
Bursa
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 10:11 |
BEN ONUN OĞLUYUM
Yaş 8...
Saat gecenin 11’i
Gözlerimde iki üç gecenin uykusuzluk yorgunluğu
Uzanmışım yatağa, şafağa kadar umutlu bekleyiş
Yan odadan gelen, hıçkırıklarla karışmış ağlayışlar...
Yakınmalar, kadere lanetler ve okunan dualar
Tek bir sebebi varmış aslında
Beni büyüten, kısa sürede olsa
Hayattan zevk almasını öğreten kişi
Yakasından tutarcasına hastalık, bırakmıyor bağlanmışcasına
Benim yaşım ufak, belki de anlamıyordum olup biteni
Fakat ablam ;
Tüm yaşanmışlıklar, mutlu anlar, hüzünlü günler...
Asla unutamayacak, güldüğünde hatırlayacak, ağlayacak ve...
Kadere lanet edecek belki de
Duvarlara vuracak, kendine acımaksızın...
İşte bu yüzden umutlu bekleyiş var yüreğimizde...
Ve şimdi gün ağarmakta ve güneş çıkmakta, ağır ağır...
Gözyaşlarımla ıslattığım
Ve...
Üstüme ağlayış seslerim duyulmasın diye örttüğüm yorganım…
-Aniden bir el dokundu omzuma
Kaldırdığımda yorganı bir ses :
“ BABANIZ ÖLDÜ…! “
Durdu zaman, güneş durdu…
Aydınlatmıyor artık ne günümü ne gündüzümü,
Isıtmıyor içimi, aksine üşütüyor
Üşüyorum...
Sarılıyorum yorgana fayda yok !
Sonra bir çaresizlikle irkiliyorum yataktan
Ne yaptığımızı bilmezcesine
Sarmış evi dost, akraba...
Kimisi yakın kimisi uzak...
Dışarı çıkıyorum rahatlamak için
Ve bir ses yükseliyor Gök Kubbe’ den
“Essalatu Vesselam”
Daha önce de duyardım bu sesi anlam veremezdim...
Okunuyor şimdi… İçime dokunuyor ne olduğundan habersiz…
Sonunda ise İbrahim oğlu Beyhan…
Düşündüm, akıl erdirmeye çalıştım o an
Babam ünlü biri mi ki ismi okunuyor...
Şimdi yaşım 18...
Ve artık cevabı bulmak o kadar zor değildi…
Evet... Babam düşündüğüm gibi ünlü biriymiş
Çünkü BEN ONUN OĞLUYUM...
|
|
|
Gönderen:
Ethem Hırlak
Şiir ismi:
HAYAT
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 09:54 |
Zor olanı anlamak mı?
Zorlukların eğitmenliğinde
Bedeni, ruhu ıslah etmek mi?
Bazenlerle,
Keşkelerle,
Yalnızlıkla,
Ruhu yoğurmak mı?
İstediklerini alma hırsı mı?
Sevdiklerini mutlu etme çabası mı?
Bunların hiçbiri mi?
Yoksa hepsi mi? Hayat
|
|
|
Gönderen:
Halil Severcan
Şiir ismi:
Sen aldırma
Şehir:
Kayseri
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 08:42 |
Sen aldırma senim ağladığıma,
Ben her zaman böyleyimdir.
Bakma böyle derbeder yaşadığıma ,
Bu benim kaderimdir.
|
|
|
Gönderen:
Aykut AYDIN
Şiir ismi:
Ömürlük Olacaksa Şayet
Şehir:
Samsun
Tarih:
09 Mayıs 2013, Perşembe 01:02 |
Sabırla demlenmeli insan.
Olacaktır neyin doğru, neyinse yanlış olduğunu anlatacak bir an.
Ömürlük diyeceksen sen şayet aşka
Duracaksın o şekilde, yanında kaçmadan...
Gözlerinin rengi veya saçlarının renginde anlam bulmaktan ziyade,
Sözlerinin rengine bakmak her zaman daha makul.
Ve çizeceksin yolunu usulünce.
Diyeceksin ki;
Önce Allah'a, sonra ise ona kul...
|
|
|
Gönderen:
Murat Şahin Selvi
Şiir ismi:
Sen
Şehir:
İstanbul
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 23:56 |
Sen
Sen
yarım kalan şiirim
Dudağımda ki devrik cümlem
Sen
Sazımın kopan teli
İsyan dolu bir geceden arda kalan
Boş bir rakı kadehi
Küllenen bir sigara
Yüreğimde kapanmaz bir yarasın
Sen
Sabahları uyandığımda başımın ağrısı
Geceleri yüreğimin haykırışı
Ellerimi üşüten hasretin ayazısın
Sen
Vefasızım,hayırsızım
Gönül hırsızım
Adını duvarlara banklara kazıdığım
Adını yüreğime yazdığım
İsmini kibrit ağusuyla omuzuma kazıdığım
Sen
Bir türlü unutamadığım
Kimseye anlatamadığım
En yakın dostumdan bile sakladığım
Mahremim,kutsal sırrım
Sen
Her gün yollarına baktığım
Her ezanda Tanrı'ya yalvardığım
Gözlerimden akıttığım
Kanlı yaşım
Sen
Yanımdayken bile özlediğim
Deli gibi sevdiğim
Umutlar ektiğim
Hasretini biçtiğim
Sen
Yokluğunda eriyişim
Günden güne tükenişim
Her gün ölüp yeniden dirilişim
Bitmeyen isyanım
Batan güneşim
NERDESİN
Murat Şahin Selvi
|
|
|
Gönderen:
Murat Şahin Selvi
Şiir ismi:
Ayrılık Fırtınası
Şehir:
İstanbul
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 23:54 |
Ayrılık Fırtınası
Seninle ne çok şey yaşadık
Neler paylaştık,neler gördük
Şimdi herşeyi maziye gömdük
Yıldızları söndürdük,güneşi küstürdük
Aramıza şafak sökmeyen geceler girdi
Bilmiyorum günahımız neydi
Bizi kader birleştirmişti
Yine kader ayırdı bizi
Her nerede olursan ol ruhum seninle
Sana olan hissim aşktanda öte
Bir daha kavuşamasakta birbirimize
Kıyamete kadar yaşayacaksın yüreğimde
Sevdim seni bir kere
Biliyorum dönüş yok geriye
Gırtlağa kadar günaha batsamda
Yüreğimden zincire vurulsamda
Sensiz,çöllerde kavrulsamda
Sonsuza kadar aşığım sana
Bir daha karşıma çıkmasanda
Adın dua gibi dudaklarımda
Sen,mutluluk ararken başka kollarda
Bir ağrı gibi sızlayacaksın bağrımda
Aramıza yıldızsız geceler girdi
İnan ey sevgili
Gittin gideli
Dudaklarım hiç gülmedi
Sana yazdığım bu mısralar
Kalbimin gözyaşlarıdır
Sanma kaderden aşk dileniyorum
Bu mısralar,gönlümün ayrılığa isyanıdır
Varsın,hergün yanardağlar patlasın kalbimde
Varsın,depremler olsun beynimde
Varsın,tutsak olsun gözlerim gözlerine
Varsında,bir daha dokunmasın tenim tenine
Asla pişman değilim seninle yaşadığım o güzel günlere
Bana aşkların en güzelini tattırdın
Seninle olduğum her gece
Bana bir ömür yaşattın
Nerede olursan ol kalbim seninle
Biliyorum imkansız artık herşey
Ama gönül ferman dinlemiyor işte
Biliyorum dönüş yok geriye
Ama söz geçiremiyorum yüreğime
Seni içimden söküp atmak istesemde
Kör bıçak gibi saplanmışsın kalbime
Ayrılık fırtınasında döküldü yapraklarımız
Dört bir yana dağıldı her bir yanımız
Bilmem bir daha karşılaşırmıyız
Eğer aynı kaderde yazılmışsa adlarımız
Bir gün bir yerde mutlaka kesişir yollarımız
Murat Şahin Selvi
|
|
|
Gönderen:
Bülent Tüsen
Şiir ismi:
İsimsiz Şiir
Şehir:
Edirne
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 23:38 |
İsimsiz Şiir
Vapurdan gelen müziği dinlerdi her gece böyle vapur aheste aheste uzaklaşırken veda ederdi vapurlara adalara arkadaşına o münevver kırlara ağıt yakardı yüreğinde.Sessizce oturuyordu güvertede vapurları sayıyordu eski günlerde.Gözlerin açıldı nidadan gel evvel dök yüzünü garip bir firardan.''eskiyi hatırlamak ne güzel hatırlamak''kara bir yıldız gibi düştü yıldızlar dört yanıma.Beyaz bir gülşendi yazlar içimde aşinan ben bir heves yüreğinde pir heves.
Bülent Tüsen
|
|
|
Gönderen:
mehmet Aluç
Şiir ismi:
Ah-ü Firaz Eyleme Ey Gönül
Şehir:
Ankara
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 21:43 |
Ab-ı efsun dertli akar gözlerimde Ab-ı nisan gibi akmakta,
Ab-ı hayat beklemektedir yardan afak gibi ak mercan gözlerinde.
Ah ü firaz eyleme ey gönül, ahir olur en sonunda
Ah ü firaz gibi ağlama canan gelir sabr eylersen.
Ahsen gözleri, bir gün ayn el yakın görür
Sarar seni bad-ı saba rüzgârı esmeden.
Bahr –ı muhit gibi gönlü ile bahr-ı zulmet denizinden kurtarır.
Bezm-i irfan meclisine girersin Ah-Ü firaz eyleme ey gönül.
Cansız ata binmiş gibi sallanma, cemalinden yüz çevirme
Cevahir (kıymet)zor bulunur her güzelde
Gönlüne cevr eyleme.
Cüda gelmemişken başa, çeper eyleme yolları
Günlerini dar gün eyleme, sabr et
Ah ü firaz eyleme ey gönül, ahir olur en sonunda.
Dem-i devran dönerken gül yüzlün seni beklerken
Derde düşmek nedir ey gönül
Didarın kıyamete kalmasını bekleme
Bu devranda kavuş, sarıl bekleme ey gönül.
Yeter kul Mehmet inleme, git sarıl o yâre
Yok, et benliğini, nefsini sarıl o yâre o yâre
Ab-ı efsun: Gözyaşı. Ahsen: Çok güzel.
Ab-ı nisan: Nisan yağmuru. bad-ı saba: Sabah rüzgârı
Ab-ı hayat: Dirilik, hayat suyu Bahr –ı muhit: Okyanus
Ah ü firaz: Ağlamak, ah edip ağlamak. Bahr –ı muhit: Her tarafı kaplayan deniz
Bezm-i irfan: Olgun, kâmil İnsanlar meclisi.
bahr-ı zulmet: Zulmet denizi. Cevr: Cefa
Cüda: Ayrılığa düşmeden. Çeper: Engel
Dem-i devran: Devir zamanı, dünya zamanı
Didarın kıyamete: sevgiliye kavuşmanın kıyamete kalması.
Ayn-el -yakin: Bir şeyi kendi gözüyle görüp öğrenme.
Ahir: En son, sondaki, nihayet son olarak.
|
|
|
Gönderen:
murat özdemir (keziban özen)
Şiir ismi:
Kızıma haber
Şehir:
Ankara
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 19:48 |
Ananın yanına uğrayıp geldim.
Benliğimi öldürüp doğrayıp geldim.
Kendine dualar eyleyip geldim.
Allah'a emanet eyleyip geldim.
O kara toprağa sırtını vermiş.
Yaşarken bizlere daim sipermiş.
Ömürü tükenmiş mezara girmiş.
Bir daha yanına uğrayıp geldim.
Dünyada meşalem bana yak dedi.
Yaradan ihsanı burada çok dedi.
Yavrulara Allah için bak dedi.
O zaman derinden kaynadım geldim.
Dedim sefa ile geziyor sanma.
Koca dünya bana oldu dar amma.
Dedi süslü dünya sakın aldanma.
Dedim ki ben sana doymadım geldim.
Yat dedim burada huzurlu diye
Pirim yardım etsin hızırla diye.
Bana da bir mekân hazırla diye.
Edna Murat söze uymadım geldim.
Murat Özdemir
|
|
|
Gönderen:
Zeynep
Şiir ismi:
BİR SAVAŞIN BEYAZINA DİRENİŞ
Şehir:
Sivas
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 18:03 |
Sere serpe kucaklamıştı Sarıkamış’ı ,
Allahuekber Dağları,
Yalnızdı.
Sillesi ile savaşın ,bir çarık gövdesini adımladı.
Sessiz figan vaktiydi vakit.
Irakta kalmıştı,
Evladını,eşini,kardeşini uğurlayan gözler.
Ne yarım hikayeler kalacaktı geriye,
Ne de verilmiş sözler.
Soğuk kırbacı yedikçe beline;
Buz kesti zaman.
Asılı kaldı havada,bir neferin kararlı bakışı.
Dövmemeliydi rüzgar kar taneciklerini,
O taneler ki koynunda uyutacaktı,
Korkusuzların bedenlerini.
Fırtına hüküm sürmekteydi heyhat!
Sürmekteydi sefalet.
Kan aksa idi donardı,
Lakin dondu bilekler,
Düştü tüfekler.
Geldi avucunda uykuyla,
Beyaz ölüm.
Sonsuza kapandı göz kapakları.
Arşın arşın sıralandılar Allahuekber'e,
Bu vatanın öz evlatları.
|
|
|
Gönderen:
Zeynep
Şiir ismi:
SONSUZ MAİMSİ
Şehir:
Sivas
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 17:58 |
Sonsuza uzanırsın ey deniz!
Al beni de masmavi koynuna.
Bir rüzgar gibi vurayım kıyılarına inciden köpükler olup;
Yosun olup sarayım derinliklerinde billurdan sineni
Martı olup süzüleyim rıhtımında.
Taş değil gül atayım ta bağrına!
Yağmur damlası olup,rahmet diye üstüne yağayım.
Erişeyim ufkuna.
Gam yüklü sandal olayım;
İnceden çizikler atayım avucuna bembeyaz.
Koyu berrak maviliğin olayım;
Uçsuz semayla birleşip arşa varayım.
En sığ yerin olayım,en ücra köşen.
İnsan yığınından kurtulayım.
Yakamoz olayım üzerinde;
Titrek bir name gibi dalgalanayım.
İstanbul olayım mesela.
Akdeniz olayım…
Bütün ihtişamınla karşılayayım her gün seni.
Dalgan olayım.
Seninle çarpayım kendimi tokat gibi kıyıdan köşeye
Bir çocuk olayım;
İçime çekeyim huzur dolu kokunu.
Yorgun bir balıkçı olayım;
Sesin çınlasın kulağımda her an.
Kum tanesi olayım sahil boyunda;
Dalgaların köpüklü şölenine katılayım.
Ver elini geçidin olayım;
Kavuşayım bambaşka kıyılara.
Sonsuza uzanırsın ey deniz!
Al beni de masmavi koynuna..
|
|
|
Gönderen:
Zekiye AYVAZ
Şiir ismi:
EY SEVGİLİ CANAN/CAN İLE CANDIR
Şehir:
Tekirdağ
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 15:34 |
EY SEVGİLİ CANAN/CAN İLE CANDIR
Başka şüphe yok ki sırılsıklam aşk,
Tutanası vardır acep kul kula ne eziyet,
Canan,duyarlar sesin aman vermez hicran,
Var dır ki şaşmaz naz,
Yürürler himmet.....türesin....
Saat kaça kaç duymaz kulak,
Sefer yok,ağlamak yok,barış var,
Söyledim bilesin,kaderler bir ola...
Yanar belki dağlar,taşlar acep te sular,
Ama bitmedi aşk sürecek velhasıl
Ey Sevgili!!Bize senden,benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin......
Başka şüphe yok ki sırılsıklam aşk,
Duyarlar sesim,gerilir belkim kol kanat,
Aslı -Kerem'e inat yapmadı mı susuz yaz,
Derilmedi mi Adem'e Havva nur u şafak,
Ferhat belkim deldi dağ Şirin e nazar,
Sarıkız ordan uzat elin su ver aşka,
Leyla i Mecnun katli cevher ezmedi sur a
Üflenmedi bak nazar ,devekuşu masal,
Ey Sevgili!!! Bize senden,benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin....
Kaç bahar oldu bilmedim yazdım,
Ağaçlar şaşmadı yosun oldu kader,
Şimdin alem kaç yazar seneyi aşikar,
Sen şaşırdın ,ben şaşırdım gelmedi kış,
İhanet etmedin sen yazdın bana aşk,
Sırlar olmadı Yunus derdi divane,
Mevlam kusurlar olmaya şaşmaz eş,
Takdir sen dedir Aşk a cevap,
Bizi bizden ayırmaya Yarab,
Sevdim ben onu çok sevdim,
Kader bir oldu hemin çocuklar,
Can ile canan ayırmadı kemik,
Üfledi sura sönmedi ateş,
Ey Sevgili!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin....
Duydum hali hazırda kurulmuşsa sofra,
Bereket yoktur o sofra bilesin
Sen ben kurarsak aşikar güle nazar,
Her kim kıskanmaya bizim aşkı gül-i-zar,
Tutum sallanmaya kalemi intizar,
Bir sus,bir pus olmaya hiddet,
Sen bana yeter ben sana,
Sismedi keder, kuşun kanadı uçar,
Yedi kat arşın,yazar adın Ahmed-i-Zekiye,
Tutmasınlar , ,ağlamasınlar ,ziyan olmasın bu aşk,
Var keder de her ikin çocuk hali hasta,
Yazmış Hak Teala kınamasın alem,
Bu aşk onları tuttu dimdik ayak,
Ey Sevgili!!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin...
Daldı mı semaya yıldızın,
Ben seçtim sakın almasın kinaye,
Olsun Şah-ı -güzar,
Sen seçtin,sakın kinmesin bahar-ı efkar,
Olsun Şah-ı-Aşk
Dudu diller kopmasın kötüye nazar,
Yanmasın kor ateş tutar zehir,
Kanmasın dünya alem yalan değil seven,
Bir masal daha bitmesin yarın olmasın kış,
Nic olmaya Karac'oğlan ,Aşık çalar sözün vari,
Dem tutar halin edilir dua,
Ey Sevgili!!!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin...
Kolayınan zorunan var bir hikaye,
Yazar belkim destan kim göre şaş,
Zekiye, inim inim ağlar içe nazan,dışa alim,
Ahmet inim inim ağladı içe nazar,dışa almadı öfke,
Yüzbin dimdik durdular ayakta güftei şarkı,
Ağaçlar,çiçekler,böcekler,kuşlar belkim ağlar bu aşka,
Gel gör inan bak öğren nasıl olurmuş böyle sevgiyi büyük,
Yaşlanmadı,kurumadı,küf olmadı belki inat kader ağladı,
Herkes ama herkes imrendi bu aşka,
Kıskanmaya ,etmeye nazar,
Seninde olsun aşk, benden dua Allah'tan,
Ey Sevgili!!!Bize senden ben den acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin.....
Kul demiş''ne ilen öter bülbül''
Saz demiş''Bana dokunan acır telim''
Keman demiş''Mızrabım narin olursa divaneyim,
''Kalim olursa aşkı neyleyim''...
Ney demiş''Gel sözünen,kal dilinen''
Davul demiş,''Vururem dengin dengin''
Kavalım demiş''sürüyünen kalarsan ötmen acıyınan''
Tamburen vurmuş yazı''Gözünen bakar isen,
Dilinen kaçar isen,gönülen dar isen,
Hiç ötmeyinen bülbül ötme''
Ey Sevgili!!!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin....
Üçe beş kaldı sırat zaman,
Surat almadı binbir masal,
Kırk hatır,kıla kırk yarar tutmaz kin,
Belkim kim kötü hiç anlamam yazmam kötü hatıran,
Sardı,sarmaladı,yasladı baş,
Göz göze geldi yok olmadı ki aşk,
Bir inledi,pir inledi,gök ağladı,
Şikayet yok dava kader olsa da kötü,
Sevdi sevdi çok sevdi yılmadı bahar,
Zehir zemberek olsada kış ayı,
Ten yaktı ısıttı belki oldu bin güfte-i aşk,
Ey !!!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin....
|
|
|
Gönderen:
Zekiye AYVAZ
Şiir ismi:
Şehir:
Tekirdağ
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 15:28 |
EY SEVGİLİ CANAN/CAN İLE CANDIR
Başka şüphe yok ki sırılsıklam aşk,
Tutanası vardır acep kul kula ne eziyet,
Canan,duyarlar sesin aman vermez hicran,
Var dır ki şaşmaz naz,
Yürürler himmet.....türesin....
Saat kaça kaç duymaz kulak,
Sefer yok,ağlamak yok,barış var,
Söyledim bilesin,kaderler bir ola...
Yanar belki dağlar,taşlar acep te sular,
Ama bitmedi aşk sürecek velhasıl
Ey Sevgili!!Bize senden,benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin......
Başka şüphe yok ki sırılsıklam aşk,
Duyarlar sesim,gerilir belkim kol kanat,
Aslı -Kerem'e inat yapmadı mı susuz yaz,
Derilmedi mi Adem'e Havva nur u şafak,
Ferhat belkim deldi dağ Şirin e nazar,
Sarıkız ordan uzat elin su ver aşka,
Leyla i Mecnun katli cevher ezmedi sur a
Üflenmedi bak nazar ,devekuşu masal,
Ey Sevgili!!! Bize senden,benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin....
Kaç bahar oldu bilmedim yazdım,
Ağaçlar şaşmadı yosun oldu kader,
Şimdin alem kaç yazar seneyi aşikar,
Sen şaşırdın ,ben şaşırdım gelmedi kış,
İhanet etmedin sen yazdın bana aşk,
Sırlar olmadı Yunus derdi divane,
Mevlam kusurlar olmaya şaşmaz eş,
Takdir sen dedir Aşk a cevap,
Bizi bizden ayırmaya Yarab,
Sevdim ben onu çok sevdim,
Kader bir oldu hemin çocuklar,
Can ile canan ayırmadı kemik,
Üfledi sura sönmedi ateş,
Ey Sevgili!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin....
Duydum hali hazırda kurulmuşsa sofra,
Bereket yoktur o sofra bilesin
Sen ben kurarsak aşikar güle nazar,
Her kim kıskanmaya bizim aşkı gül-i-zar,
Tutum sallanmaya kalemi intizar,
Bir sus,bir pus olmaya hiddet,
Sen bana yeter ben sana,
Sismedi keder, kuşun kanadı uçar,
Yedi kat arşın,yazar adın Ahmed-i-Zekiye,
Tutmasınlar , ,ağlamasınlar ,ziyan olmasın bu aşk,
Var keder de her ikin çocuk hali hasta,
Yazmış Hak Teala kınamasın alem,
Bu aşk onları tuttu dimdik ayak,
Ey Sevgili!!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin...
Daldı mı semaya yıldızın,
Ben seçtim sakın almasın kinaye,
Olsun Şah-ı -güzar,
Sen seçtin,sakın kinmesin bahar-ı efkar,
Olsun Şah-ı-Aşk
Dudu diller kopmasın kötüye nazar,
Yanmasın kor ateş tutar zehir,
Kanmasın dünya alem yalan değil seven,
Bir masal daha bitmesin yarın olmasın kış,
Nic olmaya Karac'oğlan ,Aşık çalar sözün vari,
Dem tutar halin edilir dua,
Ey Sevgili!!!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin...
Kolayınan zorunan var bir hikaye,
Yazar belkim destan kim göre şaş,
Zekiye, inim inim ağlar içe nazan,dışa alim,
Ahmet inim inim ağladı içe nazar,dışa almadı öfke,
Yüzbin dimdik durdular ayakta güftei şarkı,
Ağaçlar,çiçekler,böcekler,kuşlar belkim ağlar bu aşka,
Gel gör inan bak öğren nasıl olurmuş böyle sevgiyi büyük,
Yaşlanmadı,kurumadı,küf olmadı belki inat kader ağladı,
Herkes ama herkes imrendi bu aşka,
Kıskanmaya ,etmeye nazar,
Seninde olsun aşk, benden dua Allah'tan,
Ey Sevgili!!!Bize senden ben den acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin.....
Kul demiş''ne ilen öter bülbül''
Saz demiş''Bana dokunan acır telim''
Keman demiş''Mızrabım narin olursa divaneyim,
''Kalim olursa aşkı neyleyim''...
Ney demiş''Gel sözünen,kal dilinen''
Davul demiş,''Vururem dengin dengin''
Kavalım demiş''sürüyünen kalarsan ötmen acıyınan''
Tamburen vurmuş yazı''Gözünen bakar isen,
Dilinen kaçar isen,gönülen dar isen,
Hiç ötmeyinen bülbül ötme''
Ey Sevgili!!!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin....
Üçe beş kaldı sırat zaman,
Surat almadı binbir masal,
Kırk hatır,kıla kırk yarar tutmaz kin,
Belkim kim kötü hiç anlamam yazmam kötü hatıran,
Sardı,sarmaladı,yasladı baş,
Göz göze geldi yok olmadı ki aşk,
Bir inledi,pir inledi,gök ağladı,
Şikayet yok dava kader olsa da kötü,
Sevdi sevdi çok sevdi yılmadı bahar,
Zehir zemberek olsada kış ayı,
Ten yaktı ısıttı belki oldu bin güfte-i aşk,
Ey !!!Bize senden benden acır mı ten?
Yalan vurmaz dem,seviyorum bilesin....
|
|
|
Gönderen:
nermin ürel
Şiir ismi:
HAZAL,HAZAN,MÜNZEVİ
Şehir:
Ordu
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 13:47 |
Yakında
En uzun geceyi geride bırakıp
Güneşin gökyüzünde en uzun kaldığı
Sabahlara uyanacağım
Gri, puslu, soğuk uyandığım
Sabahlarımın yerini
Aydınlık, güzel, uzun günler alacak
Böylece hazan mevsimim sona erecek
Hazal olmuş ağaç yaprakları gibi
Oradan araya savrulmayacağım
Münzevi olmayı öğrenmiş ruhum
Kendi ışığını kapattığı zaman
Başka insanların ışığını görecek
Kendime yaptığım hazin yolculuklarım sona erecek
Bitiş ve başlangıç arasında kalan
Bekleyiş denilen o mutlak sıkıntım bitecek
Yeni bir başlangıç yeni bir gün doğuracak
Bir başka pencereden bakacağım hayata
Bir başka kapı açılacak bana, her yerden
Adresleri belli sözcüklerim yerini bulduğu zaman
Açık, örtülü cevapları bana dönecek
Ayrıntıya bakmadan bütünü göreceğim
Bütünün içinde ayrıntıda kaybolacağım
Ayrıntıları bütünlediğim zaman seni bulacağım
Nihayet yakaladığım mutluluklar hep bende kalacak
|
|
|
Gönderen:
Necip Suat Canarslan
Şiir ismi:
Fotoğrafımdaki Kar Taneleri
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 12:56 |
Fotoğrafımdaki Kar Taneleri
Serbest düşerken,
kararsızlar,
farklı formunda katılaşmanın.
Direnirken
yer çekimine,
yağmakla uçmak arasında.
Belki de,
yer değiştirmekteler,
daha önce kondukları kuytulardan.
Çekiyorum içime!..
Enstantane ayarım
meçhul,
hatırlamıyorum detayları.
Not ediyorum,
siyah beyaz.
Ama gri…
|
|
|
Gönderen:
Necip Suat Canarslan
Şiir ismi:
Kum Tane
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 12:51 |
Kum Tane
Kıyıya vuran
dalga,
kayıyor,
ayağımın altından
ıslak kum taneciklerinde…
Taşınıp,
istridye kabuğuyla,
bir inci tanesinde.
Buluşturuyor,
yosun kokularını
derinliklerden…
Yarin,
kuğu gerdanına,
aşk
kokusuyla!..
|
|
|
Gönderen:
Necip Suat Canarslan
Şiir ismi:
Kedi Halleri
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 12:49 |
Kedi Halleri
Eğreti yapı.
Altı “Cafe”,
üstü terkedilmiş.
Karşı terastan,
takılıyorum kuşbakışı.
Kedi ailesi!..
Anaç dolu, mutlu veletler,
çok sayıda.
Sayamıyorum.
Tok karınlar,
kırık marsilya kremitler üzeri,
akşam güneşi!..
Huzurlu bir yaşam alanı.
Tehditlerden uzak.
Çatı arası muhabbetler...
|
|
|
Gönderen:
Necip Suat Canarslan
Şiir ismi:
Çingene
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 12:42 |
Çingene
Ateş ve dans
kalaylı kazanlarda,
tavında dövülmüş yaşam.
Işıklı çadırlardan,
sönmeyen ritm, bir baş dönmesi.
Sazlığından,
pembeler dolusu, örülen sepet.
Dokunan elek, elenmemiş saf duygularda.
Dünya vatandaşı,
özgür olanın rengi, esmer dilber.
Bohem olana ilişkin bir nostalji
çingeneler, çingenem.
|
|
|
Gönderen:
Alperen Taflan
Şiir ismi:
BİZ KADERMİŞ GİBİ YAŞAYALIM
Şehir:
Samsun
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 11:19 |
Şimdi yorgun yüreğim dudaklarım kadar
Susmaksızın anlatırdım ya hani
Bıkmaksızın baktığım gözlerim kadar
Gözyaşı ne bilmezdim ya hani
Şimdi ellerim de tutmuyor artık
Sen sımsıkı tutardın ya hani
Eriyinceye dek tabanlarımız gezemiyoruz artık
Geçtiğimiz yolları unuturduk ya hani
Aynı renkte aynı cıvıltıda idi giysilerimiz
Sen yeşildin ben kırmızı
Aynı gün batımlarında farklı idi seslerimiz
Sen mavi idin ben sarı
Bırak BİZ KADERMİŞ GİBİ YAŞAYALIM
Hergün maviyi sarıya, yeşili kırmızıya çalalım
Gökkuşağı gibi sevelim renk renk desen desen
Kadermiş gibi yapıp sen ben ol BEN , SEN...
ALPEREN TAFLAN
|
|
|
Gönderen:
mehmet Aluç
Şiir ismi:
İman ile Bilinir
Şehir:
Ankara
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 11:14 |
İman ile ihlâs-ı şerif kapısından girilir
Perde kapanır ve gönül bahçesinde kalınır
Dikilen burada feyz-i ilahi ile nurdan damlalar
Nur damlaları ile sulanır marifet çiçekleri
Sarar kokusu âlemi ve görür gönül gözü ile gizli tecellileri
Gönülde seyretmeye başlar tefekküre dalar gizli, gizli geceleri
Ekilen çiçeklerin kokusunu aldıkça ve ekeni tefekkür eder gizli, gizli geceleri
Gönülden arar gönlüne ve âleme bu manaları veren Rabbinin adını heceler gizli, gizli geceleri
Hakka giden yolda yolculuk başlar zevk ile
San kalbini çanak anten ve dönsün Rabbine şevk ile
Cenab-ı hakkın nurlarına ve feyzine alsın zevk ile
Bilir Rabbi her an her yerde hazır her haline nazırdır, bilir bu iman ile
Oldu marifet çiçekleri marifet fidanları bu iman ile
Bakarken bu fidanlara Allah-u Teâlâ'nın varlığını her yerde his eder bu iman ile
Seyrederken anlar ve bilir Sebeb-i mevcudat olan Peygamberin(S.A.V) nurundan olduğunu bu iman ile
Zira Allah-u Teâlâ kendi Nurundan onun Nurunu, o Nuran'da kâinatı yarattı bilir bu iman ile
Seyreyler ilah-i Tecelli yatı seyreyler zevk ile bu iman ile
Kendini de kontrol altında bulundurulduğunu da bilir bu iman ile
Az ilerde Resulullah Aleyhisselamın muhabbeti tecelli eder bu iman ile
Zira Allah-u Teâlâ kendi Nurundan onun Nurunu, o Nuran'da kâinatı yarattı bilir bu iman ile
(Rabbim cümlemize nasip etsin bunları. Âmin)
|
|
|
Gönderen:
mehmet Aluç
Şiir ismi:
İman ile Bilinir
Şehir:
Ankara
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 11:14 |
İman ile ihlâs-ı şerif kapısından girilir
Perde kapanır ve gönül bahçesinde kalınır
Dikilen burada feyz-i ilahi ile nurdan damlalar
Nur damlaları ile sulanır marifet çiçekleri
Sarar kokusu âlemi ve görür gönül gözü ile gizli tecellileri
Gönülde seyretmeye başlar tefekküre dalar gizli, gizli geceleri
Ekilen çiçeklerin kokusunu aldıkça ve ekeni tefekkür eder gizli, gizli geceleri
Gönülden arar gönlüne ve âleme bu manaları veren Rabbinin adını heceler gizli, gizli geceleri
Hakka giden yolda yolculuk başlar zevk ile
San kalbini çanak anten ve dönsün Rabbine şevk ile
Cenab-ı hakkın nurlarına ve feyzine alsın zevk ile
Bilir Rabbi her an her yerde hazır her haline nazırdır, bilir bu iman ile
Oldu marifet çiçekleri marifet fidanları bu iman ile
Bakarken bu fidanlara Allah-u Teâlâ'nın varlığını her yerde his eder bu iman ile
Seyrederken anlar ve bilir Sebeb-i mevcudat olan Peygamberin(S.A.V) nurundan olduğunu bu iman ile
Zira Allah-u Teâlâ kendi Nurundan onun Nurunu, o Nuran'da kâinatı yarattı bilir bu iman ile
Seyreyler ilah-i Tecelli yatı seyreyler zevk ile bu iman ile
Kendini de kontrol altında bulundurulduğunu da bilir bu iman ile
Az ilerde Resulullah Aleyhisselamın muhabbeti tecelli eder bu iman ile
Zira Allah-u Teâlâ kendi Nurundan onun Nurunu, o Nuran'da kâinatı yarattı bilir bu iman ile
(Rabbim cümlemize nasip etsin bunları. Âmin)
|
|
|
Gönderen:
ilhami gelen
Şiir ismi:
Melekler de Ölür
Şehir:
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 11:13 |
MELEKLER DE ÖLÜR
Vakitsiz dökülür
Anne,Ç/ağla
Çağlalar
Çiçekli bir mevsimde
Herkes yürürken bahara
Ne diye,mevsim hazan
Ellerimizde solgun güller
Yüreklerde kor yangınlar...
Ç/ağlaya Ç/ağlaya
N/asıl kanadı Harran
Ki biter mi çağla
Kanayan Harran'ın
Kavruk topraklarında
Ç/ağla!
İkinci bir ateş yakıldı
Vakt erişmeden
İbrahim'in yurdunda
İkinci bir Zeliha yandı
Nemrut'un ateşinde.
Onların yangınını
Kuşlar söndürdü.
Senin yangının
Hep kor kalacak yüreklerde...
Şimdi bir göl değil
Kanadığın yerlerde,
Kankırmızı güller
Ve sonrası zelal bir nehir
Akar Harran'da...
Biliyorum
Makam-ı İbrahim'de bir gülsün
Bir yanında Zeliha
Diğerinde Züleyha
Ah! Ç/ağla
Ç/ağla-ki
Ege öfke kudursun
Dicle kan ağlasın
Murat masum b/aksın
Yüreğine yangın düşmüşlerin,
İsyankar şehrine...
Mazlumların şehri
Şehr-i Bingöl'e
Muradı almamışlardansın
Bu yüzdendir
Murat'a bakan yamaçta
Gömdüler seni.
Her gün batanda
Bir beyza ışık süzülür
Zelal sularımızda,
Ve melek yüzünün gölgesi vurur
Akdağ'ın eteğine,
Sonra geniş bir Sırat olur
Adem'in Cennet'ine....
Ç/ağla
Ç/ağla-ki
Her güzel, masum baksın
Bozkırdaki kırmızı güllerle
Biten kabrine,
Ve bilsinler ki
Meleklerde ölür
Vakt erişmeden,
İflah olmayan bu topraklarda...
İlhami Gelen
|
|
|
Gönderen:
ilhami gelen
Şiir ismi:
Tenin Dokundu Lanetli Tenime
Şehir:
Tarih:
08 Mayıs 2013, Çarşamba 11:02 |
Aylardan eylül
Mevsiminde hızla savrulan
Rüzgarlarda okşanırdı
Esmer tenindeki karamsı tüyler.
Geldiğin ilk günün gecesinde
Işıltılı,iri,ela gözlerinle
Girdin uykularıma
Tenin dokundu lanetli tenime
Ve ardından aşklar savruldu
Bana hüznünü yaşatan
Bütün eylüllerde…
Bir yosmadan öğrenmiştin
Lanetli yanlarımı
Kaçtıysam da kaybolmadı
Kutsamış nehirlerde yıkadıysam da
Yapışık kaldı tenime
Temizlenmedi
Muskacılara biat ettim
Söz dinlemediler
“Artık yalnızlık gibi kaderindir
Lanetli yanların” dediler.
Geldiğin ilk günün akşamıydı
Ne kadar yakışmıştı
Pembe fanilan,kısa saçların
Ve esmer tenindeki karamsı tüylerin
İşte o günün gecesinde
Yalnız gözlerimle dokunduğum
Baş döndürücü
İri, kalkık göğüslerinle
Girdin uykularıma
Tenin dokundu lanetli tenime
Ve ardından aşklar savruldu
Bana hüznünü yaşatan
Lanetli ömrümdeki
Bütün eylüllerde…
İlhami GELEN
|
|
|
Gönderen:
Cevdet Doğan Işık
Şiir ismi:
Erkek Gözünde Kadın
Şehir:
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 23:24 |
. ERKEK GÖZÜNDE KADIN (8)
Kadın evin temeli, binanın köşe taşı,
Ama bahar gibidir, değişir saat başı,
Vahada su gibidir, gönül’e akar bazen,
Çölde güneş gibidir yakar, kavurur bazen.
Zemzemdir, hayat verir, susadığın zamanda,
Yüzmeyi bilmiyorsan, boğar seni ummanda.
Yağmur olur, tarlana berekettir sanırsın,
Onun asıl yüzünü sel olunca tanırsın.
Bazen hırçın bir deniz, durgun bir göl,bazan da,
Sakın ona yaklaşma, sakin olduğu anda.
Bir çiçek olur bazen, kokar buhurdan gibi,
Rengine aldanırsan yakar ısırgan gibi.
Kedi gibi munisse aldanma duruşuna,
Panterleşince filler dayanmaz vuruşuna
.
İnanmış gibi durur işine geldiği an,
Tilkiden de kurnazdır yeri geldiği zaman.
Bazen bir hemşiredir, bazen müşfik bir ana,
Hain olmak isterse taş çıkarır yılana.
Bazısı şarap gibi, yıllandıkça tatlanır,
Bazısı sirke gibi ,ekşiliği katlanır.
Ayva gibi olgunu, tatlanır ağızında,
Hamı bir düğüm olur, takılır boğazında.
Razzakı üzüm gibi, kurusu var, yaşı var,
Öyle bir madendir ki, elmas’ı var, taşı var.
Trabzon hurmasıdır, burukça olur hamı,
Olgunu ise baldır, sanki cennet taamı.
Bazen daha tatlıdır, en lezzetli hurmadan,
Bazen de yiyemezsin, ceviz gibi, kırmadan.
Bazen bir ana olur, yavruya verir canı,
Bazen de hayatından usandırır insanı.
Ekserisi şekerdir,bazıları acıdır,
Ne kadar zemmetsek de başımızın tacıdır.
|
|
|
Gönderen:
Cevdet Doğan Işık
Şiir ismi:
Kaz (İda) Dağı Efsaneleri
Şehir:
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 23:18 |
v
KAZ (İDA) DAĞI EFSANELERİ
(Yunan Mitolojisi İDA DAĞI)
Bal’ ı kesir dediler, çok bal görmedim amma,
Bal’dan tatlı bir şehir, çözülemez muamma.
Bir Sonbahar sabahı güllerle bezeniyor,
Tarihi kayıtları Lidya’ya uzanıyor.
Timur, tar-ü mar etmiş, İskender burdan geçmiş,
İtalyaya yerleşen TROYA burdan göçmüş.
TETİS’in düğününde ZEUS jüriyi seçer,
ALTIN ELMA Paris’in başına işler açar.
HERA düşman kesilir, AFRODİT dost olurken,
Sonuna bilet keser annesini bulurken.
Güzel HELENA’sıyla SPARTA ‘da buluşur,
MELENOS Giritteyken yarla visal oluşur.
Gelirler TROYA’ya bir yuva kurmak için,
AKHA’lar savaş açar, PARİS’i vurmak için.
Taraflar yenişemez, aradan on yıl geçer,
Kalenin kapısını çakma tahta at açar.
Hem AŞİL (Achilleus) hem de Paris muharebede ölür,
Kaz Dağının ağacı göçene gemi olur.
Uzun yolculuk sonu Roma’ya ulaşırlar,
Kaz Dağı kültürünü İtalya’ya taşırlar.
Efsane böyle diyor, bize inanmak düşer,
Burası ANADOLU , ne efsaneler yaşar.
(Türk Efsanesi SARIKIZ)
Evvelce KAZ DAĞI’nda bir babayla kız varmış,
Kazlarını otlatıp, kıt kanaat yaşarmış.
GÜRE köyü gençleri kıza talip olmuşlar,
Babası vermeyince pek çaresiz kalmışlar.
Zaman geçer, kızanlar kinlerini kusarlar,
Söz birliği ederek iftiralar tasarlar.
Namusuna söz edip her tarafa yayarlar,
Şûyu bulduktan sonra babayla kız duyarlar.
Baba çok kederlenir, kazları da alarak,
Güya namus kurtarır kızı dağa salarak.
SARIKIZ ağlar, sızlar, kadere razı olur,
Günler günü kovalar, yüzlerce kaz’ı olur.
Aylar,yıllar geçtikçe alışır buralara,
Yardım eder, köylüsü dağda düştükçe dara.
Yaptığı iyilikler dokuz köyden duyulur,
Namı dilden dudağa , çok uzağa yayılır.
Babası hacca gider, kızı unutmak için,
Ateş düşen gönlünü biraz avutmak için.
Hac dönüşü köyünde işitince namını,
Giderek görmek ister, kızının encamını.
Vardığında baba-kız, hasretle kucaklaşır,
Kızı yadırgamadan babasına yaklaşır.
Hararet basıp da su , isteyince babası,
Körfeze uzanarak dolduruverir tası.
Sır aşikâr olunca SARIKIZ çok yaşamaz,
Baba da kederlenir, iki dağı aşamaz.
SARIKIZ’ı defneder , bırakır İDA DAĞ’da,
Ruhunu teslim eder, az sonra BABA DAĞ’da.
Komşular Ağustos’ta çıkarlar iki dağa,
Biribirlerine derler gidiyoruz ÇILBAĞA.
(Türk efsanesi HASAN BOĞULDU)
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,
Senenin bir gününde, bilmem ayın kaçında,
Zeytinli köyden Hasan satmak için malını,
Obalı Emine de peynir , yoğurt, balını,
Geldikleri pazarda bakışları birleşir,
Çakışan gözlerdeki kıvılcım şiirleşir.
Saklamak kabil olmaz, aşkları gelir göze,
Fısıltılar arttıkça farklılık düşer söze.
Ovalıyla bir dağlı imkân yok, evlenemez,
Ovalı bizim dağda sıkılır , eğlenemez.
Ovadan bizim dağa, altmış kiloluk tuzu
Nefessiz çıkarırsa , veririz biz de kızı.
Deyince obalılar, Hasan çaresiz kalır,
Sırtlanarak çuvalı , dağın yolunu bulur.
Ağırlık bir taraftan, sıcaklık öbür yandan,
Yarı yola varmadan usanır Hasan candan.
Beyabad’a varınca halsiz kalır, yorulur,
Gökbüvet’e düşerek kurtulamaz boğulur.
Ertesi gün Emine Sutüven’e gelince,
Sevdiğini ararken çevresini bulunca,
Hasanın öldüğünü anlar, intihar eder,
Hem ovayı, hem dağı sarar sonsuz bir keder.
Gökbüvet ondan sonra HASAN BOĞULDU olur,
Arayan sevdiğini mutlak cennette bulur.
|
|
|
Gönderen:
Cevdet Doğan Işık
Şiir ismi:
Vefalı Dost : Ağaç
Şehir:
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 23:15 |
VEFALI DOST : AĞAÇ
Dünyada ağaç kadar faydalı varlık var mı?
Yararlarını yazsak sayfalara sığar mı?
Toprağımın tapusu, dağlarımın süsüdür
Sincabımın yuvası, bülbülümün sesidir.
Erozyonları önler, sularda denge sağlar,
Ağaçlar olmasa hiç yeşillenir mi dağlar?
Karbon dioksit alır,0ksijeni vererek
Gölgesinde ağırlar, yananları severek.
İlaç kadar etkili mütenevvi meyvalar,
Karadut’lar, erikler, elma, kiraz, ayvalar.
Dökülen yaprakları tarlaya gübre olur,
İnsan renk cümbüşünü her bahar onda bulur.
Ondan olur en güzel hanelerin eşiği,
Sofraların kaşığı , bebelerin beşiği.
Masa, sandalye olur, kabza, kapı, çerçeve
Kalem, kitap, defterdir, mutlak girer her eve.
Denizde sandal olur, sahillerde iskele
İmalâtta ham madde, tamirlerde iskele.
Yaşlıya baston olur, gelinlik kıza sandık,
Ormanımız tükendi, ondan sonra uyandık.
Köylerde ambar olur, zafer takı şehirde
Yazlıkta bungalov’dur, köprü olur nehirde.
Tarlada karasaban, ormanda balta sapı,
Onsuz düşünülemez, natamamdır her yapı.
Rahledir üzerinde kuran, mevlût okunur,
Tezgâh’tır özenerek kumaş, kilim dokunur.
Gün gelir, devran döner, vaki olur emr-i Hak
Yine de ayrılmayız, feleğin işine bak.
Tabut olur katılır son yolculukta bize,
Ardıç olur bizimle girer sonsuz dehlize.
|
|
|
Gönderen:
Cevdet Doğan Işık
Şiir ismi:
Çanakkale
Şehir:
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 23:12 |
Ey sevgili Vatanım, Ey şanlı Çanakkale !
Şükür, geldik bu güne, Mehmetçikle el ele.
Bindokuzyüzonbeşin ondokuz şubatında,
İstanbul’a ulaşmak emeliyle tutuşan
Gözü dönmüş iki ezeli düşman
16 gemi ile boğaz‘a dayandılar,
İsmine aldanarak! kolay lokma sandılar.
Gemiler dev toplarla döverken siperleri,
Karşılıklı salvolar inletti göğü, yeri ,
Hem deniz, hem karadan vatanımı sardılar,
Müsait kıyılara Anzak’ı çıkardılar.
Süngü takan Mehmetçik rüzgârla yarışıyor,
Allah Allah! sesine, Mon Dieu! ve my God’lar karışıyor.
Sözcükler anlatamaz, asla bu herc-ü merci,
Mümkün mü kıyametin sahifelere derci?
Tefrik etmek imkânsız, karışmış dostla düşman,
İtilaf’ın paralı askerleri perişan.
O güne dek hiç yenilgi almamış, armada bile pişman.
Susmuş Hamidiye ve Rumeli Mecidiye tabyası,
Şehit düşmüş yatıyor, oğlu ile babası.
Ocean ateş kusup yaklaşmış tabyalara,
Dövüyor siperleri bomboş kalana kadar,
Sadece Mecidiyede sağ kalan iki er var.
Biri Havranlı Koca Seyit, öteki Niğdeli Ali.
Zayiatımız fazla, yardıma gelse de, binlerce velî.
Bir tek sağlam top kalmış,
Onun da vinci bozuk, çünki isabet almış .
Elde kalan 4 mermi, her biri 215 okka,
Ölüm kalım savaşı, çok önemli her dakka.
Seyit, ağır mermiyi sırtlar, deyip Bismillah
İmanlı kişilerin yardımcısıdır Allah.
Namluyu ayarlayıp ateşler ateşlemez Ocean yatar yana,
Vatan savunmasında, Allah’ta bizden yana.
Attığı üç mermi de aynı gemiyi vurur,
Mürettebat kendini mavi sularda bulur.
Savaşın kaderinde iki büyük olay var,
Nusret’le onbeşlik civanların, oynadığı rol kadar.
Birisi, bu isabetli atış,
Diğeri, Mustafa Kemalin emriyle, süngü takış.
-Size taarruz değil, ölmeyi emrediyorum!
Deyince Ulu Önder, şu büyük işe bakın,
Küçük bir birlik ile, durdu hayasız akın.
Alınlardan sızan ter midir, yoksa kan mı ?
Patlayan top mermisi mi, yoksa bu bir havan mı ?
Melekler bile şaşkın, eğilmiş bakışıyor,
O kadar yoğunlar ki mermiler çakışıyor.
Bir avuç toprağa bulaşmış dört çeşit kan,
Savaş alanı değil sanki kudurmuş volkan.
Yemyeşil yaprakta kan,
Deniz kan, topraklar kan, akan dereler de kan.
Her gülle bir siperden alıyor birkaç şehit,
Türk’ün iman gücüne düşmanlar bile şahit.
Aç, bi’ilaç direnirken siperde.
Kopan kol, beden, kafa ,
Hepsi ayrı yerlerde.
Patlayan şarapnelle kopsa da kol ve bacak,
Unutma hain düşman !
Bir tek Türk sağ kalırsa
Türkleri bilmiyorsan, bu sence büyük kayıp,
Türk’ündür Çanakkale, ebedi Türk kalacak!
Destursuz geldiğin bu mukaddes topraklar,
Sana mezar olacak, sana mezar olacak…
Anlatmamışsa eğer , ecdadın için ayıp.
Canınla ödeyerek bedeli , iyi tanı!
Teslim etmez vatanı
|
|
|
Gönderen:
Cevdet Doğan Işık
Şiir ismi:
Gibi
Şehir:
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 23:09 |
GİBİ
Hasret pınarından içip kanmışım,
Gel başıma yastık olsun dizlerin.
Aşk od’uyla gece gündüz yanmışım,
Kül eyledi, ateşlerin, közlerin...
Dudakların kiraz kiraz, bal gibi,
Yanakların pembe pembe, al gibi
Aba giysen üzerinde, şal gibi,
Beni efsunladı badem gözlerin...
Bir bakışın var ki, sanki naz gibi,
Sesin nağme nağme, sanki saz gibi,
Günde bin kez öpsem, sanki az gibi,
Solmadan duruyor, dudak izlerin...
Hisari’ye bunca cefa çok gibi,
Şu sinemde kirpiklerin ok gibi,
Dayanırım, sanki derdim yok gibi,
Aklımdan çıkmıyor, acı sözlerin...
|
|
|
Gönderen:
Cevdet Doğan Işık
Şiir ismi:
Tatlı Rüya
Şehir:
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 23:05 |
TATLI RÜYA
Saksımda çiçekler sensiz açmadı,
Kanaryam aylardır yiyip içmedi,
Ne yapsam bu gönül senden geçmedi,
Yolunu beklemek zor geldi bana.
Mevsim bahar iken ulaştı kışa,
Her türlü musibet geldi bu başa,
Kalbimi kavuran harlı ataşa,
Kar yağsın dilerken kor geldi bana.
Yeter artık bir gün çıkıp geliver,
Hasret duvarını yıkıp deliver,
Yaşaran gözüme bakıp siliver
Diyorken ansızın yar geldi bana.
|
|
|
Gönderen:
Cevdet Doğan Işık
Şiir ismi:
Müjde
Şehir:
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 23:01 |
MÜJDE
Yeşeren umudum bahçemde bir çam,
Eşsiz bir goncadan müjdeler aldım,
Şahane gözünü gördüğüm akşam,
İşaret sayılan müjdeler aldım.
Yaşım altmış iken otuz beş oldu,
Muhayyel dünyalar sevgimle doldu,
Münzevi yıllarım geçmişte kaldı,
Latif bir güzelden müjdeler aldım.
Maziyi unuttum, önümde bahar,
Kurumuş güllerim açar her seher,
Ne kışlar etkiler, ne de son bahar,
Aşkın perisinden müjdeler aldım...
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Unuttun Aşkımızı
Şehir:
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 22:43 |
Unuttun Aşkımızı
Yürünürdü sokaklar konuşmadan sessizce
Utangaç gözlerimiz bakardı birbirine gizlice
Ellerimiz tutuşunca bir kıpırtı başlardı tenimizde
Duygular hapsederdi sanki o an bizi bedenimizde
Unuttun aşkımızı unutup gittin sevdiğim..
Okul kapısında her gün her son zil çalışında
Başlar yaşanırdı bu haz bu heyecan
Tarifi mümkün olmayan duygularda
Titrerdi ürperirdi yüreklerimiz her an
Bulutlar üstünden inmek mümkün değildi ki o zaman
Unuttun aşkımızı unutup gittin sevdiğim…
Şiirler yazardım sayfalarca aşkımız için
Defterlerinde saklardın onları özenle niçin
Ben senin içinim sende benim için
Sevdamız bitmez bir tanem derdin niçin
Unuttun aşkımızı unutup gittin sevdiğim..
Hala aşkının izleri bende mevcut ve derin
Gülmedim gülemedim senelerce sevdiğim
Tersyüz etti bu sevda kararttı dünyamı benim
Ağardı saçlarım bu sevda beni tüketti sevdiğim
Seninle geçen yıllar artık oldu benim kederim
Unuttun aşkımızı unutup gittin sevdiğim..
Aklına gelmez mi şimdi hiç Meram Bağları
Gölgesinde oturduğumuz yeşil çam ağaçları
Başını omzuma yasladığın o güzelim yaz ayları
Unutmak kolay olmuyor tüm yaşananları
Gözlerime bakıp seviyorum dediğin anları
Unuttun aşkımızı unutup gittin sevdiğim..
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
www.antoloji.com/sair-ahmet-tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Türk'üm
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 22:37 |
Türk'üm
Bir his Bir duygu
Anlatılmaz
Anlatamamki
Damarlarımdaki
Kan
Bir kelime duyunca
Söyleyince
Söylenince
Beynimdeki denizler
Ruhumdaki okyanuslar
Dalgalanır
Sanki uhrevi bir duygu
Benliğimi sarar
Dört harfli bir kelime
TÜRK’ÜM
Deyince
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
www.antoloji.com/sair-ahmet-tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Temmuzda Gel ve Gitme
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 22:32 |
Temmuzda Gel ve Gitme
Şimdi
Bir başıma
Sensiz o sahilde
Bakıyorum
Boş gözlerle
Doğan güneşe
Bir mecnun gibi biçareyim
Bakıyorum
Boş gözlerle
Batan güneşe
Yoksun
Y o k s u n ki
Hasretin beni eritti
Tüketti sevdiğim
Bir sabah
Doğan güneşle
Beraber
Doğ
D o ğ da gel
Güneşin
Doğuşunu
Elele
karşıladığımız
O sahile
Gel
Aşkım ömrüm
Gel
Bekliyorum
B e k l e y e c e ğ i m
Geleceksin mutlaka
Biliyorum
Her güneşin
Doğuşu ve batışı
Ve
Yanımda sen
Elele
Birlikte
Hiç ayrılmadan
İnanıyorum
Kalp kalbe karşıdır
Derler ya
Biliyorum
H i s s e d e c e k s i n beni
Duyacaksın beni
Geleceksin
Geleceksin
Bir sabah
Güneşin doğuşunda
Yalınayak
Kumlara basarak
Terliklerin elinde
Sarılacaksın boynuma
Sahilde
Sen ve ben
Martıların seslerini
Duyuyorsun
Değil mi
Onlarda
Sevincimizi kutlayacak
Seni öyle özledim ki
Seni öyle ö z l e d i m ki
Seni
O sahili
Ve
Martıların seslerini
Biliyorum
Sen de duyuyorsun değil mi
H i s s e d i y o r s u n
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Sabah Yağmurları
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 22:25 |
Sabah Yağmurları
Ansızın
Gittin
Gidiverdin işte..
Şimdi sen
Göklerdesin..
Göklerde
Yıldızlardan da öte
Bir yerdesin..
Biliyorum
Gökten inen
Sabah Yağmurlarına
Sinmiş artık
Kokun nefesin..
Hissediyorum..
Islanıyorum
Seni hissederek
Sana hasret gidererek
Islanıyorum..
Sessizce gökyüzüne haykırıyorum!
Seni çok seviyorum
Seni çok özlüyorum..
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Mor Elbise
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 22:18 |
Mor Elbise
Rüyalarıma giydirdim artık,
Mor elbiseni…
Güneş kızıllığından
Bir yaka,
Yıldızlardan da;
Düğmeler…
Ay’ı yakana rozet yaptım..
Gökyüzünden,
Süzülen bir hortum;
Ulaştırdı
Ayaklarını denize..
Suret-i ahvalin;
Bir de baktım,
Düşmüş;
Kapkaranlık gökyüzünde;
Bembeyaz bir bulutun üstüne …
Bu mor elbise
ve
İçindeki sen..
ve
Her gece çekiyorsun beni içine..
Nur yüzlüm,
Ay yüzlüm..
Güneşim,
Ateşim, yıldızım..
Nerdesin …..
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 22:14 |
Koruyan Gözetensin YA RAB ! !
Canım bir kuş gibi uçmak ister;
Kanat çırpıp dolaşmak kainatı...,
ALLAH'ın insanlara sunduğu harikaları....;
Gezmek, görmek ve şükretmek doyasıya.......
SEN'i.......SEN'İ! ! ! anlamak;
Tüylerim titrercesine....
Yapabileceğim tek şey;
İki ellerimle,
Avuçlarımı açıp semaya;
O hazzı yaşamak....
SEN CELİL,SEN CEDİT;
SEN RAHMAN, RAHİMSİN,
YARAB, YARABBİM...
Gözlerimde iki damla yaş;
Dilimde dua...
SEN ESİRGEYEN, BAĞIŞLAYAN;
KORUYAN GÖZETENSİN,
YARAB, YARABBİM....
Yaşamak ne güzel şey;
Hayatı doyasıya,
ALLAH'ın İnsanlara sunduğu güzellikleri;
Yaşamak, yaşayabilmek
İNSAN! ! ! ! gibi.........
(İstanbul-Eminönü-03/04/1983)
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Konya'da Hıdırellez
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 22:11 |
Konya’da Hıdırellez
Musalla’dan sabah erkenden;
Büyük bir heyecanla yola çıkardık …..
Heybelerimizi, filelerimizi doldurarak;
Pedallara yüklenirdik …
Velesbitlerle; baharın kokusunu soluyarak …
At arabaları faytonlar;
Üzerine doluşmuş insanlar ….
Faytonların arkasına gizlice yapışan çocuklar;
Faytoncunun bunu fark edip,
Havada Ters döndürerek; attığı kırbaçlar …
Bizde az tutunmazdık; fayton arkasına …
Fark edilmezsen amenna;
Yürümeden beleşe epey yol..
Fark edilirsek; kırbaç sırtımızda şaklardı..
Meram yolu çok kalabalık olurdu!
Bizler ise velesbitlerle;
Kan ter içinde varırdık Meram’a..
Gürül gürül akan, Meram çayına ….
Ayaklarımızı uzatır; sallardık,
Buz gibi akan suyuna …
Nerede?
O eski hıdrellezler!
Artık kaybolmuş: Yok!
Hayal olmuş: Konya’da …
Kum gibi insan olurdu;
Meram; Tavusbaba..
Tüm şehir kum gibi kalabalık;
Herkes de; Bir sevinç, bir heyecan..
Parsana'dan, Hacıkaymak’tan başlar;
Uzar giderdi Tren yolu; boyu...
Sağı solu sel gibi insan dolu …
Yürekler pür neşe; hep bir atardı o gün …..
Baharın gelişi Hıdrellezlerde;
Coşkuyla kutlanırdı Konya’da..
O eski günler; hıdrellezler yok olmuşlar: Şimdi nerede?
Değişmiş artık her şeyin;
Tadı suyu lezzeti..
Neden değişmiş bilemiyorum bilmem ki ….
Mazideki bu heyecanlar, atide de olabilir mi!
Yaşatılıp; yaşattırılmaya çalışılabilir mi?
O tarifsiz heyecan ve ruh hali;
Bir daha geriye; döndürülebilir mi?
Heyhat! ! ama bu gün gördüğüm kadarıyla;
Baki kalan kubbede hoş bir seda …
Sahip çıkan yok! Öksüz, yetim kalmış;
Şimdi hıdrellezler anladığım kadarıyla,
Konya’da ….
Düşündükçe o günleri anarım; gözlerim buğulanır,
Maziye dalarım …
O tarifsiz heyecan ve ruh halimin; hazzını,
Maziden çıkarır : Yakalarım …
“ Yarın hıdrellez arkadaşlar! ! Haydi Meram’a; dönüş: İkindin, Parsana’ya tren boyuna..
Velesbitler hazır olsun..Sabah erken çıkacağız ha! “
Bu sesler yankılanır kulağımda hala ….
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
MEHMET BOZTEPE
Şiir ismi:
SON VEDA
Şehir:
Konya
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 20:53 |
SON VEDA
Gidiyorum yollar düğüm ben kördüğüm
Islanmış yağmurlarda ağlayan damarlarım
İleri gitmez olmuş ayaklarım
Gece küskünlük ritminde bir şarkı tutturmuş
Yarasalar son bir veda resitalinde
Toz pembe salıncaklar sallanır içimde
Buluttan süzüldüm sanki gözlerine
Yorgunluk şarkısı çağırırım bu son vedamda
Ayrılık vakti gelir biner omuzlarıma
Ayrılsam ne çıkar buralardan
Yürüdüğüm her caddesinde izim kalmadımı
İçtiğim musluklara sevgi suyumu salmadım mı
Kokladığım güllerde kokum kalmadı mı
|
|
|
Gönderen:
mehmet boztepe
Şiir ismi:
RUHUMUN SÜRGÜNÜ
Şehir:
Konya
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 20:38 |
RUHUMUN SÜRGÜNÜ
Ey ruhumun sürgün ülkesindeki eli
Sevgi çiçeklerinin büyüdüğü yer
Sen serseri rüzgarların koşuştuğu toprak.
Zamanı geldiyse çıkalım bu sürgüne
Sen bana uzak ben sana aşka muhtaç
Kaçıncı itiliş bu istemeden beklemeden
Her yer bize mayınlı tuzak.
Ey ruhumun küsler ülkesindeki yeri
Gel seni de götüreyim desem
Duygular çırılçıplak
|
|
|
Gönderen:
MEHMET BOZTEPE
Şiir ismi:
SEVDA PAROLASI
Şehir:
Konya
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 20:30 |
SEVDA PAROLASI
İlk kalbini kütleten değildi ama
Bir sevgi abidesiydi dikili duran yıllarca içimde
Onu hiç unutmadığım
Her günün başlangıcında
Bir sevda parolasıyla uyandırırım
İçimdeki ikinci adama yalvararak.
|
|
|
Gönderen:
MEHMET BOZTEPE
Şiir ismi:
SANA UZAK
Şehir:
Konya
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 20:21 |
SANA UZAK
İş işten geçti,ata binemeden Üsküdar sana uzak
Sen usanmaz yosunların ıslak halkası
Gittiğin yol yol değil,tuttuğun el senin değil
Sen yaramaz vadilerin son çehresi
Hak etmiyorsun sen onu ,o senin değil
Sür eşeğini bak Niğde karşıdan göründü
Senin anan Hürrem değil,baban da paşa
Eğ boynunu artık o aşk senin değil
Kaçan balık önümüzden aktı geçti
Sevdalıların özünü yaktı geçti
|
|
|
Gönderen:
MEHMET BOZTEPE
Şiir ismi:
İDAM SEHPASI
Şehir:
Konya
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 20:10 |
İDAM SEHPASI
İdam sehpasında yaşanıyor aşklar
Bin bir türlü çakallar,kaçışlı yollar
Arkamızdan doğrulmuş sanki tüm silahlar
Bıçak sırtında bekliyor aşıklar
Dar ağacının altında yaşanıyor aşklar
Közlenmiş sevgilerin penceresinden bakar aşklar
Bir ipi boğazımızda sanki düğümlüyor haydutlar
Patlayan bir volkanda yavaş yavaş eriyen bakışlar
İdam sehpasında yaşanıyor aşklar
|
|
|
Gönderen:
mehmet boztepe
Şiir ismi:
GÖZLERİN
Şehir:
Konya
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 20:01 |
GÖZLERİN
Bir ana kucaklayışında gözlerin
Memleket tüter yüreğinde açan çiçeğin
Gülünce bir bahar etrafında dolanır
Ay her akşam aşk soframıza uzanır
Yeşil gözlerinde bir demet ilkbahar
Sensiz aşkın kaç meyvesi var
Uçurtmalar güzelliğinde havalanmış gözlerin
Ateş böceğinin ışığından girerim
Bu aşkın son kalan esiriyim
İçinden nehirler taşan gözlerinin delisiyim
|
|
|
Gönderen:
MEHMET BOZTEPE
Şiir ismi:
bende kalan
Şehir:
İstanbul
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 19:53 |
BENDE KALAN
Kararan akşamları ötesinde
Bir siyah lekedir bende kalan
Duygu yüklü gemilerle demir atıp
Duman olup çıkan benim bacalarımdan.
Kırık kalbimin camlarından
Bir parçadır bende kalan
Ilık rüzgarların ardından
Islıklardır bende tutunan
Uzayıp giden yollardan arta kalan
Hasretlerdir bende kalan
Giden sevgilerimin ardından
Dövünmektir bende kalan
|
|
|
Gönderen:
Ali Hadji Achmet III
Şiir ismi:
Sürgün
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 19:53 |
Gül bahçelerinden sürgün yediğim.
Aşk gibi nazik şeye, ağır bir yüksün sen.
O sarhoş etmiş seni, belli.
Kanatlanabileceğini mi umdun; böylesine derin bir hançer yarası saklıyorken kendini?
Rüyalarından bahsediyorum ki onlar; pek zavallı bir tasavvur'un mahsül'ü.
Hangi alemde aradın uğruna göz yaşı döktüğün meçhul'u?
Ey ardında bırakıp ta uçurumları; çıkageldiğin, aşk.
"Özlüyorum" diyor onu içim, kanlı bir sicimle elimde bir anlık heves için.
Yaşam ne tatlı!
Hasretine neden olan canıma kıyamıyorum bile.
Benden korktuğunu fısıldıyor oysa kulağıma ölüm!
Dudaklarında ki zehrin olsun sonum.
İki bahtsız sevgilinin hengamesi, bu biçimsizlik.
Nefesinin balını emip bitiren bu soğuk karanlık; ne diye hala saklıyor seni benden?
http://cadikos.blogspot.com
|
|
|
Gönderen:
Nurmine POLAT
Şiir ismi:
BİR KELİMEDE Kİ ÇELİŞK
Şehir:
Adana
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 19:12 |
Sevmek,bazen onu anlamak ya da
onu çözmektir
Sevmek bazen yalnız bırakabilmektir
Hem onu, hem kendini hem de sevgini
Sevmek bazen uzaktan izleyebilmektir onu
Kalbinin tüm haykırışlarını içinde tutarak
Sadece izlemektir
Bazen ise ondan
|
|
|
Gönderen:
gülşen alim
Şiir ismi:
Sağlık
Şehir:
Mersin
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 19:04 |
Her zaman sağlıklı olur,
Yemekleri seçmeyenler,
Et süt balık demeden,
Dengeli beslenenler.
Sadece bu yetmez,
Sağlıklı olmak için,
Eller sık sık yıkanmalı,
Yüzümüzüde unutmamalı.
Temizliğe önem vermeli,
Tırnaklarımızı kesmeli,
Banyomuzu yapıp da,
Dişlerimizi fırçalamalı.
Sağlıklı olmak için,
Bunları yapmalıyız,
Aaa!unutmadan;
Aşımızı da olmalıyız...
|
|
|
Gönderen:
Gülşen
Şiir ismi:
SEN MEHMETÇİKSİN
Şehir:
Mersin
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 18:33 |
Sen dağ, taş, dere, tepe demeden,
Sen canının kıymetini bilmeden,
Sen hiç korkmadan kanını veren,
Sen mehmetçiksin bu vatanı çok seven.
Sen uğrunda öldüğün bayraksın,
Sen o bayrak uğruna akıtılan kansın,
Sen canımızdan bir cansın,
Sen mehmetçiksin unutulmayacaksın.
Sen düşmana aman etmezsin,
Sen dünü, bugünü düşünmezsin,
Sen bu ülkenin kalbisin,
Sen mehmetciksin bunu onlar ne bilsin.
Sen kanla, canla, başla bayrağını düşürmeyen,
Sen harple, savaşla vatanını vermeyen,
Sen şehitlerin kanını yerde bırakmayan,
Sen mehmetçiksin canını verip bayrağını vermeyen.
|
|
|
Gönderen:
Gülşen ALİM
Şiir ismi:
Neler Oluyor Annem?
Şehir:
Mersin
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 18:31 |
Bahardan bozma bir mevsim döküntüsü inlerken eşikte
Kararmış kanatlarını açıverdim düş kapısının
Kaçışan onca gerçek
Umurumdaydı
Merhametine sığındığım sessizlik
Mıh gibi çakılı hâlâ son fasıl
Buza çalan bir ocak öğleden sonrası
Son sözden önce
''Annem / yavrum''
Son gülümseme
Yakıştı annem
Dimdik duruşuna
Gece sayıklamaları, uyku kaçkını ay nöbetleri
Güneş görmemiş cılız sensizliğimin gün dönümü
Hep üşüyen ellerini düşündüğüm uzun kış geceleri
Kayıp kaç yılgın mevsim daha geçmeli üstünden
Uykusuz ve riyasız düşüyorum izlerine
Ağır aksak bir rüzgarın eşliğinde
Gecede çığlıkları baykuşların
Kara benizli bir şehirden yol eylerken trenler
Erteleme saatlere tünüyoruz sahipsiz serçe
Gecemi devşiren huysuz sabahlarımda kokulu çay demi
Ağustosun yirmisi
Annemin sıcak nefesi
-Esrar ve kahır yüklenmiş gençliğim hangi eylülden kalan
Diş geçirilmiş sabırlarım hangi hatanın özrü-
Ellerinin çizgisine, can parem...
Yüreğim düşmüş
Söyledim hallerimi...
Dönüp bakma ...
Kalmasın gözlerin geride
Filizkıran mı başeğdiren mi bilinmez bu hal
Dudaklarımı zorlayan bu çığlığı daha ne kadar boğarım bilinmez
Dayatmıştır ölüm inadını nefesime
Belki sen anlayabilirsin beni
Tene dokunan musalladır söylenmemiş sözlerimiz
Topluyorum adımlarını geçtiğin hazan bahçelerinden
Yanıldım...
Yakıldım...
Örselendim...
Kor yokluğuna ağıdım dil dil dökülürken
Sana iliklediğim bütün aşkları çözmelisin
Nefes alamıyorum
‘'neler oluyor bana annem neler oluyor''
|
|
|
Gönderen:
Hakan Şahin
Şiir ismi:
OrtaKaburga
Şehir:
Gaziantep
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 17:32 |
OrtaKaburga
Renan,Bir kaburga içbükeyken rahim gibi eğilir
Eğilir durmadan insanlar, secde etmemek için namlulara.
Renan ne güzel bir ülken vardır senin
Can korkusundan önce, Allah korkusu gelir.
Renan Bütün sınırlarda, bütün tel örgülerde
ani bir töre gibi, şehri bombaladılar
düştüğün yerde gül bitti, bastım ezdim, durmadan
Rayihalar saçtın etrafına, insanlar kaçacak, umut aradı
Kıtalar bir tefarruat, iken
Ortadoğu dünyanın en güzel yalanı olmaktan çıktı
Allah’ım mezarları öpmeseydim ölecektim
-ne çok kemik vardı toprakta.
Gazze
Ayın aydınlattığı ütüsüz şehir
işte Renan seninle aramızda kapkara bir susuzluk
Bağışlanması mümkün olmayan, bir susuzluk.
bir çiğdem filizlense olmaz mıydı, namlular izin verse
Kim doyuracak bu kemik karıncalarını
artık mavi bayraklı omurgalar tükense.
kimsenin kimseye el sallamadığı bir otogar karanlığında
tanışmıştık, Renan Arafat’la.
o benden biraz, hayat,
Ben ondan biraz merhamet istemiştim.
Allah’ım beni aç bir çocuğun dua ederken
titreyen serçe parmağından sallandır.
Elim silah tutmuyor;ama eli kalem tutan herkes saflara
bir Cezayir menekşesi kurşundan kül oluyor
ay ışığında ameliyat yapan Afrikalı bir doktor
avazı çıktığında sık dişini ha Azrail, az kaldı diyor
Allah’ım beni kaburgası kırılmış
bir annenin gözyaşında boğ.
Renan bir gece uzansan şöyle göğsüme doğru
gülümsemen infilak etse tam kaburgamda
Ortadoğu, üç hecelik bir harf cesedinden kurtulur mu ?
hakan şahin –ortaKaburga- (Renan Arafat’a)
|
|
|
Gönderen:
Ümit Zafer Bağcı
Şiir ismi:
Sevgiliden İhanet Senfonisi
Şehir:
Bilecik
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 15:14 |
Hoyrat gecelerin teninde saklı düşlerim
Son köpüğüyle tutunuyorum geceye şekersiz kahvemin
Seni anımsar gibi oluyorum
Kürtaja uğruyor sana dair doğmamış ümitlerim
Sonra tekrar tokmağına asılıyorsun gıcırdayan düşlerimin
Kopacağını bile bile tutunuyorsun seni iplediğim günlere
Söyle, ne kadar ödüyorsun beni görebilmek için gecelere
Her damlasını saysan neye yarar yarası tuzlu denizlerin
Kokar mı sanarsın papatyalı gecelerin
Yalanların kuyruğunda sancılı bana dair gerçeğin
Ne anlamı var nefrete gebe kalmış sevginin
Ay tanrıçası gözlerine yazmıştım gecenin künyesini
İblisin yelpazesi olup serinletmiştin içimi
Cenneti arzularken zebanilerle nişanlamıştın beni
Sen sevdayı gösterip çivilemiştin yüreğime ihaneti
Sonra ağlatmak istemiştin seni yansıttı diye göz bebeklerimi
Dar ağacında canlanan meyve kadar umutluydum
İhanetinin üzerinden güneşe rağmen bulutluydum
Gidişinin ardından bağıran bir suskundum
Ben senin hançerinle kalbimin varlığını bulmuştum
Kapıyorum tekrar gözlerimi ölüme staj yaparmışçasına
Bırakıyorum kendimi karanlığında saklandığın geceye
Seni anımsar gibi oluyorum
Ölü doğuyor gözleri sana yüreği bana benzeyen sevdam
|
|
|
Gönderen:
Cansu Sarıkaya
Şiir ismi:
BİZDE....
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 14:50 |
Bizde hafif olsaydık keşke bir rüzgardan,
Kaybolsaydık bulutların arasında,
Hiç uyanmasaydık tatlı rüyadan,
Kalsaydık hayallerin tam ortasında.
Bizde kelime olsaydık aynı cümlede,
Ayıramasaydı konuşmak isteyenler,
Sadece senin hayalin var gözümde,
Kavuşsun isterim hasreti sevmeyenler.
Bizde yağmur olsaydık düşseydik aynı yere,
Boğulsaydı selimizde aşıklar,
Kabul olsaydı dileğimiz bir kere,
Parlasaydı gökyüzünde ki ışıklar.
Bizde bir bacadan tüten duman olsaydık,
Çökseydik sis gibi şehrin üzerine,
Hiç konuşmadan öylece kalsaydık,
Değsin isterdim sadece ellerim ellerine.
|
|
|
Gönderen:
HAYRUNNİSA ÇALIŞKAN
Şiir ismi:
Gel Desem
Şehir:
Balıkesir
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 14:05 |
Gelmeni isteyipte gel diyememek ne kadar kötü bir bilsen
Beraber geçirdiğimiz o kadar saatin ardından keşke gel diyebilsem
Dağlara, taşlara, denizlere, yeryüzüne insafsızca haykırsam
Seni senden daha çok seviyorum desem, gel desem
Gelir misin?
Rüyalarımda olduğun gibi hayatımda da olsan
Kalsan hep yanımda bir yere kaybolmasan
Sana ihtiyacım var desem, gel desem
Gelir misin?
Hayatta sadece seninle gülmek istiyorum desem
Ağlıcaksam da senin için ağlıyayım desem
Göz yaşlarımı silmek için çağırsam, gel desem
Göz yaşlarımı silmeye gelir misin?
Diğerlerine aşkın ne olduğunu öğretmek istesem
Bunun için de beni sevmen gerektiğini söylesem.
Sevmek için, ellerimdin tutmak için gel desem,
Beni sevmeye ellerimden tutmaya gelir misin?
|
|
|
Gönderen:
M. İpek Güzel
Şiir ismi:
Şikayet Etmeyi de Öğretmediler ki Sana
Şehir:
İstanbul
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 12:37 |
ŞİKAYET ETMEYİ DE ÖĞRETMEDİLER ONLAR SANA
O çamaşırları sen yıkamışsın Nalan
Uzaktan bakıyorum da, ne temiz olmuş öyle
Biliyorum, hayatı çitilemişsin aslında
Çamaşırlar da amortiye gelmiştir
Geçenlerde, bizim köşedeki marketten rakının yanına yaprak sarma aldım
Birazda beyaz peynir
Son ısırıkta salak Mesut ne dese beğenirsin
Sizin koğuştaki kadınlar sarmış o sarmaları
Ya salak, bari önceden söylesene
Valla yemezdim kız, Allah’ıma yemezdim
Bilirsin Nalan ben de yalan olmaz,
Cebime koyar kurtlandırırdım da yine yemezdim
Salak işte, sahiden de salak
Adı Mesut ya, herkesi adı gibi mutlu, mesut sanıyor
Ah be Nalan, ah be güzelim buralar çok sıcak
Bugün içimde kupkuru bir sıkıntı var
Ya sen; sen ne yaparsın o daracık yerde be Nalan?
Şikâyet etmeyi de öğretmediler ki onlar sana
Hani var ya bazen şu şehrin en tepesine çıkıp
Ulan…
Diye bağırmak geliyor içimden
Hem de hiç utanmadan
Onlar Nalan’ı utandırdılar mı? Diyorum.
Sonra…
Tepe arıyorum en yükseklerde
Bakıyorum tepe yok
Haykırmak istiyorum, sesim soluğum yok
Ağlamak istiyorum, gözlerim hapı yutmuş ağlamaktan
Gözyaşım yok
Ya gerisinde sana ne desem ki?
Hepsi bu kadar Nalan.
**
Şimdi sana orada ne diyorlar ki?
Bebene süt emzirirken yani
Düğün hayal ederken müebbet mi diyorlar
Bu filmin sonunda beyaz mı giydiyeceğiz?
Bir ağacın dibinde… Off be Nalan off
Kundağındaki bebek inanmaz da sen nasıl inanırsın
Her beyaz kumaş parlamaz be Nalan
Her ağacın altına salıncak kurulmaz, bilmez misin?
Sahi senin suçun ne Nalan?
Çocuk olmak mı?
Yoksa baban yaşında adamdan kadın olmak mı?
Suçun ne Nalan?
Suçun ne?
Babasız doğup babasız çocuk doğurmak mı?
Suçun kendini korumak mı?
Sen çok suçlusun Nalan
Yok sana bu Bayramdan Bayram.
M.İpek Güzel
|
|
|
Gönderen:
İbrahim GÜR
Şiir ismi:
Gecenin Sesleri
Şehir:
İstanbul
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 12:13 |
Göğün kırbacında kanlı gözlerim
Ateşten izlerini tattım bu gece;
Apansız düşüverdi,gerçek dediğimiz perde
Perde ki afakın bittiği yerde
Haşmetli uykularda düşlerin karabasan
Uyanış dediğin fersiz,kan-revan
Muğlak fikirde,çetrefil sorular
Manasız anlamlar,anlamsız doğrular
Koştur şimdi yetişemediğin yıllara
Ve üzerinde prangalar eskittiğin yollara
Bırakıp gitmek zor gelse de bir zaman
Marifet gidebilmek bir meçhulün ardından...
|
|
|
Gönderen:
aleyna apaydın
Şiir ismi:
anneler günü
Şehir:
İstanbul
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 11:38 |
Yeşildir artık yüreğinde karabulut
BUGÜN ANNELER GÜNÜ ANNEM BENİ UNUT
|
|
|
Gönderen:
FUNDA PAYZIN
Şiir ismi:
ÖZLEM DUYMAMAK ELDE Mİ
Şehir:
Balıkesir
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 10:56 |
ÖZLEM DUYMAMAK ELDE Mİ
Özlem duyuyorum evet
Çocukluğuma
Bukleli saçlı, güler yüzlü
O tombul çocuğa
Kaygısız geçirdiğim o nice günlere
Gözlerimden dökülen yaşların derin anlamlar taşıdığı
Yakınmalarımın kulaklara seslendiği
Okşamaların beni mutlu ettiği
O sevgi dolu günlere
O hayat dolu günlere
O iltifatlar dolu günlere
İnsanlara bağlı olduğum günlere
Kavgaların, dövüşlerin acı verdiği
Kahkahaların, gülücüklerin mutluluk belirtisi olduğu
Yaşamın sorgulanmadığı
Yalanların, ikiyüzlülüklerin olmadığı
Uyku sonrası simit, elma şekeri getiren leyleğin
Büyük sabırsızlıklarla beklendiği
Özetle yaşam tatlısının şurubuna bile ekmek banıldığı
O günlere özlem duymamak elde mi?
|
|
|
Gönderen:
İLYAS EKİN
Şiir ismi:
HANİ SÖZ VERMİŞTİK
Şehir:
Batman
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 10:37 |
HANİ SÖZ VERMİŞTİK
Hani söz vermiştik birbirimize
Küsmeyeceğimizi, üzmeyeceğimizi birbirimizi
Hani söz vermiştik elbirliğiyle aşkımıza
Yok saymayacağımıza aşkımızı
Sevincimizi…
Hani söz vermiştik sevgili doğan güne
Gözyaşımızın pınarına
Hani söz vermiştik geceye, gündüze
Yalnızlığımızı paylaşacağımıza
Hani söz vermiştik yazılan her satıra
Aşkımızın son damlasına
Hani söz vermiştik zaman ve mekâna
Birbirimizden ayrı düşmeyeceğimize
Hani söz vermiştik akan her damlaya
Birlikte hayatı yudumlayacağımıza
Hani söz vermiştik kaderimize
Acı da olsa kederimize, hüznümüze
Hani söz vermiştik el ele tutuşacağımıza
Aşkımızı meleklerle kutlayacağımıza
Hani söz vermiştik ey göz nurum!
Son sözümüze, özümüze, aşkımıza…
İLYAS EKİN(ŞAİR-YAZAR-EDEBİYATÇI)
14.02.2013
|
|
|
Gönderen:
Erdal Sarıkaya
Şiir ismi:
HEP...
Şehir:
İstanbul
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 10:35 |
Hep devrik cümle oldun sen benim için,
Tıkadın düzeltemedim sözlerini,
Hep soru işareti oldun sen benim için,
Çözemedim kalbinin gizli hücrelerini.
Hep tutsak oldun sen benim için,
Denedim bırakmadı zincirler,
Hep yollarda kaldım senin için,
Yollar uzun diye geçit vermediler.
Hep derinden bir uçurumdun sen benim için,
Tutmak istedim düşürdüm,
Hep sonsuz oldun sen benim için,
Sensizliğin içinde düş oldum.
Hep yakarışsın sen benim için,
Duymuyormusun feryadı mı?
Hep kayıpsın sen benim için,
Görmüyor musun seni aradığı mı?
|
|
|
Gönderen:
Mert Turgut Geneci
Şiir ismi:
Sen Mehmetciksin
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 10:23 |
Sen dağ, taş, dere, tepe demeden,
Sen canının kıymetini bilmeden,
Sen hiç korkmadan kanını veren,
Sen mehmetçiksin bu vatanı çok seven.
Sen uğrunda öldüğün bayraksın,
Sen o bayrak uğruna akıtılan kansın,
Sen canımızdan bir cansın,
Sen mehmetçiksin unutulmayacaksın.
Sen düşmana aman etmezsin,
Sen dünü, bugünü düşünmezsin,
Sen bu ülkenin kalbisin,
Sen mehmetciksin bunu onlar ne bilsin.
Sen kanla, canla, başla bayrağını düşürmeyen,
Sen harple, savaşla vatanını vermeyen,
Sen şehitlerin kanını yerde bırakmayan,
Sen mehmetçiksin canını verip bayrağını vermeyen.
|
|
|
Gönderen:
İLYAS EKİN
Şiir ismi:
GÜL-İ RANAM
Şehir:
Batman
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 10:17 |
GÜL-İ RANAM
Belki de bir göz kırpmadır
Seninle ilk bakışımız
Öyle hoş, öyle zarif ki…
Ruhumun pınarına akışın
Şiirlerimin rüyası sevgili
Doğum günümün cilvesi
Yeşeren ruhumun çiçeği
Can kattın heyecanıma
İlk bakışmamızda
Gonca-gülsün tüm güllere bedel
Ey ela gözlüm, sevgi çiçeğim!
Bir tebessümün kâfi bütün güllere
Dokunayım güzelim dudaklarına
Ah kanatları oluversem gökyüzünün
Etekleri oluvermiş bembeyaz
Tebessüm ile el uzat
Aşka gelir misin ey Gülbeyaz!
Derin duruşu var Leylâmın
Irmaklar coşup akar uğruna
Ey gül-i ranam!
Sevgi ile tebessüm ile…
Bak, dinle atışını yüreğimin
Ah tebessümün bir kıvılcımı…
Bir kıvılcımı olsam gülüşüne
Kahve içişin var güzelim
Kalbimin derinliğinde
Karışsam, dalsam…
Aksam yüreğinin denizine
İhtişamlı güzelliğine.
Tuttuğum an sıcacık ellerini
Açıldı kalbime aşkın kapısı
Aydınlığısın karanlık…
Issız gecelerimin
Düşümde gördüm denizgüzelliğini
Meftunum, âşığım yüreğine
Deli, divaneyim güzelliğine
Mahrum etme beni kalbinden
Sen Leylâ, ben Mecnûn oldum
Kerem de Aslı da bu aşkı bilmeli
Öyle özledim ki kokusunu
Okşasam o güzel saçlarını
Okşuyor hep yüreğimi
Dudaklarındaki o tebessüm
Bu gün bizim günümüz
Bu gece bizim gecemiz
Yaşarım hep hayalinle
Özlerim güzel kokunu
Keskin bir bakışın var senin
Kalbimin yarasına sür merhemin
O kadar zarifsin ki…
O kadar güzelsin ki…
Suç mu sana âşık olmak
Yüreğine dokunmak,
…okşamak,
Seni sevmek suç mu ey sevgili!
Âşık oldum, tutuldum yüreğine
Her bakışın ok gibi gelir kalbime
Yara bere içinde yüreğim
Düştüm aşkın közüne
Uzatıver nazenin ellerini
Sönüversin bu aşk ateşi
Kurban olsam saçlarının teline
Akan gözyaşın olsam yanaklarına
Âşık oldum inci, mercan gözlerine
Özlüyorum her an bakışını
Ey göz nuru, baş tacı…
Gönlümün ilacı gül-i ranam
Âşığım yüreğine,
Kalbine,bakışlarına…
Yüreğimdesin attığım her adımımda
Mecnûn gibi düştüm dillere
Ey gül-i ranam!
|
|
|
Gönderen:
NEJMİYE CİHAN
Şiir ismi:
ÖMRÜM BİTİRMEDİM
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 09:05 |
Gecenin akışında
Yolun köşe başında
Tuzak kurdular bana
Vurdular kana kana
Yaratan Allah’ımdan
Bir lütufmuş ölmedim
Vurdular da ölmedim
Bu ömrüm bitirmedim
Vurdular, vurdular, vurdular da ölmedim
Bu ömrüm bitirmedim
Acılara boğuldum
Yaratana sığındım
Tabipler derman oldu
Yaralarımı sardı.
Yaratan Allah’ımdan
Bir lütufmuş ölmedim
Vurdular da ölmedim.
Bu ömrüm bitirmedim
Vurdular, vurdular, vurdular da ölmedim
Bu ömrüm bitirmedim
Kaderim kaçamadım
Kara bahtım yaşadım
Şimdi dimdik ayakta
Sevenler dört yanımda
Yaratan Allah’ımdan
Bir lütufmuş ölmedim
Vurdular da ölmedim
Bu ömrüm bitirmedim
Vurdular, vurdular, vurdular da ölmedim
Bu ömrüm bitirmedim
Ahhh ömrüm bitirmedim.
|
|
|
Gönderen:
NEJMİYE CİHAN
Şiir ismi:
YALNIZLIĞIN ŞİİRİ
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 09:03 |
Yalnızlığın şiirini yazıyorum,
Dokunmak için ruh ve bedene.
Yalnızlığın şiirini yazıyorum,
Yaşamak ve hissetmek adına.
Duyurmak için sesini,
Ve hatırlatmak kendini,
Yalnızlığın şiirini yazıyorum
Varlığını yaşatmak adına.
Duymak istiyorum tüm sesleri,
Yok olmak duygusu ve acısıyla.
Yalnızlığın şiirini yazıyorum,
Yaşanmışlar ve hatıralar anısına.
Titreyen mum ışığındaki alevin sessizliğini
Anlıyorum şimdi o yavaş tükenişini.
Yalnızlığın şiirini yazıyorum.
İnsanlığın yavaş, yavaş terk edişini,
Sonsuza gidişini ve el sallayarak elveda deyişini,
Yalnızlığın şiirine şikayet ediyorum.
|
|
|
Gönderen:
NEJMİYE CİHAN
Şiir ismi:
RUHUM
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 09:00 |
Sensizlik yollarda çölde kalmakmış meğer
Yoksun artık yanımda canım almakmış meğer
Bir ipin ucundayım ilmek boğazımdayken
Bedenimi koparıp ruhum almakmış meğer.
Sensizlik ruhumda gün be gün işlenirken,
Kor alev misali bu hep yanacak sol yanım
Taşlaşacak bedenim ruhum darmadağınık
Söküp bırakacağım kendi elimle artık.
|
|
|
Gönderen:
NEJMİYE CİHAN
Şiir ismi:
ANNEM
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 08:57 |
İlk sözüm “özledim” olur anneme,
Sesini, sıcaklığını, dokunuşunu,
Kucağında olmayı özledim annem.
Herhalde bu özlemim sonsuz olacak.
Ne büyük nimettin sevgili annem.
Titrerim annemi hissettiğimde,
Yanacak içimde hasret ateşi ,
Rahmetin ruhumu saracak annem,
Sesini içimde saklarım annem.
Sıcacıktın kucakladın içine aldın,
Kucağından indik üşüdük annem,
Yuva kurduk ama sıcağın yoktur,
Yuvam sıcak ancak kucağın yoktur.
Üşüdüm, üşüdüm sarsana annem…
Beni kucağına alsana annem…
Beni kucağına alsana annem…
|
|
|
Gönderen:
NEJMİYE CİHAN
Şiir ismi:
RUHUM SENSİZLERDE ARTIK
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 08:52 |
Öyle bir hayat ki bu,
Acımasızca geçti,
Ruhum sensizlerde artık
Çünkü yalnızlığı seçti.
Yaratan kaderim çizdi,
Kıymetimi değer biçti,
Ruhum sensizlerde artık
Çünkü yalnızlığı seçti.
Kol kanadım senken bana
Rüzgarlar vurdu geçti.
Ruhum sensizlerde artık
Çünkü yalnızlığı seçti.
Türlü hayaller kurduğum
Meskenim oldu sandığım,
Ruhum sensizlerde artık
Çünkü yalnızlığı seçti.
Hep yok sayıp var olmak mı,
Gönülden yaralamak var mı
Ruhum sensizlerde artık
Çünkü yalnızlığı seçti.
|
|
|
Gönderen:
mevlüt ören
Şiir ismi:
Aşk Firarına
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 01:27 |
Sen aşk celladının elinden kaçan
Ateş dağlarında saklı firarsın
Hangi okyanusa varıp sığınsan
Küllerinden doğup yine yanarsın
Alevlerin olur ıslak yosunlar
Celladın dağlarda her dem araşır
Ah senin yerine beni vursunlar
O dağlarda sana yanmak yaraşır
|
|
|
Gönderen:
mevlüt ören
Şiir ismi:
Aşk Firarına
Şehir:
Ankara
Tarih:
07 Mayıs 2013, Salı 01:27 |
Sen aşk celladının elinden kaçan
Ateş dağlarında saklı firarsın
Hangi okyanusa varıp sığınsan
Küllerinden doğup yine yanarsın
Alevlerin olur ıslak yosunlar
Celladın dağlarda her dem araşır
Ah senin yerine beni vursunlar
O dağlarda sana yanmak yaraşır
|
|
|
Gönderen:
gülşen alim
Şiir ismi:
Hayat Nedir Anne
Şehir:
Mersin
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 23:30 |
benim hiç sapanım olmadı anne,
ne kuşları vurdum,
ne de kimsenin camını kırdım...
çok uslu bir çocuk değildim ama,
seni hiç kırmadim, hep boynumu kırdım.
ben hayatım boyunca
bir tek kendimi vurdum! ..
suskun görünsem de,
fırtınalı ve mağrurdum anne.
bir mızrak gibi,
aynada hep dik durdum anne! ..
ben sana hiç bir gün laf getirmedim,
leke sürmedim.
ama göğsümü çok hırpaladım,
kalbimi çok yordum...
ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! ...
benim hiç sevgilim olmadı anne,
ne bir yuva kurdum,
ne bir gün şansım güldü...
öpemeden bir bebeğin gidişini,
tükendi gitti çağım...
kimi yürekten sevdiysem,
yüreğini başkasına böldü...
bir muhabbet kuşum vardı,
o da yalnızlıktan öldü...
sen beni göğsünde
hep acılarla mı soğurdun anne?
yoksa evlat diye,
koca bir taş mı doğurdun anne?
eziyet degilim, zahmet değilim,
musibet hiç değilim;
bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
doğurdun da beni,
ne ile yoğurdun anne?
benim hiç hayalim olmadı anne...
ne seni rahat ettirdim,
ne kendim ettim rahat...
BİR MUTLULUK FOTOĞRAFI BİLE ÇEKTİRMEDİ BU HAYAT!
kaybolmuş bir anahtar kadar
sahipsizim anne...
ne omuzumda bir dost eli,
ne saçımda bir şefkat...
say ki yollardan akan,
şu faydasız çamurdum anne...
say ki ıslanmaktım, üşümektim,
say ki yağmurdum anne!
bunca yıldır gözyaşlarını,
hangi denizlere sakladın?
oy ben öleyim,
SEN BENİ NE DİYE DOĞURDUN ANNE? ? ?
|
|
|
Gönderen:
gülşen alim
Şiir ismi:
ANNEM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 23:28 |
Ben senin beğenmeyip attığın,
Ben senin yalanlarına kattığın,
Ben seninbaşkasına sattığın,
Ben senin yavrunum annem.
Ben senin hiç sevmediğin,
Ben senin değer vermediğin,
Ben senin gözyaşı dökmediğin,
Ben senin yavrunum annem.
Ben senin yüzüne bakmadığın,
Ben senin koluna takmadığın,
Ben senin tadını tatmadığın,
Ben senin yavrunum annem.
Ben senin artık gözyaşınım,
Ben senin artık ölü aşınım,
Ben senin musalla taşınım,
Ben senin yavrundum annem.
|
|
|
Gönderen:
gülşen alim
Şiir ismi:
Öğretmen Eli
Şehir:
Mersin
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 23:26 |
Öğretmenler çiçeğe benzer
Ellerinde açar yeni nesiller
Hepsi birer örnektirler
Bir umuttur öğretmenler.
Yanlışımı düzeltti Öğretmenim
Bildiğini öğretti Öğretmenim
Beni daima gözetti öğretmenim
Benim canım öğretmenim.
Öğrencinin mutlu sunu sever
Her şeyin doğrusunu över
Çalışan iyi yere gider
Öyle söylerdi öğretmenim.
Öğretmenler melektirler
Her şeyin doğrusunu öğretirler
Ne zaman nerede iyi bilirler
Geleceğimiz için Öğretmenler.
|
|
|
Gönderen:
gülşen alim
Şiir ismi:
Ağlamak İçin Gözden Yaş Mı Akmalı?
Şehir:
Mersin
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 23:24 |
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
|
|
|
Gönderen:
gülşen alim
Şiir ismi:
SAĞLIK
Şehir:
Mersin
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 23:20 |
Her zaman sağlıklı olur,
Yemekleri seçmeyenler,
Et süt balık demeden,
Dengeli beslenenler.
Sadece bu yetmez,
Sağlıklı olmak için,
Eller sık sık yıkanmalı,
Yüzümüzüde unutmamalı.
Temizliğe önem vermeli,
Tırnaklarımızı kesmeli,
Banyomuzu yapıp da,
Dişlerimizi fırçalamalı.
Sağlıklı olmak için,
Bunları yapmalıyız,
Aaa!unutmadan;
Dişmizi de fırçalamalıyız...
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Bedlek
Şiir ismi:
Şizofreni Yalnızlık
Şehir:
Diyarbakır
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 20:57 |
Seni sevmekle sadece tek bir kadını sevmiş sayılmam aslında,
demekle başladı herşey..
iki kişilik bir rezervasyonun tek kişilik bekleyişlerinde,
şık kıyafetleriyle donanmıştı yokluğun.
seni kalabalık bir şiirde bulmuştum.
yada şizofreni bir kimsesizlikti bulduğum.
seni hep şiir edebilme kaygısyla yarınlara taşıdığım ses,
düşen yapraklarında biriken iklim,
sonlarını hazırlamaktaydı
sadece yokluğa muktedir olan heves.
lüzumsuz sorularla büyüme çabasındaydık.
soru cevap tezlerinde sentetik bir hastalığı oynuyordum.
iyleşmek için delirmenin tek metot olduğuna inandık.
belki de sana adam akıllı bir soru sormak içindi hepsi.
sahi sevgilim;
gecenin en koyu rengi nedir ki?!!!
manyak olmakla mantıklı olmak arasında konaklamakla geçirdiğim krizler,
damarlarımda gezinen başıboş serseri nikotin etkisi,
az kızarmış tenimim alkol serinlemeleri,
elimdeki kalem,
dilimdeki şiir,
tam seni anlatacakken ağzımdan kovulan yarım sesler,
aklımın kapasitesini bir tanrıyla sınamaya çalışırken,
sırrına aklımın ermediği bir kadınla bitiyordu cümleler.
seni statik bir yolculuğun muhitleri olmayan duraklarında bekledim.
yol yok.
yolcu yok.
seni bir yere taşıyabileceğim vesaitler yok.
varlık Allahına kadar yoktu anlayacağın.
karınlarsa yiyilebilen yalanlarla tok..
seni adam gibi sevebilmenin ihtimallerinde buldum.
tek bir kişilik değildi kimliğin.
güzel olanların toplamı kadar birikmiştin toprağımda.
sussan şiir sayılacaktı sessizliğin..
ben, hiçbir cümleyi yüzüne yakıştırmadığım için sözlüklerce aranan bir katilim.
ve sen kadınım.
yokluğunun yarattığı tinsel etkinin boyutunu aşan tepkiyi anladım.
meğer ölü gibi duran bünyemde konfetiler içinde alkışlanmış yalnızlığım..
|
|
|
Gönderen:
aleyna ilhan
Şiir ismi:
ÖĞRETMENLER
Şehir:
K.Maraş
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 20:49 |
Öğretmenler çiçeğe benzer
Ellerinde açar yeni nesiller
Hepsi birer örnektirler
Bir umuttur öğretmenler.
Yanlışımı düzeltti Öğretmenim
Bildiğini öğretti Öğretmenim
Beni daima gözetti öğretmenim
Benim canım öğretmenim.
Öğrencinin mutlu sunu sever
Her şeyin doğrusunu över
Çalışan iyi yere gider
Öyle söylerdi öğretmenim.
Öğretmenler melektirler
Her şeyin doğrusunu öğretirler
Ne zaman nerede iyi bilirler
Geleceğimiz için Öğretmenler.
|
|
|
Gönderen:
mehmet Aluç
Şiir ismi:
ISTIRAP ŞARKISI
Şehir:
Ankara
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 19:27 |
Keder,sıkıntı, çarmıhta ;
Ayrılmaz, tamaha götürür
Ölüm sarhoşluğu içinde;
Düşler açılsa da ıstırap şarkısı ile,
Hayatın kalbine hoyratça.
Hakikat olsa da sonunda
Keder,sıkıntı ıstırap bürüse;
Saf gözleri haşmetle .
Hayat kafilesinde ruhun dümeni,
Yelkeni, akıl ve tutku ;
Rüzgarı özgürlük
Olurda eserse
Ruhlar haz duyar.
Varlığın kuytularında;
Sessizce bekleyen neşedir.
İstikbalde, hasretle kucaklaşmayı bekleyen;
Zamanın ,zamansızlığında hakikati ifşa eden
Bedenleri, dua teslimiyeti ile sarmayı bekleyen
Neşe,sevinçtir.
|
|
|
Gönderen:
ayşenur habipoğlu
Şiir ismi:
bir gün tek başıma
Şehir:
Sakarya
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 19:05 |
Bir gün tek başıma
Yollarda dolaşırken
Bir ışık görmüştüm
Kırlarda yol alırken.
Işıldayarak geldi yanıma
Korktuğum bir anda;
Yanaştı yavaştan kulağıma
Isırıverdi bir anda.
Neye uğradığımı şaşırmıştım
Bakıyordum sağa sola,
Etrafımda dolaşan;
Yüzbinlerce varlığa...
Evet olanlar çok felaket,
Hem yerim ısırılmıştı...
Çok korktuğum canlı:
Ufacık bir hayvandı...
|
|
|
Gönderen:
cansu sarıkaya
Şiir ismi:
annem
Şehir:
Ankara
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 18:40 |
Ben senin beğenmeyip attığın,
Ben senin yalanlarına kattığın,
Ben seninbaşkasına sattığın,
Ben senin yavrunum annem.
Ben senin hiç sevmediğin,
Ben senin değer vermediğin,
Ben senin gözyaşı dökmediğin,
Ben senin yavrunum annem.
Ben senin yüzüne bakmadığın,
Ben senin koluna takmadığın,
Ben senin tadını tatmadığın,
Ben senin yavrunum annem.
Ben senin artık gözyaşınım,
Ben senin artık ölü aşınım,
Ben senin musalla taşınım,
Ben senin yavrundum annem.
|
|
|
Gönderen:
Ramazan Sağır
Şiir ismi:
Hayat
Şehir:
İstanbul
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 15:39 |
Bir ekmek kavgasıdır hayat
Uğrunda yokuşlar tırmandığın
Koşar adımla merdiven çıktığın
Sabırsız sesinle bağırıp rızkını aradığın.
Bir zorluk savaşıdır hayat
Askeri, elleri nasırlı ekmek bekçileri
Komutanı,cepleri sarkık para babaları
Menzili,kentin tüm caddeleri,sokakları.
Ve onca zorluğa rağmen…
Bir paylaşımdır hayat
Bekleyenine uzattığın ekmeğin tadıdır
Helal kazancın kokusunu hissetmektir
Böldüğünde ikiye,üçe,dörde beşe.
Bazen bir mutluluk filmidir hayat
Oyuncusu,huzur dolu aile bireyleri
Senaristi,kaderi yazan yaradan
Yönetmeni, ekmeği haramsız kazanan.
|
|
|
Gönderen:
hüseyin bilgen
Şiir ismi:
ah istanbul um
Şehir:
Konya
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 14:37 |
TATLI BİR HÜZÜN KAPLAR GÖNLÜMÜ
ANDIKÇA GEÇMİŞTE Kİ İSTANBUL GÜNLERİNİ
KAYBOLDĞUM SOKAKLARDAN ÖĞRENMİŞTİM
SEMTLERİNİN İSİMLERİNİ
GÜNEŞTEN ÖNCE UYANIRDIM BAZEN
SANIRDIM İSTANBUL BENİM
BİRKAÇ EVSİZ BİRKAÇ AYYAŞ HİSSEDAR
BAZEN VAZGECERİM YA PAYIMDAN
BAYRAMPAŞA DA Kİ SEVDİĞİM BANA YETER
İSTANBUL AH İSTANBUL
CENNETTEN YAĞMURLA DÜŞEN DAMLA
ŞİŞHANE DE YAĞMURA YAKALANDIM YA
BEYOĞLUNDA SEVDAYA
ÖĞLEN OLUR YARIM EKMEK ALIRDIM
ORTADAN İKİYE BÖLERDİM
AKSARAY DA KÖFTE EKMEK SANIRLARDI
EMİNÖNÜ N DE BALIK EKMEK
BİR TEK LİRAYA BİR BAFRA TAHTAKALE DEN
DUMAN DUMAN MUTLUĞU ALIRDIM
BİR YANDA GENÇLİM BİR YANDA SEVDA
BİR FERDİ ŞARKISINDA FERDİ
BİR ORHAN ŞARKISINDA ORHAN OLURDUM
İSTANBUL AH İSTANBUL
DALAR GİDER GÖZLERİM SANA GELİRİM
YOLLARIN HER ADIMIMDA ANILARIM ŞARKILARDA
VARSIN GÖZLERİM BUĞULANSIN BOĞAZIM DÜĞÜMLENSİN
HASRETLERDE ACILARDA GÜZELMİŞ, ANILARDA
|
|
|
Gönderen:
filiz bostan
Şiir ismi:
RÜYALARIMDA KOCAMAN SEN
Şehir:
K.Maraş
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 12:54 |
Hiç beklemediğim zamanlarda giriyorsun rüyalarıma
Bugün yine sen geldin
Hazırlıksızdım.... uyandığımda
Sanki hayali olan bu yalanı ,gerçek gibi içime çektim seni
Kokun tenime değmişcesine hala kokluyorum,tüm bedenimi
Gerçektin sen,uyandığımda yanımda olmasanda gerçektin..!
Bazen hiç uyanmak istemiyorum
Rüya olduğunu anladığımda kırılıyor tüm duygularım
Hani hep yanımda oluşun geliyor aklıma
Çıldırıyorum yokluğunu her an hissettiğimde
İçimde bir uğultu var..Senin çığlıkların
Haykırışlarım var..Benim feryatlarım..
Kim duyacak sesimi?kim duyacak çığlıklrını?
Acırmı bu hayat dersin..Acımaz
Gelirmi birgün mutluluk
Dinermi hasretin acısı,hafiflermi kalbin sancısı
Varsın rüya olsun değmesin kimse,dokunmasın bana
Ben hayal olan seni,uykularımda kabusumla yaşarım..
Yaşamak buysa yaşarım ben aklın bende kalmasın
Sen yaşa doya doya baharını
Ben yaşıyorum kışımı
Üşüyorum belki sensiz ama yaşıyorum seninle sensizliği..
Ellerini tutamasamda, yanında olamasamda,rüyalarımda sarılıyorum sana
Rüyalarımda hayat veriyorsun bana..hadi git bensiz olan baharını yaşa..
|
|
|
Gönderen:
mehmet Aluç
Şiir ismi:
RABBİM KATINDA
Şehir:
Ankara
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 06:22 |
Uzun yollar kısalır
Tomurcuklar filizlenir
Kuru yapraklar yeşerir
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Kuru güller açar
Solmuş yüzler güler
Geceler gündüz olur
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Avuçlar semada
Dudaklar duada
Olacaklar olurda
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Gitmek, bulmak zor olsa da
Vaaz geçilmek zor olsa da
Seninle kavuşmak mutluluk olsa da
Bir tatlı dua ile buluşalım, Rabbim katında.
Kışın soğuyan eller, ısınır
Çamura düşen yolcu, paklanır
Buz tutan gönüller, yıkanır
Umutsuz çaresiz hayatlar, umut olur
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Yalnızlık duvarı yıkılır
Benlik yok olur
Dikenli yollar gül olur
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Habersiz olanlar, haberli olur
İzi olmayan tozlu yollar iz olur
Açılmayan kapılar açılır
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Sessizlikler ses olur
Ayrılıklar kavuşma olur
Benlikler yok olur
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Korkular cesaret olur
Ölümler ölümsüzlük olur
Ağlayan gönüller, gülüşle dolar
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Bitmeyen kavgalar yok olur
Tüm günahlar sevap olur
Haram kazançlar yok olur
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Mazlumlar olur kartal
Zalimleri yutar, dize getirir
Allahu Ekber diyen gönüller
Teneşir bile paklamaz, zalimi
Sarar bedenini azgın ateşler
Geberir gider zamanı gelince
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Her ölü olur bir canlı
Yaşam olur onunla şanlı
İyilik tohuma gizlemiş cenneti bağı
Açılır kapısı
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
İnsanlığın bittiği yerde
Kimsesizin öldüğü yerde
Çiçek açmayan bahçelerde
Çiçek açtırır
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Ağlama, mahzun olma Bil ki
Zafer senindir, kavuşmak senindir
Mükâfat ve Cennet senindir
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Kul Mehmet derki yeter
Bitsin bunca eziyet keder
Aç elini iste Rabbinden
Koyma araya aracı
Kendin iste Rabbinden çal sazı
Alan razı veren siler gönüldeki pası
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Bir olunca açar güller
Solmaz laleler güller
Kabul olur tüm dilekler
Bir tatlı dua ile Rabbim katında.
Gel beraber gülsün gönüller
Gülsün ağlayan gözler
Huzura ersin gönüller
Bir tatlı dua ile Rabbim yanında.
|
|
|
Gönderen:
mehmet çiftçi
Şiir ismi:
Derdime derman bul yarab biçare
Şehir:
Denizli
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 03:31 |
Gurbet ellerdeyim ne çare
Derdime derman ol YARAB
El hüküm giymiş bu gece ne çare
Derdime derman bul YARAB biçare
Kader mahkumuyum ben bu gece
Yalnızım sanki yine bu gece
Dert mi tasa mı bilmem bu gece
Derdime derman bul YARAB biçare
Felek tokat atmış sanki bu cana
Hayat yol vermiyor hep bu cana
Öfke misin gam mısın bu cana
Derdime derman bul YARAB biçare
Elim kolum bağlı yine
Dert tasa öfke yine bende
Sabır dediğim illet vurdu yine
Derdime derman bul YARAB biçare
Sevgi uğruna ölmek mi istedim
Canana can vermek mi istedim
Bir ömür mutlu olmak istedim
Derdime derman bul YARAB biçare...
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
ONLAR BİZİM KÖYLÜLERİMİZ
Şehir:
İzmir
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 01:55 |
ONLAR BİZİM KÖYLÜLERİMİZ
Onlar bizim köylülerimizdir
Hergün yaylanın toprağını öperler
hergün güneşin koltuk altında
Esmerlenir tenleri kavrularak
Sağlıksız yaşlanırlar...
Korkuluk gibi dururlar ölümün önünde
Ölümü korkutamadıklarını bilerek
Sanki kaderlerinin altında ıslanırlar
Yıldızlar kadar insanlar...
Onlar bizim köylülerimizdir
Onlar sıcağın delindiği yerde birikirler
Sanki monologdur hayalleri
Nesneleri terden sırılsıklam
Karanlığa kadar çalışırlar
Oysa karanlık bir kanaviçedir
Aydınlanmak için karanlığı yakarlar
Bir kayanın tepesinde...
Onlar bizim köylülerimizdir
Sanki bir labirentin içinde,çaresiz
Hergün güneşi çapalayarak, bölüşürler
Yorgunlukları şiir gibidir
Mermiden misket olmuştur gözleri
Terleri gevşeyerek damlacık olur
sanırsın kokusu lavantadan...
Onlar bizim köylülerimizdir
Onlarki her yaştan
Ama birisi varki,
Çevresinden utanır sanki
Saydamlaşmıştır ıssızlığı,
Kaşlarının arası tüfek gibi çatılmıştır
Fistanının düğme deliği öylesi açık
Tüm gün tarlanın en başında
Tanrı'yla gizlice konuşuyor, sevinmeden
Altmış yaşında yaşında ihtiyar bir kız
Çapasını sallıyor hergün
Gelinlik yüzü görmeden
gizlenmeler serpiyor yüreğine
Erkek eli değmeden...
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
cem pasaoglu
Şiir ismi:
karinca
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
06 Mayıs 2013, Pazartesi 01:12 |
KARINCANIN SIRTINA YÜKLEMİŞİM ACILARIMI,
BİR ACILAR ÇEKER BENİ,
BİR BEN ÇEKERİM ACILARIMI ...
SONRA GECE OLUR BEN YİNE SENSİZ YANLIZ
SEN YİNE BENSİZ YANLIZ...
BİR DAHA GECE OLUR AY BU SEFER YANLIZ
DERDİ İLEDE YANLIZ..
KARINCADA KÜSER BİZE ODA YANLIZ,
BİR BAŞINA YAPA YANLIZ...
Cem paşaoğlu....
ÖYLE KALABALIK AŞKLAR VAR Kİ KOZASINDAN DÜŞMÜŞ,
KANATSIZ KELEBEKLERDE VAR.
SEN ŞİMDİ KANATSIZ AŞKLARINDA
KALABALIK ETTİN HAYATIMI.
GİT DİYEMEM SANA,
YANAŞSAN BANA ATEŞ,UÇSAN ZÜLÜM TOPRAK SANA .
HARAM ETTİN TEK GÜNE KENDİNİ
RÜZGAR SANA HARAM,BEN HARAM
GÜNDE ÖLDÜ ŞİMDİ GÜNEŞİN HEMEN ARKASINDAN
AMA SEN HARAM KALDIN UÇMAYA
DÜŞTÜGÜN KANATSIZ KOZANDAN
VE HARAM ETTİN HAYATIMI BİR TEK GÜN UÇMADAN.......
Cem paşaoğlu.....
SUDA KURUR ÇIÇEK OLMADAN
KURUR ÇİÇEKTE SUSUZLUKTAN
SEN KURUMA NE OLUR
USANMAM BEN SANA DAMLA OLMAKTAN..
HEM İNAN BANA
GÜNEŞEDE SU İÇİRİRİM AVUÇLARIMDAN.
SEN BENİM YAŞASIN BENİ SEVİYOR DEDİGİM
EN SON PAPATYA YAPRAGIMSIN.........
cem pasaoglu....
ÇOKMU UCUZ GELDİN ?
YOKSA !!
BENMİ ÇAMUR OLDUM KURUMAK İSTERKEN SICAKLIGINDA,
ATEŞİ SÖNMÜŞ ATEŞ BÖCEKLERİ AYDINLATIYOR YOLLARIMIZ
SEN BENİ SEN YAĞMURU,
SEN YAĞMURU BENİ AĞLATMA.
BIRAKMAM ÜSTÜNÜ BU AŞKIN
İNANMAM SANA
BIRAKMAM ÜSTÜNÜ BU AŞKIN
ÇOK UCUZ GİTTİN
BIRAKMAM ÜSTÜNÜ BU AŞKIN SANA
ÇOK UCUZ GİTTİN
BIRAKMAM ÜSTÜNÜ BU AŞKIN SANA
ŞARKI SÖZÜ:Cem pasaoglu
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Biz TÜRK ASKERİYİZ
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 21:33 |
Biz TÜRK ASKERİYİZ
Biz Türk Askeriyiz;
Hepimiz birer Mehmetiz! ! ! !
Kanımızın son damlasına kadar,
Vatan, Millet,İstiklal Bayrak uğruna;
Gerekirse, Gerekirse,
Ölüme bile gideriz! ! ! !
Ölüm HAK'dır;
Bu hakkın en YÜCESİ;
Vatanı, Milleti, İstiklali, AYYILDIZLI Bayrağı uğruna;
ALLAH, ALLAH nidalarıyla ÖLENLERİNDİR! ! ! ! ! !
ŞEHİTLERİNDİR! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !
Ey! ! Yüce ALLAH'Im! ! ! bu şerefi bize de,
Nail et! ! ! !
Şehit olayım Atalarımın kanlarıyla sulanmış;
VATANIM, AYYILDIZLI BAYRAĞIM UĞRUNA! ! ! ! !
**
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE! ! ! !
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Toryum Madeni
Şehir:
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 21:26 |
Toryum Madeni
Türkiye’de yurdumda;
Varmış, dünya rezervinin yüzde altmış beşi.
Çok değerli bir şeymiş yeni duyuyoruz ki;
Toryum denen kıymetli madeni.
Hani nerde bu konuda bir açıklama bir bilgi.
Toryum nedir; ne işe yarar.
Atlas projesi;
Ve ………
Burası çok mu çok önemli! !
Bilim adamı altı değerli kişi;
Yitirdiğimiz elli yedi can.
Sebep?
Ne garip bir rastlantı zinciri değil mi?
Ne garip bir tecelli.
Kara kutuda da; bilgi yok!
Karanlık bir gecede her şey kararmış,
Besbelli! ! besbelli! !
Lakin biz bilemeyiz..
Kim bilecek? peki.
Akibeti
Takip edilmeli “ Toryum Madeni “
**
Isparta’da düşen uçakta altı değerli bilim adamımız;
Atlas projesine gidemedi
Toryum madeni?
Ve onlarca can.
Bir bilinmeyen karanlıkta; sessizce kaybolup gittiler..
Nice emeklerle yetişen kıymetli değerler;
Şehitlerimiz.
Tüm Şehitlerimizin Ruhu Şad Olsun..
***
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Türk Polisi Mehmet
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 21:22 |
Türk Polisi MEHMET! !
Ruhunda; Türklük damgası! !
Şerefidir; Ay Yıldızlı, Üniforması! !
Alsa da kahpe kurşun yarası,
Gözünü budaktan Esirgemez! ! ..
Türk Polisi Mehmet’tir onun adı..
Tüm Şehit Polislerimizin Ruhu Şad Olsun …
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Dağlardaki Sedayı Dinle
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 21:07 |
Dağlardaki Sedayı Dinle
Dağlara söylerim türkülerimi
Beni ancak onlar dinlerler
Ne söylediğimi iyice anlamak için
Bir söylediğimi
Beş tekrar ederler
Onun için dağlara söylerim sözümü
Sonsuza dek söylensin diye sözlerim
Dağlara seda ettim hep
Onlarda nida ettiler duyurdular
Birbirlerine sesimi
Şimdi ahenkle dolaşıyor bilirim
Duygularım hislerim
Şiirlerle türkülerim
Ben sadece dağlara anlatırım
Sonsuza dek anlatılsın diye sözlerim
Sonbaharda Kışta Baharda Yazda
Yüreğim her an her zaman onlarda
Benim gönlüm hürdür sadece dağlarda
Beni yalnız onlar anlar ve dinlerler
Birbirlerine söylediklerimi tekrar ederler
Unutmadıkları için dağlara söylerim
Unutulmasın diye sözlerim
Bu dağlarda türküler dolanır onun için
Riyakarı kabul etmez barındırmazlar
Ay yıldızlı bayrağın gölgesinde oldukları için
Onun için dağlara söylerim ezgilerimi
Sonsuza dek söylensin diye türkülerim
Çağır Karacaoğlan çağır yankılansın
Sözlerin Mut’tan dağlarda
Dağların etekleri yamaçları koyaklarında
Toroslar’da; Sertavul Kozlar Zeyker
Kızıldağ Mağras Kızılbucak'da
Istranca Elmadağ Ilgaz Koçaş Takkeli
Erciyes Köroğlu Ağrı Altay’da
Bilirim elbet bir gün gelip tekrar söylenecek
Alpler ve Himaliyalar'da
Türk’ü anlatır türkü kokar çünkü dağlar
Tüm Dünyada
Onun için Türkü kokan dağlara iletirim
Ezgilerimi unutulmasın
Yankı bulsun diye türkülerim..
Bilirim elbet yine toplanacak dağların etrafına
Dağların nidasıyla Yüce Milletim
Dinleyecek dağlarının Öz nidasını
Elbet bir gün dilerim
Onun için dağlara söylerim sözümü
Duyulur diye türkülerim illaki Allah Kerim
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 21:01 |
Çanakkale
Biz Türk Milletiyiz ! ! !
Hepimiz birer Mehmetiz! ! ! ! ! ! !
Kanımızın son damlasına kadar;
Vatan, Bayrak, İstiklal uğruna.......
GEREKİRSE! ! ! GEREKİRSE! ! ! ! ! ! ! !
ÖLÜME BİLE GİDERİZ.
Bir tarih destanıdır ÇANAKKALE! ! ! !
Tarihe kazıya, kazıya yazdık.
Uzanmasın kirli eller üzerimize! ! ! ! ! ! !
Vatan, Bayrak, İstiklal uğruna! ! ! !
Bir değil bin ÇANAKKALE'LER Yazdırırız;
Tarihte yer yüzüne! ! ! ! ! !
Biz Vatan, Bayrak, İstiklal uğruna varız! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !
Tüm insanlara kanımızın verdiği asaletle! ! ! ! !
Kucak açar, sevgiyle bakarız;
Ama değmesin, gelmesin; namert eller üstümüze! ! ! ! !
NİCE ÇANAKKALE'LER yaratır! ! ! ! !
Bozguna uğratırız; DÜŞMANI YERYÜZÜNDE! ! ! ! ! ! !
(Ank.09/11/1993)
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
Emrah Özkan
Şiir ismi:
Gün Gelir
Şehir:
Manisa
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 19:25 |
Gün gelir öyle özlersin ki ,
Dağlar , taşlar ağlar hasretine ,
Yağmur yüklü bulutlar sarar ,
Sele döndürür Dünyanı bir anda ..
Gün gelir öyle özlersin ki ,
Taşıyamaz yüreğin , Çarpar durur ,
Öyle arar ki onu Gözlerin ,
Umutsuzluğa yelken açarsın o anda ..
Gün gelir öyle özlersin ki ,
Sabrın bile savaş verir kendi kendine ,
Yine sen kaybedersin yaşama umudunu ,
Yine sen ağlarsın delirmişcesine ..
Gün gelir öyle özlersin ki ,
Meçhule karışırsın ansızın ,
Kimseler bulamaz izini , yolunu ,
Göçer gidersin farkında olmadan ..
Gün gelir öyle özlersin ki ,
Ağır gelir sevda yükü sırtına ,
Taşıyamaz yorulursun , Ve yine ;
Bir köşede oturur Issızca ağlarsın ..
Gün gelir öyle özlersin ki ,
Dar gelir sana Yaşadığın Şehir ,
Nefesin daralır , sesin kısılır ,
Haykıramazsın işte o zaman böyle ..
|
|
|
Gönderen:
hicran aslan
Şiir ismi:
intihar
Şehir:
Mardin
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 18:06 |
başka kadınlar kokardı babam
şimdi kimi sevsem
annemin babama öfkesi
beni kurcalar
ağaca asardım kendimi
çivi olurdu sonsuz
göğüslerimden süzülen kandamlaları
çamur kokardı korkmazdım
babamı affedemedim hiç
damarlarım boşalırken
salıncakta kendini sallıyordu bir kedi
aydan düştüm kaç gece
çığlığım da çamur kokardı
yere çakılan bilmediğim
bir et parçasıydı ben değil
beyaz bir gülümseyişe tutuldum da
babamı affedemedim hiç.
kendinin seri katili birinin itirafları
acıda parıldar
intiharda
babam küçük bir kız çocuğunu bırakıp gitti
annemin bedeni aslında ceset
ölü bir nehri umarsızca sevip durdum yıllarca
ağaca asardım kendimi
jilet olurdu aidiyet
kalbimden buğday akardı inanmazsınız
babamı affedemedim hiç
ama anladım
dokunamayacak kadar derin
bir daha kendimi onaramayacak kadar çaresiz
anlamakta çamur kokardı
ağlamadım hiç
salıncakta kendini sallıyordu bir kedi
indirip bedenimi
elbiseler dikerdim çocuklar gibi
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Sarı Çiçekler
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 17:38 |
Sarı Çiçekler
Yağmurlarla ıslanır ,
Aşkımız ; her sonbaharda..
Sarı çiçekler açar ; gönlümüzde
Ve yerlere düşen ;
Kurumuş yapraklar arasında ..
Aşkımız her hüznü, sevinci ;
Beraber yaşar ,
Beraber hisseder ,
Sevgi okyanusumuzda ..
Ruhumuzun derinliklerinde ;
Fırtınalar dolanır ,
Her ikimizin de ..
Nefesini hissederiz ;
Doğanın, yaşamın..
Tüm bu ahenkleri ; seninle tadarım ,
Gün be gün hayatın çarkında ..
Gözlerinde okyanusu görürüm ,
Bakışlarında ise ; sevgi fırtınalarını ..
Her mevsimi ; seninle yaşarım ,
Seninle anarım ...
Aşkım, Ömrüm, hayatım..
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 17:32 |
SEN'i Düşününce Yüreğimden
Dağa, taşa, suya, toprağa..........
Göğe ağmış; beyaz buluta....
Gök gürleyip yağan yağmura;
Türlü, türlü simalarda insana...
Bakar, bakar SEN'i görürüm..............
Aşkından, elim; açarım semaya.........
Dualarda, niyazlarda SEN'i görürüm.......
Her insanın özünde SEN'i..
Arının peteğindeki balda SEN'i.......
Küçücük çocuğun gülüşünde SEN'i;
Bakar, bakar; yine hep SEN'i görürüm.......
SEN'i düşününce yüreğimden......;
Bir damla yaş akar ki gözümden! ! !
Elvan, elvan bezediğin ağaçlara, güllere....;
Bakar, bakar yine SEN'i görürüm.............
(Mersin-Mut 06/06/1980)
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
SENİ Anmaktan
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 17:31 |
SENİ Anmaktan
Her zaman,
Her an;
Yüreğimde vardır,
Tatlı bir sızı;
Allah,
Allah
Der;
Gizlice ağlar,
Bazı bazı..
Şükründen
Ve
Seni anmaktan
Bizleri mahrum etme
Yarabbi..
Işığını;
Üzerimizden eksik etme,
Söndürme
Yarabbi...
AhmetTekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 17:27 |
Serçe
Yüceliğini, ruhumda öylesine derin ;
Hissediyorum ki bazı anlarda …
Yüreğime bir sıkışma ;
Bir daralma geliyor …
Allah’ım takdir ettiğin saat mi geldi yoksa !
Geldiyse biçilen saatin son vakti ; eyvallah …
Gelmediyse bırak; Ya Rabbim ..
Yapacak çok şey daha var biliyorum ..
Pencereme bir serçe konuyor ..
Sonra uçup gidiyor ….
Bakıyorum ; uçup giden serçenin ardından ….
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Teyzem HALİSE AKSU Anısına
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 17:20 |
Teyzem Halise Aksu Anısına
Ev sahibim;
Halise Aksu..
Benim teyzem yok....
Teyze anne gibidir,
Anne yarısıdır derler ya..
Sen anneme;
Kardeş değildin,
Fakat,
Sen benim;
Annemdin, teyzemdin..
Sana her zaman;
Teyzem teyzeciğim,
Derdim..
Sende bana;
Oğlum Ahmet,
Ahmet'im derdin...
İsmini;
Hiç söylemedim,
Oysa;
İsminde senin gibi,
Güzeldi..
Halise....
Soyadın da öyle;
Aksu...
Teyze; Teyzeciğim....
Sen adın, soyadın gibide;
Arı, duruydun,
Halise Aksu'ydun....
Ahmet oğlun;
Her zaman,
Seni anar....
Yattığın yer;
Cennet Mekan,
Olsun....
Teyzem;
Teyzeciğim..
Halise Aksu...
Ruhun Şad Olsun....
****************
Halise Aksu- İst.K.Çekmece
Kanarya Mezarlığı'nda;
Ebedi İstirahatgahı'nda.....
Ruhuna Fatiha...
(Ank.1995)
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Prof.Dr.Engin Arık
Şehir:
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 17:14 |
Prof. Dr. Engin Arık
Geleceğe umutla bakmak
Geleceğe
Değerli bilim insanı
Prof. Dr. Engin Arık gözüyle bakmak
Değerlerini kendinde tutmak
Tutabilmek
Kendin işlemek
Kendin üretmek
Ve güçlenmek ülkeyi büyütmek
Işığın Türk’ü yüceltecek
Işığın Türk’e güç verecek
Unutma Engin Arık
Işığında yürüyecek
Türk Gençliği
Ruhun Şad Olsun
***
Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Neşet Ertaş
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 17:10 |
Neşet ERTAŞ
Doğdun Neşet’tin.
Yaşadın Neşet’tin.
Şimdi de;
Hakkın Rahmetine
Neşet ettin..
Bilirim ki,sen;
Daima neşet eden olacaksın..
Yüzyıllarca gönüllerde;
Tekrar,tekrar
Neşet etmeye,
Neşet olmaya devam edeceksin..
Sen; Türk’ün türküsü,
Feryadısın..
“ Bozkırın Tezenesi”sin..
Neşet Ertaş;
Er kişiydin sen..
Bağrına bastığın taşları;
Türkü yapıp dışarı atandın,haykırandın..
Neşet’tin, Ertaş’tın..
Gönüllerde; Duygularını havalandıran,
Paylaşandın..
Öğreten,
Düşündüren,
Ağlatan,
Hatta; Oynatandın!
Yattığın yer cennet mekanı olsun..
Ruhun şad olsun; Neşet..
Seni asla unutmayacağız …
Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Işığı Görmeli
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 17:04 |
Işığı Görmeli
Her sabah uyandığımda
İzlerim onu gün gün aylar yıllarca
Bugün birdi dalında
İki üç beş on onbeş oldu
Her geçen zamanda
Penceremde Perde gerili
Güneşte sağdan geliyor odamda
Sol yanda açan çiçekler
Güneşe doğru hareket ederler
Erişmek için güneşe adeta
Baktım çok zorlanıyorlar
Odada yerine alışmıştım
Güzel duruyordu
O köşede ama
Eziyet oluyor dedim bir gün
Kaldırdım yerinden
Perdeyi sonuna kadar açtım
Koydum tam güneş gören yana
Renkleri değişti bana güldüler
Her yöne dallarında
Renk renk çiçek verdiler
Dedim kendi kendime
Işığı görmeli
Görmeyen gözlere perdeyi çekip
Işığı göstermeli
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
HARŞİT ÇAYI
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 16:58 |
HARŞİT ÇAYI
Harşit çayı
Neden
Hırçın akarsın
Acelen var gibi
Bir şeyler der gibi
Karadenize koşar
Koşar
Koşarsın
Bilirim
Gücüne
Güç katmak için
Acelen
Hırçınlığın
Dağların yayların
Özünü sözünü
Götürmek için
Sabırsızlığın
Sakın kuruma Harşit çayı
Sakın
Sakın
Harşit vadisinin
Şanlı tarihini
Bilirmisin
Harşit çayının
Sesini
Hiç dinledin mi
Sis dağlarının
Göz yaşlarını
Kop dağlarının
Ağıtlarını
Rum Rus Ermeni
Çetelerinin alçakça
Yaptıklarını
Ey Yüce Türk Milleti
Sakın bunları
Unutma
Hiç mi hiç unutma
Her yüzüne güleni
Dost sanma
Sakın
Sakın
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
Vedat ÇELİK
Şiir ismi:
GİT
Şehir:
Kayseri
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 16:17 |
Git ardına bile bakma
Hepsi bir damla sen ona bakma
Sen git aldırma hüznüme kederime
Git de sevinç ekle sevincine
Git gitde bir daha dönme
Hüzünlenipte sakın bir damla dökme
Git diyişim sana,sevmediğimden değil
Eğer bulursan, daha büyük bir sevgi durma önünde eğil.
Git artık hüznümün sebebi olsun
Gitde sevgin özlemim olsun
Senden son bir tebessüm isterim
Durulmaz artık öyle kabardıki hislerim
Kop artık gitte içimden
Sarhoş olmam korkma sade bir içimden
Üzüntüm yalnız senin üzülüşünden
Bırak bir hatıra kalsın aklımda gülüşünden
Sensizliği senle yaşamaktansa
Gitte anayım seni,gözlerim kurumasada
İçimde yaraolarak kalsanda
Çaldığım her kapıda ıskalasamda
Gitte doyası yaşayım sensizliği
Hissedeyim içerimde çaresizliği
Sana özlemim bırak içimde büyüsün
Yanağıma değil yaşlarım yüreğime süzülsün
Git git artık bırak beni kendi halime
Eşlik edeyim içimde en derin kederime
Git gitte yük olmasın yüreğim bedenime
Gitte anılarla gireyim kefenime
Gitte her gün bir yaş daha eklensin yaşıma
Gitte sensizlik yazılsın mezar taşıma
Git git artık daha fazla bekleme
Ne olur gitte yüreğime daha fazla elleme
Git diyorum sana gitte yüreğim büyüsün
Gitte özlemin içerimi bürüsün
Bak yanında ağlayamıyorum
Sensizliğe seninle doyamıyorum
Seninle olmak çok mutlandırıcı
Gidişin dönmen için umutlandırıcı
Sana değil belki kaderime yanmalıyım
Git artık sensizlik ateşinde kavrulmalıyım
Sana sen demeliyim hayalimde
Seni sen görmeliyim bu son halinde
Gitte yüreğim ıslansın gözyaşlarımda
Gitte sensizlik okunsun bakışlarımda
Çözüldü bak yüreğimin bağı
Kan oldu artık yaşımın her damlası
Yer,gök,dağ,taş şahit olsunki sevdim seni
Unutmam unutamam verdiğin son buseni
Bak ellerin üşümüş,bedenin solmuş
yüzünde en son tatlı bir tebessüm kalmış
Git amma sanmaki tek gidiyorsun
Giderken benide götürüyorsun
Git artık gitte rahat rahat ağlayayım
Gitte gözyaşımı ardın sıra salayım
Git ne olur gözlerim pınar olsun
İzin ver gözyaşım yoluna yoldaş olsun
Dur son birkez daha öpeyim
Seni toprağa değil Ben KALBİME göneyim
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:54 |
Hayal Treni İstasyonu
Sisler arasında bir istasyon ;
Uzunluğu kilometrelerce ..
İstasyon kapısında: “ Hayal treni istasyonu “ yazıyor .
Trene binmek için , bekleyen yolcular ……
Ellerindeki bilet tek gidişlik .
Karşıda ; istasyon içinde bir tabela görüyorum .
Tabelada “ Gitmek var dönmek yok! ! “ yazıyor .
Allah, Allah hayret; ilginç durum .
Yolcular biletlerini gösterip geçiyorlar .
Soru soruyorum sıradaki yolculara cevap yok .
Bende geçiyorum sıraya ;
Sıra bana geliyor ..
“ Biletin yok diyor “ soğuk ve kısık bir ses tonuyla kontrol memuru ..
“ Alırım “ diyorum “ Biletimi buradan “ ..
“ Buradan bilet verilmez “ karşılığını alıyorum .
Ve uzaklaşmam isteniyor ….
Çitlerinden atlayıp görünmeden ;
İstasyona kaçak giriyorum gizlice..
Hayal treni istasyonunda ;
Hayal treninin vagonlarına ….
Yavaş, yavaş tren hareket ediyor sessizce …
Hiç ses yok! ! kimsede kimseyle konuşmuyor ?
Her istasyonda yeni yeni yolcular biniyor ;
Hayal treni vagonlarına ..
Aniden; soğuk mu soğuk buz gibi bir el kavrayıveriyor, yakamı …
“ Gel bakayım buraya “ diyor kısık ve soluk ses, bakıyorum: kondüktör..
Vagondan yaka paça indiriyorlar beni aşağıya ;
Vardığımız bir sonraki hayal treni istasyonunda ….
Tüm vagonların pencerelerinden ; el sallıyor yolcular ..
Kimisi gülerek, kimisi ağlayarak ; ses çıkarmadan bana ….
Sisler arasından kaybolup giderken hayal treni ;
Bir odaya götürülüyorum kayıtlarıma bakılıyor: istasyonda..
“ Hayal treninde gidiş kaydın yok “
“ Zaten bu trenin bu istasyona bir daha dönüşü de yok! ! “ deniliyor ..
Sisler arasından uzaklarda bir ışık görüyorum …
Işık gitgide yaklaşmaya devam ediyor ..
Kuyudan gelir gibi ; sesler duymaya başlıyorum derinden …
Bu sesler arasından bir ses ;
Baba ! !
Babaaaa ! ! ! ! ! diyor …
Ve çıkarılıyorum ; bu sesi duyma anımda : hayal treni istasyonundan …
Işık büyüyor, büyüyor.. Işık büyüdükçe ;
Hayal treni istasyonu da gözden kaybolup gidiyor...
Işıktan gözlerimi iyice açamaz oluyorum.
Göz kapaklarımı kaldırmaya çalışarak ,
Kirpiklerimin arasından görmeye çalışıyorum ........
Dünya denen istasyona ;
Giydirilip indirilen : hayal treni yolcularıyız biz …
Her birimiz bir yerde ;
Dönüş istasyonları ; görünmezler ki nerede …
Bir sebep, bir neden ;
Dönüşümüzün takdiri ; bizi istasyona İndirenin elinde …
Beden kalır ruh yolcudur ; hayal treni vagonlarında: EBEDİYETE ….
“ Senden sonra geride: yalan dünyada kalan;
Bıraktığın izdir; konuşulacak olan.. “
Ağustos /2008
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
Vedatdündar
Şiir ismi:
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:53 |
Neriman,Neriman diye geçer akşamlar
Geceleri Neriman diye sayıklarım
Hergün görev başında hususi
Telefonlar Neriman gibi çalar
Havada Neriman’ımı solurum yanlızca
Kadehlerde Neriman’ımı içerim
Evde televizyon diye açarım Neriman’ı
Hayallerim rengarenk Neriman dolar
Karada Neriman,denizde Neriman,velhasıl
Bir Neriman’dır tutturmuş giderim
Kimdir bu Neriman diye sorsanız,inanın
Sizden çok ben merak ederim !...
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
KÜÇÜKLÜK SEVGİSİ
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:51 |
Her şeyin küçüğünü severim ben !
Kadının küçüğünü severim
Hayvanın küçüğünü okşarım hep
En beğendiğim parmağım,küçük parmağımdır
Oturduğum semt, küçük bakkaldır benim
Akşamları küçük bir rakı alıp içerim
En çok küçük çekmecede gezerim gün boyu
Korku filmi seyretsem,küçük dilimi yutarım !
Bu küçüklük sevgisi bende küçükken başladı
Küçücük boylu,küçük bir öğretmenim vardı
Küçük küpeler takan,küçük kulaklı
Küçüklük sevgisini bana ilk o aşıladı..
Lakin herşeyin küçüğünü sevsem de ben
Ne kadar çok,ne kadar sevsem de ben
Şuna inanın ki,iyi bilin ki dostlarım ;
Genede ”Küçük dağları,ben yarattım” Ben !...
Vedat DÜNDAR
..
|
|
|
Gönderen:
AHMET TEKİN
Şiir ismi:
Manolya Kokulu Saatler
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:49 |
Manolya Kokulu Saatler
Manolya kokulu saatlerde
Aşkın yokuşlarını
Tırmanır yüreklerimiz..
Sarmaşıkların sımsıkı ördüğü,
Daracık sokaklarda
Kırmızı güller serpiştirilmiş odalara
Düşer ayaklarımız,
Yorgun…
Gökyüzünün masmavi,
Bembeyaz bulutları arasından
Süzülüp dağılan
Güneşin ışıkları…
Ve rengarenk çiçeklerin
Yeşille dokunmuş
Resminin penceresinden;
Cırcır böcekleri
Bestesi ahenginde
Akan ırmağından duyarız,
Seslerini aşkın..
Kelebeklerin
Dansını seyrederken;
Su çağıltılarını dinleyip
Sessizce kayboluruz,
Mutlu …
Ahmet Tekin/Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
NURULLAH HOCA EFENDİ BULVARI
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:48 |
Dün beni "NURULLAH HOCA EFENDİ" bulvarında kıstırdılar
Hala laik yaşıyorum diye
Sopalarıyla düşüncelerime saldırdılar
Sanki kovacaklar diye....
Gafiller nerden bilecekler ölümsüzlüğümü
Zincire yatırılmış fikirlerimi nerden bilecekler
Sopamı dayanır bana, Taşa bağlı ip mi
Karanlıkta kahpe bir kurşun mu sıkarlar,artık
Yoksa darağacındaki zavallı ilmik mi....
Sökemediler beni benden, hiddetlendiler
Kanım bir anda pranga gibi yapıştı yüzüme
En öndeki sakallı kafir diye bağırıyordu
Vurun derken salyaları üstüme akıyordu.......
Dün beni "NURULLAH HOCA EFENDİ" bulvarında kıstırdılar
Zannettiler ki çırılçıplağım,
Zannettiler ki çığlık çığlıyayım,
Oysa hiç korkasım gelmedi
Hiç kaçasım gelmedi
Üstümde debelendiler, debelendiler
Hatta gülüyordum bile, gördüler
Bunu zannetmediler.............
Yıl 2026,10 Ekim Perşembe
Bugünden şair gözüyle hazırlanmış
Gelecekten bir enstantane..........
Vedat DÜNDAR
Meraklısına dip not: Bahse konu bulvar, şimdilik Atatürk adıyla kullanılan bulvardır....
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
BURASI BENİM ŞEHİRİMDİR
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:45 |
Burası benim şehrimdir
Ben bu şehirim
Burada gecenin öfkesi benimdir
Gündüzü benim.
Camdan bir tramvay gibi
Işığına böcek toplayan şafağının gölgesi;
Hemşerimdir...
Burada çamaşır ipinden yapılmıştır balkonlar
Kadınların ellerinde dolu dolu mandallar
Sanki kanatlanarak koştururlar
Hepsinde düzensiz bir telaş.
"Yavrum" diyor kadının biri çccuğuna,"düşeceksin"
Bir başka kadının saçları gözlerine dolaşıyor;
Eteği beline doğru uçarken, çorapsız bacakları
Koca şehrin içine karışıyor...
Burada gökyüzü daha fazla büyümez
Bulutlar binaların çatılarına sarılır;
Akşamları pasaklı bir yağmur başlar
Yağmur değil sanki çamur yağar.
Bu yüzden şehrin arabaları hep kirlidir
İşlerinden koşarak dönen adamların giysileri
Balkonlara çamaşır olarak serilir...
Burası benim şehrimdir
Buradaki her şey benim...
Kah balkondaki kadınımdır ben
Kah park yerinde kavga eden adam
Kah uykusuz kalmış seyyar satıcısı
Kah dükkan kepengini gürültüyle kaldıran
Belki bir şiire sızmış şair kazıntısı
Ya da izmaritini kaldırıma fırlatan ...
Belki köşelenmişimdir İnönü bulvarında
Dilencisini ben sanır insanlar
Karşımda onar katlı binalar
Açık bırakılmış bir pencereden girerim
Karanlıkta fosfor gibi parlayan
Tel örgülerim sallanır boşlukta...
Şimdi bunları yazarken biliyorum
Şiiri seviyorum elbette
Şiirin moruna ben de inanıyorum
Ölüme inandığım kadar
Bu şehre borcum var...
"Burada çamaşır ipinden yapılmıştır balkonlar"
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
İSA'NIN DOĞUMU
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:43 |
O gece habersizce yattı
Şahane heyecanı....
Ve sabrı tükenmiş cesaretiyle bekledi
Kararsızca avuçladı bekaretini,
Gözlerini bağladı,
Kulaklarını tıkadı,
Sanki özgürleşti ruhu
Narkoz alır gibi soludu havayı
Duyguları kayboldu
Bekledi,
Bekledi,
Bir anda ateşin parmakları rastgele uzandı,
Yıldızlar patlıyarak yol açtılar O'na
Karanlığın köşeleri dağıldı
Gökte ne varsa sağanak gibi koptu
Boşluk,boşluk olmaktan çıktı
Şimdi heryer,hiçbirşeydi
Gelen sadece oydu,ışık halinde
Ama ortada bilinen bir ışık dahi yoktu
Ve tanrı yavaşça Meryem'e dokundu !
Vedat Dündar
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
İSA'NIN ÖLÜMÜ
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:42 |
Bağ bozumu zamanıydı ama toplanmadı üzümler
O gece tahtadan haçı şekilsizce diktiler toprağa
Sabaha kadar uğraştılar ama haç tutmuyordu
Altını daha çok oydular,oydular
Sanki haç değil nefretlerini dikiyorlardı
Nihayet toprağa kaynadı nefretleri
Artık onu bu nefretle çakacaklardı çırılçıplak
Sabah olsun diye beklediler,
O gece ölü doğan kuzuyu kesip yediler.......
İsa ölmeden birgün önce,
Harmandan arta kalan toprağa uzanıp göğe baktı
Gürültülü yağmurda,iç çamaşırına kadar ıslandı
Yakında bir kadın,adet bezini kundak yaptı,çoçuğuna..
Sonra birdenbire dindi yağmur
Sönük yıldızlar badana olmuş gibi parladı
Acaba bağışlanacak kadar yıkanmışmıydı bu yağmurda,
Nerede hata yaptığını düşündü........
Her geçen an dinsizlerin nefreti büyüyordu
Bu karşı konulmaz bir sapkınlıktı
Bu öfkenin,ödenecek bir vergisiydi sanki.....
Sonra dağın tepesine doğru,kavuştu bulutlar
Akşamdan kalma bir yıldız duruyordu ayın çeperinde
Bağların çok olduğu yerde bir kulübesi vardı
İsa bu mehtapta oraya gitmak istedi
Ama yerinden kalkamadı;
Bekleyişi zahmetli bir endişeye dönüştü
Yorgun bir arayışla sustu gözleri,
Karanlığın köşesinden döküntü bir ışık buldu
Parlıyan küçük gölü farketti
Göle doğru yürürken,kıvamla tutuştu gene yağmur
Kırık bir taş attı suya,
Parmaklarıyla dokundu,
Oysa gölde aksi yoktu
Zoraki bir yel yaladı alnını
Issızlık heryere sinmişti
Özensizce yoğunlaştı sis karanlığın ardında.......
Onlar tam şafakla birlikte geldiler
Ellerinde hala yanan meşaleleri vardı
Geri kalanlar azgınca şevişmişlerdi gün boyu
Uykusuzdular ama çıldırasıya bağırıyorlardı
Salyaları çenelerinde kurumuştu!
Şarap düşkünü fahişeler önden koşuyordu.........
İsa yüzüne sürülen ışıkla uyandı
Bu daha şafağın ilk dakikalarıydı
Bacaklarına asılmış yorgunlukla kalktı
Şimdi yağmur sadece kımıldıyordu.
Badem bıyıkları,sakalıyla birlikte ıslanmıştı
Sanki heyecanları bayatlamış gibi mahzundu
Bedenini kabaca iterek döndü,
Önce sadece duydu,göremedi,sonra gördü
Sesler rüzgara sürünerek,gürültüyle geliyordu
Anlaşılmaz bağrışla ama anlaşılır niyetle koşuyorlardı
Sanki sayısızdılar lakin tek vucuttular
Fahişelerin tiz çığlıkları erkekleri bastırıyordu.......
İsa'yı kollarından tutarak sürüklediler
Sonra yaban kısrağını kamçılıyarak,peşisıra bağladılar
İliksiz sandaletleri ayaklarından fırladı
Kısrağı kovalarcasına koşturdular.
İsa'nın ayakları,taşlarla kesiliyordu
Şimdi kandan bir iz kalıyordu ardında
Kalabalıkta sanki bu kan izini takip eder gibiydi.......
Haçın yanındaki iskeleye çıkardılar onu
Vücudunu dengesizce yapıştırdılar haça
Önce ayakta kalması için avuçlarını çakacaklardı
Sivri uçlu demir yivler,birgün öncesinden hazırlanmıştı
Herbirinin üzerinde intikamdan kurumuş köpüklü
Tükürükleri vardı
Birinci yiv, sol avucunun ortasına girerken,Düşündü İsa
Tanrının oğlu bir mehdiye,bu mümkünmüydü ?
Acı duyabilecek olması,mümkünmüydü ?
Uzaklara,sere serpe başak tutmuş ekinlere baktı
Bu zulmette tebessümle Meryem anasını düşündü
Bir an nekadar üşüyüp,titrediğini farketti
İlk yiv girerken önce acıyı hissetmedi
Kendini hazırlamıştı,o Tanrı'nın oğluydu
Ama birden delirmiş bir alev gibi yandı eli
Sanki bir insanın hissedebileceği acıdanda fazlasıydı bu
Kanı kollarından böğrüne doğru,sıcacık aktı
Sağ eli çakılırken artık bayılma raddesine gelmişti
Şimdi kendi kanında yüzüyor gibiydi
Parmak kemiklerinin,etlerinden ayrıldığını gördü
Elleri tahta haça adeta yapışmışçasına gerilmişti........
Ayakları çakılırken,artık büsbütün ırzına geçiliyormuş gibi
hissetti
Hazırlıksız yakalanmış acısı,hayretinden çok daha büyüktü
Adeta bir şekilden,başka bir şekile dönüşüyor gibiydi
Baskın bir korku duydu gözlerinde,
Uzakta gördüğü başak tutmuş ekinler,
alevlerle tutuşmuşçasına,kızıllaşmıştı
Artık bağıran çağıran o kalabalığı görmüyordu
Yeşile çalan bir maske gibiydi suratı
Şimdi bir anda yeniden yaratılmayı bekledi ama,
Ne uzakta,ne yakında, Tanrı'nın eli yoktu
Gerçekler öylesi bir pusu kurmuştu ona
Son tükürüğünü yutacak mecali dahi kalmamıştı..........
Birdenbire yağmaladı kendini,buzlaştı
Delice ağlayışını kimseler görmedi
Bir mehdiye bunlar olamaz diye düşünürken,
ÇÖLDE KALMIŞ,ŞAŞKIN BİR BEDEVİ GİBİ,ÖLÜME TUTUNUP,
GİTTİ !...
Vedat derki:Tahayyürler,herzaman,gerçeklerden daha büyüktür
Çünkü onların sınırları yoktur.
Vedat Dündar
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
BİR ŞAİRİN SON NEFES TASAVVURU
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:39 |
Sıcağı,sıcağına koşarsınız
O anı bilirsiniz ,orada
Uzanmışımdır yada
Kıvrılmışımdır boyunca.....
Bir bankanın bekleme sırasında olabilirim
Bir lokantanın açık büfesinde
Şehir kütüphanesinde mesela
Hani Atatürk bulvarının tam ortasında
Ne bileyim belki bir göl kenarında
Yada belki bir mitingte pankart taşırken..
Gözlerim hâlâ yarı açıktır,görürsünüz
Dilim kıvrılsın istemem
Zincirlenmiş gibi hareketsiz yatarım
Düşerken gömleğimin bir düğmesi kopmuştur
Muhtemel ayakkabımın biri fırlamıştır
Hani burnum kanamıştır filan
Ne gam !..
Acil, hemen cevap vermez telefonlara
Birisi nefesime kadar eğilir
Birisi anlarmış gibi göğsüme dokunur
Bir kadının yarı çığlığını duyarsınız
Beş metrekareye on insan sığışır
Çevrende hep beraberdir panik
En az bende panik !.......
Artık yarı açık gözlerimle fersiz bakarken
Sıkışacağı kadar sıkışır şerit
Hayalini son bir kez tadarım gözlerimde
Altmış yıl bir kadın sevdim,ben
Altmış yıl bir kadın beni sevdi
İşte ben bu yüzden kendime acımıyorum şimdi
Bu dolu hayatım hiç boş kalmadı onunla
Sevgisiz bir saniyem bile olmadı
Başımı yasladığım zaman,dünya benimdi,koynunda
Şimdi biliyorum ambulans Mithatpaşa caddesini çığlıkla döner
İlerde üç katlı market vardır
Dibinde meşhur o seyyar köfteci
Yan tarafta boyası eskimiş kreş
Bahçesinde birkaç velet
Ambulans durmaz geçer..
Sonra viyadükten sağa sapar
Karşıda koca vali konağı
Önünde iki polis laflıyor
Solda ticari taksinin tehlikeli manevrası
Sarı ışık,
Kırmızı ışık,
Direk
Geçersiniz….
Şimdi hastaneye varmadan,köşede
O meşhur dolunay pastanesine gelmektesiniz
Üçyüz metre kalmıştır
İkiyüz metre,
Elli metre,
Derken ,
Tam önüne
Gelirsiniz,
Geçmeden!.....
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
YARINDAN SONRAKİ DÜNDÜ
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:37 |
Yarından sonraki dündü
Sana çıktığım gün
Suçlu bir keyfim vardı
şimşeklerden gökgürültüsü yapmıştım
Korkum kağıttan kayıktı
Sanki yasaklarımla sevişecektim
Oysa yasağın kendisi bendim
İlk basamakta geri dönmek istedim
Hatıralarım hayallerimin önünde
Beni sana doğru çekti
Gece yazdan kalmaydı ama
Bu benim baharım değildi
Birden yabancılaştı sakinliğim
Serseri bir şüphe ile doldu yüreğim
Yağmur tembihlenmiş gibi durdu
Kapını kaygıyla çaldım iki kez
Tam iki kez çığlık çığlığa
Bekledim gölgeme saklanarak
Bekledim
Anahtarda bir kilit sesi kırıldı
Sonra guatırı büyümüş yaşlı kadının
Biri açtı kapıyı
Seni sorduğumda gölgelendi
Öldü dedi yavaşça
Ölmeyi haketmişçesine,
Garabeti hızma gibi burnunda
Utangaç bir köpeğin tasmasını tutuyordu
Gözleri yoktu öfkesinde
Sözleri yoktu, anlayamadım
Bir anda bıyığı büküldü gecenin
Darası buharlaşarak saflaştı
Bekaretine sarılmış Meryem anaya benziyordu kadın
O anda feryadımın içine aktım
Yarından sonraki dündü
Sana çıktığım gün
Suçlu bir keyfim vardı
Şimşeklerden gökgürültüsü yapmıştım
Korkum kağıttan kayıktı
Sanki yasaklarımla sevişecektim
Oysa yasağın kendisi bendim !
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
ONLAR BİZİM KÖYLÜLERİMİZ
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:35 |
ONLAR BİZİM KÖYLÜLERİMİZ
Onlar bizim köylülerimizdir
Hergün yaylanın toprağını öperler
hergün güneşin koltuk altında
Esmerlenir tenleri kavrularak
Sağlıksız yaşlanırlar...
Korkuluk gibi dururlar ölümün önünde
Ölümü korkutamadıklarını bilerek
Sanki kaderlerinin altında ıslanırlar
Yıldızlar kadar insanlar...
Onlar bizim köylülerimizdir
Onlar sıcağın delindiği yerde birikirler
Sanki monologdur hayalleri
Nesneleri terden sırılsıklam
Karanlığa kadar çalışırlar
Oysa karanlık bir kanaviçedir
Aydınlanmak için karanlığı yakarlar
Bir kayanın tepesinde...
Onlar bizim köylülerimizdir
Sanki bir labirentin içinde,çaresiz
Hergün güneşi çapalayarak, bölüşürler
Yorgunlukları şiir gibidir
Mermiden misket olmuştur gözleri
Terleri gevşeyerek damlacık olur
sanırsın kokusu lavantadan...
Onlar bizim köylülerimizdir
Onlarki her yaştan
Ama birisi varki,
Çevresinden utanır sanki
Saydamlaşmıştır ıssızlığı,
Kaşlarının arası tüfek gibi çatılmıştır
Fistanının düğme deliği öylesi açık
Tüm gün tarlanın en başında
Tanrı'yla gizlice konuşuyor, sevinmeden
Altmış yaşında yaşında ihtiyar bir kız
Gelinlik yüzü görmeden
Çapasını sallıyor hergün
gizlenmeler serpiyor yüreğine
Erkek eli değmeden...
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
SENKRONUM TUTMUYOR
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:33 |
SENKRONUM TUTMUYOR
Bazen durup dururken,
Sen aklıma geldiğin zaman
Zembereğim kurulur
Sanki dinamitim patlar tenhamda
Yüreğimin yırtmacı açılır
Yağmurla yıkanmış bir rüzgarda
Düşüncelerim boğulur,savrularak
Kendi çevremi dolanırım ,ben
Astarıma sarılarak...
Kendimle buluşmakta direnirim
Hasretime çalkalanırım bazen
İçimdeki senkronum tutmaz
Boyumdan daha uzundur gölgem
Bedenimden düşürdüğüm zaman,
Ben kalkarımda yerden
O kalkmaz...
Oysa hiçbir zaman bilemezsin
Ben senin sokaklarını sevdim,hep
Ayağını değdirdiğin parke taşlarını
Tenini ıslatan yağmurlarını
Sende kalan nafile gecelerimi
Umursamazlığını sevdim
Sırf sen sevdin diye
Kendi içime çivilenip,gizlice
Senin sevgililerini sevdim,ben !...
Şimdi korkuyorum eve giderken
Bu körkütük gecenin sessizliğinde
Yağmur okyanus gibi gözlerimde
Felaketin yörümgeme girmiş
Veresiye bir aydınlık içinde
Kapıyı açıyorum,
Telefonum çalıyor,aniden
Sanki kendi kendimi arıyorum,ben !!!
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
ayşe
Şiir ismi:
Şehir:
İstanbul
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 15:02 |
ughm
|
|
|
Gönderen:
mehmet Aluç
Şiir ismi:
GÖNÜLLERİ TUTMALI
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 14:46 |
Sevda âşık olmak değildir
Âşık olmak el ele tutuşmak değildir
Âşık olmak gönülleri tutmaktır
Dertlerle sevinçlerle aynı denizde beraberce yüzmektir
Akıyorsa gözlerinde yaş
Kalpler kırıksa neye yarar bu baş
Koş sevdiğine dinsin bu yaş
Gülüyor bak sana koştuğun bu aşk.
Hissetmek dokunmak değildir
Bilmekte acıları paylaşmak değildir.
Bilmek, hissetmektir dertleri sessiz feryatları
Aşk ile sevgi ile koşmaktır merhem olmaya dertlere sessiz feryatlara
Sevmek, âşık olmak değildir
Aşk özgürlük vermektir, aşka
Şekil vermeden olduğu gibi yaşamaktır
Sorgulamadan Sevmektir, sevmek aşkı yaşamaktır
Akıyorsa gözlerinde yaş
Kalpler kırıksa neye yarar bu baş
Koş sevdiğine dinsin bu yaş
Gülüyor bak sana koştuğun bu aşk
Kul Mehmet Duy feryadı figanı
Duymazsan feryadı figanı
Bir gün gelir seni bulur, yıkar gönül evini
Bırak benliği gör dünyadaki tüm zenginliği
Yıkasın günahlarımızı aşk-ı tövbe
Gülsün gözlerimiz Muhammed aşkı ile
Coşsun gönüllerimiz islam-i pınar ile
Alınlarım şereflensin huzur-u secde ile
|
|
|
Gönderen:
mehmet Aluç
Şiir ismi:
SARILSIN GÖNÜLLER AŞK-I MUHAMMEDİ İLE
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 14:26 |
Gecenin derin sessizliği ve huzurunda
Karanlığın derin karanlığında
Sessiz esen rüzgâr'ın sessizliğinde
Aşk fısıldıyor kulaklara kendi deminde
Kalk ta dinle gecenin derin sessizliğinde aşkı dinle
Secde et, huzur bul huzura ersin şeytana uyan nefsin seninle
Karanlığın derin karanlığında bak ta gör aşkı gözünle
Karanlığı yırtan ışığıyla kalbin aşkı görsün kendi gözüyle
Kalk ta dinle Sessiz esen rüzgâr'ın sessizliğinde fısıldayan aşkın serinliğini
Aşka susayan kor alev yanan bedenin, aşkın serinliğinde bulsun sensizliği'ni
Kalk ta dinle gecenin karanlığında aşkın fısıltısını, bulsun sessizliğindeki bensizliği'ni
Bedenin aşk cennetinde, aşkın pınarında lezzet tatsın bilsin, bulsun aşkın kimliğini
Koşar aşka susayan, merhamete susayan, gönüller şevk ile
Aşkın engin denizinde yüzer cananı ile aşkın demi ile
Kul Mehmet seyreyler aşkın pınarında aşkın masumiyeti ile
Tüm gönüller içsin bu aşk şerbetini seven âşık, maşuku ile
Aşk ile parıldar aşkı içen gözlerde aşk elmas gibi
Aşk ile Kalpler çarpar, görünce koşar sevdiğine ve dertlere, ilaç gibi
Aşk ile ayaklar derman bulur, koşar tüm insanların dertlerine, merhem gibi
Aşk ile hayat mutluluk bulur tüm insanlar, yaşar gönül,gönül'e kardeş gibi.
Haydi, beklemeden hemen içelim aşkı
Görsün zalimler gönüldeki merhameti ve aşkı
Görsün vicdansız gönüller sevgiyi ve aşkı
Gözlerinde dökülsün pare, pare bin pişmanlık yaşı.
Kul Mehmet coştun yine bugün secde ve aşk ile
O aşk ki, tutuyor gökyüzünü ayaksız direksiz, aşk ile
Dökülsün gözlerinde yaşlar aşkın harı ile aşkın masumiyeti ile
Yıkasın günahlarını Seherde öten Şeyda bülbüller ile
Sarılsın tüm sevenler nazlı gülüne şevk ile
Sarılsın coşsun aşkın kadehinde dökülen aşk ile erisin
Son bulsun defterler, harf, harf aşkı arayan kalemler, son bulsun
Yarattı, Âlemi ol Aşkı Muhammed ile kalemler mürekkepler onunla son bulur
Bir damla aşkı gönüllere akıtan
Akıtıp ta cennetlerde köşklerle, Kevser suyu yaratan
Yaratan Rabbimin, Merhameti ile o Kevser'de, Habib'i aşkı ile bizleri buluşturan
Tüm gönüller birleşsin, birlik olsun o aşk-ı derman ile.
Nazargah-ı ilahidir, Aşk-ı Muhammedi'dir bu aşk
Tüm müminleri LİVA-ÜL HAMD, sancağında buluşturandır, bu aşk
Nur-i Çeşm-i dir gözlere, gönüllere kondurulan Bûsegâh-ı Enbiyâdır bu aşk
Âlâ Resûlinâ Salâvat
Rahman, gözlere, gönüllere sürmeyi nasip eylesin
Dünyada ve ahiret'te tüm gönüllere bu aşk'ı.
|
|
|
Gönderen:
mehmet Aluç
Şiir ismi:
BİR YOL OLSA İDİ
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 14:21 |
Beraber yürüyeceğimiz bir yol olsa diyordu
Koskoca Şehir'e sığamıyordu
Tövbe etmişti
Gözyaşı dökmeyecekti
Nisan yağmuru gibi ağlamayacaktı
Sırdaş olmuştu ağ sularla, akmayacaktı
Emanet bırakmış gibi mazi tekrar sokaklarda
Hayalet olmuş giyinmiş hatıralar beyaz elbiselerle sokaklarda
Etrafında keskin bakışlarla hatıralar geziyordu
Tutulmuş yol ve kervan gidilmiyordu
Gözler yalvarışta güçsüz umarsız bakılmıyordu
Gönlü yıkık, üzgündü, yeniden inşa edilmiyordu
Beklenen hediye gelmez muştu ile gönüllere
Vebal diz boyu sığmaz sokaklara yüreklere
Sokaklar sıra, sıra tabutlar dizilmiş soğuk
Gölgeler soluk ürkek ve donuk
Gözler beklemekte coşkuyu ile muştuyu
Ruhları yeniden hayata bağlayacak o coşkuyu
Gözler heybelerde bir umutla bir parça bekler o muştuyu
Sanki seninle başlayacak yarınlar, kucaklayacak o coşkuyu
Pencerede kuşlar beklemekte ürkek
Rüyalarında çılgınca koştuğu özlemler titrek
Ve yokluğunun sızıntısında bu bedenim titrek ve ürkek
Beklenen o yar avluda açan bir çiçek
Özgürken tutsak ayaklar koşsa da gelse
Dilinde umut türküsü ve birleşen gönüller öpülse
Meyleden kalpler biten sızılar la o yare gidilse
Beklenen rüyanın hazzı ve kavuşmanın özlemi ile ölüm gelse
Heyecanı ile sarılan kolların kırıklığı ile gözler mahzun
Muştularla beklenen gözlerde kapanışla sözler mahkum
Başka baharlara kaldı gözlerdeki yalvarış akan yaşlar mah sun
ve kavuşma bekler kalplerde, kollar mahkum diller mahkum.
|
|
|
Gönderen:
GÜLCAN ÇATALBAŞ
Şiir ismi:
AŞKTA BÜTÜN MESELE
Şehir:
K.Maraş
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 13:49 |
Hakkımdan fazlasını istedim, hayattan
Belki de bu yüzden
Hakkımdan azını verdi, hayat bana
İtiraf ediyorum, haklıydın
Ağlamak ayıp değildi
Gülmekten daha gerçekçiydi
O gün, ağladığında;
Dokunamadım, gözyaşlarına
Cebimdeki mendile kıyıp, gözyaşlarını silemedim
Ağladığın şeyi,yani sevdayı küçümsedim
Bununla da yetinmedim
Güldüm sana
Hem de delirmişçesine
Oturdum, ağladım sonra
Kimse ağladığımı görmüyordu ya,
Ben de ağladım doya doya...
Diyemedim, kendime bile neden ağladığımı
Söylemeye dilim varmadı
"Aşk!" yüzünden ağladım
Adına "Aşk!" diyemedim...
Aşka en yakın kelimeler buldum, kendimce
"Alışkanlık!" deyip, kestirip attım, en sonunda
Sevmeye alışmaktı,
Sadece, benimki...
Asla "Aşk!" değildi
Yüreğimde bir çıranın, yanıp bittiğini
Kalbime değen son parçasınında yandığını;
Hissettim..
Aşkın ateşi yakarken beni
Duymamak için acımı
Buz yerine, tuz attım kalbime
Kalbimde ki ateşi
Tüm vucudum da duyduğumda
Birşey diyemedim kimseye
Seni görene kadar;
Erkekleri ağlamaz sanırdım
Ağlayan sadece kızlardı, bildiğim.
Seni gördüm; ağlıyordun.
Gözyaşlarını; küçümsedim
O damlalardan, denizlerin oluştuğunu görmedim.
...Ve birgün ben
O denize düştüm
Hemde yüzmeyi bilmeden
İtiraf ediyorum;
Sevda yüzünden ağlamak ayıp değildi
Hatta ölmekte!
"Aşkı" bulmaktı bütün mesele!
.
|
|
|
Gönderen:
Yasin Yılmaz
Şiir ismi:
Ebabil Kanadı
Şehir:
İstanbul
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 12:31 |
Alaca kuşların kanatlarına batık yelkenlilerin rüzgarını bağlayıp almaya geldim seni
Siyah lekelerin örttüğü camların ardından ıslak gözlü çocuklar gibi bakarak
Avuçlarımdaki çizgilerde yıllardır koşan kır atların sesleri arasında.
Bir kış masalı gibi huzur yayan sesine
İçinde fırtınalar saklayan nefesine
Yıllar yılı mesafeden kızgın çölleri aşıp
İs değmemiş gözüme alevler bulaşıp geldim.
Zincirinden boşalan köpekler kadar korkak
Heyecana gark olmuş kelimeler satarak
Muammalı hecelere destanları katarak
Dilime söylenmemiş yalanlarım batarak
Almaya geldim seni dinleyeceksen beni
Eskiyen kitapların sayfaları içinde
Kaybettiğim bir kadını aramaya koyulup
Çok ömürler evvelinin bugünü rayiçinde
Lehvi mahfuz üstüne iki baş harf oyulup
Yılların yorgunluğu sırtımdaki veballe
Evvelki başbağımın ağarttığı yerlerden.
Delicesine peşinden koşmaktan olsa gerek
Taş yolların üstünde terler biriktirerek
Saniyeler içinde anlatıp sana beni
Bil sen beni diyerek, almaya geldim seni.
Ellerime martılar dolanırken önünde
Yüzümde açan gülü senden saklayamazdım
Sen bilmezsin belki ama ben hergünün dününde
Yalnız sana okunacak nice şiirler yazdım
Gözlerinde melekler kirpiklerine nazır
Yeşillikler örerken gözlerimin şavkına
Ben mısralar dizmiştim görünsün diye hazır
Yıllar sonra yüzüme yansıyacak aşkına.
Yalnızlığın tanrıyı kıskandırmasın diye
Sana kırık kalbimi ediyorum hediye
Baksan bir kez yüzüme kelimler filizlenir dilimde
O kelimelerden seçip birini bana hep sevgilim de.
Sözlerin sıyrılıp bir kılıç gibi kından
Teşekkür ederim yaralamadı beni
Baktığımdan yüzüne bak bu denli yakından
Gördüğüm hiçbir yar alamadı beni
Kalbim gözlerinin unutulmuş müstemlekesi
Ordularım muzaffer olamıyor gül yüzüne
Sensizlikte güneş bile gökyüzünün lekesi
Ve binlerce dolunayım feda bir gündüzüne.
Sesin çok uzaktan geliyor, bulutları perdeliyor
Yüzünün değmediği geceyi ebabiller deliyor
Birer yıldız olsa sözlerin düşüncemin ufkunda
Herbirini yaksam avucuma sensizlik dolduğunda
Duman karanlığında ayak sesinden yoksun
Ömür yolunu terketmezsem bir şair gibi çıplak
Bakir topraklara güzü serpiştiririm usulca
Yokluğuna başkaldırıp dönüp dağlara baksam
Gemileri seyretsem rüzgarlarımı yaksam
Sanma ağlamayacağım çünkü benimde kalbim var
Senelerdir beklediğim gözlerin üzre çarpar
Ve elbette her güzel şey ermeli nihayete
Saçlarının ucundaki boncuklar kadar sessiz.
Dudaklarını bitiren kıvrımlar gibi eşsiz.
Elveda sevdiğim güzel günler elveda,
Sana doğru attığım bir adımdır her veda .
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Tekin
Şiir ismi:
TÜRK
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 08:29 |
Ben Anadolu’yum, ben Güneşim,
Tabiatla haşır neşirim, Tabiatım,
Ben Toprak, ben yağmur, ben yıldırım,
Bent’im ben, bentleri en iyi ben kurarım,
Sel olup akar, bentleri yine ancak ben yikarim,
Biliyorlar, bilmeliler çünkü Güneş benim,
Söndüremezler, Sönmez benim güneşim,
Çünkü gündüz benim, gece benim,
Yıldırım, yağmur sel benim,
Dağ benim, Dağlar benim, Dağ Benim,
Türk’üm, türküyüm söylenirim dillerde,
Gökyüzü benim, Ay benim, Yıldız benim,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
|
|
|
Gönderen:
Roni Bayram
Şiir ismi:
Çocukluğum
Şehir:
Diyarbakır
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 06:13 |
kelebek gider bu dünyadan
ömrü kalır
ve oyuncak bir gecenin zamanı başlar
tanrının küstah bakışları altında
yukarıdan aşağıya
soldan sağa
Şimşekler ulaşır beynine
çakmak taşlarından arta kalan
yetmez aydınlatmaya karanlığı
geriye
korkan bir çocuğun
çözümsüzlüğü kalır
Sarılıp yokluğunuza
iyi geceler anne
iyi geceler baba
yarın bayram
uyandığımda
çocukluğum dursun başucumda..
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Bir Elinde Helke
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 01:24 |
Bir Elinde Helke
Bir elin de helke, pınara gider
Al yazma başında, benzer al güle
Salını, salını, çeşmeye gider
Çabuk dön evine, git güle, güle
Al yazmalı güzel, yazman nişanın
Bağlısın dinine, vardır imanın
Görünür meyvesi, olgun fidanın
Köye özlemidir, yaşam insanın
Şırıl, şırıl akar, su kurnasından
Geceleri öten, bak turnasından
Düğünlerde çalan, hep zurnasından
Kültürü bellidir, oynamasından
Davulun tokmağı, vurdukça oynar
Düğünde kazanlar, durmadan kaynar
Kız evinde hüzün, kalpleri yanar
Damat ailesi, sevince konar
Kızlar helkelerle, daim su çeker
Kağnı gider yolda, iz yapar teker
Tepsiden dağılır, avuçla şeker
Erkekler düğünde, halaylar çeker
Gelenekler bir, bir, köyden kaçıyor
Eskiye özlemler, gönül açıyor
Şehirler de yaşam, ölüm saçıyor
Sade köy hayatı, kucak açıyor
28.02.2007
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Tekin
Şiir ismi:
Keşkeler
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Mayıs 2013, Pazar 00:23 |
Hayatın akışında bazen,
Zamanı hiç umursamazsın ..
Saatlere bakmazsın ; Akrep kaçta! Yelkovan Kaçta..!
Bazı anlarda ise ; Geçmesin, dursun dersin zaman..
Doyasıya yaşamak için hayatı
Sevdiklerinle..
İşte böyle! !
Nafile bekleyişler; Pişmanlıklar,
Yaptıkların, yapamadıkların.. Keşkeler..
Saat ve zaman; akreple, yelkovan..
Akrep kaçta, yelkovan kaçta.. Önemi var mı?
Saat durmuş neden..?
Ya kurulmamış, Ya pili bitmiş..
Bunlar olmadan zamanı yaşayamaz,
Adım bile atamaz ; Akreple, yelkovan..
Ya ömrün saati,akreple, yelkovanı..
Hani nerde, ne zaman! !
Belki de ; Bir elvedaya dahi fırsat vermeyecek zaman..
Eyvahları olmadan,yaşanılası istenen; yaşanan zaman..
Boşa, boş yere geçirilen ; Eritilmiş,tüketilmiş zaman..
Bir zaman, iki zaman , Üç zaman …!
Üç zaman,iki zaman; ve,
- Bir saniye! ! Saat kaç? : Akreple, yelkovan.!
- “ Bir zaman “
Saatler durmadan; Akıp gitmeden zaman,
Takip et; gözünde olsun, akreple yelkovan..
Ahmet Tekin
(Şair Ahmet Tekin)
|
|
|
Gönderen:
İsmail Değmen
Şiir ismi:
Vuslat Bahçesi
Şehir:
Kütahya
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 19:52 |
Gerçeklerin ateşiyle buharlaşan hayallerimiz
Bir bahar sabahı bizi nisan yağmuruyla ıslatır
Bir vuslatın hasretiyle kavrulmuş yüreklerimiz
Izdırabının mühlet saatine yaklaştığını anlatır
Gurbet, yad eller değil canandan ayrı düşmek
Kavuşmadan ölenlere patlar sadece mezar
Gurbetinde yoksa kalbim seninde sevilmek
Vuslat bahçeni elbet gözyaşların hazırlar
Hayallerine düşlerine hep canan girerdi
Dindirirdi acılarını rüyalarında sana konuşup
O sağanak yağmurların inişini seyret şimdi
Vuslat bahçene akıttığın gözyaşlarını unutup
|
|
|
Gönderen:
serdar börekçi
Şiir ismi:
HAYATIM SANA FEDA
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 14:47 |
HAYATIM SANA FEDA
BİLEMEZSİN Kİ SENİ NE KADAR SEVDİM
BU BAYRAMDA SENİ GÖREMEDİM
HAYATIM SANA FEDA BİLEMEZSİN
ARADAN KAÇ SENE GEÇTİ
HAYATIMI SANA ADADIM
BİLEMEZSİN SENİ NE KADAR SEVDİM
UNUTURUM SANMIŞTIM AMA OLMADI
GÖZLERİM YOLLARDA SENİ BEKLİYOR
KALBİM SENİNLE BİLEMEZSİN
GÖZ PINARLARIM KURUDU SANA AĞLAMAKTAN
HAYATIM SANA FEDA BİLEMEZSİN
|
|
|
Gönderen:
serdar börekçi
Şiir ismi:
AŞK ACISI
Şehir:
Manisa
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 14:43 |
NEDEN KORKUYORSUN AĞLAMAKTAN
NEDEN KORKUYORSUN SVMEKTEN
İLK AĞLATMADINMI SEN BENİ
GİTME GİTME YAŞAYAMAM BEN KAL GİTME
AKŞAMDAN SABAHA KADAR SENİ DÜŞÜNÜYORUM
GÜNEŞİN DOĞUŞUNU SEYREDERKEN HEP AĞLIYORUM HEP SENİ DÜŞÜNÜYORUM SENİ
GÜLLERİN İÇİNDE GONCASI SENSİN DİKENİNDE BENİM
UNUTMAK MÜMKÜNMÜ BÖYLE BİR AŞKI SÖYLE MÜMKÜNMÜ
YILDIZLAR KAYIYOR BİR DİLEK TUTUYORUM BİR SENİN İÇİN BİR KENDİM İÇİN
YILDIZLAR KAYIP DÜŞÜYOR ONLARI BİRER BİRER TOPLAYIP GÖKYÜZÜNE ASIYORUM
BİR SENİN İÇİN BİR KENDİM İÇİN
|
|
|
Gönderen:
Yanis Bozikis
Şiir ismi:
Vakt-i zaman Ada-i Kebir (Büyükada -Prinkipos)
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 14:38 |
Vakt-i zaman Ada-i Kebir(Büyükada -Prinkipos)
Prinkipos’un cilvesi
Kalbimi yakar gider,
Cıvıldaşır kuş sesi
Yar sinemi deler.
Kenarında Marmara
Sahilleri bir şehvet,
Dört tepesi kullara
Nazlı serin bir servet.
Ayi Yorgi ve Hristos
Adaların temeli,
Süsü Lonca,Platanos
Nesillerin evveli.
Macari’ye yanaşır
Fenerbahçe ekspresi,
Paytonları kaynaşır
Kıvrım kıvrım hepisi.
Façyo’dan hep yayılır
Çiroz,midye kokusu,
Şarkılarla anılır
Lunapark gazinosu.
Nizam’dan ta Maden’e
Gezsem büyük turunu,
Anlatsam genç aleme
Aşıkların yolunu.
Çamlarda Ana sesi
Öz bağrımı yaktırır,
Kırların menekşesi
Geçmişimi andırır.
Dört yanını benzettim
Güllerin has rengine,
Gönlümü hayran ettim
Süslü bahçelerine.
Prinkipos’un öyküsü
Sıkıntılı bir keder,
Kayıptır görüntüsü,
Elbet döner bir seher.
Yanis Bozikis/Atina(Yunanistan)-2010
|
|
|
Gönderen:
mahir çakır
Şiir ismi:
Bahar Yaprakları
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 14:22 |
Bu sıralar loş sevdalardayım,
Yanıp sönen lambaların
Yüzüme vuran gölgeleri,
Sebepsiz fırtınalarda
Kaybolmuş heyecanlardayım
Şu aralar boş masalardayım
Dolu umutlar kirli tabaklarda,
İçime çektiğim kahve kadar
Hatırı kalmayan sözlerle
Bir yudum sevginin kenarındayım
El sallıyor koş sevdalı adımlardayım,
Kıyıya vuran yüreğimde çakıl taşları
Tertemiz,aşk içinde yosun bağlamış
Yakamozlar ışıldar pencerende bu akşam
İşte o parıldayan son mehtaplardayım
Galiba vakti gelen hoş telaşlardayım,
Bir garip ivedilikten öte benimki
Sanki kalbimin aynasında avare
Ne olur gel dercesine öksüz
Durup bekleyen duraksız yollardayım...
|
|
|
Gönderen:
Feyzanur ÇETİN
Şiir ismi:
sen
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 14:01 |
Zamanın yıldızlarıydı aslında ruhumu aydınlatan
Seni bana getiren bir güneş vardı bir de ay
Çünkü bir tek onlar aydınlatır dünyayı
Bir de sen…
Gözlerinin beklediği yerdeyim sevgilim
Ellerinin uzanabileceği kadar yakın
Nefesini hissedecek kadar seninleyim
Bekledim, bekliyorum bekleyeceğim gelmeni
Güller serpiştireceğim yollarına olduğu kadarıyla
Yanımda olduğun her saniye daha çok seveceğim seni
Ve bir gülümsemenle sevindireceksin yüreğimi
Belki fazla durmadan çekip gideceksin
Ama yar gitse kapıdan hasreti gelmez mi?
Peki, sen gitmeden soruyorum
Bu aşkı yaşamaya yaşatmaya gerçekten değmez mi?
|
|
|
Gönderen:
Feyzanur ÇETİN
Şiir ismi:
Durma yağmur durma
Şehir:
Sakarya
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 13:59 |
Durma yağmur durma
Sende dök gözyaşlarını ayda bir kavuştuğun toprağına
Sitem et ayrılığına, hep sakla onu hayatında
Gökyüzünden bak sevdiğine, ve hep gülümse onun her rengine
Dök içini mesela, seni çok seviyorum de
... Doya doya sar onu her gidişinde
Ve tekrar geleceğim de dönüş zamanı geldiğinde
De ki;
Kıpır kıpır bir sessizlikte, heyecana bürünsün seni her bekleyişinde
Masumluğunu, mahcubiyetini sev her zaman
Sev ki;
Uluorta gizlesin ama herkese anlatsın seni
Ama bir tek sen bil onun seni nasıl sevdiğini.
|
|
|
Gönderen:
Feyzanur ÇETİN
Şiir ismi:
Zaman
Şehir:
Sakarya
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 13:57 |
Bir saate sığdırdık mı yalnızlığımızı
Susar elbet zamane çocukları
Taşıyabilir miyiz dertleri güçlü olmamıza rağmen
Yoksa sadece lafta mıdır bütün o üstünlüğümüz
Susacak zaman var mı peki söyleyin
Konuşmaktan yorulmaz mı dilimiz
Yoksa hep artacak mı bu hiç bitmeyen isteklerimiz
Kaybolsak bir gün şehrin kalabalığında
Arayacak, merak edecek birini bırakır mıyız arkamızda
Yoksa hakkını veremeyiz mi kaybolmanın
Sorarım size bir faydası olacak mı saklanmamızın
Bir mahsuru yok değil mi kavuşunca sarılmamızın
“ Beni anlayacağını biliyordum “ ne kadar samimidir sizce
“ Sen daha iyilerine layıksın “ ne kadar gerçeklik taşır bir sevgide
Karşımızdakini uzaklaştırmak neleri götürür bizden bir günde veya koskoca ömürde
Sabır taşını çatlatır mıyız acaba bir gün bizde
Neler olacağını bilebilir miyiz önümüzdeki zaman diliminde…
|
|
|
Gönderen:
Feyzanur ÇETİN
Şiir ismi:
Anladım Seni
Şehir:
Sakarya
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 13:55 |
Ben galiba anladım seni
Özür dilemek için haykırışlarını
Yalnızlığınla başa çıkmak için bana ihtiyaç duyduğunu
Seni sevdiğimde anladım
Bir çocuğun annesinin eteğini tutup bırakmadığı gibi
Seninde bana öyle tutunmak istediğini anladım.
Ve ben seni bir inancın yüceliğinde sevdim
Bir denizin dalgasıyla sürüklendim gözlerine.
Ve sevgili bir ömür talibim yüreğine.
Senin için sessizliğini büyüten toprak
Senin için ağaçlarda kalan yaprak
Şimdi senden bir cevap istiyor.
Saçlarında ilkbahar yaşıyorum
Kalbimde hep seni taşıyorum.
Ve ben seni anlıyorum...
Seni seviyorum.
Seni seviyorum.
|
|
|
Gönderen:
GÜL ERDENCİ
Şiir ismi:
ÖZLEDİM SENİ ANNEM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 13:39 |
ÖZLEDİM SENİ ANNEMM
SEN YARATILMIŞLARIN İÇİNDE
EN DEĞERLİ VARLIKSIN ANNEM
SEN BAŞA TAÇ DEĞİL YÜREKLERE İLAÇSIN ANNEM
SEN OLMASAN NEFES ALMAK ZOR ANNEM.
VER ÖPEYİM ELLERİNİ ANNEM
IŞIK TUT BANA GÖZLERİNİ AÇ ANNEM
SEVGİ DOLU SÖZLERİNİ SUN ANNEM
ÇOK ÖZLEDİM SENİ ANNEM .
SENİN SEVİNÇ GÖZYAŞLARINI
SENİN ŞEFKATİNİ ÖZLEDİM ANNEM
SENİN SICACIK KUCAĞINI ÖZLEDİM ANNEM
ARTIK NEFES ALMAK İSTİYORUM ANNEM.
VER ÖPEYİM ELLERİNİ ANNEM
IŞIK TUT BANA GÖZLERİNİ
SEVGİ DOLU SÖZLERİNİ
ÇOK ÖZLEDİM SENİ CANIM ANNEM
AĞAÇLAR KALEMİM OLSA ANNEM
DENİZLER MÜREKKEBİM
GÖKYÜZÜ DEFTERİM OLSA ANNEM
SENİ ANLATMAKLA BİTİREMEM
KALP ATIŞIM SENSİN ANNEM.
ÖYLE HASRETİM Kİ SANA ANNEM
ÖZENMİŞ GÖZLERİM BULUTLARA
YAĞAR HER GECE YASTIĞIMA
ÇOK ÖZLEDİM SENİ CANIM ANNEM._CANGÜL_
|
|
|
Gönderen:
Oğuzhan
Şiir ismi:
Anlam
Şehir:
Kırıkkale
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 11:37 |
Karanlık her yer sen olmayınca
Ne gündüzün bir anlamı var ne gecenin seni anmayınca
Adının olmadığı her söz oldu bizim için anlamsız bir beyan
Her şeye anlam katıyorsun ey ilk yaratılan Son Sultan
|
|
|
Gönderen:
derya çarkı
Şiir ismi:
sen ve ben
Şehir:
Kastamonu
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 10:59 |
Zaman durur mu ansızın
Her şey yok olur mu dersin
Toprak inim inim inlerken
Susuz kalmış bir gül gibi solarken
Bir küçük kız
Şimşek çakarken gökyüzünde
Yağmur yağar mı yeryüzüne
Varken bir ümit ışığı
Kayıtsız kalmak mıydı
İstediğin
Hayatı bir kenara sıyırıp atıp
Acıtmak mı yüreğimi en derinden
Sebepsiz yere ağlamak mı
Becerebildiğin
Gülmek mi
Terkettiğin
Sonradan mı geldi aklına
Bir görünüp bir kaybolmak
Belkide oyunun bir parçasıydı
Hı ne dersin
Yarınımı bilmem ama
Bugünüm senin için
Sadece senin için
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
DENEME
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 10:05 |
celal topbaş
DENEME
Çok aradım seni gülde
Güldürmedim yüzümü bir günde
Sevdim seni mor menekşe,sümbülde
Aşık oldum sana dünde ,bugünde
Garip ettin,şu garibi gezdim yaban elde
Aradım seni derya ,deniz,gölde
Hayalin düşer, gittiğim yolda
Hasretin esen yelde,akar gider selde
Sevda dudağında bal şerbetin
Akıl almaz o güzel aşkın lezzetin
Anlaşılmaz, söylenir garip garip dilde
Gönüller ağlaşır garip,garip telde
Bülbül düşmüş gönül gülde
Çok aradım seni,çölde
hayalin gördüm gonca,gülde
|
|
|
Gönderen:
fatih tahiroğlu
Şiir ismi:
Aşk Yanığı Bedenlerimiz
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 06:35 |
aşk ilk ağladığında başladı kelebekten tırtıla yolculuğumuz
“ümmü zer’le gıfari aşkın asr-ı saadeti
ne çok benziyorduk birbirimize
ahh çekilmiş tesbih tanelerinde”
kağıt gemilerin pinokyo tayfasıyla
aşamadık kırılmaz dalgaları
hangi yalan gün görse
yaralandı güvertemiz
sulandık ayrılığın eşkaline
hiç bilmediğim
hiç de sen olmayan bir nedenle
batırdık kurşun gibi denizi
can havli bir eylüle
o kadar çok konuştuk ki
bıçak açmadık aşka
eskiten geceye taş atan çocuklar kadar
yıldız çalan kadardı müebbetimiz
korkak ve cüretkâr
bir buluttan dökülüp
birbirine değmeyen yağmur damlaları gibi
ayrık inkarlar olduk şimdi
kim bilir aynı gökyüzünde olduğumuzu
soramadık içimizin güneşine
bedenler yaradanda
semazen ellerimiz
ışık içip karanlık kustuk
aşkı başkasına verdik
dönemeden yandık
dönemedik kayıp kimliğimize
sakalık avuçlarıma çizili kader sayende
her seferinde seni yakıp
söndürülmüş kül yığını ağıtlara döküyorum
karalanmış kağıtlarda
nicedir ahvalim bilir misin
doğu yanım buz kesiyor
yüreğime örttüğüm eski bir anı
ki her yanından giriyor şerbetli kılıç
yani bal tadında ölümsün
doğu/m sancısı ancak şimal yıldızına hasret
bir avuç gökyüzü sığınağı işte hayalin
yani uçuşma yorgunu kanatlarımı kesen
yıldırım gibi geçiyorsun hayatımdan
yıkık sokaklarımın perişan benliğinde
hukuksuz işgal ediyorsun sevişmelerimi
yani tamda bir meydanın ortasına düşen
üç noktada idam ediyorsun
teşhirci kesişme hayalleriyle
biz asıyorum bir odanın duvarına
eksik gamzeler çiziyorum yanaklarımıza
tırnaklarımı geçirdiğim yüreğimin kan kokusuyla
ki bizden çiğ düşse aklının izbe kenarlarına
siliniyorsun ağır ağır a(l)nımdan
boğazımda yutkuntuyla arza giden çığlığım
çözemediğim kördüğüm
yarama yapışan ter kadar acıtıyorsun canımı
ne zaman aşk desem
azı dişinden girdi şeytan cennete
ve biz kovulduk yine
şimdilerde dişimden tırnağımdan arttırıp
etimden kemiğimden kesiyorum seni
dizelendiğin bir şiirin kuytusunda
yine de mürekkep kokusuna sarmalayıp
bir rahlenin bitiminde
candan aminlerin
emanetine saklıyorum seni
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
ÖLÜSÜNÜ GÖREN ŞAİR
Şehir:
İzmir
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:55 |
Beni İstinye'de öldürdüler, gördüm
Anlayamadım neden vurduklarını
Soramadım, korktum...
Kırbaç gibi şaklıyan bıçağın ucunda kaldım
Bir an havalandım sandım, yabani rüzgârla
Bir anda çakıldım toprağa...
Sonra yumuşadım,kendi canımın üstünde kıvrıldım
Çorak ışıkların bedenimi nasıl çözdüğünü gördüm
Sessizce karanlık geceye demlendim
Kanımın tadını tattım dudaklarımda...
Sabah olmasın istedim beni görmesinler diye
Bomboş sokakta süzülerek yattım
Halinden memnun bir tebessüm içinde güvenle
"ŞİİRCE ÖPTÜM ÖLÜMÜN SESİNİ"
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
BATAKLIK ÇİÇEKLERİ
Şehir:
İzmir
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:49 |
Hiçbir suçtan hüküm giymemiş
Kara damlı mahpuslardır onlar
Pencerelerinde parmaklık yoktur, ama
Taşı bağırlarında kırarlar...
Gayri meşru bir kaderin, kederi gibi
Başını kopardığımız çiçeklerin, dallarıdır onlar
Ölmeden kendi tabutlarına sokulmuşlar.
Kimisi sanki ailesinin pisliğidir
Kimisi kocasının sillesi
Kimisi ihanetin öfkesi
Kimi tuzakların cilvesi
Kimisi paranın sıcak nefesi
Yaşamaya hevesli midir, onlar.
Sanırsın gülerek bakarlar sana
İçki ve uyuşturucuyla harmanlanıp
Beş kat makyaj altında saklanırlar.
Muhtemelen birisi benim bacım olabilirdi
Birisi ise sizlerden birinin
Oysa çok iyi biliyorum ki, çok
Hepsi benim bacımdır, onların
Ve hepsi sizlerin…
İşte şimdi utanarak kapanırım sessizliğime
Utanırım kendi günahımdan
Ben olmasaydım derim, ben olmasaydım
Cinsimin bu vicdansız talebi olmasaydı
Olmazdı bütün bunlar...
BAŞINI KOPARDIĞIMIZ ÇİÇEKLERİN, DALLARIDIR ONLAR
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
SIFIR NOKTASINDAYIM
Şehir:
İzmir
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:46 |
Karanlık bir sessizlikte bilirsiniz
Yanlızlık ampul gibi patlar
Bir tür gizlenme arzusunun
Kemiğe döner acısı
Merhametine sarılır ,şefkatin
Cömertçe...
Oysa sevgilerine inanırdık eskiden göklerin
Omuzlarına kadar sarılırdık sıcaklığına
Gözlerin karanlığımı gizlerdi
Yıldızları birlikte koklardık
Denize dokunmadan şiirler yazardık,biz
Seviştikçe...
Bilmiyorum ne oldu da
Neden yıldızlar bıçaklarını çekti
Bir işaret verdi serçe parmağının ucu
Neden kabuklandı ki şefkatin
Korkularıma mermerlendi tükettiklerin
Yüreğime günahların evcillendi
Beni terkettiğin gün
Sessizce...
Şimdi sana gösterdiğim yerde bir şey yok
Sokakta yanan lambanın yaşlısıyım
Gömülü yastığımda uykularımdan geçiyorum
Gecenin bacasındayım
Kendimi sayıyorum geriye doğru
Artık sıfır noktasındayım,ben !
Özgürce...
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
BEN BU ŞEHİRİM
Şehir:
İzmir
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:43 |
Burası benim şehrimdir
Ben bu şehirim
Burada gecenin öfkesi benimdir
Gündüzü benim.
Camdan bir tramvay gibi
Işığına böcek toplayan şafağının gölgesi;
Hemşerimdir...
Burada çamaşır ipinden yapılmıştır balkonlar
Kadınların ellerinde dolu dolu mandallar
Sanki kanatlanarak koştururlar
Hepsinde düzensiz bir telaş.
"Yavrum" diyor kadının biri çccuğuna,"düşeceksin"
Bir başka kadının saçları gözlerine dolaşıyor;
Eteği beline doğru uçarken, çorapsız bacakları
Koca şehrin içine karışıyor...
Burada gökyüzü daha fazla büyümez
Bulutlar binaların çatılarına sarılır;
Akşamları pasaklı bir yağmur başlar
Yağmur değil sanki çamur yağar.
Bu yüzden şehrin arabaları hep kirlidir
İşlerinden koşarak dönen adamların giysileri
Balkonlara çamaşır olarak serilir...
Burası benim şehrimdir
Buradaki her şey benim...
Kah balkondaki kadınımdır ben
Kah park yerinde kavga eden adam
Kah uykusuz kalmış seyyar satıcısı
Kah dükkan kepengini gürültüyle kaldıran
Belki bir şiire sızmış şair kazıntısı
Ya da izmaritini kaldırıma fırlatan ...
Belki köşelenmişimdir İnönü bulvarında
Dilencisini ben sanır insanlar
Karşımda onar katlı binalar
Açık bırakılmış bir pencereden girerim
Karanlıkta fosfor gibi parlayan
Tel örgülerim sallanır boşlukta...
Şimdi bunları yazarken biliyorum
Şiiri seviyorum elbette
Şiirin moruna ben de inanıyorum
Ölüme inandığım kadar
Bu şehre borcum var...
"Burada çamaşır ipinden yapılmıştır balkonlar"
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
E-1248-3/5
Şehir:
İzmir
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:40 |
Onu bulduklarında nüfusu yoktu
Belki bir ismi dahi olmamıştı
Onaltı,onyedi yaşlarında kara bir oğlandı
Ne yağızdı,ne yiğitti,sırf sakalsızdı
Ve bir daha hiç sakalları da çıkmayacaktı
Onu ilk gören çoçuklar haber vermişler çevreye
Çevrede galeyanla uzanmıştı polise
Bir sonbaharın sabahında bulmuşlar onu
Dere kenarında iple boğulmuş vaziyette
Toprağa mayalanır gibi uzanmış
Dilini yalıyormuş gibi dudaklarının üstüne koymuş
Hani biraz da yüzünde gizli bir tebessüm var.....
Omuzunun üstünden çevirdiler naaşını
Kekremsi bir tatla kapanmıştı gözleri
Çamurları sıyırdılar parmaklarından
Alnındaki kiri temizlediler,
Ceplerini yokladılar,
Sararmış bir kağıt mendil çıktı,yırtık
Bir de sekizde durmuş ucuz bir saat...
İki saat savcının gelmesi beklendi
Sonra daktilonun tuş sesleri ırmağın incecik deresine
karıştı
Birden sessizlik koyulaştı ,
Sonra meselenin bir parçasıymış gibi bekledi kalabalık
Kısaca sorulara bildik hiçbir cevap yoktu
Kol ve bacaklarından tutarak soktular çuvala
Alışık bir vaziyette çektiler fermuarı
Artık ortada ölü falan yoktu
Şimdi yeni gelinin çeyiz bohçası gibi olmuştu..
Götürdüler şehrin morguna
Burada ölüler buz tutuyordu
Ayak baş parmağına tabela taktılar
E/1248.3-5 yazdılar
BU onun hiç olmuyan nüfus kimliği oldu
Artık tuhaf bir adı vardı
Belki soyadı bile içinde yazılıydı...
Soruşturma bir ay sürdü
İki yeni yetme polis bir ay gezindi
Bu sürede hiçbir telefon çalmadı
O bir ayda tek bir ihbar gelmedi
E/1248.3-5 morgda iyice dondu
Kimsesizliğinde Otopsisi dahi yapılmadı...
Biray birgün sonra gömdüler onu
Boğularak faili meçhul yazdılar
Dosyası arşivde tozlu raflara kalktı
Kimsesizler mezarlığında kimsesizdi
Hoca o gün izinli olduğu için
Onu sadece toprağı kazanlar gömdü
Karısıyla telefonda kavga eden
Bir de polis vardı kayıt yapan....
Adı gibi toprağında,taşı da olmadı
Duasız bir yolculuktu bu onun için
Belki gittiği yerde bile tanımıyacaklardı
E/1248.3-5 neydi ki
Belki bir ayda orada sürerdi soruşturması
BU sürede yanar mıydı,donar mıydı bilinmez
Belki oradada kalabalık meraklı bir grup toplanırdı
Artık zebanisimi gelirdi cebrailimi yoksa özel yetkili
savcısımı
Tutarlardı tutanak
Dirilemiyor diye
Belki sabırları taşardı iyice
Kimdir bu E/1248.3-5 diye
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
DÖRT GÜVERCİN
Şehir:
İzmir
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:37 |
Dört güvercin indi mahpushaneye
Dördüde ak güvercin;
Biri yaralıydı,ezelden muzdarip
Biri ölümü anlatıyordu sanki
Biri vatanı kefenle kuşanmış
Özgürlüğü soyuntu gibi kucağında
Tek sıra kızıl avluda......
Dördüncü güvercin müşkülat içinde
Fehim gözlerinde memleketinin özlemi
İçin,için ağlasada bir vakur
Kimseye duymasada hiçbir vahdet
Esaretin ihtivası içinda mütehassis
Dördüncü güvercin illegal sürgünden hikmet
Kubbesiz eflakta bir NAZIM HİKMET
Vedat DÜNDAR
HAMİŞ: Nazım Hikmet'in "DÖRT GÜVERCİN" şiirine ithafen
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
BİR ŞAİRİN SON NEFES TASAVVURU
Şehir:
İzmir
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:34 |
Sıcağı,sıcağına koşarsınız
O anı bilirsiniz ,orada
Uzanmışımdır yada
Kıvrılmışımdır boyunca.....
Bir bankanın bekleme sırasında olabilirim
Bir lokantanın açık büfesinde
Şehir kütüphanesinde mesela
Hani Atatürk bulvarının tam ortasında
Ne bileyim belki bir göl kenarında
Yada belki bir mitingte pankart taşırken..
Gözlerim hâlâ yarı açıktır,görürsünüz
Dilim kıvrılsın istemem
Zincirlenmiş gibi hareketsiz yatarım
Düşerken gömleğimin bir düğmesi kopmuştur
Muhtemel ayakkabımın biri fırlamıştır
Hani burnum kanamıştır filan
Ne gam !..
Acil, hemen cevap vermez telefonlara
Birisi nefesime kadar eğilir
Birisi anlarmış gibi göğsüme dokunur
Bir kadının yarı çığlığını duyarsınız
Beş metrekareye on insan sığışır
Çevrende hep beraberdir panik
En az bende panik !.......
Artık yarı açık gözlerimle fersiz bakarken
Sıkışacağı kadar sıkışır şerit
Hayalini son bir kez tadarım gözlerimde
Altmış yıl bir kadın sevdim,ben
Altmış yıl bir kadın beni sevdi
İşte ben bu yüzden kendime acımıyorum şimdi
Bu dolu hayatım hiç boş kalmadı onunla
Sevgisiz bir saniyem bile olmadı
Başımı yasladığım zaman,dünya benimdi,koynunda
Şimdi biliyorum ambulans Mithatpaşa caddesini çığlıkla döner
İlerde üç katlı market vardır
Dibinde meşhur o seyyar köfteci
Yan tarafta boyası eskimiş kreş
Bahçesinde birkaç velet
Ambulans durmaz geçer..
Sonra viyadükten sağa sapar
Karşıda koca vali konağı
Önünde iki polis laflıyor
Solda ticari taksinin tehlikeli manevrası
Sarı ışık,
Kırmızı ışık,
Direk
Geçersiniz….
Şimdi hastaneye varmadan,köşede
O meşhur dolunay pastanesine gelmektesiniz
Üçyüz metre kalmıştır
İkiyüz metre,
Elli metre,
Derken ,
Tam önüne
Gelirsiniz,
Geçmeden!.....
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Selçuk KIVRAK
Şiir ismi:
SENİ İSTİYORUM
Şehir:
Bursa
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:31 |
AŞIK OLMAK İSTİYORUM
HANİ DERLER YA DELİ GİBİ DİYE
İŞTE AYNEN ÖLE
KENDİMİ UNUTMAK İSTİYORUM
ONU DÜŞÜNÜRKEN
AKLIMA HER GELDİĞİNDE,
GÖZLERİM GÜLSÜN
YÜZÜME BAHAR GELSİN İSTİYORUM
AŞIK OLMAK İSTİYORUM
DÜNYA YA HAYKIRMAK
ONU NE KADAR ÇOK SEVDİĞİMİ
HERKES ONU KISKANSIN İSTİYORUM
ONU ÇOK SEVDİĞİM İÇİN
ÖYLE BİR AŞK OLSUN İSTİYORUM Kİ
DİLLERE DESTAN
NE ŞİRİN KALSIN AKILARDA NEDE FERHAT
GIPTAYLA BAKSINLAR BİZE
LEYLA İLE MECNUN
ROMEO VE JUİLET
AŞK DENİNCE AKLA BİZ GELELİM İSTİYORUM
BEN SENİ DELİ GİBİ SEVMEK İSTİYORUM
BENİM SEVGİME BİR ÖBÜR KATLANMANI
ÇOCUKLARIMIN ANASI
EVE DÖNÜŞ SEBEBİM OL İSTİYORUM
|
|
|
Gönderen:
Vedat DÜNDAR
Şiir ismi:
YARINDAN SONRAKİ DÜNDÜ
Şehir:
İzmir
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:28 |
Yarından sonraki dündü
Sana çıktığım gün
Suçlu bir keyfim vardı
şimşeklerden gökgürültüsü yapmıştım
Korkum kağıttan kayıktı
Sanki yasaklarımla sevişecektim
Oysa yasağın kendisi bendim...
İlk basamakta geri dönmek istedim
Hatıralarım hayallerimin önünde
Beni sana doğru çekti
Gece yazdan kalmaydı ama
Bu benim baharım değildi...
Birden yabancılaştı sakinliğim
Serseri bir şüphe ile doldu yüreğim
Yağmur tembihlenmiş gibi durdu
Kapını kaygıyla çaldım iki kez
Tam iki kez çığlık çığlığa
Gölgeme saklanarak bekledim
Anahtarda bir kilit sesi kırıldı
Sonra guatırı büyümüş yaşlı kadının
Biri açtı kapıyı...
Seni sorduğumda gölgelendi
Öldü dedi yavaşça
Ölmeyi haketmişçesine,
Garabeti hızma gibi burnunda
Utangaç bir köpeğin tasmasını tutuyordu
Gözleri yoktu öfkesinde
Sözleri yoktu, anlayamadım
Bir anda bıyığı büküldü gecenin
Darası buharlaşarak saflaştı
Bekaretine sarılmış Meryem anaya benziyordu kadın
O anda feryadımın içine aktım...
Yarından sonraki dündü
Sana çıktığım gün
Suçlu bir keyfim vardı
Şimşeklerden gökgürültüsü yapmıştım
Korkum kağıttan kayıktı
Sanki yasaklarımla sevişecektim
Oysa yasağın kendisi bendim !!!
Vedat DÜNDAR
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Engelliler * Her * Gün * Hatırlanmalı
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:25 |
Engelliler * Her * Gün * Hatırlanmalı
Senede bir kez değil, her gün eller verelim.
Tatlı dil, güler yüzle, hep yardıma koşalım
Bunlar bizim evlatlar, kardeşimiz diyelim
Tatlı dil, güler yüzle, hep yardıma koşalım
Engelliler canımız, bizler çare olalım
Bu kardeşlerimize, hep imkanlar sunalım
İşsiz olanlara da, daim işler bulalım
Tatlı dil, güler yüzle, bak hal, hatır soralım
Tutalım ellerinden, engelleri aşalım
Halimizden dolayı, şükrümüzü yapalım.
Sevincimize sevinç, beraberce katalım
Tatlı dil güler yüzle, birlikte yaşayalım
Sende ki her nimetin, bir külfeti olacak
Sen elinde olandan, hesabın sorulacak
Engelli olanlar da, hep muaf tutulacak
Tatlı dil güler yüzle, haydi mutlu olalım
Engelliler ahrette, azaları tam olur.
Kadere asi olma, orada huzur bulur.
Asi olan insanlar, burunlarından solur
Tatlı dil güler yüzle, sonsuz sadet bulalım
Her halimize karşı, daima şükredelim
Beterinde beteri, olduğunu bilelim
Yoktan bizi var eden, Allah'ı zikredelim
Tatlı dil güler, yüzle, kale gibi duralım
Her yerinde yaralar, yaralar cerahatli
Yaraların üstünde, kurtları çok dehşetli
Yaşantısı herkese, çok ders verir ibretli
Tatlı dil, güler yüzle, kendimize soralım
Eyyüb düşen kurtları, alıp yerine koyar
Onun sabrı çok büyük, imanı küfrü boğar
Kokunun dehşetinden, dostları ondan kaçar
Tatlı dil, güler yüzle, ellerinden tutalım
Nihayet kurtlar onun, diline de ulaşır
Cerahat ve kokular, ağzına da bulaşır
Sonunda göz yaşları, irinlere karışır
Tatlı dil,güler yüzle, Şafi’ye yalvaralım
Eyyüb “Ya Rabi” dedi, lisanıma ilişti
Zikre manidir diye, durmadan dua etti
Duası için ona, temiz vücut bahşetti
Tatlı dil, güler yüzle, irtibatlar kuralım
Ülkemizde on milyon, engelli bulunuyor
Kimisi doğuştandır, kimi sonra oluyor
Çeşitli çarelerle, imkanlar aranıyor
Tatlı dil, güler yüzle, imkanlardan sunalım
04.12.2007
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Gönüllerde Açan
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:21 |
Gönüllerde Açan
Bütün kâinat onun ilminden yaratıldı
İlmi her şeyi tuttu ilminden kaçan olmaz
En üstün varlık insan akılla donatıldı
Ölüm vakti gelince ondan da kaçan olmaz
Dünyaya gelişinde büyük bir davan vardı
Nefis ve şeytanların bak seni nasıl sardı
Bunlar ile savaşıp kazandıkların kardı
Dünyada hiç ekmeden ahrette biçen olmaz
Sevdiklerimiz bir, bir gidiyorlar oraya
Çok büyük değer verme burda mala paraya
Yoksa koymazlar bizi cennet denen saraya
Ellerimizden tutup kapıyı açan olmaz
Sırat kıldan incedir kılıçtan keskin derler
Allah’a abd olanlar şimşek gibi geçerler
Ona isyan edenler cehenneme düşerler
Burak’a hiç binmeden köprüden geçen olmaz
Yaratılış gayemiz Rabbe imanla dolmak
Sıfatlarıyla bilip ona gerçek kul olmak
Allah’ın çok sevdiği Resulüne hep uymak
Efendimize uyan orda el açan olmaz
Allah’ın kitabını çok iyi anlayalım
Dünya ve ahirette hem huzurlu olalım
Burada cahil olup orada yanmayalım
Düştük mü pençesine ecelden kaçan olmaz
Karahasanoğlu’yum bunları söylüyorum
Öyle günahkârım ki dualar ediyorum
Allah’ımdan herkesin affını istiyorum
Affetmezse kulları Kevser'den içen olmaz
10.11.2007
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Gül Gibi Soldu
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:15 |
Gül Gibi Soldu
Geçti hatıralar, bir hayal oldu
Sana olan hasret, bak nasıl soldu
Ruhuma cehennem, ateşi doldu
Sana olan hasret, gül gibi soldu
Kalbime bir hançer sanki sapladın
Ayrılık yolunu, sen hesapladın
Zehirli dumanla, beni kapladın
Sana olan sevgi, gül gibi soldu
Aç kapını bana, kapatma dedim
Senin hasretini, ekmekle yedim
Hicranla diyetin, peşin ödedim
Sana olan arzum, gül gibi soldu
Yok artık seninle, bir işim kalmadı
Vuslat haberin sal, gönlüm almadı
Kalbime bu acı, kökler salmadı
Sana olan aşkım, gül gibi soldu
24.10.2001
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Hain * Nefsim * Gel
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:12 |
Hain * Nefsim * Gel
Bütün nimetleri Rabbimiz verir
İlahi Rızayı, huzuru kazan
Cemale nazarla, benlikler erir
Ucuzdur nefsim gel, Rahmeti kazan
Vaktinde namaza, çağıran ezan
Başa gelir elbet, kaderde yazan
Nefsin dizginini, tutup da kızan
Ucuzdur nefsim gel, Cenneti kazan
Daima huşuyla, namazı kılan
İnşallah kurtulur, hep hakta kalan
Farzı ifa eden, bak abdı olan
Ucuzdur nefsim gel, Hikmeti kazan
Onu bulmaz isek, halimiz harap,
Sonunda cesedim, olacak türap
Yolunda gitmezse, sanki bir serap
Ucuzdur nefsim gel, Ahreti kazan
Ahret için burada, sen ne ekersen
Meyvesi içinde, ağaç dikersen
Öbür âlemde de, elbet biçersin
Ucuzdur nefsim gel, Nimeti kazan
El, ayak tutarken, gözler görüyor
Azrail ansızın, hemen örüyor
Bak ecel ömürde, izim sürüyor
Ucuzdur nefsim gel, Serveti kazan
Nankör nefsim artık sen kendine gel
İmanın nuruyla benliğini del
Sana hayat veren rahmet sunan el
Ucuzdur nefsim gel, hak İlmi kazan
Karahasanoğlu, nefsin ıslah et
İmanın günaha olsun büyük set
Rabbim her an versin katından hikmet
Ucuzdur nefsim gel, Rahim’i kazan
05.12.2007
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Hâlâ Edepsiz
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:09 |
Hâlâ Edepsiz
Bu yaşa geldi de kuldan utanmaz
Kalbine imanın zerresin sokmaz
Pislik deryasında kaldı arlanmaz
Hâlâ edepsizdir Allah’tan korkmaz
Görmedi hiç secde kılmadı namaz
Çalar, çırpar hala çok da yaramaz
Herkes seyircidir kimse kınamaz
Hâlâ edepsizdir Allah’tan korkmaz
Bayram gelir geçer derler binamaz
Bir kere de olsa nefsin kıramaz
Ellerin duaya hala açamaz
Hâlâ edepsizdir Allah’tan korkmaz
Rahmet tarlasına tohum saçamaz
Buna sebep olan haktan kaçamaz
Makbere girince rahat yatamaz
Hâlâ edepsizdir Allah’tan korkmaz
Helal lokma yemez pek çok yaramaz
Kimse onun için kaşın çatamaz
Şerlidir yüzüne kimse bakamaz
Hâlâ edepsizdir Allah’tan korkmaz
Saldırır dindara kimse vuramaz
Kodese girmeden rahat duramaz
Yatar çıkar kimse hatır soramaz
Hâlâ edepsizdir Allah’tan korkmaz
Pazara gitse de bir şey satamaz
Heybesi süslüdür helal atamaz
Pişmiş sütüne de maya katamaz
Hâlâ edepsizdir Allah’tan korkmaz
Toplumdan ayrıdır hiç de uyamaz
Nasihatler etsen yine duyamaz
Taş üstüne taşlar koy de koyamaz
Hâlâ edepsizdir Allahtan korkmaz
Yaralı parmağı sar de saramaz
Çalıp çırpma olsa çok yaramaz
Bu gün içme desen evde duramaz
Hâlâ edepsizdir Allahtan korkmaz
Çiçekler kuruyor bakıp sulamaz
Öyle çok içer ki evi bulamaz
Cenazeler olsa orda olamaz
Hâlâ edepsizdir Allahtan korkmaz
Ölenler ibrettir dersler alamaz
Başında dur desen biran kalamaz
Böyle gider ise hakka varamaz
Hâlâ edepsizdir Allahtan korkmaz
Rızkına çalışıp kendin yoramaz
Sofraya otursa hem de doyamaz
Diline de doğru sözü dolamaz
Hâlâ edepsizdir Allahtan korkmaz
23.06.2009
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
İrtica Var
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 01:01 |
İrtica Var
Yorumdan neler oldu
Yaz kızım irtica var!
Hak dedi hapis oldu
Yaz kızım irtica var!
Köşe başını tutar
Senelerdir yer yutar
Başkasına suç atar
Yaz kızım irtica var!
Rabbim bunlardan koru
İrtica deli zoru
Kafada aynı soru
Yaz kızım irtica var!
Kendini böyle gizler
Hep menfaati izler
Şeytan gibi hep gözler
Yaz kızım irtica var!
Ortaçağı yaşıyor
Durmaz yara kaşıyor
İnsan buna şaşıyor
Yaz kızım irtica var!
Nikâh yolunu kapar
Hakkın yolundan sapar
Haktan başkasın tapar
Yaz kızım irtica var!
Ezan duydu mu kaçar
Frenk meşrebe uçar
Milletten kopuk yaşar
Yaz kızım irtica var!
Tabut görse el tutmaz
Helal lokma hiç yutmaz
Temizinden mal satmaz
Yaz kızım irtica var!
Artık pilleri bitti
Aktörler hapse gitti
Oyun cana tak etti
Yaz kızım irtica var!
Kirli işlerde bunlar
Her ihtilal de kunlar
Sirkatten yüzün unlar
Yaz kızım irtica var!
02.02.2011
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
İslamiyet Hayata Hayattır
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 00:56 |
İslamiyet Hayata Hayattır
Hayat meşakkatle bulur hem kuvvet
Hayata hayattır bak İslamiyet
Müslüman içindir elbet uhuvvet
Hayata hayattır bak İslamiyet
İman hem hayata hayat olmalı
İmanın nuru kalbe dolmalı
Küfrün filizini derhal yolmalı
Hayata hayattır bak İslamiyet
Ayrılık çok acı insandır çeken
Bak sabırla bekler buğdayı eken
Sabırla şükürdür bize gereken
Hayata hayattır bak İslamiyet
Zekatlar fitreler emridir dinin
Yeri yoktur dinde hasedin kinin
Öleni getirmez yas ve eninin
Hayata hayattır bak İslamiyet
Yalan, fitne, fesat yakışmaz bize
Birlikle düşmanı getirdik dize
Kuran der birlikten güç doğar size
Hayata hayattır bak İslamiyet
Beşer yasasından korkar uyarsın
Kuranın emrini daim duyarsın
Haram helal deme cebe koyarsın
Hayata hayattır bak İslamiyet
Kimse beni görmez diye suç işle
Yakalansan ceza var bu gidişle
Pişman olacağın bir suçu dişle
Hayata hayattır bak İslamiyet
Rabbin melekleri kayıtlar yapar
Kul ancak yaratan Allah’a tapar
Azgın olanlar insan hak yoldan sapar
Hayata hayattır bak İslamiyet
Kuran kendisine rehber Resulün
Uy Resule değer bulsun mahsulün
Birden her tarafı kaplar husulün
Hayata hayattır bak İslamiyet
Bu dünya misafir yeridir bildik.
Bak Resule ümmet olup seçildik
İmtihan için bu dünyaya geldik
Hayata hayattır bak İslamiyet
20.01.2008
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Kara Trenden Selam Var
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 00:51 |
Kara Trenden Selam Var
Yeni nesillerden yok kara treni bilen
Geçti bak aylar yıllar çaBuk gel kara tren
Firaktan hep olurdu daim gözyaşı silen
Tarihe geçtin artık şiMdi gel kara tren
Kükremiş aslan gibi çok dehşetli gelirdin
Senden çıkan dumanla sanki selam verirdin
Sitim üretmek için kömürle beslenirdin
Refiklerine sırdaş oLda gel kara tren
Senin ihtişamından yanına varılmazdı
Seyahat etmek için sana hiç doyulmazdı
Vibrasyonundan sanki yumurta soyulmazdı
Bize masaj yapardın yoLda gel kara tren
Benim küçüklüğümde çok uzaktan geçerdin
Rayların üzerini mekân tutup seçerdin
Yoluna çıkanları acımadan biçerdin
Geçmişten bir selamla haYdi gel kara tren
Her bayramda seninle bütün hicranım biter
Varlığın insanları vuslata daim iter
Sönmüş ocak dumanı ancak seninle tüter
Sesinle gök kubbeyi çıNlat gel kara tren
Ben seni biliyorum sen artık gelemezsin
Bizler sana nasılda özledik bilemezsin
Müzelerden bizlere bakıp da gülemezsin
Eski hatıraları anLat gel kara tren
Kara tren ne oldu insan çevreyi bozdu
Senin kara dumanın şayet olsaydı kozdu
Kara hava denizler harap eldeki yozdu
Çevre katillerine seSlen gel kara tren
27.04.2008
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Kıymet Bilmedin
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 00:45 |
Kıymet Bilmedin
Karlı dağları aşıp bir ırmak gibi geldim
Akan gözyaşlarımı neden hala silmedin
Hep engelleri aşan coşkun akan bir seldim
Gülleri yollarına serdim kıymet bilmedin
Gözlerinden dökülen damla, damla yaşların
Geçtiğin her yerlere bak diktiğim taşların
Yokluğumu gördükçe hep düşüyor kaşların
Benim sevgilerimi sildin kıymet bilmedin
Sen bırak bu inadı seni seven kalbi kırma
Bu dünya da omzunda olsa da altın sırma
Tevazu gerekirken yüksek sesle bağırma
Her türlü nasihatler verdim kıymet bilmedin
Nasihat kar etmedi, musibet mi beklersin
Dertsiz gönlüne hala sen dertler mi eklersin
Gururunu kırmazsan daha çok emeklersin
Aklın varken gel dedim güldün kıymet bilmedin
Bir tebessüm, bir gülmek aileye güç katar
Kul hakkını bilenler kabrinde rahat yatar
Bekayı düşünmeyen nefsin ateşe atar
Kula kul olma dedim oldun kıymet bilmedin
Pişman olursun diye kapını tekrar çaldım
Benim için kor olan kızgın deryaya daldım
Gururumu ayaklar altına nasıl aldım
Son kez sevgilim dedim süzdün kıymet bilmedin
Değmez bu fani hayat gözyaşları dökmeye
İkimizin diktiği bu ağacı sökmeye
Var mısın bu bedeni Allah için bükmeye
Allahın aşkıyla dol dedim kıymet bilmedin
Bir gün hasta dediler ziyaretine gittim
Kinimi nefretimi hepsini zayi ettim
Senin için dualar Rabbime bak ilettim
Akan gözyaşlarımı gördün kıymet bilmedin
Bir sala sesi duydum bak sonunu dinledim
Öldüğüne inanmak çok zor nasıl inledim
Cenaze namazınla mahşere dek gizledim
Kabre Fatihalarla koydum kıymet bilmedin
Haftada bir kerecik mezarına uğrayıp
Toprağına diktiğim güllerimi sulayıp
Fatihalar okuyup hep gülleri koklayıp
Allah’ım affet bizi duydun kıymet bilmedin
Bir gün gelecek beden bak toprağa girecek
Sevelim sevilelim ruhlar hakka erecek
Hak yolda gidenlere Rabbim huzur verecek
Dünya sana ömrümü verdim kıymet bilmedin
12.04.2008
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Kuddüs'ten Kurs Görmüş
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 00:40 |
Kuddüs'ten Kurs Görmüş
Fani hayatta bitmez, sabır ister sorunlar
Dünyada yaşıyoruz, başlama sızlanmaya
Sen yüz versen acıcık, tependedir torunlar
Dünya hayatıdır bu, değmez hiç ağlamaya
Koyunu asmış dala, kimse durmaz kokudan
Kokunun dehşetinden, uyanırsın uykudan
Çekerler o kokuyu, ikaz etmez korkudan
Dünya hayatıdır bu, değmez hiç koklamaya
Dedim birkaç satırlık, ben yorumlar yaparım
Etrafta kargalar var, kokan leşi atarım
Ondan sonrada leşi, takanları ararım
Dünya hayatıdır bu, değmez hiç saklanmaya
Herkes rahatsız oldu, leş yiyenler üşüştü
Bu hal görmeye değer, rengârenk bir cümbüştü
Kartallar temizledi, Kuddüs`ten kurs görmüştü
Dünya hayatıdır bu, değer ibret almaya
05.12.2007
OSMAN KARAHASANOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Şükürler Olsun Yüce Mevla’ma
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
04 Mayıs 2013, Cumartesi 00:34 |
Şükürler Olsun Yüce Mevla’ma
Ey ömrüm bak yine, geçti bir sene
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Bana bunca ömrü, şükür verene
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Seneler peş peşe, gelip gidiyor
Çocuktum genç oldum, ömür bitiyor
İhtiyarlık bana, dersler al diyor
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Geri dönüp baktım, bir ömür geçti
Nerden rızık yedi, sulardan içti
Kötüden iyiyi, nasılda seçti
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Başa neler geldi, neler gelecek
Akıllı olanlar, sınav diyecek
Kimimiz bunları, bak kaybedecek
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Sıratı müstakim, olsun yolumuz
Bizim kırılmasın, kanat kolumuz
Daim çalışsın hem, bütün duygumuz
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Kendimden aşağı, ibrete değer
Nefsimin hilesi, kandırmak meğer
Dizgini elimde, boynunu eğer
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Zalimlere boyun, şükür eğmedim
Devlet malından hiç, çalıp yemedim
Yiyenlerle hem de, kavga eyledim
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Bak dinim bayrağım, kutsal vatanım
Bunların uğrunda, fedadır canım
Her zaman akmaya, hazırdır kanım
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Bu güne getiren, Rabbime şükür
Satılmış hainler, yüzüne tükür
Tüküremezsen sen, yinede öksür
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
31.12.2007
Osman Karahasanoğlu
|
|
|
Gönderen:
Osman Karahasanoğlu
Şiir ismi:
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 23:54 |
Şükürler Olsun Yüce Mevla’ma
Ey ömrüm bak yine, geçti bir sene
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Bana bunca ömrü, şükür verene
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Seneler peş peşe, gelip gidiyor
Çocuktum genç oldum, ömür bitiyor
İhtiyarlık bana, dersler al diyor
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Geri dönüp baktım, bir ömür geçti
Nerden rızık yedi, sulardan içti
Kötüden iyiyi, nasılda seçti
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Başa neler geldi, neler gelecek
Akıllı olanlar, sınav diyecek
Kimimiz bunları, bak kaybedecek
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Sıratı müstakim, olsun yolumuz
Bizim kırılmasın, kanat kolumuz
Daim çalışsın hem, bütün duygumuz
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Kendimden aşağı, ibrete değer
Nefsimin hilesi, kandırmak meğer
Dizgini elimde, boynunu eğer
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Zalimlere boyun, şükür eğmedim
Devlet malından hiç, çalıp yemedim
Yiyenlerle hem de, kavga eyledim
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Bak dinim bayrağım, kutsal vatanım
Bunların uğrunda, fedadır canım
Her zaman akmaya, hazırdır kanım
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
Bu güne getiren, Rabbime şükür
Satılmış hainler, yüzüne tükür
Tüküremezsen sen, yinede öksür
Çok şükürler olsun, yüce Mevla’ma
31.12.2007
Osman Karahasanoğlu
|
|
|
Gönderen:
Mustafa KAYA
Şiir ismi:
YAĞMUR
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 23:13 |
yAĞMUR
düşmek ister gibi
siyah bulutlardan
yağmur,
ya da susmak
göğün sırrından .
ölü şehri
yaşatır aniden
su .
sessiz bir güzellik
katar,
sürüklenir durur
ışıkla beslenen bulutlar .
ölmüş yer canlanır
toprak kokulanır
doğa hayat bulur
ince ince yağınca
yağmur .
acı mavi giysili şehir
denize doğru
uyanır
kuşların haberleri
çocukların gözleri
göğün mavisi
göllerin serinliği
ağaçların yeşili
aydınlanır da aydınlanır
hayat,
sürekli yenilenir
dünya insanları
ne yazık ki
buna sağır kalır …
2013
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Tekin
Şiir ismi:
Canım
Şehir:
Ankara
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 21:26 |
Canım
Benim; tek aşkımdın,
Ömrümdün,
Ömrümün gücüydün..
Aylar, yıllar, mevsimler;
Seninle bir başka güzeldi.
Bir günlük sensizlik bile..
Bir ömre bedeldi.
Canımdın, cananımdın;
“ Ömrümüz, aşkımız,
Hiç bitmesin “ derdin.
Demek! !
Demek! ! yalan söyledin..
Ansızın; beni bir başıma bırakıp,
Sessizce..
Sessizce; terkedip gittin..
Yıllardır..
Yıllardır; içimdeki hasretin,
Dert olmuş bana sevgilim.
Canım, cananım.
Götürmeyin! ! dedim;
Götürmeyin beni cerraha,
Cerrahpaşa’ya..
Bedenimi; zaten sarmış, bitirmiş..
“ Habis ur “ dedikleri; sevgin.
Dert benimdir; bende kalacak,
Kimse ona el dokunmayacak..
İnanırım ki,
Mahşerde bu dert beni;
Adn Cennet’lerinde,
Cananıma, canıma kavuşturacak..
Aşkımız, sevgimiz, bedenimiz..
Ömrümüz;
Tekrar hayat bulacak..
Canım, cananım
İst. / Cerrahpaşa-Kasım 1985
Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
Hakan Şahin
Şiir ismi:
Dönence
Şehir:
Mersin
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 18:32 |
seni düşününce
Beynimde bir 45’lik kaset yalnızlığı infilak eder
içimde trenler tanklar ve hitlerin aklına gelebilecek
tüm 2.dünya savaşı ıvırzıvırları sırayla geçer.
kendimi kirası gecikmiş bir gecekonduda
yuva dağıtan olaylar zincirinde bulurum.
göğsümde belirsiz bir akarsu kaynağı
Saçma sapan bir nedenden dolayı kan oluverir.
Ben
seni düşününce şiddete maruz kalmış Şilili bir şair
Dizelerindeki yükü kalbime bırakır,
Bir türkü dillenir, şiirin yaşlı gövdesinde,
herhangi bir sahnede siyah-beyaz bir film oynar
İsmin, orta çağdan kalma bir imparatorluk kadar uzakken
tiz bir ses şeklinde uğuldar kulaklarımda.
seni düşününce kalabalıklaşır her şey.
yalnızlık kıvrılıverir kaburgama
omurgamda bir gramofon stop der!
karanlıkta bir sigara daha yakılır
yalnızlık çekimli bir eyleme dönüşür
kovanda vızıldayan bir arı gibi
beynimde kalabalıklaşır.
Hakan Şahin
|
|
|
Gönderen:
Tayfur Ozkan
Şiir ismi:
fırtına
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 18:01 |
Fırtına
seni sevdiyim
|
|
|
Gönderen:
mehmet dursun okutucu
Şiir ismi:
vefasız gözlerin
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 17:56 |
VEFASIZ GÖZLERİN
Gözlerime bak derdin her zaman
işte bakıyorum yumuk gözlerinize
Bir şey anlatmıyor ki o vefasız gözlerin...
İyi bak, yakından bak diyorsun
İşte bakıyorum yine o vefasız gözlerine
Bana olan nefret ve kinini okuyorum,yıkılıyorum
Yok yok ben yalan söylemem
Boşuna çırpınma öğle,anlamsız
İhanetini ben söylemiyorum
Vefasız gözlerin anlatıyor açıkca
Şimdi;
Birde sen bak gözlerime,çekinme bak
Hasret ve aşkımı göreceksin
Amma sen de kalp yok ki
Hiçbirşey anlamadan bakacaksın
Hatırlarmısın ilk göz göze gelişimizi
İşte ben o gözleri arıyorum
Hani nerde o gözler,parıl parıl yanan gözler
Aşk dolu bakışlar ,gülen gözler.
Şimdi başka gözlerle konuşuyor herhalde
Evet yalan söylemiyorum vefasız gözlerin konuşuyor.
(24/11/1967 Erzurum-Toprakkale-Cuma 21,10)
mehmet dursun okutucu
|
|
|
Gönderen:
Nadir Ezheri
Şiir ismi:
Açıklama
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 17:51 |
AÇIKLAMA
----------
Dünya:
oyuncağı elinden alınmış çocuk
ve hayat:
çirkin bir dulun güzel günleri
ve sevgi bakar kördü(r)sevgi bakar kör
tanrı bakar kördü(r)tanrı bakar kör
ve ben burada tüm kabuslarım
gör!
Şair: Nadir Ezheri İran - Tebriz
Çeviren:(Umut Yaşar Abat)
şiirin Orjinali:
AÇIKLAMA:
-----------
Dünya
oyuncağı əlindən alınmış bir uşaq
və hayat
bir çirkin dulun xoş günləri
və sevgi baxar kördü sevgi baxar kör
tanrı baxar kördü tanrı baxar kör
və mən burada bütün kabuslaram
gör!
Nadir Ezheri -İran-Tebriz
Sevgi ve sayğılarımla
|
|
|
Gönderen:
fehmi coban
Şiir ismi:
Bu Kadın
Şehir:
Uşak
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 16:47 |
Bu Kadın Bir Ana
Hava kararmak üzereydi
Akşam soğu başlamıştı
Titriyor durduramıyordu ellerini ve dizlerini
Donacak gibiydi bedeni
Geydiği yırtık pırtık bir kazak
Evde kalmamıştı bir agaç parçası yakıcak
Neyle ısıtsın evini ocağını
Vardı giddi bir atalyöye
Sıkıla büküle marangozun yanına yaklaşdı
-Ne olur bizim olan, şu yerdeki gavuzları ben alayım dedi
Marangoz ne dediğini duyamadı
Fakat anlamıştı, bu gözler ne ister
Marangoz iyi biri
Makinelerin gürültüsünden duyulmazdı evet dediği
Istediğin kadar al der gibi kafasını salladı
Çabuk olmalıydı, çünkü evde çocuklar donmak üzereydi
-Sağ ol bizim olan, sağ ol
Benden gavuzlarını kıskanmadın
Isınacak yuvamız bu gece
Bu gavuzların sayesinde, dedi bu kadın
Hepimiz sana dua edecez, Allah senden razı olsun
Hizardan getirdiği gavuzları acele acele
Sobanın içine attı, bir keleter dolusu gavuz
Attı, attı ama pııır diye yandı giddi bitti yarım saat içinde
Azda olsa ısındı evin içi
Nar gibi kızardı çocukların yanakları
Ay ışığı gibi parıldayan o gözler
Bir gülümsemeki sıcaklığıyla koca buzdağını eritir
Belirdi yüzlerinde, ısınınca bedenleri
Odun kömür hayal olmuş
Kimde var para onları alacak
Gecede rahat uyumak yok bu kadına
Defalarca uykusu bölünür
Ürpererek uyanir
Üstleri açılmışmı diye kontrol eder çocuklarının
Çünkü O bilir
Küçüçük elleri yorganın dışında kaldığında
Buzgibi olur, üşümesindiye
Öper öper yorganın içine koyar, bu kadın
Göl basina gider
Kar buz demeden
Giysilerini yıkamak için çocuklarının
Oturur gölün bir kenarına
Sırtında en küçük oğlu, yanında onun ablası
Ablasının elini tutan abisi.
Eline alır bir taş, sıkar var gücüyle bu kadın
Vurur buzlu gölün bağrına, bağrına
Gözünden süzülür yavaş yavaş
Damla damla yaş
Dökülür kanlar ellinden damla damla
Buzlu gölün üstüne üstüne
Adeta kızgın bir volkan gibi
Bu yoksulluk için
Bu çocuklarım için,
Bu gurbet ellerdeki yarim için der gibi
Taki göle küçük bir delik açasaya kadar
Vurur ha vurur vurur vurur
Sonra küçük bir tasla
Leğenin içine buzlu sudan
Doldurur doldurur döker
Bir bir giysileri leğenin içine atar
Yuğar yuğar yuğar ha yuğar
Elleri kıs kırmızı olur
Kaykılır elleri adeta bu kadının
bukemez soguktan
Bu kadın bir ana
Bu kadın benim anam
|
|
|
Gönderen:
Yanis Bozikis
Şiir ismi:
Benim Vatanım
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 16:41 |
Benim Vatanım
Kestiler düz yolumu git git dediler,
Küçük yaşta yaşımı çok incittiler,
Sadık hakkımı hiç helal etmediler,
Benim vatanım şu doğduğum topraktır.
Kanatlandım köşe köşe hür dolandım,
Bahar oldum nur güneşlere bulandım,
Türlü dertten ol batılara taşındım,
Benim vatanım şu doğduğum topraktır.
Eser şark rüzgarı hep neşe alırım,
Zaman gelir,gün gelir hoş hatırlarım,
Bülbül olur gazel döker dert ağlarım,
Benim vatanım şu doğduğum topraktır.
Aradım aslımı gözlerim nem doldu,
Nereye gittiysem maksadım soldu,
Günler geçti,yaşım ellisekiz oldu,
Benim vatanım şu doğduğum topraktır.
Geride kalan sevgili yerim yuvam,
Mezar içindeki bir annem ve babam,
Gariptir gurbetim çok uzadı aram,
Benim vatanım şu doğduğum topraktır.
Ey çocukluğumun tüm aziz dostları,
Çileye bıraktığım has gül anları,
Bağırır özümü buz Boğaz suları,
Benim vatanım şu doğduğum topraktır.
Yanis Bozikis/ Atina (Yunanistan)-2012
|
|
|
Gönderen:
fehmi coban
Şiir ismi:
Memleketim
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 16:38 |
Memleketim
Yıl 1960
Memleketim, ne olu vedi sana?
Sahanda bulamaz olduk yumurta
Lambama üfledim yanmeyo
Işık veemiyo, gaz koymadınki diyo
Bakkal Kürt Musa Dayı, veriseye vermem
Gali yok,
Mangır olmayınca.
Bekler olduk galiii
Musa dayı çıkıvessin diye bakkaldan
Şirin Ebem okadarda zalim değil canım
Verir azbiraz bize un bulgur gibilenden
Nimmen, bu gece uyurmuyuz ?
Garnımız gürültü etmeden
Sofrada olmasada et, tavuk
Yete bize,
Bi guru ekmek, bide çürük domates
Cücüğünü cıkattırıveriz soğanın
Bi godukmu kafasına
Ye gidsin anasını saten
Bakma fazlasına
Cigara icmek
Lennn.. Bi de o dert vaa başımda
Argedeşle gandırıveedi
Dedile iç argedeş iç
Her derde devadır bu meret
Siniri yatışdırır iç, hazımı hızlandırır
Yemekten sonra iç
Gaveye gid iç, iç olum iç
Bulabiliiisen bi de
Buldum diye içive galiii
Heeeey..köylüleeee
Köyde bir hayır işlemek istiyen yokmu ?
Şööle mis kokulu bi bulgur pilavı,
Üstünede serpilivemiş
Sayılı tavuk parçacıkları
İstemek suçmu argedeş ?
Çocuklaa !! banada haber edin ha
Bende kapayım kaşığımı
Sizinle geleyim
Hepimize yeteee
Bişey olmaaz bende yiveren galiii
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Tekin
Şiir ismi:
Bakırköy Sahili 1982
Şehir:
Ankara
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 15:38 |
Gökte ay ve yıldızlar denizde dalgalı siluetleri
Yakamozlar yanıp söner ;
Hafiften de bir dalga sesi…
Karanlıkta uçuşur martılar beyaz gümüşi
Yanımda sen varsın …yüzünde ayın ışığı ; günlerden cumartesi
Ayın ışığıyla yüzünde beliren aşkımızın ateşi
Ruhani bir güzellik içindesin meleksin sanki
Sakin mi sakin …sessiz mi sessiz … bir temmuz gecesi
Ve Bakırköy sahili … aşkımızın adresi ….
Hafiften bir terennüm sesi ikimizde
Sevdamızın türküsü karışır dalgaların sesine
Ateşten gömleğin ateşi çökmüş ki sorma üstümüze
Başımızı kaldırdık şahitsin dedik gökyüzüne
Duygu yüklü kelimeler , hazlar , heyecanlar
Sanki bize ; başka , başka dünyaların kapılarını açar
Tarifi ne mümkün ..
Anlatılmaz yaşanır ..; Orada aşk var sevgi var …
Ay şahit .. yıldızlar şahit .. martılar şahit ..aşkımıza ;
Birde Bakırköy sahili …
Nerde kaldı .. ; şimdi o temmuz gecesi , geceleri ..
Ve Bakırköy’ün doyumsuz sahili ..
“ Baki kalan kubbede bir hoş seda “ idi diyor ;
Yakamoz ışıltılı dalgaların sesi ….
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Tekin
Şiir ismi:
HASRETİMSİN İSTANBUL
Şehir:
Ankara
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 15:30 |
İstanbul
İstanbul
Şairin yüreği
Şehir
Senin içinde
Senin ruhunda
Seni yaşamak
Seni solumak
Seninle olmak
Her an
Seninle olabilmek
Ayrılmadan
Selam olsun
Uzaklardan
Sana
Yüreğim
Orada
Adımlarım
Seni Yürüyor
Gözlerim
Seni görüyor
Seni kucaklıyorum
Şu anda
Seni yaşıyorum
Seni yazıyorum
Şu anda mısralara
Hasretimsin
İstanbul
Kalplerin ritminde
Titreyen
Titreten
Şehir
İstanbul
İstanbul
|
|
|
Gönderen:
Yanis Bozikis
Şiir ismi:
Bu Şehir
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 15:19 |
Bu Şehir
Bu şehir
Istanbul şehridir,
hep ah çeken
dertli bir çiçek,
bu şehir,
bu benim şehrim
bin kök sevdasıdır,
keder yüklü bir gerçek.
Boğazsularında
iki parmak buz
ve martılar çırılçıplak
kanlı subaşlarında.
O boğulmuş Boğaz
susmuştur,
uykulara dalmıştır
yüzlerce yıl sonra .
O adsız,o garip,
o dallarda yalnız öten bülbül,
bir hançer yarasıdır,
göçüp gitmiş
bir Rum sazıdır
Istanbul'un
ağır boşluğunda.
Bu şehir
Istanbul şehridir,
nazlıdır ,
sığmazdır bağrımda.
Bu şehir ,
bu benim şehrim
rivayettir
Marmara'nın en zorlu dalgalarında.
Yanis Bozikis
Atina ( Yunanistan)-2003
|
|
|
Gönderen:
yüksel ağlar
Şiir ismi:
Annem
Şehir:
Manisa
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 15:13 |
Annem
Bir gece yarısı uyandığımda;
Karşımda bekler dururmuş annem
Sabah “Acıktım” diye ağlayınca;
Hemen sütümü getirirmiş annem.
Ne ümitlerle büyüttü beni
Kol kanat gerdi güvenle büyüttü,
Giydirip en güzel önlüğü bana
“Okusun da adam olsun” diye gönderdi okula.
Ben okulda dersimde, o evinde gönlü benimle,
Dört gözle bekler gelsin “Özledim” diye.
Sokağa çıkışım bir zevk
Annem kaygılı;
Kimseyle kavga etmesin diye,
Dua diyor elleri havada belli.
Çekiyor evinde elinde sabır tespihi.
Akşam olunca babası geldi mi?
Aman etmeyeyim diye şikâyet
Annem, haklıdır bak gözleri yine yaşlı.
Suç bende;
Ortalık çok bozuk hem de tozlu dumanlı.
Akşam oldu nerede kaldı bu oğlan diye endişeli.
Çok gayret ederdi olmasın hayırsız diye biri.
Eve gelince sanki dünyayı ona vermişler gibi sevinirdi.
Çok emek verdin hakkını helal et ne olur anne.
Ben ne kadar büyüsem de;
Bilirim çocuğum hala senin gözünde.
Anne gelir mi sin yine her uyanışımda,
Bulur mu yum yine seni hep başucumda.
Bekliyorum bak anne gözlerim dolu
Elim boş, yok elimde bir gül, ne de bir kır çiçeği.
Ama bak gönlümü verdim sana anne,
Özledim seni anne;
Yağmura hasret, çatlamış toprak gibi
Senin sesin gibi geliyor bana esen meltem.
Tatlı geliyor bana senin yaptığın o acılı tarhana çorbası.
Hani hem yer hem de kızardım ya,
Niye acı atıyorsun çorbaya diye.
Şimdi kızmayacağım, kızma ya da hakkım yok anne.
Özür diyorum senden, biraz geç de olsa
Ama gerçekten…
Sahi ne güzeldi senin yaptığın tavada o hamsi
Kokusu, tadı bir başkaydı sanki.
Şimdi yok o tat, hamsiler mi değişti,
Yoksa hamsiyi yapan eller mi?
Belki de ağızlarımızın tadı kalmadı, sen yoksun diye.
Anne sen yoksun yanımda
Ama gönlümde sin iyi bil ki.
Çok seviyorum unutamam,
Annem benim bir tanem…
Yüksel Ağlar
.
|
|
|
Gönderen:
Yanis Bozikis
Şiir ismi:
TARLABAŞI
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 14:50 |
TARLABAŞI
Duygusu çok gölgesi az
geçip giden kısa mutlu bir zaman.
Yakın geride Galatasaray ve Dolapdere arasında
eskitilmiş garip yorgun bir mekan.
Tarlabaşı parça parça dört hece...
Eskimiş anlar çeker beni usulca kendine.
Ötede annemin ve babamın ufkun görülen yüzleri
en gerçek halidir sessiz gerçeğin.
Bilirim sokak diplerindeki
alacakaranlık ve onüç yaşlı
buğulu bulanık gezinen yalnızlıkları.
Ben tekrar ve tekrar peşinden koştuğum yıllara
çelimsiz sırtımı dayadım
ve ıslık ıslık çiğnedim türkülerle.
Tarlabaşı parça parça dört hece...
Birden bir rüya gibi fırlar tel örgüden
inip çıktığım Ömer Hayyam yokuşu,
zayıf ellerimin ve avuçlarımın misket ve bilye tuttuğu
Kaplan ve Kurdele sokakları,
Çember koşturduğum marazlı viraneler,
seksek taşı oynadığım
dar destansı Serdar Ömer Paşa kaldırımları.
Tarlabaşı parça parça dört hece...
Dört kırlangıçın uçuşu kadar korunaksız
içimin kırık kanatlı karanlıkları.
Keskin bir öfke ve nefret ile karşılar
geçmiş karanlığın örtüğü
on yaş, dudak dudak dolusu,
günbatımı, ergen nefesli gizli İNCİ öpmeler.
Tarlabaşı parça parça dört hece...
Bana ait olandır harap kalmış
Mesut apartmanımın biricik kadersiz şarkısı.
Hilesi bol ve daima aklımda kalan
haksız çarmıha gerilişimiz
ve taşralı göçmenlere kaptırdığımız şanlı geçmisimiz.
Tarlabaşı parça parça dört hece...
Ahşap eski bir evin penceresinden
sarkarak geçmiş rumluğu hatırlatan
yanık kış hüzünlü bakış
ve daima dudağımı örseleyen
sakız kokulu, uzun çok uzun,
çocuk mavisi kadar acı mevsim hikaye.
Tarlabaşı parça parça dört hece...
YANİS BOZİKİS
ATİNA (YUNANİSTAN) - 2010
|
|
|
Gönderen:
Emre DAĞAŞAN
Şiir ismi:
Uykuda insan
Şehir:
Kırşehir
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 13:08 |
Hepimiz bir rüyadayız,
Bir zaman uyanacağız.
Bilgimizle rüyadayız,
Bir zaman uyanacağız.
Hayallere inanmışız,
Yalan işlere kanmışız,
Tarihten geri kalmışız,
Bir zaman uyanacağız.
|
|
|
Gönderen:
Selim ADIM
Şiir ismi:
efyâr
Şehir:
İzmir
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 10:07 |
Esen yeller utanır, görünce şu zulmeti
El, ayak uzanır da, boşa harcar serveti
Başkaları yapınca, sana gelmez kıymeti
Bilmez misin a gönül, her işin hesabı var ?
Yaptığın amellerin , tartısı nisabı var
Alem döner âlemde,düşünürsen binlerce
İnfaka yanaşmazsın, yedin içtin günlerce
Yalvardı yakardılar, billur akan dillerce
Gelmez mesin a gönül, gelişin gidişine ?
Seherden guruba dek, gafil gittin işine
Geceler örtülüyor,her daim gündüzlere,
Perde mi çekildi ki, açılmayan gözlere ?
Şuh beyinler kayıyor, lavantalı sözlere
Silmez misin a gönül, kulağının kirini ?
Doldurdular yıllarca, zehir zıkkım irini
Gafletin adı hayat, hayat bize yabancı
Ülfeti bilmez memat, memat'ın adı acı
Kiralıktır şu dünya, bizler o'nda kiracı
Ölmez misin a gönül, gezinirsin avâre ?
Kulluğunun gereği, sarılsana efyâr'e
Selim Adım
|
|
|
Gönderen:
Selim ADIM
Şiir ismi:
İki Soluk
Şehir:
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 09:55 |
Yaratana kul ol ki, gönül gele ol yola
Sadakatin hâl olsun,kal ehlini aşarak
Şükür iki soluğa, şükürsüzden taşarak
Zikir yeğler yiğidi,cehdle girin kol kola
Hadi gari yârenler, gönlünüze yâr dola !
Yaşa yaşat her anı, nura gidin koşarak
Eller uzansın yoğa, dua dua çoşarak
İrşad yolu düz gerek,kondurur daldan dala
Sultan! senin yoluna,koyduk aciz serleri
Çuldan aridir görün, dökdük hakka terleri
Ziya gerekir ziya, karanlıkta arkadaş !
İnsan olan görsün ki; hayat iki soluktur;
ilki geliş dünyaya, gidiş oluk oluktur
Değersiz tonlarca yük,gördük dolu arka taş !
Not: Şiir SONE tarzı yazılmış olup ayrıca LEBDEĞMEZ
sanatına da uyulmuştur.
LEBDEĞMEZ; Şiir içinde B,F,M,P,V harfleri kullanılmadan yazılan
veya özelliklede
ağıza iğne konularak âşıklık geleneğine göre atışmalarda
ayaklı okunan şiir türüdür.
|
|
|
Gönderen:
Sertaç Yekeboğa
Şiir ismi:
Bence Ve Sence
Şehir:
Adana
Tarih:
03 Mayıs 2013, Cuma 04:16 |
Bence,
Artık gelmelisin.
Hatta ve hatta sence de...
Anahtar hala eski yerinde
Kapının hemen dışında su sayacının bulunduğu
Kutuda duruyor.
Sen biliyorsun.
Artık herkes biliyor.
Ne önemi var?
İnsan bekleyince, hiçbir şey önemsenmiyor.
Ki artık gelmelisin.
Bence ve sence...
Kendimi de tanıyorum, seni de.
Organik bir aşkta hormon etkisi gibiydi gidişin,
İnorganik bir bünyede ölüm emri gibiydi sevişim.
Şizofreni yaşam...
Hay bin paşam!
Çok yaşa sen aşk.
Alıştık kendi kendimizle konuşmaya,
Düzüşmeye, vuruşmaya...
Her neyse...
Söz gümüşse sükûta sokim.
Susamıyorum.
Çünkü artık gelmelisin.
Bence ve sence...
Çünkü çok mutluyum.
Çünkü alışık değilim.
Senin de alışık olmadığın şeyler var.
Ama o ben değilim.
Aslında ben de olabilirim, nispeten.
Bence, gitmen hata değildi hatta.
Kısmen.
Dur ya, ne yapıyorum ben? (!)
Anlaşıldı, dönmicen.
Farkına vardım ki demin,
Ben olsam bana dönmem.
Ama sana giderim.
Gel diye başladığım bir şiirin sonunda,
Kendimi kapında bulabilirim.
Daha fazla rezil edemem kendimi.
Çünkü suratıma kapanacak kapı.
Yani bence ve sence...
Ve son olarak;
Gelsen ne güzel olurdu be.
Bu sefer;
Sadece bence...
|
|
|
Gönderen:
MEHMET GÜDER
Şiir ismi:
duygular
Şehir:
Gaziantep
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 23:46 |
KÖTÜ DUYGULAR ÖMÜR YIPRATIR,
GÜZEL DUYGULAR/ SEVGİ YARATIR,
KÖTÜ İNSANLAR,KAPI KAPATIR,
İYİ İNSANLAR/HER ZAMAN KENDİNİ ARATIR.........
KÜÇÜKKEN İKİ ŞEYE ÖZENİRDİM.,
BİR İNSANIN SİGARA İÇİŞİNE,
BİR DE SEVDİĞİNE OLAN,SEVGİSİNE ÖZENİRDİM....
İNSAN BÜYÜYÜNCE ANLIYOR Kİ:
BİRİ SAGLIĞINA ZARARLI,DİĞERİ YÜREĞİNE..
YAZAR: MEHMET GÜDER TLF:0538 074 79 94
ŞAHİNBEY/GAZİANTEP
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Tekin
Şiir ismi:
Gökten Yıldızları Topladık Cebimize
Şehir:
Ankara
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 23:23 |
Elinde mis kokulu çiçeklerle beklerken beni
Saklanıp izlerdim gizlice yan sokaktan seni
Telaşlanıp sabırsızlanırdın ya hani
Unutmak kolay değil otobüs durağındaki o halini
Çok Sevmiştik çok candan yürekten birbirimizi
Mahvetti yıktı bitirdi otobüs durağı sevgimizi
Ben olsaydım ben orada çiçeklerle bekleyen seni
Sen olsaydın keşke yan sokaktan gizlice izleyen beni
Bir rüyaymış ter içinde uyandım sen yanımdaydın
Canım benim diye kollarını boynuma sardın
Kanatlı beyaz bir melektin sanki beni yanına aldın
Yalnız bırakmadın sen sevdiğini yalnız bırakmadın
Kumrular gibi sımsıkı sarılıp kenetlendik birbirimize
Tek tek gökten yıldızları topladık cebimize
Saçıp savurduk dilekler tutup güverteden denize
Yaşanan her anın kıymetini bir rüya öğretti ikimize
Ahmet Tekin
(Şair Ahmet Tekin
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Tuncer
Şiir ismi:
Gam Yüklü Sineler
Şehir:
Kayseri
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 20:01 |
Sanırdım ki dert bir bende;
Gam yüklüymüş tüm sineler
Dokunsan ağlayacakmış, insanlar
Ayakta ölen ağaçlar gibi
Burnundan kıl aldırmazmış amma
İçleri kan ağlarmış
Üstüne toz kondurmazmış amma
İçleri kan ağlarmış
Herkesin derdi içinde
Kabuğuna çekilmiş insanlar
Zırhlarını kırdığın anda
Yaraları yeniden kanarmış
Hatırını sorduğun anda
Dertleri yeniden depreşirmiş
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Tuncer
Şiir ismi:
Duygular Geçidi
Şehir:
Kayseri
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 19:54 |
Kaçtı gitti merhamet
Meydan kibire kaldı
Adı bile kalmadı sabrın
Vefanın ömrü yetmedi
Kökünü kazıdık şükrün
Zulüm baş tacı oldu
Her fırsattan nasiplendik
Antipatik geldi empati
Moda oldu, çok tutuldu, bencillik
Vicdanın yüzüne bile bakmadık
Kalplere sızı verdi tahammül
Cesareti pusuda bulduk
Gözden düştü özveri
Elimizden kaçırdık güveni
Memnuniyet küfede
Masumiyet müzede
|
|
|
Gönderen:
Bilal DURAN
Şiir ismi:
KAYIP SEVGİLİ
Şehir:
Adana
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 19:10 |
KAYIP SEVGİLİ
Farkında değilsin
Hiçbir zaman da olmayacaksın
Hala bıraktığın yerde bıraktığın gibiyim
Bir elimde kırılmış yıllar
Bir elimde şeytan işi kırgınlıklar
Tüketmekten korktuğum tek şey
Sana ait yansımalar
Ve seni ruhuma fısıldayan yağmurlar
Gözyaşlarımı ithaf ediyorum sana
Kelimelerin tutsak olduğu coğrafyamdan
Görmeni ve bilmeni istemiyorum
Etkilediğin her parçamın sana ait hikâyelerini
Öldürür çünkü her lahza beni
İki kere öldürür
Ne olacağını bilmeden
Saçma sapan seni yaşamaya çalışmak
Bir güvercin muştusu sanırsın oysa
Göğsüme kazıdığım adının baş harfini
Ama değil
Biz diye bir şey hiç olmadı çünkü
Hiç yaşamadık güz sancılarını
Hep ben oldum
Hep sitemlerim
Sen korsan gecelerde kayıp sevgili
Nedenlerini ve niçinlerini
Sorgulamıyorum artık aşk denilen vebanın
Susma hakkımı kullanıyorum sadece
Olmanı istediğim yerde olmasan bile
suskunşair
22.12.2009 Adana
|
|
|
Gönderen:
erhan çalış
Şiir ismi:
anılar & üçüncü şahıslar
Şehir:
İstanbul
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 18:41 |
anılar sarar sıcaklığıyla sğuk geceleri
farkında olmazsın alıp götürür günleri
günler ay aylar yıl olur sen bilemezsinki
yalnızca anılar vardır onu göremezsnki...
üçüncü şahıslar ellerine değmedimi
seni seviyorum diyenler gitmedi mi
senin için ölecek varken bitmedinmi
üçüncü şahıslara takılıp gitmedinmi
|
|
|
Gönderen:
Arif ocakçı
Şiir ismi:
aç kapını
Şehir:
İstanbul
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 18:24 |
AÇ KAPINI...
Yeşil boya
Benim odam.
Gözümyaşı
Aktı nidem.
Sen variken
Kime gidem.
Yücelerden yüce Rabbim.
Aç kapını sana geldim.
Kuşlar uçtu
Uçtu gitti yüreciğim
Yandı bitti.
Herkes düğün
Bayram etti.
Yücelerden yüce Rabbim.
Aç kapını sana geldim.
Derdim çoktur
Ben bir kulum.
Sana gelir
Bir gün yolum.
Başucumda
Bekler ölüm.
Yücelerden yüce Rabbim.
Aç kapını sana geldim.
Ocakbeyi
Dertli kulun.
Dua eder
Sana dilim.
Bir gün gelir
Bize ölüm.
Yücelerden yüce Rabbim.
Aç kapını sana geldim.
Arif ocakçı
O-C-A-K-B-E-Y.
|
|
|
Gönderen:
HASAN TOPCU
Şiir ismi:
NEYİMSİN BİLEMEZSİN
Şehir:
Sakarya
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 14:41 |
Benim neyim olduğunu nerden bileceksin?
Nerede bir şarkı
Nerede bir şiir duysam
Karışırım yüreğimle seni okurum
Ayrıştır beni
Şarkılardaki sesimsin sen.
Benim neyim olduğunu nerden bileceksin?
Göz yaşlarımla inceltirim boyayı
Seni karıştırırım fırça fırça
Yazılmamış yazılamamış
Anlatılmış anlatılamamış
Duvarlarımdaki resimsin sen.
Benim neyim olduğunu nerden bileceksin?
En büyük beyinlerden aldığım
En kalın kitaplardan okuduğum
En muhteşem filmlerden izlediğim
Yudum yudum
Ezberlediğim dersimsin sen.
Benim neyim olduğunu nerden bileceksin?
Gönül müzemin en güzel köşesinde
Kimselere göstermediğim
En görkemli
En nadide elmasımsın sen.
Benim neyim olduğunu nerden bileceksin ?
Gece karanlığında yüreğime damlayan
En karanlık bulutların engel olamadığı
En göz alıcı yıldızımsın sen.
Benim neyim olduğunu nerden bileceksin?
Kurşun yarasının ulaşamadığı
Köz alevlerinin yakıp veremediği
Hiçbir acıya benzemeyen
İçimdeki
En onmaz sızımsın sen...
Benim neyim olduğunu nerden bileceksin?
Seni ekerim tarlalarıma
Seni biçerim
Seni arzularım seni içerim
Ve seni çalarım tel tel
Her mekandaki sazımsın sen.
Benim neyim olduğunu nerden bileceksin?
Çiçekleri okşarken söylediğim sözüm
Dünyaya baktığım iki gözüm
Tutarken kaçırdığım kaçarken tuttuğum
Bensizlikte
Benim olan alın yazımsın sen .
1997
|
|
|
Gönderen:
HASAN TOPCU
Şiir ismi:
BİR SOĞUK SU İÇTİM BU SEVDANIN ARDINDAN
Şehir:
Sakarya
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 14:37 |
BİR SOĞUK SU İÇTİM BU SEVDANIN ARDINDAN
Kuşlar postacım değil artık,
Rüzgar nefesimi taşımaz gayrı,
Pencereler açılmasın gecelere…
Bir soğuk su içtim ,
Bu sevdanın ardından
Yıldızlar parlamasın göğümde
Güneşim gölgelerde kayboldu,
Bulutlar gözyaşımı taşımasa da olur…
Bir soğuk su içtim
Bu sevdanın ardından.
Boşuna yollara bakmasın sevdalım
Narçiçekleri manasını yitirdi.
Fal baktırmam artık papatyalardan…
Bir soğuk su içtim
Bu sevdanın ardından.
Kuru ağaçlar duydu canlandı,
Dökülen gözyaşları kanlandı
Dokunduğum çiçekler ballandı…
Bir soğuk su içtim
Bu sevdanın ardından.
Al demeden mor demeden vuruldum.
Taş kesilen o yürekten yoruldum
Dertler virüs oldu sarıldım…
Bir soğuk su içtim
Bu sevdanın ardından
Dillere sakız oldum yetmedi.
Taşlara vurdum başımı gitmedi,
Pazar pazar yüreğimi sattım bitmedi…
Bir soğuk su içtim
Bu sevdanın ardından
Bastığı yeri öptüm çiçek açtı,
Ayaza çekti sıcak yaz günleri,
Olmazları oldurdum yokluğu seçti…
Bir soğuk su içtim
Bu sevdanın ardından
Şiirler yazdım haline nakış, nakış
Aynı bakışta kaldı o bakış,
Dağlarıma yine geldi karakış
Bir soğuk su içtim
Bu sevdanın ardından
Yokluğu bu yüreğe cehennem,
Nasıl ayakta kalam, nasıl direnem,
Ona zarar veriyorsa yaşantım madem.
Bir soğuk su içtim
Bu sevdanın ardından
2007
|
|
|
Gönderen:
HASAN TOPCU
Şiir ismi:
SEN MENEKŞE BEN SU
Şehir:
Sakarya
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 14:35 |
SEN MENEKSE BEN SU
Sen pencerelerde bekleyen mor menekşe
Ben bulutlardan sana yollanmış damıtılmış su
Kaynama noktasında bir sevda
Sevdalar sevdalara kurmuş pusu
Her mihnet çekilir belki
Çekilir değil sana gelememek korkusu
Bembeyaz bulutlarda uyurken düşümdeydin
Gök gürültüsünün korkusunda içimde…
Yıldırımlar düş müydü?
Yoksa düş’ler mi yıldırım?
Kaç kere kurudu benimle,
Kaç kere ıslandı kaldırım?
Kuşların gagalarında taşınıp
Bir buse sıcaklığında
Çocukların uçurtmalarına konmuşum
Dağ baslarında bulanık eriyip
Pervasız ırmaklardan geçip
Çağlayanların aklığında
Durulmuşum.
Sen menekşe
Ben su
Sen umut büyütürsün
Yem yeşil yapraklarda
Ben yok olma noktasındayım
Çatlamış topraklarda.
Sen pencerelerde bekleyen mor menekşe
Ben bulutlardan sana yollanmış damıtılmış su
Kaynama noktasında bir sevda
Sevdalar sevdalara kurmuş pusu
Her mihnet çekilir belki
Çekilir değil sana gelememek korkusu
2009
|
|
|
Gönderen:
HASAN TOPCU
Şiir ismi:
KARA BİR SEVDA BU!
Şehir:
Sakarya
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 14:32 |
Birden düştü iki yüreğe bir ateş,
Başlamadan biten, kara bir sevda bu.
Engel; ana baba, çocuk, kardeş,
Başlamadan biten ,kara bir sevda bu.,
Oralarda sen yanarken yürek, yürek
Ben tükendim buralarda eriyerek.
İnsana böyle tokat atarmış felek.
Başlamadan biten, kara bir sevda bu.
Ayrılık rüzgarı kutuptan soğukmuş
Gerçekte ;sevdadan büyük bela yokmuş ,
Sanki bir yılan bütün vücudu sokmuş,
Başlamadan biten ,kara bir sevda bu.
Yıldıza benzer gözün hilaldir kaşın
Selamı var … gibi bakar arkadaşın
Avucuma düşer yağmurda gözyaşın
Başlamadan biten ,kara bir sevda bu.
Beni ;kimi mecnun diyor kimi Ferhat
Kimi çölü gösteriyor ,kimi sırat.
Billah , benden bulanık akmıyor Fırat
Başlamadan biten ,kara bir sevda bu.
18-04-2013
|
|
|
Gönderen:
serkan gürer
Şiir ismi:
Şehir:
Bolu
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 12:45 |
sen ve dünya banayeter gözyaşım sensiz
gecede kalır günler gecerseni anarım yıllar gecer senı ararım dogdu öldü diyesensiz kalırım yüzünü görsem serkan
idda ederim gelecek diye gelmez serkan
|
|
|
Gönderen:
onurcan adıgüzel
Şiir ismi:
benim köyüm
Şehir:
Bolu
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 12:41 |
sazakkınık köyü
kokuyor burnuma sazakkınık köyü
serindir dağları,soğuktur suyu
dedem köy emanet etmiş,ölünce
gözünün yaşını sil görüşücez yine
cennette bahçelerinde
beraberiz dede
Belki Simdi Yoksun Buralarda,
Elini Tutsam Sesini Duysamda
Hasretini Unutturan Varligın Var Yanımda
Garip Bir Duygu Var
Yalnızligımda Özledim dede Özledim Seni
Gurbet ellerde hasretine yürek dayanmaz.
Burnumda tütsede biçare olmaz
.
Buraların taşı toprağı yerini alamaz
.
sazakkınık köyü,şanını toprağını özledim
Hayata küstüm,bir köşeye çekildim.
Düşman oldum ayrılığa yenildim
.
Hayatımı sana adamıştım
,
sen beni terk ettin dede
|
|
|
Gönderen:
Celil Cavanşir
Şiir ismi:
Bu şehrin geceleri
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 10:57 |
Kandırmak, boşunaymış kendimi,
kızarmış gözlerle,
dağılmış duyğularla
yazmak da boşunaymış.
Çünki Vatanın tadı başka…
Ruhun derinleklerinden gelen
varsa ilık və sıcak bir sızıntı.
İşte bitmeyen inatlı bir ağlamakla,
işte durmadan haykırmakla
anlata bilirmiyim Vatanı?..
Yaza bilirmiyim
acıların dinmeyen yanılarını?..
Yaza bilirmiyim işte
gözlerimden filizlenen
hasret tomurcuklarını?..
Anlata bilirmiyim acaba
aklımdan keçenleri?..
Kınamayın arkadaşlar,
el şehrinde
kahrından içenleri.
Bu şehrin geceleri erken düşer,
Bu şehrin seherleri erken biter.
Bizim yerlere benzemez
bu şehrin iç yapısı.
Çalmak için
bulamazsın dost kapısı.
Bu yerleri övmekden,
bu şehirde yaşamaktan
vazgeçiyorum.
Bu susuz denizde
bu ölü balıklarla
birge olmak istemiyorum.
Bu şehrin geceleri erken düşer…
Lambaları daha erken yakıyorum…
Bu şehirde yaşamaktan korkuyorum,
Bu şehirde hayatımdan bıkıyorum,
Bu şehri sevmiyorum,
bu şehri sevemiyorum…
…sevemiyorum…
|
|
|
Gönderen:
Melih Küçük
Şiir ismi:
Hep Birlikte
Şehir:
Bursa
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 09:49 |
"Bu diyarda geçmiyor hiç zaman
Geceler kavuşmuyor sabahın yeline
Gurbetin havasını soludukça yüreğim
Dardayım,yalnızım,umutsuzum.
Geceleri üstümü örten de yok,
Hastalığımda üzerime titreyen de yok.
Siz yoksunuz ya yanımda,
Sizin dışınızda her şey var bu şehirde..
Saymakla da bitmiyor günler,
Beklemekle gelmiyormuş özlenenler
Uyandığımda olur musunuz yanımda
hep birlikte...
|
|
|
Gönderen:
Melih Küçük
Şiir ismi:
Aşk
Şehir:
Bursa
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 09:40 |
Saçlarının kokusu büyüledi beni ey yâr,
Zülüflerinin arasında kaybettim yolumu
Kömür karası gözlerin yakarken beni
Kirpiklerinde kül oldum, bitik kaldım.
|
|
|
Gönderen:
MELTEM KASAB
Şiir ismi:
Boyalı Cadde
Şehir:
İstanbul
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 08:46 |
Önümü ardımı kilitledim bu asır
Anahtarı kayıp, tıpkı düşlerim gibi!
Ölü bir şehrin, gizli yaldızı
Kayıp bir kadın
Uzak bir kent mesela
Yaşamı öldüren, Ölümü davet eden ruh
Solunda "Sen"in son hecesi
"siz" bayım -siz
Bu şehir hep sensiz...
Sığınacak limanı yok kadının
Ve ezberinde kalan, telafuzsuz adının
Acı ile dolan narin kalbinin
Kıskacında kavrulan gözyaşlarının
Sahibi o kadın...
Adı yok yine de kadının
Cellad-ı aşkın yumağında...
Şehrin kamburu çıktı usta!
Gözleri akmakta!
Yüreği dağlanmakta!
O bilse ne fayda!
Gelse gidemem ki!
Sevse ölemem ki!
**
Velhasıl
Önümü ardımı kilitledim bu asır
Boyalı bir cadde gözlerimde
İşte benim son cennetim
Sefil ve çirkin içim
Göğsümde bir güneşle koşup
Çocukluğa açılıyorum, derinlerde...
Usta! İhtişamlı bir kuleye kapa beni
Sustur kelamlarımı da, kaçır sözlerimi
Zaman beni göstersin,
Zamansız öten kuşlar duysun
Gökyüzü yalnız benim olsun
Kutsayın bencilliğimi
Yıldızlar yakıyor yüreğimi
**
Usta! Çok önceleri Güneş bağrımda açardı
Şimdi yıldızlar buz gibi canımı yakmakta!
Düşleyeceğim hiç birşeyim yok!
Yaşayan biri gibi ağlarken
Ölen biri gibi ruhum ayrılmakta
Söyle büyük adam!
Söyle usta!
Bu bulanık suda, gök ne zaman görülecek!
-Bir kadının şarkısı-2012
Meltem KASAB
|
|
|
Gönderen:
mehmet AKİF ipek
Şiir ismi:
DÖNER MİSİN GERİ?
Şehir:
Kayseri
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 01:50 |
"Aşkınla yanan bi alev içindeyim,
gittiğin günden beri..
Ben seni çok özledim
, acaba döner misin geri?
Sana ihanet olur diye
Tutamadım ben bir başka eli,
Sarılmıyorum kimselere
başka koku sinmesin üzerime.
Hayatima fragman gibi
gelip doğdun gönlüme
şimdi senaryo bende,
fragman değil bir ömür oynayacaksın
bu oyunu kalbim de
ister kabul et ister reddet
bu film basrolu olmadan da oynar elbet
sana geri dönecek gönlüm sabret
Yari min yüzünde bir tebessum hissett
o kalbine artık istemiyorum kalmayı gurbet
hadi güzelim beni yine ERKEĞİN İLAN ET .
|
|
|
Gönderen:
mehmet AKİF ipek
Şiir ismi:
herşeyimsin sen
Şehir:
Kayseri
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 01:43 |
Sen Herşeyimsin
Ben olsam Dünyanın en zengini
Kokunu Satın almak için feda ederim Servetimi
Sen olsaydın bir yağmur damlası
Sahrada bile yağdırırdım sırılsıklam aşığım
Ne vakit bir gök gürlese Oturur ağlarım yağmurdan önce
Belki sen topraktasındır diye
Güneş doğarsa imsak vakti
GElir beklerim Yanına ısıtmasın tenini
Çığlık olsan enginlerde Tutar yüceltirim Gökyüzüne
Yada bir zifiri karanlığım dersen
Ay olur güzelliğini gösteririm Yıldızımsın diye Olmadı ben hiçim dersen gözlerime
Yok olurum sevgili Sadece gözlerinde
Ama bir yerlerde saklı kalırım
Birgün muhtaç olursa hemen yetişeyim diye Bazen fırtına bazen, bazen dalga
ne vakit ruhum sensizliğe aç olsa
Ben hazırım hep seni Her yerde aramaya
Lügatım ellere emretmiyor o sadece vesile
Kalbimdir asıl suçlu, Faili meçhul gözlere
Nasıl kıyar bilemem ki Gündüz gece Demeden Vakitte Saniye görmeden
heran Seni düşlemeye
Bİr an bırakmadan Kalbimden Seni çok özlemeye
SEn bu kalbin tek sahibi Sen küçük dünyamın Tek gerçeği
Sen Benm Göz Bebeğim Sen BEnm Herşeyimsin
Sen, benim birtanem sin
Sen güneşimsin ben ise etrafında divane olan dünya
Sen çiçek sen ben ari
Sen yağmur san ben toprak
Sen leyla isen ben mecnun
Aşkın adı neyse ben o olurum
|
|
|
Gönderen:
mehmet çam
Şiir ismi:
bir fotoğraf karesine şiirler 7
Şehir:
Yozgat
Tarih:
02 Mayıs 2013, Perşembe 00:19 |
Bir yanılsımanın denklaşöründe
Ait olmadığım bir fotoğrafta
Gülümsüyor gözlerim
Hayat yansıması mıdır cennetin
Peki bu yanılsımalar niye
Şeytan mı sokuyor bu resimleri zihnimize
Yoksa bedensiz bir ruhta mı gülümsüyoruz
Yüz yüze
Bedensiz ruhların yalnızlığı
Geçmişin en karanlık noktasına saklıdır
Ve vurur bir yerde tüm kalabalıkları
En çoğul olduğumuz yerde
Dönüşler hep onadır
O
dağdağalı yalnızlık
Zaten değil mi ruhlar en içte
Yalnızlığı yaşar tüm sevişmelerde
O halde ilk günkü gibi yalnızız
Ruhlarımız bedenlerde hapis
Kurtarılmalı bir an önce
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Tekin
Şiir ismi:
Gecelerim Dönmüş Sabaha
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 23:45 |
Gecenin ayazı çökmüş , şehrin ; boş sokaklarına ..
Lambalar sönmüş ; elalem dalmış , derin uykusuna ..
Gözlerim kapanmaz , içimde dermanı sen olan bir yara ;
Feleğim şaşmış , bende değilim ben ; gecelerim dönmüş sabaha ..
Sende bulur ruhum ; ömrümün kokusu olacak , anıları ..
Uykusuz gecelerde ; hayalinle , sensiz karşılarım sabahları ..
Günler böyle geçer , kaç geceler ; bekleyeceğim bilmem daha ,
Feleğim şaşmış , bende değilim ben ; gecelerim dönmüş , sabaha ..
|
|
|
Gönderen:
sibel gülistan
Şiir ismi:
gölge/aşk
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 23:00 |
üç defa kapı vuruluyor
üç yerinden
saat üçü üç geçe
gözlerim ağır başımı kaldıramıyorum yastıktan
üç kişi birden giriyor içeriye
biri saati alıyor
biri eşyalarımı
diğeri ise canımı almayı istiyor
saat üçü on gece
tam on yerden bıçaklanıyorum derince
feryat figan bağırıyorum
kapıda bitiyor komşular
kimse kurtarmıyor
öylece bakıyorlar
üç kişi
üçü birden
kaçıyorlar
üçü birbirinden
kaçıyorlar
birden
ve hiç beklemeden aniden
bir doktor
gözlerimi açıyorum
yaralar yok
ateşim çıkmış
hastaymışım
O gelmiş uyuyormuşum
elini başıma koymuş
tek yaptığı buymuş
dinliyorum
ve gülüyorum
saate bakıyorum yok
zamanlarımı çalmış biri
eşyalarıma bakıyorum yok
kimliğimi çalmış öteki
bedenime bakıyorum
bıçak izleri yok
kan yok
yara yok
nasil olur diyorum
gözlerim kararıyor
meğer yaralar içimi sarmış
O geliyor
ama bilmiyor
üç defa soruyor
Sibel iyi misin?
Sibel
Sibel
susuyorum
konuşsam anlayacak
ağlasam gözyaşı yerine kan akacak sanki
inciler kırmızı olur mu?
ama aşk
o kırmızı
gözlerine bakıyorum göz göze geliyoruz
o kırmızı ben kırmızı ağlıyoruz
çare yok
ya kurtulmalı aşktan
ya aşk kurtulmalı yastan
acıdan
çare yok
istemiyorum
aşk istemiyorum...
ve susuyorum yeni baştan
Sibel Gülistan
|
|
|
Gönderen:
Emir Eryüksel
Şiir ismi:
Benliğim
Şehir:
İzmir
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 22:56 |
Okyanusun kıyıya savurduğu kum tanesiydim,
Dalgalar yoldaşım oldu;
Hata ansiklopedisinin tek metniydim,
Dilim sırdaşım oldu.
Rüzgarın dallarını kopardığı çam ağacıydım,
Köklerim gövdemi tuttu;
Ben su misali akarak yolumu buldum,
Yalnızlığım benliğim oldu.
|
|
|
Gönderen:
Emir Eryüksel
Şiir ismi:
Utanç Vaziyeti
Şehir:
İzmir
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 22:55 |
Ölür bugün savaşta yetim,mazlum bir çocuk
Yerde yatar bedeni, sırtında kahpe bir mermi
Parkta şehit etmişler, barış için demişler.
Yıllardır öldürdürdüler, hep barış beklediler!
Ölür bugün savaşta garip,yalnız bir ihtiyar
Elinde bastonu,Kalbinde kalleş bir hançer
Camide katletmişler,Özgürlük için demişler.
Milleti yurdundan ettiler ama özgürlük istediler!
Ölür bugün savaşta dul,aciz bir ana,
Kucağında bebesi,Ensesinde süngü izi
Evinde öldürmüşler Adalet için demişler
Hep suçsuzu vurdular sonra adalet umdular!
Herkesi kullandılar,Yanlışı doğru yaptılar.
Ezilen insanları birbirine Vurdurdular.
Hep savaş çıkardılar,Sonrada silah sattılar.
kasalarında altın,Ağızlarında yalnız yalan var
Sözde bu topraklar için olur bu katliamlar.
Ama kendi ceplerini parayla doldurdular.
Onlar menfaat için vatanlarını bile satarlar.
Kenetlenmek gerek yoksa bizi de yutacaklar.
|
|
|
Gönderen:
mertcan ÖNEÇ
Şiir ismi:
İÇİMDEKİ TUFAN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 21:50 |
Unutamıyorum seni hala
Gülüşün gitmiyor kafamdan
Akşam kafamı yastığa koyduğumda
Seninle olmıyan hayallerimiz etrafımda
Yollarda seni arar oldum
Sevemyorumda artık kimseyi
Her gülüşte senin gülüşün
Her bakışta senin bakışın
Unuttum diyorum,unutuyorum
Bazen oluyor kalbim acıyor
İçimde biyerdesin sanki
Ne yapsam kurtulamıyorum
Kayboluyorum bazen içimde
Gereksiz bir hüzün doğuyor
Adını koyamadığım bir acı içimde
İşte o anlar gülmek sahte geliyor
Çok severken sevilmemek
Ne de koyuyormuş insana
Senin için canımı verebilecekken
Senin aklın başka yar'larda
|
|
|
Gönderen:
Engin Kaçar
Şiir ismi:
BİR RÜYADAN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 18:48 |
Hülyâ dolu bir menzile vardım ne saâdet
Gönlüm o kadar yüklü ki yâ Râb ne zamandır
Kaç vakti açılmış duyarım etmede dâvet
Milyonla dilin nağmesi yâ Râb ne yamandır
Artınca büyük nûru,derinleşti ufuklar
Ey gökyüzü fecrinle mesûdum diye geldim
Artık dökülür sihrin açılmışsa oluklar
Bir bahçe içinden süzülüp içmeye geldim
|
|
|
Gönderen:
Engin Kaçar
Şiir ismi:
EY DENİZ
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 18:43 |
Ufkunda gün mü doğmada hasretle ey deniz
Sonsuzluğun bir engini hazzıyla andırır
Hâlâ uyurken uykunu bâkî ve kimsesiz
Çehren bu gönlü mâvi ferahlıkla kandırır
Tüm saflığınla dalgalısın her şafakta sen
Dövmekte şimdi sâhili birkaç köpüklü el
Deryâya mâvi yüzle semâdır gülümseyen
Sessizce okşasın bizi kıvrımla yüklü el
Ufkunda gün mü doğmada hasretle ey deniz
Âh bekleyen de biz,yorulanlar da bizleriz
"Mef'ûlü Fâilâtü Mefâîlü Fâilün"
|
|
|
Gönderen:
Mesut İlkay YANIK
Şiir ismi:
Allah Var Problem Yok
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 18:39 |
Başka bir özlem yok, hakkın aşkıyla yanan ferde.
Allah var problem yok, sabrederim her türlü derde.
Bu el benim değil, bu kolda öyle; Haktan ikram.
Şükret, ona eğil, namaz kıl diyor, sahabeyi kiram.
Tasavvuf erbabı; nefsini yönetir maşallah.
Her türlü esbabı, yaratandır hazreti Allah.
Kefendir esvabım, beyaza bürünmek usuldür.
Kabirde cevabım: “Allah bir, Muhammed (S.a.v) Resuldür.”
Allah’ın kelamı Kuran’ı Kerimdir güneşim.
Allah’ın selamı üzerine olsun kardeşim.
Mesut İlkay YANIK
|
|
|
Gönderen:
Mesut İlkay YANIK
Şiir ismi:
Türkçe
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 18:38 |
Türkçe yaşadım, türkü tadında, türküler Türkçe!
Dedem Saltuk Buğra Han adında, korkular Türkçe!
Dört bir yana dağıldı ülkümüz, tutkular Türkçe!
Turan yurdunda kurttur uykumuz, uykular Türkçe!
Yağız bir at sırtında koş cenkte, seferler Türkçe!
Hep bir ağız, tek yürek, bin renkte, zaferler Türkçe!
Boğulacak deryada namertler, dalgalar Türkçe!
Dava için çarpışır Mehmetler, kavgalar Türkçe!
Türk’ün sancağı yere düşmesin, mevzumuz Türkçe!
Karabağ, Kerkük, boyun bükmesin, arzumuz Türkçe!
Asırlardır bu diyara hâkim, devletim Türkçe!
Başbuğumdan işittiğim hüküm, uzletim Türkçe!
Vatan uğruna kaç şehit verdik, şehitler Türkçe!
Bir hilal uğruna neler gördük, şahitler Türkçe!
Ülkü uğruna ölür bu dergâh, yazgımız Türkçe!
Turan yolunda hazır güzergâh, çizgimiz Türkçe!
Tanrı dağı şahittir ülküye, akitler Türkçe!
Zamanı geldi artık Türkiye, vakitler Türkçe!
Fitne üstüne mertçe yürürüz, azarlar Türkçe!
Türkçe yaşadık, Türkçe ölürüz, mezarlar Türkçe!
Mesut İlkay YANIK
|
|
|
Gönderen:
muhammet tekşen
Şiir ismi:
Can Nefese Gelince
Şehir:
Bayburt
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 18:07 |
Sabah ezanı kulaklarda
Çaresizliğin sarmış olduğu şu anlarda
Her kelimem de seni gömüyorum satırlarıma
Ölüm bile utanıyor yüzüme bakmaya
Yıllarca aradığım sorduğum kokuydun
Belki küçül bir çocuğun avucundaki son yudumdun
Yavuz yüzlerde gördüğüm huzurum
Son hicretim gidebileceğim tek yolum
Geceleri rüzgar giyer ateş püskürür yüreğim
Dayanacak gücü kalmadı gönül direğim
Azrail'den son dileğim
Gözlerinde kaybolarak canımı vereyim
|
|
|
Gönderen:
Bakriya Anastasiya Gönültaş
Şiir ismi:
Annem benim
Şehir:
İzmir
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 18:00 |
Annem benim
Her rüzgar estiğinde
Kalbim bir başka atıyor
Bir dakika yanından ayrılsam
İçim daralıyor
Hasretim artıyor
Emin ol ki anne
Benim sevdiğim gibi
Seni seven olmadı
Bil ki anne
Sen benim meleğimsin
Bir tanecik incimsin
|
|
|
Gönderen:
muhammet tekşen
Şiir ismi:
Yargı Sistemi
Şehir:
Bayburt
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 18:00 |
Gözlerinin yargı sistemi bu mu?
Dar ağacına gönderirken yüreğimi
İki parmağının arasında kırılan kalemimin feryadını duydun mu?
Ve Sevmedim bu gidişinin üslubunu
Sen gittin ya şimdi tüm renkler koyu
Unutturan nedir sana dününü bugününü
Sen örtsen de bütün yaşanmışların bir bir üstünü
Öyle bir anda silinmez anılar üstünkörü
Kusura bakma sevgili kırılmış vazoların olmaz özrü
Sana şiirler yazardım sen beni oku diye
Bin bir dua ettim ne olur bu sonum mu diye
Dualarımda, sevgimde, merhametim de seninle gömüldü sessizliğe
Keşke diyorum keşke görmektense seni böyle
ölseydin de yasını tutsaydım bir köşede çaresizce
|
|
|
Gönderen:
mehmet güder
Şiir ismi:
SEVGİNİN DÖNÜŞÜ
Şehir:
Gaziantep
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 16:42 |
BİR AKŞAM VAKTİYDİ,
SOKAKLAR KARANLIK,ZİNDAN GİBİ
ADIM ATSAM DÜŞECEĞİM.AMA BEN
ADIM ATIPTA DÜŞMEDİM.SENİN
BENİ BIRAKTIĞIN GÜN DÜŞTÜM.ÇUKURA.
HERYERDE SENİ ARADIM.BULAMADIM.
KİME SORSAM YOK DEDİLER.
ARAYIŞIMA KARŞILIK BULAMADIM.
AMA VAZGEÇMEDİM.HEP ARADIM.
BULMAK İÇİN.ARIYACAĞIM HEP SENİ.
HER NEREYE BAKSAM SENİ GÖRÜYORUM ORADA.
SANKİ GELİYORSUN TAM KARŞIMDA,
SENSİN,SENSİN,MEHMET DİYE SESLENİYORSUN,
İŞTE BU BENİM SEVDİĞİM DEDİM,DÖNDÜM KOŞTUM SANA,SANA.
TUTTUM ELLERİNİ,BIRAKMAMAK ÜZERE.
BAKTIM GÖZLERİNE,AYIRMAMAK ÜZERE,
SARILDIM SANA,GİTMEYESİN DİYEE,
İŞTE BU BENİM,SENİN SEVDİĞİN,HEP SENİNLE,
İŞTE BU SENSİN,BENİM SEVDİĞİM,HEP BENİMLEEEEEEE...
YAZAR,, MEHMET GÜDER
GAZİANTEP,ŞAHİNBEY
TLF.,0538 074 79 94.
|
|
|
Gönderen:
mehmet güder
Şiir ismi:
Şehir:
Gaziantep
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 16:39 |
BİR AKŞAM VAKTİYDİ,
SOKAKLAR KARANLIK,ZİNDAN GİBİ
ADIM ATSAM DÜŞECEĞİM.AMA BEN
ADIM ATIPTA DÜŞMEDİM.SENİN
BENİ BIRAKTIĞIN GÜN DÜŞTÜM.ÇUKURA.
HERYERDE SENİ ARADIM.BULAMADIM.
KİME SORSAM YOK DEDİLER.
ARAYIŞIMA KARŞILIK BULAMADIM.
AMA VAZGEÇMEDİM.HEP ARADIM.
BULMAK İÇİN.ARIYACAĞIM HEP SENİ.
HER NEREYE BAKSAM SENİ GÖRÜYORUM ORADA.
SANKİ GELİYORSUN TAM KARŞIMDA,
SENSİN,SENSİN,MEHMET DİYE SESLENİYORSUN,
İŞTE BU BENİM SEVDİĞİM DEDİM,DÖNDÜM KOŞTUM SANA,SANA.
TUTTUM ELLERİNİ,BIRAKMAMAK ÜZERE.
BAKTIM GÖZLERİNE,AYIRMAMAK ÜZERE,
SARILDIM SANA,GİTMEYESİN DİYEE,
İŞTE BU BENİM,SENİN SEVDİĞİN,HEP SENİNLE,
İŞTE BU SENSİN,BENİM SEVDİĞİM,HEP BENİMLEEEEEEE...
YAZAR,, MEHMET GÜDER
GAZİANTEP,ŞAHİNBEY
TLF.,0538 074 79 94.
|
|
|
Gönderen:
Mesut İlkay YANIK
Şiir ismi:
İnsan Olmak
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 16:21 |
Yedi kıta, dört mevsim, / başkaldıran bir devran
Milyarlarca mütemmim/ milyarlarca yaşayan
Müslüman, gayrimüslim / her coğrafyada insan…
İnsan kalabilmektir / farklı olsa da lisan!
İnsan olabilmektir / insan gibi bir insan!
Dâhili ve harici / harplerle kırılan biz
Nazarlı, devirici / gözlerle devrilen biz
Yok edici, kırıcı / düzeni yeneceğiz!
Dünya halkı kardeştir / budur adab-ı erkan!
İnsan olabilmektir / insan gibi bir insan!
Dünyaya bir dilekçe / sunduk bak tezleşiyor
Fikrimiz büyüdükçe / dert dağı tozlaşıyor.
Frenkçe, Grekçe, Özbekçe / insanlar sözleşiyor
Kavgayı bitirmektir, / ateşkestir bu ferman
İnsan olabilmektir / insan gibi bir insan!
Her ocakta aynı aş / “umut” pişiriyoruz
Her umut, insana eş / insanlar aşka maruz
Kardeştir insan kardeş / bitsin artık tearuz!
Dostluktur, kardeşliktir / aşktır önemli olan
İnsan olabilmektir / insan gibi bir insan!
Böyledir Afrikalım / böyledir Anadolu
Gelin helalleşelim / durulsun Hanka Gölü
Korelim, Brezilyalım / şahittir ipek yolu
Geleceğimiz birdir / Slav, Arap, İskoç, Alman
İnsan olabilmektir / insan gibi bir insan!
Mesut İlkay YANIK
|
|
|
Gönderen:
buse şenöz
Şiir ismi:
öğretmenim kalbimizle seviyoruz seni
Şehir:
Antalya
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 13:53 |
öğretmenimle birlikte gideriz geleceğe
odur bizi cahillikten kurtaran
aydınlığa yollayan
öğretmenim kalbimizle seviyoruz sizi
24 kasım olunca
törenlerle,şiirlerle,şarkılarla
coşkuyla kutlarız gününüzü
çünkü seviyoruz biz sizi
gözlerimi kapatsam uykuya dalsam
sizi görürüm öğretmenim
bana ders verirken kara tahtanın başında
sizi görürüm öğretmenim
herzaman bize ana baba gibi davrandın
zorlukla mücadele etmeyi öğrettin
bizi övdün sevdin canım öğretmenim
öğretmenim kalbimizle seviyoruz sizi
öğretmenler önemli kişilerdir ...
|
|
|
Gönderen:
buse şenöz
Şiir ismi:
hatırlamak
Şehir:
Antalya
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 13:49 |
keşke hatırlamak diye bir şey olmasa
unutsa insan yaşadıklarını
kaybettiklerini,ve kötü anılarını
tüm bunları düşünürken
ağlamak gelir insanın içinden
bu göz yaşlarını silmek
kolay mı sanırsın sen
hatırlamak o kadar zulümdür ki
insanı nefrete ve göz yaşlarına boğar
işte bu yüzden
hatırlamak diye bir şey olmasa derim ben...
|
|
|
Gönderen:
buse şenöz
Şiir ismi:
elimde tek bu kaldı bir taş parçası...
Şehir:
Antalya
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 13:47 |
havasıyla,suyuyla,taşıyla,toprağıyla
tanılırdı bir zaman, benim memleketim
acımız,sevincimiz hep orada geçti
hayatımız,kaderimiz hep burada bitti
nice bayramlar oldu,nice eller öpüldü
nice tabutlar taşınıldı,nice dualar okunuldu
hepimizin kaderi ortak idi
bugün yaşamak,yarın ölmekti
her soluk aldığımda, aklımdaki güzellikler
rahatlatırdı beni
mezarlık yanından geçerken
ürpertidi beni
benim yurdum memleketim
ünlüydü her şeyiyle
taa ki bir zamana kadar
bir iş adamı, dozerler toplayarak geldi
buraları yıkacağını,doğal güzellikleri bozacağını söyledi
bu zalim adamın karşısında , kimse duramadı
buraları yıkamassın diye kimse konuşamadı
bildiğini okudu adam
yıkıp geçti buraları
elimde tek bu kaldı,bir taş parçası...
|
|
|
Gönderen:
Mesut İlkay YANIK
Şiir ismi:
Beni Durdurma
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 13:29 |
Beni durdurma
Çekil önümden aldanırsın.
Öfkem parçalar ellerini
Gazabımla tutuşur yanarsın.
Öyle çok şey var ki bilmediğin
Anlatsam da anlayamazsın
Zaten anlasan ayakta duramazsın!
Beni durdurma
Karşımda durma öyle
Tüm damarlarım sana bağlı
Bir kemerle kas içinde
Sakallarım pis,
Düşlerim pas içinde
Benim gibi ol sende
Bütün art niyetlerini,
Yarına dair dileklerini,
Yargılayıp as içinde!
Beni durdurma
İhtilal yalnızlığında,
Devrik bir hükümet tadındayım.
Bozarım gülüşündeki tatlılığı
Sen alev dengi gülüşler,
Tütün rengi düşler âleminde,
Ben memleket derdindeyim!
Beni durdurma
Bir Gururum kaldı
Birde öfkem!
Onları da sattırma pazarda!
Ben ne sürgünler yedim
Sen uyurken
Düşündükçe uslanmaz
Yüreğim azarda
Parçalanır, ikiye bölünür mezarda!
Mesut İlkay YANIK
|
|
|
Gönderen:
Gülüm Çamlısoy
Şiir ismi:
Umut
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 12:03 |
Ne zaman önemli ne de mekân,
Bize gerek iki kelam
Derde lazım derman,
Geçmez gönle ne söz ne ferman.
Ne padişah ne de sultan,
Önemli mi ki mevki ya da makam…
Yürür insanoğlu yolları,
Kader örse de ağlarını;
Umut lazım umut,
Yeter ki geçen her kötü anı unut.
Sadece önüne bak
Bırak boş sözü,
Her işin başı ve bil ki önemli olan sözün özü.
Taşlar, dik yokuşlar aşar insan;
Geçtikçe yıllar, düşer saça teker teker aklar.
Ömür su misali,
Çıktıkça takati azalır engebeli yolları.
Dost gerek yanına,
Ancak tek yoldaşın Tanrı
Geçen her dakikanda.
Dua et, şükret;
O’ nun olduğunu bil
Ve sabır et.
Kara döner aka
Karanlık bırakır yerini aydınlığa.
Dayan, sev ve umut et.
Zaman geçer, yol biter;
Tüm hayaller gerçek olur birer birer.
Önemli olan hakkaniyet,
Neye niyet neye kısmet…
Vicdan, gönül ve dua bir arada,
İnsanoğlu o zaman erer muradına.
Yalanı, riyayı unut
Yeter ki gönülden bir dilek tut.
Ha bugün ha yarın
Emin ol, mukadderat çok yakın.
|
|
|
Gönderen:
Muzaffer AYDIN
Şiir ismi:
OLUR
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 10:43 |
OLUR
Gönlü bar olana, meydanlar hep dar olur
Mekan dar olsa da, şakire bahar olur
Ar etmeyen insana, şu alem mazhar olur
Dünyası yar olsa da, ahiret kahhar olur
Kışın beyaz kefeniyle,yeşil kırlar kar olur
Her günah sahibine, dehşetli mezar olur
Riyakar olanlara riyası hep kar olur
Fanide kar bulsa da beka da bikar olur
Nazar eden göz ile gönlüm hep didar olur
Gönle gelen dost ile yürek mihmandar olur
|
|
|
Gönderen:
onurcan adıgüzel
Şiir ismi:
sazakkınık köyü
Şehir:
Bolu
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 10:38 |
kokuyor burnuma sazakkınık köyü
serindir dağları,soğuktur suyu
dedem köy emanet etmiş,ölünce
gözünün yaşını sil görüşücez yine
cennette ve cehendemde
hep beraberiz dede
Belki Simdi Yoksun Buralarda,
Elini Tutamasam Sesini Duyamasamda
Hasretini Unutturan Varligın Var Yanımda
Garip Bir Duygu Var
Yalnızligımda Özledim dede Özledim Seni…
|
|
|
Gönderen:
semih argın
Şiir ismi:
sende
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 10:18 |
Kızıyor musun hala yan flüt çalan piçe
Dolaşıyormusun sabahları Kızılayın sesizliğinde
Ulus’ta fahişe görünce yüzünü çeviriyor musun
Mahçup musun hala eskisi kadar
Haksızlıklara tahammülün var mı artık
Alnın akmı ilk günkü kadar
İnançlarından ödün vermedin mi
Sevdiğin kıza sevdiğini söyleyebildin mi
Yoksa oda hayallerinle birlikte yok olup gitti mi
Söyle
Durma, çığlıklarını bastırma haykır
Söyle yiğitlik sökermi bu şehirde
Göz yaşların hala içine mi akıyor
Ağlamayı yediremiyor musun hala gururuna
Söyle başın sıkıştığında
Yüzün göğe bakıyor mu hala
Ve sende mi eriyip gittin bu şehirde
Milyonlarla baş edemedin mi sende
Sigaranı ard arda yakıyor musun yine
Her dumanda varmı sevdalılar artık
Sende içindemisin sevdaların
Sende artık sen değil misin yoksa
Aldırmıyor musun hayata
Kahpeliğe düzene karşı değilmisin
Değilmisin memleketin sevdalısı
Yürekli bir yiğit değilmisin sende
Yumrukların pasmı tuttu artık seninde
Eskiler dediklerimizden misin
Yoksa eskimeyenlerden misin
|
|
|
Gönderen:
semih argın
Şiir ismi:
adı yanlızlık
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Mayıs 2013, Çarşamba 10:16 |
ankara'da bir başka acıtır yanlızlık
geniş sokakların dar insanları arasında
yolunu kaybetmişsindir
farklı değildir hayat
güneşin doğup batışı arasında geçer
ankara'da bir başka acıtır yanlızlık
milyonlar arasında teksindir
yoktur gönlünde kimse
ve işler hiç olmadığı kadar karışıktır
ankara'da bir başka acıtır yanlızlık
bir tatlı selam bile yeter bazen
hayatın boş kıldığı gününü hoş kılamazsın
ve kimsen yoktur arkanda
büyük şehir gözünde daha çok büyür
sararmış bir gül daha iyi anlatır seni
ve sana bir başka yakışır artık yanlızlık
dimdik ayaktasındır, ankara'ya meydan okursun
bir başına bin başa karşı çıkarsın
ve sana bir başka yakışır yanlızlık
hiç kaybetmezsin yanlızlığı
birgün olsun peşini bırakmaz
gölgendir yanlızlık
ankara'da bir başkadır yanlızlık
hergün açtığı yarayı dahada çok deşer
ayazı daha çok sarar seni sevgilinin kollarından
yırtıcıdır soğuğu
bir başka üşürsün yalnızsan bu şehirde
içinde bulunduğun boşluğu unutamazsın
hergün kafanda binbir soru çalkalanır
bulamazsın tutanacak bir dal
ve sana bir kişi elini uzatır
adı yanlızlık
|
|
|
Gönderen:
Cumhur YILDIZTURAN
Şiir ismi:
Her Şeye Rağmen Sevmek
Şehir:
İstanbul
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 23:57 |
Herşeye Ragmen sevmekti Benim ki
Doğmayan güneşe,
Isınmayan havaya,
Olmayan sabaha,
Karanlılarda yaşamaktı benimkisi,
senin bıraktıgın karanlıklarda,
aydınlığı aramaktı, senin karanlığında,
Umut beslemekti seni sevmek,
Hayata,yaşamaya,
hiç gerçekleşmeyecek hayaller kurmaktı,
Sana dair içimde,
Sen bilmesende seni sevmekti,
hayallerine dokunmak
,
sesinle yeniden umutlanmaktı,
sensizliğe rağmendi seni sevmek,
benim sevgim her şeye rağmen gerçekti,
|
|
|
Gönderen:
buse şenöz
Şiir ismi:
BU KALEM NEYİN NESİ?
Şehir:
Antalya
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 23:03 |
bir gün okulda
yazı yazarken bir anda
aklıma şu geldi
bu kalem neyin nesi
arayıp soruşturdum
bu kalem neyin nesi
söyledilerki
bu BİRO nun eseri
incelemeye başladım
tükenmez kalemleri
ucundaki bilyeyle
bu kalem neyin nesi
ucundaki bilyeyi
sorup araştırdım
öğrendimki bu bilye
mürekkep aktarırmış
tükenmez kaleme
iyice bak incele
unutmaki kalemlerle
bir asır vardır önde
|
|
|
Gönderen:
buse şenöz
Şiir ismi:
BENİM ÜLKEM
Şehir:
Antalya
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 23:00 |
BENİM ÜLKEM
türkiyenin 81 leri
meşurdur hep yerleri
gelin tanıyalım
güzel ülkemizi
konyada yenilir
bembeyaz şekerler
edirnedeki camiye
selimiye camisi derler
kocaman karpuzlar
diyarbakırdan gelir
taptaze portakallar
antalyanın neşesidir
fındık dalları
sallanır giresunda
porselen ve seramik
kentidir kütahya
nevşehirde patetesler
büyürler hiç durmdan
amasyada elmalar
olgunlaşırlar birden
yaz mevsimi gelince
dordurma yenilmeli maraşta
antepte baklava
tüketilmeli mutlaka
türkiyenin 81 lerinden
bir kaçıdır bunlar unutma
|
|
|
Gönderen:
buse şenöz
Şiir ismi:
sonbahar
Şehir:
Antalya
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 22:56 |
SONBAHAR
sonbahar bana sessis bir yer gibi geliyor
sanki dünyada tek ben varmışım gibi geliyor
kuru yaprakların dökülmesi
insanlar çürüyüp gitmiş ben yanlız kalmışım
gibi geliyor
keşke sonbahar mevsimine hiç girmeseydik diyorum
sanki ölülerin olduğu bir çöl gibi geliyor
neşem sonbahara girince bozuluyor
yazım kışım baharım sonbahara girince hep başıma yıkılmış
gibi geliyor
İNSANA SONBAHAR KURU CEHENNEM
GİBİ GELİYOR
|
|
|
Gönderen:
buse şenöz
Şiir ismi:
küsenler hep yanlız kalırlen...
Şehir:
Antalya
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 22:54 |
küsenler hep yanlız kalırken...
bugün dünya barış günü
gelin barışalım
küskünleri dargınları
gelin barıştıralım
bugün dünya barış günü
el ele tutuşun arkadaşlar
elinizi hiç bırakmayın
küskünlüğe yol açmayın
bugün dünya barış günü
gökyüzünde bir kapı
küskünlerin kapısı
küsenler hep orada
yanlız tek başına
bugün dünya barış günü
küskünlüğe son verelim
küskünlük kapısından çıkıp
arkadaşımızdan özür dileyelim
küsenler hep yanlız kalırken...
|
|
|
Gönderen:
halil ibrahim
Şiir ismi:
güzel gözler
Şehir:
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 22:51 |
ben senin gözlerine hayranlıkla bakarken gözlerin
bana bir sevdayı anlatırdı gözlerine ne kadar çok
baksam sevdam okadar büyürdü sevda senin adınla
var ve aylada devam ediyor sevda seninle
|
|
|
Gönderen:
onurcan adıgüzel
Şiir ismi:
sazakkınık köyü
Şehir:
Bolu
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 21:53 |
kokuyor burnuma sazakkınık köyü
serindir dağları,soğuktur suyu
dedem köy emanet etmiş,ölünce
gözünün yaşını sil görüşücez yine
cennette ve cehendemde
hep beraberiz dede...
|
|
|
Gönderen:
mustafa turhan
Şiir ismi:
Veda
Şehir:
Yozgat
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 18:13 |
Güneş doğmayacak ,
Yarın olmayacak ,
Yeni bir günde yeni bir ben olmayacak gibiyim
Bir veda mıdır bu?
Bir haykırış mı ?
İçimde bir ses bir yankı ölüm mü ?
Ölüme çağrımı yoksa bu ?
Belki yarın..
Güneş doğacak
Yeni bir gün olcak
Ama ben olmayacağım..!
|
|
|
Gönderen:
Sümeyye Nur Sarıtaş
Şiir ismi:
ÖLÜM
Şehir:
Konya
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 17:18 |
Son ayrılıktır ölüm,
Bu ayrılık zordur da
Çünkü, giden dönmez,
Özlersin onu
İlk zamanlar pek inanamazsın da
Ama sonra, zaman geçer
Ve bu gidiş hergün
Daha da gösterir kendini
Anlarsın artık
Sevdiğinin dönmeyeceğini
Onun senden ayrılıp,
Rabb'e doğru gittiğini.
|
|
|
Gönderen:
Mustafa YAZKA
Şiir ismi:
Anam
Şehir:
Afyon
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 16:56 |
İş uyku bırakıp beni emzirdin,
Ekmeği çiğneyip bana yedirdin
Üşümesin diye sıkı giydirdin,
Fedakarlıkların sembolü anam
Dünyada Ananın yeri başkaymış,
Gönüllerdeki Ana aşkıymış
Çekemeyenlerin hali başkaymış.
Kalp tahtım seninmiş Anam
Fesatlar ağzından lafmı aşırdın.
Elinden yavrunu nasıl kaçırdın
Gurur edipte içmi geçirdin,
El etsen uçardı kurbanın Anam
Doymadım dünyada Ana sevgine.
Sıktın elimi gidiyon diye
Dilin varmadımı geliver diye,
Dertlerde bıraktın beni Anam
Dilim dolandı bağıramadım,
Gözlerim dolduda ağlayamadım
Geceler yok oldu uyuyamadım.
Ufaktan öksüzmüş Mustafan Anam
Yemyeşil sandıkta salınır gider,
Mustafan gönülden feryad eder
İçersi yanar dışarsı güler,
Meleklerin temsili Anam.
|
|
|
Gönderen:
hüseyin bilgen
Şiir ismi:
istanbul 78
Şehir:
Konya
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 16:32 |
sensiz siyah, beyaz istanbul da,
olta da kurşun duygularım,
iğne umudum,
balık hayallerim,
fısıldar kendi kendime teselli,
ne karakışlar gördüm,
ne tipiler,
vız geldi tırıs gitti,
senin gibiler,
siyah beyaz istanbul dayım,
hafif tatlı keder,
biraz tasadayım,
karaborsa samsun dudaklarım da,
ufinin karşısında çiçekçiler,
langa da hamallar,
bir yol yenikapı ya gider,
bir yol laleli ye,
herkes kısmetine gider,
herkes kısmetini gider,
bir troleybüs kurtulmuş,
elektrik tellerinden,
kaptan düzeltmede,
siyah beyaz bakışlarım,
toz pembe gençliğimde,
siyah beyaz kışlarım,
iki çaya bir film,
kenar mahalle kahvesinde,
istanbul beni bilmez,
ben istanbul u
bu fotoğraf karesinde.
hüseyin bilgen
|
|
|
Gönderen:
hüseyin bilgen
Şiir ismi:
istiklal caddesinde
Şehir:
Konya
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 16:28 |
insanlar dolar caddeye,
sanki sözleşmiş gibi,
farkında olmadan,
iş dönüşü,
kuş dönüşü,
bir sigara ateşi,
zaman.
insanlar dolar caddeye,
yaşlı, genç,
yorgun, dinç,
tok, aç,
farketmez.
gönül ne kahve ister
ne kahvehane.
gönül caddeyi ister.
aliş verişte bahane
insanlar dolar-caddeye-
paylaşırlar-herşeyi-
neşeyi ,hüznü ,yorgunluğu
farkında olmadan,
birbirini seven insanlar.
|
|
|
Gönderen:
kurtuluş baştimar
Şiir ismi:
SÜRGÜN
Şehir:
Ankara
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 15:48 |
Yazamadık bu sevdanın öyküsünü
Kağıtlar tutukluydu ,kalemler sürgün
Söyleyemedik bu sevdanın türküsünü
Mızraplar tutukluydu,teller sürgün
|
|
|
Gönderen:
kurtuluş baştimar
Şiir ismi:
SÜRGÜN
Şehir:
Ankara
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 15:42 |
Yazamadık bu sevdanın öyküsünü
Kalemler tutukluydu,kagıtlar sürgün
Söyleyemedık bu sevdanın türküsünü
Mızraplar tutukluydu, kağıtlar sürgün
|
|
|
Gönderen:
MELTEM KASAB
Şiir ismi:
Ihlamur kokusu işliyor içime
Şehir:
İstanbul
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 14:19 |
Ben çakıldım ıhlamur ağacının altına,
Ve demliyorum ruhumu sırata az vakit kala!
Gözlerim kapalı hû
Buruk nağmeler çalınıyor kulaklarıma
Sevdiğim şarkının bitimi kadar acı
Nakaratları fısıldıyorum siyah beyaz yaşamımdan
Elimi tutmuş yalnızlık bir o yana bir bu yana
Kaç parçaya bölünüyorum, ben bile bilemiyorum
Gözlerim kapalı hû
Hayal ediyorum yaşadığımı
Özlüyorum, özlediğim her anım canlanıyor
Bir başka seviyorum nefes almayı
Sevdiriyorlar hayali vurgunluğumda
Daha önce görmediğim ince danteller
Yazmalar oyalanıyor, ilmek ilmek işliyorlar
Gözlerimi açsam boğuluyorum
Yüreğim bağlanıyor sanıyorum
Boğuluyorum…
Harmanlanıyorum kaderimde hû
Başka sevmiştim dizlerinin sıcağını
Omzunu özledim
Ve ben sana sevdiğim bile diyemiyorum
Acıyor dilim ve yapışıyor ruhumun damağına
Açım… Yüreğim epeydir aç sevgine
Diyemiyorum…
Gururum sıkıyor kanatlarımı ve dağılıyorum
Yutkunmalarım tıkıyor ceylanın boğazını
Bekliyor, dere kenarında suya hasret gidiyor
Çaresiz, susuzluktan ölmeyi diliyor…
Gözlerim kan(ıyor) hû
Coşku ile kalkıyorum ayağa
Adım attığım anda yıkılıyorum
Coşkulu ses çınlıyor kulaklarımda
İç tırmalayıcı iki kuruş oluyor sevdam
Ağlamaklı yağmura yürüyorum
Harmanlanıyor bulutlar iç sesimle
Ve şimşekler çakıyor bir bir suratıma
Sessizlik yanıyor hû
İçim buram buram kelam kokuyor işte yine
Canım acıya acıya gülümsüyorum
Ebedi edepsizlik geçiyor içimden hayata
Bekleme, bekleme ve sen terk et
Diyorum
Ürküyorum ardımda kalacak feryat figandan
Binlerce beddua yapışacak yakama
Ve ben…
Ben vaftiz ediyorum ruhumu
Huzursuzum, temizleniyorum…
Kırgın değilim hiç kimseye
Efsane gizli ruha gömdüm içimi
Bekliyorum, beni alacağı günü…
(Azrail)
Ben çakıldım ıhlamur ağacının altına,
Ve demliyorum ruhumu sırata az vakit kala!
Meltem KASAB
|
|
|
Gönderen:
MELTEM KASAB
Şiir ismi:
Ebabil’in Gölgesi
Şehir:
İstanbul
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 14:12 |
Büyümüş göz bebeklerimde bekliyordum içimin olgunluğunu
Oysa ne kadar dolduğumu bilmeden büyümeye kalkışmışım…
Avuç içlerim kanıyor dediğimde
Gözlerimde izi kalmış yaşları sayıyordu kadın,
Upuzun hırıltılar sarılmışken nefesime
Ruhumu saran ateş, Şefkatimi kor ediveriyor,
Gurbetine sığındığım gözlerimin bebeklerinde
Koru körükleyen düşüncelerim har oluveriyordu.
Tir tir titreyen yanımı sarmaladı nefret
Çığlıkları dinecek diye beklerken
Kıyametin gölgesini dua’mın çaylak ışığında hissettim.
Kocaman gök kubbeye salıveriyordum uçurtmanın ipini
Oysa rüzgârın şiddetini bilmeden uçurmaya kalkışmışım…
Cesaretin kapısına sersefil alametlerle seriliyorum
Yalnızlığın adını umudun direnişine sunarken
İliklerimden yansız akan bir hasrete bırakıyorum nemli sözlerimi
Harını yitirdiğim benliğimi arıyorum damarlarımda
Münzevi kıvranışlarımda gizleniyor avuçlarımda yanan
Buharlaştığı vakit titrek bir beden bırakan nemler…
İçimde yokluk hissi bırakıyor kütürdeyen benliğim
iyileşecek diye beklerken
Kıyametin gölgesini avuçlarımın yakan neminde hissettim.
Bir büyüye kapılıp en nazlı yanımla kaldırıyorum umudun zırhını
Oysa ahşap kapıları bile yerine koyamadan umudun zincirini ezip geçmişim…
Nazlı bir gülüş atıveriyor gözlerinde kendimi bulduğum kadın
Nez’etme beni yüreğinden, say, sev diyor!
İşte o an yakalıyorum huzurun yüreğimden kaçan yanını,
Kanayan imgelerimi sarıyor şefkati ile
Kaç ömür bizsiz geçecek bilmiyoruz da
Kıyametin menzilini nefesimin yetemediği yere seriyorum
Nazlı edalarla, paslı bir düşü göveriyoruz…
Yüreğime yivlenmiş sevgiyi tadıyorum kadının özleştirdiği benliğime
Oysaki o beni bırakmamaya ant içerken ben onu bırakmaya yüz tutmuşum…
Bir ömür sevgisinde işleneceğime ant içiyorum…
Anneme…
Meltem KASAB
|
|
|
Gönderen:
Selin SABCIOĞLU
Şiir ismi:
Zamansızlıkta Beklemek
Şehir:
Muğla
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 13:50 |
Kalbim, ucu yanmış mektup gibi,
Her an gönderilmeye hazır, sanki.
İçinde kendi dilinde bir kaç cümle,
Yabancı birinin eline geçse de,
Ne okuyabilir, ne de anlayabilir.
Odanın bir yerinde,
Unutulmuş bir eşya gibi,
Boynu bükük bekliyor.
Alıcının belirsiz,
Adresinin bilinmez,
Tarihinin ise, çıkmaz ay olduğunu,
Zarfına varıp, söyleyemedim.
Yapacak bir şey yok, onun için.
Beklesin, dursun, ne diyeyim?
Tıpkı, giden uçurtmasını bekleyen çocuk misali,
O da baksın, bir çift gözden gök yüzüne doğru...
|
|
|
Gönderen:
Bülent Tüsen
Şiir ismi:
Kanımız Olsun
Şehir:
Edirne
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 13:08 |
Ölmüşüm kim bakar yüzüme
Ağlamışım kim bakar yüreğimin derinindeki ırmağa
Kimin için kanamışım vıcık vıcık
Kimin için dağ dökmüşüm yüreğimin çocuklarının kan olmuş yaralarına
Kimin için kan olmuşum yar olmak yetmez sevgili
Yar olmak yetmez kanımız olsun gülecek olan
|
|
|
Gönderen:
ömer bennurkan
Şiir ismi:
Dönme Dolap ve İnsan
Şehir:
Yalova
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 12:39 |
Duruyor önümde gıcırdayan balkonlarıyla koca bir dönme dolap
Belli ki gözden çıkarılmış,dış görünüşü pek de harap
İskeletinde rüzgardan gelme bir çok hediye,poşet ,uçurtma hatta eski bir çorap
Dönmekten olmuş bu çorap çile,çileli hayattan düşmüş bitap
Dönüyor yılların yüküne isyan ederek tiz bir ağlama ile
Keramet bu gıcırdamadan mıdır bilinmez insanlar neşe içinde
Sevinci var belkide sığdırabilmişliğin mutluluğu bu küçük kutunun içine
Oysa mutluluk bir söz, sözde bir ses ; sığdıramazsın ki hiçbir yere!
İnsan da benzer işte bir yönüyle dönme dolaba
Kah alçalır öper yerleri kah şahlanır yükselir bulutlara
Öptüğü seccade ise alçaldıkça yükselir imanda
Öptüğü el etek ise yükseldikçe alçalır yaradan makamında
|
|
|
Gönderen:
Sercan Çetin
Şiir ismi:
Umut
Şehir:
İstanbul
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 11:26 |
Denize yakın bir banka otururduk seninle ..
Yaslardın basını göğsüme biraz zaman geçince
Sonra ben ellerinden tutardım öylece bakardık denize ..
Hayaller kurardık lan seninle ..
Ben yine yorgun gelicektim işten eve ,
Sen kapıda karsılayacaktın beni sıcak bir öpücükle ..
Helalim olacaktın be kadın , helalim ..
Bir ‘ Umudumuz ‘ olacaktı seninle ..
Adı Umut olacaktı oglumuzun ,
Babası gibi umutsuz olmasın , umudunu hic kaybetmesin diye ..
Sigara ve alkol kullanmamı istemezdin hiç 
Bende söz verirdim sana her defasında içmiycem diye . .
Çok güzeldi lan hersey seninle ..
Sonra Bir gün ;
Hayatım ikiye ayrıldı sen El’veda deyince ..
Senden Öncesi ve Senden Sonrası ..
Senden sonra ben yine eskisi gibi düştüm alkole sigaraya ..
Bilirim kızacaksın yine bana , söz vermiştin diyeceksin ..
Yapamıyorum be sevdigim ,
Sen hergece aklımda , kalbimle sevişirken ,
Senin yattıgın yatagım , yastıgım ‘ o nerde ulan ‘ diye hesap sorarken ,
Dogmamıs umudum beni annesiz bıraktın diye aglarken ,
Gerceklesmeyen hayallerim aklımı kemirirken ,
Senin bunları bi baskasıyla yasayacagın gerçeği inan bana canım intihar düşüncesi ..
Sorarım sana ;
Şimdi tuttuğum o ellerini baskası mı tutacak ?
Ya o gözlerin ? bakmaya kıyamadıgım o gözlerine baskasımı bakacak ?
Ömrümün kısalıgına inat o upuzun sacların .. o saclarını baskasımı koklayacak ?
Nasip değilmiş ulan bana dizlerinde uyumak :/
Evet .. ne yazıkki bu bahsettiklerimin hepsi birgün olacak ..
Beni merak etme sakın ben kendime iyi bakarım ..
Dogmamıs umuduma annelikte yaparım ..
|
|
|
Gönderen:
Bülent Tüsen
Şiir ismi:
Yolda Kaldık Hey Ömrüm
Şehir:
Edirne
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 10:32 |
Yolda Kaldık Hey Ömrüm
Nisan yolları kapadı
Gözlerim yollarda kaldı
Ekim ne de güzeldi
Gözlerim ekinde kaldı
Haziran güneşli ay
Saçlarımı yoldu
Yolda kaldım
Atlarla
At arabası aradım
Yolda kaldım
Hiç kuş yoktu
Yolda kaldım
Kışlarımla
Bülent Tüsen
|
|
|
Gönderen:
mehmet g]der
Şiir ismi:
SEVGI KISKANMAK
Şehir:
Gaziantep
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 09:51 |
bir yildiz gibi kayarim goklere
bir yagmur damlasi olurum/seninle
bir cicek olurum acarim gonlunde/
basinda bir tutam sac olsam/
her gun tarasan/
kulaginda ses olsam hergun cinlasam
gozunde kirpik olsam gozyaslarinla islansam
sana selam verip gecen birinden
kiskaniyorum\seni herkesten kiskaniyorum
seni kendimden bile kiskaniyoru
kiskanmak askin kanununda var
gercek seven kalbi bu duygu sarar/
bir gulusun var bu bana yeter
bir bakisin var dunyaya deger/
ey guzeller guzeli ey melekler melegi soyle bana prenssesmisin
sen kasina gozune vuruldum senin/
guzel seker sozlerin yakar beni/
sirinligin tatliligin etkiler kendimden gecirir beni/
seviyorummmmmm seniiiii/
yazar
MEHMET GUDER
GAZIANTEP/SAHINBEY
TLF=0538 074 79 94
|
|
|
Gönderen:
Fırat KARA
Şiir ismi:
ILGIT ILGIT SEN GİBİ GÖRÜNMEYE BAŞLADI DÜNYA
Şehir:
İstanbul
Tarih:
30 Nisan 2013, Salı 04:33 |
Birikmeye başladığında bakışların göz çukurlarıma
Ilgıt Ilgıt sen gibi görünmeye başladı dünya
Vaktini tamamlamaya hazırlayan güneşin rengi; gözlerin gibi
Durgun göletlerin bağrını delen savruk sazlıklar; zülüflerin gibi
Muebbet cezası çekilen hüclerin demir parmaklıkları; kirpiklerin gibi
Bir boş bakışın ise can alan mavzer gibi görünmeye başladı
Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştı
Bir sevgiliye benzetilirken dünya
Aydınlığını bu kadar yitirdiği olmamıştı yakamozlu gece
Yıldızlar hiç bu kadar az görünmemişti
Onca yetersiz kalan istiare yığını içinde
Benzetilmeye çalışılan sevgili
Ne döküldüğü şeklin suretini alan su idi...
Ne de içine dökülen suyu kendine benzeten şekil idi...
Sevgilinin benzediği bir tek kendi adı idi...
O da söylenmesi kolay,yaşanması zor olan ÖZLEM idi...
|
|
|
Gönderen:
Muhammed Öztürk
Şiir ismi:
Sen
Şehir:
Bursa
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 22:16 |
Dışarıda bir rüzgar esiyor serinden
Seni hayal ediyorum içten ve derinden
Ulaşılması zor bir gönle haps olmuş sevdamın
Sarmaşıklarla çevrili penceresinden bakarak seviyorum
Sen boğuk bulutların arasından açan sabah güneşim
Kurak topraklarımda yeşeren kır çiçeklerim
Bahar gibi geldiğin gönlümden
Sonbahar olup gitme diye dua edeceğim
|
|
|
Gönderen:
RESUL POLAT
Şiir ismi:
HARAM
Şehir:
Amasya
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 20:25 |
Sevdası var içimde her bir an
Nasıl unuturum geçmez ki zaman
Kaç zamandır ne aradın ne sordun
Sensiz aldığım nefes bana haram
Saniyeler unuttu artık dönmeyi
Yüreğimde yanan ateş sönmeyi
Unuttun mu artık geri gelmeyi
Sensiz beklediğim yollar haram
Çektikçe çekiyor dert sigarası
Sevdanın başımda ağır belası
Oldum artık kaderim bir kuklası
Sensiz oynadığım oyunlar haram
Zarara karşılık karım da yoktu
Birinci yıl geçti arayı soğuttu
Bir dal yaprağım vardı kuruttu
Sensiz geçen yazlar bana hep haram
Kısacık ömrümde bu nasıl cefa
Bir kez bile süremedim hiç sefa
Yalvarmıştım sana kaç yüz bin defa
Sensiz günlerim bana hep haram
Hatırlamadın mı Resul Polar ı
Boynuma bağladın ipek halatı
Unuttum ben sensiz geçen hayatı
Sensiz geçen hayat bana gep haram
|
|
|
Gönderen:
Atakan KOÇAK
Şiir ismi:
Sevdiğim
Şehir:
İstanbul
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 18:00 |
Sevdiğim, gözlerin parlıyor.
Kalbin, yumuşacık atıyor.
Özlemin, sevgiyi geçti.
Sevdiğim gözlerine hasretim
İsterdim seni uzun anlatmak
Sınır koydular, elimi kolumu bağladılar.
Gözlerinde bir umut, kalbinde bir yol.
Aradım sevdiğim ama geldim, kalbine geldim
Bir ağaç büyür
Yaprağı yeşil
Gövdesi kahverengi
Meyveleri kırmızı.
Sevdiğim sen benim;
Sen benim büyümeyen,
Yaprağı olmayan,
Meyvesi daha çıkmayan,
Gül tanemsin.
Hayır, çıkmasın meyvelerin
Herkes dokunur sana
Hayır, olmasın yaprağın
Herkes koparır yoksa
Olsun sevdiğim ben seni sevdim
Olsun yüreğim ben seni istedim
|
|
|
Gönderen:
SIDIKA KİREÇDAĞ
Şiir ismi:
Suküta Erince Dilimde Türküler
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 14:28 |
Sende bilirsin dilinde de...
Tekrarı olmayan bir türkü hayat
Varsayalım herkes iyi başlamış
ama bir öykü : Bayat
Uçsuz bucaksız bir ovada
yada kör bir uçurumda değiliz..
Ne yazık...
Haykırışımız bir kulak ötesi
Herkes duymada masum.
Sen duyurmakta ketum
Sukuta erince dilimde türküler,
Duvarlar bile dile gelir.
Ası hasret, içimde kasvet...
|
|
|
Gönderen:
MEHMET GÜDER
Şiir ismi:
GÖNÜL YARASI
Şehir:
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 13:45 |
SEVDİĞİN SENİ UNUTTU DESELERDE.
BUNU BÖYLE GÖRÜP BİLSELERDE,
KALBİMİ KIRIP ÇEKİP GİTSELERDE
SENDEN BAŞKASINI SEVMEYECEĞİM.
EVLENİP YUVA KURMUŞ DESELERDE
BOYUNCA ÇOCUĞUN OLMUŞ DESELERDE
ONU SEVME UNUT DESELERDE
SENDEN BAŞKASINI SEVMEYECEĞİM
AŞK GELİP GEÇİCİ DESELERDE
SEVGİYİ KÜÇÜMSEYİP BÖYLE BİLSELERDE
AŞKIMA KARŞILIK DÜNYALARI VERSELER
SENDEN BAŞKASINI SEVMEYECEĞİM...
MEHMET GÜDER
05380747994
|
|
|
Gönderen:
mehmet güder
Şiir ismi:
aşk yarası
Şehir:
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 13:34 |
aşk bahçesinde,kırmızı güller.
değer verdinmi,seni hiç ederler.
sen ona gönül,veririsin.seni geri iter.
aşk yarası nedir,bilmez.ama sen ona
rağmen,hep seversin.
vazgeçmezsin.kendi canından bile olursun.
uyku nedir.unuttum.gülmek nedir unuttum.
sevilmek nedir.bana uğramadı.sevdiğim
tarafından vuruldum.
kahrolmak bu olsa gerek.herşeye rağmen seni
sevmekkkkkkkk
yazan,MEHMET,,GÜDER
GAZİANTEP,,ŞAHİNBEY.
|
|
|
Gönderen:
celal TOPBAŞ
Şiir ismi:
AŞK
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 11:44 |
celal topbaş
AŞK
Heykelleşir çizilmez çizgiler belirir
O manamızda
Aydınlanır ruhumuz
Ay bedenimizde
Büsbütün aciz kalırız
Çizilmez,anlatılmaz
Çizgilerimizde,kelimelerimizde
O aşk ı manadır içimizde
Belki tutuşur yanar
Donar göz bebeklerimizde
Sezilir zamanda
Durur akışlar
Dostlar ağlaşır
Düşmanlar alkışlar
Anlatsam anlamazsın
Bu hayat,
Hızlandıkça yavaşlar
Bir hazan olur uçuşur yapraklar
Açılmış sarılır kara topraklar
|
|
|
Gönderen:
FATİH EKİZ
Şiir ismi:
DENİZ MAVİSİ
Şehir:
İstanbul
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 10:16 |
DENİZLERDEN ALMIŞ GÖZLERİN RENGİNİ
BULUTLARDAN ALMIŞ YÜZÜNÜN RENGİNİ
ÇİÇEKLERDEN ALMIŞ SAÇLARIN RENGİNİ
YUĞMURLARDAN ALMIŞ GÖZ YAŞLARINI
CEYLANLARDAN ALMIŞ GÜZELLİĞİNİ
|
|
|
Gönderen:
Ertugrul Tiryaki
Şiir ismi:
UZAK YAKIN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 09:33 |
Ne içimdeki seni,
benden uzaklaştırabiliyorum.
Ne dışındaki beni,
sana yaklaştırabiliyorum.
Her aldığım nefeste,
içimde kalan sen.
Her verdiğin nefeste,
dışında kalan ben.
Ben; senin,
uzağındaki yakınınım...
|
|
|
Gönderen:
Ertuğrul Tiryaki
Şiir ismi:
GİDEN GİDENE
Şehir:
İstanbul
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 09:31 |
Ben gittim
Gölgem kaldı
Gölgem gitti
Gölgesi kaldı
O da gitti
İzi kaldı
İzi gitti
Adı kaldı
Kim gitti
Kim kaldı
Silinmez bir
Anı kaldı
|
|
|
Gönderen:
Ertuğrul Tiryaki
Şiir ismi:
DAĞLAR
Şehir:
İstanbul
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 09:29 |
Kaldırdım ellerimi havaya,
Açtım avuçlarımı, haykırdım dağlara;
Dağlar! Ne kadar küçüksünüz avuçlarımda,
Küçük, koca bir dağın yamacındaki yavru kadar küçük,
Hani o yüce dağlar!
Kaldırın dumanlı başınızı bakın bir hele,
Sevdiğim nerede?
Fısıldasın ağaçlarınız birbirine,
Haber versin kor yüreğimi sevdiğime,
Hani o yüce dağlar!
Tutuşun el ele sıra dağlar,
Uzanıp gidin sevdiğime,
Savurun eteklerinizi uzaklara,
Tutunup gelsin yanıma,
Hani o yüce dağlar!
Salının hep bir olup,
Getirin onu rüzgarınızda uçurup,
Yazın bulutlara yüreğimin sesini,
Görsün bitmez sevgimi,
Hani o yüce dağlar!
Eritin karlarınızı,
Serinletin yanan yüreğimi,
Uğruna şiirler, şarkılar yazılan, ağıtlar yakılan dağlar,
Hani o yüce dağlar!
Göz yaşlarımla eriyip giden,
Sevdiğimi bana geri getiremeyen dağlar,
Hani o yüce dağlar!
Dağlar! Sevgim yüreğimi dağlar…
|
|
|
Gönderen:
Yahya KOÇYİĞİT
Şiir ismi:
Ben, Yalnız Adam
Şehir:
Amasya
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 08:49 |
Artık gitmeliyim buralardan
Benim vaktim gelmiş,
Zamanım geçmiş,
Sevdam eskimiş çoktan
Unutulmuşum ben,
Ben, yalnız adam...
Kime giderim, nereye giderim bilmem,
Belki kuşların uçtuğu özgürlüğe
Giderken hatıraları silmem,
Geride kalanları unutmum
Ben, yalnız adam...
Kader çizmiş yolumu
Kimseyi suçlayamam
Üzülmem! Yolun sonu mu?
Kapanır elbet bir gün yaram,
Ben, yalnız adam...
Rahatsız etmem hiç birinizi
Kimseyi uykusundan uyandırmam
Bırakmam arkamdan ayak izi
Yalnızlığa varana dek durmam,
Ben, yalnız adam...
Bir daha yolum düşmez sizlere
Geçmişe artık uğramam
Kendime söz verdim bir kere
Ölsem anıları susamam
Ben, yalnız adam...
|
|
|
Gönderen:
Yahya KOÇYİĞİT
Şiir ismi:
Ben, Yalnız Adam
Şehir:
Amasya
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 08:49 |
Artık gitmeliyim buralardan
Benim vaktim gelmiş,
Zamanım geçmiş,
Sevdam eskimiş çoktan
Unutulmuşum ben,
Ben, yalnız adam...
Kime giderim, nereye giderim bilmem,
Belki kuşların uçtuğu özgürlüğe
Giderken hatıraları silmem,
Geride kalanları unutmum
Ben, yalnız adam...
Kader çizmiş yolumu
Kimseyi suçlayamam
Üzülmem! Yolun sonu mu?
Kapanır elbet bir gün yaram,
Ben, yalnız adam...
Rahatsız etmem hiç birinizi
Kimseyi uykusundan uyandırmam
Bırakmam arkamdan ayak izi
Yalnızlığa varana dek durmam,
Ben, yalnız adam...
Bir daha yolum düşmez sizlere
Geçmişe artık uğramam
Kendime söz verdim bir kere
Ölsem anıları susamam
Ben, yalnız adam...
|
|
|
Gönderen:
erol hepcan
Şiir ismi:
Ayrılık
Şehir:
Manisa
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 03:41 |
Bir düş müydü gördüğümüz o gecelerde?
Ayrılık dolu sözlerinde...
Melekler yandı gökyüzünde.
Gözlerimle onları topladım,
Küllerini aklımda sakladım.
|
|
|
Gönderen:
erol hepcan
Şiir ismi:
ölümden önce
Şehir:
İstanbul
Tarih:
29 Nisan 2013, Pazartesi 03:32 |
Son demlerimde gözlerim kapanıyor.
Nefes alırken ruhum zorlanıyor.
Etrafımdaki herkes ağlıyor.
Sanırım bu hıçkırıklar annemin olmalı.
Gözlerim, ölümüm kadar halsizdi.
Gezintim, hatıralarımda devam etti.
Ömrüm, sandalyedeki adamı izleyerek geçti.
Sanırım beklediği kıyamet olmalı.
Artık bu ses kalabalığında boğuluyorum.
Her inlemede sabrımı sınıyorum.
İsmimi sayıklayarak üzerime koşturuyorlar, korkuyorum.
Sanırım bu ses sevdiğimin olmalı.
Kalbim onun yanındayken eskisi gibiydi.
Ayağımı çukurdan çekmek isterken tutuluverdi.
Ellerimi sahibiymiş gibi tutan sevdiğimdi.
Sanırım artık vakit gelmiş olmalı.
Yapılan bu anons artık benim köşemden.
Hani söz vermiştin, şarkımızı dinlerken.
Belli işte ağladığın o ıslak gözlerden.
Sanırım bu verdiğim son nefesim olmalı.
Fark etmemişim birden içim geçmiş.
Beni korkutacak sözler kulağıma gelmiş.
İşte burası o bahsedilen yermiş.
Sanırım köprünün sonundaki ışık, cennet olmalı...
|
|
|
Gönderen:
mustafa biçer
Şiir ismi:
doğmasın güneş
Şehir:
Adıyaman
Tarih:
28 Nisan 2013, Pazar 23:27 |
Doğmasın güneş kapansın perde,
Yaşlanmadan ölmek istiyorum ben,
İster cehenneme, ister cennete
Gözlerimi kapamak istiyorum ben,
Kim ne derse desin duymayacağım
Kim ağlarsa ağlasın görmeyeceğim
Bu acıyı artık çekmeyeceğim
Gözlerimi kapamak istiyorum ben
Annem babam kardeşim eşim
Heba oldum ben bitti gençliğim
Kurudu gözlerim akmaz gözyaşım
Gözlerimi kapamak istiyorum ben
Sizler mutlusunuz ben kuru yaprak
Yaşım 38 bana son durak
Kızımdır benden geriye kalacak
Gözlerimi kapamak istiyorum ben
Huzuruna geliyorum boynumu büküp
Taşıyamıyorum artık ağırdır yüküm
Al artık bu canı bedenden söküp
Gözlerimi kapamak istiyorum ben
|
|
|
Gönderen:
mustafa biçer
Şiir ismi:
benimle yaşlanırmısın
Şehir:
Adıyaman
Tarih:
28 Nisan 2013, Pazar 23:25 |
Leyla’nın Mecnun’u sevdiği gibi
Seviyorum desem inanır mısın?
Aslının Kerem’i yaktığı gibi
Yanıyorum desem su verir misin ?
Şarkı olsam dilinde beni söylesen
Hangi yöne gitsen bana yürüsen
Gözlerimin içinde kendini görsen
Kalbimin sahibi sen der misin?
Yorulsak ikimiz sevmekten yana
İçsek bu aşkı biz kana kana
Baş koysak ikimiz aynı yastığa
Bir ömür benimle yaşlanır mısın?
|
|
|
Gönderen:
aykut yavuz
Şiir ismi:
Uyurken öldüm
Şehir:
Bursa
Tarih:
28 Nisan 2013, Pazar 22:26 |
Öldüğümü gördüm rüyamda
Kendimi gördüm
Uçak kazasında
Nasıl olur acaba
Denizin kokusunu
Duymasam
Göğün mavisini
Görmesem
Kuşların ötüşünü
Duymasam
Midyeleri,İstridyeleri
Görmesem
Sevgiyi,duyguları
Hissetmesem
Duran kalbim
Sevmese
Ben öldüğümü gördüm
Rüyamda
Uçağım düşmüş
Ameliyat masasına
Ellerini hissedemedim
Yüzünü bir daha göremedim
Uyanamadım
Hep dipte kaldım
|
|
|
Gönderen:
Esra ÖZTÜRK
Şiir ismi:
NOTA NOKTAM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
28 Nisan 2013, Pazar 02:01 |
Döndüğümde yoktun .
Giderken sadece kısa bir an nefes almak için çıkmıştım.
Ama..
Döndüğümde yoktun . bin bir düşüncenin içinde gidişin sadece seni bıraktı aklımda.
Ne yapacağımı bilmez haldeyim şimdi.
Hangi yöne gitsem doğumu, batımı?
Karmakarışık ettin beni
Güneş nereden doğar ,nereden batardı ?
Yorgunum.
Umarsızlığından yoruldum.
Hayatı düşlüyorum.
Hayatın tam ortasında kendimi düşlüyorum.
Düşlerken özlüyorum.
Ritmini almış hayatın ortasında.
Kalın bir do sesi geliyor kalbimin orta mahzenine.
Galiba ben ortalarda yaşamayı seviyorum.
Gümbür gümbür,ayak sesleri.
Durulur ,durulmaz hayat sesleri,
Derken
Gidişin geliyor aklıma.
Puslu bir tebessümün ardından,bir parıltı düşüyor fikrime.
Arasam seni sokak sokak
Sorsam.
Düşsem yollara ,her sokak lambasına ,her sokak kedisine sorsam.
Ömrümün 2. yarısı değilsin belki
Ama.
Ben 2. 3. hatta 4 . mevsimin de yaşıyorum.
İlhamı gelesi beklemeksizin ani çıkan satırlar bunlar
Kime dair olduğu bilinmeden.
Kıymık kıyımık mutluluk vaad ediyor.
Yüzüne aşina olduğum tatsız ruhsuz insanlar.
Yazılanlar güzele dair değil belki
Ama , yaşananlara dair .
Dedim ya ,ilhamı beklenmeksizin ani çıkan.
Bir kopyası olmayan
Kimliği belli olmayan satırlar bunlar.
Yoksun şimdi.
Çığlık çığlığa yaşıyorum.
Saat sabahın altısını gösteriyor.
Sensiz geçen koca bir günden sonra
2.güne girmek üzereyiz.
Siz dik.
Sen olduk
Derken biz .
Koskoca bizden geriye kalan kırıntılarla
2.günümüze giriyoruz.
Aklım fikrim bedenim hala sen kokarken
Ayrılığa dair yazmak bana göre değil
Ağır geliyor son sözlerin
Ağır geliyor sensiz günlerim.
Artık ağlamıyorum.
Ağırlaşan gözlerim alıştı.
Sen şimdi yağan yağmur da.
Esen rüzgar da.
Ben her yağmurda
Her meltemde seni içime çekiyorum.
Nefesim kesilene kadar sen doluyorum.
İçim dışım gönlüm ruhum sen oluyorsun.
Yazıyorum seni korkmadan.
İçim dolu dolu sen kokarken
Seni korkmadan yazıyorum.
Sen, sen ,sen.
Derken.
Baktım ki sen benim
En büyük noktam olmuşsun.
Hadi kurtar beni.
Hayatımda ki kocaman noktan dan kurtar beni.
Ağır gelir taşıyamam.
Sen benim en büyük noktam sın.
Hayatımın en orta yerinde kalan
Saklayamadığım en büyük en kocaman
Noktam sın.
|
|
|
Gönderen:
cihan durmuş
Şiir ismi:
umutsuzluk çorbası
Şehir:
İstanbul
Tarih:
28 Nisan 2013, Pazar 00:47 |
Bir amfi ve yere serilmiş sıralar,
sıralara abanmış onlarca yüz.
Geride kalmış hayatlar,
yığılmış kalmış adamlar.
Bir amfi ve kararmış bir fısıltı
ışıkta çığlık gibi
fısıltıyı bastıran dingin bir ses.
Geride kalmış öz,
tutulup kalmış söz!
Bir amfi
sararmış bir bahar gibi,
soğuğuyla aç kalırken çocuklar
geride kalmış umutlar.
-orada öylece durup somurturken hayatlar
tükenmiş kalmış umutlar.-
|
|
|
Gönderen:
Deniz Kılıç
Şiir ismi:
sen gittiğinde
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 23:55 |
sen gittiğinde
sen gittiğinde;
anıların kaldı yüreğimde
düşlerin ve umutların
sen gittiğinde;
özgürlüğün, dürüstlüğün
ve gerçeğin uğruna
karanfiller içinde yürüdüğün
bir yol kaldı geriye
sen gittiğinde;
artık
yalnızlık;
acı ve karanlık içinde
sen gittiğinde;
babam !
bil ki;
yüreğim ömrün gibi
hem darbe hem devrim içinde
|
|
|
Gönderen:
DENIZ KILIC
Şiir ismi:
sen gittiginde
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 23:50 |
sen gittiğinde
sen gittiğinde;
anıların kaldı yüreğimde
düşlerin ve umutların
sen gittiğinde;
özgürlüğün, dürüstlüğün
ve gerçeğin uğruna
karanfiller içinde yürüdüğün
bir yol kaldı geriye
sen gittiğinde;
artık
yalnızlık;
acı ve karanlık içinde
sen gittiğinde;
babam !
bil ki;
yüreğim ömrün gibi
hem darbe hem devrim içinde
|
|
|
Gönderen:
nurten babaoğlu
Şiir ismi:
Bilmemki ne değişti,ihtiraslı gözlerde.
Şehir:
İstanbul
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 22:50 |
Bilmemki ne değişti.ihtiraslı gözlerde
Her dem sevinçtin, aşkla bakan yürekte.
Gitmek kolaymı, kalsan ne olur.
Al beni yar etme,bu yürekte yorulur.
Uğrunda ölmek varsa, kaderde.
Her gidişin bir vurgundur bu bedende.
Bilmemki ne değişti.ihtiraslı gözlerde
Her dem sevinçtin ,aşkla bakan yürekte.
İstersemde ,artık koşamam pesinde.
Senin aşkınla, esirim bualemde.
Sen bilirsin en iyisini ,doğrusunu
Bak bulamazsın benim,gibi sevdalısını.
Bilmemki ne değişti,ihtiraslı gözlerde.
Her dem sevinçtin ,aşkla bakan yürekte.
Beklemez kimse senin,cilveni nazılını.
gel etme güzel ,sil artık göz yaşımı.
Benim için , tek sen varsın dünyada.
Gel artık,menekşeler çicek açsın bu baharda.
Bilmemki ne değişti,ihtiraslı gözlerde
Her dem sevinçtin aşkla bakan yürekte.
Nurten Babaoğlu 28.04.2013 üsküdar
|
|
|
Gönderen:
Gülten Ağrıtmış
Şiir ismi:
SIFIRDAN GEL
Şehir:
İstanbul
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 22:32 |
Sıfırdan GEl
Sanki hiçbir şeyi bırakmamış
Neredesin aşk
Neredesin
Kulaklarım niye uğuldar
Sessizliğin nerede
Huzurun nerede
İçine sarıp sarmalayacağın yumuşak tüylü
Yatağın nerede
Nerede okyanus gibi içinde karışacağımı bildiğim aşk
Neredesin
Artık
Bıktığım yorgunlukları çivileyeceğim
Kutu nerde
O kutuya çekici sallayacak
Gücü olan aşk
Neredesin
Hiç ama hiç yormayan aşk
Gözlerimden akan yaşı silecek aşk
Tut elimi tut
Bıraktığımda da sevgiyle bırak gerinde
Aşkla bırak
Onca sev beni onca
Buna izin vermeyecek kadar
Tükenişe izin vermeyecek kadar
Kıyamayacak kadar sev beni kıyamayacak kadar
Sende bıraktığında
Buna izin vermeyecek kadar
Tükenişe izin vermeyecek kadar
Kıyamayacak kadar sev
Aşk
Sevdiğim aşk
Gel
Gel yormadan gel
Sıfırdan gel.
3 Şubat 2009
Gülten Ağrıtmış
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununca korunmaktadır/81. Maddesi gereği her eserin tamamının telif hakları yazara aittir.
|
|
|
Gönderen:
Gülten Ağrıtmış
Şiir ismi:
BEŞİNCİ GÜN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 22:15 |
BEŞİNCİ GÜN
Hastane yatağında
Yaşlı elleri ellerimde
Senin ellerini tutuşum
Tuttum evet ellerini
Yağmur damlaları
Benim yanımda ben
Ellerim ellerinde
Ellerim yaşlı elleri
Yaşlı ellerin doğurduğu eller
Hayat bu
Bu gerçek
Ben böyle bir gerçeğim
Ben neden buydum
Ben neydim
Kimdim
Ben
Uçan bir kuştum
Kuş.
Gülten Ağrıtmış
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununca korunmaktadır/81. Maddesi gereği her eserin tamamının telif hakları yazara aittir.
|
|
|
Gönderen:
Gülten Ağrıtmış
Şiir ismi:
PİS BİR ŞEYTANSIN SEN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 22:11 |
PİS BİR ŞEYTANSIN SEN
Ruhu mahveden
Bütün güzellikleri yok eden
Pis bir şeytansın sen
Rüyaları
Hedefleri
Özlemleri
Yok eden
Pis bir şeytansın sen
Bencilliğinle
Gaddarlığınla
Duyarsızlığınla
Tarif bile edilemeyeceği kadar
Pis bir şeytansın sen
Yavaş yavaş sona
Götürmekten zevk alan
Üzen
Yıpratan yok eden
Tüketen
Pis bir şeytansın sen
Birinde
İntikamını kinini egonu
Tatmin ettiğin
Ezdiğin
Paramparça görmekten zevk aldığın
Pis bir şeytansın sen
Sevgiyi bilmeyen
Gaddar
Paracı
Kindar
Egosu güçlü
Acımasız
Duygu sömürüsü yapan
Pis bir şeytansın sen
İntikam alan
Yıkıp döken
Yok etmek için hep emek harcayan
Gücü yıkan
Vefaların güzelliğini bilmeyen
Sürekli inciten
Üste çıkan
Pis bir şeytansın sen.
Gülten Ağrıtmış
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununca korunmaktadır/81. Maddesi gereği her eserin tamamının telif hakları yazara aittir.
|
|
|
Gönderen:
YETKİN OTURMUŞ
Şiir ismi:
Bazen
Şehir:
İzmir
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 20:42 |
Bazen bir hayvan gibi sadıktım
Sadece seni görürdü gözlerim
Bazense bir koku gibi geçiciydim
Kokladın, kalbin hızlandı ve gittim
Bazen aynan oldum
Sana gerçek seni gösterdim
Bazen rüyan oldum
Sana hayalindeki seni gösterdim
Bazen bir uçurum gibi öldürücüydüm
Sevenimin hayatını mahvettim
Bazense bir dua gibi umut oldum
Sevenimin hayallerini süsledim
Bazen dürüst oldum
Seni seviyorum dedim
Bazen yalancı oldum
Seni seviyorum dedim
|
|
|
Gönderen:
bahar kılınçaslan
Şiir ismi:
herşeyim
Şehir:
Giresun
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 19:34 |
sen bnm canm bebeğim herşeyimdin
|
|
|
Gönderen:
Soner Türüdü
Şiir ismi:
Empatiden Sempatiye
Şehir:
Ankara
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 19:00 |
Empati yapmıyorsa insan,elmastan daha katıdır.
Sen yoksul görmedin mi hiç?
Ekmeğini çöpten alır.
Çatısı yok üstünde,köprü altında kalır.
Sen kurtulamazken kendi bencilliğinden,
Aklında bulunsun.
Dünya dediğimiz süreç,ne sana ne de banadır!
Empati,bir başka bedendeyken kendini bulmaktır!
İnsanlara,görünüşüne göre davranma.
İnsanın saçındaki kırıklarına bakarak,
Kalbindeki kırıkları tahmin etmek yanıltır.
Tanımak lazım,
Belki bir yerde hikayesini kurmuştur.
Belki bir yerde hikayesine konu olmuştur.
Belki de hepsi hikaye olup uçmuştur.
Ne bilirsin?
Empati yapman için,nefsin sana aynadır!
Sadece dışa bağlı kalmış bedenimiz ne bilir?
Yok mudur insanın vicdanı,
Dış görünüşe göre yargılayana ne denir?
Var mıdır içten gelen değerden ötesi?
Var mıdır kalpten gelen sevgiden ötesi?
Yoktur!
İnsanı insan yapan değerleriyse eğer,
Sende uyuma.Uyan,gözlerini aç!
Koy kendini onun yerine,bir kez daha bak kendine.
Son dönüşür zaten empatin,sempatiye!
|
|
|
Gönderen:
Soner Türüdü
Şiir ismi:
Çanakkale
Şehir:
Ankara
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 18:57 |
Vatan millet uğruna canlarını verdiler,
Mermilere imanla göğüslerini gerdiler,
Oyuldu vatanıma dikilen kem gözler,
Yiğitlerimizi anlatmaya yeter mi sözler?
Gökler tutulmuştu cenk havasıyla,
Borçluyuz kefensiz onca yatana,
Çanakkale’yi anlatamaz kimse yazdıklarıyla,
Ölümsüz şair Mehmet Âkif dışında!
Yağmur gibi yağardı mermiler mehmetçik üstüne,
Bıyıkları terlememişken şahlandılar ölüme,
Sevdaları türkülerde, canları ise sırat köprüsünde,
Kanları göz yaşlarına karıştı, dönüştü azgın bir sele!
Bu toprağın üstüne başka bayrak dikilmez,
Yiğidin şanına ise kıymet biçilmez,
Pınarlar kan akar damla içilmez,
Türk’ün kalesi düşmana geçit vermez!
Şehidimin gülden teni,cennettedir naâşı,
Saf tutar zafere inancıyla,gücü iman kaynağı,
Gönlümüzde taht kurdu birer birer ruhları,
Çanakkale,cennet bahçesinin tatlı sıcağı!
|
|
|
Gönderen:
derya çarkı
Şiir ismi:
babam benim
Şehir:
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 18:10 |
Yağmur yağıyor gönül pencerem kapalı
Bir yaraki sızlıyor en derinde
Ahşap eski bir evdi ama
Sıcaktı sıcacıktı
En güzel duaları onun için okudum
Zor günlerde beni koruyan
Bu evdi sevdiğim tek mekan
Çünkü içindebiricik babam vardı
Çünkü içinde kocaman bir yatardı
Canım babam
Sevdiğim sevebileceğim tek adam
Bizim içini herşey
Her şey şu altı kardeş içindi
Hergün bizim için gider çarşı pazar
Dolaşır dururdun
Cebindeki son parayla alırdın bize en güzel giysilerimizi
Yine duramadın benim için
Yürüdün yolları ağır ağır
Hastaydın yorgundun biliyordum
Ama yine dayanamadın geldin işte
Beni okulagönderebilmekti tek amacın
Ve biraz harçlık verebilmek
Seninle geçirdiğim son günümdü bir.
Bir daha göremeyecektim yüzünü
Ellerini tutup koklayamayacaktım
Boynuna sarılamayacaktım bir daha
Ve babam diyemeyecektim haykırırcasına
Ah babacığım ne kadar yalnızım bir bilsen
Meğer sen benim
Hem sağımmışsın hem solumsen yoksun ya eksik kolum kanadım
Hani soranlara derdin ya övünerek
Benim kızım doktor olacak diye
Evet kızın doktor olacak
Kurumuş yaralara merhem olacak
Çöllere yağmur yağmayacak yine belki ama
Kızın doktor olacak babacığım
|
|
|
Gönderen:
Samet Kemerkaya
Şiir ismi:
Bile Bile
Şehir:
İstanbul
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 16:17 |
Sevmek !
Haddimi aşmak istemiştim bir gün, arkamda bıraktığım bir kaç günüm çaresiz.
Çaresizce olgunlaşan günlerim, yıllarımı büyütür ! Ben yıllarca severim senden habersiz..
Aslında giderken arkana bakman da bir emanetti benim için,
İçimde sakladığım..
Ve gözlerim, arkana bakmadığını söylüyor !
Tıpkı senin gözlerin gibi, bana olan özlemin gibi,
Yalan söylüyor..
Şuram çok acıyor..
Bak, ben yine kendi yatağımda yani senden uzaklarda, ayrılığımızın şerefine ağlıyorum..
Çok ağlıyorum biliyor musun? Gözlerim sarhoş oluyor..
Ve şimdi yüzümün bir yarısı bembeyaz, Ekim gibi.. Kasım gibi..
Diğer yarısı ise simsiyah ! Hani "O"nun gibi, tıpkı gidenler gibi..
Şimdi yüzümü yeni bir Ekim mi beyazlatacakmış sevgili?
Bize başkası kutsal sayılmaz ! Sen bilemedin mi? "Aşk" asla satılmaz… .
Acıyı tatsın hücrelerim, damağımda kalsın.
Gerçi acıda sensin! Kahreden de sensin!
Gönlüm her gün kahroluyor, söylesene sen nerdesin ?
Çokları gibi.. Çocuklar gibi..
Ellerimde solmak için koparılmış, bir papatyaya bağlardım bazen tüm umudumu. / harcardım..
-Seviyor, sonra "sevmi..", söyleyemezdim işte.. Orayı hep söylemeden geçerdim..
Ben alıştım böyle çocukça oynamaya, çocuklar gibi ağlamaya..
Bazen sevdiğini söylerdin,
Ben sevinçten sırılsıklam olurdum sana meftun gözlerimle..
Ve inadına, inanmazdım gözlerindeki sahteliğe!
Aslında sevmediğini bile bile..
Sabah uyandığımda öyle usulca gidişlerin vardı benim rüyalarımdan,
Defalarca tövbe ettiğim de olurdu uykularıma
Sonra yine bozardım tövbelerimi, bir kaç rüyanın hatırına..
Bazen, ben böyle mahallede top oynayan çocukları izlerken
Zaman zaman hayalin belirirdi camım da!
Ben gerçek sanıp, parmağımı sürer camı yoklardım
Sen yine giderdin..
Bende arkandan hep, adımızın baş harflerini çizerdim buğulu camlarıma
Ortasına da şöyle bir kalp çizerdim işte !
Aslında sende olmadığını bile bile..
Biliyor musun sevgili ?
Benim hâlâ yıllardır cebimde gezdirdiğim kalp kırıklarım var !
Benim gibi, senden geriye kalan..
Ve ümidim sende kaldı.
Belki bir gün dönersin diye, inadına yaşıyorum !
Aslında dönmeyeceğini bile bile..
İnadına yaşıyorum sevgili ! Duyuyor musun ?
Aslında yaşamadığımı bile bile..
Samet k.k
|
|
|
Gönderen:
Berk Gürel
Şiir ismi:
Taşlayalım bahçeleri
Şehir:
İstanbul
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 16:16 |
En derininden karışsana kanıma
Karmaşanın ortasında
Bul beni şuracıkta
Gül yüzüme inceden
Irak olsun gözlerden ama
Canı çeken olur aşkı
Lükstür çokca! yakar canı
Gıpta ettirmeyelim onca insanı en derinden
Gitmediğimiz yer
Yapmadığımız çocuk kalmasın
Ağlayalım, çocuklar uyutsun bu sefer
Konuşmadan tartışalım karavanda, içimizden
Taş atalım bahçelere
Belki duyan olur, anlatırız aşkı
Ama öyle değil! edepsizce
Bir hışımla sev beni
İki asır bitmeden
Sere serpe uzan önüme bir de
O an yeter koca ömrüme.
Berk Gürel
|
|
|
Gönderen:
BAHAR KILINÇASLAN
Şiir ismi:
SESSİZCE
Şehir:
Giresun
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 15:23 |
SOĞUK BİR GECEYDİ SENİ KAYBETTİĞİM GÜN
DÜN GİBİ HATIRLARIM
ÖYLESİNE ÜZÜLMÜŞTÜM Kİ
DÜN GİBİ HATIRLARIM
SENDİN YARİMM CANM HERŞEYİM
AMA NE OLDU KAYBETTİM
ELİMDEKİ EN DEĞERLİ ŞE Yİ
GERÇEYİMİ
BOŞLUKTA SESSİZLİĞİN DERİNLİĞİNE BIRAKTIM
ÖYLESİNE ÜŞÜDÜKİ ELLERİM
SENİN SICAKLIĞIN YAVAŞ YAVAŞ KAYBOLDU BENDE
YOKTUN AĞLADIMM SESZCE
YAŞLAR DÖKÜLDÜ GÖZLERİMDEN
HAYALİMDİN KAVUŞTUĞUM
YOKSUN ŞİMDİ
VAROLAN HAYALİMİ YAŞIYORM
HAYIR SADECE YOKLUĞUNA AĞLIYORMM SESSZCE
|
|
|
Gönderen:
resat turan
Şiir ismi:
dostum
Şehir:
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 13:45 |
sevgi dediğim gecenin süslendiği
yıldızların altında rüzgarla birlikte savrulan kokuna
hasret kalbimle denizin kumsalın da ay ışığılan resmini
çizerim gözlerimdeki parlayan gözyaşlarımla dostum...
|
|
|
Gönderen:
resat turan
Şiir ismi:
SEVİNÇLE GÜLMEK
Şehir:
İzmir
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 13:18 |
SEVİNÇLE GÜLMEK
SEVGİYLE GÜLMEK GİBİSİ VARMIDIR
YÜREĞİNDEN SEVGİ TOHUMLRIYLAN GÜLÜŞÜN VARMIDIR
HASRET RÜZGARIYLA SEVİMLİ GÜN VARMIDIR
DOSTLUĞUN BULUŞTUĞU GÜNDÜR SEVİNÇLE GÜLMEK
GECENİN BİR VAKTİNDE İÇİN İÇİNİ YİYOR
SEVİNÇLERİN KALBİNE SIĞMAZ OLUYOR
SEVGİ BAHÇEN GÖNÜLLERDE TAHT KURUYOR
YÜREĞİNDEN SEVGİ TOHUMLARINI DAĞITMAK GELİYOR
DENİZİN O GÜZEL MAVİSİYLE GÜLÜYORUM
GECENİN AYAZINDA GÜLEN GÖZYAŞI GÖRÜYORUM
GECENİN KARALIĞINDA ASILLI RESMİNİ GÖRÜYORUM
GECEYİ AYDINLATAN SEVİNÇLE GÜLEN GÖZYAŞLARINI SÜSLÜYORUM
GURBETTEN GELEN RÜZGARİM
SEVİNÇLE GÜLEN KALBİMLE SEVİYORUM
HASRET RÜZGARLARIN SAVURDUĞU BİR BEYAZ KAĞIDIN ÜSTÜNDE SEVİNÇLE GÜLENİM
SENDEN SADECE İSTEDİĞİM KARAGÖZLERİNLE SEVİNÇLE GÜLMEK
|
|
|
Gönderen:
reşat turan
Şiir ismi:
BEKLİYORUM SEVGİ DOLU GÜNLERİMİ
Şehir:
İzmir
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 13:09 |
=BEKLİYORUM SEVGİ DOLU GÜNLERİMİ=
Sevinçlerim içimde tutsak kaldı
Hasretim sevgi dolu günlerime
Denizlerle birlikte daldım sevgili
Ne yapsam yüzüm gülmüyor
İçimde sanki ateşler kabarıyor
İçimde sanki volkan gibi
Hayalim düşler sahnesinde
Yalnızım dediğimde hiç hisedilmiyorum..
Gözlerim ufukta bekliyorum
Güneş gibi doğmayı
Rüzgar gibi esmeyi
Tohum gibi çiçek açmayı
BEKLİYORUM...BEKLİYORUM...."SEVGİ DOLU GÜNLERİMİ"....
|
|
|
Gönderen:
Gökhan Oyur
Şiir ismi:
Vazgeçtim Herşeyden
Şehir:
Afyon
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 12:40 |
Bak soğuyor havalar gideceksin diye
Ağlatacaksın yine arkandan beni
Dayanamıyor ayrığıla doğa bile
Görmek nasip olur mu bir daha Sen'i
Gidişini düşünmek bile yakıyorsa bu kadar kalbimi
Sensizlikle nasıl yaşarım bilmem
Söyleyemedim sana Sen'i Seviyorum
Yokluğunda da kimseye diyemem
Gözlerine bağlı kalmak için ben
Ölmeyi seçtim vazgeçtim herşeyden
Yine de inanmadın sevdiğime
Bunu duyunca hepten yıkıldım ben
|
|
|
Gönderen:
Gökhan Oyur
Şiir ismi:
Seviyorum Delicesine
Şehir:
Afyon
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 12:39 |
Bak soğuyor havalar gideceksin diye
Ağlatacaksın yine arkandan beni
Dayanamıyor ayrığıla doğa bile
Görmek nasip olur mu bir daha Sen'i
Gidişini düşünmek bile yakıyorsa bu kadar kalbimi
Sensizlikle nasıl yaşarım bilmem
Söyleyemedim sana Sen'i Seviyorum
Yokluğunda da kimseye diyemem
Gözlerine bağlı kalmak için ben
Ölmeyi seçtim vazgeçtim herşeyden
Yine de inanmadın sevdiğime
Bunu duyunca hepten yıkıldım ben
|
|
|
Gönderen:
Gökhan Oyur
Şiir ismi:
Seviyorum Delicesine
Şehir:
Afyon
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 12:37 |
Seviyorum Seni delicesine
Merdivenlerini tırmanır gibi hayatın
Ve düşecekken tutunacakmış gibi demirlere
Bırakırsam, tutamazsam ölecekmiş gibi
Yokluğunda küle dönecekmiş gibi
Ufak bir ateşcesine, sönecekmiş gibi
Ama daha güzeli Seni Sen gibi
Seviyorum delicesine
|
|
|
Gönderen:
MEHMET KOÇYİĞİT
Şiir ismi:
yine kalasın bana
Şehir:
Şanlıurfa
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 11:31 |
gülme nolur halıma
neler geldi başıma
o yar geçince benden
engel oldu aşıma
kaşları kara kara
açtı gönlümde yara.
yaşayamam ki sensiz
yarim gel beni ara.
sevdalıyım sevdalı
gönülümden yaralı.
yandım,bittim,kül oldum
yare aşık olalı.
gözlerin rengi ela
açtı gönlümde yara.
kimse almasın seni
yine kalasın bana.
gözlerinde kayboldum,
bakınca o yar,bana.
kendimden geçer oldum,
yar,ellerin olunca.
sende buldum gerçeği,
güzel aşkı,sevgiyi.
senden öğrendim yarim,
candan öte sevmeyi.
günüm sensin,gecem sen,
yarim sensin,bir tek sen.
baharımsın,yaz'ımsın
kırda açan gülüm sen.
şaşkın,benim mahlazım,
ben söylemem,yazarım.
yar benim olmaz ise,
kara yazma bağlarım.
|
|
|
Gönderen:
erol hepcan
Şiir ismi:
yağmur başladı
Şehir:
Manisa
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 04:44 |
Dün bitti, bugüne uyandım.
Hayat bir denizse, ipimiz kopmuş sandaldım.
Düğünümü mezarlıklarda yapardım.
Saat üç ise ben iki saydım.
Paragraflarımın sayısı sınırlı,
Kediler köpeklerle barıştı.
Yalınlarımı yalan sanardı,
Daha kendimi anlatamadan
Yağmur başladı...
Kalabalık ortamda yalnızdım.
Dışardan iyi biri sayıldım.
Ben hep biz diye anıldım.
Beyazları siyaha boyardım.
Onlar hep gölgeme sarıldı,
Dostlar düşmana kanardı.
Müziksiz ritme alıştı.
Ellerimi duaya kaldırmadan
Yağmur başladı...
Cevapsız sorular arardım.
Kanatsız kuşlarla uçardım.
Alacakaranlıklarda uyanırdım.
Başlı başına bitkisel hayattım.
Gözlerimi açamadan kapandı.
Ağrılarım zaten kiralıktı.
Haykırışlarım hep azaptı.
Tam yanmaya alışmışken
Yağmur başladı...
|
|
|
Gönderen:
erol hepcan
Şiir ismi:
-ıymışım değil -ıyım
Şehir:
Manisa
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 04:29 |
Korsan yaşama alışmışım, orjinalliği bekleyemem.
Ben hep uykuda çalışmışım, ayakçılığa direnemem.
Saatleri gece üçe kurarmışım, gündüzleri ben pek gezemem.
Ben bu hayata bayılmışım, elimdekilerden vazgeçemem.
Serbest meslek erbabıyım, öğrencilikten hiç haz etmem.
Doktorum, mühendisim, öğretmenim; tahtlarda pek yer etmem.
Komşuda pişirir evimde yerim, tatlılardan hiç söz etmem.
Alışmışım, kudurmuşum, betermişim; atasözleriyle dinlenemem.
Büyükleri pek takmazmışım, şapkam eldivenlerim atkım varken.
Söylenenlere kulak asmazmışım, radyoda rock müzik çalarken.
Pederi örnek almalıymışım, elim ağzımda esnerken.
Çok kitap okuyup otçullaşmalıymışım, magazin dergilerinde gezerken.
Bir kıza aşık olurmuşum, başka ihtiyacım yokken.
İlk göz ağrısından ölürmüşüm, kaşımın gözümün sadakasıyken.
Kafamı duvarlara vururmuşum, kadehin dibine vurmak varken.
Adamın hası olurmuşum, hamamın tası olmak varken.
Yolda bir kız görmüştüm, gözlerimi kaçırmalıyım.
Yoksa aşık mı oluyorum? Derhal bir iş bulmalıyım.
Bir kız beni düzeltebilirmiş, okuyup adam olmalıyım.
Tamam şair bey dersimi aldım,
Yapmalıymışım değil yapmalıyım.
-ıymışım değil -ıyım !
|
|
|
Gönderen:
nurşen kaya
Şiir ismi:
SEYREDİYORUM ALEMİ
Şehir:
Diyarbakır
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 01:07 |
karanlığın baskın olduğu yerde seyrediyorum alemi
soluyorum dumanlı havayı
uzaktan uzağa kuş sesi
soğuğun en keskini
kalabalıklar içinde kaybolan benliğim
gecede kendinin farkına varıp
uzağın hissedildiği zincir zincir sabahlara inat
gecesinde yakın hissediyorum evdiklerimi
gecenin ıslak kaldırımlarında
bir parça loş ışık hüzmesinin altında onlardan habersiz
sewdiklerimle bluşup
olup bitenden bişey anlamadan şaşkınca yaşıyorum hayatı
|
|
|
Gönderen:
nurşen kaya
Şiir ismi:
BİLMİYORUM
Şehir:
Diyarbakır
Tarih:
27 Nisan 2013, Cumartesi 01:02 |
sisli dumanlı dünyanın yanında yer almışken
çoktan bırakıp gitti seni en güzelin en bir tanen
anlamışken lanet gündüzlerin oyalanmalarla sewdiğinin arasına
nasıl mesafeler koduğunu
sen gecenin yakınlığına sığındın sen sen ki senden başka bir tane yoktu
gecede en maisum halindeydi sewdiin üzemezdki seni
rüyalarda buluştun gecenin rüzgarları okşayasıca saçlarını
serseri
neredesin çılgın
hangi sokak kalmadı gezmedik
başını öne eğmişken işlemediğin bir suç için
söylesene ey delii bu gece kuşlar bekler bizi
yıldızlar dinler derdimizi
gök ağlar be halimize
boşa geçen emeğimize
acımıza
sen çık herkes uyurken mesafelerin korkuların uzağın olmadığı
her mekana üşü iliklerine kadar üşüki üşüde ne bileim üşü işte
bırak sıcağı sıcakta herkes uyur sen gel sen gel be
ayaz dedin mi yalnızlar deil anlaşılmayanlar gelsln
sen koş bu gece serseri
çocukluğuna hasretin olmadığı özlemi bırak uzaklık korkusunun olmadığı
yere uğra
tut sımsıkı
sakına bırakma
belki düzeni değiştirmeyeceksin ama düzende olmayacan be serseri
sen kendi aleminde kralsın
cennet dediğini er isteyene
bırak düşmanın arkandan atıp kendş yakalasın
bir ömür be serseri değer verdiğin sana değersiz oldunu hissetirince
işte o an iyiki bir ömür oldunu anlıyacaksın
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
HADİ GİT
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:39 |
Ne bu sürgün , ne bu gidişin
Ayrılığa kurduğun köprüler
Yusufcuk kanatlı baharıma düşen kızgın güneşsin
Soldurdun renklerini
Kara kitap gözlerim susuz nehir yatağında çakıl taşları
Suyla ışığın kavuştuğu yakamozlara ay kırgın
Tükettin yüreğimi
Duvarlar şahit gönül üzgünlüğüme
Yetmedi mi?
Hadi git
Bitsin bu işkence
Bitsin bu çileli günlerin cömertliği
Kırılsın aynalar
Dökülsün sırları,riyasız
Çöksün gökyüzün, yıkılsın kırmızı kiremitlerin
Çöksün kahkaların, toprakta dinlensin bundan gayri gönlün
Patlamasın tomurcuk çiçeklerin
dostun olmasın
Sarmasınlar belini, sarılmasın gönül yaraların
Üşüsün ben yoksam düşlerin
Sen yoksan
Sana yanıksam
Saman alevi gibi değildi sana yüreğim
Ne anlamı var gülümsemeyen, serinletmeyen karayelin
Hadi git,huzur bulmasın yüreğin....
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
BAHAR KAPIDA
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:24 |
Mapushane damına düşmez aydınlığın çizgileri
Duvarları rızıksız merhaba demez ışık
Solgun, nemli duvarları öfke dolu
Yenilgiye uğrayan güneşe
Boy salar ateş çiçekleri dilsiz geceye
Emektar anıları boyun büker
Demirkapının kilidine, ranzasında
Türküleri yanar sevdanın
Nemli gözlerin ter kokan düşleri
Volta atar yeşile hasret taş betonlarında
Kilitlenir sınırlar,Maviye hasretin özlemi
Çığ düşürür yarınlara
Kasılır kalır gülümsemesi dudaklarında
Kördüğüm olur acının rengarenk fişeği yüreğinde
Şaklar acımasız büyük yanlızlığın kırbacı yüzünde
Göğüs kafesi demirci ustası körüğü
Öfkesi ayakta, kokusu siner kıvılcım saçar
Gözlerine mil çekilen adaletin fitiline
Mapushane damının oluklarında
Rüzgarın öptüğü yaprakta namus ayakta
Ayışığında kabarır umudun gölgesi
Adalet kar altında kalsa da bu mevsim
Kış yanacak savrulacak külleri
Aç kollarını iki yana çok yakında elbet
Bahar kapında!
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
AY IŞIĞI ŞARAP VE BEN
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:23 |
Bir şişe şarap ,kadeh ve ben
Ayışığında gizlediğim
Sökük , dikiş tutmayan yamalı düşlerim, Birde
Yanında
Biraz beyaz peynir ve savrulan kırmızı güller
Söz geçiremediğim gönlüm çatlatır
Harlı temmuzda
Kuzey yıldızını
Derbederim...
Öfkeliyim dönen dünyaya
Zorba kesilen zamanın
Akreple yelkovanı söktüm yerinden
Şekere yatırdım Çıkrıksız kuyularında
Kabuk tutmamış
Kanayan yaralarımı
Şişelerinde gizledim
Sessizliğe yol alan gemilerimi
Esir tuttum kadehimde ki dudak izlerimde..
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
YANGIN YERİ
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:21 |
Kaynattığım portakal reçeli kalsın tencerede
Dikmeyeceğim eksik kalsın
Bir iki gömlek düğmesi
Düzen bekleyen çekmeceler
Düzenlemeyeceğim banane
Günlük işler, öte beri işte, hergün
Beynimde dörtnala koşuşturan atların
Nallarından çıkan kıvılcımların yüzü yok
Astarı yok
Yorgunum ,
Ayaklarıma dolanıyor alın terim
Yokluyorum kalbimi ellerimle
Mürekkebi tükenmiş kalem gibi isteksiz
Yaramaz çocuklar gibi mızıkçılık yapıyor
Yazmıyor güne
Ağzıma bir parmak bal çalan
Serseri hayatın renklerine kanmak
Yaşam bir gündür
O da bu gündür diyebilmek için kirişi kıracağım
Kıtlıktan çıkan aşk gibi
Gökyüzünün güzelliğini saracağım ruhuma Kuşlarla ıslık çalacağım rüzgarın eteklerinde taşıdıkları yağmur bulutlarına
Karlı bir kış gününün güzelliğini çam ağacının yaprağında
Canbazlık yaparak geçireceğim
Düşersem aşağısı yangın yeri....
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Mavi düş perim
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:20 |
Ne ben eski ben
Ne ev eski ev
Bu bir veda
Ayrılığın çanlarını çalıyor
Aklına estikçe
Düzmece
Hesaplar kesiyor
Yakamdan düşmeyen kahpe felek
Aç karnını doyuruyor kesilen nefesimde
Can parçam gözlerimin yaşında
Kalemini kırıyor mavi düş perimin
Namlunun ağzındayım
Gönlüm darda, güneşime el koyuyor
Kahpe feleğin haramileri
Boz bulanık günlerin titrek ışıklarında
Yalandan okşuyor umutlarımı , kurtlar sofrasında didikledikçe ruhumu
Yaktıkça canımı felek
Tırnaklarımı bilerim ,daha uzun soluklu hükümler keserim
Yüzünün çürümüşlüğünü gösteren feleğe
Beslediğim güvercileri bir bir esir tutan
Kanatlarında kırılan susuz, ekmeksiz
Kafese koyduğun umudumun
Çaldığın ruhumun ,talan ettiğin bedenimin
Hayatın duvarlarını yoklayan ellerimi
Borçlu çıkaran feleğe
İsyanım var
Borçlu değilim sana , asıl
Alacaklı olan benim senden!
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
GÖKKUŞAĞI
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:17 |
Sensiz ne ekmeğin
Ne denizde ki sandal sefalarının
Ne gümüş kanatlı martıların söylediği şarkıların tadı var
Kurumuş ağaç, vahasız çöl gibi can suyuma hasretim
Giderken veda etmeyi sevmem
Çok yakında yine geleceğim
Avucumun içine koyduğun resminle
Bekle beni demiştin
Koca günler devirdim, iki yıla yakındı beklediğim
Haber salmışsın bir arkadaşınla
Nisanda
Nisan yağmurlarıyla birlikte gelecek mişsin
Ne kadar özledim bir bilsen
Hasretinin tırtılları koza ördüler
Boş kalan sol yanımda
İçim kıpır kıpır
Cezveden taşan kahve köpüğü gibi
Buzlu camın arkasından yollarını beklediğim
Kulağımı kapı kirişinden alamadığım
Çilingir soframız ayık kaldı
Evin damında gezinen kumrular aşk sarhoşuydu
Ben ise deli divane gibiydim yokluğunda....
Gelmenle bulutlarım uyanacak
Evimizin içine dışına aydınlık taşacak
Biliyorum mızıkçılık yapmayacak nisan yağmurları
Yine yağacak ıslatacak bizi
Tepeden tırnağa
Damda gezinen kumruların gözü kamaşacak
Uyuyan bacamız uyanacak
Geldiğin gün yalınayak koşacağım kollarına
Kederimi serinleteceksin
İri üzüm tanelerine düşen su gibi
Çıplak beline sarılacak gökkuşağın
Kavuştuğumuz nisan yağmurları altında..
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Biliyorum Gelmeyeceksin
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:16 |
Biliyorum gelmeyeceksin
Şafak söktüren yıldızlar kadar uzaksın yüreğime
Gün olur da bir gün
Bir gün yüreğin çarparsa benim için
Yaseminler açacak her dalımda
Kanım daha bir deli akacak damarlarımda
Sen olmadan kıyısından seyrediyorum hayatı
Kıyıyı serinleten dalgaların
Basıyor aramızda ki mesafeye tuzunu
Sokaklarıma gölgen düşmedikçe
Yararı yok sahte gülüşlerimin
Biliyorum
Sen yoksan
Anlamı yok gürül gürül akan suyun
Kurbağanın aşkına yaptığı seranatın
Kim demiş gözden ırak
Gönülden ırak denen yalanı
Arap saçına dönen kırmızı şafaklarım
Islak yastığım, zemheri yaşayan baharım
Günebakan çiçeği ellerin
Yakıyor uzakta olsan da yüreğimi
Sen varsan değerli oluyor kıymık parçası
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
BİR HABER UÇURSAN
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:14 |
BİR HABER UÇURSAN
Seni düşünmenin yürek sarhoşuyum
Aklımın sınırlarını zorluyor yokluğun
Hüznün elli renk tonu , elem
Çiçeklerini açıyor yıkıntı gönlümün duvarlarında
Tenha sokaklara düşen yağmur damlasıyım
Evsiz, barksız, şenliksiz
Sokak çocuğu yanlızlığında
Sevgisiz kaldım her yeni doğan güne
Bir haber uçursan
Gel desen
Zihnimden hemen firar edecek sonbahar
Baharına düşecek adımlarım
Hüzünlerime yol verecek
Gamzelerimde çiçek açan begonviller
Uçurduğum ak güvecinler
Yırtacak ağır sisli havayı
Köprüaltında kalacak anlamsız bakışlarım
Aç kollarını iki yana
Gözlerin değsin gözlerime
Kutsayalım aşkımızı
Yüreğin yüreğimde,
Ovsun ellerin incinen ruhumu
Dökülsün saçların yüzüme
Silinmesin bahar bahçemden
Bırak kalsın ayak izlerin ...
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
AFİLLİ YALNIZLIK
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:12 |
AFİLLİ YALNIZLIK
Kabarınca yanardağ ağızlı ,alaycı yalnızlığım
Geceyi bölüp bedenime bulandığında
Tomurcuklanır yanlızlığımın mayası
Naftalin kokan zamanlar çöreklenir yastığıma
Ateş keser penceremin perdesinde ki dilsiz kırmızı fenerler
Mor fiyonklu yıldızlar sallanır eteklerinden
Havaya selam durduğunda yalnızlık
Ayın karanlık yüzü düşer camın buğusuna
Duvara çarpan gölgem isyan kesilse, hiddetlense
Yine de
Riyasız gelir bana
Susan dilden
Konuşan dilden daha samimi bulurum bedenime sarılan
Tenimi acıtan gece mavisini
Afilli yalnızlığımın
Tutsaklığını
Tren raylarında alnın öperim
Asfalt boylarında beyaz çizgilerden toplar
Vapur düdüklerinde yıkarım
Ellerimle gererim gökyüzünün ipine
Rüzgarlar kurutsun çiçek gülüşlü
Yalnızlığımın utangaç bakışlarını
Mutlaka bir gün yalnızlığımı
Gömeceğim batan güneşin kızıl rengine...
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Sesimi duyan var mı?
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:10 |
SESİMİ DUYAN VAR MI?
Çok yorgunum
Pestil gibi ezilmiş duygularım
Kültablasında akşamdan kalan
İzmarit gibiyim
Renkli akan gözyaşlarım çırpınıyor
Bir karış suda,boğuldum boğulacak
Haykırıyorum
Sesimi duyan yok mu?
Ses verdi kap...ımın hemen önünde ki elektrik direği
Başını eğdi
Prangalıyım buraya dedi
Billur ışıklarıyla selamladı,
Göz kırptı
Yoldaşın olurum her karanlık gecede
Aydınlatırım seni
Havanın ıtır kokularını getiren
Rüzgarın
Ateşböceklerin
Güllerin yapraklarında
Çiğ tanesi renklerin çümbüşü altında
Yepyeni bir güneş doğacak yakında,
Üzülme
Hüzünlerini yak,
Savur küllerini
Aydınlık yarınlar bizim
Biz Prometehous'un çocuklarıyız '' dedi.
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
DAYAN KALBİM
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:08 |
DAYAN KALBİM
Acılarla yoğrulan dünya
Çocukların ağlayan gözlerinde iğneli topaçlar çeviren hainler
Kötü ruhların ölüm çemberi çevirdikleri sokaklar
Kahpeliklerin kol gezdiği,cirit attığı
Köşe başlarını tutan cehennem zebanileri
Gökyüzünden döktükleri puşt rahmetleri yakıyor çocukları
İfrit gözlü çilingirin elinde
Kapıların anahtar deliklerinin listesi
Ardına kadar açıyor
Vicdan yoksulu, küf kokan yürekleri
Soyuyor dünyayı çırılçıplak
Ters yüz ediyor ırmağını ,balığını,balını
Karanfil kokan havasını buduyor dağların
Kuşu, kurdu ölüm orucuna yatırıyor,acımasız
Engerek zehirini akıtıyor ölüm kusuyor sırıtarak
Dünyanın yediveren gül kalbine
Yıkıyor dünyayı bir baştan bir başa
Hayasız ellerinde masum çocukların
Mühürlü gözleri hayata son bakışları adressiz
Dayan kalbim ihanet etme bana
Şimdi hiç zamanı değil diren kalbim
Yapacak çok işimiz ,gidecek dikenli yolumuz var
Dayan kalbim
Zafer bizim olsun
Kırklayalım dünyayı alın terinin kutsallığıyla
Mühür gözlü çocukları özgür bırakalım
Kelebeğin kanadında
Kırçiçekleri toplasınlar,ıslık çalsınlar rüzgara karşı
Çıngırağını sallayan
Kuduz salyalar akıtanların
Pis nefeslerini bağlayalım çıkrıksız kuyulara
Hapsedelim güneş görmesin gözleri
Zindanların tozlu halkalarında kalsın arsız mideleri
Dayan kalbim,diren kalbim
Mutluluğun resmini yapacağız
Hürriyet gülüşlü çocukların dudaklarında...
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
ANLATSAM ANLAR MISIN?
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:06 |
ANLATSAM ANLAR MISIN?
Gönülden gönül yarasından anlar mısın
Çıkmaz sokaklarda elele tutuşan sevdanın
Değirmen oluklarından akan, un gibi öğütüldüğü
Uğradığı düş kırıklıklarını bilir misin
Yel gibi savrulan umutların yok oluşunu
Yazabilir misin bastığım çıkmaz sokalara
Yıkılmış harap bedenlerin acısını
Acıyı bal eyleyen sevdanın, yüreğime torpil koyan
Tükenişimi mum alevinde seyredebilir misin
Yitip giden zamanların ardından sevgili
Bana hoşçakal diyebilir misin?
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
ANBER ÇİÇEKLERİ ZAMANI
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:03 |
ANBER ÇİÇEKLERİ ZAMANI
Işık hızıyla geçti anber kokan zamanlar
Kilitli kaldı , küf kokan tavan arasında
Gökkuşağı anılar
Suskunluğa gebe kalan
Sökük, yamalı düşlerim
Üstüme devrilir
Yılgınlıklarım başucumda
Köprü kurdu mayalanan öfkem
Kör,sağır günlere
Siğaramın dumanında
Alt üst ederim dünyayı
Bardakta ki şarapta ölür umutlarım
Katıksız yanarım
Işığa dolanan pervanelere
Utanırım göz göze gelmekten aynayla
Dilenirim kapısında çilingirin
Hisseme düşen
Anber kokan zamanları
El açar tutsak gözlerim
Dolanır harlı kapıma
Sarı zamanların
Hoyrat gölgesi...
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
PORTAKAL ÇİÇEĞİ
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 23:01 |
PORTAKAL ÇİÇEĞİ
Günler devşirirken portakal çiçeğini
Evrenin çarkı işliyor duraksız dünyada
Zaman nara atıyor sallanan sandalyede
İpek ten sağılıyor her tan vakti
Nektar topluyor ziyafet sofrasında
Yabanarısı çizgiler
Yelkovanla akrebin kan kardeşliği
Buduyor zamanı el kapılarında
Korsan olmuş yaralar
Büyüyor gözbebeklerinde
Dokunuyor ruhuna
Uzatmalı kandilin ışığı
Tuzla ovuyor zamanı
Ölüm med cezir
Kayboldu kadının yüzü
Diz çöktü kırdığı aynalara
Zafer arsız çizgilerin
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
MANOLYAM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:59 |
MANOLYAM
Bir tuhafım bu akşam, can garip
Resimler mahzun, elde var yitik ümitler
Gülmüyor utancından yaprakların yeşiline posta getiren rüzgar
Dövüyor kapımın halkasını
Getirdiği solan manolyamın kokusu
Pencerem kekeme buğusunda söner türküler
Şavkı düştü ayın kırmızı damın yorgun kiremitlerine
Yanar alev alev
Baca tüter zifiri
Baykuş kanadı isli
Yarasalar şaşkın
Taş kesti yollar
Taş kesti çıkmaz sokak
Kutsanıyor acılar
Acının sağanağı yüreğime saldı paslı kancayı
Gündönümü yaşamıyor bu akşam
Rehin aldı yüzümü acı satan bezirgan
Serçe kadar ürkek yüreğim
Yırtıp açamadı gökyüzünü
Gözbebeğim de kalan hüzün,
Geceye
Salar beyaz mendili....
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
DELİKANLIM
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:58 |
DELİKANLIM
Yüreğini oynatıyorsa kelebeğin kanadı
Gözlerin sabit kalıyorsa bir noktada
Hareket etmiyorsa dünya
Erken bitiyorsa gündüz
Yemeden içmeden kesilmişsen
Solmuşsa benzinin rengi
İşgal altındaysa hissediyorsan
Saatin akrepini
Gözün telofonun tellerine takılı kalıyorsa
Güneş daha yakıyorsa tenini
Ay daha parlak akıyorsa odana
Çarşafına dolanıyorsa aşkın matemi
Yastığını es geçiyorsa uyku
İşçi arılar gibi çalışıyorsa yüreğin
Hükmedemiyorsan kendine
Aksın can parçana
Elinde ki demet kırmızı güller
Masallarda ki aşklar kıskansın seni
Kerem olmuşsun delikanlım.
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Akasya çiçekleri gibiyim bu gece
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:57 |
AKASYA ÇİÇEKLERİ GİBİYİM BU GECE
Beyaz akasya çiçekleri,çocuklar kadar saf yalınım bu gece
Düşlerim var tomurcuklu , çiçekler açan
Yakamozlardan daha pırıltılı
Uçurtmalar uçurdum gecenin karanlığı ipsiz...
Renkli kuyruklarına ay dolansın
Taş sektirdim gökün göğsünde
Dönme dolaplarına bindim gezegenlerin
Topaçlar çevirdim sisli maviliklerinde
Limanlarına bağladım atlastan yelkenlileri
Derinliklerinde kulaçlar attım aralıksız
Gülen yüzlü resimler çizdim bulutlardan gerili tuale
Ebruli şarkılar söyledi seyyareler
Çocuk saflığımın gecesinde,yanı başımda
Yıldızları kağıt helva yaptım bağladım ağaç dallarına
Çocuklar yesin diye
Dağlara ip atlattım bir, iki, üç.....
Pembe düşler sokağında ki sokak lambasına kaydırak oynattım
Mor salkımlı hüzün sokaklarını beyaza boyadım yüreğimin fırçasıyla
Gözlerimden özgürlüğe rengarenk balonlar saldım
Kavuşsunlar hürriyetlerine
Beyaz akasya çiçekleri çocuklar kadar saf düşlerim
Takılmadı dikenli tellere bu gece
Bahtiyarım ...
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
FESLEĞEN KOKUSU
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:54 |
FESLEĞEN KOKUSU
Her fesleğen kokusu getirdiğinde rüzgar
Mavi gecelerin kuytularına
Hayatın zorlukları geçer film şeridi gibi
Sen gelirsin aklıma
Yaşamak ne zormuş sensizlikleri
Saatler hain,dakikalar nispet içinde
Sarı zamanın
Çağla rengin avuntuları kalır ellerimde
Bilirim giden gelmez
En keskin sivri ucuyla bilenir özlemim
Kara günlerim ard arda devrilir
Geçit vermez
Ağaç dallarında özgür
Körebe oynadığım günlere
Saklambaç oyununda saklı kalsaydım
Hiç büyümeseydim
Allara sobelenmeseydim
Dumanı üstünde tüten hayatın...
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Kız kulesi
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:52 |
KIZ KULESİ
El ayak çekildikten sonra yedi tepe İstanbul'a
Uykudayken şehir
Her gece mavi sürgün ruhumu giyerim
Takarım Hazerfan kanatlarımı Galata'da
Aşkım Kız Kulesine nefessiz süzülürüm
Mehtabında yıkarım hasreti
Yakarım kanatlarımı,yakarım
Şehrin çoşkulu tüm ışıklarını
Rumeli Hisarıyla
Anadolu Hisarı göz kırparken birbirlerine
Boğazın serin sularında
Öpüşürken martılar
Hafız Burhan'dan makberi dinlerim
Gözlerim kapalı
Ayışığı yudumlarım kadeh,kadeh
Aşkım,tutkum Kız Kulesinde
Rüzgarla yarışan
Takalar yüzdürürüm gelin duvaklı
Hasret mavisi çıplak düşlerim
Kaneviçe işliyor Boğaziçin'de
Dile gelmeden konuşuruz
Eteklerinde yağmur getiren sis bulutlarıyla
Boğaziçinde,çakırkeyfim
Öpücük kondururum doğan güneşe
Kocaman bir dünya çizerim
Her gece mavi sürgün dolar
Boğaziçi'nde düşlerime...
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Deli yüreklim
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:50 |
DELİ YÜREKLİM
Mecnunluğun tutar bazı zamanlar
Deli bal sevdan
Zehiri ucunda mızrak misali
Derin maviliklerinde vurgun yemiş
Geceyi zifiri yapan çatal yüreğin
Kara tren bacasından savrulan dumanlar gibi
Bazen havaya bazen dalgalara yazarsın
Yankılanır kalbimde
Dudaklarından dökülen
Her iğne kelimen
Kırılır suya düşen ışık gibi hayallerim
Yaşamak senle bir ömür med cezir
Prangasız kumdan kalelerinde
Akıp giden zamanın
Mor düşleri yakar ellerimi
Salkım saçak savrulur
Sürgülü ışıksız kapılarda, kuş gibi ürkek,
Çatlamış nar gibi
Esirliğim kalır hücrende deli yüreklim
Hükümsüzdür sevmelerim...
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Nerdesin?
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:49 |
NERDESİN?
Nerdesin sevgili nerelerdesin
İki taş arasında mı kaldın
Dağlar mı geçit vermedi
Kar mı kesti yollarını
Demir parmaklıklar ardında mısın
Nerdesin
Yoksa
Pamuk döşeklerde
Yaban ellerde misin
Nerdesin
Dertlerimi biriktirdim bilmem kaç bahar
Denk eder üst üste yığarım
Cigaramı uc uca ekler
Dumanını efkarlı,efkarlı savururum
Çayımı safi dem içerim
Elimde sarardı giderken verdiğin resmin
Gölgeler çıt etse bile
Yollarda kalır eskiyen gözlerim
Nerdesin?
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Gökyüzü indi şehire
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:47 |
GÖKYÜZÜ İNDİ ŞEHİRE
Vazoya koyduğun çiçekle beraber
Teninin kokusu, tenimde soldular
Dil yarası sözlerin öldüren veda gibiydi
Toz kadar sessiz yatan ayrılık rüzgarı esti aramızda
Acının kozasını ördü, kristalleşen
Ören yerine dönen kalbimde
Her dakika....
Gökyüzü indi şehire
Kara bulutlar sevinçli zil çalıyor etekleri
Havada hüzün istilası var
Beynimde binlerce kovan
Arılar koşuşturuyor
Boş sokaklar gibiyim
Üzerime geliyor duvarlar
Oysa....
Çıkıp geleceksin diye köşe başından
Geceyi gündüze kattım
Ne şamdanlar yaktım tuz biber eken hasretine
Pencere önünde...
Yere göğe sığdıramamıştı seni kalbim
Anladım ki ..
Aynı şehrin insanları değiliz
Aynı doğrularda kesişmiyor dirençler
Seni sevmek ilk kez ağrıma gitti
Anılarımda yer tutmayacaksın
Karalama defterinde kalmayacak hapsettiğin yerin
İlikleyemem melez aşkını dört nala giden saf düşlerime
Anlasan artık...
Tatlı su ile tuzlu suyun karışmadığı yerdeyiz...
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Yıldızlara gideceğim
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:44 |
YILDIZLARA GİDECEĞİM ...
Sıkıldım yeryüzünün karanlığından, dinci bezirganlardan
Ebu cehilin ruhuna rahmet okutan şeytan evliyalarından
Alandan talandan ve savaşlardan hemde ço..k.
Merdiven dayadım gökyüzüne
Yıldızların koynunda sakladığı dostluklara gideceğim
Arkama bile bakmadan
Komşularım olacak güler yüzlü mavi gülücüklü.
Ay göz kırpacak hınzırca..
Bazen yarım ay bazen dolunay dolanacak yüreğime
İşte çoban yıldızı
büyük ve küçük ayı
kuyruğu ateş gözlü halley
Güller sermiş göğün göğsüne samanyolu
Karşımda şimal yıldızıyla hoş sohbet
Arada tavla da oynarız mesala
Üç mars bir dans sonrsında tavla koltuk altında
Bir iki kadehte sek hiç te fena olmaz hani
Bir de iki yıldız arası hamak özgürlüğe sallanmak
Yıldızlarla beraber tango yapmak mesela!
Haber saldım yıldızlara geliyorum dedim basar mısınız beni bağrınıza
Bahar düştü gözlerine
Kucakladılar büyük bir nezaketle
Yeryüzüne sadece papatyaları seyretmek için bakacağım.
Dost bildiğim arkadaşlarıma yıldız koparıp saçlarına takacağım.
Kendini bilmez kişlere senfoni yazacağım dostluk kardeşlik üzerine.
Aymazları uzayın kara deliğinden içine atacağım.
Yeryüzünün karanlığını anlattım yıldızlara
Tüm yalınlığıyla, demirkazık tüm heybetiyle
Geçit olmaz dedi sömürüye....
Nebula haykırdı birden sarmalında sakladığı ateşle
Faşizme de elbette...
Ortak kararımızdı yeryüzünü güzel kılmak
Başladı hazırlıklar kuruldu orkestramız
Maestro zühre yıldızımız
Başladı ışık hızında barış,kardeşlik şarkısı çalınmaya
Yankılansın ses bulsun sağır kulaklarda
Yıldızlar dolsun vicdanı kötüye ağdıran yüreklerde....
|
|
|
Gönderen:
Nurten Şahan Ataoğlu
Şiir ismi:
Suçsa seni sevmek
Şehir:
İzmir
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 22:40 |
SUÇSA SENİ SEVMEK
Say ki unutmadı ressamını tuali
Söküp atamadı kalbinden
Çakmak çakmak yanıyorsa
Yolların virajlarında sabahlıyorsa gözlerim
Koyun koyuna yatıyorsa dilsiz renklerim
Umarsızca uçurumdan düşüyorsa
Sana uzattığım ellerim
Kesiyor nefesimi
Söküyorsa ciğerimi yerinden
Hücrende hapisler yatmışsam
Çıplak geceye vurgunsa aşk
Suçsa sevmek seni
Giyinirim karanfil kokan beyaz gömleği
As sürtük darağacına
Suçlu kalbimi...
Yakmaz, acıtmaz yağlı ipi
Karanlık düşsede saçlarıma
Göçebe olsanda tuale
Hücrende çıplak kalır hasretim...
|
|
|
Gönderen:
Recep Güler
Şiir ismi:
Aşk Yasak Bana
Şehir:
Bursa
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 21:55 |
Aşk yasak bana,
Seni seninle düşünmekse,
Uykusuz gecelerime hayalini katmaksa,
Adını her daim anmaksa, aşk yasak bana.
Çiçeklerin dilinden anlamaksa,
Adını sonsuzluklarda duymaksa,
Söylemek istediğim sadelikten ibaretse,
Gözlerimle anlatmaksa herşeyi, aşk yasak bana.
Ümitsizliklerle her dakika kahrolmaksa,
Kadehlerde sarhoşluğu bulmaksa,
Her sarhoşluğumda haykırmaksa,
Şu garip gönlümde, aşk yasak bana.
Sözcüklerde söylemekse iki kelimeyi,
Gece yarıları dertli şarkı dinlemeyi,
Her insan gibi bir güzeli,
Sevmekse gaye, aşk yasak bana.
Beklemekse her yeni günde güneşi,
Özlemek gün boyu hayalinle seni,
Hatırladığımda seninle geçen günleri,
Anımsamaksa tek birşeyi, aşk yasak bana.
Bahane bulmaksa eğer yalnızlığa,
Unutmak için çabalamaksa yokluğuna,
İsmini yazmaksa sonsuzluklara,
Ve hala niyetim sevmekse, aşk yasak bana.
Bir gecede silip atmaksa maziyi,
Yakıp yıkmaksa sana dair herşeyi,
Vazgeçmekse söylediğim sözleri,
Sev diyorsan hala beni, aşk yasak bana.
Beddualarınsa bana acı çektiren,
İhanetse eğer bana seni unutturan,
Nefretse şuan gönlümde hissedilen,
Yeniden tatmaksa başka aşklarda sevgiyi, aşk yasak bana.
Son verdiysem senden sonra herşeye,
Ümit bağladıysam sana boş yere,
Yer edindiysem vefasız gönlünde,
Ver kalbimi geri, Çünki; aşk yasak bana.
İsyanlarsa sana gönlümde hissettiklerim,
İsmini duyduğumda titriyorsa bedenim,
Acı şarkılarda doluyorsa gözlerim,
Aldırış etme sen bu mecnuna, aşk yasak bana.
Ayrılığıma sebepse aradaki mesafeler,
Huzursuzluk veriyorsa sensiz günler,
Uykusuz geçiyorsa ayrıldığım geceler,
Acıma gözyaşıma sevgilim, aşk yasak bana.
Umudumu bulamadıysam aşkından,
Pişman olduysam eğer yaptıklarımdan,
Birgün dönmek istersem, seni üzdüğümü düşünmeden,
Geri çevir sevdamı birtanem, aşk yasak bana.
Özlemlerin kahrediyorsa beni,
Unutturmuyorsa kadehler seni,
Aldatmaksa pişmanlığımın nedeni,
Affetme ne olur sevdiğim, aşk yasak bana.
Bitkin düştüysem sensiz günlerde,
Hayaller kuruyorsam hala seninle,
Yanıp tutuşuyorsam özleminle,
Vazgeç benden canısı, aşk yasak bana.
Acıyorsan eğer bu halime,
Dönmek istiyorsan bir daha geriye,
Hayat vermekse niyetin biten sevgiye,
Bırak yalnız kalayım bebeğim, aşk yasak bana.
Vazgeçemediysen hala benden,
Sevmek istiyorsan hesapsız yeniden,
Gelmek istiyorsan bana, ben sana gelmeden,
Boşver aşkım beni, aşk yasak bana.
Çare olmak istiyorsan sana susamışlığıma,
Razı değilsen sensiz ve yalnız kalmama,
Eş olmak istiyorsan yalnızlığıma,
Bırak böyle kalayım gelme, aşk yasak bana.
Jestimi çekmişken hayat yolunda sevdaya,
Yelken açmışken yalnızlık limanlarına,
Yüreğimde parçalanıyorsa gemiler fırtınalarda,
Bir fırtınada sen estirme, aşk yasak bana.
Söz verdiysem sana dönerim diye,
Tüm benliğimle dalıyorsam sensizliğe,
Tek isteğim seni unutmaksa, sözüm gidene.
Öyle suç işledimki seni sevmekle, aşk yasak bana.
Duyguları mısralarda anlatmaksa,
Şuan saat gece yarısı dört olduysa,
Ve gözlerim hala uyumuyorsa,
Seni sevdiğimdendir, ama aşkım...
Aşk yasak bana...
Aşk yasak bana...
|
|
|
Gönderen:
Recep Güler
Şiir ismi:
Seninim
Şehir:
Bursa
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 21:53 |
Sorsalar şimdi bana
Ne kadar çok seviyorsun
Nasıl anlatmalı ki,
Çok sevmenin anlamını
Hani desem denizler kadar,
Denizler ne kadar büyük bilmiyorum
Yada gökteki yıldızlar kadar desem,
Ya gökteki yıldızlar benim aşkımdan azsa
Bir türlü tabir edemiyorum
İçimdeki sevginin büyüklüğünü
Canımdan çok desem zaten canım sensin
Bir anlamı olmalı elbet
Denizler ne kadar büyük bilmiyorum
Yada gök yüzünde yıldızlar kaç tane
Yer yüzüne düşen yağmur taneleri de anlatamaz
Bir gerçek varsa seni ben seviyorum
Sakın deme ne kadar
Çünkü bende anlatacak büyüklükte bir şey bulamadım
Önemli olan büyüklüğü değil zaten
Gerçek mi yalan mı…
Eğer görmek istersen ellerini tuttuğumda gözlerime bak
Görebildiğin kadar sana sevgim
Oda yetmiyorsa,
Kalbimi sök yerinden nasıl olsa ben seninim…
|
|
|
Gönderen:
Recep Güler
Şiir ismi:
Kaçırma Gözlerini Benden
Şehir:
Bursa
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 21:47 |
Kaçırma gözlerini benden,
Yokluğunla her an yıkılabilirim.
Ne olur tut ellerimden,
Sessiz fırtınada sürüklenebilirim.
Ruhunu sar yüreğime,
Üşümesin bedenim.
Beni öyle aşık et ki kendine,
Başkasını görmesin gözlerim.
Gözlerini kapat ve hiç birşey düşünme,
İzin ver rüyalarına gireyim.
Kocaman bir yer aç yüreğinde,
Seni ömür boyu seveyim.
Uyanma uykularından,
Bitmesin bu rüya,
Kurtar beni korkularımdan,
Mutluluğu yaşayayım sende doya doya.
|
|
|
Gönderen:
Gülşah ERCİYAS
Şiir ismi:
ZİNCİRLENMİŞ AHLARIM
Şehir:
Ankara
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 21:39 |
Seni karıyorum;
Ömrüme, bedenime, üşüyen kalbime
Ben senleşmekteyken uykularda
Hayallerim, dualarım olmuşken
Sana uyanıp, sensiz uyanmışken...
Cam kırıklarımın üzerinde yürüyorum
Kahpe, küfürlü gecelerde
Gelmişini ya da gelmeyişini anarken;
Kırık dökük kalbimi,
Acıyan ruhumu arıyorum
Nakşederken kırıklar acıyan ayaklarıma
Hissizleşen beynim
Bir tek o fotoğrafta gözlerim...
İkimizde gülüyormuşuz
Gözlerimiz değilmiş birbirine bakan
Sonu mışlarla biten zamanlarmış
Masallarmış bizi birbirine bağlayan...
Uzakları yakın eden,
Bir çift yakut gözmüş kandığım
Ona aşkla bakarak uyandığım.
Özgürlüğüne uzanırken sen
Şimdi ellerini aç;
Asıl o olan
Aslında bir hayalden ibaret olan,
Metelik etmeyen kalbinin,
Neşteriyle parçaladığın
Âşık bir kızın kalbini bırakıyorum usulca içi-ne
Aşkımın, uykusuz gecelerimin katiline
Küçücük bir kızdan hediye.
|
|
|
Gönderen:
oğuzhan can
Şiir ismi:
Aklımda sen
Şehir:
Diyarbakır
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 21:21 |
Söyleyemiyorum sevdiğimi
korkuyorum belkide
belkide karşılıksız oldugu için
ne fayda ? seviyorum seni
olmaz sensiz dünya benim içim
ne edeyim parayı pulu sevgini alamadıkça
gözlerim kanlanır ağlarım her defa
sevgisiz olurmu? sev beni şans ver bana
sokaklar boş gecenin karanlıgında
yürüyorum sessizce, aklımda bir sevda
rüzgar dostum oldu bu yanlızlıkta
çaresizim sevdiğim,açtım ellerimi allaha
kalem elimde aklımda sen
göremezsem seni,bu dünya bana mahsen
Ah, o gözlerin gitmiyor aklımdan
halim perişan oldu,ölmüşüm zaten
Oğuzhan CAN 17 Yaşında Genç Şair
|
|
|
Gönderen:
Mustafa Tarakcı
Şiir ismi:
Gülerekten Korkuma
Şehir:
Ankara
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 18:53 |
Bilmem kaçıncı bardak çayımı yudumluyorken,
Kendi iç derinliğimde boğulmakta,çırpınmaktaym
Ne oluyor bana diye sorma cesaretini bulamıyorken
Ölülerin bile can çekiştiği bir bataklığa saplanmaktayım
Bataklık ki her yer sis duman ve karanlık
Kara bulutlar çepeçevre üstümde
Ruhumun yalnızlığına yılanlar etmekte yaranlık
Bedenim gül koklasa da ruhum diken üstünde
Bir sıcak el bir halat yahut bir sarmaşık
Kurtarır mı ruhumu bu dehşetli vaziyetten
Bir baykuş var sanki tepemde ölüme aşık
Zevk alıyor belki de bu gizemli haletten
Korkuyorum birşeylerden ama çözemiyorum onu
Bilmiyorum encamını var mıdır başı sonu
Bedenim rahat belki ama acıyorum ruhuma
Bir his ki kemiriyor içimi gülerekten korkuma.
|
|
|
Gönderen:
Hilye Nur Çelik
Şiir ismi:
Dinliyorum Seni İstanbul
Şehir:
Konya
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 18:00 |
Dinliyorum seni İstanbul
Denizin dalgalarını hissediyorum ruhumda
Sadece seni istiyorum hayal dünyamda
Ne olur bırakma beni İstanbul
Dinliyorum seni İstanbul
Şarkılarda,türkülerde duyuyorum seni
Her mısrada seni buluyorum hasretle beklenen gibi
Sonsuza kadar seveceğim seni İstanbul
Dinliyorum seni İstanbul
Dudaklarımda ayrılık şarkılarıyla
Gözlerimden akan yaşlarla
Ayrı olsak bile kalbim senin İstanbul
Dinliyorum seni İstanbul
Küçük bir çocuğun annesine olan sonsuz sevgisi gibi
Ulaşılmak istenenin tatlı hevesi gibi
Bil ki sadece ve sadece seni istiyorum İstanbul
Dinliyorum seni İstanbul
Bitmiş sevgilerde,unutulmuş yarınlarda
Özlenilen geçmişte,bitmiş dünyada
Bitmiş bu dünyada yarınım sensin İstanbul
|
|
|
Gönderen:
Hilye Nur Çelik
Şiir ismi:
Biten Umutlar
Şehir:
Konya
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 17:47 |
Vazgeçtim bugün bazı umutlarımdan
Olmayacağını bile bile koşmak olmazdı arkasından
Kalbi devre dışı bırakıp devam edeceğim yoluma
Çok safmışım anladım,bakınca yakından
Dinledim kendimi,açtım bembeyaz bir sayfa
Unuttum geçmişi,yöneldim kendi yoluma
Yolum uzun,durduramaz beni boş umutlar
Giden gitsin,ben dimdik ayaktayım hala
Yüreğimi çok acıttı,şu geçip giden sonbahar
Sonbahar'ı sonbahar yapan etrafımdaki yasaklar
İlerledi zaman,ben ne olup bittiğini anlamadan
Biliyorum,doğacak yüreğime bir gün ilkbahar
|
|
|
Gönderen:
sinem özcan
Şiir ismi:
hayat nedir anlanmaz
Şehir:
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 17:41 |
hayat nedir anlanmaz
neden ömür çabuk biter
bunu anlayan kimse
yoktur bu dünyada
ben anlarım belki
bu ömürü bu hayatı
belki anlayan vardır
benden başka bu dünyada
anlayışla karşılayan
vardır bu dünyada
karşımdaki anlasa biraz
ne iyi olur benim için
ben onu anlasam
birlikte dertleşsek
ne iyi olur benim benim için...
|
|
|
Gönderen:
FATİH EKİZ
Şiir ismi:
DENİZ MAVİSİ
Şehir:
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 16:30 |
DENİZLERDEN ALMIŞ GÖZLERİNİN RENGİNİ
BULUTLARDAN ALMIŞ YÜZÜNÜN RENGİNİ ÇİÇEKLERDEN ALMIŞ
SAÇLARININ RENGİNİ YAĞMURLARDAN ALMIŞ
GÖZ YAŞLARINI CEYLANLARDAN ALMIŞ GÜZELLİĞİNİ
|
|
|
Gönderen:
Kaan Seyfi
Şiir ismi:
Alevlerin Dansı
Şehir:
Kayseri
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 16:03 |
Merhaba geçmişim,
Hoş geldin...
Günlerden pazar ,
Neden bu kadar geciktin..?
Geçmişim diye başlıyorum artık söze
Çünkü geleceğe dair hiç bir sözüm,
Kuracak hayallerim ve takatim kalmadı...
Gerçekten zaman bazen her şeye ilaç oluyor;
Acıları dindirmeye,
İnsanı mutlu etmeye..
Sonunda o mutluluk adını koyduğumuz her şey,
Her an ,
Her sefa'n bizi terk’e diyor..
Ah mutluluk, umutsuzluk...
Mutluluğu yanan bir muma benzetirdik daha çocukken
Mutluluk çerçevesinde,
Mumun etrafında dolaşıp, ateşin dansını seyreder,
Hayallere dalardık ve mutluluk
çerçevesini doldururduk..
Hatırlıyor musun..!
Bir defasında ateşin büyüsüne kapılıp
ona dokunmaya çalışmıştım,
Çocuktuk daha, hatırlasana.
Elimde duyduğum acıyla ağlamaya başladım,
Mumu da söndürmüştüm...
Karanlıktı,
Korkuyordum...
18
Annem koşarak gelmişti yanıma,
Gözyaşlarımı sildi,
Ellerimi öpmüştü..
Acısını hissediyordum,
Ama annem yanımdaydı artık
Ve hiçbir şeyden korkmuyordum..
Şimdi ise aynı acıyı kalbimde hissediyorum,
Ağlıyorum..
Boğazıma düğümleniyor nefesim..
Korkuyorum,
Hiç kimseye söyleyemiyorum içimdekileri..
Hani dön/sen diyorum,
Dönsen tüm acılarım dinecek,
Karanlığıma güneş doğacak..
Biliyorum artık geçmişim,
Geçmişsin..
Çok uzaktasın,
Ve ben kendimi kandırıyorum,
Biliyorum....
Keşke tekrar çocuk olabil/sen,
Elim yansa yine,
Yüreğime dokunmadan…
O küçük mum ışığında.
Ve annemin dokunuşuyla geçse,
''…TÜM ACILARIM…''
|
|
|
Gönderen:
Kaan Seyfi
Şiir ismi:
Tek Gerçek...
Şehir:
Kayseri
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 16:02 |
Apansız bir gecenin matemindeyim,
Düşlerimin soluksuz son harfinde...
Efsunluğum simsiyah geceye hapis,
Ben gecenin içinde müptela...
Sorsan bir kuşun kanatlarında özgürlük,
Ama gerçek olan gecenin matemi siyahına hapis...
|
|
|
Gönderen:
Kaan Seyfi
Şiir ismi:
Bir Şey Arıyorum Ben...
Şehir:
Kayseri
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 16:01 |
Bir insan arıyorum ben mısralarımda
Ne bana benziyecek,
Ne insanların çözebileceği.
Bir maşuk arıyorum sessiz geminde
Aşıklığın mülteci olduğu anlarda,
Yüreğin şen şakrak kıyılarında.
Bir beden arıyorum ben yüreğimde
İçinde kaybolmuş yılları
Hap/solunmuş aşkları barındıran.
Bir yüz arıyorum etrafımda
Çizgileri şakaklarına kadar uzanmış
Elleri eskisinden daha beyaz
Bir gözyaşı arıyorum
Etrafındaki çizgilerin eşlik ettiği
Kana karışan, tuzlu mürekkepte
Bir rüzgar arıyorum ben gecemde
Esintisinde saklı hüzünleri
Yüreğe sıcrayan kan pıhtılarını alıp gidecek....
|
|
|
Gönderen:
Kaan Seyfi
Şiir ismi:
Rüzgar
Şehir:
Kayseri
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 16:00 |
Oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibiyim bugün.
Dudağım büzük,
gözlerim ağlamaklı...
Bir muştu harıyla yanıyor yüreğim
Yalnız,
Issız,
Kimsesiz...
Unutmam gereken anıların
Bende kalan günahların geliyor yadıma...
Bir rüzgar bekliyorum şimdi
Son nefesim olacak,
Esince yıkmayacak
Ve alıp götürecek doğan tüm dertlerimi...
|
|
|
Gönderen:
Kaan Seyfi
Şiir ismi:
Nefs..!
Şehir:
Kayseri
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 15:58 |
Bir masal âlemi geriye kalan
Özgürlük yalan, bekleyiş yalan...
Uğruna gözyaşı dökülen her şey,
Bitmeyen,
Yaşanan sen yalan...
Nefs;
Bir zamanlar sana üşüyen bir beden vardı,
Hatırlasana..!
Yalan her şey derken,
'' Geçmiyorsa yüreğe söz,
Ona vazgeçireceksin Aşk'ı. '' derdim.
O sözlerimde yalanmış...
Ona vazgeçiremiyor,
Kendim, kendimi geçiştiriyormuşum..
Anlamıyorsun değil mi nefs,
Bir masal gibi kifayetsiz kaldım,
Hayattan geriye kalan basit cümleler misali.
Bomboş hayaller gibi,
Yırtılmış, buruşturulmuş içi boş kâğıt...
Gökteki yıldızları sayamayacak kadar,
U’mutsuz…
Hadi şimdi yalan hayaller kuralım yine
Önemli değil ne gördüğümüz,
Biz yalansız bakalım.
Yalansız olsun..!
Aşk bizi aforoz ederken habesinden,
Ve birikimleri boşa gitsin hayatın.
Apansız…
38
S/onsuz hüküm versin sükût,
Ve sende sus ey nefs!
Sessiz kal biraz.
Nefs;
Vuruldu aşk,
Soluksuz kaldı cümleler.
Gölgeler yek'siz, kimsesiz...
Aslanla dövüşsem gelirim derdim,
Yalanmış nefs…
Öldürmeyen acı güçlendirmemişte,
Şimdi karıncadan bile güçsüzüm...
Ödün verdikçe hayat kendinden,
Üşüyorum nefs, en derinimde.
Yapma nefs...
Yalnız kalmış,
Yakılmış, yıkılmış
Sönmüş ne fayda…
Sus ey kör nefs,
Sus..!
|
|
|
Gönderen:
Beytullah Demiral
Şiir ismi:
Elbet Birgün Geleceğim
Şehir:
İstanbul
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 15:12 |
Elbet bir gün yanına geleceğim sevgili,
İnancımla, sevgimle yanına geleceğim,
Ellerini tutmak için, gözlerine bakmak için,
Elbet birgün geleceğim yanına...
Elbet bitecek bu eksimşi direniş,
Aşk kanadını takarak yanına geleceğim,
O zaman bitecek ümitsizlik...
Her gece kulağımda çınlar sesin,
Sen benim herşeyimsin, canımsın,
Elbet birgün geleceğim yanına...
Silerek kara bulutları,
Aydınlatacağım içimdeki dünyayı,
Bitecek artık bu eksimşi direniş,
Elbet birgün yanına geleceğim....
|
|
|
Gönderen:
Hakan Şehirli
Şiir ismi:
SEVDİĞİNİ BİLMİYORSUN
Şehir:
Ankara
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 09:51 |
Burası böyle yazıyor kaygının
İçine kül çırpıyorsun
Ölüm geliyor…
Her toplanışında yelkovan
Saat başı
Ölüm nöbetin tutuyor
Gülmekse;
Para karşılığı palyaçoluğun senin
Ucuz rujlarla
Yanaklarına yuvarlaklar çizip
Aynanın karşısında kendini kandırışın
Dudak büküşün
Kaş oynatışın…
Hiçbiri içinden gelmiyor yaptıklarının,
Her bir şey’inin ilk durağı
Ya acılar
Ya olmazların…
Maskenle kandırma beni
Beni kokunla
Teninle kandırma…
Çünkü ben kolay ağlıyorum bu günlerde
İçim dışım özlemlerle dolu
Ankara’da ayaz tuttu günlerimi...
Üşüdükçe,
Yalan sarılmalara sığınmaktan korkuyorum…
hakan şehirli
|
|
|
Gönderen:
Hakan Şehirli
Şiir ismi:
KIRIK AŞKI EN İYİ DUDAKLAR ANLATIR
Şehir:
Ankara
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 09:50 |
Dönüşmüyor hiç bir mevsim artık gerektiğince
Nerede şaşırıp kaldıysa kalp
Nerede bitimse konuşulanın ana fikri
Ayrılık ne vakitte başlamışsa orada kalıyorum.
İçimde takılıp kalıyor taş bir plak
Hep aynı parçayı, aynı parçanın aynı yerini çalıp duruyor
Yağmurlarda hiç susmuyor.
Rüzgârın en azgın zamanları içindeyim ki
Ne yazık ki böylesi rüzgârlar hep felaketler getiriyor
O kocaman görkemli kentlere,
Kasabalar köylerde kentlere çoktan akmış zaten
Kentler mi işgal etmiş köyleri
Köyler mi şehre sırnaşık çözemedim...
Rengini sarıya dönüştüren yapraklarda sanırım artık sallanmadan
Bir tokat gibi iniyor toprağa ve asfalta...
Ağaçların dalları kanar mı yaprak kopunca teninden?
Yaprakların canları acırımı yere çakıldıkları vakit
Güzel sözler mi söyler,
Yoksa küfür mü eder
Ne düşünür sonbaharda sabah soğuklarında
Yaprakları süpüren çöpçüler?
İçimde kalan sorularımın cevapları dudaklarında kaldı
Orda kaldım bende
Düşen yaprakların ve yağmurun sığınağında
Dilimde kalmış kelimelerim ve harbiden seviyor oluşumla...
Kırık aşkı dudaklarımda kaldı
Bir düş kızı gibi nefesimden uzaklarda
Neden kaçtığımı bilmiyorum sevdiğimden
Oysaki günlerdir
Yatağımda sırt üstü uzanıp
Onun gözlerinin yeşiline dalıp dalıp gidiyorum
Çok iyi bildiğim korkularıma
Saçlarını okşuyorum, kırık dudaklarımız
Birleşiyor suallerinden arınıp...
Bir boşluğa sarılmak
Ellerime, kollarıma ince ağrılar iğneleniyor
Gözlerim puslanıyor göremiyorum
Kan damlayacak sonra,
Dişlerimle kemirdikçe kuruyan
Dudaklarımın kabuklanmış kıyılarını
Kendime öfkemle kemirdikçe
Birileri arayıp ta soracak diye
ödüm patlıyor...
Kıyılarımı birleştiren köprülerim vardı
Bir kıyıdan bir kıyıya ulaşılmazlığa geçip
Gidiverdik birden
Yağmurlar sele dönüp
Bu köprülerin altından aktı
Sen hayat;
Yıkamazsın köprülerini kıyılarımın...
En çok bu günlerde hapsediyoruz
özümüzü içimize…
En çok bugünlerde susuyoruz,
Tanrım neden kaçtım sevdiğimden
Neden kırdım iklimleri
Anlatmak şimdi
Nedenleri anlatmak şimdi
Niyelere cevaplar şimdi...
Şimdi en iyi kırık dudaklar anlatır aşkı
Ve her şeyi...
HAKAN ŞEHİRLİ
|
|
|
Gönderen:
yusuf cantürk
Şiir ismi:
çocukluk anısı (1-2)
Şehir:
İstanbul
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 09:50 |
.ÇOCUKLUK ANISI
Yetim kaldım, bunca zaman geçmiş aradan.
Çocukluğu yaşamadım , puslu kötü havadan .
Öyle bir acım vardı ki kalbi kanatan.
Sana sığınmıştım ey YÜCE YARADAN .
Ne çocukluğu yaşadım, ne sevgi tattım ,
Ne baba tanıdım , ne ana kucağında yattım ,
Dağdan odun toplar iken ellerimi kanattım .
Kendimi gurbete çok küçük yaşta attım .
Karda kışta çırılçıplak ayakla ,
Dağa gittim zorbalıkla , dayakla ,
Çalış , didin para kazan , ne hakla !
Acı günleri unutma , kâbus gibi sayıkla !
Yıllar geçer iken , uzaklarda gurbette ,
Neler öğrendim, neler mektepte .
Yine de köyüme mektuplar yazdım ,
Fakat uzun zaman boynu bükük çâre-sazdım .
.ÇOCUKLUK ANISI ( 2 )
Bazen mazi derim , döner bakarım .
On yaşın altını tekrar , tekrar yaşarım .
Bir köy ki küçük , kırlar, tarlalar, bağlar ,
Bir çocuk ki yetim kalmış , durmadan ağlar .
Ne anne kucağı , ne de ninnisi ,
Salıncakmış , beşikmiş , bunlar da nesi ?
Tek gözlü bir oda , seksenlik bir nine ,
Duyduğum sıcaklık , yalnızca , Onundu yine .
Okullu olmuşum , ilk senesi hatırımda yok ,
Tek bir sınıf , tek bir eğitmen , talebesi çok .
Talebeler büyük , küçük her yaştan ,
Memleket yeni çıkmış , belli ki savaştan
Bir çocuk görürüm , ne üste var , ne de başta ,
Çıplak ayak dolaşırken , karda ve kışta ;
Çocuk yaşta öğrendim çile çekmeyi
Gurbette aramam gerek artık , aşı ekmeği .
İlk tren yolculuğu , henüz çocuk , bendeniz !
SABANCI GÖLÜ’NÜ sandım büyük bir deniz ,
MARAMARA’YI görünce hayrette kaldım .
Güneş batar iken hayale , ummana daldım .
Köyden göçtüm şehre , bu sefer , sıla hasreti ,
Çıkaramam başımdan buruşuk , eski kasketi .
Çarığı çıkarıp , ibret için , toprağa gömdüm ,
Köyden çıktım amma sanki bir rüya gördüm .
Öksüz ve yoksul , zorda kalınca
Çocuk yaşta düştüm gurbet yoluna .
Yaşam savaşına gurbette, ilk kez dalınca ,
Tutunmak istedim , candan bir dost koluna .
(Şiirlerime güzel sesiyle değer kattığı için
Güzin hanıma teşekkürler)
|
|
|
Gönderen:
Hakan Şehirli
Şiir ismi:
İHANET SİYATI
Şehir:
Ankara
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 09:48 |
ben bu geceyi tanıyorum
öfke yarısı
haksızlık siyahı
...
ben bu geceyi tanıyorum
bitmek bilmez
ihanet siyahı
ben bu geceyi tanıyorum
kaçaklarla dolu
korku siyahı
ben bu geceyi tanıyorum
saklanbaç oyunu
ayrılık siyahı
hakan şehirli
|
|
|
Gönderen:
Hakan Şehirli
Şiir ismi:
KIRILIŞ SESİ
Şehir:
Ankara
Tarih:
26 Nisan 2013, Cuma 09:44 |
Belki kilitli kalan kapı kırılır sen eşikteysen
Parmaklarındaki iğneli ağrı diner…
Sesindir belki de beklenen
Söyleyeceğin bir iki cümlenin sıcaklığı…
Tüm kilitlerin kırılış sesi…
Ya felaketinse özendiğin
Anlamak için uzun uzun baktığın gözlerin gibi derin
-derin bir felaket
Can acınsa merakındaki
kapı ardı
dışarısı
….
Belki susan dudaklarının kuruluğu sadece
- en yerleşik acın
Sıcak cümlelerin akışında yangın yerine döner diye
-durmadan korktuğun…
dudaklarının kırılış sesi.
Bir çığlıkla içinden çıkasın varsa durmamalısın
Her şeyi güzel yapacak olan sesinse susmamalısın
Ellerin senin
Ayakların senin,
İçindeki o kalp ilk önce hep senin…
Hakan Şehirli / 24 Aralık 2012
|
|
|
Gönderen:
Celal Topbaş
Şiir ismi:
ÇUKUROVA GÜNEŞİ
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
25 Nisan 2013, Perşembe 19:54 |
Afrika sıcağında
Mayadır güneş
Çukurova ocağında
Aşk olur pişerim
Gönüllerde tüterim
Güneş inmiş yer yüzüne
Bu gün güneşin feri yok
Göğsümde eritiyorum güneşi
Yüzün göklerde dalgalanan ay yıldızlı
Nazlı bayrağa benziyor
Bütün aşıkları eritiyorum potamda
Benim mayamdır mezepotamya
Bir kolum Fırat
Bir kolum Dicledir
Gönlümde Nil akar
Anadolu medeniyetimdir
Akdeniz gönlümün dalgası, yaylasıdır
Ege'de üzüm mayamdır benim
Marmara'da siyah yeşil zeytinim
Çukurova'da Mehmetli'de
Nar benim çiçeği benim
|
|
|
Gönderen:
Celal Topbaş
Şiir ismi:
Bir Kesit
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
25 Nisan 2013, Perşembe 19:38 |
Dağlarında çem olaydım
Kara gözlü sürmeli kekliklere
Yem olaydım
Gönül düşmüş ala
Goncam düşmüş
Gönül dala
Ben yari görürüm
Hayalimde düşmüş ala
Kara gözlü sürmeli keklik sekiyor
Aşkın beni benden almış
Şu garip gönlüm yakıyor
|
|
|
Gönderen:
Erkan Gerenlik
Şiir ismi:
Gülşah
Şehir:
Amasya
Tarih:
25 Nisan 2013, Perşembe 13:44 |
Garip şey sensizliğe tutsak olmak.
Üftâde kalmak, ehvâl ile yaşamak,
Lahdine gül dikip de, onu sulamak,
Ücrâ köşelerde sessizce bakakalmak…
Mâtem tutmak, bayramlarda bile...
Güle benzetirdim çehreni. Kokunu da…
Ülfetimdi yanağındaki gül kırmızısı da…
Letâfetin, gülüşün, bakışın hepsi hatırımda...
Şirinlik yapışın, nazlanışın ve şımarışın da…
Ahdımızdı; üzülmeyecektik hiç. Ağlamayacaktık da…
Haydi Gülüm, yerimde ol da; sen dur ahdımızda…
Iraklardasın şimdi, hem de geri dönemeyecek kadar…
Mâbedim mezarın, hem de hiç usanmayacak kadar…
“Seni kocaman seviyorum canımıniçi.” derdin.
Sonra gözlerin gözlerimde, cevap beklerdin.
Boynuma sarılıp; “Ya sen, ya sen?” derdin…
Seviyorum seni Gül Kokulum, oradan işitir misin?
Hani o son gün bir başka sarılıp, öpmüştün ya beni…
Hani daha bir tadını çıkartıyordun ya benle olmanın…
Ellerimi hiç bırakmamıştın da, uğraşmıştım senle hatta.
Ve seni kızdırmak için söylemiştim ya hani;
Seni kızdırmak, senle uğraşmak hoşuma giderdi hatırlasana…
“Sanki bu beraber olduğumuz son günümüz,
Sanki artık yarın olmayacak.” demiştim de…
Sen hemencecik ellerinle ağzımı kapatıp, bana bakmıştın…
“Neler söylüyorsun sen eşek?” deyip, saatlerce ağlamıştın…
Yanaklarına düşen gözyaşlarını ellerimle silip,
Çenenden tutarak eğilen başını bana doğru kaldırmıştım…
Ve gözlerine bakarak bizi kimse ayıramaz demiştim…
Ağlamsaklı gülmeye başlamış;
“Seni kocaman seviyorum koca eşek” demiştin…
Birbirimize sarılmış ve saatlerce öylece kalakalmıştık…
Ne bilirdim ki, ertesi gün gerçekten olmayacakmışız?
Ne bilirdim ki, o hiç unutamadığım kazaya uğrayacakmışız?
Ve ne bilirdim ki, böyle bir sonla ayrılacakmışız?
Her şeye, herkeslere gücüm yeter sanırdım…
Sen de bana o kadar güvenirdin ki;
“Bitanem varken kendimi çok güvende hissediyorum.” derdin…
O zaman daha da kasılırdım, “elbet” der ve gözlerine bakarak;
“Senin canın acırsa, benimki daha da acır Gülüm.” derdim…
O gün çok canım acıdı Gülüm…
O kadar acıdı ki; seneler geçmesine rağmen hala acıyor…
Ve sen o gün, her tarafın kan içinde,
Kollarımda yarı baygın, gözlerime bakarken,
Ellerinle ellerimi aramış ve bulmuştun…
Ve sonra bir şeyler mırıldanmıştın…
Konuşmaya gücün yetmiyordu da kulağımı ağzına yaslamıştım…
Üç kelime çıkabilmişti ağzından;
“N’olur bırakma ellerimi…”
Ve sonra, boynun geriye düşmüş, ellerin ellerimi bırakmıştı…
Sonrasını söylemeye dilim varmıyor…
Yetememişti o gün gücüm…
Birilerini dövmeye, korkutmaya benzemiyormuş Gülüm.
Hiç o gün ki kadar aciz kalmamış ve ağlamamıştım…
Senin bir gün, bir trafik kazasında;
Böylece beni bırakıp gidebileceğini hiç düşünememiştim…
Bir gün senin de ölebileceğini aklıma hiç getirmemiştim…
Nasıl getirebilirdim ki?
Çok gençtik daha, on sekizimizin içindeydik.
Ve bir sürü hayallerimiz vardı…
Öncelikle aynı şehirde bir üniversite kazanacaktık.
Bir ev tutup, beraber kalacaktık…
Ben komik tiyatrolar yazacak ve oynayacaktım…
Sense her oyunumu en ön koltukta izleyip, gülecektin…
Okul bitince ben askere gidecektim, sen mektup gönderecektin…
Ve ilk ayrılığımız da ben askerdeyken olacaktı…
Ama onu ayrılıktan saymayacaktık,
Vatan borcu diye gururlanacaktık…
Tezkeremi aldıktan sonra hemen beyaz eşya bakacaktık…
Önce nişan, haftasına da davullu zurnalı düğün yapacaktık…
Oğlumuz olursa İlbey, kızımız olursa Gülşah’ın Gül’ünü koyacaktık…
Oğlumuz bana, kızımız sana benzeyecekti…
Biraz birikim yapıp, biraz da borç bulup müstakil bir ev alacaktık…
Çocuklarımızı kiralarda dolaştırmayacaktık…
Pazara beraber gidecek, domatesleri tek tek seçecektik…
Yemeği sen, salatayı ben yapacaktım…
Bulaşığa ben karışmayacaktım, sen yıkarken ben sana bakacaktım…
Bazı akşamlar Yeşilırmak boyunca,
Bazı akşamlarsa içeri şehirde dolaşacaktık…
Amasya’mız gibi şirin bir aile olacaktık…
İlerde elimiz bollaşınca, siyah Mercedes alacaktık…
Ve beraber geçirdiğimiz her gün bir birimize daha da aşık olacaktık…
Ve de bir yastıkta kocayacaktık…
Bazen “Bu şiirleri kime yazıyorsun?” diye soranlar oluyor.
Bazen de “Hani nerede sevgilin?” diyenler çıkıyor.
Sadece susabiliyorum o zamanlar…
Başımı önüme eğip, öksüz çocuklar gibi kalakalıyorum.
Senin için öldü diyemiyorum, dilim varmıyor…
Gücüm yetmiyor o an çok güçsüz hissediyorum kendimi…
Gözlerim hemencecik doluyor, konuşamıyorum sesim titriyor…
Ve saatlerce dalıp gidiyorum…
Öylece kalakalıyorum…
|
|
|
Gönderen:
bejna sezer
Şiir ismi:
Öğretmenim
Şehir:
Tunceli
Tarih:
25 Nisan 2013, Perşembe 13:15 |
Mesleğini çok sever,
Kan ter ile çalışır
Yorgunluk bilmez
Didinir öğretir.
Sınıfa girdiğin de
İçimi ısıtır.
Sevgi dağıtır sınıfa
Amaçları uğruna
İnsanı bilgin yapar
Öğretir amacını
Akıl ermez bilgisiyle
İnsanlara dokunur
Amaçları uğruna.
|
|
|
Gönderen:
Süleyman Korkutata
Şiir ismi:
AYRILIK
Şehir:
Yozgat
Tarih:
25 Nisan 2013, Perşembe 04:45 |
Gözlerimde gidişinden kalma adım izleri
Ey yarr! Özgürlüğe inat
Sevdana tutsak mahkumiyetim
Alnımda kirlenmiş yağmurlar
Sol yanımda efkar
Eyy hasreti hüküm giydiren yar
Bu sana ne ilk nede son mecburiyetim
Ömrüm oldukça yaşar
Yetim sevdana teslimiyetim
Buz kesmiş yalnızlığa
Eşkiyadır hasretin
Dur gitme
Çok uzaklarda da olsan
Ben hep aynı kederle aynı kente beklerim...
Eyy yarr!
Eyy sevdası duman karası
Eyy yasaların, yasakların
Dili yasak aşkların perdesine sığınan
Gülüşü güneşi çıldırtan
Ben ne anlarım ayrılıktan
Ben ne anlarım senle olmayan
Seni getirmeyen mutluluktan...
|
|
|
Gönderen:
demet akkoyun
Şiir ismi:
Feryat geceler
Şehir:
Denizli
Tarih:
24 Nisan 2013, Çarşamba 16:25 |
Her gece yüreyimde feryat
Her günüm hüzün her günüm göz yaşı
Göz yaşlarım bitmiyor
Sensiz kaldım seni sensiz yaşadım
Geceleri dayanamadım acılara
Seni sensiz kac yıl yaşadım
Haykırdım kaderime isyan etim yokluna
Her seferinde her gün öldüm
Sesimi duyaramadım nefesis kaldım karanlık gecelerde
Yanlızlıktan korkuyordum gözlerime baktımda aynada bütün acılarımı görüyordum
Unutmak istiyordum yaşamak istiyordum
Haykırıyordum karanlık gecelere göz yaşlarım acı cekiyordu
Kimseler bilmedi kimseler görmedi ne acılar cekti yüreyim
Bir rüyaya dalıyorum cırpınıyor yüreyim
Yıkılıyor umutlarım unutamıyorum ağlıyorum
Hep yaşıyorum geceleri hayalere yıkılıyor rüyalarım
Göz yaşlarımı tutamıyorum unutmak istiyorum gecelerin karanlığında
Kaybolmak istiyorum acıyan yüreyimde hep seni yaşadım
Gözleime bakıp yaşamak isteyeceksin
|
|
|
Gönderen:
demet akkoyun
Şiir ismi:
her gece isyandayım
Şehir:
Denizli
Tarih:
24 Nisan 2013, Çarşamba 16:12 |
Geceleri uykularım bölünüyordu
İsyanım yüreyime vuruyor
Her gece ayrılıklar sonunda cıhlıklarım duyulmuyor
Geceleri yapa yanlız tek başına
Sen yoksun mutluluklara hasret kaldı yüreyim
Gözlerin semek istiyordu ve sevilmek istiyordu
Sen korkuyordun yanlızlık öldürüyordu
Geceleri rüyalara bitmesin diye yalvarıyordu
Yalancı insanlara güvenip acı cekiyordu
Acılarıyla tek başına kalıyordu kimse bilmiyordu
Geceleri gerise bir enkaz kalıyordu acılarıyla
Kimseye söyleyemiyordu rüyalarında isyanlarıyla uykuları bölünüyordu
Cılıklarla uyanıyordu ayrılıha sonsuza kadar isyan ediyordu
|
|
|
Gönderen:
ZEKİ ÇELİK
Şiir ismi:
ANNELER
Şehir:
Isparta
Tarih:
24 Nisan 2013, Çarşamba 15:28 |
ANNELER
Eşine sadıktır aşkını yaşar.
Gerekli yerlerde hizmete koşar,
Hamile olunca sevinçten coşar,
Sevgiyi, şefkati salan anneler.
Beşikte yatırır, kundağa sarar,
Yağmur da, güneşte şemsiye arar,
Teninin dokusu sağlığa yarar,
Sıcakta, soğukta kalan anneler.
Bin bir emeklerle bizi büyütür,
Elimizden tutar, tıpış yürütür,
Çocukluk,gençlikte bıkmaz avutur,
Tatlı hülyalara dalan anneler.
Büyükle büyüktür, küçükle küçük,
Kucağına alır verir öpücük,
Eğlenir, coşturur saçar gülücük,
Her türlü müziği çalan anneler.
Evlat çoğaldıkça onlar yaşlanır,
Torunu sevmekten çok çok hoşlanır,
Bu konu Zekice yazıp işlenir,
Rengarenk kıyafet alan anneler.
Erkeği yok ise olurlar baba,
Hoşgörü sergiler olmazlar kaba,
Onlarla kaynaşır hısım, akraba,
Bazı engelleri delen anneler.
Bulaşık, çamaşır tenini yıkar,
Bizlerle birlikte mis gibi kokar,
Merhamet doludur ilaçtır akar,
Vücuttan mikrobu silen anneler.
Bizlere odaklı her iki gözü,
Masaldır, şiirdir, manidir sözü,
Sağlıklı oldukça gülüyor yüzü,
Derin uykusunu bölen anneler.
Yerleri süpürüp, evi süslüyor,
En ağır işleri onlar işliyor,
Yavru karnındayken düşük başlıyor,
Çocuğu yüzünden ölen anneler.
Oğlunun, kızın da sorunu bitmez,
Masraflar arttıkça bütçesi yetmez,
Öfkeyi bastırır kin,nefret gütmez,
İçi ağlarken de gülen anneler.
Gurbetin kahrını o da çekiyor,
Gittiği her yere sevgi ekiyor,
Hasretle, özlemle yola bakıyor,
Dar günde yanına gelen anneler.
Sorumsuz gençlerin kusuru çoktur,
Hoca öğretmendir, bazen de doktor,
Dünya imtihandır dönüşün haktır,
Yanlıştan aklını çelen anneler.
Atası ölünce ağıt yakıyor,
En derin, acıyı onlar çekiyor,
Bahçe çapalıyor, fidan dikiyor,
Gözünün yaşını silen anneler.
Şımarık çocuklar olsa yaramaz,
Aklını erdirir kusur aramaz,
Yetime, öksüze asla kıyamaz,
İnsan değerini bilen anneler.
Nasıl da seviyor Zekiler sizi,
Dünya yaşantınız belgesel dizi,
Zamansız göçüp de üzmeyin bizi,
Yapraklar misali solan anneler.
Ispartalı ZEKİ ÇELİK
|
|
|
Gönderen:
ZEKİ ÇELİK
Şiir ismi:
DÜŞMAN İÇİMİZDE ATAM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
24 Nisan 2013, Çarşamba 15:24 |
DÜŞMAN İÇİMİZDE ATAM
Senin yokluğun da neler yaşandı,
Hain teröristler silah kuşandı,
Yaşayan gaziler gördü utandı,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Eski düşmanların dostluk sergiler,
Ziyaret bahane sızar bilgiler,
Kayboldu aranan saygı,sevgiler,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Vatanı kurtardın bize bıraktın,
Birlik, düzenliği her an arattın,
Yalnız bırakıldık ufku kararttın,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Sahiller satıldı savunamadık,
Anıtlar yıkıldı koruyamadık,
Maalesef yurda sarılamadık,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Vatan hainine aklım ermiyor,
Askere, polise huzur vermiyor,
Mayınlar konuyor kimse görmüyor,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Cumhuriyet kurdun hürriyet kayıp,
Yerli, yabancılar yapıyor ayıp,
Haykırmak isterim gönlümü koyup,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Zalimler ülkeyi beş parça böldü,
Nice Mehmetçikler tuzakla öldü,
Kahramanlıkların aklıma geldi,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Ormanlar yanıyor artırdık közü,
Atanın evla da geçmiyor sözü,
Gülmeyi unuttuk kararttık yüzü,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Menfaat uğruna peşkeş çekilir,
Irmaklar kurudu pis su içilir,
Mahsuller zamansız ekip, biçilir,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Kredi kartları cepte kol gezer,
Yoksulluk halkımı un gibi ezer,
İMF tuzağı herkesi üzer,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Fabrikalar durdu işsizlik artar,
Devleti soyanlar rüşvetle yırtar,
Yabancı sermaye mayası tutar,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Göklerde Bayrağım dalgalanıyor,
Şehitler arttıkça yürek yanıyor,
Bombalar patlıyor kanım donuyor,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
İki yüzlü insan her yerde mevcut,
Kutsal emanete siperdir vücut,
Refaha erelim elimizden tut,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
İthalat gübreyle tarlalar sarhoş,
Atılan ilaçla meyveler mayhoş,
Hormonlar arttıkça sebzeler bir hoş,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Devletin geliri özele kaydı,
Facialar arttı hastalık yaydı,
Küresel ısınma canlıyı baydı,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Masum halkımız da zarar görüyor,
Miting alanları lanet bürüyor,
Bir çoğuna devlet maaş veriyor,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Cahiller gürledi alimler susar,
Sarhoşlar meydana, çevreye kusar,
Geçimsizlik yoğun sıkıntı basar,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Komşu, komşusunu tanıyamıyor,
Hediye alıp da varılamıyor,
Kin, nefret zinciri kırılamıyor,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Şairler, yazarlar seni hatırlar,
Duamızı bekler şehit, yatırlar,
Destanlar yazılı bitmez satırlar,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Şikayetim çoktur ülkemden yana,
Verilen bu süre yetmedi bana,
Zeki! TÜRK milleti minnettar sana,
Düşman içimizde ey yüce Atam.
Ispartalı Zeki Çelik
|
|
|
Gönderen:
ZEKİ ÇELİK
Şiir ismi:
AĞLATMAYIN
Şehir:
Isparta
Tarih:
24 Nisan 2013, Çarşamba 15:19 |
*** AĞLATMAYIN ***
Güzelliğe dersin hayret,
Büyütmeye edin gayret,
Mutlu et gülücük seyret,
Bebekleri ağlatmayın.
Salıncakta sallanırlar,
Kucaklarda dallanırlar,
Sevildikçe ballanırlar,
Küçükleri ağlatmayın.
Asla ayırım yapmayın,
Paraya, pula tapmayın,
Başkalarına satmayın,
Kardeşleri ağlatmayın.
Koruyalım bacıları,
Tesirlidir acıları,
Susturun yalancıları,
Abileri ağlatmayın.
Bazen ziyarete gidin,
Muhtaçlara yardım edin,
Hanenize kabul edin,
Garipleri ağlatmayın.
Hasret anne sevgisine,
Sıcaklığa, ninnisine,
Kulak ver düşüncesine,
Öksüzleri ağlatmayın.
Azı merhum,çoğu şehit,
Mahşer günü olur şahit,
Durum oldukça müsait,
Yetimleri ağlatmayın.
Komşunuzu koymayın aç,
Sizin hayrınıza muhtaç,
Her bağışın olur ilaç,
Fakirleri ağlatmayın.
Yeri, yurdu belirsizdir,
Geçinemez çaresizdir,
Çok masumdur, kimsesizdir,
Sefilleri ağlatmayın.
Uyuyorsa uyarınız,
İsabet etsin duanız,
Yıkılmasın şen yuvanız,
Gafilleri ağlatmayın.
Okuma, yazma öğretin,
İstiklal marşı söyletin,
Hakikatları dinletin,
Cahilleri ağlatmayın.
Eserlerini okuyun,
Kültüre mekik dokuyun,
Yırtıp yakman, rafa koyun,
Yazarları ağlatmayın.
Ona yapmayın düşmanlık,
O da duymasın pişmanlık,
Yararına danışmanlık,
İyileri ağlatmayın.
Nefse ilgi duyabilir,
Şeytanlara uyabilir,
Farkında olmayabilir,
Mahkumları ağlatmayın.
El evinde birleşirler,
Nikahlanıp yerleşirler,
Baktıkça güzelleşirler,
Eltileri ağlatmayın.
Onlar besledi, büyüttü,
Onlar gezdirdi, yürüttü,
Bizlerle ömür çürüttü,
Anneleri ağlatmayın.
Ayağa kalkın yer verin,
Yürürken koluna girin,
Sevgi ve saygı gösterin,
Babaları ağlatmayın.
Mazilerin gür sesidir,
Annelerin annesidir,
Hanemizin neşesidir,
Neneleri ağlatmayın.
Yuvanın temeli taşı,
Asla çatılmasın kaşı,
Artsın dostu,arkadaşı,
Dedeleri ağlatmayın.
Müslümanız din kardeşiz,
Bu gün üçüz,yarın beşiz,
Mecburen geçineceğiz,
Zekileri ağlatmayın.
Ispartalı Zeki Çelik
|
|
|
Gönderen:
ZEKİ ÇELİK
Şiir ismi:
BU TOPRAK
Şehir:
Isparta
Tarih:
24 Nisan 2013, Çarşamba 15:06 |
BU TOPRAK
Çamurlar çiğnendi, saman karıştı,
Kalıba çekildi, suyu soruştu,
İrili, ufaklı evler yarıştı,
Kerpiçten haneler kurdu bu toprak.
Sınırı geçenler hedef seçildi,
Kimi kurşunlandı, kimi biçildi,
İşkence yapıldı, kanlar içildi,
Tarihe damgayı vurdu bu toprak.
Dünya geneline ülke dizildi,
Zenginler sevindi, fakir üzüldü,
Roman, hikayeler, şiir yazıldı,
Daima gündemde durdu bu toprak.
Geçim kaynağında yine o başta,
Verimi sunuyor ekmekte, aşta,
Tohumlar, ağaçlar içte ve dışta,
İşçiyi, çiftçiyi yordu bu toprak.
Gıda vitaminle bizi büyüttü,
Araçla gezdirdi, rahat yürüttü,
Vademiz yetince eti çürüttü,
Nice Zekileri sordu bu toprak.
RUMUZ : ISPARTALI
|
|
|
Gönderen:
Sercan Gölcü
Şiir ismi:
Şehir:
Diyarbakır
Tarih:
24 Nisan 2013, Çarşamba 14:14 |
Saatlerin açtığı yaralarıma
Tuz serpiyor dakikalar.
Kanıyor
Ve dökülüyor akreple yelkovanın ucundano
Duvarlar yol oluyor kanlara
Yalnızlığı paylaştığım o duvarlar.
Yerler mezar oluveriyor
Damarlarımdan sızan al sulara.
Ağlıyorum, sızlıyorum;
Duyan var mı sesimi?
Yalnızlık terk ediyor beni.
İsyan ederek benimle oluşuna
Gidiyorum
Geride bıraktığım var mı diye aldırmadan.
Umutlar ve bekleyişler
Seni getirmezken bana
Ben eriyip kayboluyorum
Sessiz çığlıklarımda….
|
|
|
Gönderen:
Bülent Tüsen
Şiir ismi:
Balıkesir'deki Bülent
Şehir:
Edirne
Tarih:
24 Nisan 2013, Çarşamba 13:37 |
Balıkesir'deki Bülent
Sessiz bir ortamda
Yalnızlığımı sağıyorum
Bir genç omuzlarını
tünemiş
güzelliğine
|
|
|
Gönderen:
Behçet Bilgiç
Şiir ismi:
SEN DEĞİLMİSİN
Şehir:
Aksaray
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 23:13 |
SEN DEĞİLMİSİN
Sanki yere batmış bir şehirdeyim
Kaybettim yolumu bulamıyorum
Deli dolap gibi dolanıyorum
Bakarım geriye aynı yerdeyim
Hayattan hediye sadece günah
Ne kaldı sığınak nede bir dergah
Geçti ömrüm geçti, eyvah ki eyvah
Son bahara döndüm, hep kederdeyim
Yok Gönlümün gözü, yok şu hayatta
Yorulmadı hayat, gol ata ata
Kaldım tek başıma, ben Arasat’ta
Kaybettim yönümü, bilmem nerdeyim
Ey nefsimin sesi, haktan değilsin
Hüzün yetmez sana, boynun eğilsin
Dost musun düşman mı, bilmem ki nesin
Düştükçe peşine, hep elemdeyim
Yeter artık yeter yitirme özünü
Son durak yaklaştı, aç şu gözünü
Yiğit olan yiğit, tutar sözünü
Mevla ya söz veren, sen değil misin
Tövbe et son demde sığın Allaha
Ömrün son deminde girme günaha
Çık viran şehirden gir gönül gah a
Hakkı anar olsun en son nefesin
|
|
|
Gönderen:
zekeriya doğan
Şiir ismi:
MERSİN GİBİYİM ARTIK
Şehir:
Mersin
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 22:08 |
MERSİN GİBİYİM ARTIK
GÜLMEYİ MEZİTLİ YOLUNDABIRAKTIM
COŞKUYU POZCUDA AŞKI DAVULTEPEDE
ŞİMDİ İSE SAHİLİ KADAR YORGUN
YENİPAZARI KADAR YIKIK DEMİRTAŞ KADAR BELALI
TOROSLAR KADAR VEDALARA ALIŞKIN
HALKENT KADAR KALABALIK
MERSİN GİBİYİM ARTIK
BİR YANI UZAKTAN IŞIL IŞIL
AMA ASLINDA YORGUN VE HERŞEYE
RAĞMEN 52'İNCİ KAT GİBİ
DİMDİK AYAKTAYIM
|
|
|
Gönderen:
Menderes ALİUSTA
Şiir ismi:
BABAM
Şehir:
Ankara
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 04:38 |
BABAM
Bu şiir rahmetli babamın rahatsızlanıp hastaneye
Yattığı ilk gece, hastanede yazılmıştır.
10 Aralık 2000
Bizleri büyüttün
Bin bir zorluklarla
Çilerle, acılarla
Hayatta hiçbir şeyin YOKTU
Bizlerden başka….
Devamlı yüzün gülerdi
Çünkü içinde kötülük YOKTU
Tek sahip olduğun şey ailen ve çocuklarındı
Sabah erkenden çıkardın işe… gece yarsına kadar
Çalışırdın, didinirdin evlatların için
Senin mesain bile YOKTU
Yoklar içinde bizim için
Var’lar yapmaya çalıştın
Okutmaya çalıştın beni
Yoklar içinde
‘’oğlum okusun’’ diyordun
Çok istiyordun büyük adam olmamı
Sen çabaladın bizim için
Çok uğraştın
Senin gecen gündüzün YOKTU
Bize sağlam bir gelecek için…..
Biz evlatların ise
Bazen üzdük seni
Sende biliyordun Baba,
Bizimde kastımız YOKTU
Senin sevginden başka
İnan başka hiçbir isteğimiz YOKTU
Çevrende dostun çoktu
Düşmanın ise YOKTU
Çünkü hiç kimseye
Bir kötülüğün YOKTU
Seni seviyoruz Baba,
Annem, kardeşlerim
İnan senden başka kimsemiz YOKTU
Şimdi yatsan da hastanede
Çünkü Rabbim istemiş çaren YOK
Sensiz bomboşuz biz
Hep bir tarafımız eksik
Tadımız tuzumuz YOK
Özenerek büyüttüğün çiçeklerin
Her gün yemlediğin kuşların
İnan ki eski canlılığı YOK
Eski neşesi YOK
Yine eskisi olmalıyız
Evimizde olmalısın
Seninle beraber
Hep birlikte olmalıyız
Başka alternatifi YOK
Dön artık aramıza Baba,
Gözyaşlarında bırakma bizi
Sensiz yaşamla ölüm arasında inan hiçbir fark YOK
Yine eskisi gibi tartışalım
Bazen dalga geçelim, gülelim
Yine yediklerin için kızayım sana
Sitem et yine bazen bir sebepten
Yok Baba, inan yok baba, YOK… YOK
Sensiz her şey YOK
Sende bilirsin Baba
Sen varken YOK diye bir şey YOKTU
Çünkü o YOK nedir yaşatmadın bize
Bizim aramızda sevgi vardı YOK…YOKTU
10 Haziran 2009 Salı, Babam
Hakk’ın rahmetine kavuştu
Rabbim aldı seni bizden
Artık baba diyebileceğimiz kimse YOK
Sen gittin dünyamız karardı
Görebileceğimiz bir ışık YOK
Senin elin vardı bize uzanan
Senin varlığındı bizi koruyan
Bir kanadımız artık YOK
Telefon etsem edemiyorum
Kapıyı çalsam, eve giremiyorum
Çünkü Babam, ciğerimin yarısı YOK
Sen öyle bir babaydın ki
Senin eşin benzerin dünyada YOK
Gözümdeki yaşlar kurumuyor Baba,
Senin bende olmadığın bir an YOK
YOKTU Baba, YOKTU
Hesapta ayrılık YOKTU
MEKANIN CENNET OLSUN
Menderes ALİUSTA
|
|
|
Gönderen:
Menderes ALİUSTA
Şiir ismi:
NEFSİM
Şehir:
Ankara
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 04:36 |
NEFSİM
Huzuru aradım, bulurum sandım parada
Gezmek, eğlenmek hepsi aynı karede
Yüce Yaradanı düşünmedim bir kerede
Her gün bir bir günahları ARTAN nefsim
Yasak ne varsa hepsi bana güzeldi
Doğruya yanlış kattım, sandım düzeldi
Yalanlar çoğaldı, hak olanlar azaldı
Helal kazancına haram KATAN nefsim
Ömür çok uzun, hiç bitmez sandım
Bu dünyanın boş şeylerine aldandım
Ne şükrettim, ne Allah’ın adını andım
Mahşeri, hesap gününü UNUTAN nefsim
Unuttum insanca yaşamanın edebini
Sevginin tatlı dilini, saygının adabını
Okudum, yaşamadım,yaradılış sebebini
Her nefesi günah, bir ŞEYTAN nefsim
Zannettim ki her şeyi bir tek ben bilirim
Hayatın tadını, yaşadığım o an bilirim
Doğan güneşi yeni gün, batanı dün bilirim
Bitiyor ömrün geçti, ÇOKTAN nefsim
Bak çeşit çeşit dünyadaki örneğine
Sana rızık sakladı toprağına,ırmağına
Şifre koydu elindeki her parmağına
Allah yarattı, Var’ı YOKTAN nefsim
Elim iyiyi gösteren ellerden olmadı
Dilim doğruyu söyleyen dillerden olmadı
Gönlüm Yunus gibi kullardan olmadı
Vicdanı yok, kalbi TAŞTAN nefsim
Hakkı söylendin hak yoktu hitabında
Zoru görünce hemen kaçtın icabında
Ne emretmişti Allah yüce kitabında
Baştan sona günaha BATAN nefsim
Sağlık senin, gençlik geçmez bildin
Haksızlıkta sustun, ezilene güldün
Sen kendin ettin, kendin buldun
Hesap var, aldığın her AHTAN nefsim
Gün gelecek seninde dolacak miadın
Namaz kılmaz, hiç zekat vermez idin
Kaybedenler içine yazılacak adın
Dönüş yok, çabalama BOŞTAN nefsim
Peygamber ümmetim dedi, çıktığı miraçta
Sen gayesiz yaşadın, ömrümdeki süreçte
Günahtan sakınmadın, tuttuğun oruçta
Unutma ki sana ne gelirse, HAKTAN nefsim
12 ARALIK 2011
Menderes ALİUSTA
|
|
|
Gönderen:
Menderes ALİUSTA
Şiir ismi:
YİNE YAĞMUR YAĞIYOR GÖZLERİME
Şehir:
Ankara
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 04:34 |
YİNE YAĞMUR YAĞIYOR GÖZLERİME
Seni unutmak istedikçe hep aklımda tuttum
Bir gün diner dedim bu gönlümdeki fırtına
Bir rüzgardır eser geçer
Yağmurdan sonra filizlenir ümitlerim
Güleceğim mevsimler gelir dedim
Seni unutmam gerektiğini……. unuttum
İçimde bir hıçkırıkları tutamam
Gözlerim doluyor,
yine yağmur yağıyor gözlerime
gün geçtikçe sevdan içimde büyüdü
kendimden bi-haber oldum
bilirim kimse duymaz beni…
baktığım her köşem anılarını toplar
bir ben bilirim beni …bir gözyaşım anlar beni
söylenecek kelimeleri yuttum …unuttum
güftelenmiş sözlerle dolu oysa dilim
Hüzün sarmış bulut bulut gönlümü
Gözlerim doluyor,
Yine yağmur yağıyor gözlerime
dilim sustu …hiç susmadığı kadar
gözlerim ağladı ….hiç ağlamadığı kadar
beklemiyorum…söyleyin gelmesin… vuslat
gel-gitler yok artık gönlümün limanında
beklemeyi değil …sessizce ağlamayı öğrendim
kaldırmak çok zor gelir yüreğimin yükünü
inat ettim ismini anmadım
yüreğimde öldürdüm seni …..
ardından çağlayan ırmaklar akar yanaklarımdan
gözlerim doluyor,
yine yağmur yağıyor gözlerime..
Yaşanmış bir aşkın yan etkileri vurdu yüreğime
tanısı konulamayan bir çaresiz derdim var
konusu olmayan bir roman gibi
seninle başladı …seninle bitecek hikayem
önceleri şiir gibi …sonraları zehir gibi
dokundukça kanayan yaralarım acıyor
geçmiyor boğazımdan yudumlarım
hey heylerine kalktı yüreğim…. bağlasan durmaz
zincirlerini kırdı gözyaşlarım
gözlerim doluyor,
yine yağmur yağıyor gözlerime
18 Mart 2013
Menderes ALİUSTA
|
|
|
Gönderen:
Menderes ALİUSTA
Şiir ismi:
SENİNLE NE GÜZEL
Şehir:
Ankara
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 04:31 |
S E N İ N L E N E G Ü Z E L
Dilim tutulur kesilir bende nefes
Yanımda olduğunu bilmek NE GÜZEL
Her şeyim harika olur her şey enfes
Gözlerimle gözlerine bakmak NE GÜZEL
Yanağındaki gamze benziyor güle
Üzüm karası uzun saçların hele
Böyle güzellik yok Leyla da bile
Ellerimle ellerini tutmak NE GÜZEL
Seninle olmak isterim ben ömür boyu
Seninle yudumlamak bardaktaki çayı
Seninle geçirmek günü, haftayı, ayı
Seninle oturup konuşmak NE GÜZEL
Yaşamımın her anında senin izlerin
Bir roman bir şiir her bir sözlerin
Beni alır götürür masmavi gözlerin
Oturup saatlerce seni izlemek NE GÜZEL
Seninle ben ölüme giderim fark etmez
Beni hiç bir engel, güçlük korkutmaz
Bilirim ki bu sevda beni terk etmez
Seninle bu hayatı paylaşmak NE GÜZEL
Seni seveceğim dün de bugün de yarın da
Sen olmazsan yanarım ben ateşlerin narında
Bir gün gelir ölebilirim senin uğrunda
Aşkınla yanıp aşkınla ölmek NE GÜZEL
Dünyada ne harikalar var çeşit çeşit
Bir tanesi bile değil ki sana eşit
Bak duy sesimi, beni duy, beni işit
Seni çok seviyorum demek NE GÜZEL
22 şubat 2003
|
|
|
Gönderen:
Menderes ALİUSTA
Şiir ismi:
GİDİYORUM UZAKLARA
Şehir:
Ankara
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 04:28 |
GİDİYORUM UZAKLARA
Gidiyorum uzaklara,
gönlüm kırgın,
elveda demeden
arkama bakmadan
eyvallahım olmadan
Kimseye borcum kalmadan
Alacaklarımı kalanlara bıraktım,
Kim ne isterse onu alsın benim olan
Bana kalanlar kalbimde götürdüklerim,
Onlarda ya yaşatır …ya öldürür beni
Gidiyorum uzaklara,
Ne istersen onu yap
Sakın beni anma,
Merak da etme
Unut adımı ve kimi ifade ettiğimi
Yırt at birkaç resim kaldıysa
Kim bilir …belki bakar bakar ağlarsın
elbisem varsa…. giderken almayı unuttuğum
Onu da yak istersen…hatırlatmasın beni
soranlara benimle ilgili kötü şeyler söylesen de
inan darılmam sana
arkamda bir kanıt bırakmadan…. gidiyorum
gidiyorum uzaklara,
yolun sonu belli değil,
uzaklaşabildiğim kadar uzaklaşacağım
gittiğim her yere seni götüreceğim
gömeceğim elbet senide bir gün
kalbimin mezarına …
ama her gün sana sitem edeceğim
sevgini isterken…
hicranı gördüm senden
sana gül uzatırken
dikeni tutuşturdun elime
ben seni sana bıraktım
ben senden….. gidiyorum
gidiyorum uzaklara,
sana kalsın bensiz hayat
artık inancım kalmadı hiçbir şeyine
dediğin ve istediğin gibi olsun
benim gönlümde gam ve mağlubiyet olsa da
tebrik ederim dostça…senin galibiyetini
topladım her şeyimi …usulca
gözlerimde nem
önümde yolumu gösteren gölgem var
şafak sökmeden
kimseler “nereye” diye sormadan
gidiyorum …hem yol,
hem de yolcu olmaya…. gidiyorum
gidiyorum uzaklara,
korkma…sevgimi istemeyeceğim senden
kalsın sende…belki saklarsın hatıra diye…
benim olmadığım …zamanlar bırakıyorum sana
demir aldım kalbinin limanından
senin olmadığın diyarlara yelken açtım…
rotası şaşmış bir gemi ….acılarımı meçhule götüren
senden bana kalanlar hırçın bir deniz gibi savurur beni
belki batarım ..belki boğulurum …
belki senden kurtulurum
kahrın deryasına daldım….. gidiyorum
Gidiyorum uzaklara,
Ne kimselere anlatacak mutlulukla başlayan
Nu umudum nede sevincim var
Acılarım karlı ve buzlu….sonu olmayan yollar kadar uzun
Hıçkırıklarımı kimseler görmesin diye
gecelerin karanlığına gömdüm
Fırat nehri benim artık yanaklarımdan yüreğime akan
Bir çığlık oldu sessizliğim …sustum..
Akan nehir oldu gözyaşım…gizledim…
Sevda prangalı benim yüreğimde
Kurtuldum aşkın zincirinden artık …
ben gidiyorum ….hüzünlü şiirlerle
kalanları sevinçli şarkılarla bırakıp…. gidiyorum
Gidiyorum uzaklara,
Bıraktım…. inadına dağınık kalsın odam
Bıraktım…. inadına dağınık olsun saçım-sakalım
Bıraktım… inadına dağınık kalsın yakam…
Çamurlu ve yırtık olsun elbisem …ne fark eder
gidiyorum…kirlenmiş bir yürekte yer yok bana
kaldıramıyorum bu kadar acıyı…gözyaşını
kurşunlar sıkıldı kalbimin her köşesine
ben uzak diyarların yağmuru ile ıslanırken
senin üzerine doğan güneş …buralarda olmayacak
Kalmadı bir anlamı hayatımızdaki duygunun
adını ayrılık koyalım gitsin…ben gidiyorum
gidiyorum uzaklara,
acılarımla baş başa kalmaya
içimdeki yaraları dağlayarak kanatmaya
yağmurların yağmadığı
güneşlerin açmadığı
baharları olmayan diyarlara gidiyorum
bütün acılarımı vurdum sırtıma …yüküm ağır
bu filmi burada bitiyorum
senden uzaklaşarak gözden kaybolmaya ….gidiyorum
gidiyorum uzaklara,
belki bir daha geçmeyeceğim bu sokaklardan
bir hüzünü, bir matemi,
birde gözyaşını asıp yüzüme, gidiyorum senden
Elveda! karanlık gecelerde saklı ağladığım gözyaşlarım
Gidiyorum başım önümde…ceketim omzumda
Hoşçakalın!…Varsın olmayan hayallerim seninle kalsın
Benim yüreğimde kor…yüzümde kış, bakışlarıma kar düştü
Ondan sessiz ve ıssız benim dünyam
Elveda! ..aşk…duramam ben buralarda…kalamam
Bir gönülde yerim olmadı…bir yerim kalmadı
Bu şehre sığamam yüzümdeki bu hüzünle
Hoşça kal…kalbimin ahı….
bağrımın ateşi hoşça kal …gidiyorum
gidiyorum uzaklara,
vicdanına teslim ettim seni
cebimde senden arta kalan keşkelerim
kırık düşlerimi, acılarımı, insafsızlığınla
doldurdum giderken yanıma aldığım heybemi
biliyorum artık gelmeyecek vuslat!
Zifiri karanlık dünyam…ufukta bir ışık yok
Senin tek şahidin ben olduğum mahşerde
Allahın huzurunda bir dahaki ilk buluşmamız,
beni bir daha bulamayacağın diyarlara gidiyorum
giderken…. sakın bana dokunma
ben kendi sandalyemi… kendim tekmeleyeceğim…
ben kendi ipimi kendim çekeceğim
14 şubat 2013
Menderes ALİUSTA
|
|
|
Gönderen:
Menderes ALİUSTA
Şiir ismi:
SUSADIM
Şehir:
Ankara
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 04:25 |
SUSADIM
Bazen gündüz ortasında gece olur dünyam
Bir ben …bir de sen kalırız
kulaklarım duymaz… sesinden başkasını
onca kalabalıkta..bir seni görür gözüm
sendin bana karanlıkta yol gösteren
Aydınlığına….. susadım
Ne senden önce gördüm ilkbaharı
Ne senden sonra gördüm
Yaz oldu…sıcaktan… kavruldum sensiz
Kış oldu…kar yağdı….üşüdüm sensiz
Zaman artık hep sonbaharda
sıcaklığına…susadım
Bir fırtınada alır sürükleri deniz ortasında beni
Sensiz Alabora oldum
Ben bende değilim artık
Bir kurtuluşum yok
Sığınacak tek limanımsın
Sular içinde sana ..…. susadım
yolda hangi köşeyi dönsem bir girdaptayım
Nereye gitsem ..nereye koşsam
Bütün yollarım sana çıkar
Nereye baksam seni görürüm
senden gelip …..ben Sana giderim
bir gülüşüne ….susadım
şarkılara güfte olur
senden bahseder söylenen bütün şarkılar
sana yazılırsa, bir anlamı olur şiirlerin
sana söylenir bütün sevdalı sözler
bir aşk romanı seninle başlar, seninle biter
bir güzel sözüne…. Susadım
hangi yağmur ıslatır dudaklarımı
hangi rüzgar serinletir içimi
hangi güneş yakabilir senin kadar
hangi deprem yıkabildi beni
yokluğun kadar.
Hasretine …susadım
İçimdeki Toprağa ektim aşkını
Sen öldürdüm sandın, seni
Ben büyüttüm özenle
Gözümden sakındım
Kimseler bilmedi.. Kimseler görmedi
Sen bende kaldın …ama…sen bilmedin
Sevdana …susadım
doya doya içsem abı hayat suyunu
yine de kandım diyemem
bir sahra çölü yanar içim
avare bir mecnunum
yitik bir leyla’yı arayan
aşkına…susadım
29 Eylül 2012
Menderes ALİUSTA
|
|
|
Gönderen:
Menderes ALİUSTA
Şiir ismi:
SUSTUM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 04:21 |
SUSTUM
Sözün bittiği yerde başlıyor yeni bir hayat
Herkesin konuşup bir şeyler söylediği zamanlarda
Sadece kendimle konuşmaya başlamak üzere…. Sustum
yalnızca …yalnız…yalnızlığımla kaldım
Tuz bastım yarama ..
Hançeri kalbime sapladım…sustum…
İçimdeki sevdanı öldürüyorum teker teker
Gelmiyor …gelecek denilen vuslat
Zaman…merhem olmuyor yaralara
Söylenecek o kadar çok şey varken …
ben bir o kadar sustum
Bildiğim tüm kelimeleri yuttum…unuttum…sustum
Hoş vedalarla ayrıldım şiirlerden
Şarkılar söylenmez artık bu dillerden
Aşkı ifadesizliğe mahkum etmişler..
Son bir nefes gibi…son bir alınan soluk
Kaşıdıkça kanattım yüreğimdeki yarayı
Susarak bağırıyorum…duyuldu mu sesim
Acılarımı içime kustum…. Sustum!
Susmak, verilecek en güzel cevapsa eğer
Mühürledim, lal eyledim dudağımı
Çığlığımı, haykırışımı boğdum içimde
Bir dağ kadar ıssızım … Bir çöl kadar sessizim
Söylendikçe canımı yakan kelimeler olmayacak
Susarak konuştuğum zamanlar
En güçlü cümleleri söylediğim zamanlar olacak
Sustum…dilime dizilen bir yığın sözcük varken
Gönlüm konuştu..gözlerim konuştu …ben… Sustum….
Bülbül feryat figan içinde şakırken kulaklarıma
Zehir zıkkım kelimeler bir dağ oldu dilime
Sükutum sessiz ayaz oldu…sustum
Elim….durdu….dilim durdu…..
Başım önümde….kulağım duymaz oldu
Aklım durdu…kelimeler durdu
sırtıma vurduğun kelimelerin altında …sustum
bir daha sürmeyeceğim adını dilime
seninle başlayıp, seninle biten her cümleyi
haram ettim kendime…
günah oldu seni anmak
feryadımı başka bir bahara erteledim
içimdeki seni…susarak öldüreceğim
ben sabrımı sınadım…. Sustum
acı bir nöbetteyim…gece gündüz
içimde kalır, onca kelimeler….
kimse bilmez dargınlığımı
sır oldu suskunluğum…sırdaş oldu sessizliğim
dilimde suskunluk yorulur …ettiğim yemin yorulur….
Kabuğuma çekildim, toprağa gömdüm sesimi
zaman geçer, içimdeki yangın belki durulur
sessizliğimin çığlığı duyulur diye …sustum
4 Mart 2013
Menderes ALİUSTA
|
|
|
Gönderen:
Vedat Araz
Şiir ismi:
"en büyük emek aşk'tır.."
Şehir:
İzmir
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 03:09 |
"dünyada sömürülen en büyük işçi gönül işçisidir,
çünkü her gece beş kuruş almadan bedava mesai yapar.."
I
kalbim bırak artık
fakir edebiyatı yapmayı
görmüyor musun?
aşksızlıktan geberiyorsun.
II
aşklarımız da
yoksulluğumuza benziyor
sömüren sömürene.
III
senin kalbini asimile etmişler,
sevememen bundandır güzelim.
IV
yalnızlığımı çıkarıp
gökyüzüne mandallaadım
artık sensiz
gecenin rengi yok.
|
|
|
Gönderen:
MEHMET ŞAHİN
Şiir ismi:
GELİNLİK TOPRAKLAR
Şehir:
Adıyaman
Tarih:
23 Nisan 2013, Salı 00:30 |
GELİNLİK TOPRAKLAR
sararınca dalında mutedil yapraklar,
gök kubbede hummalı bir telaştır başlar
bulutlar aniden kalkıverince şaha,
yağmura hazırlanır gelinlik topraklar.
yar diye avuç açmış bekler lal dudaklar,
hasetinden binbir parça olmuş başaklar.
filizlensin diye kuru körpe dimağlar,
türlü renge bürünür gelinlik topraklar.
kalp ağrısı kadim esrik zamana inat,
umuda yollanır tüm gelinlik topraklar.
ağlayan gelin misali açıyorken kanat,
al duvakla pullanır gelinlik topraklar.
durmuşken avuçlarım, yağmur duasına,
bir meltem sızar yüreğimin ayasına
yeryüzü sığmazken kalbinin darasına,
tatlı diller yüklenir gelinlik topraklar.
|
|
|
Gönderen:
Arzu KUMBUL
Şiir ismi:
BİR ANNE TANIDIM
Şehir:
Antalya
Tarih:
22 Nisan 2013, Pazartesi 13:09 |
BİR ANNE TANIDIM
Bir anne tanıdım,biriktirdiği acıları gözlerinde toplanmış,
Bir anne tanıdım,saçının her teli emekle aklanmış,
Bir anne tanıdım,yaşadıklarına rağmen dudağı tebessümlü
Bir anne tanıdım en zor günlere tahammüllü.
Yüzündeki çizgilerde saklı yaşadıkları,
O çizgilere rağmen hala sade güzelliğiyle çok farklı,
Açık elleri,toplamış yüzünde nurları,
Kendisine değil,çocuklarına hep duaları.
Bir anne tanıdım,sevginin, sadakatin, özverinin simgesi,
Bir anne tanıdım, nice yüce annelerin bir örneği.
|
|
|
Gönderen:
Arzu KUMBUL
Şiir ismi:
ELLERİMİN ARASINDA
Şehir:
Antalya
Tarih:
22 Nisan 2013, Pazartesi 12:56 |
ELLERİMİN ARASINDA
Bu gün, eski sandıklardan anılar çıkardım gün yüzüne,
Kimi zaman, kahkalar attım mutluluktan,
Kimi zaman, gözyaşlarımı akıttım canımı acıtan hatıralara.
Tozlu bir fotoğraf aldı götürdü beni yıllar öncesine,
Bir yanımda babam, bir yanımda annem, ben ve kardeşlerim girmişiz kol kola,
Muhteşem bir pırıltı gözlerimizde siyah beyaz bakarken,
Çocukluğum, mutluluğummuş benim, çocukluğum, ellerimin arasında.
Şiir okumuşum okul müsameresinde,
Bembeyaz bir kurdela takmış annem saçlarımın arasına,
Ne kadar da yakın durmuşum mikrofona,
Şiirle haşır neşir olmamın başlangıcı mı yoksa
Bir yılbaşı resmi fotoğrafların arasında,
Annemin hazırladığı yılbaşı masası,üstüne koyduğu sıcacık çorbası,
Babamın söylediği gurbet türküsü,
Anladım çocuk için aile demekmiş her yılbaşı.
|
|
|
Gönderen:
hanife ürek
Şiir ismi:
sen dökülüyorum..
Şehir:
Bolu
Tarih:
22 Nisan 2013, Pazartesi 11:31 |
Yağmur ağlıyor
Bulutlar sığındı gözbebeklerime
Yağmurdan kaçarken,
Doluya tutulmak bu olsa gerek..
Sen dökülüyorsun her yanımdan
Mevsim değerlerinin altında sıcaklık
Sana üşüyorum..
Yaprak yaprak dökülüyorum sensizliğe.
Dilimde binlerce dua
Bi okusam aşırı sıcaklıktan kuruyacak her yan
Ama korkuyorum.
Sensizlikten
Sessizlikten
Karanlıktan
Ardı sıra gelmeyen ‘SEN’ nöbetlerinden…
Senden kurumak istemiyorum
Sırılsıklam sana yanmak istiyorum
Sadece…
Sen dökülüyorum…
|
|
|
Gönderen:
Yasar yön
Şiir ismi:
Biz Ezelden Kardeşız
Şehir:
İstanbul
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 19:13 |
Biz Ezelden Kardeşız
Seninle biz ezelden kardeşız
Anamız havva babamız adem
Ey addem oğlu adem
Anamız aynı babamız aynı
Aramızda yok yok ayrı gay
..............Neyimiz var bölüşemiyoruz
..............Hep kavğa neden anlaşamiyoruz
..............Dinimiz aynı dillimiz aynı
...............Aramızda yok yok ayrı gayrı
Gelme sen başkalarının oyununa
Atalarımız yattar koyun koyuna
Sen ihannet edemesın,kendi soyuna
Soyumuz aynı sopumuz aynı
Aramizda yok yok ayrı gayr
.............Öldürdüğün senin öz kardeşın
..............Birakın savaşı gelin barışın
..............Senin kardeşın benim kardeşim
..............Aramızda yok yok ayrı gayrı
Seninle biz din kardeşiz
Elhamdulillah dinimiz aynı
Kitabimiz aynı milletimiz aynı
Aramizda yok yok ayrı gayrı
.............Olma sen başkasına maşa
............Bu vatan senin sende yaşa
...........Cürümesın tenin bu genç yaşta
...........Bayrağimiz aynı sancağimiz yan
...........Aramizda yok yok ayrı gayrı
Bir yaradanımız var alla hu ekber
Bir kitabımız var insanlara rehper
Allahımız aynı resulumuz aynı
Aramizda yok yok ayrı gayrı
........Hiristiyanlar bıraktı savaşı
........Edef türk müslümana karşı
........Birlik olalim dos bildığın O düşmana karşı
........Dostumuz aynı düşmanımız aynı
........Aramizda yok yok ayrı gayrı
Analar dökmesin göz yaşı
Bacilar tutmasın kardeş yasını
Acımız aynı bacımız aynı
Aramizda yok yok ayrı gayrı
........Dul kalmasin taze gelinler
........Yetim olmasın körpe yavrular
........Gelinimiz ayni cocuğumuz aynı
........Aramizda yok yok ayrı gayrı
YASAR derki kiymayin tatlı cana
Dökülmesın yazıktır al kana
Canımız aynı kanımız aynı
Aramizda yok yok ayrı gayrı..
Yaşar.yön /Deutschland
|
|
|
Gönderen:
Yasar yön
Şiir ismi:
YaR
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 18:51 |
:::::::::YaR::::::::
Bu dünya da çile mi çekiyorum,
Bazen günah bazen sevap işliyorum,
Açıları sineme çektim taşıyorum,
Seni de açılara atamam YaR.
Kaderin zulmüne karşı savaştım,
Türlü acılarla bir bir tanıştım,
Acılara bana ben acılara alıştım,
Seni de açılara atamam YaR.
Gezerim gurbete diyar diyar,
Yaşım genç olsa da gönlüm ihtiyar,
Olamadım ömrümden mesut bahtiyar,
Seni de ben bahtiyar edemem YaR.
Seni aldatmak gitmez hoşuma,
Bana umit bağlama hiç boşuna,
Hayat harcadı beni genç yaşında,
Seni de ben harciyamam YaR.
Bırak beni, bende kalayım,
Dertlerimle baş başa olayım,
Düştügüm ateşte yaliniz yanayim,
Seni de ben yakamam YaR.
Karma karışık duygularım,
Sarpa sarmış tüm umutlarım,
kaderin elinde per Perişanım,
Seni de ben Perişan edemem YaR.
Yazar deyilim ki arzuhalimi yazayım,
Alın yazım karaymış nasıl bozayım,
Kime gidip kimlere kizayim,
Sana da ben kızamam ki YaR.
yaşar yön Deutschland .
|
|
|
Gönderen:
MehmetAluç
Şiir ismi:
SENSİZLİK
Şehir:
Ankara
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 17:09 |
Sensizliğin kolları, sardı bedenimi
Ömrümde, Esen hazan rüzgârı,
Tüm umut yapraklarımı, döktü sensiz.
Yollar çileli kıvrım, kıvrım ve sensiz,
Yok, oluşun denizinde boğulmaktayım sensiz.
Âşık, seven kimseye yardır, aynadır yoldur,
İç içe bütünleşmek senli, benli değil, bir olmaktır.
Yağan yağmurda, sensiz ıslanmaktır sensizlik.
Ağaçların, meyvesiz yeşermesidir, sensizlik.
Kalbinin ışığında, mahrum kalmak, karanlıklarda boğulmaktır sensizlik.
Benim sensizliğimi, sessizliğimi anlayamamandır sensizlik.
Harap olmuş gönül evimdir, sensizlik.
Kefen giymektir, kefenle yaşamaktır sensizlik.
|
|
|
Gönderen:
Cahit Aluç
Şiir ismi:
GİT GÜLE GÜLE
Şehir:
Malatya
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 17:02 |
Sadetler diliyorum, sen beni hiç düşünme.
Mutluluk senin olsun, alay edipte gülme.
Ben yine eski garip, sanma değişeceğim.
Bakma öyle yüzüme, haydi git güle, güle.
Bir zamanlar benimdin şimdi ellerin oldun.
Unutamadım seni, sen benim umudumdun
Yalvarmak fayda etmez, gidenler geri gelmez.
Bakma bu sözlerime git güle, güle.
Her seven kavuşmazmış bizde, kavuşamadık.
Ne kadar uğraştıysak, yine mutlu olamadık.
İkimiz bir şişeydik ,bir bardağa dolamadık
Sen üzülme sevgili haydi git güle, güle
|
|
|
Gönderen:
Cahit Aluç
Şiir ismi:
SENİ ÖZLEMİŞİM
Şehir:
Malatya
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 16:59 |
Gözlerimde bir hüzün, iz bırakmışsa,
Köşelerde gizli, gizli ağlıyorsam,
Bütün çiçekleri sen diye kokluyorsam,
Anla ki sevgilim, seni özlemişim.
Karanlık geceler, zevk veriyorsa
Yıldızlara bakıp sen sanıyorsam,
Ve ay ışığında için, için, ağlıyorsam,
Anla ki sevgilim seni özlemişim.
Ellerim boş diye titriyorsa eğer,
Dudaklarım ismini haykırıyorsa eğer,
Anla ki sevgilim seni çok özlemişim.
Yıllarca hep yolunu gözlemişim.
|
|
|
Gönderen:
Muhittin Dumangöz
Şiir ismi:
ÖMÜR BOYU
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 14:20 |
Ömür Boyu
Duruşma bitti, cezanı kestim.
Müebbeti yedin...
Yargıtay da Danıştay da benim
Dosyanı onaylar geri gönderirim
Ömür boyu mahkumiyet sana.
Kalbimdeki tek kişilik hücre,
Bundan böyle infaz yerin.
Sana değil af, avlu bile yasak
Hükumetler düşse,
Adalet düzeni çökse
Serbest kalmana değil çare.
İyiden iyiye kendini alıştır bu fikre.
|
|
|
Gönderen:
Muhittin Dumangöz
Şiir ismi:
HATIRALAR
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 14:18 |
Hatıralar
Anlayışla karşılıyorum kararını
Ne de olsa hukukumuz eski
Gözden geçir, tekrar deneyelim
Dememe fırsat bile vermedin
Olur. Silerim rehberden...
Peki tamam! İletişim kurmam
Geri veririm eşyalarını, hatırlatan her şeyi.
Parfümün bitiyordu zaten!
Atarım şişeyi hemen.
Anladım, mektuplarını da...
Kalp şeklindeki kolye mi?
Bulamamıştık, hatırla lütfen!
Hayır. Kazağı eskiciye vermiştin
Tamam, tamam... albümü de veririm.
Sanmam. Kalmadı hiç bir şey...
Az kalsın unutuyordum!
Hatıralar.
Onlar bende kalabilir mi?
İlk bakış gözlerine
İlk dokunuş ellerine
Diz boyu kar, yanıyordu şömine
Ada vapuru dün gibi hatırımda
Balkon demirindeki kumruları seyrederken
Ya bana yaptığın o sürprizler
Söylediğin içten sözler
Kalbimde bıraktığın derin izler
Ah be güzelim.
Bunları benden almak için
Mangal gibi yürek ister...
|
|
|
Gönderen:
mehmet değirmenci
Şiir ismi:
EKSİKLİĞİN
Şehir:
Ağrı
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 09:54 |
Bir soğukluktur yüreğimi üşüştüren
kasıp kavuran sıcaklığa rağmen
üşür yine sol yanım
mevsimsiz bir kıştır gönlüme
düşen beni üşüten
eksikliğindir ey yar
beni bu kadar düşündüren
mevsimi yoktur sensizliğin
her dem ürperir yüreğim
ve ıslatır sokakları gözlerimden düşen sen
puzzle misali dagilir yaşlarim dört bir yana
ıslatır bedenimi tenime akarcasına
doğayı çizer ellerim
seni yazar kırık kalemim
bekleyedurur umutlarim
içimdeki seni tamamlarcasına
ağlıyor gökyüzü içindekini boşaltırcasına
ve ben haykırmak istiyorum
hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum
çıkartmak istiyorum matem sarmış
içimdeki hüznü ..
|
|
|
Gönderen:
HAKAN SİVRİOĞLU
Şiir ismi:
ISLIK
Şehir:
Trabzon
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 00:43 |
ISLIK
“Sevdiğim şiirlere benziyor insanlar
Hüznü anlatan bir yanları var
Sense bir hayal bulutuyla çıktın karşıma
Temmuzda biçilen buğdaylar gibi bereketli
Suyunda yıkandığım nehir kadar serindin
Coğrafyamın toprağı gibi sahici bir yanın
Dağlarım kadar derin bakışların vardı
Bir seviyi yitirmek kaygısını
Yaşatmak kaygısı kadar duyumsadım seninle
Ruhumun derinlikleri ıslık çalarken.”
Aheste yürürken sorguladığım
Fikirler kadar ıssız olacağım
Ciğerde hazzı hissedilen
Duman gibi yakıcı
Sözlerimi anlaman biraz vakit alacak
Ben senin farklı bir yorumun olacağım
Bir çırpıda okunup bitirilen kitaplardan daha akıcı
İsyan şiirlerinden daha sahici bir boşluğum olacak
Senin iklimlerin bana geldiği zaman
Küheylanlara çalınan ıslık
Ben olacağım.”
Sessizlik , senin başka bir yansıman
Sen, benim başkaldırımsın geceye güne
Ben,sen diye diye yatağını bulmuş bir ırmağım aslında
Başkalarının gölgesi olmaktansa
Güneşinde kavruluyorum gerçeğinin
Göğün yakın, sessizliğin bol
Gecelerin zifiri ,aydınlığın gün gibi açık
Ve ıslığın tüm gerçeklerin üstünde bir haykırıştır
Buğulu gözlerini ufuklara dikmişler için.”
HAKAN SİVRİOĞLU
|
|
|
Gönderen:
Selim OKAN
Şiir ismi:
Sen Gittin
Şehir:
Elazığ
Tarih:
21 Nisan 2013, Pazar 00:08 |
Sen hiç görmeden nasıl gittin geç saatlere sessizce
Sadece duman kokusu kaldı titrek ellerimde
Ve sen artık mutsuzluğumun arta kalan zamanlarında
Bekleyişlerimin durmak bilmeyen durgun duraklarında
Eğer bir gün uğrarsan gitmeden şehri bırakmayı unutma
Gittin de şehride götürdün bari yazlık bulutları karartma
Pencerenin gördüğü yol artık çok şeritli çıkmaz sokağım
Hiç olmayan saatlerce sen ordasın ben aşşağıda yalnızım
Uçurtmalarca yükseklerdeyim ve ipim uçurumlara çekilmiş
Kuyular kadar dar ve derinsin bense darlığın kadar geniş
Anlayacağın uzağız birbirmize, tersine sallanmışız beşiklerde
İşte şiirde dahi uzağız böyle ilk kelimeye bak sonu bende
|
|
|
Gönderen:
yavuz inan
Şiir ismi:
çanakkale geçilmez
Şehir:
Zonguldak
Tarih:
20 Nisan 2013, Cumartesi 19:42 |
çanakkale geçimez
çanakkale içinde yaşamya son veren şehitler
türk halkı birbirine sarılıp çanakkale booğazında can veriyor
çocuğun yaşı 16 17 atatürk ya istıklal ya ölüm dedi
hepsi severek cannı verdi
çanakkale geçilmez
balıkkesirli koca seyit
hepsi kahraman hepsi yiğiit
tüm düşmanlar anladı
çanakkale geçilmez
aya bakan tüm askerler susuz kalmış ekmekleri kalmayan askerler
yüreğimde kan akar ama vazgeçmem bu vatanımdan
askerler bir olup yıktılar ingiliz fransıza yenilmediler
anladılar çanakkale geçilmez
18 martın son saatleri istiklala savaşıp son canını verdiler
denizlere akan şehit kanları bizimle alay ettiler
en son gülen biz olduk anladılarki
çanakkale geçilmez çanakkale geçilmez
söz:YAVUZ İNAN
yazar:YAVUZ İNAN
|
|
|
Gönderen:
Behçet Bilgiç
Şiir ismi:
HANÇERLENMİŞ YÜREĞİM
Şehir:
Aksaray
Tarih:
20 Nisan 2013, Cumartesi 17:04 |
gitmek istiyorum gitmek çok uzaklara
bazen uçsuz bucaksız denizlere açılmak
bazen çıkmak isterim en vahşi dağlara
bazen okyanuslar ötesi kaybolmak
bazen de sağnak bir yağmur gibi
ağlamak hep ağlamak
hançerlenmiş yüreğimin
parçalanmış kalbimin
yorgun kalmış beynimin
bir kaçışı bir isyanı
bir özlemidir bu
yok olup tekrar dirilişin
belki hayal beklide hayal ötesi amma
tek çarendir bu
kalmamışsa başka doğacak bir güneşin
hüzünlerden uzak
sevgi kollarını açan melekler
raks eder etrafında
bin bir renkte bin bir kelebekler
sanki ötelerde
sevgi dolu aşk dolu yalansız yanlışsız
bir dünya seni bekler
kaçarım gerçekten
hayale yakın
bacak arası mahkum
şu aşka bakın
firari bak sevgi ufuklarda aranır
kıyamet yaklaştı sanırım çok yakın
yanlışa pek olur sillesi hakkın
|
|
|
Gönderen:
umut
Şiir ismi:
ddf
Şehir:
İstanbul
Tarih:
20 Nisan 2013, Cumartesi 11:34 |
dvadadaefadf
|
|
|
Gönderen:
MehmetAluç
Şiir ismi:
AH-Ü FİRAZ EYLEME EY GÖNLÜM
Şehir:
Ankara
Tarih:
20 Nisan 2013, Cumartesi 05:42 |
Ab-ı efsun dertli akar gözlerimde Ab-ı nisan gibi akmakta,
Ab-ı hayat beklemektedir yardan afak gibi ak mercan gözlerinde.
Ah ü firaz eyleme ey gönül, ahir olur en sonunda
Ah ü firaz gibi ağlama canan gelir sabr eylersen.
Ahsen gözleri, bir gün ayn el yakın görür
Sarar seni bad-ı saba rüzgârı esmeden.
Bahr –ı muhit gibi gönlü ile bahr-ı zulmet denizinden kurtarır.
Bezm-i irfan meclisine girersin Ah-Ü firaz eyleme ey gönül.
Cansız ata binmiş gibi sallanma, cemalinden yüz çevirme
Cevahir (kıymet)zor bulunur her güzelde
Gönlüne cevr eyleme.
Cüda gelmemişken başa, çeper eyleme yolları
Günlerini dar gün eyleme, sabr et
Ah ü firaz eyleme ey gönül, ahir olur en sonunda.
Dem-i devran dönerken gül yüzlün seni beklerken
Derde düşmek nedir ey gönül
Didarın kıyamete kalmasını bekleme
Bu devranda kavuş, sarıl bekleme ey gönül.
Yeter kul Mehmet inleme, git sarıl o yâre
Yok, et benliğini, nefsini sarıl o yâre o yâre
|
|
|
Gönderen:
ümit akay
Şiir ismi:
Hep Sen Gidersin
Şehir:
Sakarya
Tarih:
20 Nisan 2013, Cumartesi 00:55 |
Dur nereye böyle, acelen ne sevgili
İki damla inci dökmek gidişini tesciller mi sandın
Vay anam vay, tuzsuz gözyaşı mı olurmuş
Ama en iyi sen ağlarsın değil mi?
Hep sen ağlardın zaten
Her şair İstanbul için ağıtlar yakar, şiirler yazar
Ne yani şair mi sandın beni
Oraya seni gömdüm, mezarlıklar mesken mi olurmuş
Ama en iyi sen yaşarsın değil mi?
Hep sen yaşardın zaten
Özel anlamından mahrum, merhum İstanbul
Mezar taşında neden ‘’hoş geldiniz’’ yazar ki?
Keza hep ben geldim, liman hiç vapura yanaşır mıymış?
Ama en iyi sen gidersin değil mi?
Hep sen giderdin zaten
Hadi git bakalım sevgili
Orada seni koklamak isteyen ailen vardır
Unutmamışsın beni, çiçekler senden vasiyet kalmış
Merak etme her uğradığımda sulayacağım senden kalanları
Ama en iyi sen kokarsın değil mi?
Hep hoş kokardın zaten
|
|
|
Gönderen:
hilal palabıyık
Şiir ismi:
güzel ülkem
Şehir:
Yozgat
Tarih:
19 Nisan 2013, Cuma 19:08 |
benim ülkem güzel ülkem
4 mevsim bir arada
yaşatırsın he anımızda
mutluluk katarsın yaşamımıza
Ağaçlar çiçek açmış
dağlara kar yağmış
senin güzelliğine
herkes hayran kalmış
kuşlar böcekler cıvıl cıvıl
çalışırlar gep harıl harıl
arılar bir yandan vızır vızır
gerçek hayatın tadına böyle bakılır
senin manzaran bir başka
sana bakarken kalbimizin atışı artışta
denizin dalgalanırken bir satırda
senin güzelliğin her yerde en başta
|
|
|
Gönderen:
furkan mete ergan
Şiir ismi:
sonralar
Şehir:
Bilecik
Tarih:
19 Nisan 2013, Cuma 17:21 |
akar gönlüm,kağıttan yapılmış o kayıklar gibi çocukluğumun üstünde akar,
seyrederim ruhumun sonralar dünyasına gömüldüğünü.
bir tatil akşamında yaşayan o büyük yalnızlıklar,
sevgilimin gelmediği o ilk randevuların hüznü.
karanlıklar gibi geçen karanlıklardan
gece yarılarından sonra eve dönüşler.
sarhoşlukların bitmesinden evelki edebi an;
ve o demetler ki çiçekleri hatırlanır birer birer.
eski sükunların bir sahile dalga dalga uzanması
ayrılıklardan sonra o gönül gölerindeki rüzgar.
bazı mısraların manasından sonra duyulan insanlık yası,
o havuzlu bahçelerde, biten o şarkılar
|
|
|
Gönderen:
bejna sezer
Şiir ismi:
biz çocuklar
Şehir:
Tunceli
Tarih:
19 Nisan 2013, Cuma 12:59 |
Biraz eğlence,
Bir de heyecanlı olsun.
Ne olursa olsun,
Çocuklar olsun.
Dünyamızın yıldızı,
Ayımızın parıltısı olsun
Yeter ki;
Dünya çocukları olsun.
Dünyamızın güneşi,
Geleceğimizin gülü olsun.
Dünya çocuklarına,
Yeter ki Bayramımız olsun.
Bejna SEZER
Akpazar İlkokulu
3-A No:15
|
|
|
Gönderen:
Nadir Anayurt
Şiir ismi:
Sende Vefasız Çıktın
Şehir:
Ankara
Tarih:
19 Nisan 2013, Cuma 11:12 |
Ben seni
Çoktan unuttum
Çoktan sildim yüreğimden
Ezberlesemde adını
Düşmese dilimden
Neler çaldın neler
Bir bilsen ömrümden
Sende vefasız çıktın
Düştün benim gözümden..
|
|
|
Gönderen:
cihan balcıoğlu
Şiir ismi:
sev
Şehir:
İstanbul
Tarih:
18 Nisan 2013, Perşembe 22:15 |
sev dile kolay sevilmiyor
yürek yakan
sev
ona kolay sevilmiyor gönül kıran
git
kendini dağ`a taş`a emanet et
vur gitsin demekte gelmiyor içimden
sev.
tanımadan görmeden bilmeden
sen onu ömür yettiğince sev
git.
kaybolan yılların arkasından
yeşermek bilmeyen o acı hatıraların
ardından çek git
anlarsın o zaman
ne çektiğimi
sev desende sevemem eskisi gibi
git.
kendini uçsuz bucaksız yollara bırak
artık dönemem ki sana ben
çok uzak aşk bana uzak
git.
duymadan görmeden sevdigimi
bilmeden git.
|
|
|
Gönderen:
selahattin yılmaz
Şiir ismi:
GETİR BANA
Şehir:
Hatay
Tarih:
18 Nisan 2013, Perşembe 18:43 |
kışı, kıyameti biryana bırak...
baharlar getir bana.
bırak okyanusu, bırak denizi...
dereler çaylar getir.
getir bana güneşi...
bırak gitsin karanlık.
kaçıyorsa adım, adım mutluluk...
sırtlada umutları öyle gel bana doğru.
akbabalar, kargalar, gidedursun çaylaklar...
gagasında muştuyla turnalar getir bana.
hastalığı, derdi, acıları verdinse...
durma koy sepetine sabırlar getir bana.
getirebilirsen eğer bir tutam dahi olsa...
yitirdim huzurumu senin gönlünde bolsa.
...
hep ben istedim dostum sende söyle derdini...
verecek pek şeyim yok dinlerim ben de seni.
|
|
|
Gönderen:
olcay yıldırım
Şiir ismi:
BABAMA MEKTUP
Şehir:
Mersin
Tarih:
18 Nisan 2013, Perşembe 17:50 |
NE ÖZLEDİM SENİ BİR BİLSEN
NASIL TÜTÜYORSUN BURNUMDA
YUTKUNAMIYORUM SENİ ANDIKÇA,
HATTA NEFES ALAMIYORUM.
CÜZDANIMDAKİ RESMİNE BAKTIKÇA,
ISSIZ GECELERDE
HAYALİNE KAPILIYORUM SESSİZCE.
ŞİMDİ OLSAYDI DİYORUM,
OKŞASAYDI SAÇLARIMI,
ISLAK GÖZLERİMİ SİLEBİLSEYDİ
BU KADAR ERKEN GİTMESEYDİDE,
TELİMİ, DUĞAMI GÖREBİLSEYDİ.
YAŞASAYDIDA DAĞ DAĞ GERİLERDE OLSAYDI.
TELEFONDA DUYABİLSEYDİM SESİNİ,
RÜZGARLAR GETİRSEYDİ KOKUSUNU,
BİR MEKTUBU, BİR SELAMI GELSEYDİ,
YILDA BİR, HATTA ON YILDA BİR GÖREBİLSEYDİM,
O BENİM BUĞULU GÖZLERİMDEN
BEN ONUN MİS KOKULU ELLERİNDEN ÖPSEYDİM.
KOKLASAYDI BAĞRINA BASA BASA.
SAÇININ HER TELİNE, BİN BUSE KONDURSAYDIM.
GÖĞSÜNDE UYUSAYDIM,
BASTIĞIN YERLERE SÜRSEYDİM YÜZÜMÜ,
AMA HASRET KOYMASAYDI GÖZÜMÜ.
BERABER YUDUMLASAYDIK ÇAYIMIZI,
BERABER YAŞASAYDIK YAŞAMADIKLARIMIZI.
SADECE RÜYAMDA DEĞİL ,
YANIMDA GÖREBİLSEYDİM.
BABACIĞIM, KEŞKE SENİNLE AYNI GÜN ÖLEBİLSEYDİM,
ARDINDA, ASLINDA MUTSUZ BİR NEFES BIRAKTIN.
KULAĞIMDA ÇINLAYAN HOŞ BİR SES BIRAKTIN,
HAKKIN YOKTU İNAN, HİÇ HAKKIN YOKTU.
BENİ ÇOK ERKEN YETİM BIRAKTIN,
AH BİR BİLSEN SENİ NE ÇOK ÖZLEDİM.
İNAN O ÇOCUK RUHUMLA GELİRSİN DİYE AYLARCA BEKLEDİM.
HİÇ İNANMADIM "ÖLDÜĞÜNE"..
O ÇİZGİLİ PİJAMALARINLA
PENCERENİN ÖNÜNDE BULUVERECEĞİM SANDIM HEP,
UZANSAM TUTACAĞIM SANDIM,
GÜNDE BİN KERE UZANDIM
BİR KEZ BİLE TUTAMADIM.
GÖRDÜĞÜM HER ADAMI,SENSİN SANDIM.
ZAMAN ZAMAN KARŞIMDASIN GİBİ GÖRDÜM,
KİMİ AN KAYBOLDUN DUMAN DUMAN,
AH BİR BİLSEN BABACIĞIM.
BU YETİMLİK NE YAMAN,
SEN GİTTİN GİDELİ SEVMİYORUM BAYRAMLARI,
YALAN DEĞİL KISKANIYORUM BABLI OLANLARI.
HELE O "BABALAR GÜNÜ" VARYA BABACIĞIM,
İŞTE O GÜN KAHROLUYORUM.
SANKİ DERİN
SANKİ DİPSİZ KUYULARDA BOĞULUYORUM............
|
|
|
Gönderen:
Seda SAYGIN
Şiir ismi:
Özledim Babam Seni
Şehir:
Adana
Tarih:
18 Nisan 2013, Perşembe 15:47 |
Özledim Babam Seni
Çok özledim babam seni
Hani gelecekmiş gibi bekler ya insan
Bende hala çok uzaklardasın da
Bir gün çıkarda gelirsin diye
Bekler oldum hep yolunu
Hatıraların hayal meyal aklımda
Nasıl yaşandı da, nasıl bitti?
Daha dün değilmiydi
Gülen, konuşan, nefes alan
Şimdi nerelerdesin babam benim
Ben çocuk değilim ama
Yine de kendimi avutmak istiyorum
Gel bitmedi mi bu özlem
Onbeş yıl oldu gidişin
Oysa biz seni hiç unutmadık
Hep yaşattık içimizde, kalbimizde
Seni anlatmak istiyorum
Hiç tanımadığın torunlarına
Ama düğümlenip kalıyorum
Erken gidişin, hayatla mücadelen
Aklıma gelince kahırlanıyorum
Benim babam, kederli babam
Nur içinde yat babam
Yerin cennet olsun
|
|
|
Gönderen:
fatih yüzbaşı
Şiir ismi:
bilmeni isterim özledim seni...
Şehir:
Aydın
Tarih:
18 Nisan 2013, Perşembe 11:11 |
Kalbim hiç kimse için böylesine çarpmadı sana çarptığı kadar,
Ecelim oluyor sensiz geçen dakikalar, sensiz odam kabir gibi dar,
Zaten kaderin bize oyunudur bu sana dokunmadan sevişim yar,
Bu ayrılık bu hasretlik körükledi benim sana olan sevdamı kor gibi.
Ancak ölüm alır bendeki seni
Ne keder ne tasa, sen varsan herşey tamam sen yoksan herşey eksik...
|
|
|
Gönderen:
fatma kokoç
Şiir ismi:
babam
Şehir:
İstanbul
Tarih:
18 Nisan 2013, Perşembe 10:52 |
Bayramlarda geldi babam
Bak yine sensiz eksik bu sabah bir davam
Öyle çok içimdesin ki hani uzatsam elimi tutarmıyım seni..?
Sarılsam diner bütün özlemim belki...?
Sensiz bir bayram daha işte baba
Ne kadar mutlu olabilirim ki bırakta ağlayayım dokunma bana
Kapıyı açtığımda sen,uyuduğumda sen,uyadığımda sen;
Artık küçük kızın yok baba bak büyüdüm ben..
Ah şu bayramlar çocukken ne de tatlı olurdu kapı kapı gezmek
Ozamanlar bilmezdikki en büyük hazineydi sevmek
Sen camiden gelirdin bizse tüm ev seni beklerdik
İlk annem öperdi elini sonra sıraya dizilirdik
Of kim örttü şu toprakları üstüne
Uyumak yakışmıyor o maviş gözleribe
Geldim babam selamda verdim bak sana
Heyyyy bak zıby kızın yine sığındı kanadının altına
Nerden çıkardın onu baba tabkide ağlamıyorum
Artık bende senin gibi kocaman adam oluyorum
Tamam azcık sulandı gözlerim ama bak iyiyim şimdi
Senin kokunu varya öylesine özledim ki..
Hasretle geçen bir bayram daha işte ne kadar iyi olabilir ki
Evden dışarıya çıkmıyorum artık baba hani hep "çok geziyorsun"diye kızardın ya
Bak artık evden bir adım bile atmıyorum sokağa
Gel bak söz verdim ben artık uslu çocuk olucam üzmicem seni bir daha :(:(
|
|
|
Gönderen:
fırat yetim
Şiir ismi:
ANLAMAK..
Şehir:
İstanbul
Tarih:
18 Nisan 2013, Perşembe 10:31 |
Basit bir kelimenin meşrebindeki manayı;
Kaotik düşlerin bulanıklığında
Sağ kolun Sol kol'a çalım attığı sidik yarışında
Zevk için çıkartılan kanlı oyunlarda
Yaktığımız ve daha yakmaya meyilli olduğumuz propagandalarda...
Boşa harcanan zamanın anlamsızlığında anlamak..
Kanın damarlara zerk etmediği anda anlamak
Tahhamülsüzlüğün doğuracağı çoçukları
Katil olmamak adına anlamak..
Anlamak geçmişi, usulca önyargısız..
Sonra ADİL olmak
Anlamak adına..
Yunusu, Pir Sultanı, Mevlanayı
Anlamak..
ANLAMAK....
|
|
|
Gönderen:
fırat yetim
Şiir ismi:
ARKADAŞ
Şehir:
İstanbul
Tarih:
18 Nisan 2013, Perşembe 10:23 |
Arkadaş;
Sen Hiç..?
Bir facia ertesinde binlerce insan gibi evinden alındın mı?
Bir meçhule götürülürken…
Arkanda gözü yaşlı eş, emzikli bebe bıraktın mı?
Kaybolan kardeşini senelerce aradın mı?
Gözü yaşlı, kalbi bin parça....
Bir bilinmezden geldiğinde hayatı garipsedin mi?
Halk içinde damgalanıp, ömrün bitik HİÇ’ leştin mi?
Arkadaş
Sen Hiç..?
Ailece Babam ve oğlumu izledin mi? geçmişi anarken gözlerin yaşlı ağladın mı?....
Arkadaş;
Her şeyden öte
Sen hiç karınca adımlarında mutluluğu mumla aradın mı? ..
|
|
|
Gönderen:
Levent KARAKAŞ
Şiir ismi:
Etmiyor işte
Şehir:
Sakarya
Tarih:
18 Nisan 2013, Perşembe 10:12 |
Etmiyor işte...
Etmiyor işte...
Hayat devam ediyor diyorlar.
Etmiyor işte.
Bende yok oluyorum O'nunla ve,
Hayat benim içinde bitiyor.
Sonsuz bir uykuya kapanırken gözlerim;
O'na kavuşmanın verdiği mutluluk ve huzurla
Hafif bir tebessüm oluşuyor dudaklarımda...
Ya sen olmasaydın?
Ne yapardım ben?
Ben benden çıkardım;
Sen olurdum.
Seninle birlikte bende yok olurdum...
Hayat devam ediyor diyorlar"ya.
Etmiyor işte.
09.04.2013
|
|
|
Gönderen:
MUMİN YANKAÇ
Şiir ismi:
ÜMİTSİZLİK
Şehir:
İstanbul
Tarih:
17 Nisan 2013, Çarşamba 23:26 |
Ümitsiz bir karanlığa doğru saplanıyor ruhum,
Mutluluk bana görünmeyen tarafında kalıyor dünyanın,
Uçsuz bucaksız bir yolda ilerliyorum habire
Kim dur diyecek bu çaresiz kararsız gidişe,
Hayat seli bir gün taşmayıp durulacak,
Çok uzaklarda bir yerde bekliyor huzur beni ....
|
|
|
Gönderen:
Kadir Günaydın
Şiir ismi:
MÜNFERİT
Şehir:
İstanbul
Tarih:
17 Nisan 2013, Çarşamba 15:10 |
Kimse var mı sesimin bittiği yerde
Biraz daha sussam adam akıllı
Yolumdan çekilir mi dünler istesem
Bir düzene girsem düşürüp hızımı
Bazı akşam çiçekçilere uğramak gibi
Bir gün kendime de tam vaktinde dönsem
Yani sığsam tek odalı beyaz bir yalana
Sevgilim sen benim ol, eğer ben benim değilsem
Sevgilim dedim, işte ne olacak halimiz
Bir hikayenin başlayamadığı yerdeyiz
Ellerin biraz daha yürüsün ve parmakların
Şimdi bulunalım hayatta, sonra girmeyiz
Sonra kömür gözlüm bizi de kandırsınlar
Sen gidersin, ben kalırım seninle
Yetmez ya gülüm, yalnızlığa da alıştırsınlar
Ben seni söyleyeyim, sen de sensizliğimi dinle
|
|
|
Gönderen:
Semanur ÇAKIR
Şiir ismi:
Annem
Şehir:
Ankara
Tarih:
17 Nisan 2013, Çarşamba 00:11 |
ANNEM
Annem;
kara benizli ,yüreği ak annem...
elleri nasırlı,yüreği ipek annem...
yokluğu buz,özlemi ateş annem...
annem;
ince sızım,derdim,özlemim,özlediğim...
annem;
tek bildiğim,en bilinmezim...
annem;
biricik sılam,bitmez gurbetim...
annem;
miladım,feryadım,hayalimdeki vuslatım...
annem;
ciğer sızım,alın yazım...
annem;
ne kalem yeter yazmaya,
ne gönül dayanır paylaşmaya...
ben seni çok özledim annem!
|
|
|
Gönderen:
Gediz TOKMAK
Şiir ismi:
SONSUZ
Şehir:
Zonguldak
Tarih:
16 Nisan 2013, Salı 23:59 |
Baktığında gözlerinden damlıyor Ab-ı hayat
Dokunmak istiyorum yüzüne hissederken ellerini ellerimde
Ama yapamıyorum
Gurur, gurur ki aşkın karşısında fırçasız bir ressam duygusuz bir tablo
Ama yapamıyorum
Acaba diyorum haykırsam sana benliğimden taşan duygularımı
Haykırsam dünyaya sana bakmaya kıyamadığımı
Ama yeğliyorum geceleri adını haykırmayı sessiz çığlıklar eşliğinde
Yalnızca sen duy diye.
|
|
|
Gönderen:
Gamze İÇGÜLEŞ
Şiir ismi:
HÜZÜNDÜR YÜZÜN
Şehir:
İzmir
Tarih:
16 Nisan 2013, Salı 22:12 |
Gece'nin karanlığı vururken yüzüne
Hangi yüzün vurur yüzüme
Gecenin hüznü vurduğun'da yüzüme
Hangi aşk sürer bizi sevda denizine
Kaç yüzle karşılaşır yüzüm
Hangisi senin yüzün,
Ben senin yüzün'de beni
Benim yüzüm'de seni yitiririm
Hangi sevda seni getirir bana
Kaç hüzün dolar gözlerine
Birikmiş hasret yüreğimizde
Gözyaşı yağmur olur yüzümüze
Hasret kocamandır yüreğimiz'de
Hıçkırık yumruktur boğazımız'da
Yüzün küçüldükçe küçülür gözlerim'de
Yüzüm yitirir yüzünü hüzün denizin'de
|
|
|
Gönderen:
ÖZCAN GÜLER
Şiir ismi:
ANNEM
Şehir:
Samsun
Tarih:
16 Nisan 2013, Salı 21:46 |
taşı sıksan suyu ağlardı ellerinde
çiçekler boyun eğerdi seni görünce
varmı ki şu dünyada senden yüce
yüreğimdeki buruk acımsın annem
yüzündeki çizgiler bile seni anlatır bana
ağzından cıkan her kelime bir duadır anlayana
cennet bile serilmiş ayaklarının altına
yüreğimdeki buruk acımsın annem
hayatta belkide görmedin hiç günyüzü
seni düşündükçe kaplıyor bedenimi sensizliğin hüznü
ağlamıyorum gözlerimden özlem düştü
yüreğimdeki buruk acımsın annem
kimseye muhtaç etmedin beni
veremedimki sana hekettiğin değeri
bu yazılanlar pişmanlığın eseri
yüreğimdeki buruk acımsın annem
yaşarken öpüp koklamak zor geldi bana
herzaman benimle kalacakmışcasına
uçuverdin bir anda ellerimden sanki bir rüya
yüreğimdeki buruk acımsın annem
|
|
|
Gönderen:
Coşkun ÇALIŞKAN
Şiir ismi:
ÇOCUKLARIM
Şehir:
Samsun
Tarih:
16 Nisan 2013, Salı 21:31 |
Tek varlığım, sebebimdir,
Çocuklarım, çocuklarım,
En büyük, servetimdir,
Çocuklarım, çocuklarım...
Biri boncuk, kara gözlüm,
Biri badem, açık sözlüm,
Anam babam, benim özüm,
Çocuklarım, çocuklarım..
Kollarımdır, ayaklarım,
Neşe dolu, hayatlarım,
Onlar varsa rahatlarım,
Çocuklarım, çocuklarım..
Babamdadır, kayıtlarım,
Doğru için ayıklarım,
Gece gündüz sayıklarım,
Çocuklarım, çocuklarım..
Kötü sözü, hiç bilmezler,
İlle çoğa, sevinmezler,
Var var diye, yerinmezler,
Çocuklarım, çocuklarım..
Gören gözüm, tutan elim,
Her gün dua, eden dilim,
Dünyada ilim, uzayda bilim,
Çocuklarım, çocuklarım..
İkisi de melek gibi,
Üzerimde yelek gibi,
Candan atan yürek gibi,
Çocuklarım, çocuklarım..
Bir gün görmeseler, ağlar,
Hemen karaları, bağlar,
Derdimse de, koca dağlar,
Çocuklarım, çocuklarım..
Kendilerince özelmişler,
Annelerine özenmişler,
Birlikte daha güzelmişler,
Çocuklarım, çocuklarım..
Yazdır bizim, kışlarımız,
Onlar bizim, kuşlarımız,
İniş oldu hep, yokuşlarımız,
Çocuklarımız, çocuklarımız..
|
|
|
Gönderen:
Fatih Ortakçı
Şiir ismi:
Uçurumun Kenarında
Şehir:
Çorum
Tarih:
16 Nisan 2013, Salı 17:10 |
Uçurumun Kenarında
Hani düşünsene
Bir uçurumun kenarında
Bir ben bir de sen varsın
Senden ayrıldığım için
Atlamaya gitmişim oraya
Tam atlayacakken elimden tutmuşsun...
Öyle bir durumda kalmkışım ki
Sorma
Elimi bıraksan öleceğim ,
Bırakmasan
Zaten ölmüşüm
Ölmüşüm işte...
Fatih Ortakçı
|
|
|
Gönderen:
AGİT DESTAN
Şiir ismi:
BENDEKİ SEN
Şehir:
Siirt
Tarih:
16 Nisan 2013, Salı 13:11 |
bir sen varsın içimde
bir de içimde gezen o sensizliğin,
birden çöküveriyor üzerime; sessizliğin
ve birden ağladığımı fark ediyorum
ellerime düşen o soğuk gözyaşlarımla...
düşünüyorum seni
ve sendeki ben'i
inanır mısın ?
kendimden
daha çok seviyorum
bendeki sen’i
ama...
ahh...
nereden bileceksin
nereden göreceksin
kapatmışken bana gözlerini,
nereden duyacaksın
içimdeki sensizliğin adımlarını
ve nereden hissedeceksin ?
her adımın bana yaşattığı
adını koyamadığım duygularını...
gel desem,
dudaklarımı kıpırdatmadan,
sesimi sana duyurmadan
gelir misin?
her gece bana seni soran gölgeme
anlatır mısın kendini
ve seni ne kadar sevdiğimi...
sonra durdurur musun
durdurabilir misin?!
soğuk gecelerde
bulutları delen hıçkırıklarımı
ve sana olan bağlılığımı
anlayabilir misin
gözlerime bakmadan...?
yoksa...!
yoksa bana geri mi vereceksin
sendeki zavallı beni
hiç düşünmeden
ne beni ne de gölgemi...
|
|
|
Gönderen:
Alara Büyükateş
Şiir ismi:
Sev Diye
Şehir:
İstanbul
Tarih:
16 Nisan 2013, Salı 13:10 |
Bu gece Beyoğlu'nun gözü üzerimizde
Sapsarı Taksim bizi konuşuyor
İstiklal Caddesi adımızı fısıldıyor her köşesinde
Nevizade, bir elinde kadehi bir elinde sigarası
Arsız bir fahişe gibi
Bağıra bağıra konuşuyor, ağzı kulaklarında
Derdi büyük belli
Abartılı hareketler, yapmacık bir mutluluk
Zavallıyım ben diye bağırıyor bakışları..
Bu gece bütün İstanbul bizim için kadeh kaldırıyor
Bizim şerefimize içiliyor bütün sofralarda
Sen gel diye,
Sen bir daha sarıl diye çalıyor
Masa masa gezen üç çingene
Sen bir daha öp diye söylüyorum bu şarkıyı
Sen beni sev diye..
|
|
|
Gönderen:
doğan
Şiir ismi:
unutamadım
Şehir:
Tarih:
16 Nisan 2013, Salı 12:12 |
ahh.. geceler sensiz geceler
ayrılık şarkıları besteliyorum
gittiğin ilk günden beri
sevgini alda git
açtığın yaraları kapatta git
ahh..geceler sensiz geceler
anıları yaşanmışlıkları silde git ...
gisişin yüreğime saplanan hançer misali
kanırttıkça acıyor yok bu acının eşi emsali.
bu sigaramda seni unutacaktım
nereden bilecektim her dumanda seni içime çekeceğimi
gittiğin ilk günden beri kaybettim benliğimi
bırak sigarayı alkolu
gelde bitsin dertlerimiz.
sevip sevilmeyen gönül yine benim oldu
beni bu hallere o zalim koydU
artık benim için yaşamak ızdırap belki zordu .
senin için ölür bu can bu beden
bana en çok koyanda kardeşdemen.
içimdeki bu sevgi ancak
ve ancak..
kanım toprağa karışınca
karışınca çıkacak
DOĞAN AYDOĞDU
10loar ca şiirimin
arasından en vasatını seçtim
17 yaşındayım ben bu işe gönlümü wermişim
SAYGILARIMLA ...
|
|
|
Gönderen:
Behçet Bilgiç
Şiir ismi:
CEZA MASUMA
Şehir:
İstanbul
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 22:49 |
Tükenmiş duygular gönüller hissiz
Kalpler kirletilmiş nehirde yüzer
Zulme yok hiç direnç insanlar sessiz
Güçlüler zayıfı ezdikçe ezer
Sahte gülücükler süslenmiş sözler
İç güdüsel bakan manasız gözler
Çoğaldı ne yazık ruhsuz öküzler
Bu hal beni gayet derinden özer
Böylesi yaşamdan kaçasın gelir
Aklı olanlarda bir gün delirir
Ufkumda hep kara bulut belirir
Gönül denizimde hüzünler yüzer
İltifat gücedir değil günüle
Güçsüz olanlar bir düşmesin ele
Alıp atarlar bir amansız sele
Hayattan muzdarip bezdikçe bezer
Adalet güçlünün hakta güçlünün
Ceza masuma berat suçlunun
Söyleyin adalet neresi bunun
Masumlar hapiste suçlular gezer
Haktan yana oldum hakkı ararım
Haksıza karşı hep olur zararım
Sevgi dolusu bir dünya ararım
Böylesi bir hayat beni pek özer
|
|
|
Gönderen:
ahmet çivi
Şiir ismi:
Suskun Diyarın Sesi
Şehir:
Konya
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 22:10 |
Suskun Diyarın Sesi
elimde bir gül ,hayellerin ötesinde yine sen varsın.
boş sokaklar beni ,sensiz geçen gecelerde sarsın.
hani, an gelirde, bir nisan yağmuruna, tutulursun ,ya.
senin yokluğunda bu beden, sevda ateşinde yansın.
hayat dediğin ,tek gösterimlik bir film sahnesi.
engüzel yeri, sevdayı anlatan incilerle bezenmiş köşesi.
sensin benim bu diyarda , hayatımın sevinci, neşesi.
ey sevdiğim,bu günkü dersimiz, suskun diyarın sesi.
|
|
|
Gönderen:
davut bilgiç
Şiir ismi:
Şiir Kadın
Şehir:
Aksaray
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 21:30 |
Bir şehir doğuyor gözlerinden
Şairleri çıldırtan
Tanrıları kıskandıran
Eylül kokulu bir şehir…
Oysa sen
İntiharlara yelken açıyorsun
Kurduğun mor düşlere aldanıp
Hazan mevsimler doğuruyorsun
Saçlarından
Gözyaşların dökülüyor yarattığın şehre
Sebepsiz, sahipsiz…
Şehir üşüyor
Sokak lambalarından başlayarak
Bir şiir dökülüyor
Kanayan dudaklarından
Bir tene bulaşıyor matemin
Biliyorum
Senin de parmak uçların üşüyor…
Davut Bilgiç
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
BİR GEZİ
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 15:48 |
celal topbaş
BİR GEZİ
İşte geldim, gidiyorum Karataş’ tan
Bir deniz bıraktım,gözümdeki yaştan
Allah’ım yeniden yarat beni baştan
Kalbimi ise taştan
On üçünde algın çıktım aşktan
Sen çıkardın beni baştan
İçinde gönüller kaynaşır
Pişer aşktan
Dalgalar çırpınır, ölüşür sevinçten
Yeniden doğar,hiç ölmez aşktan
İşte geldim gidiyorum Karataş tan
Bir deniz bıraktım gözümdeki yaştan
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
aşkı mana
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 15:43 |
celal topbaş AŞK-I MAĞNA Şiiri
ARAÇLAR
Yorumlar (0)
Yorum Yaz
Şairin Diğer Şiirleri
Şairin Hayatı
0,00
Şiire puan verin!
12345
celal topbaş
AŞK-I MAĞNA
AŞKI MANA
Aşk-ı manayı anlatmak mümkün mü kelimelerde
Sensiz ışıklar, güneşler kayboluyor dünyamda
Hayale sığdırmak mümkün mü seni şu alemde
Hayale sığmaz gerçekleri yaşıyorum seninle rüyalarımda
Yokluğunda yok olur varlığım
Varlığından var olurum, yoktan varolurum
Akıp giden zamanın içinde boğulur insan
Mana aşkın deryasında yüzer
Gönül görse onu çiçeklerden bezer
Aklın yitirip kendinden tezer
İnsan onu ancak içinde sezer
Arasa Mecnun olup çöller gezer
Kelimelerle mümkün mü aşk-ı manayı anlatmaya
Hangi çizgiler yeter o güzelliği şekille ifade etmeye
Hangi ışıklar yete o güzelliği aydınlatmaya
Kağıtlar mı kalemler mi yeter, anlatmaya
Akıllar ermez kurulu düzendeki ince manaya
Zamana sığdırmak mümkün mü,
Ömürler yetmez anlamaya,anlatmaya
Ömür biter toprak olur,
Açar ağaçta yaprak olur
Gönül bahçesinde çiçek olur
Gonca gül olur
Bahar gelir yaz olur
Güz geçer kış olur
Aşkı arama,o kendinde olur
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
çağresizlik ağlar
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 15:36 |
celal topbaş ÇARESİZLİK AĞLAR Şiiri
ARAÇLAR
Yorumlar (0)
Yorum Yaz
Şairin Diğer Şiirleri
Şairin Hayatı
0,00
Şiire puan verin!
12345
celal topbaş
ÇARESİZLİK AĞLAR
Alev alev yanar ateşler içinde
Hasret kavrulur toprak kokan sevgimizde
Duman olur tüter ocağımızda
Sevda ağlar aşkımız türkülerimizde
Gonca gül olur açar yarimizde
Semalar çözülür ağlar
Yar zülfün telinde, teli ağlar
Şu garip gönlüm bağlar
Gazel olur aşk içimde
Dağlarımda duman, duman ağlar
Gönlüme düşmüş yar hayalin
Derya deniz hasret ağlar, çaresizlik ağlar
İçimde bir damla
Bir garip ağlar
İçimi alır yakar dağlar
Alev, alev ağlar
Toprak can kokar, kan ağlar
Çaresizlik içinde gül, ten ağlar
Yar ağlar
Bilinmez, gönül aşk içinde
Gör nasıl ağlar
Garip seller almış
Gönlüm çağlar
Seni arar ağlar
Halim bilse çaresizlik ağlar
Damla damla düştüm yollarına
Yoğruldum yar kollarında
Ecel alır mı yar koynunda
Şu canım yanar ağlar
Alev alev, damla damla aşk olur
Düşer gönlüme damla damla
Alev alev yanar ağlar
Ateşler içinde sular almış ağlar
İçim bulsa onu
El ağlar, yel ağlar
Sel ağlar
Gel gör
Gül nasıl ağlar
Gül gönülden geçer
Bülbül için aşkı seçer
Halim çok perişan
Garip Celal gel gör
İçin bir damla nasıl ağlar
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
AŞK OCAĞINDA
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 15:27 |
celal topbaş
AŞK OCAĞINDA
Canlar yanar pişer
Damla damla erişir
Gönüller kaynaşır
Gönül aşk tüter
Burcu mis kokar
Aşk ocağında
Aşk kaynaşır, gönül tüter
Ham meyve sende yeter
Ecel gelir, ömür biter
Yar elinden aşkın şerbet olur
Gönül kanar içer
Kendin bulup kendinden geçer
Gönül bir damla için aşk olur
Mevla bulur için uçar
Aklım göçer
Gönül aşk hak Mevla yı seçer
Gönül için gider
Yar aşka doğru
Yol aşka hakka doğru
Gönül hasret olur
Duman duman tüter
Aşk ocağında
Aşkın şerbeti akar
Yunus um dilinden
Mevlana mın gönlünden
Garip Celal Çağlar Ağlar
Bir damlanın selinde
Aradı aşkı gurbet elinde, gönlünde
Yandı pişti aşk ocağında
Kendin buldu, aşk buldu
Aşk oldu kendinde
Bir damlanda alemi deryalar yüzer
İçin bir damla bulup onu sezer
Görsen içinde ahu gözlü nazlı ceylanlar
Huriler, Leylalar aşkı deryalar
Görsen ne garip yüzer
|
|
|
Gönderen:
seda Saygın
Şiir ismi:
UNUTMAK MÜMKÜN MÜ?
Şehir:
Adana
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 15:15 |
UNUTMAK MÜMKÜN MÜ?
Unutmayı denedim seni
Çaresizce bana bakan gözlerini
O hüzün dolu gidişini
Giderken ki yıkılışını hatırladım
Yapamadım çünkü hep aklımdaydın
Nasıl silebilirdim ki
Hayata meydan okuyuşumuzu
O her anını sevgiyle geçirdiğimiz
Yanımda olmanın verdiği sıcaklığı
Mümkün mü, kolay mı sence de?
Gözyaşlarım durmak bilmiyor ki
Hatıralar gözümün önünden hiç gitmiyor ki
İki sevenin ayrılığına hangi gönül katlanır ki
Gitmiş olsan da hep içimde saklısın
İçimde kopan feryadı duyuyor musun ?
Terk edilişimin, gidişinin acısı bu
Biliyorum çektiğim acılar boş
Sonu olmayan bir bekleyiş bu.
Nerden çıktı bu ayrılık
Severken iki gönül nasıl düşer bu hale
Unutmak mümkün mü ?
Laftan anlamayan gönlü
Avutmak kolay olmaz ki !
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
AKDENİZ
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 15:05 |
AKDENİZ
Güneş gülümsüyor pırıl pırıl yanan ay yüzünde
O mavi yeşil deniz gözlerinde
Ak köpükler coşuyor dalga dalga yüreğimde
Fırtınalar kopardın... özledim
Hep gönlümde
Şimdi avunuyorum sahillerinde
Bir rüzgardır eser Toroslarında
Bir de bakarsın sararmış ekin başaklarında
Alır götürürsün beni benden elvan çeşit çiçeklerinde
Buram buram kekiklerde , zeytinliklerinde....
Ta uzanır gider mas mavi dağlarda
Yem yeşil ovalarda
Bembeyaz çiçek portakallarında
Bir türküdür Akdeniz mavi sularında
Coşar gönülden gönüle
Beyaz gelinliği ile ak köpüklerde
|
|
|
Gönderen:
levent karakaş
Şiir ismi:
sarmaşık
Şehir:
Sakarya
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 14:41 |
Sarmaşık...
Sarılmış sıkıca kopması zor birazcık...
Öyle bir sarılmış ki Çınar ağacına..
Boydan boya
Sıkı sıkı sarmakta...
Güzellik olsun diye...
Canı sarılmak istedi diye...
Çınar mutlu sarmaşıktan
Hiç sesi çıkmıyor mutluluktan
Çırpınamıyor bile sallanmıyor rüzgardan..
Sarmaşık... Daha da..
Sarıyor...sıkıyor... Güzellik olsun diye...
Küfü mü seversin, nemi mi?
Çok ağlarım ben sarıl sarmaşık!
Düzlüğü mü seversin,pütürü mü?
Kusurlarım çok sarıl sarmaşık!
Sarılda… öylece kal…
Benim gövdem senin yerin
Gövdeme sarıl çık diye
Az laf dökmedim bedenine
Zapt edilmezsin!
ben hizaladıkça sen çırpınır…
Sen çırpındıkça ben gövdeme bağlarım
Dediğim yere gitmez yaprakların!
Ne asiymişsin sen tıpkı ben gibi…
Sana bakar ağlarım
Gövdeme sarılmış bir sarmaşık
Ben sana uzak ben sana âşık
Uzattım dallarımı hadi
Dola boynuma yaprakların yavaş yavaş
Girsin koynuma
Sen hep yeşil kal
Sonbaharda ben yapraklarımı dökeyim
Ben senin için solayım
Güzel sarmaşığım ben sensiz yapamıyorum
İnan AŞIĞIM
Şimdi ben,
Koca bir çınarım.
Bedenime sarılan sen sarmaşığımla
Öyle mutlu öyle huzurluyum
Bir yaprak bile belli belirsiz düşerken gövdemden,
Bilmesede yıkılacağımı, devrileceğimi
Ben severim yüreğimdeki olanı
Tüm bedenimi saran sarmaşık yapraklarımı...
13.09.2012 Levent KARAKAŞ
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
HAKKA DOĞRU
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 13:57 |
celal topbaş HAKKA DOĞRU Şiiri
ARAÇLAR
Yorumlar (0)
Yorum Yaz
Şairin Diğer Şiirleri
Şairin Hayatı
0,00
Şiire puan verin!
12345
celal topbaş
HAKKA DOĞRU
Alın terimizi katık ettik ekmeğimize
Boşluk içinde, yokluk içinde
Varlık doldu bir damla gönlümüze, gönlümüzde
Umut oldu, ışık oldu , yürüdük hakka doğru yolumuzda
Açtı toprak oldu, gül oldu, koktu mis oldu, aşk oldu
Bir damla doldu gönlümüze
İçtik yar elinden aşkın şerbetin
Cümle alem hoş oldu cemaatin
Gönüller huriler içinde bir hoş oldu
Adem içinde ölümsüz ,huzur aşk buldu
Gitti mana aldı beni benden
Seller içim aldı gitti beni benden
Aşka doğru bir yol buldu,yol aldı
Eceli ölümü öptü gitti gönlüm
Yandı içim uçtu gitti bir damla gönlüm
Goncalar açıldı gönlüm,gülüm
Kokusu aldı gitti, içim öldü gitti
Manaya erişti gitti bir damla gönül
Neler yoktu ki; akıllar ermez
Anlatmak istesem hayaller bile seni almaz gönlüm
Aşk-ı manaya erdi gitti gönlüm
|
|
|
Gönderen:
Fazile KELEŞ
Şiir ismi:
BİLMESİN.
Şehir:
İstanbul
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 13:44 |
Bir şiir yazmak istiyorum.
Ayrılık olmasın içinde
Ama ayrılığı anlatsın.
Sevgiliyi anlatmasın,
Sevgili koksun
Evet olmasın sevdaya dair,
Ne bir dize, ne bir mektup,
Ne de maziye atılmış
Birkaç kırık dökkük hatıra,
Bir şarkı yazmak istiyorum,
Sözleri olmadan
Bestelesin şarkımı,
Hiç ağlamadan,
VE içine aksın her bir damla,
Hissetsin beni çok uzaklardan,
Mesela yıldızları taç yapmayayım
Saçlarına...
Baharda cemreler gibi düşmeyeyim
Aklına...
Yine de birtek beni düşünsün
Yazmasam da ona,
En güzel günlerini yaşatırken,
Ona hayat,
Yoksul bir ölüm bir park köşesinde,
Yakalasın beni.
Dünyanın en zengin, en mağrur ölümü,
Yaşandı diye bilmesin sevdasıyla,
Bir sevda masalı anlatsam,
Develer tellal iken,
Pireler berber iken diye başlamayan,
Yine de dinlediğinde sevgili,
En huzurlu uykuya dalsın,
Ruhunda çınlayan sesimle,
Uzaktan...
Koynuna alsın masalımı bir sevgili gibi,
VE sevsin beni, hiç bilmeden,
Aslında hep beni sevdiğini,
İnce bir sızı olsun,
Şuracığında,
VE o geldiğinde desin,
Nedir bu hal?
Bilmesin benim derin hicranımın,
Bir gizli ah gibi sızlattığını,
Bilmesin onun için var olduğumu,
VE yokluğunda aslında onu BULDUĞUMU.
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
İSTANBUL DA ZAMAN
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 12:32 |
ARAÇLAR
Yorumlar (0)
Yorum Yaz
Şairin Diğer Şiirleri
Şairin Hayatı Puanınız kaydedildi.
Teşekkür ederiz. 5,01Şiire puan verin!
12345celal topbaş
İSTANBUL''DA ZAMAN
Sultan ahmet te bülbüller zamanı işler
An ı zamanda olur göğe erişler
Mekanlar daralsada ufuklar genişler
Mağnayı gör ince düzen nasıl işler
semalarda süzülen martıların sesinden
zamanı alıp giden kayıkcıların küreklerinden
suların sessizliği anlatır maziyi derinliklerinden
bir rüzgar eser gönüllerden çamlıcadan ne hoş
suların kokusu serinliklerinden
nağra sesleri mi geliyor yiğitlerimin yüreklerinden
yalı uykudan uyanır gece
gönüller eylenir nice
şehre güneşler doğar
bu gece her gece
yanıp tutuşur gönüller
bin bir gece
zaman arda kalıyor
çicekler açmadan soluyor
soluyor deniz çığlık koparıp
ölüyor bu gece her gece
Ay param parça
yıldızlar kayboluyor birer birer
bu gece her gece
gece giderken kayıbtan kayıba
çağre aranıp bulunmaz oldu ayıba
sisler çökmüş başına binlerce
çağresiz ana baba
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
AŞK BU ELYA
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 12:14 |
AŞK BU ELYA
Bir deli yürek
Aşk bu Elya
Dost nedir düşman bilmez
Sonsuzluğa yanan bir ateş
Aşk bu Elya
Senin gözlerin Akdeniz
Saçların gün ışığı
İçimi ısıtır bedenimi sarar
Güzelliğin şu gönlümü yorar
Bir deli sevda Aşk bu Elya
Ben nöbette bir mermi
Sen sonsuzluğa esen bir deli rüzgar
Bedenimi saran
Ruhumu okşayan Elya
Ben elleri tetikte gözleri şahan
Sonsuzluğu kesen
Sen sessizliğin içinden
İçime akan sım sıcak bir duygu
Aşk bu Elya
Diller çözülür aşka destan yazılır
Aşk çizilir sanma,sanmam Aşk bu Elya
Bir deli yürek
İnanç, din,dil bilmez
İçimizden kükreyerek
Gelen Aşk bu Elya
Ne hududu var ,ne vatanı
Çıldırtır bir deli sevdadır,insanı
Aşk bu Elya
|
|
|
Gönderen:
Ertürk DEMİRCİ
Şiir ismi:
SEVERİM İSTANBULU
Şehir:
Sakarya
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 12:01 |
SEVERİM İSTANBULU
Seni sensiz yaşarken düşlere sordum seni
Özün özümde saklı, yürek özlemle dolu.
Yaz baharı tükettik, kışlara sordum seni
-- İplik iplik uzanır, bitmez bu sevda yolu
-- İçinde sen varsın ya, severim İstanbulu.
Dalga dalga vururken kayalara denizler
Bana şahit olacak, sana geldiğim izler
Ezmeden hayat çarkı, solmadan al benizler
-- İplik iplik uzanır, bitmez bu sevda yolu
-- İçinde sen varsın ya, severim İstanbulu.
Gece olur ay şavkır, yakamozlar oynaşır
Yokluğun kurşun gibi,ellerim sensiz üşür.
Bu yürek neler çekti, sevda yükü de taşır
-- İplik iplik uzanır, bitmez bu sevda yolu
-- İçinde sen varsın ya, severim İstanbulu.
Ayrılığı hiç sevmem, dünü sende unuttum
Aldığım papatyadan sevgi falları tuttum
Kıyıdaki taşlarda, ben sevdamı uyuttum
-- İplik iplik uzanır, bitmez bu sevda yolu
-- İçinde sen varsın ya, severim İstanbulu.
RABATLI göğüs gerdik, nelere göğüs gerdik
Canan severdi diye deste deste gül derdik
Bazen ağladık güldük, bazen sevdaya erdik
-- İplik iplik uzanır, bitmez bu sevda yolu
-- İçinde sen varsın ya, severim İstanbulu.
Ertürk DEMİRCİ
|
|
|
Gönderen:
Ertürk DEMİRCİ
Şiir ismi:
BENİ KENDİNE SAKLA
Şehir:
Sakarya
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 11:55 |
Vururken Marmara’ya boğazın ışıkları
At gönül zincirini beni boğazda bekle.
Suda dalgayla oynar denizin aşıkları
-- Sen yanımda olunca neler gelmez ki akla
-- Yat sevdanın düşüne beni kendine sakla.
Kaldırımlar sen kokar sokağın adı hüzün
Martılara yol verir suya yansıyan yüzün
Sensiz tadı kalır mı ne baharın ne yazın ?
-- Boncuk et gözlerimi zülfün ucuna ekle
-- Sat alemi bir pula beni kendine sakla.
Saatleri kuran kim, kapıda bekleyen kim,
Kimdi ok sallayanlar, yürekte saklayan kim,
Zamana çentik atıp günlere ekleyen kim ?
-- Sıra eyle aşkları, ister taneyle tekle
-- Kat sevda badesine beni kendine sakla.
Bir ağaç sur altında baharı müjdeliyor
Daldan çıkan bir ışkın sert toprağı deliyor
Bakışım dolaşıyor, gözlerine dalıyor
-- Gökyüzünde güvercin atarken iki takla
-- Uyut sinen üstünde beni kendine sakla.
RABATLI izin kalmış, yollarda izin kalmış
Kanar yüreğim şimdi, içimde sızın kalmış
Kokunu özlemişim, aklımda özün kalmış
-- Aç kapı pencereyi, gelmiş mi diye yokla
-- Tut sevda fallarını beni kendine sakla.
Ertürk DEMİRCİ ( RABATLI )
|
|
|
Gönderen:
celal TOPBAŞ
Şiir ismi:
seni unutmak mümkün mü sevdam
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 11:23 |
seninle doğdum seninle ölürüm
seninle ağlar seninle gülerim
seninle çarpar seninle atar yüreğim
sensin benim güneşim ayım
gözlerimde parlayan yıldızım
göklerde dalgalanan nazlı bayrağım
seni unutmak mümkün mü sevdam
kaşın hilal
gözlerin yıldız yıldız parlıyor
bütün çiçeklerin sen kokuyor
seni unutmak mümkün mü sevdam
ruhum erir bakışlarının sıcaklığında
ben alevler içinde yanarken de
sen bir damlaydın dudaklarımda
seni unutmak mümkün mü sevdam
sensiz bin yıl yaşamaktansa
seninle bir an
yaşamak mutluluktur bana
bir saat görsem yüzünü
canım feda ederim
seve seve yoluna
seni unutmak mümkün değil sevdam
kutuplarda buzullar çözülse
dünya sular altında kalsa
Azrail karşıma çıksa
kıyamet kopsa
seni unutmak mümkün mü sevdam
dünya dönmese
zaman dursa
sensiz yaşamak
mümkün mü sevdam
baktığım her yerde
sen varsın
seni unutmak
mümkün mü sevdam
|
|
|
Gönderen:
AVNİ TEMİZ
Şiir ismi:
SEVDİM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 10:08 |
Gözlerin yüreğimi
Yandırır diye sevdim
Dudakların kirazı
Andırır diye sevdim..
Geçtim gençlik yaşını,
Düşünmedim kışını,
Sevdadır bu başını,
Döndürür diye sevdim..
Hac da gördüm hacıyı,
Çeker durur sancıyı,
Sevdan sanki acıyı,
Dindirir diye sevdim..
Aşkına boyun büker,
Her gün kanlı yaş döker,
Çivi çiviyi söker,
Kandırır diye sevdim..
Gönlüme sevgi akar,
Gözlerin beni yakar,
Sevdan üstüne çıkar,
Söndürür diye sevdim.
Eksilir belki belam,
Ederiz bir kaç kelam,
Bakarsın bir gün selam,
Gönderir diye sevdim.
Gözlerine yaş dolup,
Çiçekler gibi solup,
Kirpiklerin ok olup
Öldürür diye sevdim..
Bağda yedim üzümü,
Kör ettin sen gözümü,
Mevla’m belki yüzümü,
Güldürür diye sevdim..
27.09.2011 Şavşat
Avni Temiz
|
|
|
Gönderen:
AVNİ TEMİZ
Şiir ismi:
BEKLEDİM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 10:06 |
Yıllar yılı sende beni
Ararsın diye bekledim.
Bir gün gelir hatırımı
Sorarsın diye bekledim..
Gösterdin akla karayı
Gönlüme kurdun sarayı
Her gün kanayan yarayı
Sararsın diye bekledim..
Yıllar öncesi dün gibi
Görmedim güzel sen gibi
Gün gelir sende ben gibi
Yanarsın diye bekledim..
Acıyı bal edip içtim
İçtikçe kendimden geçtim
Aşkta Saki seni seçtim
Sunarsın diye bekledim..
Aşkta görmedim vefayı
Bir gün sürmedim sefayı
İdamım için sehpayı
Kurarsın diye bekledim..
Beni hiç düşündün mü sen ?
Ne haldeyim birde görsen,
En azından aşkımı sen,
Sınarsın diye bekledim..
Olursam eğer derbeder,
Sen mutlu ol, etme keder,
Seveceksen bana haber,
Salarsın diye bekledim..
Kırıp gönlümdeki dalı,
Bıraktın beni yaralı,
Sen mutluluk çığlıkları,
Atarsın diye bekledim..
Aşkta var mı er meydanı ?
Ne er kalmış, ne meydanı,
Bir gün Sevdama sevdanı,
Katarsın diye bekledim..
Çok tatlıydın hem de güzel,
Hem ebeddin hem de ezel,
Bazen türkü bazen gazel,
Söylersin diye bekledim..
Kaç yıl geçti, kaç bahar, yaz,
Gündüz yandım, gecem ayaz,
Gelinlik giyip te beyaz,
Gelirsin diye bekledim..
Unutmam dedim ya seni,
Sana adadım bedeni,
Hayal buya sende beni,
Seversin diye bekledim..
Atıp durma bana taşı,
Sızlar yüreğimin başı,
Gözlerimden akan yaşı,
Silersin diye bekledim..
Evin olsun iki katlı,
Olmayasın kara bahtlı,
Bana bakıp tatlı tatlı,
Gülersin diye bekledim..
Yalan söylemeyen gözdür,
İster bağla, ister çözdür,
Pişman olup birgün özür,
Dilersin diye bekledim..
06.09.2011 Şavşat
Avni Temiz
|
|
|
Gönderen:
AVNİ TEMİZ
Şiir ismi:
BİLMİYOR MUSUN?
Şehir:
İstanbul
Tarih:
15 Nisan 2013, Pazartesi 10:04 |
Kalbine vurmuşsun onca kilidi
Ben sensiz açamam, bilmiyor musun?
Kırdın kollarımı, büktün belimi
Sen yoksan uçamam, bilmiyor musun?
Sonbaharda olur dalda iğdeler
Şu viran kalbimi gözlerin deler
Huriler sunsalar bana badeler
Sen yoksan içemem, bilmiyor musun?
Tükettik ömürden bunca yılları
Kuruttun fidanı, kestim dalları
Gönlümde umuttu yârin yolları
Sen yoksan geçemem, bilmiyor musun?
Bir söyle yaptığın cilve mi, naz mı?
Çektiğim çileler çok mudur, az mı?
Mevsimler kış mıdır, bahar mı, yaz mı?
Sen yoksan seçemem, bilmiyor musun?
15.04.2013
Avni Temiz
|
|
|
Gönderen:
ayfer yılmaz
Şiir ismi:
boşluk
Şehir:
Tarih:
14 Nisan 2013, Pazar 15:29 |
BOŞLUK
SORDUM SENİ SABAH ESEN RÜZGARA
AMA BANA GİTTİ DEDİ
OYSA TAM KARŞIMDA DURUYORDUN
NİYE BÖYLE DEDİ
SONRA TEKRAR SORDUM YARINA
BU SEFER SEN YOKTUN GÖNLÜMDE
AMA HALA KARŞIMDAYDIN
BECERDİN TEBRİKLER SİLDİM SENİ AKLIMDAN
AMA UNUTTUĞUN BİR ŞEY VAR
BANA NELER ÇEKTİRDİĞİNİN FARKINDA DEĞİLSİN
BANA NE YAPTIĞINI GÖRMÜYORSUN BİLE
NİYE YAPTIN BUNU BANA
ŞİMDİ SON NOKTAYI KOYUYORUM
HAYATIMDA SENLE İLGİLİ
BİR SEN KALMIŞTIN GERİYE
SENİDE SİLİCEM HAYATIMDAN
SANA SON SÖZÜM ŞU KENDİNİ UNUTTURUP GİTMEKİŞE YARAMIYO
İNAN BANAAMA YİNEDE SÖYLÜYORUM SANA
DÖN BANA GİTME HAYATIMI KUYTU KÖŞELERİN BOŞLUĞUNA
İTME BUNU BANA YAPMA
|
|
|
Gönderen:
ERKAN SEÇEN
Şiir ismi:
BEN VE ZAMAN
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
14 Nisan 2013, Pazar 14:01 |
BEN VE ZAMAN
BEN VE ZAMAN VE İLK AYRILIK
DOLAŞIRKEN AYNI SOKAKTA AYNI YERDE
BİR LAHZA DÜŞÜNÜRKEN BAŞI EĞİK
KIRILGAN BİR TOZ GİBİ YIĞILIRIZ BERABER
BİR ZAMAN SONRA YAĞMURUN YAĞIŞIYLA
YIKANIRKEN ŞEHRİN SOKAKLARINDA
CADDELERDE AŞKIN SLOGANLANI
KOL KOLA YARININ UMUTLARINA KOŞARCASINA
VE BİR BAKMIŞSIN Kİ BİR ZAMAN
NE DE ÇABUK GEÇTİ DERKEN DAHA BAŞLAMADAN
İKİ GÖZÜNÜN DİBİNDE BEKLEYEN O İKİ YAŞ GİBİ
SÜZÜLÜP AKARSIN MAZİYE YANARCASINA
ARTIK FARKINA VARABİLMİŞSİN BİRŞEYLERİN
HAYATIMIZDAN SAKLADIĞIMIZ ACI GEREÇEKLERİN
ERKAN SEÇEN
|
|
|
Gönderen:
HARUN SEÇEN
Şiir ismi:
YÜRÜYENM İNSANLIK
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
14 Nisan 2013, Pazar 13:49 |
HAKİKAT Yürüyen elbet bir gün bilir duracağını.
Vakti gelmeden hiçbir şeyin zuhur etmeyeceğini
Yürüyen bilir, bilen susar.
Hakikat ayna, ayna özlük.
Dur durak, durak bitmez.
Mana tükenir gerçeklik içinde
Yürüyen büyük insanlık
Gördün mü mana ne? Bildin mi yürüyen kim?
Ya karanlık içindeki o çocuk
Ya o beşeri gözden düşen o kadın Ve dağ başındaki asalı sakallı
Tanıdın mı taşla imtihan edilen genci.
Ve gizemli vadedilen o ev.
Ve yanındaki uçurum
Söyle tanır mısın ilk insanı
Yüreğindeki RAHMANI
HARUN SEÇEN
|
|
|
Gönderen:
HARUN SEÇEN
Şiir ismi:
YÜRÜYEN İNSANLIK
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
14 Nisan 2013, Pazar 13:41 |
HAKİKAT Yürüyen elbet bir gün bilir duracağını.
Vakti gelmeden hiçbir şeyin zuhur etmeyeceğini
Yürüyen bilir, bilen susar.
Hakikat ayna! Ayna özlük.
Dur durak, durak bitmez.
Mana tükenir gerçeklik içinde
Yürüyen büyük insanlık
Gördün mü mana ne? Bildin mi yürüyen kim?
Ya karanlık içindeki o çocuk
Ya o beşeri gözden düşen o kadın Ve dağ başındaki asalı sakallı
Tanıdın mı taşla imtihan edilen genci.
Ve gizemli vadedilen o ev.
Ve yanındaki uçurum
Söyle tanır mısın ilk insanı
Yüreğindeki RAHMANI
HARUN SEÇEN
|
|
|
Gönderen:
HİLMİ ÖZDEMİR
Şiir ismi:
BİR DAHA YAZAMAM
Şehir:
Samsun
Tarih:
13 Nisan 2013, Cumartesi 22:39 |
Sana bir şiir daha yazamam
Yazarsam bir kalemden fazlası kırılır
Bir gül kırılır bir el küser
En ucuz şaraplar içilir şoselerde kırmızı
En güzel ormanlar yakılır yeşil
Yıldızlar satılır sonra bile bile capitallere
Gökyüzü dökülür
Gök'yüzün sevgilim
Gökyüzün gözlerinden gözlerime dökülür
Sana bir şiir daha yazamam
Yazarsam bir kalemden fazlası kırılır
İsa'nın canı yanar Musa boğulur
Bütün evliyalık kitaplar yakılır
ve sosyalizme inat faşizm kazanır
Bir cümle düşer toprağa bin çocuk ölür
Çocuklar güle güle değil de öle öle ölür
Sana bir şiir daha yazarsam
Bir kalemden fazlası kırılır
Kana kül karışır küle kul
Cana aşk bulaşır bana sen
Sus dilim
Dur kesik bileğim
Kapat göz'kapakçıklarını kalbim
Varsın olmasın
Olsun sevmesin
Zatî yürekte her şeyin acısı olduğu gibi kalır
çünkü aşkta vazgeçmek yoktur
yalnızca vazgeçmek zorunda bırakılmak vardır
ki ben ne vakit göğe baksam hüzün tutuyor yüzüm
Şimdi vaktidir bu aşka bir ayrılık biçmenin gülüm
madem
bizi böyle hep cevapsız pulsuz bırakacaklar kalbim
hadi topla aşkını maşkını da
bir kalpten bu kez olsun kovulmadan gidelim!
|
|
|
Gönderen:
Mustafa KOÇ
Şiir ismi:
ON YEDİNCİ BASAMAK
Şehir:
Sivas
Tarih:
13 Nisan 2013, Cumartesi 20:05 |
Beni bana sorma ki sana senden bahsetmeyeyim.
Hem ne gereği var ki seni anlatmanın, beni ağlatmanın?
Küçücük bir "ben" diyerek kocaman bir "SEN" yaratmanın?
Titreyen tellerimi bir kış gibi ağartmanın?
Hem, belki üzülürsün, gözlerin dolar.
Belki bulutlar üstüne çöker ağlarsın.
Kim bilir, yıllardır nefret ettiğin bu çizgili yüze,
Bir an şaşırır özlem duyarsın
Sen bilmezsin...
Merdivenlerden çıkarken basamaklara çarpardım bileklerimi.
Her defasında ağlardım.
Hep söz verirdim o basamağa çıkmamak için.
Ama o basamak beni hep zorlardı.
Geçemezdim, bağırırdım.
Ne yapabilirdim ki?
Çocuktum işte...
Çocuk kadar saf...
Çocuk kadar aşık...
Ve çocuk kadar çocukça...
Ben sana aslında çocuk kadar aşığım.
Tutsağım çocuk kadar.
Seni sevmeseydim "On Yedinci Basamak" da,
Bekler miydim bu kadar?
Çoktan kanardı bileklerim.
Çocukluktan biterdi heveslerim.
Ölüm yaklaşsa bile, sesim
Titrer miydi bu kadar?
Üstüne gelse kocaman taş duvarlar,
Ayağına takılsa mermerli basamaklar,
Ve artık çizgiliyse aynalar;
Bilmem, sever miydin bu kadar?
|
|
|
Gönderen:
okan dönmez
Şiir ismi:
Yalan Dünya
Şehir:
Hatay
Tarih:
13 Nisan 2013, Cumartesi 17:31 |
Sevdalı gönüllerin ufkunda
Seni göremedim yanımda
Sensiz şu yalan dünyada
Ne mal ne mülk var aklımda
Amansız şu dünyada
Bir tek seni gördüm rüyamda
Hayallerimle savaştığım anda
Bir tek sen vardın aklımda
Yolcu yolunda gerek dediğin anda
Kalbime bir hançer saplandı bir anda
Sensiz geçen her anımda
Mutluluğun bir anlamı kalmadı bu yalan dünyada
OKAN DÖNMEZ
|
|
|
Gönderen:
okan dönmez
Şiir ismi:
vicdansız
Şehir:
Hatay
Tarih:
13 Nisan 2013, Cumartesi 17:25 |
Rüyalarıma girdin be kız
Sana bağımlı oldum be kansız
Sensiz geçen her ansız
Bana zor geliyor be vicdansız
Kalbimde yara açtın
Yüreğime kurşun sıktın
Hayatımı zindan ettin
Seni hala seviyorum be vicdansız
Yakışmıyor senin gibi bir kıza
Duygularımı sildin attın bir anda
Yaşanılan bu olaylarda
Bir kere de bana hak ver be vicdansız
OKAN DÖNMEZ
|
|
|
Gönderen:
muhammed ali tepedelen
Şiir ismi:
bende terk ediyorum
Şehir:
Şanlıurfa
Tarih:
13 Nisan 2013, Cumartesi 05:43 |
Terk edilmiş bir kentin kalan son parçasıyım
oysa koskoca bir ülkeye kafa tutabilirdi...
içimde büyüttüğüm sevda şehri....
Son demindeyim sensizliğin
son kez yüzyüzeyim acılarımla...
ve bende terk ediyorum beni bıraktığın gibi bu şehri.
Ardımda bırakıp adını hasret koyduğum çiçekleri
sana benzeyen tüm gülleri...
ve sayamadığım bütün güzellikleri...
Bende terk ediyorum . beni bıraktığın gibi bu şehri....
son kez doğuyor güneş gözlerime,
son kez değiyor ellerin ellerime...
ve son kez yazıyor kalemim beni yakan gözlerine...
Sen kimbilir mutluluğun kaçıncı gecesindesin
ben boğuşurken acılarımla...
veda ederken gezdiğimiz sokaklara, son kez dökülüyor gözyaşlarım
Adının geçtiği satırlara....
Oturduğumuz banktayım denizin olmadığı
seyrediyor gözlerim geçtiğimiz o yolları...
ve bende terk ediyorum beni bıraktığın gibi sahipsiz kalan umut sandallarını...
bu son gecem , bu son şiirim ve bu sana olan son sitemim...
bende terk ediyorum beni bıraktığın gibi sevda ülkesini....
ve bende terk ediyorum sensiz kalan bu şehri....
Son kez batıyor güneş gözlerimde , ve son kez ayrılıyor ellerin ellerimden...
|
|
|
Gönderen:
muhammed ali tepedelen
Şiir ismi:
Şairin Günlüğü
Şehir:
Şanlıurfa
Tarih:
13 Nisan 2013, Cumartesi 05:32 |
Dünyaaaa !!! sen hep böylemi devam edeceksin...yetmez mi her gün yaşarken öldürdüğün...
Yetmez mi sonu olmayan sevdalara gömdüğün...öldürdükçe öldürdün hiç mi gülmeyecek bu yüzüm?
Bu kaçıncı sabah gözlerime uykuyu haram ettiğim...bu kaçıncı şiir...bu kaçıncı isyann?
vurulmuş yüreğim müebbete ne olacak kalemi kırsan ?
ne olacak kursanda dört tarafıma zindan...
vurulmuş yüreğim en bahtsız tarafınfan...
Yeter be !!!
dilsiz diye parçalamayın yüreğimi...
zaten bir parça umutla duruyorum ayakta ...onuda almayın...
yakmayın yüreğimi...
Ooy dibi delik dünya sen hep böyle mi döneceksin ? sen sen hep böyle dönekmisin?
Revamı çektiğim acı,hangi duayı çaldım kimin bedduasına tutuldum...
kimin duasını çaldım ?
Ben yandıkça yandım dünya son bulmadı acılarım...hani öldürsen içim yanmaz e öldürmüyosun da ??
yeter be !!! bi parça mutluluk istediğim
tam buldum derken yeter elimden çektiğin.....
ama susturamazsın bu şairi
dilsiz olsada yüreğim benden sonra şiirlerim yetecek saltanatını yıkmaya
destanlaşacak merak etme adın
şiir kitaplarında gececek yorgun bi şaiiri yıktın diye
kimse bilmeyecek oysa bu şairi zaptemediğini...
yalanlar yazacak kitaplar kahraman olacaksın koskoca şairi bitirdin diye....
yalanda olsa ....yalanda olsa gülmeye devam edeceksin...
ben gidiyorum fazlası acı kalmanın ölmek daha güzeldir senden uzakta
hoşçakalma yalan dünya bu şaiir mutlu olacak senden uzaklarda...
hoşçakalma yalan dünya....
|
|
|
Gönderen:
şafak ceren öztürk
Şiir ismi:
gördüm onu rüyamda
Şehir:
Kars
Tarih:
12 Nisan 2013, Cuma 22:22 |
ben bir gün dolaşırken
gördüm bir bayrağı süzülürken
tanımadım bu bayrağı
regi beyaz kırmızı
sordum babama sonra
bu kırmızı bayrak hangi ülkenindir acaba?
babam cevap verdi
türk bağımsızlığıdır dedi
hiç bu kadar utanmadım
türk bayrağını tanıyamadım
bağımsızlık sembolümüzü
asla unutmamalıydım
sonra bir adam yanıma geldi
ismimi sordu cevap vermemeliyim belki
sessiz kalmaya razıydım
kim bilir ki?
kendimi cesaretlendirdim ve dedim ki
benim adım Kemal
peki sizinki nedir diye soruverdim
sizin adınız nedir?
bana öyle bir cevap verdiki
ben gazi mustafa kemal atatürküm dedi
hemen öne atıldım ve dedimki
demek adaşız beyfendi
sonra bir ses duyulduki
babamın sesiydi bu
sonra gözlerimi açtım ki
gördüklerimin hepsi rüya imiş
babama bu rüyamı anlatmalıyım
|
|
|
Gönderen:
Orhan Altinbasak
Şiir ismi:
Gençlik Marşı
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
12 Nisan 2013, Cuma 17:23 |
............GENÇLİK MARŞI.............
ATATÜRKÜN GÖSTERDİĞİ,HEDEFLERE KOŞUYORUZ
ONUN ÖLMEZ SEVGİSİNİ,KALBİMİZDE TAŞIYORUZ
ÇAĞDAŞLIĞA GİDEN YOLDA,HER ENGELİ AŞIYORUZ
CUMHURİYETİN BEKÇİSİ,BİZ ŞANLI TÜRK GENÇLERİYİZ
ATAMIZDAN EMANETTİR,BİZLERE BU AZİZ VATAN
O DİYORKİ DÜŞMANINDIR,YURDUNA YAN GÖZLE BAKAN
YÜZBİNLERCE ŞEHİT VAR BU,TPRAĞIN ALTINDA YATAN
CUMHURİYETİN BEKÇİSİ,BİZ ŞANLI TÜRK GENÇLERİYİZ
YÜZYILLARDIR BU TOPRAĞA,ATALARIN AKAN KANI
GÖKTEN YAĞAN YAĞMUR GİBİ,SULAMIŞ TÜM BU VATANI
YURDU İÇİN FEDA EDER,TÜRK GENÇLİĞİ HER AN CANI
CUMHURİYETİN BEKÇİSİ,BİZ ŞANLI TÜRK GENÇLERİYİZ
ŞEHİTLERİN KANLARIYLA,ÇİZDİĞİ YURT SINIRLARI
TÜRKÜN ŞEREF,NAMUSUDUR,ÇİĞNETMEZ BU TOPRAKLARI
ANDIMIZ VAR KORUMAYA,DALGALANAN BAYRAKLARI
CUMHURİYETİN BEKÇİSİ,BİZ ŞANLI TÜRK GENÇLERİYİZ
|
|
|
Gönderen:
Orhan Altinbasak
Şiir ismi:
Natık
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
12 Nisan 2013, Cuma 16:45 |
BULUŞTUK DÜN GECE SAZI DOST İLE
MEŞKİMİZ BAŞLADI ÖNCE RAST İLE
MANSUR İLE DİLE GELDİ MEVLEVİ
ÇALINDI EN GÜZEL SEGAH PEŞREVİ
GİRDİ TANBUR SONRA FASLI UŞŞAKA
SİYAH EBRULERİ GEÇTİK BİR DAHA
NEYLER ARAR İKEN HAZAN PERDESİ
SARDI BİR MAHZUNLUK O AN HERKESİ
UDİNİN MIZRABI GEÇTİ HİCAZA
GELDİ BİR CANLILIK ÇALINAN SAZA
HÜZZAMIN ZEVKİNE ERDİ GÖNÜLLER
EY HÜSNÜ CEMALİ SÖYLERKEN DİLLER
SONRA NİHAVENDE DOĞRU YOL BULDUK
BÜTÜN ELEM KEDER,GAMI UNUTTUK
BİR BAŞKA ALEMDE YAŞADIK SANKİ
DİNLERKEN SAZLARDAN GERDANİYEYİ
SÖYLENDİ DEDENİN GÜZEL ESERİ
EVCARA,GEL EY GÜZELLER SERVERİ
GELDİ HAFIZ HÜSNÜ,SUNDU MAHURU
SABA TARFI VEFADAN PEYAM YOKMU
DAVUT İLE GEÇTİK,FASLI HİSARDAN
KANUNUN TELİDE ŞİMDİ ARABAN
AĞARIRKEN SEHER,ESERKEN SABA
KEMANIN YAYINDAN DÖKÜLDÜ NEVA
TANBURİ CEMİLDEN GELDİ HÜSEYNİ
GÖRMEK İSTER GÖLERİM HER DEM SENİ
DİNLEDİK NEYLERDEN SULTANIYEGAH
ARDINDAN SÖYLENEN ŞARKIYSA DÜGAH
HANENDELER SON VERİRKEN ŞEHNAZA
SAZENDEYE MAKAM OLDU CANFEZA
EN SON ŞARKI OLSUN DERKEN HİCAZKAR
NAME-İ RAST İLE EYLEDİK KARAR
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
GÖNÜL
Şehir:
Tarih:
12 Nisan 2013, Cuma 16:07 |
GÖNÜL
Gönül akar gider yolların toz bulanık bulanık
İçin seller akar gider bol bulanoık bulanık
öter için garip garip aşk bülbülleri sesin yanık yanık
buna canlar dayanmaz gönül için yanık
tütmez duman olur
aşk çinde hayel olur
toz bulanık bulanık
gönül yogrulup içti
yar elinden aşkın şerbeti
akıllar ermez
gözler görmez
gönüller sezer aşkı
içimde bir damla duralık
hiç bir ışık onun gibi aydınlatmaz insanı
akıllar almaz kainatı alemi
düşünmek mümkün degil hiç bir zamanı
sıgdıramazsın o içindeki o mekanı
ademide aşıyor o ki
mana insan içinde
bir damla içinde yaşıyor
ölsede insan içinde
gizem dolu bir damla taşıyor
o damla ki ölümü aşıyor
çünkü o içimizde manayı taşıyor
|
|
|
Gönderen:
Mustafa KOÇ
Şiir ismi:
SEN EN GÜZEL ŞİİRİMSİN
Şehir:
Sivas
Tarih:
12 Nisan 2013, Cuma 13:29 |
Sen...
Sen en güzel şiirimsin.
Sıkılınca derinden bir "of" çekişimsin.
Dudağımda sigaram, gırtlağımda içkimsin.
Sen...
Sen ıslak ıslak ağlatan sözlerim...
Bu çıkmaz sokakta görmeyen gözlerim...
Yokluğun koynunda besleyen özlemimsin.
Hem mahşerim, hem geçmişim...
Hem karanlığım, hem güneşim...
Arkamda İstanbul, kalbimde sen...
Dudağımda ezgim, şiirimde ezberimsin.
|
|
|
Gönderen:
Ahmet Cemil
Şiir ismi:
Ozgurluk
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
12 Nisan 2013, Cuma 12:52 |
Ma liberte
senin icin fazla bir$ey yapamadim,
kimi zaman etkilendim, agladim,
gucsuz, kuvvetsiz bir adamdim.
Oyle heykellerdeki gibi bir erkek olamadim.
Affet ruhum beni.
hep i$birlikci oldum,
oelduem, oelduem,
sana dogrulari soyluyorum oglum.
Hicbir zaman guclu bir insan olma,
agla,uezuel, sevin, yalnizlik en buyuk cezadir insana,
guclu insanlari herkes oelduermek ister, kimse sevmez,
insanlarla iyi gecin,
yalan da olsa, yes de,
ama oelme.
carmaha gerdirme kendini,
ne kiyiyi doven dalga ol,
nede ruzgara tek ba$ina direnen agac dag basinda,
yorgunsan, otur bir koltugun ustune,
uzat ayaklarini,
birak kendini,
yorgunlugun zevkini cikar,
ve siz gitsin.
derlerse ki;
guclu olmak lazim,
sava$mak lazim.
Oglum
hayatim boyunca i$siz gezdim,
baban kimsenin kanina girmedi,
hayati boyunca da hicbirseyi olmadi
Sana bloklarla dolu bir oda birakiyorum,
bembeyaz sayfalarla dolu,
ciz, ciz, karala at.
Ama unutma,
benden dolayi kimseye borcun yok.
Kimseye bir$eyler ispatlaman gerekmiyor,
kendini nasil rahat hissedeceksen, oyle yap,
ya$amak icin uzla$,
ara sira tanrisiz ol,
ara sira tanrili,
tamamen tanrisiz olma,
oportunist ol,
zor durumlarinda tanriya saril.
insanin sarilacagi $eylere ihtiyaci var.
sagcilar burokrat olur,
solcular da sagcilarin hizmetcileri,
butun ya$am bu.
ama, her$ey illegal olur, hicbir$ey di$aridan gorunmez.
iktidarlar hicbir zaman degi$mez,
sadece insanlar degi$ime inandirilir.
O yuzden herkesle aran iyi olsun.
Hicbir kimseye, hicbir devlete hizmet etme,
Siniri gecersin, yeni bir ya$ama ba$larsin,
Yeteneklerini geli$tir,
Papin sonsuza kadar oper seni, a$kim!
Sevgiyle her$eye tekrar yeniden ba$liyabilirsin.
Opucukler
Benim yaptigim hatalari yapma,
insanlar hata yapmaz.
Sadece ortalarda ya$ayanlar tarafindan tuzaklara du$urulur,
onlarin sistemi sursun, yaptiklari kotulukler gorulmesin..
vah$i hayvanlar gibi saldirirlar,organize.
Arkasi olmadi mi bir insanin;
babamin ana dili eleniko,
benimki turkce,
seninki auf Deutsch,
tencereyi kari$tirsan, corbanin dibinden daha ne diller cikar,
ya$am uzun,
yem olmamaya bak,
sana sevmeyi birakiyorum.
yuzde yuz, pur salaklik.
salak olmak, her zaman iyidir,
her$eyi tam anlayamazsin,
iraden kirilmaz,
yeniden denersin.
Defalarca, defalarca.
Tanrim, boyle sert mi gecmeliydi ya$am?
hep ucurum kenarlarindan mi doenmeliydim?
Hicbir gelecek olmadan, hep korkuyla mi ya$amaliydim?
Niye bu kovalamaca?
Jesus hepimizin gunahlari icin carmaha gerilmemi$ miydi?
Olmayan gunahlarim icin.
a$k, oeluem,sevgi bunlara dokunup, dokunup,
hayal etmeye mi mahkumdum?
Kavgasiz bir gun,
tek ki$ilik $iirler,
yine de okunabilir butun aile hep birarada.
Operim tatlim,
hatalarin az,
ya$amin yum$ak,
ya$am arzun cok olsun.
sonsuza kadar sevgiyle ya$a, tatlim.
papy
Ahmet Cemil
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Başar
Şiir ismi:
Bitap Düştüm Hasretinden
Şehir:
Antalya
Tarih:
12 Nisan 2013, Cuma 11:47 |
Bitap Düştüm Hasretinden
hayli zaman geçti senden sonra
sanırım bir gün kadar
yoksa bir ömür mü...bilmiyorum
perdelerin arasından sızan güneş ışıkları
birer ok gibi yüreğime saplandığında
gözlerimin kamaşması korkudandır
...ya bir daha gelmezsen
balkonumun en uç köşesindeyim şimdi
insanlar kaldırımlarda sel olmuş akıyor
ufukta denizin mavi-beyaz dalgaları
bizim şarkıyı çalıyorlar sanki
gemiler ritm tutuyor, sandallar rakkas
her şey yerli yerinde...aynı dün gibi
kahvaltı sofrasında çay ve sıcak ekmek
en sevdiğin lezzetlerden, yanında ben
bir kuş sütü eksik, bir martılar...bir de sen
...ya bir daha dönmezsen
bitap düştüm hasretinden
nefesim daralıyor sinemde, dilim lal
tanımadığım bir rehavet hissediyor bedenim
biraz uzansam, dinlensem diyorum da
...ya bir daha seni göremezsem
İbrahim Başar
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Başar
Şiir ismi:
Efsane
Şehir:
Antalya
Tarih:
12 Nisan 2013, Cuma 11:45 |
Efsane
/Bana kendini anlatma
Özün özümdedir/
Parke taşları döşeniyor artık oynadığımız sokaklara
Çocukluğumuzda, hayallerimize bandığımız ekmek misali
Kaybettiğimiz oyuncaklar da sonsuza dek sahipsiz kalacak
Belli ki, artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak
Gençliğimizden sadece buruk bir tat kalmış damağımda
En ön saflarda göğsümüzü siper etmemize karşın
Çapraz ateşlerde yitirdik kutsal saydığımız tüm sevdaları
Nasıl da hunharca katledildi ufuktaki son çizgimiz
Yan yana yürürdük ayaz gecelerin susuz seferlerinde
En belalı kum fırtınaları bile aramıza giremezdi
Ocak hasretinden, kısık ateşlerde közlenirdi yüreğimiz
Bazen de göz yaşımız kan olurdu çorba içtiğimiz miğferlerde
Ey arkadaş, rotası belli olmayan bir gemi gibi
Zaman hızlıca uzaklaşıyor yorgun bedenimden
Saatin titrek yelkovanı zehir kusuyor döşeğime
Gel otur yanı başıma, tut elimi ve bana bir hikaye anlat
Uğruna ölebileceğimiz kayıp bir sevdayı
Ya da bir efsane...
Mesela bana Barış'ı anlat, içinde bir tutam özgürlük olsun
Hiç durmadan...ta ki yıldızlar ebediyen sönene kadar
Ben de öylece dalıp gideyim, göz kapaklarına inat
İbrahim Başar
|
|
|
Gönderen:
Nehir Özkızan
Şiir ismi:
‘Meselem’
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 20:06 |
ben bugün dünyayı boşverdim.
dün konuştum, bugün sustum.
zaten ben hep buydum.
yeni bir yalana inandım
yalın bir an
nerde görsem tutup sarılacağımdan korktum
doğrudur
huyum kurusun
ha bir de
eh biraz gururluydum.
Ben yazamıyorken mutlu musun?
kendime giderken kayboldum
yokuşlar uzun,
bu dünya benden yoksun
çok mu fark eder şimdi?
kurgulanmamış düzende
planlanmış mutluluklarım var.
huzrumu kaçırıyor mutlu oluşunuz,
her yerde karşıma çıkmayınız!
hayal gücüm çok geniştir,
henüz tanışmamışken senle biz
üçüncü ayrılığımızı yaşayabiliriz.
ve benim bileceğim iş elbet darmadağınlığım,
çünkü;
... elbet bir şair için kutsal bir şey olacaksa
bu şiirdir.
‘23.12.12 22:19 Pazar Ankara’
|
|
|
Gönderen:
Canan Özanaç Örenlioğlu
Şiir ismi:
AŞK-I KIYAMET
Şehir:
Ankara
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 18:05 |
VAKİT; AŞK-I KIYAMET
Dinlediğin tüm masalları, hikayeleri unut.
Hadi yenisini yazalım seninle;
Vakit, aşk-ı kıyamet...
Kötü büyücülere yedirelim bu kez elmayı,
Prens uzatsın bu sefer saçlarını
Ejderhalar kendileri yutsun ateşi
Gel, yeniden yazalım kadere inat..
Vakit, aşk-ı kıyamet
Rüzgara, denize fısıldayalım.
Bu kez yakamozlara yüzümüz yansısın
Hatta şarkıları, şiirleri de unut,
Gel yenisini yazalım..
Bir kez daha konsun kuşlar, telgrafın tellerine..
Diyezleri bemolleri bırakıp,
Anahtarı soldan vurup,
Esleri başa alalım...
Ezberimiz şaşsın gel...
Tüm makamları hicazdan çalalım..
Denir ki, herkesin kıyameti, öldüğünde kopar,
Biz hayatta koparalım
Ve aşk üflensin ruha..
Cenneti de cehennemi de burada bulalım..
Adını her anışta yeniden üflesin sur-a İsrafil,
Bir kez değil, binlerce kez koparalım kıyametleri..
Tüm alametler aleyhimize dönsün,
Mesih gelsin ve vakit tamam desin,
Binaları zinaları geç,
Deccal yanılmış olsun bu son demde,
Bu kez kıyamet, sevgi için kopsun...
//CANAN ÖZANAÇ//
|
|
|
Gönderen:
celal TOPBAŞ
Şiir ismi:
BU GÜN
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 17:15 |
Bugün bana birşeyler oldu
alemleri doldurmak istedim gönlüme
semalar taşınmaktan yoruldu
gönlüm dolmaz yüzüm gülmez oldu
bugün bana birşeyler oldu
bir yosma gönlüm aldı eylendi
gönül halim perişan oldu
gonca güller açışır kokuşur sandım
şu can bedenden çıktı gitti
yar sende bitişir sandım
Celal Topbaş
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
BİR GARİP ASK
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 17:11 |
BİR GARİP AŞK
Yar beni perişan eyledi
Gönlüm aklım aldı eğlendi
Garip Celal yandı neyledi
Gönül gönlüm görmek istedim
Yar aşkın hayal eyledi
Gönül gönlüm yazmak istedim
Kağıt ,kalemi perişan eyledi
Gönül gönlüm çizmek istedim
Yar aşkın duman eyledi
Çok aradım nazlı yari
Bulup gönlüm sevmek istedi
Akşın beni mecnun eyledi
Gökte uçtum,hava aldım
Hak yolda yaya kaldım
Veysel gibin toprağa düştüm.
Bastı bağrına yar eyledi
Türlü türlü meyva verdi
Et verdi, ekmek verdi
Sardı bağrına yar eyledi
Aşkın aldı beni gül eyledi
|
|
|
Gönderen:
celal TOPBAŞ
Şiir ismi:
KARANLIKTA KALMA
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 16:49 |
celal topbaş
KARANLIKTA KALMA
islamiyet bir ışıktır
gönlüm ona aşıktır
zaman içinde geçer
vakit vvakit an
islmiyet içinde
sonsuzluk bir an
kainaat onunla bütünleşir
içinde insan
islamiyet düşündükce
aydınlatır insanı
içinde birdamla
anlatır insanı
kendini tutamazsın
içinde birdamla
ağlatır insanı
göklerde ahmet
alemlerde muhammet
ilimler irfanlar
içinde islamiyet
öğretir ümmetine
hak yol islamiyet
|
|
|
Gönderen:
RAFET KARTAL
Şiir ismi:
SARIKAMIŞ DESTANI
Şehir:
Kayseri
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 16:46 |
SARIKAMIŞ DESTANI
Yıl bin dokuz yüz on dört , hesap yanlış hesaptı.
Bilinmez mi? dağda kar , amansız bir kasaptı.
Paşa denen gafilin , gördüğü hep seraptı.
Paşa ki ne paşaymış , aklı fikri kudurmuş.
Doksan bin Mehmetçiği , karla buzla yudurmuş.
Postal yok ayaklarda , ayakta ki yemeni.
Yeter mi sandın gafil, kuru kuru temenni.
Akıl mühimmat gerek , yetmez imiş temenni.
Paşa ki ne paşaymış , aklı fikri kudurmuş.
Doksan bin Mehmetçiği , karla buzla yudurmuş.
Moskof tan daha beter , zemherinin soğuğu.
Yok ki dağda girilsin , bir ağacın kovuğu.
Ne müthiş tipidir ki , donduruyor soluğu.
Paşa ki ne paşaymış , aklı fikri kudurmuş.
Doksan bin Mehmetçiği , karla buzla yudurmuş
Giden doksan bin candı , giden civan fidandı.
Sızlamaz mı? Vicdanı , onları nasıl saldı.
Hangi beyinsiz lerin , yalan sözüne kandı.
Paşa ki ne paşaymış , aklı fikri kudurmuş.
Doksan bin Mehmetçiği , karla buzla yudurmuş.
Akıl tutulması bu , başka izahı var mı?
Tüccar bile düşünür , bir iş kâr mı zarar mı?
Bu adama ne deyim , oynadığı kumar mı?
Demek ki oynamış bu , aklı fikri kudurmuş.
Doksan bin Mehmetçiği , karla buzla yudurnuş.
Şahadet şerbetini , içti aziz Mehmedim.
Bak cenneti alaya , uçup gitti Mehmedim.
Geride kalanları , ağıt yaktı Mehmedim.
Paşa ki ne paşaymış , aklı fikri kudurmuş.
Doksan bin Mehmetçiği , karla buzla yudurmuş.
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
SONBAHAR
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 16:43 |
SONBAHAR
--------------------------------------------------------------------------------
Ne tuhaf geceleri
Benliğimden kopar bedenim
Yıldızlar düşer gönlüme
Uçuşur, alev alev yanar
Çınar; çınar yapraklarında
Bir de bakarsın, bir hüzün
Gönlüme dolmakta
Zamanla yeşil sararmakta
İşte o an
İşte o can
Bedenimizden kopmakta
Uçuşur gönüllerim
Hayallerim, hülyalarım
Savrulur semada
Açılmış yaprak yaprak ellerim
Yıldızlar düşer
Kopar benliğimden bedenim
|
|
|
Gönderen:
bahar kılınçaslan
Şiir ismi:
yanlız ben
Şehir:
Giresun
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 16:37 |
YANLIZ BENDİM
Seni delicesine seven
Gözlerinin içinden her gün eriyip giden
Yalnız bendim
Üşüdüğünde elini tutan
Ağladığında başını omzuna yaslayan
Ne olursa olsun seni bırakmayan
Yalnız bendim
Seviyorum demek değil mağrifet
Sevdiğini her soluğunda hissettirmek
Su misali geçiyor zaman
geçen zamana inat
seni dün gibi aklında tutup unutmayan
yalnız bendim
canı acıdığında acısını yüreğinde hisseden
ben ken
canım dan canın gittiğini bile bile
seni yüreğime sarıp koklayan yine bendim
değmez diyorlar belki
unut diyorlar
onlara rağmen seni
koruyup kollayan bendim
sana bırak laf söylemeyi
ufacık toz kondurmalarına bileizin vermeyen
bendim
yeni bir güne uyanmak senle
her güneşin doğuşun da batışında
rüyalarında bile
senle olmayı isteyen
yalnız bendim
dilediğim gerçektin sen
hiçbirşey aramadığım
yalnız sevgisini dilediğim
umudumu ortaya koyup
cesur ca seviyorum dediğim
tek kişiydin senn
|
|
|
Gönderen:
CELAL TOPBAŞ
Şiir ismi:
AŞK
Şehir:
Osmaniye
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 16:36 |
aşk
çok zamandır yazmadım
çıkıp, akıp gitmek istedim deryaya
inci bize geldi
içimde eridi aktı baharım
kara kıştım yaz bize geldi
yaşadım yaşamadım
anlamadım aşkı
güz bize geldi
cok zamandır yazmadım
yürüdüm yollarında
etmek isterdim kabeyi taaf
kabe bize geldi
haktan ela varmı çiçek
kimi ister konak
kim ister göçek
cok zamandır yazmadım
hiç mi hiç
koklamadım bir çiçek
kırdım ufaladım kayaları
toz toprak içindeyim
kokar burcu misk
gül çiçek içindeyim
bir garip hasret içindeyim
gül bize gül bize geldi
aklım yitirdim
yar bize geldi
Bu şiir toplam 452 kez okundu.
|
|
|
Gönderen:
Ömer Ilgaz
Şiir ismi:
Mevsimsiz Sevda Özlemleri
Şehir:
Eskişehir
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 16:21 |
Her gün batımında
Bir garip türkü sarar bedenimi
Ve ruhumu
Alsa götürse derim beni
Bir sevgi fırtınası uzak deryalara
Bir hüzün gemisine binerim bazan
Ateş kızıllığının eşliğinde
Başlar nihavent sağanak
Başlar hüzzam sağanak
Sağanak sağanak
Başlar mevsimsiz sevda özlemleri
Başlar sevda özlemleri.
|
|
|
Gönderen:
Sultan YEŞİLYURT
Şiir ismi:
EY AŞK
Şehir:
Şırnak
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 12:38 |
Sen beni kandırdın ey aşk
Bir ömür gözlerime bakacak sandım
Aşkı yüreğimi yakacak sandım
Tatlı dili hep sürecek
Yüreğimin telini çalacak sandım
Oysa çok kısa sürdü
Gözlerime bakması,yüreğimi yakması
Tatlı dili,hoş sohbeti
Kandırdın beni ey aşk
İnandırdın kendine hemen
Gizeminle daldırdın kendine
Sıcaklığınla içimi ısıttın
Bana hep güzel yanını yansıttın
Kandırdın beni ey aşk
Elimi hiç bırakmayacaktı oysa
Yüreğimi hep ısıtacaktı
Hep benimle,kalbimle olacaktı
Yalanmış onlar
Bir rüyaymış sadece
Çabuk uyanmak varmış bu rüyadan
O yürek nasıl pamuktu,şimdi kayadan
Ne merhamet,ne sevgi
Uzak değilmiş riyadan
Artık inanmam aşka
İnandığım sadece Allah aşkı
Gerisi boş,gerisi yalan
Gerisi boş,gerisi yalan...
|
|
|
Gönderen:
ESMA UĞUR
Şiir ismi:
VAR MISIN?
Şehir:
İzmir
Tarih:
11 Nisan 2013, Perşembe 11:48 |
Korkularına, yarınlarına, hayatına
Bir arkadaş, bir dost bulmak için
Kargaşada bir nefes, bir ses olmak için
Bu yaşanmaz denilen dünyada bir yoldaş olmak için
Sevgine seven ,aşkına en delisinden aşık olmak için
Yarana merhem ,susuzluğuna su ,açlığına aş olmak için
Gece yattığında kabus değil de rüya görebilmen için
Yeni bir güne güzellikle uyanman için
Saçlarını her tarayışında aynaya bakarken beni görebilmen için
Her yürüdüğün yerde beni hissedebilmen için
Kötülüklerin senden uzak
Sevgilerin sana yakın
Yokuşlarda yorgunluğun
Koşuşmalarının hayatında az olması için
Susuz bir çölde önüne çıkacak diye beklediğin su yerine
Her zaman yanında olan olmak
Karşılıksız sevmek, belki de sevilmek en güzelinden
Sıcağından ve en derininden
Küçük ama sıcak o kalbe yerleşmek
Orda yaşamak ve belki de orda ölmek
Yaşlanmak ,en güzel çağlarını yaşayarak o kalpte
Saflığı ,temizliği tatmak
Aşkın en güzel haline şahit olmak
Yalnızlığa arkadaş
Gizli olan şeylerine sırdaş olmak için
Var mısın benle olmaya?........
|
|
|
Gönderen:
CEMAL ULU
Şiir ismi:
AYNA
Şehir:
Uşak
Tarih:
10 Nisan 2013, Çarşamba 23:36 |
AYNA
Kırılıyor bütün duygularım gözlerimin önünde
Kayıp gidiyor hayallerim birer birer
Ellerimi uzatsam beni de alıp götürecek bu ayna
Çığlıklar atsam sesim gidecek arkasından
Bir rüzgâra kapılmış gibi kaybediyorum herşeyi
Talan olmuş hislerim her tarafa
Toplamaya çalışsam çarpacak beni bu ayna
Gölgemi uzatsam çıplak kalacağım ortada
Liğme liğme ayrılıyor ruhum bedenimden
Elbisesiz kalan vücudum üşümeye başlıyor
Ağlamaya başlasam gülecek bana bu ayna
Koşmaya yeltensem ayaklarım uçacak
Sabırsızca kan döküyor içimde kalbim
Ciğerlerim greve başlamış krizden
Cümle kurmaya başlasam sövecek bana bu ayna
Başımı kaldırsam her taraf kapkara
Yerlere serilmiş sevgim korkusundan
Saçlarım hızlıca ağarıyor
Engel olamak istesem kesecek beni bu ayna
Çare istesem kimse yok yanımda
Kurumuş boğazım dönmüyor bile dilim
Yerden toprak kokusu geliyor
Bir damla su istesem mezarımı kazacak bu ayna
Üzerine yürüsem şeytanları toplar başıma
Kapanıyor kirpiklerim sükûnet içerisinde
Uykum geliyor yavaş yavaş
Yere öylece bir uzansam su dökecek bana bu ayna
Ve hemen uykuya dalsam fatiha okur mu acaba ruhuma…
CEMAL ULU
|
|
|
Gönderen:
Emrah Özkan
Şiir ismi:
Biz
Şehir:
İstanbul
Tarih:
10 Nisan 2013, Çarşamba 22:45 |
.. BİZ..
Biz hep hayal ederdik ;
Bilirdik hayallerde yaşadığımızı .
'Ben' demiyorum bak ,
Biz diyorum 'Tek' kişi değildik ..
İki kişi yaşanırdı bizde Aşk ,
Biri sevip diğeri ağlamazdı .
İki yürek Tek bedende atardı ,
Tek bedende Aşk yaşanırdı ..
Bakıyorumda şimdi , yok böylesi .
Aşkı oyuncak edip kıranlar var ,
Aşkı masal edip anlatanlar var ,
Aslında 'Aşk' anLatılmaz yaşanırdı ..
Söylesenize sevdiniz mi siz ?
Biz hayallerde bile sevdik .
Gerçek olmadığını bilsekte ,
Hiç bir zaman vazgeçmedik ..
Çünkü ;
Biz oLmayanı sevdik hayallerde ,
Siz oLanLa bile Yetinemediniz ..!
|
|
|
Gönderen:
Emrah Özkan
Şiir ismi:
BİLİRSİN
Şehir:
Manisa
Tarih:
10 Nisan 2013, Çarşamba 22:42 |
.. BİLİRSİN ..
Bilirsin ..
Her aşkı yaşayanın biraz eksildiğini ,
Ve Senden sonra deyip , Susmalarını ..
Bilirsin ..
Çok sevmenin Faydasız olduğunu ,
Ve Yine bilirsin ki ;
Ne Kadar çok seversen , O kadar gittiğini ..
Bilirsin ..
Her aşkın sonundaki hüzünü , gözyaşını ,
Ve bazen yinede seversin , ' belki ' diyerek ..
Bilirsin ..
Garip bir şaiirin yalnız kaldığında yaptığını ,
Deli qibi ; onun olmayan kişiyi yazdığını ..
Bilirsin ..
Yağmurun yağışını , Tane tane düşüşünü ,
Ama ıslanmaktan korkarsın ;
Çünkü biLirsin o anda aklına gelen ,
Ağlattığın kişinin GözyaşLarı olduğunu ..
Bilirsin ..
O Islanan toprağın , Benim sonum olduğunu ,
Ve son bulan benimde , sebebinin sen olduğunu ..
Bilirsin ..
Ama yinede bildiğin halde yaparsın ,
Çünkü sen ; sadece bilirsin , anlayamazsın .
Yalnız kalmayı , Ağlamayı , O Garip ŞAİİRİ .
Ona Böyle delice yazdıranı ,
Her cümlesinde anlattığını ,
Sen bunLarın hepsini bilirsin .
Bildiğin Halde ÖLÜŞÜNÜ İzlersin ...
|
|
|
Gönderen:
Okan Fırat
Şiir ismi:
Aşk
Şehir:
Çorum
Tarih:
10 Nisan 2013, Çarşamba 16:48 |
O aşkın bir girdap gibi hali
Kalbin akınıtıya kapılıp gider sanki
Akıl ruhum gibi uçar gider
Nuru servetini görsem yeter
Sensiz hayat çekilmez ızdırap
Gönül serseri bir mayın
Hayat içi puslu bir gece
Gözlerim sessiz ve karanlık
Gül tenin hayat verir bana
Seni bir görsem bu dünyada
Gönlüm ruh olmuş
Kalbim ise karanlık
|
|
|
Gönderen:
Okan Fırat
Şiir ismi:
Aşk
Şehir:
Çorum
Tarih:
10 Nisan 2013, Çarşamba 16:22 |
O aşkın bir girdap gibi hali
Kalbin akınıtıya kapılıp gider sanki
Akıl ruhum gibi uçar gider
Nuru servetini görsem yeter
|
|
|
Gönderen:
Volkan Azgı
Şiir ismi:
AYRILIK VE ÖLÜM
Şehir:
Sakarya
Tarih:
10 Nisan 2013, Çarşamba 15:06 |
AYRILIK VE ÖLÜM
Ve adı ayrılık yazıldı sonunda ölümün
Karlı dağlara döndü bir anda ömrüm
Yumulu verdi o vakit iki gözüm dünyaya
Ve birçoğu yalandı hep yaşayıp gördüğümün
Dünya bir kafesti bedenim gardiyan
Ruhum bir mahkûmdu içinde müebbet olan
Ölüm geldi ve bir kapı açıldı ezelden ebede
Sallandı zemin, yandı vücut, yok oldu zaman
Ve bir karanlık, sessizliğin ötesinde bir sükût
Uğultular nöbet tutuyor, yüzlerde ise acı bir telaş
Gözler zindan gibi, nereye dalmış öyle uzun uzun
Kalkıyor ömür treni, hayat raylarından yavaş yavaş
Ayrılık sinmiş ölüme, oysa o geriye dönüş biletim
Kurtuluş olmaydı adı, yıprandı bu beden dikenler üzerinde
Daha ne kadar dayanır ki bu can bu çırpınışlara
Kırılır kanadım kuş misali düşer her seferinde
"Gün bu gündür çekil ey dost durma yolumda
İstesen de göremezsin ecel mührü kazılı şu anlımda
Vakit geldi artık vadesi doldu ömrümün bu son veda
Ağla ey sevgili bir Mecnun daha gidiyor bak elveda..."
VOLKAN AZGI
|
|
|
Gönderen:
Volkan Azgı
Şiir ismi:
BEKLE DEDİ YAR
Şehir:
Sakarya
Tarih:
10 Nisan 2013, Çarşamba 14:55 |
Uzansam dokunabilir miyim ki düşlerime;
Mutluluk Kafdağı denilen yerde mi saklıdır?
Bakınca sezebilir misin kalbimin feryadını;
İrem mi aşk yoksa ömrüme bir ceza mıdır?
Dokunsam kırılacaktı, bıraksam uzaklaşacak
Gençliğim iki yol arasında, aşkın esaretinde
Sırtıma yüklenen bu ağır yük de neyin bedeli!
Katlandım bunca yıl hayatın sahte gülüşüne
Bekle dedi yar, bekledim hiç usanmadım
Neleri feda etmedim ki, ben hiç saymadım
Alnıma yazılan bu karalar silinmez mi yar?
Bu günün yarını var, ben yüzüne vurmadım
"Sır verdim, ser verdim bu gülüş de ne
Her şey bitti demek mi bütün bahane
Bu kadar ucuz mu aşkın maneviyatı
Lânet olsun seni tanıdığım o güne…"
|
|
|
Gönderen:
GÜLŞEN ŞENDERİN
Şiir ismi:
ASRİ DEVİR DERKEN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 18:08 |
ASRİ DEVİR DERKEN
Bir sen değilsin ki beni terk eden
O gençlik, güzellik, çok uzaklarda
Zamanmış vefasız,soramam neden
Asri devir derken; kul tuzaklarda!
Çocuklar yetişti kültür farkı çok
O beklenen hürmet, saygı asla yok
İnsanlık değişti, her yere borç tak
Asri devir derken; rol tuzaklarda!
Küresel ısınma gündem deliyor
Çatışma, kasırga canlar alıyor
Dernek yardım işi şansa kalıyor
Asri devir derken, sel tuzaklarda!
İnternet ağını örmekle bitmez
Katkısı epey çok, zarar fark etmez
Bir de alıştın mı, saatler yetmez
Asri devir derken; dil tuzaklarda!
Tüketen bir toplum olduk kentlerde
Hep para düşleriz, farklı bentlerde
Sıkışıp kalırız dar kementlerde
Asri devir derken; il tuzaklarda!
Sosyal bir hayat yok, yalnız başına
Kapını çalansa tek tük aşina
Pür telaş koşarak, yetiş işine
Asri devir derken, el tuzaklarda!
Estetik revaçta, tek tek değiştir
Güzellik dediğin, hekimlik iştir
Makyaja aldanma, az da soruştur
Asri devir derken; bel tuzaklarda!
Ulaşım kısaldı; sık sık seyahat
Şirketler yarışta, türlü rekabet
Yerde gökte kaza, kimde kabahat
Asri devir derken; yol tuzaklarda!
Bu çarkın sonunu kim bilebilir
Uzay çağındayız her şeyde sihir
Kimin umurunda zordaysa fakir
Asri devir derken, hal tuzaklarda!
Gülşen'in bağrında bir dert, bin açar
Kalemi yazarken, dilleri naçar
Kimi kara biçer, kimi al biçer
Asri devir derken; gül tuzaklarda!
Gülşen Şenderin
|
|
|
Gönderen:
GÜLŞEN ŞENDERİN
Şiir ismi:
Al sürgün, Gül sürgün KADIN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 18:01 |
Al sürgün, Gül sürgün KADIN
Doğayı giydiren renklerin güzel dokusu
Yürekleri yücelten; aşkın gizemli kokusu;
Sadakatinde dem, şefkatinde erdem
Efil efil eser rüzgâr; kadının penceresinde.
Saçları savrulurken; yaşamın gül bahçesinde
Ben erk; imbikten süzülen gül esansında
Aşkın narıyla kadını tanımaya çalışırım.
Sabır, ömür törpüsü, bir sır örgüsü yaşandığı
Varlığı destansıdır; insanca okumasını bilen
Kimi; nazıyla, edasıyla sükûttur kuşandığı.
Kimi; dilin keskin darbesinde direnci bulan
Kadına dair ne varsa; büyütür, öğretir zaman.
Bazen de sevdadan yana akar ırmaklar
O sevda ki; büyüsünde gözyaşları saklar…
Al, al sürgün atar izleyişle, yemyeşildir bağ
Gül, gül sürgün yer; özleyişle dumanlıdır dağ
Direngen bir gülüştür; renk bulduğu dudakta
Ölümsüz bir seviştir, korunaklı kundakta.
Saldır sevda ummanında, baldır sunakta.
Günlük yakılır, kına yakılır; gelin gidene,
Kalbimin gülü, obamın gelini yaş dökme!
Sevinci, kederi içinde saklı; kırılganlık dokur
Gün doğar, gün batar dem hükmünü okur.
Töre insafa gelsin, kırılsın zulmün yuları.
Bir ‘umut’ kiliminde sevginin yeşil suları…
Hoşgörü emzirirken güneş; susmaz usun feryadı
Bitsin diyor; gönül kuşu onca gam, onca ezgi
Dar vakitler çözülsün; yazılsın kadının adı.
Sekiz Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Sevgi, saygı, eşitlikle kutsa özgürlüğünü!
Kadının vefasında, o kutsal analığında
Çözülür kar, çiçeklenir bahar, alır muradın
Al al sürgünlerle, sürgün yemiş vurgunlarla
Yetişen oğullar, kızlar ölümsüzlüğün senin.
Tükenmeden çoğalan toprak anadır Kadın…
Gülşen Şenderin
|
|
|
Gönderen:
GÜLŞEN ŞENDERİN
Şiir ismi:
ÖZLEYİŞ KOKUYOR
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 17:58 |
ÖZLEYİŞ KOKUYOR
Aşk dolu demleri sakın bekleme
Anılarda kaldı o güzel yıllar
Hasretlik çekene hicran ekleme
Özleyiş kokuyor geçtiğin yollar.
Yüzüm hiç gülmedi sevdim seveli
Yüreğim sevdalı, gönlüm bir deli
Mey dolar boşalır olmaz teselli
Özleyiş kokuyor geçtiğin yollar.
Görkemi güzeldir katmerli gülün
Aşk uğruna öten şeyda bülbülün
Ömrüme dem katar; düşün, hayalin
Özleyiş kokuyor geçtiğin yollar.
Dilek taşı senden vermiyor haber
Hevesim kırıldı, gönlüm derbeder
Kalbim diyemiyor; bir umut gönder
Özleyiş kokuyor geçtiğin yollar.
Sevdana kapıldım ömrüm çürüdü
Gönlün dört yanını duman bürüdü
Baharında aşkın gülü kurudu
Özleyiş kokuyor geçtiğin yollar.
Gül bülbül aşkının var mıdır eşi
Sevdaya tutulan tadar ateşi
Gülşen kar altında bekler güneşi
Özleyiş kokuyor geçtiğin yollar.
Gülşen Şenderin
|
|
|
Gönderen:
Abdulaziz Aktaş
Şiir ismi:
PERVANE
Şehir:
Trabzon
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 17:35 |
Güvenme hiç kimseye
Hatta kendine bile
Tanımazsın bazen kimseyi
Kendi kendini bile
Ne olursa olsun
Güveneceksin yine
Bir ateş gibi
Çekecek seni içine
Döne döne etrafında
Yanacak kanatların
Birgün bitecek seninde
Hayalini kurduğun umutların
Yanan sen olacaksın
Çekeceksin çile
Giderek yanacaksın
Hemde bile bile
|
|
|
Gönderen:
GÜLFİDAN GÜNAYDIN
Şiir ismi:
BİR ÇOCUK AĞLIYOR
Şehir:
Giresun
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 15:58 |
Kıvrıldım bir deniz kıyısına,
Hasrette geldi kıvrıldı yanıma.
Martıların çığlıkları uyandırdı beni.
Ben uyandım ama hasretin hala gözleri kapalı,
Bu sabah da kalkıp gitmemiş.
Akşamdan kalmış benim gibi.
Sabahın buğusu düşmüş üstüme.
Deniz kokmuş buram buram ellerim .
Anılarım en son gittiğin yerde kalmış.
Dokunulmamış bir geçmiş.
Yazılmamış, yarım kalmış iki kelime.
Tamamlamaya gelir misin diye sormuyorum bile.
Unutmadın biliyorum sabahı, geceyi şu doğan güneşi, denizin kokusunu unutmadın.
Kurtulamadın aşkın zindanından.
Bir avuç aşk aldın bin avuç hasret bıraktın.
Bu nasıl adalet sevdiğim.
Bir çocuk ağlıyor şimdi.
Çığlık atarcasına bağırıyor.
Bir ben duyuyorum sesini, başkada kimse duymuyor
Öyle derin ki çığlıkları ulaşmıyor uçurumun yeşil yamaçlarına.
Bir çocuk ağlıyor delicesine.
Köşe bucak kaçıyorum bu sokaklardan.
Açılan her kapıdan iki ayyaş çıkıyor.
Mey olmuş soğuk kaldırımlar.
Aşk sarhoşluğu sananlar yerlerde sürünüyor.
Sabırla sıvamıştım hasret duvarlarımı.
Hangi deprem enkazsız çekip gidiyor ki sanki.
Tutamazdım ya ellerini.
Şimdi kimbilir kimler tutuyor.
Denize atılan çakıl taşlarına benzemiş sevdalar.
Önüne gelen birde tükürük savuruyor.
Yüreklerin mavisi kirlenmiş artık.
Bu sular uğruna kimler boğuluyor.
Saat kaç oldu anımsamıyorum.
Bir kıyıya kıvrıldım yine.
Huzur ne zaman gelir onu bekliyorum.
Kapatıyorum gözlerimi.
Tenim sırılsıklam yokluğunda.
Hele kirpiklerimi hiç sorma.
Bir çocuk ağlıyor ya içimde susmadan delicesine.
Kimse duymuyor sesini.
Bi ben duyuyorum.
Gülfidan GÜNAYDIN
( Sevdiklerime… )
|
|
|
Gönderen:
seçkin gündüz
Şiir ismi:
GÜNEŞ
Şehir:
Ankara
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 14:30 |
Sıktım yumruğumu
avcumda güneş
kaçmasın sevmek
Çıldırmış özlem
Dolanır durur yılmış beklentiler
Kesik kesik ışın demeti istekler
sızıyor parmak aralarımdan
Benliği yakan lav taşması
yayıldıkça her yöne
yönler birbirini kışkırtıyor
daralıyor seçenekler
Doldurmuş yıllar hırçın damlalarıyla
doymazcasına için için içimi
Püskürtünce bentleri son damla
saçılıyor karalar karabasanlarla
Bana niyet sana kısmet
Sana niyet bana kısmet
Yordum iyiye
İyi de
gülümseyemedim sensiz güne
yaramadı aygınlık bana
Gerilmişken umutlar düşe
Bürünmüşken ateşe
Yaşamıyordum günü
Uyanmasaydım keşke
Sana niyet sana kısmet
Bana niyet bana kısmet
Yor yorabilirsen
kim
nasıl
niye
Dayan dayanabilirsen gerçeğe
Direnirim kapılmam sensizliğe
Sevgi çarpması geçmiyor kendiliğinden
Sıyrılınca gölgeler anılardan
apaçık ışıyansın gönlümde
Açtım avcumu
dilenmiyorum
Hiçbir yere kaçamaz sevmek
biliyorum
Çünkü içim güneş
içimde güneş
Ağlıyorum yine de
Sor sorabilirsen
peki ama niye
Seçkin GÜNDÜZ
|
|
|
Gönderen:
Fatmanur AYDİNLİ
Şiir ismi:
sevgi ve kardeşlik çorbası
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 12:05 |
SEVGİ VE KARDEŞLİK ÇORBASI
Sevginin asıl tarifi:
Azıcık terbiyesizlik yerine
Bol bol saygı
Azıcık argo yerine
Bol bol altın kelime
Kardeşliğin asıl tarifi:
Azıcık kızmak yerine
Bol bol sevgi
Azıcık kavga yerine
Bol bol hoş vakit
Bu tarifleri uygula
Bu yemek tutarsa
Sakın bırakma
Çok sevilirsin
Bunu da unutma
Fatmanur AYDİNLİ
|
|
|
Gönderen:
Doğan Yıldız
Şiir ismi:
FIRTINA
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 11:38 |
Dalgalarında boğuluyor yüreğim
Yelken açmış ufkuna
Süzüldükçe kuğu gibi bahtım
Ağlıyor yüreğine uzandıkça
Bilmiyor içim sıkılıyor feryat
Karşımda durur kulakları tıkanmış cellat
Bahşeder cenneti ölüm vaadinde
Cehennem sonu yelkeni açık
Bir vurgun yemiş yüzerken tekne
Dalga kıran sahil kıyısında ki ne çare
Baktı hançer belinde tutsak
Bilmedi ki görmediği biçare
Yareler yüreğinde sığınacak kucak
Eskidendi mevzu bahis sımsıcak
Yari görüp unuttuğun anne ise ancak
Senin gibi evladında nabzı duracak
Burhanlı bahriye at üstünde
Piyade ordusu da yüzer denizde
Varacağı hedefi bellidir ama
Komutanı yoksa başta ne çare
Ver bir bulut gözlerimde nemli olsun
Anlatamıyorum ki derdim kederli olsun
Bu kadarda şansızlık benimi bulsun
Bilmediğimden ki bilemedim ne çare
|
|
|
Gönderen:
Doğann Yıldız
Şiir ismi:
HASRET
Şehir:
İstanbul
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 11:25 |
Yıllar sonra hasretin sancıyla bakıştım
Eskisi gibi
Çetin bakışları yaman ayrılıkları
Alev gibi gözleri baktıkça içimi yakan
Kör olası gelir insanın gözlerini kaçırır
Çıngırağından ibaret hayatın
Kapımda bir karartı
İyi geceler fısıldıyorum duymaksızın
Adım adım yoruluyorum adım adım koşuyorum
Belli belirsiz koyu bir derinlik
Ve sonrası gelmeyen düşünceler
Ölecektin hani gün batımında
Bende gülecektim hayata karşı sensiz
Hani sensizliğe alışacaktım
Rüyalarımla barışacaktım
Bulutlar kıskanacaktı ben ağlarken
Hüzün kervanları geçecekti çöllerden
Hani sen ölecektin yüreğimdesin
|
|
|
Gönderen:
AHMET SAİT AKBEN
Şiir ismi:
HÜZÜN ÇÖKÜNCE İÇİNE
Şehir:
K.Maraş
Tarih:
09 Nisan 2013, Salı 00:31 |
HÜZÜN ÇÖKÜNCE İÇİNE
Gönlün bir olur sevince
Gönlüm bir olur sen sevince
Gönlümüz bir olsun sen sevince
Gönlümüz huzur dolsun biz sevince.
Hüzün nerde diye sorarsan söylerim
Hüzün sarar yalnızlığın son evresinde
Hüzün kapanmaz yara açılsa da kapanmaz
Hüzünle açarım gözümü, yüzünde kapatırım hüznümü
Gönül hüzüne yara hüzün kapanmaz yara
Ben yandım birazda sen ara
Gönül bize yara, sana mı yarar bana mı zarar
Gönül hazinemdir arayınca bulunan, aramazsam da karşımda bulunan
Yüzüm, hüznüm var sana açılamadığı için sandalı gemileri var gönlün
Sığınacak kalp arıyorum görüyorum işte arıyor musun gireceğin kalbi
Yürek bilir aşkı sevdayı, sızlatır kalbinde en güzel duran sevinçleri
Sözlerim sözün var hüznüm gurbetim anlatacaklarım anlatacakların
Sevdalardan, bahçedeki çiçeklerden güllerden ve sarmaşıklardan
Ben yokken yaptıklarından zaten seven sevdiğiyle derken
Sen sözlerinle yaşattın beni, birimiz yaşayamazken.
AHMET SAİT AKBEN
|
|
|
Gönderen:
Yunus SOLAK
Şiir ismi:
Ölüm Gözlüm
Şehir:
Denizli
Tarih:
08 Nisan 2013, Pazartesi 22:11 |
Sana gelen tek yolum şimdi kutsal kitaptır
Alemine koşmaktan fatihalar bitaptır
Besmeleyle başlıyor artık sana sözlerim
Perdeler aralıyor okudukça gözlerim
Bedenim yolun olsun gideceğin yere
Mahşerde ez geç durma koş peygambere
İlk önce sana gelsin o sancakta şefaat
Yeterki git cennete ben ederim kanaat
Düştüğüm vaziyetin kalkışma izahına
Kara örtü içinden çek artık berzahına
Günaydın esmer kadın,günaydın anne yüzlüm
Günaydın saklı güzel günaydın ölüm gözlüm
|
|
|
Gönderen:
Ulvi Koçu
Şiir ismi:
Suskun Yara
Şehir:
Kars
Tarih:
08 Nisan 2013, Pazartesi 19:15 |
fırtınayla ocağımıza düşen gece,
çığ olur düşer serserice
tanrıtanımaz bir karanlık
insan sesleri, uğultu
haykırır alfabesiz, yitik bir hece...
oy, içimde büyüyen yara!
dinmelisin artık, dinmelisin
bakışlarınla gülmelisin...
sorgusuz gecede, iklimler dilden dile
cama vuran ıslıklar,
suya hasret turnalar,
artık çocuk sesleriyle ağlaşırlar...
fırtınayla ocağımızı deşen gece,
avaz avaz yakarışlarla ağıt serince;
uyandırır anam, yer yatağımdan...
dışarda kadir bilmez kıyamet
su kenarlarında ağlaşan ihanet...
kal olduğun yerde suskun yara!
sessiz tümcelerle yitik düşlerimi arala...
surlar ötesinde kale bekçileri
geceyle beraber gelincikler...
vuruyor acımasızca bağrına;
gelip, kapıya vuran fırtına...
oy terkedilmiş yara,
beni acılarımla hatırla!
|
|
|
Gönderen:
Emin Çelikli
Şiir ismi:
Saten Bir Ayrılığı Bohçalamak
Şehir:
Sakarya
Tarih:
08 Nisan 2013, Pazartesi 11:20 |
aşkın en kırmızı zaferanı
ve sürgün günlerimin gri amberi..
aklımdan geçenlerin yorgunluğuna yürü
bir konyak harbindeyim öğlenden beri
arduaz taşlardan yayılan meyhane
dilime ilişen yayla ıslığındandı..
akıyor hörgücüm çıplak şeylerden
ah seni çöl diye yürümek vardı
vişne şurubu,yağmurlu akşamında girne
romalı bir dilenci ilmeğiydi yakamda..
hem büyüdüğüm yer sulak değildi
hem çekirge uğultusuydun piyanomda
bisikleti öldürülmüş çocuğum ben
limana ağlamaklı bakan portreler yanılgısı..
sonra,benden azca uzun bir günahsın sen
önce saçların devrimci şarkısı
Emin Çelikli / 2010 Girne
|
|
|
Gönderen:
Aykut Yavuz
Şiir ismi:
Görelim
Şehir:
Bursa
Tarih:
08 Nisan 2013, Pazartesi 11:08 |
Görelim
Görelim açarken çiçeği
Tan yeri ağardığı zaman
Görelim solmadan
Vakit geç olmadan
Başkaları kıskanmadan
O güzelliğini
Rüzgâr savurmadan
Eteğini
Saçındaki mavi kurdele
Çözülmeden
Toprak kurumadan
Yaprak düşmeden
Hatırlar mısın deniz kokusunu
Deniz fenerini
Sonsuz mutluluğu
Hüzünlü akşamları
Bir çocuk buldular
Yıkıntıların altında
Elinde kurumuş ekmek
Bir de köpek vardı yanında
Aykut YAVUZ
|
|
|
Gönderen:
Aykut Yavuz
Şiir ismi:
Girdap
Şehir:
Bursa
Tarih:
08 Nisan 2013, Pazartesi 10:35 |
Güzel bir yaz
Sessiz denizde
Güneş dalgalanıyor denizin üstünde
Herkes mutlu kahvaltıda
Güzel halam, masum yüzün,
Tebessümün kaldı simanda.
Denize bakıyorum,içimde bir korku.
Gözümün önünde, yazdığım mektuplar
Üstüne dökülen göz yaşların rengini
Soba yanında okunan mektuplar,
Sahipsiz ve sessiz kaldı.
Sen gideli kimse okumadı
Halam gibi kimse ağlamadı,
Sobanın yanında oturmadı.
Ey siyah dalgalar,
Baktıkça içimi yakar.
Masumlar ölmez ama anıları yakalar
Bilir misin ne gördüğümü
Bilir misin neler yaşandığını
Gören gözler görmez oldu,
Düşünenler düşünemez oldu.
Dün gibi hatırlıyorum
Hiç unutmadım
Yaşıyorum sürekli
Görüyorum, duyuyorum
Dün gibi hatırlıyorum
Bahçeyi,ahşap kapıyı, yağmuru
Nar ağacının kokusunu
Aykut Yavuz
|
|
|
Gönderen:
OĞUZ AKTAŞ
Şiir ismi:
Bir Dünya Düşünelim
Şehir:
Malatya
Tarih:
08 Nisan 2013, Pazartesi 02:25 |
'Aydınlık,güneşli günlerin var olduğu'.
Karanlıkların,sustuğu.
Artık,hiç konuşmamacasına.
Kapatalım,o perdeyi.
'Bir,dünya düşünelim'.
Güneşli günlerin,aydınlık günlerin.
Geleceği,büyücek bir dünya.
Ama,içine sığamayacağı kadar bir dünya.
'Bir,dünya düşünelim'.
Ülkemizin,var olduğu.
Yıkılmadan,ayakta durduğu.
Temiz,yepyeni bir dünya.
'Bir,dünya düşünelim'.
Sıcacık,insanları düşünelim.
Gariplerin,bir arada olduğu bir yuvayı.
Ezikliğin ve yetimliğin yuvası.
'Bir,dünya düşünelim'.
İnsanlar,kavgayı bırakıp.
Kardeşliğe,ileri adım atan.
Dost,canlısı bir dünya düşünelim.
'Bir,dünya düşünelim'.
Var olmuş,yok olmuş.
Bitmiş,bir dünyanın hayalini kuralım.
'Bir,dünya düşünelim'.
Çiçekleri,güzel kokan.
Cennet,dolusu güzel günleri.
Elbet,bir gün doğacak sana ileri şafaktan seslenecek.
Kalkın,ayağa diye dünya haykıracak.
Güzel,günlerin habercisi olarak.
'Bir,dünya düşünelim'.
Temiz,bir toplum içinde.
Çatışmasız,bir toplum içinde.
Kavgacılığı,bir yere atalım.
Gelin,temizliğe el verelim.
Herşeyi,gerektiği yerde kapatalım.
'Bir,dünya düşünelim'.
İlericiliği,gericisi olmayan.
Kaynağı,güçlü olan.
Akımı,bol olan.
'Bir,dünya düşünelim'.
Ezanlarımız,durulmasın.
Dinin,temeli bozulmasın.
Bayrağımız,yerinde dursun.
'Bir,dünya düşünelim'.
Temiz,bir aydınlıkta.
Düşmemiş,bir karanlığa.
Umut,bizim şifremiz.
Dostluk,yalnız sembolümüz.
'Bir,dünya düşünelim'.
Milletimiz,refah ve huzur içinde yaşayacağı.
Yepyeni,parlak günleri.
Işıl,ışıl gözlerimizde bulalım.
'Bir,dünya düşünelim'.
Kanla değil,toprak örtülü.
Kinle değil,yürek örtülü.
Bir,dünya.
'Bir,dünya düşünelim'.
Kavgasız,bağımsız,özgür.
İdealci,idrak edici.
Ülkesini seven,dostluğa giden adımda bir dünya.
'Bir dünya vardır,bir ulus vardır'.
Ama,tek yürek tek vücut vardır.
Tek bayrak,tek vicdan vardır.
Herşey tektir,tek kalacaktır.
"UMUDUMUZ IŞIK KAYNAĞIMIZ."
SEVGİ KELEBEĞİMİZ OLACAKTIR.
|
|
|
Gönderen:
Fatma Ferda Söker
Şiir ismi:
Bekledim
Şehir:
İzmir
Tarih:
08 Nisan 2013, Pazartesi 01:26 |
Bekledim,çok bekledim,
Uzaklardasın benden.
Bir bir uçtu üzerimden serçeler,
Gün bakakaldı
İzmir'den.
Yanık türkü misali geldi
Vapurun sesi
Kararırken su,loş iskeleden
Bekledim,çok bekledim,
Gelmedin
Bir martının sesinden.
Müzik sustu,ay soldu,
Hep içimde kaldı ümitlerim
Karşıyaka'da.
Belki görünürdün
Mehtapta,yakamozlarda.
Bir damla yaş süzülürken
Dün gibi
Sessizce, derinden,
Bekledim,çok bekledim,
Dönmedin gittiğin yerden...
|
|
|
Gönderen:
fehim alpgiray
Şiir ismi:
MELEĞİM
Şehir:
Muğla
Tarih:
07 Nisan 2013, Pazar 20:43 |
Hüznü çağrıştıran her melodi de
Ben seni sunuyorum gözlerimin ferine
Asırlar boyu sönmeyecek,bir ışık gibi vuruyorsun
Karşımda duran her nesneye
Satırlara sığmayan ifadem oluyorsun
Bazende dilimde çırpınan bir aciz kelime
Hani söylemek için gösterdiğin onca çapaya rağmen
Çıkmaz da takılır kalır ya öylece
İşte öylesin bu aralar içimde
Sonsuz dipsiz bir kuyu misali gönlüm de
Atsam da; atsamda kovayı en derine
Yine de bulup çıkaramıyorum yeryüzüne
Kayboluşlarım oluyorsun akıp giden sevda selin de
Nerede nasıl buluşacağım ise kocaman bir bilmece
Ya öylece kal içim de sessizce
Yada var git gönlümden ince ince MELEĞİM
|
|
|
Gönderen:
Gökhan Çantaoğlu
Şiir ismi:
Ölülerde Sever
Şehir:
İstanbul
Tarih:
07 Nisan 2013, Pazar 11:11 |
Ölülerde Sever
Yine yağmur yağıyor aciz bedenimin sol tarafına
Köşe başı otobüs durağında bekler gibi bekliyorum gelmeni kalbimin ta ortasına
Bir çellodan dökülen notalar gibi gözyaşım
Sırılsıklam eden yağmurun altında
Bulutlar ile yarışıyorum
Kalbim dayanmıyor sol tarafımı kapatıyorum
Cam arkasından bakıyorum artık hayallere
Alın yazısına hala pek inanmıyorum ama ;
Toprağın altında korkunç günlerde seni özlüyorum
Bırakmıyor sol tarafım bu meseleyi ille de o diyor
Dört yanım kapalı üzerimde topraklar koşup gelemiyorum yanına
Burada yanımda seni istiyorum
Her sabah bir horoz ötüyor başımda al söğüt yaprağını döküyor toprağıma
Bunlar varken bile bir şey istiyorum
Bir şey
Ben seni istiyorum yanımda
İstiyorum horoz sesinde uyanmayı senin ile
Yağmurlar altında bu küçücük yerde seni seviyorum demeyi hayal ediyorum
İnanmazsın belki ama ölünce bile seni seviyorum…
|
|
|
Gönderen:
Fatih SARIKAYA
Şiir ismi:
Niye Aklımdasın Gittiysen
Şehir:
İstanbul
Tarih:
07 Nisan 2013, Pazar 01:45 |
O kadar da önemli değil aslında
Otobüste yazılan bu duygusuz şiir..
Ne kadar da beklemişti oysa
Yalnızlığa ruhunu satmış kırık kalbin…
İneceği istasyonu bile bilmeyen..
Ama onu düşünürken bile,
Bi ihtimal üstünü örter diye, sıcağa inat titreyen…
Başını cama yaslarken buğudaki baş harfi kollar,
Gittiği günden beri soğuğa kucak açmış eller…
Ön koltuk boştu, ilk bindiğinde oysa
Şimdiyse
Daha yapmadıkları hatalar için birbirlerinden özür dileyen hayali sevgililer…
Yine akmaya başladı,
Asal sayıda yaşlar gözünden,
Farkında bile değilsin, hüzünle yıkanırken ümitler…
Bir kez olsun baş kaldır,
Efendin kılığına kendini iyi alıştırmış gururuna..
Yanlışları ezberle bu seferlik,
Kaldırımla dertleşirken de sorguya çekilecek değilsin ya…
Kaderle didişmekten bıkmayacaksın mısın çocuk gibi
Niye ele verdin, gönül terazisinin bile ölçemediği gülüşlerini…
Çocukken çizdiğin umut dolu hayat bu değil
Aslında seni daha da küçülten kalbinden oda kiralamış olan keder
Uykuya dalmışken kulağına fısıldamaya başladı radyodan çalıntı nameler…
“Niye aklımdasın gittiysen…”
|
|
|
Gönderen:
cevat ışık
Şiir ismi:
Azad Oldun Meleğim
Şehir:
Kayseri
Tarih:
06 Nisan 2013, Cumartesi 21:07 |
Yılllar ! Nankör yıllar boşu boşuna geçtin gittin
Hiç bir şey vermedin yanlızca kalbimde bir yara kaldı
Hani senin mutlu sonların olurdu,yada umut denilen ışığın
Yıllar! Nankör yıllar ne bana bir güldün nede meleğime
Bende seni şiirlerimin en karanlık dizelerine yazacağım
Meleğimi azad ediyorum,sen şiirlerimde mahkum kal
Meleğim kurtulsun senden,ben gülmedim sayende
Meleğim yaşasın ömrü yettiğince azad oldu artık benden
Şiirlerimdende azad ettim artık onu ismi yok dizelerimde
|
|
|
Gönderen:
ömer bekmezci
Şiir ismi:
sendeki ben
Şehir:
Konya
Tarih:
06 Nisan 2013, Cumartesi 15:17 |
Bari sen mutlu ol,güneşin doğuşunda
Elzemdi senin sevgin bana
Olsun aldırmam döktüğüm gözyaşlarıma
Beyhude gezerken sendeki ben
İnkısar-ı hayaldi biliyorum sevgili
Kalmadı tende can yetişmez o menzile
Sevda dediğin ayrılığa hüküm sürmüş
İçimdeki neşe göç misali başka yerlerde
Sürgit devam etsin hayat
Elbet anlar yeri geldiği zaman
Candan'dı gülüşün usanmadan baktığım an'larda
Varoluşun bir sevdaydı avuçlarımda
Hoyrat sevgine yenik düştüğümde
Ansızın söyledin,hoşçakal,unutma
Bitap düştüm,kaldım yolların karanlığında
|
|
|
Gönderen:
Ali Tavşan
Şiir ismi:
EŞREF'İN KADINI
Şehir:
Adana
Tarih:
06 Nisan 2013, Cumartesi 11:29 |
Puslu mavisinde süzülürsün sabahın,
geceliğin çarşaf misali serilir açık benizli teninde.
Köpüğünde inci besleyen okyanus dalgaları soyunur,
saçların inerken boynundan gölgesi izinde.
Penceremde bir ıslık, dilimde hasret şarkıları.
Uzak biliyorum.
Yakınlıklar mı yakar sadece,
öyleyse gidiyorum…
Işık sandığımdan karışık,
gözlerim gördüğümden beter.
Günahı tutmuş ellerim.
Ara sıra suçlarımı yoklarım.
Kimi zamansa paslı demirlerine sokulup yaylı ranzanın,
seni kirli akşamlardan ayıklarım.
Deli kanımı dondurur serinliği parmaklarının.
Cinayetim olursun.
Ölüme ben giderim.
İntihar da neymiş.
Bir delikanlının cehennem cakası olursun.
|
|
|
Gönderen:
Hüseyin Kara
Şiir ismi:
AŞKLARIN SALINDAN ERTESİNE KOPUŞU
Şehir:
Aksaray
Tarih:
06 Nisan 2013, Cumartesi 11:24 |
Çat kapı yine düştün aklıma
Mısralarımın yine en güzel yerine yerleştin
Ne olur bana haber etmeden
Kalbimden çıkmayı düşünme
Asırlar sonra belki aklına düşerim
Hemen öldürme güzel günleri
Dur ve düşün sakince
Belki yüreğinde kör düğüm olmuş bir anımız vardır.
Terk edilişimin Salı ertesinde başladı acılar
Soğuk bir gecede boynu bükük sokak lambaları
Salı dan salıya aşka düşerken
Salıdan ertesine yokluğunu aşılıyordum sokaklara
Ben bu sevdanın geçmişini bilirim
Eksilen yanlarımın mitolojisi oldu
Kalbimi eşeliyorsun arkeologlar gibi
Her kazıda senden bir parça tarihe geçiyor
Bende biliyordum beraber son olmayacağımızı
Sen içime ekmiştin umut filizlerini
Ama oyun bozarlık yaptın
Ve her gün bir tane daha umut koparttın
Şimdi tek bir umudum var
Kalbimden habersiz gitme
Kalbimizin denk düşmediği günlerde
Ben ne çok can çekişiyordum
Senin mutluluk arifelerindeki oruçlarında
Hep erken bozuyordun sana olan sevgimi
Ve tekrar başlıyordum sensizlik oruçlarına
Hangi anlatım bozukluğunu düzelte bilirdim ki bu aşkta
Başı boş sonu yanlış kullanılmak istenilmeyen sevgiler sundun
Sustum ama anladım
Zahmet etme ben senide kalbimde tutarak giderim
|
|
|
Gönderen:
PINAR ÖNALAN
Şiir ismi:
BUGÜN BAYRAM !
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 22:09 |
Kır gururdan zincirini bugün bayram...
dökül! dökül! dökülsün.küllensin şu benliğin...
masumiyet elbisesinin şeffaflığında bir el salla..bir selam! bugün bayram..
Mevlana’nın eteğindeki çıma dikşi ol..dön! dön! dön dünyayı.
sevgi,hoşgörü boncukları hediye et insanlığa...ve tüm çocuklara..bu gün bayram...
aç sineni sevgiye hasret bakışlara; bir gelin duvağını açar gibi açtığın oruç misali..bugün bayram...
bekleme! bekleme karşılık bekleme...gelirse de ki:lutf-u ilahi...öpüver başının üstünde yeri...
öpüver bugün öpülmenin hasretiyle yanan kavrulan elleri...bugün bayram...
bu gün bayram! ibrahim Ethem’in yamasını kucaklayan iğne oluver ve sonrası...sırra kadem denize at kendini...
unutma bugün bayram sevgilinin cemalini seyir yeri.....
|
|
|
Gönderen:
PINAR ÖNALAN
Şiir ismi:
BEN KAYBOLAN ŞEYLERi SEVMEM
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 21:02 |
Hani sonsuz olacaktın
Hep benimle kalacaktın
Aşkımızı göklere yazacaktın
Ben kaybolan şeyleri sevmem...
Seyyah olup uçacaktın
Arif gibi susacaktın
Aşkımızla hiçliği bulacaktın
Ben kaybolan şeyleri sevmem....
Rüzarım olup esecektin
Gül bahçesine girecektin
Hayat suyu serpecektin
Ben kaybolan şeyleri sevmem....
Ruhuma hayat sunacaktın
Ruhumdan hayat bulacaktın
Asrın mecnunu olacaktın
Ben kaybolan şeyleri sevmem...
Kadehe dalıp coşacaktın
Zikrin tadına varacaktın
Yokluğu alnından vuracaktın
Ben kaybolan şeyleri sevmem...
Sen bende kendini bulacaktın
Ben sende kaybolacaktım
Yakub'un (a.s) Yusuf'u (a.s) olacaktın
Ben kaybolan şeyleri SEVMEM...
Pınar Önalan
|
|
|
Gönderen:
PINAR ÖNALAN
Şiir ismi:
YALNIZLIĞI RENGİMİN
Şehir:
Kocaeli
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 20:45 |
düşeyim!
döküleyim’!
yazılayım!
...
ağacın gövdesinden açılan bir mektup gibi
yar -(ılmış) yüreğin.
oturmuşum ortasına
resimlemişsin denizim..bulutum..yelkenli olabilirm.
herşeye rağmen
kanatlarımdan yalnızlığımla dökülebilirim.ne garip yanında duruşum
ırak gibiyim.ı rak.
sayfaları harlanmış kitap mı ben mi
bir kuru yağrağa benzedi m
düştüm..ha düşeceğim.
tutupta alnına değen kahkülün gibi
bir dokunuşla
atabilirsin beni düşlerinin ardına..
ardın sıra yanyana
yana yana
bir alev gözlerimin ortasında
koyboluşlar biriktirmişsin resimlerin ardına
gördüğüm ben miyim.sözde kalbindeyim.
yanyana dizsem yanılmışlıklarımı
altına koysam ayaklarımın
değer mi başım.!
değer mi gözyaşım.!
her dökülen yağmur ben mi olurum.
ıslatır mıyım! ıslanır mı.
izbesine düştü gülüşüm
yaşamın çakrasında
seçemiyorum yalnızlığını rengimin.
ne kadarda benziyor resmin kalbime.
düşlerimle saçlarını örmüş gibiyim.
geceye düşen pervane
kalbine düşen aşk çiçeğiyim.
bir ağacın gövdesinde'demiştim.
bölünebilme pervazında. yüksekliğin
'den.düşüyorum!
sonsuzluğuna yakılıyorum.avuçlarında.
yamasında takılı kaldım kalbinin
her gün çıra gibi yanan benmişim.
gökkubbede gizli SIR.
SİN.......RA.
|
|
|
Gönderen:
Vedat ÇELİK
Şiir ismi:
Başkasının elinde
Şehir:
Kayseri
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 18:57 |
Ben bir bahçıvandım,
Kendi gönül bahçemde,
Bir gül yetiştirdimde,
Şimdi Başka ellerde.
Gözyaşımla suladığım,
Özlemimle boyadığım,
Hasretimlr budadığım,
Şimdi başka ellerde.
|
|
|
Gönderen:
NEVİN KILIÇ
Şiir ismi:
YİNE BİR AŞK ÖLÜYÜR
Şehir:
Sivas
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 16:15 |
YİNE BİR AŞK ÖLÜYÜR
Yarınımı doğurur dünümdeki sancılar.
Zemheri kaderime kör kurşunlar sıkıyor.
Paslı kilit vuruyor sevda denen hancılar.
Umuduma acımaz her gün hayal yıkıyor.
Tarif etmez hiçbir söz içimdeki ağıtı.
Gözlerimin bulutu yağmadan kuruyor.
Şiirlerim ağlıyor destan yakar kâğıdı.
Tene değen yalnızlık, ta yürekten vuruyor.
Suskun volkan ruhumda lav gölüne dönüyor.
Varlığın helalimdir, aldığım nefesimsin.
Tel tel dökülür lifim, bir parça sen ölüyor.
Anlıma yazılmış, evvelim, ahirimsin.
Kadehimde gözyaşım yağmur tadı veriyor.
Köpürüyor sellerim, sonra tufan geliyor.
Mevsimi yok aşkların, vuslatına ermiyor.
Hazanımda figan var, yine bir aşk ölüyor.NEVİN KILIÇ (NEVİNCE)
|
|
|
Gönderen:
Fatma Ferda Söker
Şiir ismi:
Bekledim
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 14:35 |
BEKLEDİM
Bekledim,çok bekledim,
Uzaklardasın benden.
Bir bir uçtu üzerimden serçeler,
Gün bakakaldı
İzmirden.
Yanık türkü misali
Geldi vapurun sesi,
Kararırken su,loş iskeleden,
Bekledim,çok bekledim,
Gelmedin
Bir martının sesinden.
Müzik sustu,
Ay soldu,
Hep içimde kaldı ümitlerim
Karşıyaka'da.
Belki görünürdün usulca,
Mehtapta, yakamozlarda.
Bir damla yaş süzülürken,
Dün gibi sessizce, derinden,
Bekledim,çok bekledim,
Dönmedin gittiğin yerden.
FATMA FERDA SÖKER
|
|
|
Gönderen:
mmmkizilkoca
Şiir ismi:
Çanakkale-2,Kardeş-1,Öğretmen Evi,Mimozam
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 13:57 |
Çanakkale-2
(Türk Miletine)
Çanakkalede amansız bir şavaş oldu.
Üstün düşmanı yerle bir ettik aha !
Müstevliler şu cihana bakamaz oldu.
Üstün düşmanı yerle bir ettik aha !
Dostlar cehennemi bir görüntü vardı.
Düşmanlar sözde başarılı olacaklardı.
Yazıkki tüm donanmaları denize battı.
Çok üstün düşmanı yerle bir ettik aha !
Bütün dereler ve çaylar kan ile doldu.
Mermilerimiz bizim, düşmanları buldu.
Tüm tarihler gücümüzü anında teyit etti.
Çok üstün düşmanı yer ile bir ettik aha !
Mehmetçik top mermisini kaldırdı.
O,tıpkı aynı hayberdeki Ali gibiydi.
Düşman gemisinin üzerine gönderdi.
En üstün düşmanı yerle bir ettik aha !
Adu’ya çanakkale semasını zindan ettik.
Uçak gemilerini batırdık, perişan ettik.
Ağlayan gözlerimiz ile biz sonunda güldük.
Çok Üstün düşmanları denize döktük aha !
Kardeş-1(Toplumsal Şiir)
Atalarımız ortak,anlayın;bire dostlar!
Türk ile Kürt kardeş olduğunu bilmeli!
Bozguncuların oyununa sakın,gelmemeli!
Aynı ana babanın evlatlarıyız yarenler.
Türk ile Kürt kardeş olduğunu bilmeli!
Bozguncuların oyununa sakın,gelmemeli!
Tarihte,kültürde,dinde birlikte olduk.
Nice devletleri biz beraberce kurduk.
Dostları ağlatıp,düşmanı güldürmedik.
Türk ile Kürt kardeş olduğunu bilmeli!
Bozguncuların oyununa sakın,gelmemeli!
Çanakkalede de birlikte şavaşmadık mı?
Dostlar hep beraberce şehit olmadık mı?
Bu Cumhuriyeti hep beraber kurmadık mı?.
Türk ile Kürt kardeş olduğunu bilmeli!
Bozguncuların oyununa sakın,gelmemeli!
Türk ile Kürt birbirimize karışmadık mı?
Baba,ana,evlat,gelin,torun olmadık mı?
Kurtuluşta da birlikte kan akıtmadık mı?
Türk ile Kürt kardeş olduklarını bilmeli!
Bozguncuların oyununa sakın,gelmemeli!
Türk ile Kürt kardeşce Türkiyede yaşasın!
Umarım ki,dirliğimizi kimseler bozmasın!
Mehmedim bunu duysun,duysun da sevinsin!
Türk ile Kürt kardeş olduğunu bilmeli!
Bozguncuların oyununa sakın,gelmemeli!
Öğretmenevi
Evler içinde en ön sırada yerin;
Sana hayranım ben ey öğretmenevi.
Asla yok dost senin bir benzerin;
Sana hayranım inan ey öğretmenevi.
Nede güzide çalışanların var;
Onlara kuşkusuz sevgimiz var;
Kendilerinde ki dürüstlük var;
Sana hayranım ben öğretmenevi.
Kahveler ve çaylar içilir temizce;
Otururulup oyun oynanır insanca;
Varlığın bize inan büyük güvence;
Güzeller güzelisin sen öğretmenevi.
Öğretmenlerin ne kibar ve latif;
Onlara hürmetimiz var süphesiz;
Eğitimci dostumuz,canımız işkilsiz;
Hayranım sana inan ki öğretmenevi.
Yemeklerinden bahsetmemek olurmu?
Çeşit,taze,leziz yamekler yenmezmi?
En şahane insanların buraya gelmezmi?
Hayranım sana ben inanki öğretmenevi.
Biliyorsun Mehmet senin hayranların;
Yıkılmasın yapında,gülsün insanların;
Adın geçsin,ismin ile dolsun tarihlerin;
Sana ben hayranım inan ki öğretmenevi.
Mimozam
Akşam sabah seni anıyorum;
Yaktı kaşların beni mimozam.
Aşkınla inan yanıp duruyorum;
Yaktı gözlerin beni mimozam.
Ok kipriklerin canıma batıyor;
Nerdesin bu gönül seni arıyor;
Perişan Halime cümle alem ağlıyor:
Yaktı ahu gözlerin beni mimozam.
Gözlerim bir hal oldu ağlamaktan;
Yoruldum artık peşine koşmaktan;
Seni istiyorum sevdiğim Mevladan;
Yaktı yay kaşların beni mimozam.
Dağlar taşlar hallerime ağladı;
Cümle nebat karaları bağladı;
Gözlerimde yaş kurudu kalmadı;
Yaktı gözlerin beni mimozam.
Gökte kuşlar dertli şakıyor;
Onlar da beim için ağlıyor;
Eyvah gençlik elden gidiyor;
Yaktıı gözlerin beni mimozam.
Bende bir Mehmedim kedi halimde;
Sevdiğimin aşkı vardır özümde;
Aslı hanım gelse istemem ki onuda;
Bu gönül seni istemektedir mimozam.
N’olur
Kara gözlerini sevdiğim güzel,
Üzdüğün yetsin artık gel n'olur.
Dayanamıyorum senin hasretine,
Üzdüğün yetsin artık gel n'olur.
Dertlerin küpü oldum gidiyorum;
Sevgilim ahu figan ile ağlıyorum;
Eyvah ki yine sarardım soluyorum;
Üzdüğün yetsin artık gelsene n'olur.
Karlar yağmış yüce dağların başına;
Koyun kuzu inmiş serin yaylalalara;
Benim gönlüm ulaşmıştır mezarlara;
Bedenimi ateşe yaktığın yetsin n'olur.
Sevdiğim aşkından kötü haldeyim;
Kanlı yaşlar içinde aığlmaktayım;
Seni ben Mevladan dilemekteyim;
Üzdüğün yetsin artık gel n'olur.
Mehmet dert elinden heran ağlar;
Dertli sinesini de dağlarda dağlar;
Bulamadı devasını aman gider ağlar;
Üzdüğün yetsin artık gelsen n'olur.
|
|
|
Gönderen:
Meryem İşler
Şiir ismi:
BİR ŞİİR YAZMALIYIM SANA
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 12:53 |
BİR ŞİİR YAZMALIYIM SANA
Bir şiir yazmalıyım sana
Her dizesinde sen olmalısın
Seni anlatmalıyım seni yaşatmalıyım
Buram buram sen kokmalı
Bir şiir yazmalıyım sana
Gözlerinden gözlerime akan sevdamı
Kalbimin seninle nasıl dolup taştığını
Benden sana bir hatıra bırakmalıyım
Bir şiir yazmalıyım sana
Teşekkürlerimi sunmalıyım sonsuzca
Her nefeste verdiğin huzurumu
Her günümün seninle yeniden doğuşunu
Bir şiir yazmalıyım sana
Sözlerim yetmiyor ki seni anlatmaya
Saygını sevgini yüreğinin enginliğini
Aşkın anlatmalıyım kana kana
Bir şiir yazmalıyım sana
Adı sen olmalı ben olmalı adı biz olmalıyız
Kalbimizdeki aşkımızı sonsuza dek yaşatmalıyız
|
|
|
Gönderen:
Meryem İşler
Şiir ismi:
AYNADAKİ YÜZÜM
Şehir:
İzmir
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 12:51 |
Aynadaki yüzüm
Durmaz ağlıyordu iki gözüm
Sordum kendi kendime bu ne hüzün
Dostsuz geçiyor gecem gündüzüm
Teselli oldu aynadaki yüzüm
Bir ben kalmıştım bende
Silinmişti gönlümden gelip geçende
Yalan hiç uğramadı şu dilime
Belkide bu yüzden aynadaki yüzüm kaldı dost diye
Bazen acı bazen tatlı yaşadık seninle
Bazen çocuklar gibi sevindik yüz yüze
Hiç bir zaman küsmedik birbirimize
Sırlarımız olmadı saklamadık ikimizde
Gizlemedin benden asla beni
Gösterdin yılların getirdiği çizgileri
Kar düşmüş saçlarımı solan tenimi
Günden güne çöken şu fani bedenimi
Aynadaki yüzüm,aramıza hiç yalan girmedi
Gördüğün gibi yansıttın beni
Benimle doğdun benimle öleceksin şimdi
Aynadaki yüzüm hakkını helal et emi
|
|
|
Gönderen:
Cemal Şimşek
Şiir ismi:
Canın Sağ Olsun
Şehir:
Aydın
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 12:26 |
Canın Sağ Olsun.
Artık sorma demiş, sevdiğim canım
Beni yaktın gittin, canın sağ olsun,
Acıyor yüreğim, durmuyor kanım
Yaşarken öldürdün, canın sağ olsun.
Bir daha inanmam, artık sözüne,
İnanmıştım senin, yalan gözüne,
Nasıl bakacaksın benim yüzüme,
Aptallık bendeydi, canın sağ olsun.
Elimi eline almayacaktın,
Teninle tenimi yakmayacaktın,
Dudağımdan kalbe akmayacaktın,
Bir ceset bıraktın, canın sağ olsun.
İnan ki sevmiştim, canı gönülden,
Neler alıp gittin benim ömrümden,
Aşka tövbe ettim, senin yüzünden,
Beyaz kefen giydim, canın sağ olsun
Verdiğim sevdamı elinle ittin
Daldın hayallere bırakıp gittin
Beni bitirirken kendin de bittin
Artık Cemalsim yok canın sağ olsun
|
|
|
Gönderen:
MEHMET KOÇYİĞİT
Şiir ismi:
LİDERLER SER'İ
Şehir:
Şanlıurfa
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 10:33 |
Büyük önder,Atatürk
Adı Türk,kendi Türk.
Geldi,Anadoluyu
Çıkardı aydınlığa.
Çıkardı kanunları,
Doldurdu kışlaları.
O mahşer meydanında
Yendi zalim düşmanı.
Yılmadan,yorulmadan
Koştu,cepheden cepheye
Yenilmek nedir,bilmezdi
Hep yenmeyi isterdi.
Cephelerde komutan,
Meclislerde konuşman,
En büyük hediyeydi,
Milletini okutman.
Tek gayesiydi Onun,
Milletini kurtarmak.
Canla,başla savaştı,
Etti düşmanı helak.
Liderlerin başıydı,
Kendini halkına sevdirdi.
Çaresiz milletinin,
kör talihini yendi.
Dalgalanan bayrağı,
indirtmedi göklerden.
Hakkıdır dalgalanmak,
Hep yükseklerde olmak.
Yüzünü hep güldürdü,
Yüce Türk Milletinin.
Boşa akmadı kanlar,
devrilen,koca çınarlar.
Doğu batı demeden,
Vuruştu her cephede.
Ordusunu sorarsan,
Bak da gör ne de şebap.
Gidiyor on beşliler,
Hepsi ana kuzusu.
Kahramanca savaştı,
Kurtardı Türk Ulusu.
|
|
|
Gönderen:
muhammed akyasan
Şiir ismi:
manevra
Şehir:
İstanbul
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 09:52 |
insan yaşadıklarının eseri
yaşicaklarının esiridir
hayata manevra yapamassınki
sonuçlarına üzülesin
|
|
|
Gönderen:
Umut Topal
Şiir ismi:
Secde
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 02:38 |
Secde
Secdeye değmesse eğer başın
Allaha borcundur gözyaşın
Her damla cennette naaşın
Borcunu öde onsekiz değil yaşın
Yılma bu yollarda ağlama sakın
Her damla göz yaşın toprağa yakın
Bu dünyadaki kadere imana bakın.
Ruhun,bedenin allaha yakın
Bir dua cennette huzur köşesi.
Hayatta mutluluğun neşesi.
Ahirette iman kesesi.
Cennette bir düş gecesi.
|
|
|
Gönderen:
Umut Topal
Şiir ismi:
Mutluluk elvet sanada güler.
Şehir:
Ankara
Tarih:
05 Nisan 2013, Cuma 02:25 |
Mutluluk elvet sanada güler
Aşk,hüzün,keder biter mi dertler.
Mutluluk elvet sanada güler.
Dert etme hayatı bir yudum su siler.
Bir bakışın endamın yeter
Bir mal bir can nekadar eder?
Hayat küçük bir kadehte keder.
Sil gözyaşlarını ağlama yeter.
Mutluluk elvet sanada güler.
Bir insan sığarmı dünyaya.
Bir aşk sığarmı rüyaya.
Bir mutluluk sığarmı sevdaya.
Mutluluk elvet sanada güler.
|
|
|
Gönderen:
Doğan Yıldız
Şiir ismi:
BOŞVER
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 17:41 |
Biz boş vermişliklerimizle yitirdik aşklarımızı
Yüreklerimiz boş vermişliklerimizle yandı asırlar boyu
Bir boş vermişlik miras etmiştiler bize
Boş vermiştik hayatı yaşamayı
Bir boş vermişlik sarhoşluğuydu aklımızı başımızdan alan
Düşündük kimi zaman zoru sevdik sonra boş verdik
Anlatamadıklarımız oldu çoğu zaman boş verdik
Söyleyemediklerimiz oldu sus dediler yorulduk
Sonra hayatımızı yaşadık dolu dolu kendimizi avuttuk
Bir bebek masumiyetimizi koruyamadık
Bekçiler diktiler gece yarıları başımıza ağladık
Sonrasında güneşli güzel günler hayal ettik
Umutlarımızı suladık yeşerttik
Bunca yolu gelmişken tam her şey oldu derken
İnsanlığımızı sırtlamış dolu dizgin koşarken
Ne gereği vardı ki boş ver
|
|
|
Gönderen:
Kızılkoca
Şiir ismi:
Çanakkale,Türkiyem,Demetgül
Şehir:
Ankara
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 16:50 |
Çanakkale-1 (Müstevliye)
Uyvar önünde gücümüzü unutan şaşkın.
Çanakkale size mezar oldu gördün mü?
Tarihi unutan, hiç ders almayan şaşkın.
Çanakkale size mezar oldu gördün mü?
Az kuvvete otuz binler ile saldırdınız.
Büyük dersinizi bizden aldınız,gittiniz,
Kendinizi de denizin dibinde buldunuz.
Çanakkale size mezar oldu anladın mı?
Çanakkale de kıyameti kopardınız.
Türkün yenilmez gücünü unuttunuz.
Çanakkale geçillmez deyip , gittiniz.
Çanakkale size mezar oldu anladın mı?
Şaşkın,bizi yenmek kolay mı sandınız?
Dedelerinizin akibetini çabuk unttunuz.
Bize yine büyük bir destan yazdırdınız.
Çanakkale size mezar oldu gördün mü?
Şavaş nasıl olur, siz bizde gördünüz.
Bize büyük madalya vererek gittiniz.
Kendinize yazık ki, çok yazık ettiniz.
Çanakkale size mezar oldu anladın mı?
Çanakkale bize alkış,size kara leke oldu.
Türkün yenilmez gücü yine taihe yazıldı.
Gemileriniz de şu denizin dibinin boyladı.
Çanakkale size mezar oldu, anladın mı?
Türkiyem
Benim en güzel memleketim.
Sana hayranım ben Türkiyem.
Uğruna aksınlar, al kızıl kanım.
Sana hayranım ben Türkiyem.
Tarım da bir numara olmalısın.
Hayvancılıkta en üstün olmalısın.
Uçağını da tangını da yapmalısın.
Bunlar zor değil ki inan Türkiyem.
Sevgin senin her şeyden üstün olmalı.
Sana muhtacız her insan bunu bilmeli.
Kıymetin dostum el üstünde tutulmalı.
Sana paha biçilmez ki inan Türkiyem.
Omuzum sana açıktır artık şahlan.
Namerd seni dostum geride koyan.
Haydi göreyim seni çırpın da canlan.
Çağdaş ülkeleri bir bir geç Türkiyem.
Memleketim ne de güzel adın var.
Seni sevmeye mecburiyetimiz var.
Geliştirip kalkındırmaya ahdımız var.
Sana tüm emekler fedadır Türkiyem.
Sana kurban olsun tüm canlar.
Uğruna değer akan kızıl kanlar.
Kör olsunlar sana kem bakanlar.
Sana muhtacız biz hep Türkiyem.
Mehmet derki övgüler sana yakışır.
Benim Gönlüm sel olmuş sana akışır
Yüreğim senin her an sana açıktır.
Seni sevmesem olmaz ki Türkiyem.
Demetgül
Gönlümde vardır demet demetgül
Toplanması,sevilmesi,öpülmesi gerek
Ölecektir bu avcı tasasından öcünden
Çünkü o,derleyemedi bir demetgül
Elmanın yanağı olmuş al al kırmızı
Hayret onun yanağıda al al kırmızı
Yaptığın sana yakışırmı ey sevdiğim
Elma gibi yanak olmuş al al kırmızı
Acaba mimoza çiçeklerini bilirmisiniz
Isırır canını yakar,delirtir onlar insanı
Eyvahl olsun aslan yaralandı kavgada
Edilmezse merhamet ölecek meydanda
Elmas kırılmaz serttir madeni
Biçer,keser,insanı tutulursa eğer
Kurumaz neden gözlerimin yaşı
Elmas olabilirmi nedeni belkide
Talan ettiler beni acımadan
Duygularıma önem vermeden
Sömürdüler beni iliğime kadar
Yaşayan ölü yaptılar acımadan
|
|
|
Gönderen:
Mehmet Kızılkoca
Şiir ismi:
Çanakkale,Demetgül,Türkiyem
Şehir:
Ankara
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 16:28 |
Çanakkale (Müstevliye)
Uyvar önünde gücümüzü unutan şaşkın.
Çanakkale size mezar oldu gördün mü?
Tarihi unutan, hiç ders almayan şaşkın.
Çanakkale size mezar oldu gördün mü?
Az kuvvete otuz binler ile saldırdınız.
Büyük dersinizi bizden aldınız,gittiniz,
Kendinizi de denizin dibinde buldunuz.
Çanakkale size mezar oldu anladın mı?
Çanakkale de kıyameti kopardınız.
Türkün yenilmez gücünü unuttunuz.
Çanakkale geçillmez deyip , gittiniz.
Çanakkale size mezar oldu anladın mı?
Şaşkın,bizi yenmek kolay mı sandınız?
Dedelerinizin akibetini çabuk unttunuz.
Bize yine büyük bir destan yazdırdınız.
Çanakkale size mezar oldu gördün mü?
Şavaş nasıl olur, siz bizde gördünüz.
Bize büyük madalya vererek gittiniz.
Kendinize ne yazık ki, çok yazık ettiniz.
Çanakkale size mezar oldu anladın mı?
Çanakkale bize alkış,size kara leke oldu.
Türkün yenilmez gücü yine taihe yazıldı.
Gemileriniz de şu denizin dibinin boyladı.
Çanakkale size mezar oldu, anladın mı?
Türkiyem
Benim en güzel memleketim.
Sana hayranım ben Türkiyem.
Uğruna aksınlar, al kızıl kanım.
Sana hayranım ben Türkiyem.
Tarım da bir numara olmalısın.
Hayvancılıkta en üstün olmalısın.
Uçağını da tangını da yapmalısın.
Bunlar zor değil ki inan Türkiyem.
Sevgin senin her şeyden üstün olmalı.
Sana muhtacız her insan bunu bilmeli.
Kıymetin dostum el üstünde tutulmalı.
Sana paha biçilmez ki inan Türkiyem.
Omuzum sana açıktır artık şahlan.
Namerd seni dostum geride koyan.
Haydi göreyim seni çırpın da canlan.
Çağdaş ülkeleri bir bir geç Türkiyem.
Memleketim ne de güzel adın var.
Seni sevmeye mecburiyetimiz var.
Geliştirip kalkındırmaya ahdımız var.
Sana tüm emekler fedadır Türkiyem.
Sana kurban olsun tüm canlar.
Uğruna değer akan kızıl kanlar.
Kör olsunlar sana kem bakanlar.
Sana muhtacız biz hep Türkiyem.
Mehmet derki övgüler sana yakışır.
Benim Gönlüm sel olmuş sana akışır
Yüreğim senin her an sana açıktır.
Seni sevmesem olmaz ki Türkiyem.
Gönlümde vardır demet demetgül
Toplanması,sevilmesi,öpülmesi gerek
Ölecektir bu avcı tasasından öcünden
Çünkü o,derleyemedi bir demetgül
Elmanın yanağı olmuş al al kırmızı
Hayret onun yanağıda al al kırmızı
Yaptığın sana yakışırmı ey sevdiğim
Elma gibi yanak olmuş al al kırmızı
Acaba mimoza çiçeklerini bilirmisiniz
Isırır canını yakar,delir eder insanı
Eyvah olsun aslan yaralandı kavgada
Edilmezse merhamet ölecek meydanda
Elmas kırılmaz ki serttir madeni
Biçer,keser,insanı tutulursa eğer
Kurumaz neden şu gözlerimin yaşı
Elmas olabilir mi? nedeni belkide
Talan ettiler beni acımadan
Duygularıma önem vermeden
Sömürdüler beni iliğime kadar
Yaşayan ölü yaptılar acımadan
|
|
|
Gönderen:
Canan Özanaç Örenlioğlu
Şiir ismi:
EFSANE 2
Şehir:
Ankara
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 15:25 |
EFSANE II
Elektrik kesiği bir akşam vakti,
Gaz lambası aydınlığı,
Yeni yeni çıkmaya başlamış bıyıkları,
Körpe delikanlılar,
Henüz tomurcuklanmış memeleri,
Daha körpecik genç hanımlar..
Hepsi toplanmış merakla,
Avuçları yarı solmuş kınalı
Başı, yeşil yazmalı...
Mahallenin en bilge ihtiyarı,
Tüm hikayeler sırtındaki bohçasında sarılı...
Henüz ergenliğin sınırında ,
Aklları bir karış havada,
Kavak yellerini soluma telaşında
Üç-beş kız oğlan,
Gözleri kulakları Fadime ananın dudağının arasında....
Yıılar sonra; 'rivayet olunun ki' diye anılacak adımız..
Koca Fadime ana bir bir anlatacak..
Seyudunaya benzetecek seni,
'Yeryüzü cehennemi' diyecek adına,
Kim bilir kaç yüreğin kundakçısı...
Ateşle bir tutacak seni;
'Güneşim' dediğimi hatırlayarak....
Ve, nasıl karanlıklarda boğulduğumu anarak..
Kıyıdaki mahallenin masal teyzesi,
'Rivayet o dur ki' diye devam eder.....
''Şiirlere tutsak, mısra bahçesinin gelini,
O bir tek gün, güneşinden vazgeçmedi.
Her rüzgarda, kanardı kalem kalem elleri.
Rehin bıraktığı emanet yüreği,
Her baharda ufuk çizgisine güneşini çizerdi''
Gözleri dolarak anlatacak masal ana,
Arada bir dili dudağına yapışarak;
İmrenerek dinleyecek küçük kadınlar efsanemizi,
Delikanlılar yerinde olmak isteyecek, kimbilir...
Kimbilir,
Belki de güneşin türküsü yankılacak tanyelinde...
Rivayet olunur ki;
'Türkü gözlüm' diye sesler duyulacak ahrette....
''CANAN ÖZANAÇ''
|
|
|
Gönderen:
Canan Özanaç Örenlioğlu
Şiir ismi:
EFSANE 1
Şehir:
Ankara
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 15:21 |
EFSANE
Sahi hangi yüzyılda karşılaşmıştık seninle,
Kays sen miydin, ben Leyla'yken ?
Çöllerde düşüpte adına Mecnun denilen,
Hangi efsanede kahramandık seninle...
Sahi; hangi filmin başrolündeydik senle?
Hangi roman anlatmıştı bizi ?
Hangi şiire sığmıştık seninle ?
Mısra mısra anlatılmış mıydık gelecek nesillere ?..
Ellerin, gözlerin, yüreğin o kadar aşinaki;
Sanki doğduğumdan beri tanıyorum bu kokuyu,
Bu sesi, bu yüzü.
Sanki doğduğumdan beri bekliyorum bu ruhu.
Sahi; ilk nerede çarpıştı bakışlarımız,
Kâlu Belâ'da mı değdi yoksa yüreğime yüreğin?
Sahi sen benim yağdığım bulutmusun yoksa ?
Yada dans ederek birlikte mi düştük bu topraklara ?
Hani; Bezm-i Elest'te secdeye varmıştı cümle malukat
Affetmişti herkesi yüce İlah,
''Belî'' diyen, Muhammed hatrına,
Yok olacaktık, yoksa...
O gün hatırına mı çıktın karşıma ?....
Kerem'in Aslı'sı,
Ferhad'ın Şirin'i ben miydim yoksa ?
Sahi sen mi yanmıştın Kerem hırkasıyla?
O sen miydin dağları delen ?
Peki öyleyse; şimdi neredesin?
Dakyanus'tan kaçıp bir mağarada mı gizlendin ?
Hira'da mı beni beklersin ?
Söylesene sevgili sen neredesin ?
Yada boş ver söyleme...
Bulurum ben seni....
Hep diyorsun ya hani;
Cennet'te....
Bekle beni,
Cennet'te buluşuruz sevgili, cennette....
''CANAN ÖZANAÇ''
|
|
|
Gönderen:
safet KURAMAZ
Şiir ismi:
Suskun Çınarın Aşka Vefası
Şehir:
Ankara
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 12:26 |
Bir çınara sarıldım.../
Kollarım öyle kısa geldi
Asırların tanıklığına kapıldım
Her ses, her görüntü eldi
…Umutlarını dinledim
Sevdalarıyla inledim…/
Gözyaşlarına kendimi saldım
Dibine toprak olarak yığıldım kaldım
Kim bilir dibinde kaç papatya yaprağından ayrıldı
Her biri düşerken seher yellerinden sıyrıldı
…/Uyanıkken güneşine başını çevirirmiş
Gövdesinden yükselirken tüm âleme sevgisini verirmiş
Başını eğerken gecesinde erermiş
Ölürmüş sevdanın mahreminde!
…/İzmaritler var birkaç tane
Dün geceden kalma sarhoş şişelerinden deste
Aşk değil bu kirlilik belki de!
Yaşadığım yüzyıl toprağına ihanet etmekte
Ses gelsin istemez
Dert çeksin istemez…/
Sarhoş kaçmak ister işte kendinden ağaç gölgelerine
Bir gece vakti bu yüzden buralar dolar oldu
Aşk diyen geçmiş geleceğinde stresle doldu
…/Ağacın taze dalları elde kırbaç
Beden hasta ruh bırakılır aç
Ayın kör ışığı çirkinliğe maske
Böcekler kafasında renkli takke
Kaldırır birden neyin kadehiyse “Şerefe!”
Sarıldıkça imdat der gibi titriyor
Sanki kendini görmesin istiyor
Bendeki yüzsüzlük işte, anlatsa ne yapacağım ki
Boş yere aklımı meşgul edip lüzumsuzluğumu besliyorum
Kendime sesleniyorum
…/Sen iyisi diyorum tefekkür et
Her yaprakta zikir varken birde davet
Gereksiz merakınla ibadetine yapma ihanet
Yapma farkında olmadan kendine eziyet!
Tırmandım ağacın dallarına
Arılarla çıktım bal kollarına
İmrendim hallerine
Bir yaprak olmalıydım yeşilinde her renk
Bir ömürlük ölene dek
Her ana sığardım olurdum yazar
…/Rabbimden saran tılsımlı ahenk
Fıtratıma sinerek yaşardım azar azar!
Sen çınarsan bende olurum pınar
Kışında beslerim seni, olurum yar…/
|
|
|
Gönderen:
safet KURAMAZ
Şiir ismi:
Şeklin Haykırışı
Şehir:
Ankara
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 12:24 |
Akıyor kan akıyor su
Doğada canlıda tende
Geçiyor an saçıyor Hu
Ayırt etmeden her “Ben”de
Bütüne halife insan
Aczinde yoğrulur iman
Rabbinden hep diler aman
Toprak dokundukça “Ben”e
Gölge şeklin haykırışı
Gözlere ruhtur sarışı
Renklendirir son varışı
Korku salar şaşkın “Ben”e
|
|
|
Gönderen:
yavuz oruç
Şiir ismi:
SENİ SEVİYORUM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 11:42 |
Seni Seviyorum Diye Birkez Diyemedim
Saat sabahın dokuzu idi .
Onu gördüm dilim kurumuş yüzüm kızarmıştı.
Bana merhaba dedi dilim dönmedi o an.
Tanışmamız arkadaş olmamız halde seneler gecmişti.
Benden bir kelime bekliyordu ama birtürlü söylemeye dilim varmıyordu.
Hep lafı ağzından alır yere çalardım.
Oy saki ona seviyorum seni demeyi çok isterdim.
Ama dilim dönmezdi o kelimeyl.
Gece gündüz düşünür dururdum.
Neden diye mırıldanıp dururdum.
Zaman geldi çattı doğun gününe.
O bana hep seni seviyorum der .
Ama ben o kelimeden uzaklaşıp,kendime bir yer arardım.
Doğum günü hediyesini benden bir gül beklerdi .
Ben herzaman ona aldığım bir başına bir alyazma alırdım.
O bundan hiç rahatsız olmazdı.
Neden hep bunu aldın diye sormazdı.
Hiç benden başkasıyla dost edinmezdi .
Kendini benim yanımda rahat hissederdi.
Ama bir türlü dilim varmıyor du ki seni seviyorum diye.
Ben hep yazılarımla ona iltifat edebiliyorum.
Aklıma ne geldiyse ona yaza biliyordum.
Yüz yüze gelince herşey bir anda duruyordu .konuşacak kelime bile bulamıyordum.
Nezaman bitecek bu ızdırap diye mırıldanıyordum.
O benden bir kelime için kendini öldürmeye kalkıştı ben yine söyleyemedim.
O seni birtürlü anlamıyorum dedi.
Benim ağzım sanki kilit vurmuşlar
konuşma diye kilit asıyorlardı.
Bir türlü kilidi kıramadım.
Ondan uzaklaşmayı denedim başaramadım .
Utanıyorum çekiniyorum dilim varmıyor diyemedim.
Kalemim her kelimeyi aktarıyor.
Dilim bir kelimeyi birleş tiremiyor.
Ben artık ne diyeceğimi bilmiyorum.
O bana bir şiir yazdı.okuyorum.
Satırlarında yazdığın.
Beni seviyorum dediğin an.
Sesinden neden duymuyorum aşkım.
Seneler gecti birlik teyiz.
Bir kez olsun beni seviyorum demedin sesinden.
Senin için ölmeyi göze aldım .
Bana tek cümleyi söyleyemedin sevgilim.
Bende ona cevabım.
Yılların geçtiğini biliyorum.
Seni kaybetmek istemiyorum.
Bu söz benden çokmu önemli.
Seni seviyorum.
Kalemim söylüyor sana.
Dilim varmıyor yana yana .
Bıktım artık anla sana.
Dilim varmıyor bir yana.
Sana çirkinsin demedimki gülüm.
Doğum gününde bile gül gerekmiyor gülüm.
Sen benim al yazmamsın .
Seni seviyorum gülüm.
Söz YAVUZ ORUÇ
|
|
|
Gönderen:
abdulkadir yılmaz
Şiir ismi:
dost dedikleri
Şehir:
Ankara
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 11:29 |
DOST DEDİKLERİ
DOSTU ERİTEN BUZLAR OLMASA
SEVGİYİ YOK EDEN SÖZLER OLMASIN
NEFRETİ KÖRÜKLEYEN SAZLAR OLMASIN
MASUM DOSTLUKTEMİZ SÖZDE KALMASIN
YILLARCA BEKLEDİM GELİRSİN DİYE
BİR SÖZ BİR HABER VERİRSİN DİYE
DOSTUMA BİR HİLE OLMASIN DİYE
MASUM SEVGİ TEMİZ SÖZDEDİR DİYE
İÇİM YANIYOR YANIYOR İÇİM
GÜCÜM YETMİYOR MARAŞ DAĞLARI İÇİN
MİLLET YANIYOR MUHSİN VE ARKADAŞLARI İÇİN
YÜKSEK UÇUN GAMSIZ KUŞLAR ALLAHIM İÇİN
RENGARENK GİYMİŞ DAĞLAR İLKBAHAR GİBİ
TAHTI TACI KAYBETMİŞ PADİŞAH GİBİ
DÜNYASINDAN GÖÇMÜŞ YOKSUL AÇ GİBİ
BİR DOST ARIYORUM MUHSİN YAZICIOĞLU GİBİ
Abdulkadir YILMAZ
|
|
|
Gönderen:
Salih Kozan
Şiir ismi:
Öyle Git
Şehir:
Ankara
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 07:53 |
Öyle Git
Ayrılık ansızın gelirse bir gün
Elveda demeden sus da öyle git
Beni yüreğinden eyleme sürgün
En ücra yerine as da öyle git
Yanıp kavrulurum, aşkın közünden
Yaşlar dökülmesin asla gözünden
Gideceğim deme dön şu sözünden
Gidersen bağrıma bas da öyle git
Bensiz mutlu olmak istersen eğer
Anıları unut verme hiç değer
Sol yanımda çarpan kalbinmiş meğer
Hayatla bağımı kes de öyle git
Sevgine mahkumum cezam müebbet
Ardında bırakma yürüyen ceset
Namazımı kılıp, dileyip rahmet
Kabrimin üstünde es de öyle git
Salih Kozan
|
|
|
Gönderen:
Hamdi Oruç
Şiir ismi:
Şikayet
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 04:00 |
Deseler ki, bana
Adı aşk bu bahçenin
Gülleri ateş bu bahçenin
Gülleri en yakıcı ateş bu bahçenin
Kaç bülbül ağladı
Bu bahçede
Kaç mecnunun göz yaşı
Yetmedi bu kuraklığa
Düşme bu çöle
Ömrün baharında
Leyla diye
Gelen ağladı
Düşme bu gurbete
Sıla diye
Her an bin çiçeğin
Vurulur başı
Kaç
Kerbela diye
Yetmez mi ağladığın
Az mı ağladın Kenan illerinde
Zeliha diye
Yok benim şikayetim aşktan
Gönlüm
Yar kapısında
Çölleri yakar çığlık çığlık
Bela bela diye
Hasta yatağımın şifası
Girdi koynuna rüyalarımın
Kör etti ağlatıp
Kömür gözleri
Ala ala diye
Yitik yıldızım
Sarılmış gönlümün yasına
Bin depremden sonra
Bina bina diye
Şikayetim şikayetten benin
Aşk pazarında satsınlar beni
Köle diye
Aşık oldu
Güle diye
Ben güle vurulmuşum
Bile bile vurulmuşum
Dünya bana düşman kesildi
Gönlünü kaptırdın
Güle diye
|
|
|
Gönderen:
Hamdi Oruç
Şiir ismi:
İstanbul Boğazı
Şehir:
İstanbul
Tarih:
04 Nisan 2013, Perşembe 03:06 |
Mavi bir nur karşımdaki
Mavi bir akışta İstanbul boğazı...
Dalıp gidiyorum tarihten bir sayfaya
Sarıyer sırtından bakıp bakıp boğaza
Bu boğazda başlamış,bu boğazda bitmiş nice sevdalar var...
Şu maviliğe bakarken gönlümde kalmaz açlık
Bu boğaz bana hep cenneti hatırlatır
Hazreti Yuşa nın mezarı neler neler söylüyor insana karşı yakada...
Hep bahar günündesin
Bir güzel akıştasın ey boğaz
Bir güzel şarkısın
Dizilmiş iki yanına evler
İki yanın ağaçlık...
Hangi tarihten beridir bilmem
Yolcu boğazın suyu
Durmaz gider
Yorulmaz gider
Sular gider,düşmanlıklar gider
Gemiler gider
Gönle dost zamanlar gitmiş
Boğazdan akıp
Boğaz akar gider istanbulu selamlayarak
İstanbuldan selam götürür gittiği yerlere
Ey boğazın aşık suları
Türkün türküsünü gönlünü...
Götür gittiğin yerlere...
Şu boğazın tekneleri var,yatları var süslü
Beyaz martıları var
Güneş vurunca yanar suları şu boğazın...
Ey boğaz karadenizin ak suları sende
Kusur arayan boşa arar sende
Sana sınırsız aşk var bende
Kıyında balıkçılar neyi avlar
Ben oltamı attım sularıma
Durdurmak için seni...
Ey boğaz Türkün türküsünü götür
Gittiğin yerlere
Ülkemde cennet ırmağı şu boğaz
Avrupayla asyayı
Ayırmamış şu boğaz
İki köprü ile bağlanmış
Bağlamış iki kıtayı
Türkün eli
Türkün eli barış eli...
Al götür boğaz karanlıkları
Getir dostlukları
Ayrılıkları götür
Yeni bir dünya getir insanoğluna
Ak gönüllere boğaz
Uslu uslu akıp git özlediğim yerlere
Selamla bütün insanları
Kucakla bütün kıtaları...
Bir mavi çiçek şu boğaz
Ne zaman baksam
Mavi türküler söylemem için
Ne kadar güzel şu boğaz
Gözlerim boğaza bakıyorsun mavileş
Akan maviliktir boğaz
Bu akan cennet ırmağı
Güneşin ışıkları vurunca
Titreyen mavi kedi o
Gözlerim okşasın maviliği
Ve güneş batmasın
Boğaz süslerini gösterirken aman
Ay doğacak yıldızlar doğacak
Uyumayı haram bildi gözlerim karşısında boğaz
En mavi sevgili
Yiğitliklere soyunur ruhum
Aşka soyunur
İki yakasında iki hisar
İki gül iz
Aşığım ben bu boğaza bu maviliğe...
Milletimin her bir ferdi derinden sever bu maviliği
Türküz biz mavi gönlümüz
Sevgilerin çınarıdır gönlümüz
Cennettir bize vatan
Şu mavi boğazla biz
Birbirini tamamlayan iki sevgiliyiz...
Hamdi Oruç
|
|
|
Gönderen:
Selda İyiekmekçi(Erdoğan)
Şiir ismi:
Sevgiyle ve umutla paylaşılacak ömürler..
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 22:22 |
Yumuşak bir zeminde
gökyüzünü görebileceğim şekilde uzanıp,
hayallere dalmaktan ürkmüşümdür hep,...
zaman zaman cazibesine kapıldığımı
itiraf ediyorum ama...
Ayaklarım yere basarken
ve bastığım yeri hissederek,
ufka dalıpta kurduğum hayallerim
daha olası gibi geliyor...
Sevgiyi hayal etmeyen var mıdır...?
Kim sevilmek,.... sevmek istemez ki..?
Her sevgi adımında içimizdeki çocuğun
başı okşanmıyor mu,..?
Sevilenin yüzü güzelleşmiyor mu,
yüreği temizlenip,..
gözleri çocukça bir masumiyetle bakmıyor mu...?
Sevdikçe yüreğimiz temizlenmiyor mu...?
Bu nedenle o duraklarda kalabildiğimiz
kadar kalmak istemiyor muyuz..?
Ve, sevginin en güzelini yaşamayı,...
hayal etmiyor muyuz...?
Ve umut,... Ve,.. umut,...
her şeye rağmen,..
zamana bile,..
içimizi yaşama isteğiyle doldurmuyor mu...?
Sevgiyle ve umutla paylaşılacak ömürler dileğimle,
SELDA İYİEKMEKÇİ....
|
|
|
Gönderen:
AHMET SAİT AKBEN
Şiir ismi:
BİTMESİN AŞKIMIZ
Şehir:
K.Maraş
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 22:22 |
BİTMESİN AŞKIMIZ
Defteri sil, baştan yaz, unut anıları tekrar tekrar yaşa yaşanacak
olan mutlulukların ve acıların var acılarımız var hayattakilerin
gidenlerin ise gurbet kaygısı var…
Yaşanacak kederli saatlerden sonra derin nefes alıp hayata pozi
tif bakmak lazımmış.
Sevdim, sevildin sevince görür insan kalbin ferahını, sevince huzurda
gelirmiş bir olurmuş kalpler, telefonlar susmaz hep bir tatlı telaş
halinde arar sorar, arar bulur.
Yaşattığın duygunun adı aşk oldu. Bitmesin aşkımız seviyorum
derken gerçek sevgiyi göstermeli kalpten, acı neydi ki aşktan önce
fırtınasız gemiydi bizi karaya sürüklemeyen
Çevrim içi aşklarım olmadı hiç, oldu galiba dediğim anda çıkmaza
sürüklendim yaşanmamışlıklar bıraktım tevazu ettim. Koştukça yal
paladım dinlenmek yoktu imkan var çaresizliğim çoktu, ne yapmalıy
dım ne yapsaydım da halimi dile getirip dermanı sana bıraksam sana
ağır gelmez mi? Yapamazdım yapmadım… tek yolu yol ise yolcu
nun gitsin dönmesin bir daha…
Sevmeye tövbe mi etsem… sevmezsem bir gün işte o zaman tövbe
ler olsun. İnsan hiç sevmeden yapabilir mi? Yaşayabilir mi kinle
nefretle, dostluk başka sevda başka şey apayrı anlatamam yaşanması
yaşatılması lazım duygunun fırtınanın soğuğu.
Yüzüne ılık bir rüzgarın değdiğini hayal et ürperir insan, sıcağın
kıymetini bilir sevda ise bu işte, arıyorum seni sıcağım sensin.
AHMET SAİT AKBEN
Not: YILDIZ şiirimin dikkate alınmamasını yarışmaya bu şiirimle kabul ederseniz memnun olurum şimdiden teşekkürler.
|
|
|
Gönderen:
AHMET SAİT AKBEN
Şiir ismi:
YILDIZ
Şehir:
K.Maraş
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 22:04 |
YILDIZ
Yar aşkını duyan olmaz,
Bu dünyada bir ah iste.
Sevda bile gönül vermez,
Seven kalbin merhem olmaz.
Eğer sevdin ayrıldıysan,
Başka bir yar sevemesin.
Eğer bir gün seveceksen,
Elbet bir gün seveceksin.
Vur hançeri vur kalbime,
Aşkın yalan sensin gerçek.
Sensin benim tek gerçeğim,
Onu benden kopardın sen.
Hilal kaşlı yar gözlerin,
Beni bundan mahrum etme.
Sevdim seni ayrılamam,
Unutmam mı lazım sanki.
Gökte yıldız çoktur fakat,
Hilal gibi olamazlar.
Aman bulut canım bulut,
Sevdiğimi bana göster.
Sen eskiden bir gül idin,
Şimdi soldun kurutuldun.
Bunu sen bilemesin,
Ağlatan kalbin bilir.
AHMET SAİT AKBEN
|
|
|
Gönderen:
Murat Akman
Şiir ismi:
Görür Gözlüm Mevlam İçin
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 16:27 |
Adalet, özgürlük, insanlık için benim kavgam,
Hoşgörünün bağrı yanık, bi bardak su için,
Mazlumlar, ezilenler için benim kavgam,
Görür gözlüm mevlam için bir de mevlanam...
Yoksulun umudu, zenginin hayrı olsam,
Fakirin bağrı yanık, bi gram eşitlik için,
Hak için hukuk için benim kavgam,
Görür gözlüm mevlam için bir de mevlanam...
|
|
|
Gönderen:
Murat Akman
Şiir ismi:
Korktuğum Falan Yok Aslında
Şehir:
Samsun
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 16:04 |
Korktuğum falan yok aslında ölümden.
Gitmekten öbür tarafa, ya da yoksa;
Sonsuzluğun en hissedilmemiş hiçliğinde,
Kayboluşumun farkında olmayışından...
Korktuğum falan yok aslında;
Kurumaya yüz tutmuş hayallerimin canlanamayacağı fikrine kapılmaktan,
Uyanınca yüzünü hatırlayamamaktan, kokunu hissedememekten...
Korktuğum şey unutman, aklına beni getiren şarkının tekrar çalmaması için;
Elinden geleni yapman...
Korktuğum falan yok aslında karanlıktan.
Koca evrenin bilinmezliğinden ve bu evrenin içinde bir hiçle anımsatılacak olmamdan...
Korktuğum şey ölene kadar ki geçen zamanda,
Bir şizofren edasında unutulmuş platonik bir aşk filminin;
Başrolünde oynamayacak olmann...
Açıkçası korkuyorum işte anlasana,
Yalnız ölmekten, sensiz ölmekten,
Saçına dokunamamaktan,koklayamamaktan,
Unutulmaktan,Unutmaktan,
Korkuyorum be sevgili anlasana...
|
|
|
Gönderen:
Adem ÖZKAN
Şiir ismi:
Biliyor musun? Anne
Şehir:
Ağrı
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 14:44 |
Buralarda hava çok soğuk, üşüyorum anne,
Mart ayı henüz bitti,
Dedikleri gibi, kazma kürek tüketti,
Beni de anne..
Nisan ayındayız anne,
Ve sen yoksun buralarda,
yağmur yağıyor, hayallerimi ıslatıyor,
Yokluğuna ağlıyorum anne.
Seni bıraktığım için kendime kızıyorum..
Biliyor musun anne? seni çok özledim...
Yağmurda ıslanma hasta olursun deyişini,
Dışarı çıkarmamak için kızmanı özledim anne.
Bir gün bu ayda bitecek,
Günler haftaları,
Haftalar ayları,
Aylar mevsimleri,
Mevsimler seneleri tüketecek,
Ve içimde sana olan hasret,
Her an daha da alevlenecek,
Şimdiden özlemişken, işte o an
Ne yaparım, söyle.
Biliyor musun anne?
|
|
|
Gönderen:
Dursun TOMBUL
Şiir ismi:
GECE İLE ARAMIZDA, UYKUSUZLUĞUMUZ VAR
Şehir:
Çanakkale
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 14:06 |
Yaşanmışlıkların ağlamalarıdır,
Terk edilmiş bu sokaktaki örümcek ağlarını sarsar.
Killing kıyafetleri ile,
Ortalıkta tur atıyor küflenmiş yıllar.
Derdini anlatacak kimseleri bulamaz yaşam;
Usulca yalayıp, üzerlerinden geçer hüznün sağanağı.
Omzuna dokunur sinsice, gecenin baykuş eli.
Bir türlü okunamıyor, feleğin fermanı.
Unutulmuş bir şarkının, doğum sancılarıdır,
Çöreklenmiştir, eski bir gramofonun terasına.
Sanki kırk yıllık dostmuş gibi,
Hayat kadınının busesi,
Küçük bir buz parçasını, yapıştırır yanağıma.
Efkârın, duman altı saatleri dökülür,
Altta kalanın canı çıksın misali, mısralarımın üzerine.
Zaman, ekşimiş yemekten tad almaya bakar.
Yalın ayakla geziniyor anılar.
Ulaşamadı bana, posta güvercinleri.
Pusuda, tam vaktindedir vefasızlık, onları avlar.
Odamda, kuluçka devrini bitiremedi yalnızlık.
Kalmadı hiç yiyip içeceği azık
Bir zamanların sarışın afeti, yaşlı kadında yaşıyor,
İsyanların en ateşli safhası.
Öpülme rekorları kıran o pamuksu ellerinde
Şimdi tuttuğu poşettir, en yakın arkadaşı.
Kafamın üstünde, habire tepişip,
Sefalarını sürüyor, dumanlı bulutlar.
Ve de;
Gıdıklamalarına devam ediyor, kaşarlanmış duygular...
|
|
|
Gönderen:
Dursun TOMBUL
Şiir ismi:
PİRANHALAR SÜRÜSÜ OLDU ÖZLEMLERİM
Şehir:
Çanakkale
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 14:04 |
Kötü anılarımı al götür;
Yokluğuna inat,
Yüz ekşitmeleri bitsin yarınların.
Bu dem, hoş aldanışlara uzanmalıyım.
Yollarım, izlerim apayrı.
Beklemelerin öğrettiği burun solumalarımdan,
Sallantıdadır, Bizans kalıntıları.
Sorgulamalarından hiç vazgeçmeyen
Renksiz giysilerle bezili,
Görmek istemediğim
Dimdik karşımdadır,
Yaşamdan bi haber zaman.
Tabelası düşmüş duraktır,
Enayi duyguların
Umut beklentilerini kamçılar.
Alay konusu yaptı beni.
Ötekileştiremediğim,
İçimdeki yangın alevi acılar.
Yaşanamayanların korkunç naralarıdır,
Birbirine geçirdiği notaları;
Kimin nesi, belli olmayan
Yaşlı bayan soliste okutur.
Ne kadar heves güves varsa,
Efkâr dolu akşamdan
Kendinden geçip, kovulur.
Sarhoş yasakların yaptırımları başlar.
Bulunamaz, ona diyecek dur…
|
|
|
Gönderen:
Dursun TOMBUL
Şiir ismi:
BİR FELEK SENFONİSİNİ DİNLERKEN
Şehir:
Çanakkale
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 13:59 |
Küçük bir tebessümün, sahte endamına kapılıyor gece;
Yaşanmışlıkların, kulak tırmalayan canhıraş feryatlarına rağmen
Çift dingilli simsiyah köhne kamyonun kasasından,
İçi boş umutları, güle oynaya dağıtıyor hüsran.
Hiç dokunup uyandırmayın, zaten 2,5 kuruşluk keyfi var
Örümcek bağlamış anılarımızı mort olan uykusundan.
Kırlangıç kuşları da terk edip gittiğinden beri,
Ortalık, yarasaların mahşeri bayram yeri.
Kısa pantolonlu çocukken oynadığımız gece ebesi oyununu,
Yaşama entegre etmenin sancıları, karın patlatıyor.
Kuru yapraklar, loş sokaklarda son danslarını yaparken,
Aşk malzemeleri satan dükkân, alelacele kepenklerini kapatıyor.
Ve ardından, sinsi adımlarıyla ortaya çıkıyor yalnızlık.
Kimsesiz kalan duyguların mecburi istikametidir, dağılmışlık.
Çingene falcının elindeki kâğıtlarının biri dert bir elem.
Kimler neden aldı, nerelere atıldı çileli kellem.
Eter koklatılmış gibi, ayakları sekiz çizen zaman,
Fakir sevgilerin üzerine hışımla yıkılmakta.
Rutubet kokusuyla akşam, neyi beklediğinden habersizdir orta yerde.
00.30 arabalı vapuruna, kimse binmiyor neden.
Yakamozlar uzanmış, musalla taşı misali denizin üzerine.
Yaptığı veya yapacağı fazla şey yoktur vefasız sevgilinin.
Yönetmen bile anlayamadı, nerede koptu sonu geldi bu filmin.
Hangi mevsimin, kaçıncı günü ve fırlama saatindeyim belli değil.
Ulan felek;
Ne kadar alicengiz oyunları yaparsan yap,
Yine de bi hoş geliyor elinde çaldığın dümbelek…
|
|
|
Gönderen:
FATİH EKİZ
Şiir ismi:
DENİZ MAVİSİ
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 12:45 |
DENİZ MAVİSİ
DENİZLERDEN ALMIŞ GÖZLERİNİN RENGİNİ
BULUTLARDAN ALMIŞ YÜZÜNÜN RENGİNİ
YAĞMURLARDAN ALMIŞ GÖZ YAŞLARINI
ÇİÇEKLERDEN ALMIŞ SAÇLARININ RENGİNİ
CEYLANLARDAN ALMIŞ GÜZELLİĞİNİ
|
|
|
Gönderen:
Çağatay Nalçaoğlu
Şiir ismi:
Patika
Şehir:
Trabzon
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 11:10 |
Küçük bir patika
Kenarda sızarak akan bir su
Karınca yuvalarıyla dolu
Küçücük bir patika bu
Yaprak hışırtılı,papatya kokulu bu yolda
Patikada bir ses
Sessizliğe kulak ver
Patikadan geliyor bu ses
Gülücüklerle dolu yüzler var
Koşuyorlar bu yolda
Kenarda ağlayan bir çocuk var
Kıvrılmış akan suyun kenarında
Belli ki hüznü var bu çocuğun
Kelebekler arasında
Soruyorlar hiç ses vermiyor
Patikanın kıyısında..
|
|
|
Gönderen:
muhammed akyasan
Şiir ismi:
Yaşamak Nefes Almaktan İbaretmiş
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 10:59 |
Deniz kenarında uçuşan martılar gibiyim gelip geçici
Yamaçlarda yaşayan tilki kadar düşünceliyim
İçimde uçuşan kuşlar kadar özgür bedenim
Ama zaman kadar hızlı değil hislerim
Nefesimi hissettirdiğim zaman rüzgara
Bakmaktan yorulmuş bakışlarımla döndüğüm arkama
Ne yaşamışım ben bu güne kadar dedim
En gereksiz şeylere bile değer biçmişim
Ölümü hissetmek yaşamı kolaylaştırır derlerdi
İnanmazki buna kendini yaşama kaptıran
Ama bilseki nefesi kesildiği zaman duracak yaşam
O zaman aşağı bakar baş kaldırmazdı paşam...
|
|
|
Gönderen:
HÜSEYİN ZEYBEK
Şiir ismi:
SATACAK SAN GEL
Şehir:
Aydın
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 10:42 |
SATACAK SAN GEL
Sevdaya kapılıp gelme peşimden
Sevmenin özünü tadacak san gel
Beni yakacaksan aşk ateşinden
Sözümü sözüne katacak san gel
Sevda yollarında yoruldu isen bak
Nazik ayağına batmasın bıt rak
Neşeli işveli olursan şakrak
Şehveti ummana batacak san gel
Söğüt dalı gibi yorgun değilsen
Başka birisine vurgun değilsen
Eğer ki sen bana dargın değilsen
Gönlünden yükünü atacaksan gel
Gözlerin gözümde dem alacaksa
Öptüğün dudağım nem alacaksa
Sitemin nazın kem olacaksa
Küslüğü pazarda satacak san gel
|
|
|
Gönderen:
Adem Yorulmaz
Şiir ismi:
Ayrılık
Şehir:
K.Maraş
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 09:30 |
Bırak artık sensiz olan günlerimde,
sensiz olan gecelerimde senin yokluğunla avunayım.
Sabahlara kadar ağlayıp gözyaşlarımı sen silmek dururken.
Her damla damla yere düşüşünde dudaklarınla,
gözlerimin altını temizlemeni isterken.
Sen ise bu zalim dünya da bir de sen vuruyorsun,
acılar yoğrulmuş ömrüme merhem olmuyorsun... A.Y...
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Şahin
Şiir ismi:
Yaralısın
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 09:22 |
YARALISIN!
Yaralısın
Aldığın bir kurşun
Bir hançer yarası değil
Daha derinlerde
İyileşmeyen
Kabuk bağlamayan
Acısı dinmeyen
Dermansız bir yara
Belki bu yüzden
Karalısın
Karamsar, umutsuz
Hayata küskün
Darmadağın, paramparça
Tanıdık gibisin
Nerelisin?
|
|
|
Gönderen:
İbrahim Şahin
Şiir ismi:
DİNLE
Şehir:
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 09:13 |
DİNLE
Bilmeden konuşma güzel kardeşim
Sen un çuvalına omuz verdin mi?
Daha büyümeden küçükken yaşın
Ağıllar da tek başına kaldın mı?
Çamur çiğneyip kerpiç dökerek
Sallayıp kazmayı kütük söker
Bakıp elmalara boynunu bükerek
Girip bahçeden elma çaldın mı?
Herinlik olunca tohumu ekip.
Orak tırpanla buğdayı biçip.
Kağnı arabasıyla harmana çekip.
Öğlen sıcağında düven sürdün mü?
Kuzukulak, yemlikleri ayırıp
Üzerinden çamurları sıyırıp
Çökelek ekmekle karın doyurup
Isıtıp yufkayı dürmeç dürdün mü?
Besleyip büyütüp Kangal severek.
Soku taşında bulgur döverek.
Ekinini yayanlara söverek
Sinirlenip gönülleri kırdın mı?
Saç üstünde hiç yedin mi gözleme
Damdaki tarhanayı gel de özleme!
Ah! Olsa da içsek şimdi özeme
Yorulup duvara sırtın verdin mi?
Dere kenarına kurdun mu salgan?
Araba yükleyip attın mı urgan?
Çalıya takılıp kaldı mı urban?
Kuşburnu toplayıp, kazan kurdun mu?
Sen tuzak kurdun mu kışın kekliğe?
Tuz kattın mı taze pişen hediğe?
Hiç çıktın mı Başören’in gediğe
Hüzünlenip hayallere daldın mı?
Zile’den gelirdi pekmezle tahin
Bunlarla beslenip büyüdü Şahin
Kaybedip özünü olmadı hain!
Neden dertliyim şimdi bildin mi?
Dürmeç:İçine katık konularak sarılmış yufka ekmeği.
Salgan:Tahıl yıkamak için derenin çukur yerine yerleştirilen çul, kilim
Hedik:Haşlanmış buğday
Çimmek: Banyo yapmak
|
|
|
Gönderen:
Sevda Timuray
Şiir ismi:
Üşümek
Şehir:
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 02:46 |
Üşürsün, sadece anlamsız ve bir amacın olmadan üşürsün...
Bu üşümekten kurtulmak için çeşitli yollar ararsın.
Sıcak bir şeyler içersin ama bittiğinde yine üşürsün.
Sıcak bir duş alırsın fakat her suyu kapattığında yine üşürsün.
Battaniyenin altına girer ısınmaya çalışırsın ama battaniyeyi
kaldırdığında yine üşürsün.
Kat kat giyinirsin bir anlık ısınırsın ya da
ısındığını sanarsın bu sefer ısındım deyip
üzerindekileri çıkarırsın ama bi zaman sonra
yine üşürsün ortası yoktur bunun ne
yaparsan yap sonunda hep üşürsün.
|
|
|
Gönderen:
Bülent Şen
Şiir ismi:
Kırk Gün Yağmurları
Şehir:
İstanbul
Tarih:
03 Nisan 2013, Çarşamba 02:06 |
Bu ıssız şehirde, gözlerin düştü aklıma.
Savruk rüzgarlarda, boynu bükük, mahzun gülüşlerin.
Kayboldum kaldırım taşlarının kuytularında, gönlünün derinliklerinde.
Sessiz bir gemideyim, sevdalarım bir uçurtmanın kuyruğunda.
Soğuktan çatlamış kınalı elleriyle,
Kabuğunu kırmış toprak anam.
Yedi kat yer, yedi kat gök altında,
Hoyrat ellerce hep ötelenmiş yıllar yaşarken.
Soğuktan kaskatı vücudu, ıskalanmış bir hayat, kalleş kader.
Anlı şanlı tarihinden geriye parlak madalyalar.
Sonsuz çayırlarda bir deli taydır koşan.
Uzaklarda sanma, yakınlardadır beklenen.
Bağrımda ateş, dumanlarda kaybolur gözlerin.
Küskün bakışlarda, kilitli dilin, ürkek sözlerin dökülür.
Zifir karanlık yazgılarda, yazgımızda.
Tüy hafifliğinde titreşen yoldaş melekler eşliğinde.
Ödünç yaşanmış bir hayat, gelgitlerde kaparmış yürekler,
Vakit: gün batımı. Uğrunda gerçekleşmemiş pembe düşler.
Anne kokulu şefkatlerle sevda dilenir yüreğim.
Bitti sevda iklimleri, şimdi kırk gün yağmurları başlar...
|
|
|
Gönderen:
mubeccel zeynep unalan
Şiir ismi:
SILA
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 23:54 |
Sıla
Sarsılam hasretinle, hayalindir bu senin
Al beni gurbet elin kollarından sar sılam.
Neden önemli zaman, yaşanan her an neden ?
Anneden miras mıdır sıcağı var busenin...
Desen solgun bakıyor ya herkese, ya bana!
Koşarak geleceğim bana çıkıp gel desen...
Boyun bükmüş çiçekler ha mor olsun, ha sarı
Hasarı gönlüme sor hesabını yabana...
Gülüşürken burada bir yel eser serince
Ne fayda güneş çıksa dalında gül üşürken…
Her zaman hayalimde, gönül köşkümde sensin
Sen sin ol öldüğümde, toprağını ser ince…
Düşü ne o vuslatın? Hep korkula korkula
Sevda yorgunu gönlüm hangi derdi düşüne?
Sayılı gün değil mi geçer gider derdim de…
Derdim de geçer gider lâkin hasret kor kula…
|
|
|
Gönderen:
Şenol alçınkaya
Şiir ismi:
Aşkın tokatı
Şehir:
İstanbul
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 22:12 |
Aşkın Tokatı
Kahpe bir sevgiye kandım
Ona inandım sarıldım sarmaladım
Öyle bir inanca sahiptimki
Sanki beni bırakmayacak
Başka sevgiler ayırmayacak
Birde ben aşksız sevdasız umutsuz
Yaşananlar ilk ve son bakışsız
Kaderin vurduğu kadersizlerden
Olmamalıyım yıkılmamalıyım
Yaşamak için savaşmalıyım
Kahpe bir sevgi uğruna ağlamamalıyım
Öyle bir dünyaki bu
Mutluluğu arıyorum
Mutluluk bir umut dahi olsa
En güzel mutluluk sevgi mutluluğudur
Her sevgi sevgili kahpe değildir
En güzel mutluluk budur işte
Kalpten içten gelen gelen duygusal mutluluk
Geçici dahi olsa yinede güzel
Şenol Alçınkaya
|
|
|
Gönderen:
Levent Karakaş
Şiir ismi:
Daha Bir Çok Özlüyorum sevgili
Şehir:
İstanbul
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 22:05 |
Daha Bir Çok Özlüyorum sevgili
Bugün günlerden pazar,
Yıllar sonra ilk defa bugün,
Gün güzel başladı bana..
Senelerdir ilk defa bir pazar sabahı,
Erkenden günaydın geldi senden
İçinde günaydın yazan mesajın
Seneler sonra ilk defa bir ilki daha yaşadım seninle.
Gökyüzü kara bulutlarla kaplı iken,
İlk defa bu kadar güzel mavi gözüktü bana.
Oturup seyretmek düştü sadece gözlerime.
O güzel maviyi gökte uçan kuşları.
İlk defa böyle mavi gördüm pazar günü gökyüzünü..
Biliyormusun sevgili?
Bugünde penceremin önünde oturuyorum.
Tıpkı dün yaptığım gibi,
Ve;
Gözlerim terledi sevgili, yolunu gözlemekten.
Bu dün böyleydi bugünde böyle.
Yarın mi;
Daha yarına çok var sevgili,
Daha yarına çok var,
Gün bugün çünkü.
Bugün bitmeden yarın düşünülmez ki.
Bak gün bize ne güzellikler yaşattı
Yağmur, karanlık bulutlar, rüzgar soğuk
Yüreğimiz ise sıcak sımsıcak sevgi dolu.
Sen ben ve yağmurcan.
Ne zaman sen yürümeye kalksan,
Bir titreme alırya tüm bedenimi yüreğimi,
Siyah konuşup maviyi kusar adeta,
Dışarda öter serçeler
Ölümsüz bir tutku ile..
İşte o zaman seni,
Daha bir çok özlüyorum sevgili.
17.03.2013 Levent KARAKAŞ
|
|
|
Gönderen:
levent KARAKAŞ
Şiir ismi:
sen karanfil kokulu yarim.
Şehir:
Sakarya
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 22:02 |
Sen karanfil kokulu yârim...
Sen karanfil kokulu yârim... Sevdiğim;
Avuçlarımda açmış güzel karanfilim...
Derin derin çekiyorum içime kokunu, Seni
Ah be karanfil kokulu sevdiğim
Mutluluğum, huzurum, dört mevsimim
Sarıldığımda dertlerimi unutturan yârim
Gözlerinde mutluluk gözlerime yağıyorsun
Bir anlık yokluğunda bile seni arıyor yüreğim
Dudaklarında hayat bulurken sevgim
Hiç canım acımıyor..
Çünkü sevdiğim;
Sen; buram, buram aşk kokuyorsun...
Sevdam, dudaklarımda duam benim
Hadi, biraz şımart beni
Avuçlarında mutluluk, gözlerinde ışıltı ile
Bana aşkınla yağ
Dağıt içimde kalan kederleri.......
Sen karanfil kokulu yârim...
28.02.2013
|
|
|
Gönderen:
Adem Armağan
Şiir ismi:
Sensiz Geceler
Şehir:
Kayseri
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 17:55 |
Unuttun akmaz mı? gözlerinden yaş,
Hüzün verir bana onsuz geceler,
Aramazsın sanki olmuş kalbin taş!
Hüzün verir bana sensiz geceler.
Seviyorum dedin,madem ki ara,
Özlemin açmıştır kalbimde yara,
Yürekte ateş var,baksana kora,
Hüzün verir bana ıssız geceler.
Yar elimden tutmaz,uzak kaçıyor,
Gelince gönlümde,güller açıyor,
Manalı bakışın,ateş saçıyor,
Mutlu ediyor mu? bensiz geceler.
Hangi gün gelirsin? günün söylesen,
Aklımı dağıtıp,mecnun eden sen,
Seviyorum dedin,gönlüm eylesen,
Halden anlamıyor,densiz geceler.
Göz yaşlarım durmaz,daim akıyor,
Kul Armağan yola hergün bakıyor,
Yokluğun kor oldu, sinem yakıyor!
Hüzün verir bana sessiz geceler.
Adem Armağan
|
|
|
Gönderen:
bahar kılınçaslan
Şiir ismi:
aşksın sen
Şehir:
Giresun
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 16:38 |
Aşksın sen
Hayatımın en deliksiz en kuytu köşesinde buldum seni
İlk önce tuttum ellerinden bırakmamacasına
Gözlerinin içinde boğuldum sanki
Nefes alamıyordum ki nefesini hissettim içimde
bana huzur veriyordun
dünyalara değişmezdim seninle geçirdiğim günleri
yalnız benimdin sen
bana ait olan en güzel en güvenilir şey
sevgin….
Mutluydum hesapsızca sana bağlandım
Hiç aklımdan geçmemişti oysaki
Aşk zaten bu değimliydi hesapsızca sevmekk delicesine
Sebepsiz yere her şeye gülmek
Evet tam da buydu aşk yüreğinin yokluğunda acıması
Ama yok olsa da hep bir umutla beklemesi
Aşkı tarifsiz diyorlar ya
Bana sorsunlar aşkı
Seni gösterirdim
İşte derdim bu adam
Ben aşkı onla tattım derdim
Allah'ım ne güzel şey
Seviyorum demek
Anlıyorum ki tek gerçek duygu sevgiymiş
Gözlerimin baktığı yerde seni görmek
ellerimi uzattığımda ellerini tutmak
en sıkıntılı anımda nefesini nefesimde hissetmek
sen din hep sen
aşkta sendin hayatta
aldığım nefes
ağladığım gözyaşım da
sen tek sevdiğim yarimmmm
|
|
|
Gönderen:
Aynur DEMİRER
Şiir ismi:
SANA GELDİM
Şehir:
Ankara
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 14:37 |
SANA GELDİM
Özlem bitsin artık,gülsün gül yüzün
Ruhunda olmasın bir damla hüzün
Benden başkasını görmesin gözün
Yaşları silmeye sevmeye geldim
Üzülme nur yüzün solmasın senin
Rüzgarlar esiyor gönlüme serin
Dolmadı dolamaz kalbimde yerin
O kalbe ben seni dermeye geldim
Bakma bana öyle derinden mahsun
Beni anlamayanlar ebedi sussun
Seni buldum şükür gerisi kalsın
Gönlüne talibim girmeye geldim
Seni sevmek aşktır; her daim olan
Baharlarda açan çiçeğin olam
Güneşin olurum gönlüne vuran
Bahçende gülleri görmeye geldim.
AYNUR DEMİRER
|
|
|
Gönderen:
AVNİ TEMİZ
Şiir ismi:
SENLE
Şehir:
İstanbul
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 13:03 |
O Sonbahar günü görünce seni,
Olmaz bir duaya başladım senle.
Kalbime düşünce aşkın ateşi
Ne günler geceler düşledim senle.
Bir ömür hayaldi kavuşmak sana,
Düşlerde görmekte yeterdi bana,
Af yok mudur bilmem aşkla yanana,
Sevmek günah ise işledim senle.
Ne uzun geceymiş sabah olmadı,
Döktüğüm yaşları yürek almadı,
Gönülden istedim gerçek olmadı,
Hayalde kendimi eşledim senle.
09.12.2011
Avni Temiz
|
|
|
Gönderen:
AVNİ TEMİZ
Şiir ismi:
VARMISIN?
Şehir:
İstanbul
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 13:02 |
Günler çabuk geçiyor, mevsim kovalar ay’ı,
Yıllar yılı ağladım, güldürmeye var mısın?
Acılar iyleştirmez, gönülde ki yarayı,
Çektiğin yeter deyip, öldürmeye varmısın?
Sazlarda düzen bozuk, gönül hazan mevsimi,
Gözlerde düştü çaptan, söndürüyor fer’imi,
Aşk denen bir illet var, yakıyor ciğerimi,
Sevda pınarı olup, söndürmeye varmısın?
Bizde dönmek olmuyor, edildiyse yemin de,
Her şeyin olurum ben, sevinçte, mateminde,
Yaşam bitmek üzere, ömrümün son deminde
Sana feda başımı, döndürmeye varmısın?
Bu sevda başka sevda, eğlenceye karnım tok,
Sevemezdi ki kimse, seni benden daha çok,
Doktor teşhis koyamaz, Eczacıda ilaç yok,
Yıllar süren acımı, dindirmeye varmısın?
Yüreğe söz geçmiyor, her şey kendi elinde,
Seninle bir ömürdü, düşüm de emelim de,
Kanatlanmış bu gönül, uçar kendi halinde,
Kollarını açarak, indirmeye varmısın?
06.05.2012
Avni Temiz
|
|
|
Gönderen:
AVNİ TEMİZ
Şiir ismi:
NERDESİN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 12:58 |
Unuturum sandım, unutamadım,
Özlemin yüreğe çöktü nerdesin?
Kendimi yalanla avutamadım,
Hasretin dağlara çıktı nerdesin?
Gün gelirde sevdan biter sanırdım,
Hayalin gözümde yiter sanırdım,
Kendimi yıllarca böyle kandırdım,
Ayrılık dünyamı yıktı nerdesin?
Sevda coşkusunu sende yaşadım,
Bir ömür yaşamdı senle muradım,
Birlikte atalım haydi bir adım
Gönlüm yalnızlıktan bıktı nerdesin?
Bu yürek dünyada bir seni seçti
Zehir bile olsa aşkını içti,
Sen gittin gideli seneler geçti,
Gözyaşım sel olup aktı nerdesin?
Çekmek kaderimiş, yazıymış kahır,
Her ekilen tohum bir kök bırakır,
Gönlüm zengin benim, bu sevda fakir
Aşkın ciğerimi yaktı nerdesin?
Nisan 2012
Avni Temiz
|
|
|
Gönderen:
Yusuf Vahit KARAGÜLLE
Şiir ismi:
Antakya'da Kayboldum Anne
Şehir:
Hatay
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 11:04 |
Antakya’da kayboldum anne.
Hiçbir zaman sevgi safhalarında,
Gülüşlerim'le birlikte beni kabul etmeyen
Hep karamsar, hep melül, hep kötü olmamı isteyen Antakya’da
Ne yaptıysam, ne ettiysem gülüşlerim'le birlikte
Bir kez olsun ikna edemedim onu.
Daha sonra öğreniyorum ki anne;
Antakya, herkes gibi bütün kapılarını bana kapatmış.
Seninde anlayacağın şu ki anne;
Oğlun, emsali görülmemiş bir yalnızlıkla baş başa kalmış.
Antakya’da kayboldum anne
Antakya’da
Uzun çarşının Kalabalığı yüreğime üşüştüğünde,
Gülüşlerimi ters akan asi nehrinde bırakıp,
Yalnızlığımın arkasına saklandığım da,
İçine düştüğüm karmaşa gittikçe derinleştiğinde kayboldum.
Antakya’da kayboldum anne
Antakya’da
Başıboş sevgilerden mahrum kalbim,
Gözüme çöreklenirken kaderimin karşısında
Dirhem dirhem hüznümü kimseler görmesin diye,
Avuç avuç topladığımda kayboldum.
Antakya’da kayboldum anne
Antakya’da
Sensizlikten titreyen bedenimi uyumadan önce
Yalnızlığım örttüğünde her gece,
Gittiğin günden beri soğuk rüzgarlardan başka
Kimse yanıma uğramadığın da,
Kimsesiz çocukların acısı ile tanıştığımda kayboldum.
Antakya’da kayboldum anne.!
Antakya'nın ıssız ve dar sokaklarında
Gündüzlerden intikam almayı bekleyen baykuşlar gibi
karanlıklara gömüldüğümde,
İçimde sönmeye yüz tutmuş sevgimin
Sönük ışıklarına, artık elim yetişemediğinde kayboldum.
Artık beni, gülüşlerim'le birlikte önsözlerde de arama anne.
Çünkü ben;adına şiirler yazılıp, besteler yapılan İstanbul’da kaybolmadım.
Ve yahut İzmir ya da Ankara'da
Ben, Antakya’da kayboldum anne!
Antakya’da!
|
|
|
Gönderen:
YAHYA BALCI
Şiir ismi:
Zaman
Şehir:
Kayseri
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 08:46 |
Ne anlamı var sesimin?
Söyleyemiyorsam içimdekileri.
Ne anlamı var haykırmanın?
Baş kaldırmıyorsam...
Yapamıyorsam bildiklerimi.
Ne anlamı var kelimelerin?
Dile getirmiyorsa kalbimdekileri.
Ne anlamı var zamanın?
Ulaştıramıyorsa sana
Anlatamıyorsa seni
Senin adınla titreyen kalbimle
Sürüklemiyorsa zaman beni..
|
|
|
Gönderen:
serpil kaya
Şiir ismi:
Ey Yâr
Şehir:
İstanbul
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 01:43 |
Ey yâr kirpiklerin ok ok
Şu yüreğime gelir, saplanır
Bilmez misin ki ,yaz dediğin
Kara kışın bağrında saklanır.
Seher yeli eser gelir
Senin gül kokunu getirir
Bir garip aşığın sazında
Aşkımızın şarkısı gizlidir.
Bir hülyâlı bakışın,yüreğimi eritir
Eser geçer bahar yeli,
İpek saçlarını dağıtır
Girmez bahçeme ne gâm,ne hazan
Seninle ömrüm seyrân yeridir.
|
|
|
Gönderen:
Savaş SARIKAYA
Şiir ismi:
İÇİMDE FIRTINA KOPTU O ANDA
Şehir:
Aydın
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 00:29 |
İÇİMDE FIRTIN KOPTU O ANDA
Aklıma takıldı o son gülüşün
İçimde fırtına koptu o anda
Bakışların dalgın bin hüzün gizli
İçimde fırtına koptu o anda
Neyleyim uzaktan elim erişmez
Dağlar geçit vermez yolum erişmez
"Ah! ben çareyim yar" gülüm erişmez
İçimde fırtına koptu o anda
Yüreğim hapiste bedenim kafes
Beni sana doğru çağıran o ses
Bir sigara yaktım çektim bir nefes
İçimde fırtına koptu o anda
Senin de sevdiğin bir tek bildiğim
Çağırsam duymazsın sana gel deyim
Nerden bileceksin ah ne haldeyim
İçimde fırtına koptu o anda
Avunsun Genç Aşık gönlün avunsun
Sen ki idamlıksın kimler savunsun
Dedi ki "Öleyim! O yar sevinsin."
İçimde fırtına koptu o anda
Aydın:28.05.2001
Savaş SARIKAYA
|
|
|
Gönderen:
Savaş SARIKAYA
Şiir ismi:
GİTTİN
Şehir:
Aydın
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 00:24 |
GİTTİN
Ümit mi biraktın garip gönlümde
En son kadehimi kırıp da gittin
Yalvardım yakardım dur gitme dedim
Serseri kurşunla vurup da gittin
Bu aşka düşeli gülmedi yüzüm
Bir günden bir güne geçmedi sözüm
Neyleyim böyleymiş benim de yazım
Ayrılık yükünü sarıp da gittin
Seni arar bir gün bulurum diye
Aşkın ecel olur ölürüm diye
Belki de başına kalırım diye
Olmadığın adresleri verip de gittin
Genç Aşık üzülme boşu boşuna
Gidenler değmezmiş akan yaşına
Gün olur elbette gelir başına
Ölmeden kefene sarıp da gittin
Aydın;05.12.2010 12:00
Savaş SARIKAYA
|
|
|
Gönderen:
Savaş SARIKAYA
Şiir ismi:
AŞK ZİNDANI
Şehir:
Aydın
Tarih:
02 Nisan 2013, Salı 00:21 |
AŞK ZİNDANI
Nice Koçyiğitler, nice güzeller
Kimler yatmadı ki aşk zindanında
Kaç gönül yoruldu, kaçı kazandı
Kimler batmadı ki aşk zindanında
İlk düşen Âdem’ di son düşen kimdi
Kaç sülük aşığın kanını emdi
Kaç âşık aşkından çakala yemdi
Kimler gitmedi ki aşk zindanında
Gözleri millidir kulağı sağır
Duymazlar sesini bağır ve çağır
Bitirir habersiz ağır ve ağır
Kimler bitmedi ki aşk zindanında
Terk ettik düşeli hepten ençliği
Götürdü dizimden birden dinçliği
Bir tek tel saçına bütün gençliği
Kimler satmadı ki aşk zindanında
Kimisi dokuzda kimisi doksan
Almadı yıllarca akıl ve izan
Sevdanın yükünü çekmezken mizan
Kimler tartmadı ki aşk zindanında
Köleler, efendi, kör, topal, sağır
Taşınır yük değil, ağır mı ağır
Yıkılmaz duvarlar bağır ha bağır
Kimler çitmedi ki aşk zindanında
Rüyada eyledik yar ile düet
Gönül yapısını kesmiyor jilet
Umut gemisine her gün bir bilet
Kimler çetmedi ki aşk zindanında
Çekilmez demişler sevdanın hırı
Âşıklar çekermiş gerçek kahırı
Bal gibi sunulan tatlı zehiri
Kimler tatmadı ki aşk zindanında
Susuz bir gül gibi düşerken kollar
Ayrılır ezelden ebede yollar
Genç Âşık seni de kül eder yıllar
Kimler tütmedi ki aşk zindanında
Aydın;08.11.2010 18.30
ENÇ: Rahat, huzur, asayiş (TDK sözlüğü)
ÇİTMEK: Vücuttan jiletle kan aldırmak (TDK sözlüğü)
ÇETMEK: Kesmek (TDK Sözlüğü)
HIR: Kavga, dalaş (TDK Sözlüğü)
Savaş SARIKAYA
|
|
|
Gönderen:
muhammet salih zengin
Şiir ismi:
sen
Şehir:
İzmir
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 23:52 |
Yıllar yordu beni
Zor durumda buldu beni
Sen bende tam gibiydin
Yokluğun vurdu beni
Eyy sevgili;
Bilmem seni nasıl anlatsam
Denizden esen meltem gibisin
Dilimde hece,şiirimde öznem
Derdime derman yarama merhem
Sen bende var gibisin
Soğuk odamda,üşüyen ellerimde
Buz tutmuş şu gönlümde
Alev alev yakan har gibisin
Sen bende tam gibisin
Sevgilim sen ben gibisin
Sen bende ten gibisin
|
|
|
Gönderen:
Taha Bilal Mustafa KeKeç
Şiir ismi:
Çat-ık Bir Ruh
Şehir:
Hatay
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 22:44 |
Çatı-k Bir Ruh
mahzenimde saklanır kesik, kırık plaklar
bir senfoninin ağlayan kemanında
ağlak bir ses
aşkın kan kaybında virandır her nefes…
eski bir aynada yorgundur soluğum
saatin kadranında asılı bir biyografi
geriden bakarken yolda kalmış u-mutlar
ötelenmiş umdelerde ukdeler
gerisinde lerzan hazanlarda bir çocuk ağlar
omzu düşük
boynu bükük
kırık dişleri, düşleri gibi…
yelken açarken ruhum hüzün adalarına
yaktım gemileri tüm mürettebatıyla
yıkıldı lobutlar bir bir
Prangalı sayfalar...
diyarım ölü kışlar diyarı
Kahır bir surat
çizikleri cabası
boğuluyor içimde şiirler
damla damla
a-kan giryeler…
çığ düşerken mevsimlerden
her t-araf matem kesiği
talan olmuş şehirler
depremler, taşkınlar, afetler
akıl suskun
zehirli bir duman sanki
islerine bulanmış zifiri bir ruh
asıl diri cesetim asıl
asil bir kadının güncelerinde…
Yazan:Taha Bilal Mustafa KeKeç
Hak eden kazansın sevgilerimle
|
|
|
Gönderen:
gökçe sözucetın
Şiir ismi:
yalnızlıgıma ınat
Şehir:
Bursa
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 22:36 |
Tamam kabullendim artık mağlubiyetleri
Yasam ve yalnızlık hissidır
Kalbimdeki yaraların sebebi ve galibi
Ah sesime ses veren yok
Kime anlatayım yüreğimin derinliklerini
Aklıma bin turlu şey geliyor
Kafam gelgitlerde
Yalnızlık tek korkum kime anlatayım
Yalnızlık davetsiz bir misafir gibi
Gelip başucuma oturmuş
Öfkem bu yüzden yalnızlık sebebi
Sonbaharın sisleri düşüyor yüreğime
Gözlerimdeki nem sağanakların habercisi
Hüzünlendiriyor beni sevdiklerimin acı sözleri
Ve kalbime cam kırıkları batıyor
İstemiyorum sabah doğmasın
Yalnızlığım başlamasın istemiyorum
Ve öfkeleniyorum kendi kendime söyleniyorum
Ressam olup yüreğimdeki hüznün çizseydim eğer
Anlatabilseydim içimde beni acıtan bir şeyler olduğunu
Sevdiklerime söyleyebilseydim belki de yaralamazdı
Onlardan işittiğim sözler bu kadar
Kalbim zincire vurulmuş uçmak istiyor
Tutsaklığından kurtulmak istiyor
Bekliyorum hüzünlerimin bitmesini bekliyorum
Ve kabul ettim mağlubiyetimi
Eskisi kadar şiirler yazmayacağım
Feryadımı susturacağım konuşmayacağım
Varsın almak istemesinler beni aralarına
Ezberimdeki türküleri söyleyeceğim
Doya doya bağıra bağıra
Yalnızlığıma inat
Kelepçe vuracağım dilime
Çıkmak isteyen feryatlarıma inat
Olmadı gene olmadı
Yalnızlık alın yazım
Anlaşılamamak kaderim
Yalnız doğdum yalnız öleceğim
GÖKÇE SÖZÜÇETİN
|
|
|
Gönderen:
Ergül YILMAZ
Şiir ismi:
YALNIZLIĞIN ŞARKISI
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 22:33 |
YALNIZLIĞIN ŞARKISI
Titrek bir el gibi okşarcasına
Bedenimi saran o rüzgârın kasvetli nefesi
Serin, durgun bir akşamüstü
Yalnızlığımı hissettim
Akarsular çekilirken yatağından
Bıraktığı kuru çatlaklar gibi
O yorgun, kurumuş, çatlamış dudaklarım
Issız bir yalnızlığa bürünmüşken dilim
Yalnızlığın şarkısını ıslıkla çalmakta
Yalnızlığın korkusu, dehşeti sardı galiba
Islık sesi artık titrek geliyor
Aniden düşerken boşluğa
Tutunacak bir dalı elim, bilsen ki nasıl arıyor
Yalnızlığın şarkısı inliyor boşlukta
Yorgun gözlerim kaşınıyor
Ovuşturuyorum
Gözlerimi açtım ki düşmekteyim, düşüyorum
ERGÜL YILMAZ
|
|
|
Gönderen:
Ergül YILMAZ
Şiir ismi:
BERABERCE ODAMDA
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 22:26 |
BERABERCE ODAMDA
Akşam olur
Odama sessizlik çöker
İçimde huzursuzluk
Neşemi kaçırır
Eğer sen gelirsen aklıma
Yüzümde tebessüm
Kalbimde kıpırtı
Gözlerimde parıltı olur
İşte o an bir de içeri girsen
Kim bilir neler olur
Ne kıyametler kopar kalbimde
Seni sarmak ister ellerim
Dudaklarım öpmek ister
Bedenim arzular
Gözlerim ”kal” der
Belki sen de
Kalırsın yanımda
Sabahlarız beraber
Beraberce odamda
Ergül YILMAZ
|
|
|
Gönderen:
Ergül YILMAZ
Şiir ismi:
VARMA KAPIMA DOST BENİM BENİM
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 22:25 |
VARMA KAPIMA DOST BENİM BENİM
Derdime derman olmayacaksan
Kırık kanadımı sarmayacaksan
Halimi hatırımı sormayacaksan
Varma kapıma dost benim benim
Kötü gün dostum olmayacaksan
Telefonlarımı hiç çalmayacaksan
Selamı sabahı kesip sormayacaksan
Varma kapıma dost benim benim
Gönül bağıma girmeyeceksen
Demli çayımı içmeyeceksen
Soframda yemeğimi yemeyeceksen
Varma kapıma dost benim benim
Yüküm ağır almayacaksan
Soğuk terim silmeyeceksen
Hatır kıymet bilmeyeceksen
Varma kapıma dost benim benim
İyiyi güzeli bilmeyeceksen
Kötüyü haramı dinleyeceksen
Dara gelince inleyeceksen
Varma kapıma dost benim benim
Helal lokma yutmayacaksan
Düşeni kalkıp tutmayacaksan
Sevip sayıp katmayacaksan
Varma kapıma dost benim benim
İlim irfan almayacaksan
Kağıt kalem tutmayacaksan
Yan gelip de hep yatacaksan
Varma kapıma dost benim benim
Diline beline sahip olmayacaksan
Irkı mezhebi ayıracaksan
Hep doğrunun karşısında olacaksan
Varma kapıma dost benim benim
Kötüyü görüp susacaksan
Kepçe kepçe hep yutacaksan
İşine gelmeyince satacaksan
Varma kapıma dost benim benim
Komşun açken tok yatacaksan
Ortalığı bir birine katacaksan
Cebinde akrep satacaksan
Varma kapıma dost benim benim
İyiye kötü gözle bakacaksan
Toprağını işlemeyip satacaksan
Harama haram katacaksan
Varma kapıma dost benim benim
Yalan yanlış söyleyeceksen
İşine geleni dinleyeceksen
Vicdanı azabı bilmeyeceksen
Varma kapıma dost benim benim
Dağa taşa varmayacaksan
Denizlere göle dalmayacaksan
Alın teri nedir bilmeyeceksen
Varma kapıma dost benim benim
Vatana borçlu kalacaksan
Yurduna ihanet edeceksen
Ne mutlu türküm demeyeceksen
Varma kapıma dost benim benim
Geceyi gündüzü bilmeyeceksen
Gamı kederi silmeyeceksen
Hep başkalarının sözünü dinleyeceksen
Varma kapıma dost benim benim
Yarama merhem olmayacaksan
Kaybettin kendini bulmayacaksan
Söz verip sözünde durmayacaksan
Varma kapıma dost benim benim
Hasta yatağıma gelmeyeceksen
Bir yudumsu vermeyeceksen
Çiçekleri gülleri dermeyeceksen
Varma kapıma dost benim benim
Tatlı tebessümle gülmeyeceksen
Temiz yürekle gelmeyeceksen
Adam gibi durmayacaksan
Varma kapıma dost benim benim
ERGÜL derki sözünde durmayacaksan
Yalanı yanlışı kollayacaksan
Zora gelince sollayacaksan
Varma kapıma dost benim benim
ERGÜL YILMAZ
|
|
|
Gönderen:
ergül yılmaz
Şiir ismi:
DOST YALNIZLIĞIM (AĞRIDAĞI)
Şehir:
Ankara
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 22:23 |
DOST YALNIZLIĞIM (AĞRIDAĞI)
Zirveni görmemiştim o ilk bakışta
Yüreğin kabarmış, hırçın yalnızlığın yormuştu bilirim
Asırlardır biriktirmişsin zirvelerinde
Buz dağı yalnızlıklarını
Hani bazen diyorum da sal kendini
Sal gururunu o güzel baharlara
Oluklarından akarken sevdaların şırıltısı
Kaç baharı yeşertir bilir misin?
Kaç hayata can verir akarken yamaçlarında
Görkeminden bellidir, asırlardır yalnızlığın
Yamaçlarında kabullenirsin, davetsiz misafirlerini
Zirvene ulaşmaya çalışanları öfkeyle izlersin bilirim
İstemezsin hiç kimse zirvelerine ulaşmasın
O eşsiz Yalnızlığına bulaşmasın
Asırlardır özgürdün ya
Bulutların o eşsiz dostluğuna kimseler karışmasın
Haklısın aslında, yerinde olsam bende bunları dilerdim
Bilirim zordur yalnızlık, senin kadar bende beklerdim
Kırılmasına izin verme kanatlarının
Zirvelerine ulaştırma kimseleri
Bırak darılsınlar, söylensinler ardından
Umursama hiçbir şeyi, umursama
Ha birde hep merak etmişimdir
Dağların öteki yüzlerini
Acaba neler gizlidir kara kutularında
Zirvelerinde eserken o asi fırtına
Bir tarafları karanlıkken, öbür aydınlıkları
Usulca yanaşmak isterim yamaçlarına
Yüreğim, avuçlarım sımsıkı sararken yalnızlığını
Sakın tutmama izin verme
İçimi parçalar, özlerim öyle inan ki
Öyle çok özlerim o derin buz tutan yalnızlığını
Zirvene ulaşmak isterim ey! Ulu ağrı dağı, dost yalnızlığım.
|
|
|
Gönderen:
gökçe sözucetın
Şiir ismi:
adını yazdım
Şehir:
Bursa
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 21:56 |
Şu gönlüme sevdanın kor bir ateşi düştü
Bu şarkıyı senden düşen köz ile yazdım..
Saçımda eridi kar,gözüme düştü..
Adını şu kalbime ben ağlayarak yazdım…
Sol yanımda var yine hasretin o acısı
Yüreğimden gitmiyor gülüm gönül ağrısı.
Hüzünlü yaşlarımın dinmiyor ki sancısı
Sancılı bir anımda of çeke çeke yazdım..
Okuyayım usulca dinle bu şarkımızı
Anlatayım doluca yaşanan aşkımızı
İçinde sen olunca anla farkımızı
Bizim farkımız elden ayrı diyerek yazdım.
|
|
|
Gönderen:
Kadri KIRMIZITAŞ
Şiir ismi:
SANA GELDİM EY YAR
Şehir:
Van
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 20:45 |
Köklerimden koptum dalsız yapraksız kaldım
Sana geldim ey yar sana geldim
Sildim herkesi, herşeyi göze aldım
Sana geldim ey yar sana geldim
Balı bırak zehre razı oldumda geldim
Tatlı uykumu gece yarısı böldümde geldim
Cümle cefaya razı oldumda geldim
Sana geldim ey yar sana geldim
Dünyayı gözümde bir pula sayarak
Ayrılık sızısını yürekten hisseredek
Sılayı terk edip gurbete mesken tutarak
Sana geldim ey yar sana geldim
Ağlar gözlerim durmaz yaşından bıktım
Bazen yağmur bazende sel olup aktım
Annemin babamın elini öptüm
Sana geldim ey yar sana geldim
Geldim kapına duymadınmı buyur etsene
Mecnun halime ağlıyor uyanda görsene
Sarıl boynuma hoş geldin desene
Sana geldim ey yar sana geldim
Terkettim kavmi kardeşi dostu yoldaşı
Büyümüş içimde sönmüyor sevdanın ateşi
Ağarmış saçlarımla gözlerimdeki yaşı
Sana geldim ey yar sana geldim
Suçum var ise affetmen için
Cezam var ise hükmetmen için
Kapına kul etmez isen öldürmen için
Sana geldim ey yar sana geldim
Fermanım boynumda suçum elimde
Feda etmişim canımı baş koymuşum yolunda
Adını bir dua gibi söyleyerek dilimde
Sana geldim ey yar sana geldim
Soranlara İster aşık dersin istersen meczup
İster mahkum dersin istersen bir garip
Son arzumdur yar kokunu içime çekip
Sana geldim ey yar sana geldim
Hasretin kor gibi bedenim yakarak
Gözlerim yaş dolu boynun bükerek
Karlı dağları aştım ova diyerek
Sana geldim ey yar sana geldim
İster sarıl boynuma ağla benimle
İster alay et kendince kendi dilinle
İster kov beni taşla kendi elinle
Sana geldim ey yar sana geldim
Ellerinden tutup afıma geldim
Kahve gözlerini görüp öpmeye geldim
Ayak tozuna yüzümü sürmeye geldim
Sana geldim ey yar sana geldim
Kadri Kırmızıtaş
29.07.2010
|
|
|
Gönderen:
Kadri KIRMIZITAŞ
Şiir ismi:
SEN NERDESİN
Şehir:
Van
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 20:25 |
Bu senede buralara sensiz geldi bahar
Göçmen kuşlar döndü sen nerdesin
Bağlarda açtı çiçek, ayva ile nar
Açmadın gönlümde sen nerdesin
Ne bulut yağar ne güneş doğar
Karanlık geceler ay yıldızı boğar
Gecelerin efkarı sinemi sarar
Nefessiz kalmışım sen nerdesin
Harabeye dönmüş koyduğun yerler
Bülbülsüz solarmış her baharda güller
Sen yoksan bu adam cenneti neyler
Sevdası alev alev yar sen nerdesin
Bu nasıl gidiştir, gidipte dönmedin
Sarılıp boynuma geldim diyemedin
Sensizliğin koymadı bir gün gülmedim
Göz pınarları kurudu,can sen nerdesin
Gül ölüyor bülbül asırlık ihtiyar
Yürek doldu taşıyor acılarından ey yar
Seni bekleyi oldum yaşlı bir ihtiyar
Belim büklüm büklüm, yar sen nerdesin
Ellerim kalem tutmaz bedenim hazan
Dilim kekeme yetmiyor avazdan
Sabır tükendim deyip, göçtü buradan
Eller acır oldu yar sen nerdesin
Acep vazmı geçtin yoksa unuttun artık
Selamın gelmez oldu kokunu almıyom artık
Sözler çoktan tükendi harfler figanda artık
Dört mevsimim kar boran gel sen nerdesin
Teselli kar edermi sen başka yerde
Can koymuşum yoluna çoktan geçilmiş serde
Hasretin acısı dost olmuş şimdi kollarda
Yar yerine sarılırım can sen nerdesin
Yıldızlar kayar oldu bir an dinmedi
Saatler dakikalar geçti durmadı
Neylersin bir gece seninle sabah olmadı
Bitmiyor geceler doğ sen nerdesin
Çağırırım gelmezsin hasretim dinmez
Nasıl bir sevdasın sen derman kar etmez
Alev alev yanar yüreğim dumanı tütmez
Gizli gizli yanarım su sen nerdesin
Annenin hasretiyle özlerim seni
Gelir diye yolunu gözlerim seni
Ölmeden mezara koyacaklar da beni
Musalla taşına yatırmışlar duy sen nerdesin
Kadri KIRMIZITAŞ
|
|
|
Gönderen:
Sercan SELÇUK
Şiir ismi:
Uyanış
Şehir:
Konya
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 20:10 |
Yokluğunda durmadan yalnızlığı içmişim,
Deva olacak gibi kaderimi biçmişim.
Kendime kızıyorum, suniyle oyalandı;
Hissettiğim gerçekler koskoca bir yalandı.
Yalancı duyguları hakikat bellemişim,
Cennetten parça diye kalbine ellemişim.
Hesabı veremedim, kendi içimde yandım
Rabbimden af diledim, kendi içimde yandım.
Yanımda olduğunda dünya benim sanmıştım
Haşa O'nu unutup, seni bin kez anmıştım.
Yoldan çıkmama rağmen, hiç yüzüme vurmadı
İstese yok ederdi; merhameten savurmadı.
Zamandan uzaklaşıp boşa kürek çekmişim,
Faniliğe kapılıp, ahretimi ekmişim.
Beyhude geçmişime çarpıyorum ahımı
Yer ve Gök'ün sahibi; bağışla günahımı...
Sercan Selçuk
|
|
|
Gönderen:
Mehmet Ali Akbaş
Şiir ismi:
SEN BENİ SEVERDİN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 20:05 |
Sular gibi akıp çağlayabilsem
Hıçkıra hıçkıra ağlayabilsem
Gönlümü gönlüne bağlayabilsem
Sen beni severdin bende seni yar
Aşkı gözlerimde seçebilirdin
Eğilip pınardan içebilirdin
Dünyanın malından geçebilirdin
Sen beni överdin bende seni yar
Aşkın ile ölsem ehli bilirdi
Kırılan gönlümü kimler alırdı
Mecburi sevdana kurban olurdu
Sen beni adardın bende seni yar.
Mehmet Ali AKBAŞ (Mecburi)
|
|
|
Gönderen:
Yusuf Aslan
Şiir ismi:
YANAR AĞLARIM
Şehir:
Malatya
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:58 |
Her güzele bağlanmazken efendim
Bir güzelin sevdasıyla yanarım
Kul olup da bir kul gibi gülmedim
Ne sevincim oldu ne de bayramım
Ayağımdan tutup başıma kadar
Çokları karıştı işime kadar
Küçük yaştan bunca yaşıma kadar
Boşa gelip geçmiş geçen çağlarım
Akıl ermez şu feleğin halına
Olmadık bir yerde biner dalına
Gayrı bülbül konmaz oldu bağıma
Viran oldu bülbül öten bağlarım
Yine tazelendi yürekte yaram
Bilmem ki ben hangi derdime yanam
Derdimle baş başa olduğum zaman
Kul Yusuf der her gün yanar ağlarım.
Söz: Yusuf Aslan.
Malatya / Fethiye.
|
|
|
Gönderen:
AVNİ TEMİZ
Şiir ismi:
DÜŞLERİMDE SEN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:57 |
Bundan daha güzel gece mi olur?
Gelecem diyorsun, düşlerimde sen.
Bundan daha güzel hece mi olur?
Sevecem diyorsun, düşlerimde sen.
Gördüğüm sürece sende ilgiyi,
Vereceğim sana bitmez sevgiyi,
Leb demeden artık ben leblebiyi
Bilecem diyorsun, düşlerimde sen.
Bakınca gördüm ki işin özüne,
Beni de düşürdün aşkın közüne,
Gece gündüz her dem senin yüzüne
Gülecem diyorsun, düşlerimde sen.
Çektirmeyeceğim bir daha yası,
Yeşerecek artık aşkın ovası,
Yıllardır biriken gönlünde pası
Silecem diyorsun, düşlerimde sen.
Mutluluk tütecek artık bacandan,
Ne senden geçerim, nede bu candan,
Dizlerim titriyor bak heyecandan
Ölecem diyorsun, düşlerimde sen.
01.04.2013
Avni Temiz
|
|
|
Gönderen:
Yusuf Aslan
Şiir ismi:
GÖREM YÜZÜNÜ
Şehir:
Malatya
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:56 |
Bu kara sevdaya düştüm düşeli
Kaldırda peçeni görem yüzünü
Bir güzel gördümde yüzü peçeli
Kaldırda peçeni görem yüzünü
Arguvanın yolu rampalı yoldur
Dağında açılan sümbülle güldür
Kaldır ey sevdiğim peçeni kaldır
Kaldırda peçeni görem yüzünü
Güzel gözlerinden ışık saçmıyor
Nur cemalin üzerime düşmüyor
Peçe güzellere hiç yakışmıyor
Kaldırda peçeni görem yüzünü
Gel vurdurma ellerimi dizime
Ateş atma yüreğime özüme
Kul Yusuf kurbandır senin yüzüne
Kaldırda peçeni görem yüzünü.
Söz: Yusuf Aslan.
Malatya / Fethiye.
|
|
|
Gönderen:
Yusuf Aslan
Şiir ismi:
ALA CEYLANMIŞ
Şehir:
Malatya
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:54 |
Bir güzelin perçemine bağlandım
Meger yol gösteren ulu mevlaymış
Gül yüzüne aşık olup yalvardım
Beni mutlu eden meger hatçaymış
Şu anlıma doğar nurlu cemalın
Bir aşk ile geçer dakikam anım
Ey gözümün nuru hatice hanım
Beni mecnun eden senin sevdaymış
Şu biçare aklım ile uğraştım
Sabır edip benliğimle savaştım
Divane gönlümü alıp dolaştım
Böyle bir sevdayı veren hüdaymış
Canımı alacak hakk hüda olsun
Aklımı alacak bir nida olsun
Kul Yusuf uğruna hep feda olsun
Beni serhoş eden ala ceylanmış.
Söz: Yusuf Aslan.
Malatya / Fethiye.
|
|
|
Gönderen:
Yusuf Aslan
Şiir ismi:
GURBET ELLER
Şehir:
Malatya
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:52 |
Bi köylülük vardı yar ile bende
Onu da tüketti şu gurbet eller
Bin de bir keyfimiz yok idi elde
Onu da tüketti şu gurbet eller
Koyun kuzu çobanımız var idi
Tarla bahçe marabamız var idi
Köy de hısım akrabamız var idi
Onu da tüketti şu gurbet eller
Türbemiz var idi hemi de yatır
Kurbanlar keserdik, çekerek tekbir
Merhabalaşırdık, Allah a şükür
Onu da tüketti şu gurbet eller
Bazan tasalanıp düşerdik gama
Gam gasafet götürürdü hayala
Eskiden merhamet var idi amma
Onu da tüketti şu gurbet eller
İster ötele “dost” ister benimse
Çiftetelli oyna bayram dügünse
Kul Yusuf da her ne kadar eğlense
Onu da tüketti şu gurbet eller.
Söz: Yusuf Aslan.
Malatya / Fethiye.
|
|
|
Gönderen:
Yusuf Aslan
Şiir ismi:
ŞİMDİ Bİ KÖYE BENZEMİŞ KÖYÜMÜZ
Şehir:
Malatya
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:49 |
Her taraf çamurdan çıkılmaz idi
Şimdi bi yola benzemiş yolumuz
Yılda bir ev dahi yapılmaz idi
Şimdi bi eve benzemiş evimiz
Güvendiği orman alıp bürümüş
Güvendikten ta eyniğe yürümüş
Dağlarımız gelin gibi süslenmiş
Şimdi bi dağa benzemiş dağımız
İlim ilerleyip zaman değişmiş
Eski yokluk gidip bereket gelmiş
Kara çalı bile hizaya girmiş
Şimdi bir bağa benzemiş bağımız
Nasıl tarif edem "Köyümü" dille
Yine karşıladı beni, al gülle
Yazıhan'dan öte güzel Fethiye
Şimdi bi ele benzemiş elimiz
Veda ettik tozlu yola çamura
Veda ettik samanlığa ahıra
Kul Yusuf der nice işlerden sonra
Şimdi bi köye benzemiş köyümüz.
Söz: Yusuf Aslan
Malatya / Fethiye.
|
|
|
Gönderen:
BUSE KARAMAN
Şiir ismi:
Beklemelidin belki
Şehir:
Bartın
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:49 |
beklemeliydin belki
yürek isteyen işti sahi
değecekti oysa ki
mutlu olacaktık vallahi
belkide seni sen yapan şeydi aklın
aah! o aklında benden başka neler sakladın
ben bu aşkı kalbime gömdüm dualadım
belkide bunlar kalbime söz geçiremediğim mıslaralarım..
kuruntusu kalır ruyalarımın
her daim zaten yalnizdım
ben bu hayata çok alıştım
gitsem gam yiyen olur mu ki?
şayet bir gün gelirsin belki
ben seni o gün gibi sevecekmiyim ki
kanarken içim ne yaparım ki
o acıyı tekrar bana yaşatma nolur ki ?
sayfaların bir önemi yok artık
sadece felsefeden ibaret hayatım artık
düşüncelerimin kurbanı olmuşum
hayat sen nerde kaldın bir gel artık..
,
|
|
|
Gönderen:
AVNİ TEMİZ
Şiir ismi:
GELİRMİSİN
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:44 |
Benle birlikte yaşamak
Zor diyorum, gelir misin?
Acıymış yürekten yanmak
Kor diyorum, gelir misin?
Dağları diktin araya
Çileler girdi sıraya
Gönlümde ki bu saraya
Gir diyorum, gelir misin?
Selam olsun benden sana
Canımda kurban canana
Sensizken bu dünya bana
Dar diyorum, gelir misin?
Gel de kapat şu arayı
Yıkma gönlümde sarayı
Senin açtığın yarayı
Sar diyorum, gelir misin?
Korkum yok sevda selinden
Acıyı tattım dilinden
Ölmek isterim elinden
Vur diyorum, gelir misin?
01.04.2013
Avni Temiz
|
|
|
Gönderen:
Neriman aydemir
Şiir ismi:
Bu Can Dayanmaz
Şehir:
İzmir
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:25 |
Bu can dayanmaz
Gurbet ellerinde sabah olmuyor.
Yarim hasretine bu can dayanmaz
Gönül yorgun darda benzim soluyor.
Gayrı hasretine bu can dayanmaz
Yollar dağlar engel yürek yaralı
Merhem çalsan tutmaz ölüm sıralı
Ele düğün bayram bize karalı
Gayrı hasretine bu can dayanmaz
Eser hoyrat eser başımda duman
Gözde ne fer kaldı ne serde güman
Felek dolu oldu yağdı Neriman
Gayrı hasretine bu can dayanmaz
|
|
|
Gönderen:
KORAYCEYLAN
Şiir ismi:
NASIL ATAYIM
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:25 |
NASIL ATAYIM
hayat bir solukta akip giderken gözlerimin en karasindan
Kilit vurdum dillerime anmasin adini sabalarimdan aksamlarima
sönmüs yanginimin küllerinin tortusunu biriktirdim yüregim en derininde
kahirlarimla yogurdugum seni içimden atamiyorum ..
nasil atayim! yapismis sevdan yüregime içimde can gibi…
seni her unutmak istedigimde,
sevdanin tozlu yollarini asindiran ayaklarim götürür beni sahillere
dalgalarin köpüklerine karisir bedenimin her zerresi
alir beni benden sessizligime gömdügüm hatiralarim
sonra gün batimina takilir gözlerim sahil kenarinda
yer gök kizila boyanirken, saçlarinin rengini çalar günes..
ve unutmak isterken seni, yine bana hatirlatir….
kahirlarimla yogurdugum seni içimden atamiyorum ..
nasil atayim! Deniz, gözlerinin mavisine bürünmüsken cam gibi
sonra karanlik sarar etrafi… yoklugun gibi, her yer kapkaranlik..
tek basina yürürüm, asindirdigimiz sokaklarda amansizca..
çektigim her nefeste hüzün dolar içime,
diller susar, senli hatiralar fiskirir yüregimden fisildarlar seni bana
sensiz geçtigim dar sokaklarda yokluguna aglayan duvarlar görürüm
nereye gitsem sana kapali her yolun çikmaz sokaginda kaybolurum
kahirlarimla yogurdugum seni içimden atamiyorum ..
nasil atayim! damarlarimda dolasirken kan gibi.
üç bes arkadas muhabbetlerinde teselli bulmaya çalisirim aksamlari..
hatiralarin tozlu sayfalari açilir muhabbetin en koyu satirlarinda
geçmis günleri yadederken aci, buruk bir gülümseme sarar çehremizi
vicdan mahkememde kendimi hesaba çekerken, geceler uyku girmez gözüme.
kahirlarimla yogurdugum seni içimden atamiyorum ..
nasil atayim! yasarken seni her animda keder gibi gam gibi..
|
|
|
Gönderen:
Tuğrul Çavuş Mestan
Şiir ismi:
ölüm
Şehir:
Yurtdışı
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 19:21 |
Uzun bir yol iskeçeden gümülcine,
Gönül bir hoş oluyor yari görünce.
Koca koca yıktılar camilerimizi,
Hala kulaklarımda buldozerlerin sesleri.
Bahçede gülüm kurudu,
Bu Yunan kudurdu.
Neydi istediğim yaşamak insanca,
Adaletti arzum ömrüm boyunca.
Bizim bu memleket,
Eh zalim dikkat et.
Hesap verceksin elbet,
Bu dünya seninse var benim için ahiret.
Sevdamsın Batı Trakyam,
Sonum ölüm olsada seni bırakmam.
Senin uğrunda ölüm,
Cenabı hakka kavuşmak gülüm
|
|
|
Gönderen:
Nefesimsin
Şiir ismi:
Nefesimsin
Şehir:
İstanbul
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 16:16 |
Merhaba küçük hanım;
Bu senmisin tanıyamadım
Üç beş yıl da olmuşşun olgun bir kadın.
Kısalmış saçların, çatılmış kaşların, kırışmış göz altların.
Ah be kadın
Sen şiir yazılmayacak aşıkmısın
Ben ne murat han mungan ne de necip fazılım
Uğruna şiir yazamam mı sandın ?
Yaşadıklarımız iki satır etmez mi sandın?
Sen yeter ki yapamazsın, yazamazsın de
Ben sana binlerce sayfalık roman yazarım . . .
Bu gün günlerden senin adın tekrar hoş geldin balım
Şimdi dinle beni çekik gözlü ceylanım
Git hayatımdan bırak beni bana demiyorum sana.
Sen hep bir yanımda gizli kal
Lakin uğruna şarkılar, şiirler, ağıtlar yazdırma
Bir kibritte sen çakma sönmüş mangalın küllerine
Meze olmasın yarım kalmış sevdamış darma dağınık yerlerde
Ben seni unutmadım kadın
Bir seni birde vapurdan indiğinde buğulu gözlerini
Yenikapı samatya sahilini
Cebime bıraktığın minik hediyeni
........... Bursa, istanbul, ankara otobüs seferini
Benden ayrılamadığın da ek sefer varmı dediğin günleri
Seni beklediğim gar'ın kalabalık halini
Kahvaltıda çorba ardından sigaranın sonunu sevdiğini
İnce belini, çekik gözlerini, top çeneni
Sen ne kadar düşünceli bir erkeksin dediğin günleri
Yanımdayken annene ettiğin yalan yeminleri
Unutmadım
Hem yaz hem de kış yanıma geldiğini
Peki ya sen
Sen unuttun mu? imkansızım beni
Dur cevap yazma
Sen yine adam yazmış de
Ama güzel ama çirkin de . . .
|
|
|
Gönderen:
Kübra Orhan
Şiir ismi:
İÇİMDEKİ SIZI
Şehir:
Bartın
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 15:18 |
İÇİMDEKİ SIZI
Bu ara pek öfkeli, ha bre sinirli
Öyle ya nereden bilsinler seninkini
Kendini zincire vurmuş zahir
Vurmuş kadehin dibine dibine
Ah be bileler derdini yine bilseler
Sen!sevdiğimin canını acıtan o zalim
Yüreğimizi yerle bir ettin ve gittin
Sana sormazlar mı be zalim
Tutamıyorum öfkesi dağlar kadar
Ah bilseler derdini yine bilseler
Bir ses duydum içten içe ağlayan
Dağları delercesine nameler alabildiğine
Anlaşılan oda öfkeli sahi ya belkide aşıktır.
Belkide söyliyemiyordur
Ah bilseler derdini yine bilseler
Kalbimde bir sızı kurşun girmişcesine
Çıkarın o kurşunu içimden yüreğimi dağladı
Sanki ben seninim dercesine
Ben böyle değildim kırmazdım kimseyi
Ah bilseler derdimi yine bilseler.
KÜBRA ORHAN
|
|
|
Gönderen:
GAMZE YAGMUR
Şiir ismi:
Yalnızlık Varsa Kısmetinde
Şehir:
Balıkesir
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 14:31 |
Yalnızlık varsa kısmetinde
Beklemediğin anda oturur dizinin dibine.
Sarılır boynuna bakar gözlerinin içine,
Kovma beni… Kovma!
Bir ömür kalayım yanında dercesine büker boynunu
İşte o zaman kıramazsın,
Kemiklerine işler yalnızlığın ayazı
Kurtulamazsın!
Öksüz çocuk gibi sığınır sana
Davetsiz misafir olur, ilişir yüreğinin kıyısına.
Yalnızlık varsa kısmetinde,
Göz çukurlarında birikir yokluğu
Kirpiklerine yapışır silueti, damla damla düşer yüzüne
Gözlerin yanar canın kanar,
Acır sol yanın.
Yalnızlık…
Günün yirmi dört saatinde eteğine dolanır,
Seninle uyur, uyanır seninle, ortak olur gecelerine
Kovsan da gitmez yüzsüzce yapışır kapı eşiğine.
Yalnızlık varsa kısmetinde,
Sigara paketleri komodinin ayrılmaz parçası,
Ömrünü bitirme bahanesi,
Parmağının alyansıdır.
Hayatını zehiri olup, seni senden almaya taliptir
Nikotin kokan nefesinin ortağı olur
Ciğerlerine çekip, atamadığın muzdariptir.
Yalnızlık varsa kısmetinde
Uzun gecelerin ilahisidir kuş sesleri
Bir kedi mırıldanması, rüzgarın uğultusu
Cesaret olur sabaha…
Gözlerin kilitlenir perdenin küçük oynaşmalarına
Hop oturup, hop kalkar yüreğin
Ecelin nefesini hissedersin ensende.
Yalnızlık varsa kısmetinde,
Sana çıkan yollar, bir bir kapanır.
Dilenci uğramaz kapılar sağır,
Yaslandığın duvarlar rengarenk hüzünle boyanır
Hüzzam şarkılarının istek saati başlar,
Çünkü; istemesende artık yalnızsındır.
Yalnızlık varsa kısmetinde,
Dünya boştur gözünde, tersine akar yetişemezsin
Kum saatine…
Dal bulamazsın tutunacak,
Güller bulamazsın koklayacak,
Panik içinde kendinden kaçarsın köşe bucak
Dört mevsim hazana teslim olursun,
Yalnızlık toplarsın kucak kucak.
Yalnızlık varsa kısmetinde
Koskoca bir kent yıkılır üzerine
Ayak izlerini takip edersin, bulurum diye
Kimsesiz kalmışsın dır bir sokak köşesinde,
Ne aradığının farkında olmadan
Döner durursun kendi ekseninde,
Yürürsün duvarlara çarparak
Ve kayıplar listesinde,
İsimsiz bir garipsindir artık.
Yalnızlığınla büyürsün,
Her gün yalnızlığına katlanarak…
Gamze YAĞMUR
27/03/2013
|
|
|
Gönderen:
Diler ÖNEM
Şiir ismi:
Derttaş
Şehir:
Niğde
Tarih:
01 Nisan 2013, Pazartesi 13:57 |
DERTDAŞ (AYNI DERTTEN MUZDARİPLER)
Dertlerim kör düğüm olmuş,takılmış yüreğime.
Onu bir sen çözersin o zarif ellerinle.
Uğraşmaya gerek yok,şöyle dokun bir kere.
Bir ufacık dokunman bütün düğüme çare.
Bu düğüm çözülürse bütün dertler bitecek.
Beni, loş ışıklı bir sokağa itecek.
Sokakta neler var ,ah neler var bir bilsen...
O zaman hak verirdin bana, düğümün çözümünde sen.
Sokakta bir lamba var,loş ışığı sağlayan.
Bir adam var köşede hiç durmadan ağlayan.
O da aşıkmış meğer,sen gibi bir kalpsize.
Anlattı olanları ağlayarak o gece.
Hak verdim zavallıya, boynumu büktüm ben de,
Elden birşey gelmez ki,aynı dert var bende de.
Mademki karşılık yok bu ölümsüz sevgiye;
Gel kalpsiz olalım onlara nispet biz de.
İki kalpsiz ağladık o gece hiç durmadan.
Göz gözü görmüyordu sigara dumanından.
Bir kahkaha yükseldi tam lambanın altından.
Meğer kafayı yemiş, şu bizim DERTDAŞ adam.
|
|
|
|
|